23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2^5ŞUBAT 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Türban maaşı Giresun'da vilayet protokol müdürü Cahit Aydoğan'ın Namık Kemal llköğretim Okulu'nda görevli öğretmen eşi Ayset Aydoğan, iki yıldır başında türban evinde oturup devletten maaş aladursun bir başka "türban maaşı" haberi Hatay'dan geldi... Antakya Halk Eğitim Merkezi'nde nakış öğretmeni olan Manolya Erdoğan da yaklaşık iki yıldır "doktor raporu" ile evinde oturup devletten maaş alıyormuş. Eşinin doktor olması nedeniyle Manolya Hanım doktora bile gitmeden raporu eline veriliyormuş. Terslik Nükleer santral karşıtı "Bu Işte Bir Terslik Var" oluşumu yann radyoaktrf olmamak için bugünden aktif olmayı öneriyor ve "Giysilerimizi ters giymeye başlıyoruz" diyor. Ve geleceğe ilişkin bir varsayim: - Bana Akkuyu'yu anlat baba. - Senin annen bir melekti yavrum. Elektronik posta: som6posta.ctBnhunyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 OS Faks: 0.212.512 44 97 - Bülent Ecevit, lidetiik dersi vermiş... «Aile içinde liderlik mi!» K onya'daki Selçuk Universitesi'nde öğren- cisinden öğretim üyesine dek "reis'lerin kurduğu egemenliği biliyoruz. Eğitim Fakül- tesi'nde asistanlık vaat edilen bir "reis"in boş kâğıt verdiği sınavı kazanamaması üzerine "mil- liyetçi" kimliği ile tanınan sınav sorumlusu doçen- tin öldüresiye dövüldüğünü de biliyoruz. Dayak ko- nusunda Rektör Abdurrahman Kutlu ve Dekan MehmetSevgin'in yanıtını beklerken Eğitim Fakül- tesi'nin koridorlarında dolaşıyoruz. Selçuk Üniver- sitesi Eğitim Fakültesi'ndeki panolara asılacak ya- zılarda dekanın talimatı doğrultusunda bölüm baş- kanlannın onay imzasının bulunması gerektiğini öğ- reniyoruz. Panolardan birine yaklaşıyoruz... Aitında "Doç. Dr. Ahmet Afyon Bıyoloji Eğitimi Bö- lümü Başkanı" mührü ve ımzası ile uygun bulunup panoya asılan bir şiir görüyoruz... Ayasofya başlıklı şiir "Ey Islamın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya" dizesiyle başlıyor, "Ayasofya ses Puthane vermiyor/ Ayasofya bir hoş/ Ayasofya bomboş" di- zeleriyle sürüyor ve: "Dinimize, imanımıza saldıran kim?/ Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli/ Kimin elidir?/ Söy- le Ayasofya söyle:/ Seni puthane yapan hangi de- lidir?/ Elleri kurusun, dilleri kurusun!" Bildiğimiz kadanyla Ayasofya Kilisesi, Osmanlı Imparatoru II. Mehmet'in Bizans'ı almasıyla cami- ye çevriliyor ve Osmanlı'nın yıkılışından sonra Tür- kiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği üzerine 24 Ekim 1934'te Bakan- lar Kurulu karan ile müze yapılıyor. Eğer, Türkiye'de cumhuriyetin savcıları varsa, "Ayasofya'yı puthane yapan deli"nin kimliği Tür- kiye Cumhuriyeti tarihinde yazıyor! Şiir devam ediyor: "Bizler, Fatih'in torunları, yakında putlan devirip/ Yine seni camiye çevireceğiz/ Dindaşlarımızla/ Kan- lı gözyaşlanmızla/ Abdest alarak secdeye kapana- cağız/ Tekbir ve tehlil sadaları boş kubbelerini ye- niden dolduracak/ Ikinci bir fetih olacak/ Ayasofya, ikinci bir fetih..." Fatih'in "torunlan" arasında Deli Ibrahim'ın de bu- lunduğu tarihi gerçeği ile gulumseyıp bu kez şiirin altındaki satırlan okuyoruz: "Bu şiir ve Ayasofya, Osman Yüksel Serden- geçti'nin Türk gençliğine emaneti ve hediyesidir. Ruhu için Fatiha." Fatih'in ve dolayısıyla Deli Ibrahim'in de torunu olan "reis"ler, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden aldıklan feyzle Konya'dan Istanbul'a gelerek Aya- sofya'yı ikinci kez fethettikleri zaman "camCnin açı- lışını yapmak da umarız YÖK Başkanı Kemal Gü- röz'e nasip olur, diyoruz! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE CHP PM'nin Hizbullah tanımı 12 Şubat'taki Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi toplantısından sonra yayımlanan ve Hizbullah terörünün de değeriendirildiği bildirinin hazırlanması sırasında bir tartışma yaşandığı söyleniyor "Parti Meclisi bildirisinde, Hizbullah'ın 'Islamcı terör örgütü' ya da 'Islami terör örgütü' olarak tanımlanmasına karşı çıkanlar oldu. Ve bildiri bu görüşlerin doğrultusunda hazırlandı." 13 Şubat'ta kamuoyuna açıklanan bildiriye bakınca: "Hizbullah adlı gerici terör örgütü." CHP'de dini motiflerle süslü bir rapor ve iftar sofrasına oturularak başlayan "değişim giderek ilginç boyutlara ulaşıyor! İstanbul trafiğine denizden darbe! Istanbul'da Galata Köprüsü'nün kapaklannı açabilmek için köprüyü trafiğe kapattılar ve trafiği kelimenin tam anlamıyla felç ettiler. Felç olan trafiği biraz olsun rahatlatmanın yolu deniz yolunu daha çok kullanmak iken Şehir Hatları Işletmesi tam tersini yaptı ve Boğaz'ın iki yakasındaki iskelelere uğrayarak Beykoz'dan Eminönü'ne gelen 08.20 seferini ve Eminönü'nden Beykoz'a giden 16.25 seferini ya iptal etti ya da bazı iskeleleri devreden çıkarttı. Şehir Hatları, sefer iptallenni genellikle "teknik anza" adı aitında geçiştirmeye çalışıyor. Bu nasıl bir "teknik" ise neredeyse her gün Eminönü-Kadıköy arasındaki seferier saat tam 18.00'de "arıza" yapıyor. GORUS B ağımlılaşma Politikaları MUSTAFA KUL Bir süredir ülke gündemini 'Hizbullah" konulu haberter meş- gul etmektedır. Örgüte karşı ope- rasyonlar devam ederken med- yada her gün konuyla ilgili çe- şitli haberterveyorumlaryeral- maktadır. örgütün yapısı, işleyı- şi, amaçlan ve eylem tarzı ile ıl- gili hepimizin kanını donduran gerçekler bir "gerilim ve korku dizisı" halinde en önemli gün- dem konusu olarak varlığını sür- dürmektedir. Değerli medya gruplan (!) Hiz- bullah'ın, demokratik rejim için, ülke geleceği için son derece tehlikeli olduğunu önemle vur- gulemaktadırlar. örgütün geldi- ği njktanın son derece tehdit- kâr ve cüretkâr seviyelere ulaş- mış olduğunu bütün vatanse- veriikleriyle (!) beynimize kazımak konusunda yarış halinde hare- ket etmektedırler. Oysa Sayın Ecevit'in beğenmediği solcu- lar, yıllardır Hizbullah tehlikesi- ni vurgulamaktaydılar. Hizbullah fırtınası sürerken bir başka fırtınaya değerti medya- mızın (!) aynı önemi vermediği- ni ve bu fırtınaya bakış açıları- nın da farklı olduğunu görmek- teyiz. Bu fırtına IMF ve Dünya Bankastfırbnasıdır. Sanki bu iki finans kuruluşu ülke geleceğimi- zi karartmak, bağımsızlığımızı yoketmek, aydın, demokrat bı- reylerden oluşan bir topluma sahip olma çabasından ve ola- nağından bizleri uzaklaştırmak konusunda Hizbullah'tan daha aztehlikeliymişgibi!.. IMF'ye verilen "niyet mektu- bu" ve halen başkentte incele- meterini sürdüren Dünya Banka- sı heyetlerine sunulan taahhüt- ler, ülkemizin geleceğini karar- tacak, bağımsızlığımızı yok ede- cek, bizi iyice dışanya bağımlı kı- lacak uygulamalar içermekte- dir. Taahhütler arasında yer alan kamu bankalarının -özellikle Halk Bankası ve Ziraat Ban- kası- özelleştirilmesi konusu son derece önemlidir. Çünkü, Halk Bankası, küçükveorta boy işletmeleri desteklemek için ver- diği kredilerle, Ziraat Bankası ise tanm ve hayvancılık yapan yurttaşlarımıza verdiği destek kredileriyletanınmaktadırlar. Ya- ni ticari bankacılık uygulamala- n dışında küçük sanayi üretimi- ni vetanm üretimini desteklemek şeklınde bir misyona sahiptir bu iki bankamız. Bu yazıda özellikle Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesiyle neyin amaçlandığı konusuna değinmek istiyorum. IMF ve Dünya Bankası, verecekleri kre- diler karşılığındatarım sübvan- siyonlannın kaldınfmasıtalebin- de bulunmuş, hükümet de bu- nu kabul etmiştjr. Kamuoyuna da bu durum "kaynak yetersizliği" şeklinde yansıtılmıştır. Oysa ka- muoyundan gizlenen ve ülke- mizi gıda konusunda dışanya bağımlı kılacak bu uygulama- nın asıl amacı, AB ülkeleri ve ABD'nin tanm ürünlerindeki faz- lalığına ülkemizin pazar yapıl- ması çabasıdır. Bu ülkeler ken- di ürettikleri tarım ürünlerini ül- kemize satmak ve kendi çiftçi- sinin refah seviyesini korumak için bizim tanm üretimimizi bal- talamakta, tanm üreticilerimizi açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bütün bu çabaların sonucunda 'gıda" konusunda Türkiye'nin dışa bağımlı hale gelmesi de he- deflenmektedir. Aslında son de- rece stratejik bir konu olan "gı- da üref/m/"nin, bu ülkelerin eli- ne geçmesi, bu hükümetin as- la affedilmeyecek ve telafisi çok zor sonuçlar doğuracak uygu- lamalanndan birisi olacaktır. Tahılını, sebzesini ithal etmek zorunda bırakılan; verimli, geniş tanm arazileri turistik tesislere tahsis edilen bu ülkenin hükü- meti ve bu hükümetin destek- çileri, övgüler dizdikleri bu po- litikalann sonuçlannı nasıl taşı- yacaklar acaba? Bu politikalann bir başka so- nucu da borçlanmaktan kurtul- manın asla mümkün olmaması- na neden olacak bir mekanizma- nın işletilmesidir. Çünkü dışa ba- ğımlılık, ulusal ekonomi potitika- lan çerçevesinde planlı ve bir- biriyle uyumlu, koordineli bir ta- nm ve sanayi üretimi sayesinde engellenebilir. Üretimin olmadı- ğı ekonomiler ayakta kalmak için borçlanmak ve borçlanma- nın sonucunda pek çok vebale katlanmak zorunda bırakılmak- tadııiar. Bu nedenle Hizbullah kadar tehlikeli olan ve ülkemizi iliğine kadar sömüren, yurttaşımızın yaşam standardını iyice düşü- rerek açlığa ve sefalete sürük- leyen, eğitim hakkını ve dolayı- sıyla aydınlanma olanağını elin- den alarak bu tür yobaz, gerici oluşumlara da ortam hazırlayan IMF, Dünya Bankası ve Dün- ya Ticaret Örgütü gibi oluşum- lara "yeter arbk" demeyi hepi- miz için ulusal bir görev kabul ediyorum. Cumhurivet Mahallesi birinci kısımda SATILIK ARSA 438 m2 , 345/11 Tel: 0532 456 69 50 Beşiktaş'ta, satılık dublex 75 m2 doğalgaz kat kaloriferli özel dekorasyonlu 0532 384 50 55 Pasaportumu kaybettim. Hûkümsüzdür. BEKİR KEKLİK Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. SEVİL AKKIRAN HAYVANLAR İSMAIL büLGEç KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(5 turk.net' Ç t Z G İ L t K KÂMtL MASARACI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAM 2SŞubat BOĞAZ BUZLARALTINDAL ve 19S4'TE BU&ÜN, TVNA HEHer/VP£M KABAPENtZ'e DÖfCÜLMUŞ OLAN IBİLİ- UFAKU BUZ P*£ÇALAei, OBApAN yanEjc /S77VJ8UL BOGAZI'NA eis ÇEV&EDEICl YAÇAAAI ETKIL.E&I'.. ÖNEMLİ SOYUTLAGA ULAÇAN 8U2.LA&, ÇEW/C HATLAZl GSMlLOZıNİH ÇALlŞtAA- SlAJI BMGBLLEOİĞİ GlBİ, KARAOEhllZ'E AÇILAC/İK OLAN T1SAS2ON" V£ "T/BHAH" YOLCU GeMlLB/S/NlAJ OB SEFESL&J&Nİ e/ZVELEMELe&ıA/E fJeOBKt OLDÜ.. İSTANBUL BOĞAZt'NDA OLAGAtJ DUIZUM rA8AmN_BuzLA&, AYI oeW-Ag/NA PEGİKI yee UU-A&INI AFŞİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1995/86 Davacı SSK. tarafindan davalılar Joe Adam, Yusuf Köse, Mustafa Bozkurt ve Foster Wheleer şirketi aleyhine mahkememize açılan rû- cuen taznunat davasının yapılan yargılaması sonunda, Davalı Mustafa Bozkurt aleyhine açılan rûcuan tazminat davasında, 2.6.1986 tarihinde meydana gelen ış kazası sonucunda Hikmet Şahın'in vefat etmesinden dolayı herhangi birkusurunun ohnaması sebebiyle aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, davacı SSK vekili karan temyiz etmiş oLmakla. Sazlı köyü Söke Aydın adresınde bulundugu bıldirilen Ahmet Faık oğlu 958 d.lu Mustafa Bozkurt'a gönderilen karar mahkememize bila tebliğ ıade edildiğinden karar ve temyiz dilekçesinin ilanen tebliğı ile karann yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün ıçerisınde karar tarafımzca temyiz edilmedıği takdirde rûcuan tazminat karannm kesinleşmış olacağı karar yenne kaım olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 10.02.2000 Basın: 9280 ANKABA...ANKA..; MUŞERREF HEKİMOGLU Eski Çamlar Kaç kişi düştü, kolu bacağı kınldı, örneğin Sa- dun Aren. Kaldırımda ayağı kaydı, kalçasını kır- dı, kaldırımın buzu erimemiş çünkü! Sayın Melih Gökçek belli yolları tuzluyor ancak, kaldırımlara' aldırmıyor! Neye aldınyor derseniz, hiçbir şeye. Giderek terk edilmiş bir kente dönüşüyor Anka- ra, giderek çirkinleşiyor! Umursamazlığın acı fa- turasıru ödüyor başkentliler. Her yerde çukurlar, kaldırımdan kopmuş taşlar, birikmiş sular ruh sağlığını da bozacak boyutlarda. Ne yana bak- san gözünü kapamak istiyorsun, çirkinlik bastı- nyor. Yaşamak sevincini soldurmamak için Polly-An- nalık oynarım kimi zaman, çirkinlikJere karşın olu- şan güzelliklerle umutlanırım. Siyasal sahnedeki düzeysiz oyunların düş kırıklığını tiyatroda aşa- rım. Konserde, sergide ya da kitabevlerinde. ör- neğin, DevletTiyatrolan'ndaki gerilemeye üzülür- ken Istanbul'dan gelen bir oyunla yeniden mut- lanır, umutlanınm. Can Yücel'i kucaklanm Gen- co Erkal'ın oyununda. Tıyatromuzda güzel ve özel bir kişinin soluğunu kutlanm. Üzgünüm, Dor- men Tiyatrosu'nu selamlamak olanağını bulama- dım. Bu kez kısa kaldılar Ankara'da. Birde "Bütün Oğullanm" oyunu var, BilkentTi- yatro Bölümü 3. sınıf öğrencilerinden bir selam gelecek günlere. Sevgiyle, özenle oynanıyor, ses ve ışık düzeniyle güzel bir izlem bırakıyor seyir- cilerde. Vahşi kapitalizme dönük çağrışımlara da. yol açıyor. Parayı en yüce değer yaparak neler yi- tirildiğini sergiliyor. Kimi sahneler biraz ters gel- di ama, yüz yüze geldiğimiz gerçekleri güzel yan- sıtıyor. Düzeneters düşmemek için verilen ödün- lerin faturasını da belirtiyor. Yolsuzluğa karşı çı- kan oğulu yanıtlarken baba Keller'in sözleri baş- ta Susurluk, belli cinayetlerin, soygunlann, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının iç yüzünü de yan- sıtıyor. Düşünürken karabasanlar oluşuyor doğ- rusu. Kimi roman, kimi oyun türü olaylar. Kimi de arkası yann türü diziler. önü belli, arkası belli, ama her zaman gündemde, nokta koyulamıyor. • * • Dost çevremde de tran ve Avusturya'daki se- çimlerie ilgili yorumlar ve tartışmalar var. Biri Av- rupa'nın göbeğinde, öteki Asya'da ama seçim- lerde ilginç bir terslik göze çarpıyor. Avusturya ka- panır, Iran açılır gibi tepkiler dalga dalga. Haider başarısına Avusturya başkentinde karşı çıkıyor gençler. Iran'da da reformculan destekliyor ka- dın ve genç seçmenler. Nehirlerin tersine akma- dtğını açıklıyor sandıklar. Çarşaflannı açıp ışığa çık- mak istiyor kadınlar. Politikaya kadınların katılımı çok önemli tüm ülkelerde. Yoksa büyük boşluk oluşuyor. Iran seçimleri de güzel bir ömek, bir uya-' n kara güçlere. Mutluluğun resmi ışıkla çiziliyor ancak. Bilimin ışığında yol alarak, eskiye değil yeniliğe yönele- rek. Yoksa kaçınılmaz tıkanıklığı aşamıyorsun, demokratrk'yâşarndayol alamıyörSûa'ç^ık^slf^ likten söz ediyor.'teksesliliği ya$ıyorsun! Gelen gi- den demokrasi dersi, öğüt veriyor sana! özlemi- ni dindiremryorsun, özşarkını söyleyemiyorsun!, • • • Bu hafta bir de Ali Kaptan'ın oyunu var. Ali' Poyrazoğlu Tiyatrosu geldi, "Eski Çamlar" oyu- nunu sunuyor Şinasi Sahnesi'nde. Sıcak bir bu- luşma bu. Kara buza karşın salon dolu, ek oyun- lar da karşılamıyor başkentlilerin isteğini. Beşyıl- dan beri ilk kez geliyor, sevgiyle, özlemle selam- lanıyor. Çoluk çocuk bir arada izliyor oyunu. Gü- lerken ağlıyor, ağlarken belli düşüncelere sapla- nıyor, belki de belli yorumlara vanyor. Toplumun çekirdeğini anlatıyor bu oyun. O çe- kirdeğin gizemini. Ne zaman yeşeriyor, neden soluyor, bir arada yaşasalar da neden yapayal- nız ailenin bireyleri, neden duvarlar örülüyor ara- larında, neden hissedemiyor birlikteliği, neden kopuyor, kaçıyor birbirinden. Çekirdeğin özü sev- gi çünkü. Sevgiyle yeşeriyor, sevgiyle boy veri- yor, birlikteliği, mutluluğu sevgiyle oluşuyor. Ali Kaptan çok sade sözcüklerie açıkladı bu gizemi. Oyunu da bir ustaya yaraşır sadelikte. Yüzü, sesi hiç değişmiyor, dümdüz oynuyor, ama tepelerde dolaşarak. Oyuncunun gizemi de o sa- deliğe varmak değil mi? Soğuk bir başkent gecesini güzel ısıttı Ali Kap- tan ailesi. Güzel birlikteliği sergiledi tüm oyuncular, Içten kutluyorum. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Özellikle 1 2 3 turşu yapımın- 1 da kullanılan 2 Ie2zetli bir hı- yartürü.2/Ka- ^ dastro harita- lannda parsel- lertopluluğu... Dıvan edebi- yatında man- zum bilmece. 3/ Kısa saplı 8 odunbaltası... Q "Varam kul olam şeyh eşiğıne / — - dıkınem yüz bın pa- .. reden" (Yunus Emre). 4/Birsayı...Züppe,5/ Eskidenkullanılanku- 3 kuletalı bir çeşit yağ- 4 murluk. 6/ Bir nota... 5 Bir çeşit çok sert ve g keskin şarap. II Çöl 7 Araplan... Kars'ın do- gusundaki ünlü antik ° kent. 8/ Eski dilde 9 ayak... Halkmûziğine özgü tellı bir çalgı... Adın du- nım eklerınden brri. 9/ Galeta ununa ve yumurtaya bulanarak kızartılan köfte. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Küçük, az tatlı ama hoş kokulu bir kavun cinsi. 2/ Serbest meslek adamlannı içmde toplayan resmi bır- lik... " 1 mihrü vefayı kim okur, kim dırder" (Kâ- mi). 3/ "Yol, yöntem'"anlamında argo sözcük. 4/ Bir parçanın canlı çalınacağını anlatan müzik tenmı. 5/ Başlangıçta yer alan... Yıkanılan yer. 6/ Bir göster- me sıfatı . Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı... Bir nota. 7/Tann... Uzaklık ışareti. 8/4 Nisan 1953'te Ça- nakkale Boğazı'nda Dumlupınar denızaltısına çarpa- rak batmasına neden olan tsveç yük gemısı. 9/ Doğu Anadolu'da bir ırmak... Kamboçya'nın para birimi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear