25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2000 PERŞEMBE 14 l U i l . kultur(a cumhuriyet.com.tr Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya saygı gününe katılan Union Yayınevi'nden Lucien Leitess 4 Türk edebiyatından haberdarız' SEZER DüRU tstanbul Goethe Enstitüsü 24 Mart 200 Cuma Günü Galatasaray'daki bi- nasında Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya say- gı günü düzenledı. Günümüzün en büyük şairlerinden olan Dağlarca bi- lindiğı gibı 85 yaşına bastı. 1999'da ise yazar Ahmet So> sal'ın "Arzu ve Var- lık - Dağlarca'ya Baktşlar" adlı yapı- tı yayımlandı. Dağlarca'nın "TaşGü- veran" adlı kitabı da 1999'da Unions- verlagtarafından Türkçe ve Almanca olarak basıldı. Goethe Enstitûsü'ndeki toplantıya konuşmacı olarak Union Yayınevi yö- neticisi Lucien Leitess, Prof. Önay Sö- zer ve Ahmet Soysal katıldılar. Dağ- larca da toplantıya geldi. Programdan sonra kitaplannı okuyucularına im- zaladı. Toplantıyı açış konuşmasında Goethe Enstitûsü Müdürii Rüdiger Bolz, Dağlarca hakkında Alman bası- nında övgü dolu yazılar çıktığını, bir eleştırmenin "lşteNobel Odühıiçin bir aday" dıye yazdığını belirtti. Unıon Yayınevi 20 yıldırZürih'te fa- aliyet gösteren ve Latife Tekin, Ferit Edgü, Aziz Nesin, Sait Faik, Mehmet Uzun ve Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi Türk yazarlannm kitaplannı basan bir yayınevi olma özelliğini taşıyor. Ay- nca Cengiz Aytmatov, Necip Mahfuz, Tahar Ben JeÜoun,Cezayir, Fas, iran, Nairobi vd. gibi ülkelerin bilinmeyen edebiyatlan hep bu yayınevi sayesin- de Avrupa'ya ulaştılar. Yayınevinin yöneticısi Lucien Leitess ile görüştük. - Vlrmi yıldır bu yayınevinin başın- dasınız ve hep az bilinen >a da bilin- meyen yazarian basOnı/, sizi buna iten neden neydi? LEİTESS - Alman yayın yaşamın- da kültürel bir çöl hâkimdi yirmi yıl önce, bu bu Amerika'da da böyleydi, büyük dillerin edebiyatlan dışında hiçbir şey bilinmiyor, tanınmıyor ve yayınlanmıyordu, Türk edebiyatı da bi- İinmiyordu. Dünyayı edebiyat yapıt- lanyla dolaşmak, değişik olanı sunmak benim amacım oldu. - Peki ama bu edebiyatian ve yazar- ian bubnak kolav oldu mu? Fazıl Hüsnü Dağlarca • Union Yayınevi 20 yıldır Zürih'te faaliyet gösteriyor. Cengiz Aytmatov, Necip Mahfuz, Tahar Ben Jelloun, Cezayir, Fas, tran, Nairobi vd. gibi ülkelerin bilinmeyen edebiyatlan bu yayınevi sayesinde Avrupa'ya ulaştılar. LEİTESS- Büyük bir yazan keşfet- mek Amerika'yı keşfetmekten daha ko- laydır. Bulmak isteyen de bulur za- ten. Dostlar, ansiklopediler, yolculuk- lar, sohbetler buna yardımcı olur. Önemli olan meraklı olup ilgilenmek- tir. - Aileniz Avnıpalı mı? LEİTESS - Kökenimiz bir > andan St. Petersburglu, bir yandan Bakûlu, Constantinopel üzerinden Fransa ve ls- viçre'ye göçmüşler - Bugün başka üikelerdede bu tip >a- yuıevleri var mı? LEİTESS - Evet var, her ülkede var hemen hemen. Ben yaptığım işi bir çe- şit kültürpolitikası olarak görüyorum. - Evet, birleştirici bir poiitika iztj- yorsunuz. Zaten \avıne\inin adı da L nion. Si/ce bu yirmi yıilık uğraşa değ- dimi? LEİTESS- Evet değdi. Bir kere son derece zevk aldığım bir işi yaptım, büyük anlatıcılar keşfettim; dünyamı- zın konulannı bu kitaplarda bulduk, aynca dünyamızın zenginliğini de öğ- renmiş olduk. Dünya edebiyatı görii- nümü tamamen değişti diyebilirim. Bugün herkes bir Arap edebiyatının, bir Türk edebiyatının varlığından ha- berdar. Oysa yirmi yıl önce durum hiç de böyle değildi. - Tıraj ne civarda? LEİTESS- Beş bin ile yüz bin ara- sında değişiyor. - Yazariannızı kişisei olarak tanıyor musunuz? LEİTESS -Çoğunu tanıyorum, ço- ğu ile dostum. Zaman buldukça onla- n kendi ülkelerinde ziyaret ediyorum. - Peki büfün bu dillerden çevirmen bulmak kolay oluyor mu? LErTESS-Çok zor, iyi bir yazar bul- mak kadar zor. Çevirmenin yazan sev- mesi, onunla aynı espriyi paylaşması gerekir iyi birçeviri yapabilmesi için. Türkçeden çeviri yapan kişi sayısı bu- gün oldukça arttı, ne yazık ki hâlâ on- lara istenildiği gıbı ücret verilemiyor. - Peki siz ülkelerden mali destek ah- yor musunuz? LEİTESS-Edebiyatın, sanatın, kül- türün ne kadar önemli olduğunu kav- ramış olan ülkeler, dünya kültürü için- de bir rol oynamak isteyen ülkeler, sa- natı destekliyor. Bunu kavramış olan ülkeler artık kendilenni sunmayı yal- nız ekonomi ve askeri güce indirge- miyorlar. Yazarlann ise rolleri dikta- törler \e generallerden tabii ki daha önemlidir. Bu konuda Türkiye için görüşünüz ne? LEİTESS - Türkiye kendi kültürü- nü yurtdışında prezante ehnek için bir sisteme sahip değil, ben kültür derken folkloru kasetmiyorum; yaşayan, can- lı külrürden, yazarlardan, sinemacı- lardan, müzikçilerden tiyatroculardan, görsel sanatçılardan söz ediyorum. Si- zin Goethe Enstitûsü, Institut França- ise gibi kurumlannız yok. Bu kurum- lar kendi kültürleri için sonsuz çaba harcıyorlar, buna bakıldığında Türki- ye'de daha yapılacak çok iş olduğu görülür. Sözünü ettiğim bu canlı kül- tür doğal olarak her zaman rahatlık verici bir kültür değildir; eleştirel, çe- lişkili, kışkırtıcı olabilir, ama bir ulu- sun canlı görüntüsü ancak bu kültür- le belirir. Yaşar Kemal bir kez "Tûrk edebiyatının okulu haptshanedir" de- mişti. Yüzlerce yıldır böyle bu. Oysa şimdi yeni bir binyıla girdik, umanm bu durum değişir. Devlet düşünürleri ve yazarlannı sevmek zorunda değil- dir ama onlara saygı göstermek ve on- lan desteklemek zorundadır, bu Av- rupa'nın tüm ülkelerinde oluyor. Bu- rada ise henüz bu saygıyı ve desteği göremiyoruz. Uçak ve tanklara yah- nlan paralar çok yüksek, kültür çok ucuz kalıyor bunun yanında. Oysa uçak ve tanklardan geriye zamanla bir enkaz kalıyor, kültür ise kuşaklar bo- yu sürüp etkili oluyor. Türkiye'nin de mutlaka çeviri fonlan olması gerekir. Ben Katalan, Bask ya da Norveçli bir yazann yapıtlannı basacağım zaman, bu yerlerin kültür bakanlıklan çeviri ücretinin bir bölümünü üstleniyor, bu yüzden de destek veren ülkeler ede- biyatından yapılan çeviriler çoğaldı, çünkü yayınevleri iyi niyetli olsalar da işleri zor, mali açıdan çok zor. - Bugün yılda ne kadar Türkçe ya- pıt Almancaya çevriliyor? LEİTESS - Yılda 6-10 kadar. Bu derece bereketli, bu kadar canlı bir edebiyatı olan bir ülke için son dere- ce az doğrusu. lngilizce ve Fransızca- ya ise daha az çevriliyor. - Türkiye'de resmi herhangi bir ku- rumdan yapoğınız isi takdir eden biri çıkü mı ya da bu işten haberdar olan, örneğin Kültür Bakanlığı ya da Tanıt- ma Fonu gibi? LEİTESS-Hayır. Sanatçılardanyirmiyıhn zengin özeti... BARIŞ BEHRAMOCLU Amaçlan sanatı ülke çapında gün- cel tutmak ve plastik sanatlann geliş- mesini sağlamak olan Resim ve Hey- kelMüzeleriDerneği (RHMD)'Gİi- nümüzSanatçılan tstanbul Sergisi'nın 20'ncisi bu >ıl 3-20 Nısan tarihlen arasında gerçekleştıriliyor. Kuruldu- ğu 1980 yjlından beri düzenledikleri bu sergilerle sanatın içerisinde ken- disini ifade etmekte güçlük çeken gençleri kucaldayan RHMD, bu genç yeteneklerin sanat camiasında ken- dilerine bir yer edınmelerini hedefli- yor. Düzenledikleri sergılerin yanı sı- ra workshop, söyleşi, konferans, ulus- lararası ve ulusal nitelikte atölye ça- lışmalan ve teorik eğitim de veren dernek çalışanlan, yıllardır her yaş- tan insana sanat tarihi ve güzel sanat- lar üzerine, Akademi öğretim görev- lileriyle dersler tertiplemekte. Bu yıl üç ayn bölümden oluşan etkinlikle- rinı '20. Günümüz Sanatçılan İstan- bulSergisi', '1-19 Günümüz Sanatçı- lan Sergileri-Rerrospektir ve 'Panel- ler, video gösterimleri' olarak düzen- leyen RHMD'nın yönetim kurulu baş- kanı Leyia Belli. ancak bu tür sanat- sal faaliyetlerle, toplumdaki kültürel gerilemenin düzeleceğine inanıyor. - '20.Günümüz Sanatçılan tstanbul Sergtsi'nden söz eder misiniz? LEYLA BELLİ - Bu sergimiz 20. sergimiz oluyor. Aslında geçen yıl • '20. Günümüz Sanatçılan Istanbul Sergisi', '1-19 Günümüz Sanatçılan Sergileri- Retrospektif' ve 'Paneller, video gösterimleri' olarak düzenleyen RHMD'nin yönetim kurulu başkanı Leyia Belli, ancak bu tür sanatsal faaiiyetlerîe, toplumdaki kültürel gerilemenin düzeleceğine inanıyor. ^•••İİ^^İMgk Leyia Belli düzenleyecektik, ancak yer bulama- mamız ve maddi imkânsızlıklar ne- deniyle iptal edildi. Bu yıl bu tür sorunlanmızı hallet- tik ve sergiyi iki ayn mekânda yap- mayı planladık. Metin Deniz'in yeri olan Maya Plastik Sanatlar Merkezi ve Kültür Bakanlığı Devlet Güzel Sa- natlar Galerisinde yeralacağız. Ma- ya galerisinde bu yıl seçilen yapıtlar- dan oluşacak 'tstanbul Sergisi'ni, Dev - let Güzel Sanatlar Galerisi 'nde de son yirmi yıl içerisinde ödül almış veya bu sergilere katılmış sanatçılardan el- de edebildiğimiz yapıtlardan oluştur- duğumuz 'l-19.GünümüzSanatçıla- n Sergüeri-Retrospektir düzenlene- cek. - Yapıtlan sergjde yer alacak sanat- çüar kimler? - Katılacak isimler arasında Özer Kabaş. Hüsamettin Koçan, Güngör Taner. Burhan L'vgur. Ayşe Erkmen, Gülsün Karamustafa ve Yavuz Tan- yeli bulunuyor. - '20. Günümüz Sanatçılan Sergi- si' üç bölümden oiuşuyor. Bu yü ya- nşmada derece almış sanatçüann ya- pıtlan, 20 yıl boyunca bu sergiye ka- tılan çahşmalar, bir de panel ve video gösterimleri. Paneller \e video göste- rimleri ne içerikte olacak? - Panellerimiz Ferhan Şensoy Ti- yarrosu'nda gerçekleştirilecek. As- lında onlara da tam panel diyemeyiz, 'Bir Konu Bir Kavram' adı altında, ser- gi süresince iki pazartesi günü söyle- şilerşeklinde olacak. Filmler plastik sanatlarla ilgıli olacak. Biri Derek Jarman'ın 'Caravaggio' diğeri de Pe- ter Greenaway'in 'Prospero'nun Ki- tabı'. Bu göstenmler 'Çağdaş Müze ve Kültür Merkezi'nde yer alacak. RHMD başarı ddülleri - Jüri yapırJan neye göre değerlen- diriyor? - Serbest değerlendiriyorlar. Kimi 'çok görülmüş' derken kimi 'çok öz- gün' diyor. 'Günümüz Sanatçılan 20. Istanbul Sergisi' için bu yılki seçici kurulu Ayşe Erkmen, Cengiz Kaba- oğlu, Hasan Bülent Kahraman, Vas- fi Kortun ve Necmi Sönmez oluştur- du. Sergiye katılan sanatçüann yapıt- lan değerlendirildi; buna göre, Re- sim ve Heykel Müzeleri Derneği'nin Başan ödüllerini Burcu Ansoy, Der- ya Altmel, Kurucu Koçanoğju ve Şi- nasiGüneş; sponsorumuz olan Garan- ti Bankası Ödülü'nü ise Füruzan Er- kuş alacaklar. - Başka künlerüı yapıtlan var ? - Erim BikkuJ, Ali Osman Coşkun, BaşirBonakov, SibelDikei, SerpflYA- dınm, Oya Erol, Filiz Demirkaya, Ül- kü Terem. Turan Aksov, Galip Kemal Çelebi. Şakir Göçebağ, Ragıp Bas- mazölmez. Nurhayat Mega'nın yapıt- lan. Beatles'ın sırları kitaba sığacak mı?Kültür Servisi - Beatles üyele- ri, grubun dağılmasının nedenini anlatan kitap yazdılar. Grubun 1970'te dağılmasında McCarntnej'in değil de John Len- non'ın 'tet^içektigi'ni söyleyen ya- şayan üç Beatles üyesinın biyogra- fisinin şu ana kadar onlar hakkında hazırlanmış kitaplar arasında en iç- teni olması bekleniyor. Kitabın son- baharda 50 pound gibi bir rakamla piyasaya sürüleceği belirtiliyor. Yir- mi milyon baskınm üzerinde bir sa- tış bekleyen yayımcılar, biyografi- nin Çince dahil olmak üzere birçok dile çevrileceğini, Lennon'ın eşi Yo- koOno'nundasatıştan, eşitbirpay alacağını ekliyorlar. Beatles'ın sahnelerde değil de bir ciltte bir arayagelmesi anlamına ge- len bu çalışma, Harrison, McCart- ney ve Starr, gruplanyla ilgili yazıl- mış olan yüzün üstündeki biyogra- fide yer alan yanhşlara duyduklan öfkeyi izlediİderi söylüyorlar. Bu duygu onlarda kendilerini ilk ağız- dan anlatma isteğini doğurmuş. McCartney, arkadaşlan Harrison ve Starr'ı kitabı yazmaya "Bu kitap, 1963'ten beri her kesin bizimk flgi- K uydurduğu övküleri, bozacakveBe- atlesMa ilgili en güvenilir ve kesin ar- şh olacak" diyerek ikna etmiş. Bilge Friedlaender yaşamını yitirdiKültür Servisi- Sanat- çı Bilge Friedlaender bir süredir yakalandığı has- talıktan kurtulamayarak 1 Nisan Cumartesi günü vefatefti. lstanbul'da doğan sa- natçı 1955'te RobertKo- lej'den mezun oldu. Da- ha sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisı'ne devam etti. 1955- 1958 arasında Akademi'nın ıç mımar- hk bölümünde okuyan sanatçı ılk resim derslerini aynı yıllarda Sabri BerkeTden aldı. 1959 yılında Nev* York Üniversi- tesi'nde resim ve sanat eğitimi üzerin- de yüksek lisans çahşmasını tamamla- dı. Provincetovvn atölyesinde resim (1950-60), Harvard Üniversitesi Radc- liffe Enstitüsü'nde gravür (1969-70) üzerine çahşmalar yaptı. 1978 ve 80 yıllan arasında Philadelphia'da Temp- le Üniversitesi'nde, 1983'ten 1996 yıhna ka- dar da Pennsylvania Üni- versitesi'nde çevre tasa- nmı dersleri verdi. Türkiye, Friedlaender'i, 1989 yılında 2. Uluslara- rası Istanbul Bienali kap- samında Galeri BM ve Galeri Nev'de açtığı 'Gıl- gamış'sergileriiletanıdı. Elyapımıkâ- gıtla çalışan sanatçılann kahldığı birçok uluslararası sergiye davet edildi. Sanatçı aynca kimisi elle üretilmiş bir dizi sanatçı kitabı yaptı. Bunlar ara- sında 1977 yılında yaptığı 'KeHmeler, Sayüar ve Çizgüer' ile 1981 'de gerçek- leştirdiği 'Kelimeter, Imajlar ve Obje- ler' ilk akla gelenler. 1990 yılında ise editörlüğünü Galeri Nev'in üstlendiği 'Gügamış' adlı sınırlı sayıda çoğaltılmış gravür albümünü yayımladı. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKÎYE Şiip Olmasaydı... * Ara sıra bu köşede sorup durduğum bir soru var daha çok kendi kendime, yaşamımız giderek şiir- sizleştiği için mi bunca sıkıntılı, bunca şiddet yük- lü, bunca saçma bir gerçekliğe tanık oluyoruz. Oysa, ne keyiftir şiir okumak; dizeler arasında dolaşmak, imgeler içinde uçuşmak. Bir şiirin coş- kusunu bir başkasıyla paylaşmak. Yeni çıkan bir şiir kitabını kutsal bir hazıne gibi saklamak. Günlerce ve günlerce okumak. Sessizce çok kere, sonra bağırarak gecenin yalnızlık kokan du- varlanna. Türkçenin serüveninde bunca güçlü şair, bun- ca büyük şiir varken, ne büyük keyiftir şiire dur- mak... • • • Her yıl olduğu gibi bu yıl da Adam Sanat dergi- si, -mart sayısında- Şiir Yıllığı ile birlikteydi. (Yıilık, daha sonra satışa çıkanlıyor.) Mart baharın başlangıcıdır; en azından imgesel olarak. Bahara şiirle başlamak ne kadar da dog- ru bir karar! Şiir Yıllığı'nın bu dokuzuncusu. 1993'ten beri her yıl yayımlanıyor. Şiir Yıllığı'nı Mehmet H. Do- ğan hazırlıyor. Ne yazık kı "y/M"yayımlamaktarihe karıştı. Oy- sa, yıllıklar son derece yararlı kaynaklardır. 0 yılm romanının, şiirinin, öyküsünün vb'nin genel görü- nümünü sunar size. Adam Şiir Yıllığı da böyle. Bu yılki yıliıkta 124 şair yer alıyor. 1914 doğmu- lu Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan başlayarak en genç- lere kadar uzanan şaırler toplamı. Her şaırden bir şiir seçiimiş; ancak altı şairden (F. H. Dağlarca, Can Yücel, Gülten Akın, Mehmet Taner, Yaşar Miraç, Tuğrul TanyoO ikişer şiir alınmış. Mehmet H. Doğan, 58 edebiyat, sanat, küttürder- gisini taramış. Daha önce olduğu gibi bu yıl da yıl- iıkta, geçen yılm şiir görünümünün yanı sıra yayım- lanan şiir kitaplarının, şiire ilişkin yazıiar - tartışma- lann, yitirdiklerimizin ve ödüllerin dökümü de yer alıyor. Böylece 1999'un "şiiratmosferi" genel hatlany- la ortaya çıkıyor. Görüldüğü gibi -özetlikle de ar- şiv için- bûlunmaz bir nimet... • • • 20. yüzyıl Türk şiirinin kuşkusuz ki temel taşla- nndan biridir Oktay Rifat Yeditepe dergisinin 1 Haziran 1959 sayısında, "Şiir Olmasa" başlıklı ya- zısını şöyle bitiriyor, üstat: "Şiirolmasaydı, yaşama dediğimiz olûşun çark- lanndan Dirieksilirdi. Belkikryametkopmazdı, ama insanlar sevişemez, öpüşemez, beğenemez, ya- nnlann yeni düzenine şiirti dünyanın hızıyla kavu- şamazdı." Bilindiği gibi, Oktay Rifat'ın "Bütün Şiineri" de Adam Yayınlan'ndan çıkıyor. Ocak ayında üçün- cü cilt yayımlandı. Bu ciltte şairin 1980/87 arasın- da yayımlanan dört kitabı yer alıyor (Elifli, Denize Doğru Konuşma, Dilsız ve Çıplak, Koca Bir Yaz). Oktay Rifat (1914-1988), önceleri Garip akımı- nın (Ortian Veli, Melih Cevdet Anday ile) içindedir. İlk şiirlerinde aşk, sevgi gibi duyarlıklan temalaş- , tıran lirik, sonra halk deyişlerine yaslanan yer yer yergisel şiirler kaleme almış; sonraki döneminde de doğaya yönelmiş, Yunan mitolojisine yaslana- rak gerçeküstücü oğelere yer veren bir imge an- layışı oluşturmuştur. Son dönem şiirlerinde de "son derece sağlam yapılı, yoğun düşünce ve duyariıklar taşıyan' şiir- ler yazmıştır. Özcesi, 20. yüzyılın şiirimizin doruk- lanndandır. Oktay Rifat'ın en son şiir kitabı Koca Bir Yaz'dır (1987). Kitaba adını veren şiir: Koca bir yaz çekirdek içleyerek .. r • sinemalarda geçirdim, • '',.* taban teptim sokaklarda ' ! tımakyedim uyudum, • \-...J denize baktım usanmadan ' '• . ölüme inandım, güzel çok güzel •« olduğunu düşünerek, Güzelim, düşünerek çekirdek içleyerek, Güzelim, çekirdek içleyerek koca bir yaza geçirdyim, şimdi yorgunum biraz. Ahmet Bhan'm fotoğrafları ürart Sanat Gaterisrnde • KOltür Servisi - Ahmet Elhan'm 1996 yılında açtğı 'Nesne/Özne' serisinin ikinci çalışması bugün Urart Sanat Galerisi'nde sergüenmeye başlıyor. Elhan, bu sergisinde de ilk çalışmalannda olduğu gibi genelde karşıthk olarak ele ahnan kavram ikilisinin ilişkilerini 'iç içelik' çerçevesinde yorumluyor. Siyah-beyaz fotoğraf olarak hazırlanan çalışma iki boyutlu : fotografik görüntünün asal öğelerini kullanarak iç içelik ilişkisinin 'negatif yönü ile ilgileniyor. 256 parçadan oluşan 'Nesne/Özne 11' sergisi 6 Mayıs tarihine dek devam edecek. MÜ GSFde iki sergi düzetrieniyop • Kültür Servisi - 16. Uluslararası 'Aydın Doğan Vakfı Karikatür Yanşması' ve 'Ali Ulvi Ersoy'dan Karikatürler' sergisi 11 Nisan tarihinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Galerisi'nde açılacak. Sergi 28 Nisan'a dek devam edecek. Slyvia Plath'm anıları 40 yıl sonra yayımlandı •LONDRA (AFP) - Şair Sylvia Plath'ın intihar etmesinden 40 yıl sonra, anılan ilk defa yayımlandı. Satışa çıkanldığı ilk gün 20 binden fazla satarak ilk baskısı tükenen kitapta, Plath'ın Ingiliz şair Ted Hughes ile yaşadığı aşk da yer alıyor. 1963 yılında 30 yaşındayken Londra'da bir otel odasında kendisini asan Plath'ın Ted Hughes tarafından bırakıldıktan sonra zavallı bir aşk kurbanı rolüne soyunarak intihar ettiği iddia ediliyor. 'Sonu mutlu bitmeyen bir masal' olarak nitelenen kitap Plath'ın 1956 yılında Cambridge'de bir partide Ted Hughes ile 'kaderin bir oyunu' sonucu karşılaşması ile başlıyor. Daha önce 1982 yılında Plath'ın günlüklerinin sansüıiü bir versiyonu yayımlanmış ve çok ilgi çekmişti. 11 yaşından ölümüne kadar her gün yaşadıklanm ve hissettiklerini kaleme alan Plath'ın yazılannda Hughes'a hitaben yazdığı şiirler de bulunuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear