23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2000 PAZARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Akdeniz Ülkeleri ve Kist Hidatik Prof.Dr.AyşeKAYPMAZ { ! İU Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Halk Sağlığı Anabılı/n Dalı B&şkanı 'Unutulmamalıdır kı aşısı olmayan bulaşıcı hastalıklarhâlâ ınsanlığın kor- kulu ruyasıdır A kdeniz Ülkelerin- JL deKist Hidatik So- ^ I ^ k runu' toplantısı / % 10-14 Şubat # ^ 2OOO'de Croatıa .*£. J L . (Hırvatıstan)'ın Spht kentınde yapıldı Benım de uyesı bulunduğum 'Mediterranean Society of Chemoterapy'nın oncekı başkanı Prof Dr Zivojin Zagar, böyle bır toplantının gerçekleşmesını uzun suredır planla- maktaydı Toplantının Spht'teyapılma- sının nedenlennden bınnm, Prof Za- gar'ın, doğduğu kent olan Spht'ın ola- ğanustu guzellığını toplantıya katılan bılim adamlanna gostermek olduğunu daha sonrakı günlerde, gezılenm sıra- sında Splıt'e hayran kaldığımda anladım. Spht, Hırvatıstan'ın Adnyatık kıyısın- da 3 yüzyıldan kalma ve o günlerden çeşıtlı uygarlıklann ızlennı bugûne ak- tarmayı başarmış bır kent Ülkenın bır başka güzel kentı, Dubrovnık'ın yamn- da, LTNESCO'nun dünya kültur mıras- lan ıçmde koruma altına aldığı ıkıncı kent Bır yanmada uzenne kurulmuş ve gunbatımı çok guzel olan antık kentten, sanayı ve yuksek yapılann bulunduğu modern kente uzun bır tunelle geçıyor- sunuz Tunel, sızı yaşadığınız hoş ızle- nımlerden bırden yaşamın gerçeklenne atıyor gıbı Eskı kentte en ılgınç yapı, çok uzaklardan gorulen katedral ve Ro- malıımparatorDiocletiaıı'ınsarayı Ya- pıyı gezerken çeşıtlı yuzyıllarda saraya eklenen sanat-eserienyle karşılaşmanız, sıze yüzyıllan bır anda yaşıyormuşsu- nuz ızlenımını yaşaüyor Sarayda bula- şıcı hastalıklardan konınmak ıçın ka- ranonayı (hasta ınsanlan ayırmak) ılk ger- çekleşOren Yahudı kolonısı, Müslüman- lar, Hırvatlar, Romalılar ve daha pek çok etnık gruplann mutlu veya savaşla yaşadığı uzun dönemler Yapıldığındaön kapısına gemılerle yanaşılan saray, de- nızın toprakla dolması nedenıyle en az 300-400 metre gende kalmış Bualanı yeşıllendıren ağaçlann palmıye oluşu, bıze, eskı tzmır veya Karşıyaka'da do- laşıyormuşuz ızlenımını verdı Antık kenttekı taş yapılı evler ıse gerçek tanh mırasıydı Hırvatıstan, Adnyatık'ın dogu kıyı- lannda ltalya ıle denızden, Slovenya, Macanstan, Sırp Cumhunyetı ve Bos- na-Hersek ıle karadan sınır komşusu. 1991 anlaşmasına göre 56 538 km2 olan bu kuzey Akdeniz ülkesının başkentı Zagreb Kış aylannın ılıman Akdeniz ık- lımı hukum sürmekte Bu ıklım kuşa- ğının hastalıklanndan bın olan sıtmanın, toplantıya katılan Halk Sağlığı Enstıfü- sü Başkanı Dr Mtoden Smoljanoviç'e göre ulkesınden 1960'ta eredıke edıldı- ğını (kökünü kazımak) soyledığınde, Türkıye Cumhunyetı'nın kuruluşunun ılk yıllannda Ataturk'ûn ılk sağlık ba- kanlanndan Dr Refık Savdam ın sağ- lık bakanlıgı donemınde srtma, traİHHn, frengi, verem hastalığının kökunûn ka- zınması ıçın venlen savaştakı başan ıle ne kadar ö vünsek azdır dıye duşündum Toplantıda tarrışılan kist hidatik pa- razıtı, ınsanlara köpek (bır başka turu ke- dı) gıbı ev hayvanlanna el ıle doğrudan temas (okşama sonrası elın ağza gotu- rulmesı) ya da kedı, köpek, çakal, kurt gıbı hayvanlann dışkılannın kırlettığı yıyecek ve ıçeceklenn sındınm, nadıren solunum yolu ıle alınmasıyla bulaşır lnsanda uzun sürede, bazen 20 yıl sonra sessızce gelışen kıstlenn kemote- rapotık maddelerle (ılaç) tedavısı uzun sûrer ve kesın tedavı şeİdı amelıyattır Kıstler vûcudun çok çeşıtlı yerlenne yerleşebılır Karacığer, akcığer (solu- num yolu ıle de gırebıhr), beyın ve obür organlar gıbı Parazıt gelışme evnmını tamamlamak ıçın arakonak olarak ınsan, koyun, sığır, domuz, deveyı seçer Ozel- lıkle Akdenız'ın guney ülkelennde Tu- nus, Cezayır, Mısır, Fas'ta develerde en- feksıyon oranı %48'e ulaşmaktadır Ûbur kuçûk ve buyukbaş hayvanlarda da bu oranyûksek olup hastalıklı hayvan sağ- lığının olumsuzluğu nedenıyle bürun ülkelerde ulke ekonomısını etkıler Ör- neğın Hırvatıstan'da 1979'da 400 ton hayvan etı bu yûzden yok edılmıştır Kuzey Akdeniz ulkelen ve Türkıye uzun yıllardır parazıtten korunma yöntemle- nnı uygulamaktadır Bunlar, hastalığın bıldınmının zorunlu olması, ev kopek- lennın denetımı, hayvan kesımının sa- dece mezbahalarda olması (kaçak koy ve köy yollannda görduğumuz kasap- lann ya da kurban kesımı sonrası akcı- ğer vs organlannın kopek dahıl ötekı eto- burlar tarafından yenmesı, parazıtm ya- şam halkasını gelısünr Buorganlanntop- rağın en az 70cm altına, hayvanlann ula- şamayacağı dennlığe gömulmesı ya da yakılması zorunludur Çocuklara el yı- kamanın önemının oğretılmesı gerekır Unutulmamalıdır kı aşısı olmayan bu- laşıcı hastalıklar hâlâ ınsanlığın korku- lu ruyasıdır Teonk olarak hidatik hastalığı ortadan kaldırmak kolaydır Eğer köpekler ko- yun ve dığer enfekte hayvanlann ıç or- ganlannı yemezler ıse bu hastalık kay- bolur, bulaşma zıncın kopar Görev, ko- pek ve koyundan çok ınsanlara dûşer In- sanlara hastalığın tehlıkesı öğretılecek olursa ve onlarbu kurallan uyguiarsa has- talık kontrol altına alınır Burada koru- yucu hekımlığın önemı ortaya çıkmak- tadır Gunun bınnde beyın, karacığer, ak- cığer ya da obür vücut organlannda ne- rede ıse patlayacak buyüklükte bır kıs- te sahıp olmamak ıçın (lıteraturde bır sı- ğırda 41 kg gelen karacığer kıstı bıldı- nlmıştır) hastalıktan nasıl korunacağı- mızın oğrenılmesı gerekır Bu ucuz ve ınsancıl yoldur Bazı ulkelerde kist hı- datık eredıke edılmıştır Bunlardan bın Izlanda'dır Prof Dr Herald Krabbe 1863 yılında Izlanda'ya hidatik hasta- lığı denetlemesı amacıyla atanmıştı O yıllarda tzlanda'da köpeklenn %28'ı hastalığı taşımakta, sayı olarak her 3-4 kışıye bır köpek duşmekte ve her 6 kı- şıden bın hasta ıdı Prof Krabbe, önce hastalığın etkenı olan parazıtın hayatı- nın nasıl gelıştığını (kopek-koyun-ın- san zıncın) ve hastalıktan korunmanın önemı hakkında bır kıtap yazdı Adada- kı her aıleye dağıttı Annelen topladı. bıl- gılendırdı Bubılgılenokullardakıders kıtaplanna ekleterek okullarda hastalı- ğın kopek ve koyunlardan korunması yollannın ögretılmesını sağladı Krab- be bu ışe 27 yılını verdı Sonunda gö- rev ını tamamladığında ada halkı korun- ma yollannı öğrenmıştı lzlanda gıbı ada ülkelennde hastalı- ğın eradıkasyonu kolaydır Amabırkı- tayı paylaşan ülkelerde bu daha zordur Doğu ve Güneydoğu bolgelenmızde hayvanlardakı hastalık oranının öbür bölgelenmıze oranla daha yüksek olu- şu, sınırdan geçen kaçak hayvan sürü- len nedenıyledır Hastalık goçebe top- lumlarda yüksektır Hırvatıstan'dakı toplantı tanhının, Spht doğumlu Prof Dr MfljenkoStriç'ın bınncı olüm yıldönümünde olması an- lamlıydı Dr Mıhenko Suıç de, Dr Krab- be gıbı hastalıktan korunmanın, halka vereceğı sağlık eğıtımı ıle olacağına ınanmış ve uzun süren yaşamını (1902- 1999) koylerde, kasabalarda ınsanlara bıre bır egıtım vererek değerlendırmış- tır Koruyucu hekımlığın onemmı yaşa- mına yansıtan böyle ınsanlara her ulke- nın gereksınımı olduğuna ınanmakta- yım Kist hıdatığın msanlardakı preva- lansı Türkıye'de obür Akdeniz ülkelen ıle kıyaslandığında düşuktür Hastalı- ğın onemıne ınanmış, bu konuda uğraş vermış çok değerlı v etenner hekımlen- mızı ve hekımlenmızı saygı ıle anmak gorevımdır Ülkemızden ve sevdıklenmızden uzak- larda olsak da 14 Şubat Sevgılıler Gü- nü'nun anlamını bızlere anımsatmak amacıyla, toplantıyı düzenleyen grubun 'Croatian National Theatre' da değerlı sanatçılar Ante Ivic (tenor), Maria Bo- ga-Verdes'den (soprano) Verdi v e Doni- zetti'den aşk aryalan ıle Pucdni'nın Tos- ca, Madame Butterfry, Turandot gıbı operalannda aşkın ınsan sesıne dönüsen en güzel örneklenyle benhğımızı kap- laması ne güzeldı Umanm, dünyanın hıçbır yennde ve Akdenız'ın Adnyatık kıyılanndakı sa- vaşa beş yıl önce 'son' denılen bu gu- zel ülkede savaş ruzgârlan hıç esmez ARADABIR HAYDARYILMAZ Çankaya Beledıye Başkanı Demokrasi Yerelleştirilmeli Dunya kureselleşmeyle demokrasıyı yerelleştın- yor Yerel demokrasının merkezlen de beledıye\er- dır Bızde nedense demokrasının yaygınlaşması ıs- tenmez Beşıkten mezara kadar butun hızmetlen beledıyeler yenne getınr ancak beledıyeler uzenn- de merkezı hukumetın yonetsel ve akçal (idan ve ma- li) vasılığı (vesayeti) bulunmaktadır Betedıyeterm ala- cağı personelden, hızmetı yaptığı ış araçlanna ka- dar her şey, merkezı hukumetın ıkı dudağı arasında- dır. Beledıyelenn gelırını merkezı hukumet belırler; hangı vergıyı alacağına onlar karar venr Çankaya, Turkıye'nın 5 buyuk kentı ve Ankara'nın kent mer- kezıdır Gunduz nufusu 2 mılyon dolayındadır Bız hız- metı 2 mılyon ınsana goturmekteyız Oysa gelınmız 765 bın kışı üzennden venlmektedır Çankaya, Turkıye'nın en gozde ılçesıdır, ama ge- lın ve gıden arasındakı dengesızlık, hızmetı zorlaş- tırmaktadır Yaptığınız her hızmet ıçın kaynak bulmak, sıze venlen butçeyı akılcı (rasyonel) kullanmak ve bı- nkmışborçlankapatmakdurumundasınız Hem mer- kezı hukumetın hem de Buyukşehır Beledıyesı'nın yonetsel ve akçal vesayeti de cabası Şu andaTBMM'ye gondenlmek uzere bakanlann onunde ımzalanmayı bekleyen Yerel Yonetım Yasa- sı Taslağı'nda yetkıler yerel yonetımlere devredılıyor bıçımınde bırgenel kanı var Bu yanıltıcı kanı, neden- se guçlendınlmek ıstenıyor Aslında guçlendınlen sa- decell özel Idarelen'dır Yanı merkezı hukumetın taşra orgutlen Yasa Taslağı'nda beledıye gelırlen kalem olarak arttınlmasına karşın, beledıyelere ön- celık fınısıyatrf) venlmemeye ozen gostenlmış Seçıl- mış beledıye başkanlannın, atanmışlann denetımı altına alınması uygulaması, yakındığımız mevcut ya- sal duzenlemeden daha da genlere goturulmuş Bır de ılçe beledıyelennın başta ımar planlaması yapma hakkı olmak uzere, bırçok yetkısı buyukşehır bele- dıyelenne devredılmek ıstenmış, ılçe beledıyelen bu- yukşehır beledıyelennın bırer şubesı konumunu ge- tınlmıştır Türkıye, demokrasıyı en kuçuk bınmınden başlamak uzere uygulamalıdır Tersı durumda demok- rasi kulturunun gelışme şansı olmaz Turkıye'nın de- mokratıkleşmesı ıçın beledıyelenn guçlendınlmesı gerekır Yollan beledıyeler yapıyor, çoplen beledıye- ler topluyor Doğal olarak guçlendınlmesı gereken, merkezın taşra orgutlen değıl beledıyeler olmalıdır Beledıyeler uzenndekı "ıdan ve malı vesayet" kal- dırılmalıdır Kent paıiamentolan oluşturulmalı, kent parlamentolannın vergı koyabılme, gereksız olan ver- gılen kaldırabılme hakkı olmalıdır Yerel demokrasi, katılım demektır Katılım ıçın halka guvenmek gerek Halkın ve butun kurumlann denetımıne sonuna ka- dar açık bır beledıye olalım, ama halka hızmet go- turebılmek ıçın her turlu karan hıçbır vesayete uğra- madan kendımız alabılelım Butun dunya gıbı, bız de demokrasıyı yerelleştırelım ve Turkıye'yı dunyanm sa- yılı ulkelen arasına taşıyabılelım Sorumluluk ve yetkı bırbınnı tamamlayan şeyler- dır Beledıyelen yalnızca kar yağınca anımsamaya- lım, zamanında olanak tanıyalım kı, kar yağınca ya- şamımız felç olmasın Kısacası, daha çok demokrasi ıstıyoruz. Küçük Yaşta Okur Yetiştirmek DOÇ. Dr. Sedat SEVER A Ü Egınm Bıhmlerı Fak öğr Uyesı veDekan Yardımcısı A nkara Ünıversıtesı Eğıtım Bıhmlen Fakultesı ve TÖMER Dıl öğretım Merkezı ışbırhğıyle 20-21 Ocak 2000 tanhmde Ankara'da duzenlenen I Ulusal Çocuk Kıtaplan Sempozyumu, ağır kış koşullanna karşın büyük bır katılımla gerçeklestınldı Sempozyuma, 'onur koımğu' olarak Türkçemızm büyük ustası Fazd Hüsnu Dağiarca katılmış, 'açıhş büdirisi' Prof Dr Talat Halman tarafindan sunulmuştur Özelhkle çok sayıdakı okurun, MEB üst düzey yetkılının, öğretmenın, Talım ve Terbıye Kurulu uzmanının, yazann, çızenn, bılım ınsanının yogun b ı r ^ gösterdığı sempozyum, ülkemızde çocuk yayınlanndakı sorunun çözümüne duyulan gereksınımın ve duyarlığın bır göstergesı olarak değerlendınlmehdır Olkemızde çocuklar ıçın hazırlanan yayınlann, dılsel-gorsel ve eğıtsel nıtelıklen bakımından ırdelenıp sorunlann belırlenmesı ve çozüm yollannın olusturulması amacıyla gerçekleştınlen I Ulusal Çocuİc Kıtaplan Sempozyumu'nda ortaya çıkan görüşler şu şekılde ozetlenebılır Ülkemızdekı çocuk yaymlannın ılkesızlık, savrukluk ve yalnızca kâr amacını guden bır anlayıştan anndınlabılmesı ıçın aşağıdakı ılkelenn yaşama geçınknesı gerekmektedu- • Çocuk yayınlan, düşünen, duyarlı, demokratık kültürü ıçselleştırmış laık bıreylenn yetıştınlmesıne katkı sağlamalıdır • Ülkemızde çocuklar ıçın hazırlanan yayınlann ıç ve dış yapı ozellıklen, 'çocuk geİişımi alanının' son venlennden yararlanılarak belırlenmelı ve ürunler çağdaş teknolojık gelışmeler kullanılarak oluşturulmahdır • MEB, çocuklann gelışım evrelennı, ılgı ve beğenılennı goz önune alan çağdaş nıtelıklı, guncel özellıkler taşıyan, ıçınde öğrencı ve öğretmen yazılannm da yer aldığı örnek bır dergı çıkarmalı, bu dergı tum ılk ve ortaöğretım kurumlanna parasız gondenlmelıdır • Mıllı Eğıtım Bakanlıgı Eğıtım Teknolojılen Genel Müdürlüğü'nce çocuklara yonelık kultürel ve sanatsal ıçenklı, eğlendmcı ve bılgılendıncı yavınlar yapan bır 'çocuk tetevizyonu' kurulmalıdır • Sempozyumda oluşan bınncı amaç ıçın, ülkemızdekı çocuk yayınlanyla ılgılı sıvıl toplum orgutlen tek bır çatı altında bütünleşmeh, ıllerde şubeleroluşturulmalı, bu orgüt Mıllı Eğıtım Bakanlıgı, Kültur Bakanlıgı, çocukla ılgılı obür sıvıl toplum örgut temsılcılen, öğretmen, yazar, çızer, çocuk ve yayıncılardan oluşan bır seçıcı kurul oluşturmalı Bu kurul çocuklara yönelık yayınlan ızlemelı, bılımsel ölçütler doğrultusunda ıncelemelı, çıkanlacak aylık bır bültenle vanlan sonuçlar kamuoyuna açıklanmahdır Kurulun aidığı kararlar. vanlan sonuçlar, kurulması ongörülen çocuk televızyon aracılığı ıle kamuoyuna duyurulmalıdır (Kurul, Mıllı Eğıtım Temel Yasası ıle Çocuk Haklanna Daır Sozleşme'yı esas tutmalıdır) • Görsel yayın ve basında nıtelıklı çocuk kıtaplannın tanıtımına yonelık uğraşılara katkı sağlanmalı, ana-baba ve eğıtımcılenn bılgılenmesıne ve bılınçlendınlmesme yönelık programlann yapılması ıçın ünıversıte ve srvıl toplum örgütlennce kamuoyu oluşturma gınşımlen başlatılmalıdır • Talım ve Terbıye Kurulu'nda, çocuk edebıyatı ve yayınlan konusunda uzman kışılerden oluşan 'Çocuk Kkapian İnceteme Birimi' oluşturulmalı, kıtaplar ılgılı yasa, sozleşme ve bılımsel ölçütler esas alınarak ıncelenmelıdır • Tüm sınıf ve okul kıtaplan- kutüphanelen yenıden gozden geçınlmelı, kıtaphklar, çocuğun ve toplumun gelışımme aykın nıtelıktekı güdümlü yayınlardan anndınlmahdır llköğretunde, sınıf kıtaplıklan ıle okul kutüphanelennın nıtehklı kıtaplarla oluşturulmasma önem venlmelı, bu tür gınşımler desteklenmelıdır • Turkçe ve Türk dılı ve edebıyatı öğrettmı ıle kıtaplık kullanma alışkanhğı bütunleştınlmelı, oğrencılenn kıtapçılara, kıtap sergı ve fuarlanna gotürulmesı ogretım programının bır parçası olarak değerlendınlmehdır • Turkçe ve Türk dılı ve edebıyatı ders kıtaplan Türkçemızm zengın anlatım olanaklannı yansıtan metınlerle oluşturulmalı, kıtaplar görsel zengınlıkle desteklenmehdır • Kıtaplarda yabancı sözcüklen kullanma, öykünme tutkusundan vazgeçılmelıdır • Türk çocuk edebıyatının seçkın örneklen, ozgün metnm doğallığı bozulmadan yabancı dıllere çevnlmelıdır Bu sorumluluğu Mıllı Eğıtım ve Kültur Bakanlıgı ustlenmehdır • Yabancı dılden çevınler, metnm ozgün ıçenğıne, Türk dılının anlatım olanaklan vu kurallanna özen gosteren ve her ıkı dılı de yetkın bıçımde kullanabılen kışılerce yapılmalıdır • Eğıtım fakultelennde 'Çocuk Edebryaü' bılım dalı oluşturulmalıdır Değışık yaş gruplanndakı çocuklar ıçın hazırlanan değışık türdekı kıtaplann yazımım destekleyebılmek ıçın yanşmalar geleneksel duruma getınlmelıdır Olkemızde yaşadığımız gerçekler, ulusal değerlennı tanıyan, evrensel değerlerle banşık, demokratık kultüru ıçselleştırmış, duygu ve düşünce kanallan açık bıreylenn yetıştınlmesının ne denlı önemlı olduğunu bır kez daha göstermıştır M. Kemal Atatûrk'ün, "Yurtta Banş, Dünyada Banş" anlayışı ıle " Yaşamda En Gerçek Yol Gösterici Büîmdir" düşüncesını yaşama geçırebılecek bıreylenn yetıştınlmesı sürecınde nıtelıklı çocuk kıtaplannın önemlı bır ışlevı olduğu düşüncesı ortak paydamızı oluşturmalıdır Bu nedenle ulkemız, kıtapla dost çocuk okur yetiştirmek ıçın tüm duyarhklannı yaşama geçırmehdır Küçük yaşta okur yetıştırmeyen, küçük yaşta kıtapla dost, yazılı kültürle dost ınsanlar yetıştıremeyen bır toplum, 'okumasn okuryazariann' sayısal fazlalığından sureklı yakınacaktır Artık yakınmaktan öte, ışlenn yaşama geçınlmesı gerekıyor Kira Yasası ve Kamu Yaran H. Avnİ USLUOĞLU£/ne*/z Müsteşar Yardımcısı K ıralan 2000 yılı ıçın yüzde 25, 2001 ıçın yüzde 10 olarak donduran yasa Resmı Gazete'de yayunlanarak yurürlüğe gırdı Kıra ıle ılgılı bu yasanın enflasyonun yasada belırlenen düzeylere ınmesınde psıkolojık etkı yapacağı bu nedenle de kamu ıçın "yarar umudu" tasıyacağı söylenıyor Yasada yuzde 25 oranında arttınm yapılır hükmünün yer aldığı gunü ızleyen sürede enflasyon yüzde 25'ın üzennde seyretmışse ev sahıplenne, daha aşağı duzeylere ınmışse kıracılara yıl sonunda zararlannm Hazıne'ce odeneceğı belırtılmış ve böylece devlet de yükümlülük altına gırmış olsaydı bu psıkolojık desteğe daha kolay ulaşılırdı Oysa devletın gücu salt maaşlılara, ücretlılere ve emeklılere yetıyor Bu kıra yasasını çıkanrken sankı rantıyelere karşı bır yasa çıkanlmış gıbı bır hava estınlıyor Bu anlayış tümden sakat bır anlayışür. Kamunun bır kısmınm yaranna, dığer kesımının zaranna çalışacak bır yasa çıkarmak alkışlanacak bır davranış olmasa gerekır Ivedı olarak yenı bır yasa çıkanlarak, yenı yasaya gore kıra bedellenndekı artışın ılan edılecek enflasyon rakamlanna gore Hazıne'ce ödeneceğının kararlastınlması gerekır Yanlış anlaşılmasm, devlet kıralara el atmasın, duzenleme yapmasm demıyorum Ancak devlet kıracıyı da, kıraya verenı de bırlıkte duşünsun Salt bır kesıme gulumsemekle yetınmeyelım Ya da bır başka deyışle, enflasyonun yaratacağı zaran, haketmeyen bır kesımın sırtına yuklemeyelım Devlet dedığını gerçekleştırememışse o zaman zarann bır kısmını da olsa karşılamayı ustlenmehdır CUMHUEİYETTEN OKURLARA ORHAN ERÎNÇ Bir Haberin 30'uncu Yıldönümü Başlığı okuyunca "Habenn yıldönümü mu olur?" dıyebılırsınız Geleneklenmıze gore bayramlar, su- reklı olarak kafamızı tokmaklayan ulke sorunlannı unutmak ıstedığımız gunlerdır Bayram başlamadı ama, tatılı başladı ya Ben de bır taşla ıkı kuş vurup, hem geleneğı bozmamak, hem de eskı defterlen yoklamak ıstedım • • • Hayrullah Ors ıle Ustad Elif Naci, ulkemız kültur ve sanatının onde gelen kışılenndendır Örs, Topka- pı Sarayı Muzesı, tlıf Nacı de Turk ve Islâm Eserie- n Muzesı mudurudur 1964 yılında Topkapı Sara- yı'ndakı padışah efbıselennt ıncelerken Genç Osman'm (Osman II, doğumu 1604, saltanatı Şubat 1618/20 Mayıs 1622) kaftanı ve altna gıydığı pamuklu dıkkat- lennı çeker Pamuklunun sırtı, ense hızasından yan belıne ka- dar kanlıdır "Tahttan ındınlıp boğulduğunda kulağı kesılerek ıkıncı kez tahta geçınlen Mustafa V?/n an- nesı Handan Suttan'a götürülmûşse pamukludakı bu kanlann sebebı nedır" sorusu akıllanna takılır Ikına soru da kaftanlann boyundan kaynaklanır Genç Osman'ın kaftanı Dorduncu Mehmet ıle Kanu- ni'nın kattanlanndan bır kanş kadar kısadır Kuşkulannı gıdermek ıçın Ord FYof Dr Kazım Is- mail Gürkan davet edılır Uçlu değerlendırmede "Genç Osman'ın kulağının değıl, kafasının kesılmış olduğu, boyunun ıse tanhçılennyazdığı gıbı uzun ol- madığı" sonucuna vanlır Üstad Elıf Nacı, kalemı elıne alır ve 30 Mayıs 1_964 gunlu Cumhunyet'te "Genç Osman'ın Ölümü Ûze- nne Duşunceler" başlıklı ılk yazısını yayımlar Bu ara- da Mıllı Eğrtım Bakanlığı'na verdığı bır dılekçe ıle Genç Osman'ın mezannın açılmasını da ıster ama, sonuç alamaz Aradan yıllar geçer 1970 yılı Mart ayının ortalanna yaklaşılırken Ustad Elıf Nacı, Cumhunyet'ın Isthba- rat Şefi Orhan Ennç'e "Hayrullah Bey bır konferan- sında Genç Osman 'ın mezannın Bınncı Ahmet Tur- besı'ndekı tamırat sırasında açıldığını ve kafatasının mezarda olmadığının gonjldüğunü söylemış" der Orhan Ennç'ı bır telaştır alır Ne yapıp edıp, eskı Tur- beler Muduru Yavuz Senemoğlu'nu bulmalıdır So- nunda bulurda Gazeteye donerken Senemoğlu'nun çektığı ıskelet filmlen ıle mezara ınıp kemık boylannı da olçerek çızdığı krokı, Orhan Ennç'ın çantasında- dır Fotoğraflarda gorunmedığı ıçın Genç Osman'ın kafasının ya oldurulmek amacıyla ya da oldurulduk- ten sonra, yenı valıde sultana goturulmek uzere ke- sıldığı, pamukluda genış bır alanı kaplayan kanlar da anımsanırsa kesınleşmıştır Sıra, Genç Osman'ın boyunun uzunluğunun belır- lenmesıne gelır Orhan Ennç, bu kez elındekı krokı ıle I U Tıp Fakultesı Adlı Tıp Kursusu Profesoru Dr Ca- hit Ozen'ın yolunu tutar Nıyetı, talıhı yaver gıderse Genç Osman'ın morg raporunu almaktır Prof Ozen, Pearson formulune gore yaptğı değer- lendırmede, değışık kemıklenn uzunluklanna gore Genç Osman'ın boyunun 164 santım ıle 175 sarrtım arasında olduğu sonucuna vanr Böylece Genç Os- man'ın '186 santım boyunda fidan gıbı bır delıkan- h", 'Arstanlarg/bı boytupostu" olduğu ydundafo d - dialar da fos çıkar Orhan Ennç, 30 yıl once 12, 14 ve 15 Mart 1970 gunlennde yukanda ozetlenen bılgılen haber olarak kamuoyuna sunar (Bır Arpa Boyu / Çağdaş Yayın- lan 1996 / sayfa 199-217) • • • "Sunar da ne olur" sorusunun yanıtı tanhçılenmız açısından hıç de ıç açıcı değıldır Çunku, bu gelışme- ler sureklı yok sayılır 2000 yılının Şubat sonuna ka- dar yayımlanan ve merakla ızledığım kımı bılımsel, kı- mı de Osmanlı'nın bılınmeyen yonlennı aydınlığa ka- vusturanO kıtaplarda tek bır satır bıle bulamazsınız. Geçmışte de olduğu gıbı Karaçelebızade, Hasan- beğzade, SoJakzade, Muneccımbaşı, Peçevî, Na- ima, Raşrt ve LûtfTnın yazdıklan yınelenır durur Bu tanhçılenn belkı "Osmanlı hanedanına saygısızlık et- memek" belkı de "kendı kafalannın da gıtmesı kor- kusundan" gerçeklen yazamadıklan kuşkusu akılla- ragelmez Genç Osman'ın kandavasını guden Aba- za Mehmet Paşa'nın ağzından soylenmış destan- dakı "Ala kanla yatarol nazük tenı I Mecruh edıp (ya- ralayıp)uçurdularcanınrda.e\enn\ okuyup, "Boğul- duysa nıçın kanlar ıçınde yatsın" sorusu da es geçı- lır Anlaşılan odur kı 700'uncu yılını kutladıklan Osman- lı Hanedanı'na saygısızlık edıp "Bır Osmanlı sultanı- nın kafasının kesılmış ve de çelımsız bır kışı olduğu- nu" yazmayı ıçlenne sındırememışlerdır Tanhçılenn çoğu, konu Osmanlı olunca yukanda adlannı andığım tanhçılen "ınanılır kaynak" olarak başiannın ustunde taşırlar ama, sıra lak Türkıye Cum- hunyetı ve Ataturk'e gelınce ışler değışıvenr Belge- lenn bır bolumunu yok sayıp, bır bolumunu de ken- dı amaçlanna uygun olarak yorumlama hakkını ken- dılennde gorurler Şemsettin Günaltay, Yusuf Ak- çura, Refik Ahmet Sevengil, Faık Reşh Unat, En- ver Zrya Karal, Afetinan, Arif Mûfrt Mansel, Reşrt Rahmeti Arat, Sadri Maksudi Arsal, CeJal EsatAr- seven "resmı tanhçı", yazdıklan da "resmı tanh" oluvenr • • • Ben, her haberde olduğu gıbı, 30 yılx>ncekı haber konusunda da taraf değılım Bu yazıyı da "gume gı- den" habenmın alınganlığıyla yazmadım OsmanJı tanhındekı önemlı bır olayın gerçek yuzunu ortaya çı- karan ve artık aramazda olmayan Yavuz Senernoğ- lu'nun basansının, bılım adına gozardı edılmesıne gonlum halâ daha elvermedığı ıçın anımsatmak ıs- tedım • Onumuzdekı pazartesıye kadar gonlunuzce bır bayram tatılı geçırmenız dıleğı ve saygılanmızla oerinccg cumhuriyet.com.tr 'Binlercemilsiirecekbiryolculukbile, I I başlamakzorundadır.' UOTSU KEEP ı^'VVALKING
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear