23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2000 CUMA DİZİ .Küreselleşme ile yoksullaşma köktendinciliği hortlattı, kadın haklarına saldın arttı KadınlarirticakuşatmasındağtUKRANSONER M edeni Yasa'nın 74. yılında Cumhuriyet Kadmlan Derneği'ruıı düzenlediği " Yeni Dûnya Düzeni Kadın ve Irtka" konulu konferansta dünya kadınlannın deneyimlerini aktarmalan, bilımsel çalışmalann sonuçlan, çağımızda yeri olmaması gereken irticamn boyutlannı çarpıcı bir bıçımde ortaya koydu. Ağırlıklı İslam ülkeleri kadın hareketlennın temsilcilen ile Türk kadınlannın katıldıklan toplantıda açıklananlar, şenatın ister radikal, ister ılımlı, isterse terör hareketı olarak artan örgütlenmesinin, ûlkemiz ve dünya ölçeğinde en çok kadınlann olmak üzere, insan haklannı ağır tehdit altında tuttuğunu kanıthyor. Şeriatın hangı bıçımi ile olursa olsun, özel yaşam alanında çıkanlıp toplumsal yaşama egemen olduğu düzenlerde, eğitimsizlik, yoksulluk, kadın haklarına yönelık saldınlarda patlama yaşanıyor. Sosyal güvence arayışı 8 ayn oturumda, 40"ın üzerindeki Türk ve dünya kadın hareketlerinin temsılcilerinin ortaya koyduklan gerçeklerden kimı altı çızilmesi gerekli alınnlarla ırtıcarun sadece geçmışimiz ve bugünümüz içın değil geleceğimiz ıçin de yaratnğı tehdıdın boyutlannı sizlerle paylaşmaya çahşacağız. Sosyal devlet kavramının terk eddmesı, sosyal devlet işlevının tasfıye edilmesi, 80 sonrası yıllar irticamn gelişmesinde hızlı bir süreci başlatıyor. Z engin Kuzey'in çıkarlan yoksul Güney'de yeşil kuşak projesi ile önce radikal îslam sonra ılımlı İslam hareketlerini geliştirmeyi öngörüyor. İslam ülkelerinde yaşananlar, şeriat düzeninde, iktidardaki mezhep ve tarikatlann anlayış farklılıklan olsa da kadınlara yönelik baskı ve şiddetin, insan haklarına saldınnın şiddetlendiğini ortaya koyuyor. y ^ o k u l u s l u sennayeden yana I düzende sosyal devlet ^^/kavramının işlevı küçültülünce, sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında kalan bıreyler ve topluralar dinci, ırkçı örgütlenmelerin, tarikatlann şemsiyesı altında sosyal güvence aramak zorunda kalıyorlar. Sosyal ilişki, sosyal güvenceden yoksıın kalmış insan gizemcilığe başvuruyor. Toplumda güç dengesı bozulduğunda üretılen her düşünce güçlüden yana oluyor. Sennaye-emek dengesinin bozulduğu bir dünyada kutsannıış düşünce ortamı gelişiyor. Yerel kültürlerin ululaşması süreci yaşanıyor. Ulus öncesi kültürler, din egemen olurken kadının ezilmesi artıyor. Ümmet dayanışmasının değerli ve önemli olduğu düşüncesinin gelişmesi, dınin toplumlardaki ağırlığının artması gerçeği ortaya çıkıyor. Şiddet, hoşgörüsüz ortam genişliyor. İrtica kapital, teknoloji, dış ılişkıler sahibı olarak sanayı öncesi ahlak, inanç düzeni ile dayatıyor. Çağında göreceli ileri, insan haklanndan yana değer ve ölçüler, çağa uyarlanınca, çok daha şiddet içeren, insan Şeritçıyönetinderdekadma baskı şkkktfi bir şeküde artıyor. Sosyal hayuttankopanlankadmeyehapsedilnıeyeçahşdıyoı: Turkiye'deki durum Demokrasi kullanıhyor Tûrkiye'ye yönelik irticai getişmelerin önemli bir ayağı yurtdışında hem de geüşmiş Baü ülketerinde. Ahnanya'da Türk işçiler arasında, yaşanan irtica hareketlerini ' inceleyen araştırma ve tebhgler, bu hareketlerin demokrasi ve özgürieşme adına destekknmesini de kapsıyor. Orneğin okuliardaki din derslerinin Vlilli Görüş Hareketine tesHm edilmesi, Türkçe dil derskri yerine tarikadara teslim edilmiş din derslerinin seçflmesi çarpjcı bir eğrami yansmyor. Ahnanya'da Şeyhülislam seçilınesine bik izin verflip buradan abnan fetvabrla b z çocuklanmn okullardaki yüzme, cimnastik derskrine sokulmamalan, gP7İlftip kptıhnamahpnm sagfaınfhğı aktanbyor. Demokrasi adma örgûtfenıneleri, ekonomik kaynak yaratmalarma obmak tanınan tarikatbr Töridye içindeki irtica ve tarikat hareketierinin de önemli bir gdir ve örgütiennıe kaynaklannı olusturuyorlar. Türkiye'de Cumhuriyet ve devrimleıie gehşen kadın haklan, siyasal ödünlerle, sryasal İslamın, irtica hareketlerinin gefişmesi Ue bağlanûlı yara ahyor. Türkiye'de de demokrasi ve insan haklan paravanında türban siyasal bir sünge yapıhp kadın üzerinde tartışılarak önce kapah, yeterli güç kazanıkhktan sonra da açık, kamuovuna dönük yayümacıhk yaşanıyor. trtka ve tarikatlann gücü, ekonomik kaynaklan siyasetin ödün üstüne ödün vermesi, imam hatip okuDan ile hme kazanıyor. Türkive hane halkı gelir farklılıklanna göre dünyada en adaletsiz 5 ülkeden biridir. Bu arada uçurum giderek büyfimektedir. Sosyoekonomik durum sağfağm, ama aynı zamanda da irtkanm önemli Detirleykisi obnaktadn-. Somıç olarak irticanın Türkiye için birinci tehdit sayılması ve irtkaya karşı savaş. çok önem kazannnştır. Cumhuriyet değerferinin korunması, laikh'k. kadın haklan için ohımhı ilk adun tehdkün boyutunun algüanmaya başlanmasu zonmhı ilköğretim ile desteklenmiştir. Ancak irtica ve şeriatcı tarikatlann geüşen gücü, ohışturduklan tehdit karşısında verilen mücadele henüz çok yetersizdir. haklannı, kadın haklannı gasp eden boyutlar kazanıyor... İrtica hareketlerinin ortak klmncji Cezayir, Tunus, Pakıstan, Filıstın, Suriye kadın hareketlerinnı sözcülen, kendı ülkelennde yaşanan şenatın kadına yönelik baskılanndan, irticamn kadın haklanna saldınlanndan sayısız ömekler venyorlar. Ülkelerin koşullan ile bağlantılı şenatın uygulanışı, kadına yönelik şiddetin bicimleri değişiyor. Savaşla, şenatın buluşması kadının yaşamını bir başka karabasana çeviriyor. Kadın savaşta en çok bedel ödeyen, özven gösteren olduğu halde, savaş ve yoksullaşma ile bağlantılı güçlenen şenatın kadına baskısı ağırlaşıyor. Yapılan araştırmalar şenatın yorumlanması, irticarun, radikal dinci akımlann, terör örgütlerinin farklı kimlik ve davranışlan ile bırlikte ortak yanlannı da ortaya koyuyor. Pakistan, Afganistan gibi dınin önce insan haklanndan, kadın haklanndan yana yorumlanması sürecini yaşıyor. Sonra seçımlerde halk desteğını hiç kazanamayan. ama sokağa egemen olan radikal İslam ağır basıyor. Kadınlar önce eğıtun alamnda, sonra iş yaşamuıda, sokakta çok ağır aynmcılığa, saldınlara hedef oluyorlar. Fılistin'de bir yandan savaş, diğer yandan radikal lslamcı hareketler kadını arada ezıp duruyor. Sunye sosyalıst bir yonımla kadına göreceli özgürlükler sağlarken savaş ve yoksulluk, şenatçı akımlar amlamlı bir gelişmenın yaşanmasına engel oluşturyor. D evlet gücü ile şenatçı yonımlan çağdaşlaştırmaya çalışan Cezayır ve Tunus'ta da şeriatcı terönst akımlann baskısı, hele Cezayir'de yaşanan katlıamlann acılan bir yana, sonuçta şenatın devlet düzenine egemen olması, kadmuı haklanna engel teşkil ediyor. Ilımlı ya da radikal şenahn egemen olduğu düzen, kadını ağır bir biçimde eziyor. Çarpıcı bir ortak kimlik, Mısır'da aydın hareketi, Pakistan'da orta smıf, Afganistan'da okur yazar olmayan Taliban hareketi olarak ortaya çıkan ırtıcai hareketler, terör örgütlennin yetiştirdiklen militanlann, gelişmede ilk hedef kıtlelennın genç erkekler olmalan. Hem de sıcak göç yaşamış, eğıtimsiz, yoksul, çevresine uyum sağlayamamış, saldırgan kımlığı ön planda. Bu hastalıklı ruh halındekı gençlere kadın karşısında üstün varlık olduklannın öğretilmesi, hem saldırganlığı, hem kadına yönelik şiddet ve baskının artmasını getiriyor. İrtica bu mılıtanlar sayesinde hızla güçlenıyor, saldırgan kimliği ile kadınlar ve toplum üzennde şiddet, baskı uygulayarak hem ekonomik, hem örgütlü gücünü kathyor. Gelişmede belırleyıcı öğe olan şiddet, ekonomik güç, eğitımsız, çaresiz, yoksul kıtleler arasında yayıhnayı kolaylaştınyor. Bir başka önemli ortak özellik dış bağlantılar. trtica ülkeden ülkeye yayılırken çok önemli dış kaynak ve destek buhryor. Militanlar çok sıkı bir disiplin ve eğıtimden geçiriliyorlar. Eğitimde gündüz gece kılınan namaz ve dualar, ezberler, ceza ve günahtan annma adma verilen tekrarlar, dayak, şiddet AfganistanTalîban ve kadın Afganistan 1915te anayasasma kadm İHÜdarau, feminist flkeleri sokan ük ûlke. Atatürk devrimferinin bir benzeri program, kadm haklan yaşama geçirflme sürecini yaşryor. Ancak tngütere, ABD kaynakh destekk, yeşfl kuşak projesi kapsammda bu ülkede hızla pek çok şey değişiyor. Rusya'ya karşı verilen bağunsızhk savaşı içinde. radikal İslama terör örgütkri hızla gûçkniyor.insan haklanna, kadma yönefik şiddet de_ Tabii bir de çok büyük bir yoksulluk. eğkimsizMk gerçeği yaşanıyor. Sonunda Taliban hareketinin iktidar ohnası Be biriikte kadının çahşma hakknnn bile eünden ahndığı, her tür sakhnya hedef olduğu bir döneme giriliyor. Yıllaruu hapiste, bağunsızhk savaşı içinde gecirmiş Afganh İrticaya Karşı Kadm Örgütü başkanuun aniatttklan dinleyenleri aglanyor. Dünyanın en falrîr, ancak mayın açısından en zengin ülkesinde. sokaklarda yaşanan trajediye, kadma yönetik şiddete, dünyanın insan haklan örgütlerinin, insan haklan savunuculannın seyirci kahnalan lanamyor. Ve Afganistan'da yaşananlann sağhk sonuçiarmı yansıtan bir öp dergisînde yayımlanmıs araşürmadan kimi ahnnlaru. Buunsel araşarma Afgan kadınlannın yaşamındaki oiağanüstü sağhk sonuçlannı sergiliyor. Araşürmaya konu olan yaş ortalamalan 32 olan kadınlann yüzde 62'si Taliban öncesi bir işe sahiptiler. Şimdi ise sadece yüzde 20'sinin bir işi var. Radınlann yüzde 71'ifiziksel, yüzde 81*1 ruhsal sağhk bozukhıldanndan yakuuyorlar. Yüzde 62'si sağhk hizmederine ulaşanuyor. Yüzde 97'sinde depresyon, yüzde 86'suıda eodişe var. Yüzde 84'ü afleanden en az bir üyeyi kaybetmiş. Yüzde 69'u kendüerinin veya aile üyeterinin Taüban'ın tacizine uğradığmı anlatıyor. Yüzde 68'min sosyal efldnükleri smra üumş. Anlatnldanndan kimi örnelen. "Düştüğünıüz yoksullıık. kızurun eğhim yapamayacakounası beni demüyor. Gecekri uyuyamryonun. Yaşamımm bir değeri olmadığını düşünüyorum."' Bir kadm dokton "Tatibanın ilk günü pofis ofısime girdi. Her şeyi talan etti. Nedenini sorduğumda 'Sen bir kadmsuı, bana öyle yanıt venne yoksa seni şu ağacın altma canh gömerim' dedL" Bir başka kadm doktor: "Her şey mahvoMu, sürekB ağhyorum." 7 çocuklu, beslenme bozulduğu olan bir kadm: "*\oksulluğun da yoksuluyuz. Arük böyie yaşamaktan yorgunum. Yaşam koşullan çok kötüleşti. Sağhğmı da çok kötü. Kann ağnsı, çarpıntı var." Bir eczacı: "Araba kullanmam yasak. tek başına taksiy e binemem, belediye otobüsüne binemem. Kadınlar için özel var ama a/- Şansıma bir eczanede yardımcıhk buldum, yoksa ölürdüm." Bir sosyal çahşmacı: "TaKban'ın ilk aylan felakettl Hep dövükhlk. Baştan aşagt kapanmazsak dışan çıkamıyoruz."' Sağhk hizmetioe ulaşılamryor. Nedenİeri ise şöyle sıralanıyor: Yüzde 61 ekonomik, yüzde 48 kadm hekim yok, yüzde 36 kadm bağunsız hareket edemiyor, yüzde 21 hastanekr kadm hastayı reddediyor, yüzde 27 muayeneye götürecek künse yok. 1997'de kadm ayn kurumlardan hizmet alacak diyen Taliban sonra 500 bin kadm için, 35 yatakh, kötü donanımh bir hastane ayuth. Dış baskuaria tanınan esneklikten sonra kadın ancak bir erkek akrabanm yanmda muayeneye gidebuıyor. Kadnılar önce eğitim alanında, sonra iş yaşamında, so- kakta çok ağır aynmcmğa, sakhrdara hedef oluyorlar. milıtanı istenen kıvama getiriyor ve örgüt istenen dısıplın altma sokulmuş oluyor. Ve irticaya dayalı bütün örgütlenmelerin tartışmalan kadm üzerinde ağırlaşıyor. Kadın nedir? Toplumdaki ikinci sınıf yeri, şeytansı kimliği, nasıl gıyınip, nasıl yaşaması, nasıl terbiye edilmesi gerektiği, kadının neleri yapamayacağı, erkeğin nelen yapabıleceği konulan bir anlamda örgütün de kimlığını oluşturuyor. Sonuç olarak dini akımlar ve irtica gıderek daha fazla küresel bir kimlik kazanıyor Kadın ve ambargo Amaç yönünden siyasal ya da misilleme türünde olan ambargo, tek yanlı ya da uluslararası toplulukta kararlaştmna biçiminde karşmııza çıkıyor. Ancak biraz daha yakından incelendiğinde yeni dünya düzeninin projesi içinde hegemonyacı bir polıtıkanın gerçekleştirilmesine yönelik oluyor. Sonuç olarak ezilenler dünyası hedef ahnıyor. Paylaşanlar ve paylaşılanlar aynmmda, parçalayanlar ve parçalananlar var. Çok kimlikli olmak perdesinde, mılliyetçiliğin ve dinciliğin köriiklenmesi, emperyalizmin ekonomik, sosyal, kültürel, ideolojık abluka altma ahnması hedefine hizmet ediyor. Ambargo sadece uygulandığı ülkeyi, ulusu etkileyen bir olgu değil. Faturası en ağır bıçımde bu ülkeye çıkarken bölge ülkelen, tüm dünyayı etküiyor. B anş ve güvenliği sağlama savı ile sonuçlan arasuıda tam bir çelişki söz konusudur. Irak'a uygulanan ambargo Türkiye'yi petrol gehrinin yansını sağlayan kaynaktan mahrum bırakmışnr. Irak'ta bu ambargo sonucunda 5 yaşm altında bir milyon çocuk öhnüştür. Harvvard'da 1991 'de hazırlanan bir rapora göre, savaşm başlangıcından itibaren 9 ay boyunca 5 yaşm altmdaki çocuklann ölümü 5 katına çıkmışhr. Yetersiz beslenme ve yetersİ7 sağlık hizmetleri sonucunda bir yıluı içinde 5 yaşm altmdaki 170 bin Iraklı çocuk heba olacaktır. UNICEF'e göre ölüm oranı 1989'da yüzbınde 50 iken 1997'de yüzbinde 117'ye çıkmıştır. Kadınlann yüzde 70'inde anemi vardn". Genç yaşta suç oranı artmış, motivasyon eksikliği çıkarcılığa dayalı bir ekonominin gelişimini körüklemiştir. Başta Küba, diğer ülkelerde de uygulanmakta olan ambargolann sonuçlan aynı ölçüde çarpıcı..haUun, ağırlıklı olarak da çocuklarla kadınlann cezalandınlmasını sergileyen actklı istatistikler olarak karşımıza çıkmaktadır. BIRBAKIMA SERVER TANİLLt İran Dersleri Tahtla mihrabın işbirliğinin Ayrupalı insana ne- ler çektirdiği tarihinde yazılıdır. Üstelik bir reform- cunun, Cah/in'in, 16. yüzyılda, dinle politikayı har- manlayıp Cenevre'de kurduğu bir yönetim vardır ki, hiç unutulmaz: Kendi düşüncesine karşı olan- lara, sürgünler ve ölüm cezalan ile yanıt veren CaJ- vin, ünlü filozof ve hekim Miguel Serveto'yu diri diri yaktırmış ve dogmasını ayakta tutmak için yapmıştır bunu. Batı, bu acılan da göre tada, so- nunda yaşamın dayattığı din ve devlet aynljğmı, ya- ni laikliği kabul eder. 1923 Devrimi'nin aynı ilkeyi kabul etmesi de, bir fantezi adma değil yaşam dayattığı içindır. Tersi ol^ saydı, kimbilir nelerle uğraşacaktık bugün; devri- me karşın nelerle uğraşmıyoruz ki? Ama olsun, Müs- lüman dünyada hele 20. yüzyılın son çeyreğinde olup biten, Türkiye'de laik Cumhuriyet reformunu yapmış olanların ne denli haklı olduklarını göster- miştir. . ... /,; Yalnız bir İran örneği yeter ispata. Orada insanlann 1979'da Şah'ın diktatörlüğü- ne karşı yürüttükleri mücadele ve sonunda yap- tıklan devrim, demokratik bir Cumhuriyet adınay- dı. Ama sonunda Molla takımı işe vaziyet etmiş ve devrimin başına bir "İslam" yaftasını eklemiştir. Oysa dinle devrim olmazdı; 21 yıllık deneyim işte bunu gözlere sokmuştur. Arkasında bin bir acı bı- rakarak; Iran'ın her yönden gelişmesini geciktire- rek. Orada şu süre içinde olup bitenin, alabildiği- ne iç karartıcı olsa da, öğretici, bir eski deyimle söy- leyelim, "terbiyetkâri" etkisi vardır ve hep anılacak- tır... • Reformculann birkaç yıl önce Cumhurbaşkan- lığını, şimdi de pariamentoda çoğunluğu elde et- miş olmalan, her şey demek değil. Gazetelerden, yazılardan ve incelemelerden okuyoruz: Reform- cular, hatta sistem içinde kalarak, ülkenin yaşamı- na bir parça soluk aldırıcı bir girişimde bulunsalar, yanlan yöreleri, önleri artlan kapalıdır. Gericilik, da- ha işin başında öylesine bir anayasa yapmıştır ki, bütün köşebaşlannı tutmuştur ve kuş uçurtmaya- caktır. Bu bakımdan reformculann işi zordur ve her tüıiü komplo ve tuzak önlenne çıkanlabilir. Saçlanna kadar gericilik batakhğına saplanmış bir rejimin karanlığına karşı sistem içinde de kal- sa reformcu bir hareketlenişin getirecekleri vardır elbette. Onlann bu fırsatı iyi kullanıp değerlendir- meleri gerekir, bunu ne kadar başaracaklarını da zaman gösterecek. Ama Iranlı aydınlann, bu sü- reç içinde bir düşünecekleri de asıl sistemin ken- disini ne yapıp edip yok etmek olmalıdır. Devrim konusudur bu diyeceksiniz. İşte bu devrime hazırlanmalıdırlar. Din ve siyaset bir arada olmaz. Olur denirse, sf- yaset ve onunla beraber her tüıiü aranış, bu ara- da eleştirici düşünce ve felsefe, dinin arkasına ta- kılmış olur, dogmalann emrine girer. Dogma ise, "din-i mübin ' r ın de olsa, her yerde âyakbağıdır ve aklın karşısına çıkar. Bu pek basit gerçeği Iranlı ay- dınlar öğrenmiş olmalıdırlar. Peki dinin yeri neresi? vlcdanlar! Dinin bir etkisi varsa, asıl orada, yani bireylerin vicdanlarında kalırsa sağlayabilir. Bizde sapla sa- manı birbirine kanştıran kimi kalemler, bunu, bir Ja- koben formülü olarak karşılıyorlar; sanki Jakobe- nizmin de altını çizeceği doğrular olamazmış gibi. Vıcdanlarda kalmayıp ortaya salınmış bir dinin, bir ülkede ne tüıiü sömürü ve savrulmalara yol aça- cağının örnekleri, İran bir yana, ülkemizde de gö- rülmüştür ve bundan zarar gören bizzat bıreyın ken- disi oluyor, dinin aldığı yaralar da cabası. Nasıl olur da farkedilmez bu? Yeri gelmişken hatırlatmış da olalım: Türkiye'de "liberalizm" etiketi altında ortada dolaşan, özün- de küreselleşme şarkılanyla Amerikan ideolojisini işleyen akım, öte yandan Cumhuriyet'in laik ilke- sini -her türlü devrimci içeriğinden soyutlayarak- iğdiş edip dibine su üşürme çabası içindedir ki, bu- nu bir geniş vakitte gözler önüne sermek isterim. Konuyu bağlayalım: Siyasal lslamın "/flas'ı ni- cedir tartışılıp duruyordu. Bu olgu artık ayan be- yandır. Yeni bir yüzyılın başında en önemli geliş- me olarak onu görmeli. İran halkı, kadınları ve gençleri, emekçileri ve aydınlanyla bir korkulu düş- ten uyanmış gibidirler. Ortadoğu'da bir "şer oca- ğı" da eskisi gibi tütmeyeceğe benzer; dileriz, ge- lecekte tümüyle sönsün, söndürülsün! Bizim şe- riatcı takım, olan bitenden ne gibi bir ders çıkara- caktır, meraka değer... Ama asıl görev bizimkidir Her yönden uyanık ol- malıyız! Ege'de Ataol Behramoğlu Hata* Çetjn dinletileri -t Haber Merkezi - Ataol Behramoğtu, şiir dinletiterini sürdürüyor. Müzisyen Haluk Çetin, "Ataol Behramoğlu Şarkılan''yla ozana eşlık ediyor. Behramoğlu-Çetm dinletileri 25 Şubat-1 Mart tanhlen arasında Ege'nin çeşitli il ve ilçelerinde izlenebilecek. Aydın, Muğla, Bodrum ve Fethiye'de Atatürkçü Düşünce Demekleri; Söke'de Söke •• ' Gazetciler Cemiyetı. Akhisar'da Akhisar . ; Belediyesı'nce düzenlenen dınletılenn tarihleri .--\ şöyle: Aydın 25 Şubat Cuma, Akhisar cumartesi, r .' Muğla pazar, Söke pazartesi, Bodrum salı, Fethiye 1 Mart Çarşamba. Geçen günlerde 5. yılı Istanbul Cumhuriyet Kitap Kulübü'nde bir sergi ve dınletiyle kutlanan şür-müzik dınletileriyle, Türkiye'nin birçok yöresinde ve ülke dışında, Behramoğlu'nun kendi yorumuyla şürleri ve Haluk Çetin'in yorumladığı "Ataol Behnunoğlu Şarküan" on binlerce izleyiciye sunuldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear