25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 MART2000SALI CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 6 Sürü,doğru insanlann filmi' Film, 22yılsonra teknik onanmdan geçerekgösterime girdi CUMHUR CANBAZOĞLU Doksanlann sonunda bizim genç kuşak sine- ma izleyicisi ilginç bir sürprizle karşılaştı. Med- yanın peşinden koştuğu yıldızlarla, bol televizyon kahramanlanyla doldurulmuş filmlerle, Holly- wood yapımlanna öykünen çalışmalarla, sabun kö- püğü konularla Türkiye sinemasına taze kan pom- palandığı iddia edilirken, yıllarca öteden bir ya- pıt geldi beyazperdeye: Yol. Yaşam vardı içinde, insan kokuyordu öykü, sahnelerde unutulmuş ger- çekler sergileniyordu. Çok iyi anımsıyoruz; salondan çı- karken birçok insan sanki midesine bir yumrukyemişgibiydi. Dışanda kendi- ni bekleyen yapay gündeme dalmadan durup biraz düşünmek istiyordu çoğu. Bizi bize o kadar iyi anlatmıştı ki öy- kû... Şimdi sıra Güney'in senaryosunu ha- pishanede yazdığı, Zeki Ökten'ın yö- nettiği bir başka başyapıt olan Sürü'de. Yurtcüşında teknik açıdan elden geçıril- dikten sonra cuma günü altı sinemada gösterime sokulan yapıt, sinema yazar- lannın seçtiği "tüm zamanlann en iyi yerü fflmJeri" sıralamasında ilk on ara- sında yer alıyor. 1978 yapımı Sürü'nûn başma gelen- ler, gerçekleri yansıtan. masal anlatma- yan diğer fîlmlerin yaşadıklanndan pek farklı değil; yıllar önce gösterime gir- diğinde sinema salonlannı bombalama tehditleri, 1981 *de Antalya Film Festi- vali'nden ihraç ve yurtdışı festivalle- rinden bir dolu ödül... Konuyu kısaca verelim; Veysikanlar'ın büyûk oğlu Şıvan (Tank Akan) kan davasının sûrdüğü dûşman aileyle arayı düzelrmek için onlann kızı Berivan'ı (Metike Demirağ) eş olarak seçmiştir. Ancak durum düzelmemiştir; üç bebeğini yitiren Berivan'm dili tutulmuşturve derin sessizliğe bü- rûnmüştûr. Ailenin reisi, babası Hamo Ağa (Tun- cd Kurtiz), kötûlûklerin tek sorumlusunun uğur- suz gelini Berivan olduğuna inanmakta ve oğlu- nun onu bırakmasmı istemektedir. Şıvan kansının tarafinı seçip aileden ayrılma- ya hazırlanırken babası yardırnırn ister. Sürüyû An- kara'ya taşıyıp satması için. deneyimli çoban Şı- van'a gereksinimi vardır. Kansını da Ankara'ya götürüp doktora tedavı ettirmesi karşılığında ba- basına yardımı kabul eder. Yolculuk aileyi tam bir felakete sürükler; kü- çük kardeş Ankara'da kayıplara kanşır, dokto- ra görünmeyi reddeden Beriv an ölür ve Şıvan da birini öldürüp hapse düşer Otoriter baba, An- kara sokaklannda umutsuzca çocuklarmı ara- maktadır... Metike Demirağ'ın sinemadaki başanlı performansı 'şaşırtnnşü'. Sürü için birçok şey yazılıp çizildi, anlatıldı. Biz, Italyanlann 1984'te Güney adına hazırladıklan ki- tapta yer alan söyleşilerde. ünlü yönetmenin Sü- rû'yle ilgili neler söylediğini bulduk; onlan ak- taralım: - Sürii'nün Qgi\1e karşılanmasını. başyapıt ota- rak değerlendirümesini neye bağbyorsumız? YILMAZ GÜNEY -Ulusİararası alanda Sürü'yle Onlendim ben. Filmin bu derece sevilmesinin çe- şitli nedenleri var; öncelikle Yılmaz Güney gibi Yılmaz Güney,fılmi hapiste izledi Sürü'nün yönetmeni Zeki Ökten (1941 doğumlu), 1979'da Yılmaz Gûney için Düşman'ı yapmış ve mon- tajmı da üstlenmişti. Ökten aynı kitapta Sürü'nün öykü- sûnü şöyle özetlemiş: "Çekimleri son derece çok zor şartiarda surdürüyor- duk ve Yılmaz Güney sürekü bize biraz para gönderece- ğuıi söylüyordu. Ancak bu arada da çekimterin yavaş git- tiğinden yakınıyordu. Diğer yanda Berlin Film FestrvaH, fllmJ progranuna abnak için sıkışünyordu. Montajı iki ayda tamamladıktan sonra filmi kapıp Gü- ney'i hapishanede ziyarete gittim. Çok sinirtiydi; fDmi çekmeyeoygun biri obnadjgıma inanıyordu. Etimden ge- Jenin en ryisini > apOgjmı söylediın ona; sonra da sesfendi- rilmemiş kopyayı seyrettirmeyi teklif etn'm, başka da ça- rem yoktu zaten. tstanbul'daid Sinematek'ten bir göste- ıwmaldmayariadık.Odanıodu\anııdaGÜDe>''inmah- kûm arkadaşlan çarşaflan bir perde yapölar. tçerisi çok soğaktu veyatnızikisandahevardL Buortamda,filmises- az baHyte ve siyab-beyaz iş kopyasından izledik. Bir kez daha vurgulamak istiyorum, Güney filmin aynı zaman- dajapımasrvdıvebanasnHrsızbirözgürlüktonunıstLBöy- le bir özgürlüğü başka. yapımalaria hiç yaşamadığıntt söytemeüyün. HapJstekj göstcrim öncesi ben de çok hu- zursuzdum; çûnkü yapuncı sıradan bir adam değfldi; ffl- min senaryosunu yaznuş,tı ve oyuncuydu da. Gösterim M- tince Güney diğer mahkûmlara dönüp bu sessiz kopya- dan ne anladıklannı sordu. HepsL senaryoda anlaülmak istenen şeylerin aynısını söyteyince içûne bir sıcakhk dol- du ve görevimi layıkınca yapnğunı anladım. Yılmaz Gfi- ney'in bana nasıl teşekkür eröğini de hiç unurmayacağım. tld buçuk saat uzunluğundaki iş kopyasından birkaç kı- saltma yapmamı istedi, o kadar~" birine gereksinim vardı. Sonra Zeki Ökten gibi bir yönetmene, detayh bir senaryoya, hepsinden önem- lisi de filmi kurgulayanla üretenler arasında uyu- ma gerek vardı. Işte biz bunu iyi başardık. Bana hep hapishaneden film yöneten adam ola- rak baktılar; bu yanlış. Ben yalnızca hapishane- nin dışında doğru insanlar buldum. Filmin başa- nsı onlanndır ve ancak onlar başanda ne kadar payımın olduğunu söyleyebilirler. Bana sorulabi- lecek soru ancak şu olabilir; "Kötü hapishane şartlannda nasıl oldu da böyle güçlü bir bağ ku- rabildindışandakilerie?' 1 - Pekr>i, cezaevinde Düşman ve Sü- rii')ü yazma gücünü nasıl buldunuz? GÜNEY - Öncelikle şunu belirte- yim, yazmak zor değil, hapishanede va- kit bulmak önemli. Bir ömek vereyim; Sürü'yü, lzmit Cezaevi'nde sekiz ki- şinin kaldığı bir odada yazdım. Öyle bir durumda kafanızı toparlayıp konu üzerinde yoğunlaşmanın nasıl zorola- cağım herhalde anlamışsınızdır. Ara vermeden üç saatten fazla çalışabildi- ğimi anımsamıyorum... Senaryolan yazarken yalnız kendi gözlemlerime ve bilgime başvururum. Biröykünün ka- famda şekillenmesi için de beş ile on yılhkbirsüregerekiyor. Sürü'nün özü yıllar önce doğmuştu kafamda. 1973'te Selimiye Cezaevi'nde yazmaya baş- ladımve 1978'delzmitCezaevi'ndebi- tirdim. Sürü'yü yaratanlann hepsi dost- lanm; onlann çok yardımını gördüm. Gittiler, konunun geçtiği yerleri fotoğ- rafladılar; kasetler, müzikler ve hertip doküman gerirdiler. Onlara uzun soru listeleri verdim; gittiler, cevaplannı öğrendiler. Cevaplan kafamdakilerle karşılaştınp sonuçla- ra vardım. - Kahramanlardan Hamo Ağa neden bu ka- dar sert GÜNEY - Hamo Ağa'nın kapitalist toplumun dayatmalan karşısında yaşadıklannı, yalnızlığı- nı anlatmak istedim. Küçük oğlu kaçmış, büyü- ğü de hapse düşmüş; şiddete başvurarak aileyi bir arada tutmaya çabalayan ağayı da kent öğü- tüp bitiriyor. 0nun fınalde- ki çığlığı, feodal düzenin çır- pınışı aslında. - Filmin sonunda çocukla- nnı yitiren ağaya karşı sanki bir sempati duyduğunuzu. acıdığınızı hissettik» GUNEY - Senaryo yazar- ken kahramanlanma ne sem- pati ne de anüpati duyanm; ay- nı şey Hamo Ağa için de ge- çerliydi tabii. Yaşadığı birçok haksızlığın yanında, onun da yarattığı şiddet ve olumsuz birçok yanı var senaryoda. Bunlan tüm aynntılartyla ver- meye çalıştım. Ömeğin Hamo Ağa'nın sürüsünü, ailesini yi- tirirken düştüğü durum yürek burucu ve etkileyici. Ancak aynı adam, gelini için tek dam- la gözyaşını esirgemiş... Son sayının dosya bölümünde 'Sipa Press'in 30 yıllık tarihi işleniyor GenişAçıKültür Servisi- GenişAçı Fotoğ- raf Sanaü dergisi bu ayki Mart-Ni- san 2000 sayısından itibaren üç ay- lık yaym periyodunu iki aya indir- di. Tasanmdaki farklılıklann yanı sıra yapısal değişiklikler de geçiren dergi aîtıkbağımsız olarak yayın ha- yatına devam edecek. Geniş Açı yeni yayın döneminin ilk sayısında dosya konusu olarak • New York sokcûdanndan Apalaş Dağları 'na kadar çeşitli ülkeleri gezmişfotoğmfçı Andrew Holbrooke 'un Amerika ve Kanada 'nın çeşitli eyaletlerine yayılan 'Hutterite' kolonileri üzerine yaptığı çalışma Genis Açı 'nın bu ayki konuları arasındayer alıyor. 1969 'da Gökşin Sipahioğlu tarafın- dan Paris'te kurulan ve şu anda dün- yanın önemli fotoğraf ajanslann- dan biri olan Sipa Press'i işliyor. 20 değişik ülkeden 170 kişilik per- soneli ve dünya çapında 2000'i ak- tif 7000 muhabiriyle yaklaşık 20 milyon adetlik bir fotoğraf arşıvi- ne sahip olan ve reklam ajanslan- nın lcullanıınına yönelik stok fo- toğraf üretimi de yapan Sipa Press'in 30 yıllık tarihi yazı ve fotoğraflar- la birlikte anlatılıyor. Sipa Press'in çektiği, savaşlan, eylemleri ve top- lumsal çöküşleri yansıtan fotoğraf- lanyla dolu dergi, 'SipaPress'lege- çen otuz yıl' adlı belgesel nitelikte- ki fotoğraflarla 1969 yıhndan bu- gune kadarmeydana gelmiş görün- tüleri içeriyor. 'Değişim sürecindeki resimler' Kültûr Servisi - öykü yazan, yayıncı, film yönetmeni. müzisyen, gazeteci. karikatünst ve kitabevi kurucusu olarak tanıdığımız Mehmet Görefi'nin beşinci resim sergisi 22 Mart tarihinde Milli Reasürans Sanat GaJerisi'nde açıhyor. tki yıl önce yine aynı galeride ilk sergisini açan Güreli. resim ile ilişkisini Cezanne'm 'Resim bir meslek değil bir yazgıdır' sözüyle açıklıyor. Çoğunlukla gizemh bakışh, ince uzun boyunlu, belleklerden silınmeyecek görüntüleriyle sisli kadınlar yer alıyor sanatçımn tuvallerinde. Ama bu kez daha az kalabalık bir ortamda taze renkler, dünü ve bugünü çağnşüran daha farklı mekânlar, yeni nesneler de var. Aynca peyzajlar da eklenmiş yeni resimlere. Işlerinin aynı tarz olması konusunda ise "Çüakü bu resimler havatla kurduğıun flişkflerden, birikimlerden çıkan, benûn de açıklayamadığun bir sonuç. İlk sergimde fepküere o kadar önem vermemiştim. Şimdi önem veriyorum. Ben, ilk sergjmin gerçekleştiği günden beri tuvalin başından a> nlmıyorum. Bu sergj artık kimse için sürpriz ohnamah. Bu nedenle tcpkiler olabilir, hatta oluşmalı diye düşünüyorum. İlk resimlerimle bu son sergjm arasında bir degişim sürecinde oMuğumu serghi izleyenler fark edecekkrdir"şek!tnde açıîdama yapıyor. Şu sıralarda neredeyse tek ilgi odağınm resim olduğunu söyleyen Güreli. bu arada film projeleri, senaryo çalışmalan ve müzik ile uğraşıyor. Aynca, dosya bölümünde Gök- şin Sipahioğlu'nun fotoğraflann- dan oluşan bir retrospektif yer alı- yor. Sipa Press'in fotoğrafçılanndan biri olan'\Vorld Press Photo' ödül- lü Amerikalı fotoğrafçı Thomas Haiey; Sipa Press Fotoğrafçısı ve 'Worid Press ÖdüDü' Marie Do- rigny ile söyleşiler ve sanatçılann fotoğraflan 'Dosya Söyleşj' adlı bö- lümde: New York'taki evsizler ça- lışması ile 'Wbrld Press Photo' alan Andrew Holbrooke ve yine birçok ödülünsahibi AlexandraBoulat'ın fotoğraflanndan örnekler 'Dosya Portfolyo'başlığı altındaderginin ye- ni sayısının konulan arasında bulu- nuyor. Sokak çocuklan sergisi Dergide, 15. İFSAK Fotoğraf Günleri'ne Fransız empresyonist- lerin eserlerinden esinlenerek çek- tiği fotoğraflardan oluşan 'Nudes' isimli sergisiyle katılan Avustral- yalı fotoğrafçı CreigCooper'la ya- pılan söyleşinin yanı sıra Cemal Ya- mahoğlu'nun vitrin mankenlerini konu aldığı 'CaımnArkaa' adlı ser- gisinin üzerine gerçekleştirilen bir söyleşi de yer alıyor. Derginin 'Sergi' bölümünde ay- nca Halit Koyutürk'ün sokak ço- cuklan üzerine gerçekleştirdigi 'FuıerinKokusu'; LeventÖget'in 'esld bir un fabrikasında una bu- lanmış bedenlerin gösterisi" baş- lığı altında 'UnnU: Yalm Haller' adlı sergisi ve 'Terk eden ve terk edilen fotoğrafçılann ülkesi Ma- caristan' başhklı Karoly Kincses'le yapılan söyleşiler, fotoğraflanyla birlikte işleniyor. Aynca. 'Optik Zamanlar' say- fasında Nazif Topçuoğlu'nun 'Fo- toğrafçıhk ölmedi ama ruhaf koku- yor' adlı yazısı; 'Köşebaşı' başlık- lı bölümde 'Macarlarve bizim ço- cuklar' ile Merih Akoğul; Volkan Dede'nm 'Fotoğraf vekimliksunu- mu' yazısı derginin diğer konula- n arasında bulunuvor. Yılmaz Güney 'Sürü'nün senanosunu 1973'te Selimiy e'de yazmaya başlamış, 1978'delzmit Cezaevi'nde bitinnişti. c : CO 30.03-^ .2000 saati uygulaması başlıyor! AKSANAT SABANCI CENTER 30 Mart Perşembe, 31 Mart Cuma • Film gösterileri • Seminerler 20.30 Cynthıa - Ozgür Aydın & Akbank Oda Orkestrası Şef: Cem Mansur KULÜP KONSERLERİ CRR KONSER SALONU 4 Nisan Salı 18.30 Anouar Brahem Tno feat. Barbaros Erkose 21.30 James Blood Ulmer's Blues Expenence Raw 5 Nisan Çarşamba 18.30 Art Ensemble of Afnca 21.30 Arthur Blythe Septet "Nıght Song" 6 Nisan Perşembe 18.30 Andy Sheppard "Dancıng Man & VVoman" 21.30 Art Ensemble of Afnca 7 Nisan Cuma 18.30 21.30 Kıp Hanrahan "Deep Rumba" Burhan Öçal & Seamus Blake Quartet 8 Nisan Cumartesi 18.30 Joachım Kühn & Danıel Humaır's Trio BABYLON 30 Mart Perşembe John Lındber^ Ensembte 31 Mart Cuma Aod Tnppın I Nisan Cumartesi - 2 Nisan Pazar Lawrence 'Butc Moms New Mehter Cjtture' 3 Nisan Pazartesı Gıorgıo Gasl.nı Gtobo Ouartet 4 Nisan Salı - 8 Nisan Cumartesi llhan Erşahın Quıntet feat Joshııa Roseman 9 Nisan Pazar Emm Fındıtoğlu 'Detant' CAFE GRAMOFON 30 Mart Perjembe Tahsın Unüvar CX""tet 31 Mart Cuma - I Nisan Cumanesı Sıbel Kose Quartet 4 Nisan Salı Selım Benba Tno 5 Nisan Çjrşamba Selçuk Sun Tno i Nisan Perşembe Neşet Ruacan & Ayşegu1 Yeşıtnıl Sextet 7 Nisan Cuma - 8 Nisan Cumartesı Aşkjn Arsunar Qu»ntet 21.30 Kıp Hanrahan "Deep Rumba" tKARA A.Ü. DTC FAKÜLTESİ Kulüp konser biletleri kendi mekânlanndan temin edilir. 6 Nisan Perşembe 15.00 Emm Fındıkoğlu ODTÜ 7 Nisan Cuma 19.00 Andy Sheppard HILTONOO "Detant" "Dancıng Man & VVoman" 8 Nisan Cumartesi 21.00 Burhan Öçal & Seamus Blake Quartet 9 Nisan Pazar 21.00 llhan Erşahın Quıntet feat. Joshua Roseman SABANCI KÜLTÜR SARAYI Bilet Satış Merkezleri: Aksanat: (0212)252 35 00 CRR • ; : (0212)240 50 12 Vakkorama Taksim (0212)251 15 71 Vakkorama Akmerkez (0212)282 09 65 Vakkorama Suadiye (0216)360 90 90 Megavizyon Beyoğlu (0212)293 07 60 Megavizyon Carousel (0212)543 77 53 Megavizyon Capitol (0216)334 49 57 Akbank Ankara Kızılay, Çankaya, Bahçelıevler Izmır Konak, Alsancak, Karşıyaka Sahıl. Hatay şubelerı 9 Nisan Pazar 20.30 Burtıan Öçal & Seamus Blake öuartet Festival Biletleri: Tam 6.000.000 TL Ögrenci 3.000.000 TL 10 Nisan Pazartesi 20.30 «nvw.akbank.com.tr/sanat ilhan Erşahın Quintet feat. Joshua Roseman Organızasyon AKBANKS a n a t ı n , S a n a t ç ı n ı n Y a n ı n d a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear