23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
f *9 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER BAV yönetfcileri • İstanbuJ Haber Servisi - Kartal Özel Tip Kapah Cezaevi'nde tutuklu bulunan Bilim Araştırma VaJcfi (BAV) Onursal Başkanı Adnan Oktar'ın, "Paranoid Şizofreni" teşhisi ile "'askerliğe elverişli değildir" raporu aldığının ortaya çıkmasından sonra, Vakıf Başkanı Tarkan Yavaş'ın da çürük raporu alarak askerlik yapmadığı belirlendi. Uyuşturucu operasyonlapı • Istanbul Haber Servisi - Eyüp, Fatih ve Esenler'de düzenlenen 3 ayn uyuşturucu operasyonu sonucunda bir eroin imalathanesi ortaya çıkanldı. Operasyonlarda, 38 kilo 153 gram eroin, 9 litre asit anhidrit, 50 kilo sodyum karbonat ele geçirilirken 16 kişi gözaltuıa alındı. Cezaevfnde jiletti safdın • İstanbul Haber Servisi- Kartal Cezaevi'ndeki görüş sırasında Karagümrük çetesi üyesi Ömûr Milyakar, "Satanist davası"ndan yargılanan Ömer Çelik'e jilet atarak kulağından yaraJadı. Cezaevinde bulunan tutuklulann göriiş yaptığı salonda meydana gelen olayda, Çelik'in kulağında 6 santinjetrelık kesık Avramopoulos iHkesme döndü • İstanbuJ Haber Servisi - Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın davetlisı olarak lstanbul'da bulunan Atina Belediye Başkanı Dimitns Avramopoulos, dün sabah Yunanistan'a döndü. Gûrtuna, iki belediye arasında bir işbirliği protokolü ımzalandığını ve bu çerçevede kültürel, ekonomik, sportif ve belediye işleri ile ilgili konularda işbirliği yapüacağıru söyledi. Havahnamna zorunlu iniş • İstanbul Haber Servisi - Larnaka-Frankfurt seferini yaparken iniş takımlannda anza meydana gelen Alman Havayolu şirketi Lufthansa'ya ait Boeing 737-500 tipi uçak, Atatûrk Havalimanı'na zorunlu iniş yapö. Uçak Atatürk Havalimanı'nda bakıma alınırken 90 yolcu başka bir uçakla Frankfurt'a gönderildi. MEV'm kuptiuş yıMonumu • tstanbul Haber Servisi - Millı Eğıtım Vakfı'nın (MEV) 20. kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Kutlamalar kapsamında dün Florya'daki Milli Eğitim Vakfi Nihat Çandariı tlköğretım Okulu'nda bir tören düzenlendi. Vakıfla ilgili yapüan konuşmalann ardından resim ve şiir yanşmasında dereceye giren öğrencilere vakfin olanaklanyla ahnan armağanlar verildi. Nuh'un gemisini bıriacak • VEWYORK(AA)- Titanik'i okyanusun dennliklerinde bulan uzmanın, şimdi Nuh'un Gemisi'ni bulmak üzere kollan sıvadığı bildirildi. New York yakınlanndaki Connecticut'ta, çalıştığı Mistik Akvaryum Araştırma Enstitüsü'nde açıklama yapan Dr. Bob Ballard, Akdeniz ve Karadeniz'de yapacağı * araştırmalarda, batık Roma gemilerini ve en önemlisi Nuh'un Gemisi'ni bulmayı hedeflediğini belirtti. Bakanlar Kurulu, Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanmasını kararlaştırdı Kurbatı Bayramı tatiH 9 günANKARA (Cumhumet Büro- su) - Bakanlar Kurulu, sosyal gü- venlik alarunda getirilmesi düşü- nülen yeni düzenlemeleri görüşür- ken aylardır toplanmayan Ekono- mik ve Sosyal Konsey'in toplan- masını kararlaştırdı. Hükümet, 4 günlük Kurban Bayramı tatilini 9 güne çıkardı. Buna göre, 10 Mart akşamı başlayacak olan tatil 19 Mart akşamı sona erecek. Başba- kan Bülent Ecevit başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplan- tısına çok sayıda bakan katılmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan. emeklılik yaşuıın ardından sosyal güvenlik alaruna ilışkin 4 yasa tasansı tas- lağı hakkında kurula bilgi verdi. Okuyan'ın verdiği bilgilere göre, sağlik sigortası ile emeklilik iş- • Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu aylardır toplanmayan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanmasını kararlaştırdı. Bakanlar Kurulu, 4 günlük Kurban Bayramı tatilini de 9 güne çıkardı. Buna göre, 10 Mart akşamı başlayacak olan tatil 19 Mart akşamı sona erecek. lemleri birbirinden aynlacak. Özel emeklilik yolunu açan yasa taslak- lan, bu alanın özel sektöre açılma- sını amaçlıyor. Okuyan, Bağ-Kur taslağı üzennde yapılan çalışma- lar ile ilgili olarak da kurula bilgi verdi. Okuyan, Iş ve tşçi Bulma Kurumu'nun yeniden duzenJen- mesinı ve Türkiye Iş Kurumu'na dönüştürülmesini amaçlayan tas- lak hakkında da bilgi sundu. Okuyan, 55. hükümet dönemin- de CHP'nin muhalefeti nedeniyle çıkanlamayan ve kamu çalışanla- nna grevsiz sendikal haklar içeren yasa taslağı hakkında da açıkla- mada bulundu. Toplantıdan sonra bir açıklama yapan Devlet Bakanı Tunca Tos- kay, Kurban Bayramı tatilinin uza- tılmasının gündeme geldiğini ve 13,14 ve 15 Mart (arife günü-ya- nm gün) günlerini kapsayan 2.5 günün eklenmesiyle tatilin 11 Mart'ta başlayıp 19 Mart'a kadar süreceğini söyledi. Toskay, Devlet Bakanı Mustafa Yıhuaz'ın Köy Hizmetlen'mn araç gereksinmesi ve alınacak araçlann illere göre dağılımı konusunda da kurulu bil- gılendirdığını kaydetti. Enerji ve Tabii KaynaklarBaka- nı Cıunhur Ersümer. Yusufe- li'nde yapılan baraj nedeniyle bu ilçenin yerinin değiştirilmesi ko- nusundaki çalışmalan anlattı. Ba- kanlar Kurulu'nda bu konunun ay- nntılan ile ele alınması amacıyla Ersümerbaşkanlığında birkomis- yon oluşturuldu. Ecevit'in, Nisan ayında ziyaret edeceği Hindis- tan'dan dönen Devlet Bakanı Ab- dnlhahık Meiunet Çay, temaslan hakkında bilgi verdi. Çay, Türki- ye-Hindistan Karma Ekonomik Kurul toplantısının sonuçlan hak- kında da bilgi verdi. Çin'den dönen Içişleri Bakanı Sadetön Tantan, Van'da 5 polisin şehıt olduğu operasyon, bugüne kadar elde edilen bulgular ve ör- gütün son durumu hakkında kuru- la bilgi sundu. Türk-Japon Vakfi'mn düzenle- diği 'Krizden istikraraTürkve Ja- pon Örneği' konulu panele katılan Maliye Bakanı Sümer Onü, dün yapılan Bakanlar Kurulu'nda Ekonomik ve Sosyal Konsey'in hemen toplanması karan aldıİda- nnı belirterek "Türkhe mesefele- rinielbiıiiğiylegötûrecek- dedi. O- ral panelde yaptığı konuşmada da, uygulanan ekonomik programın sahibinin hükümet olduğunu sa- vundu. Tecrit edildi Eşine bilerek AIDS bulaştıran genç tutuklandı ANTALYA (AA) - AIDS virüsü taşıdığuıı bümesine rağmen evle- nerek eşiyle cınsel iliş- kiye giren ve eşine AIDS hastahğı bulaştı- ran genç, "GerekH ted- birieri almakstan cinse) flişkiye girerek, tıbben tedavisi imkânsız hasta- hğı bilerek bulaşOrmak suretiyle eşini bu yoila öl- dürmeye tanı teşebbüs- te bulunduğu" iddiasıy- la tutuklandı. Aralıkl997'deasker- liğini yaptığı sırada, HTV virüsü taşıdığı be- lirlenen ve Gülhane As- keri Tıp Akademisi'nde (GATA) tedavi gören Umit Uhıkjya (24), as- kerlik dönüşü Sevgi Uhıkaya ile nişanlandı. SevgiUlukaya(22)üe4 Mart 1999 tarihindeev- lenen Ümit Ulukaya, HIV virüsü taşıdtğını eşinden gizledi. Her- hangi bir tedbir alma- dan eşiyle cinsel ilişki- ye giren sınema maki- nisti Ümit Ulukaya, ta- şıyıcısı olduğu HTV-1 ve HİV-2 virüslerinin eşi Sevgi Ulukaya'ya bu- laşmasına yol açü. Eşinin AIDS'li oldu- ğunu öğrenen Sevgi Ulukaya, geçen yıl tem- muz ayuıda cumhuriyet savcılığına başvurarak, eşinden şikâyetçi oldu. Şikâyet üzerine, Ümit Ulukaya hakkında 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafuıdan gıyabi tevkif müzekkeresi düzenlen- di. Uzun süreden beri aranan Ulukaya, Emni- yet Müdürlüğü Ahlak Bürosu Amirliği'nin önceki gün Kaleiçi sem- tınde yaptığı uygulama sırasında yakalandı. Sorgusunun ardnıdan aynı gün nöbetçi mah- kemeye çıkarblan Ulu- kaya 'nın verdiği ifade- de, eşinin evlenmeden önce hastalığmı bildiği- ni ve kendisiyle evlen- meyi bilerek kabul etti- ğini söylediği öğrenildi. Umit Ulukaya, hakkın- daki gıyabi tutuklama karan vicahiye çevrile- rek Antalya E Tipi Ce- zaevi'ne konuldu Ümit Ulukaya'run tek başına bir odaya konularak tec- rit edildiği öğrenildi. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuri- yet Savcısı Ismail Başol tarafından hazırlanan iddianamede, "Ümit lT luka\'a'Din ha^iahgıııı bilmesine rağmen, ge- rekli tedbiri cinsei ilişkiye gjrmek su- retiyle eşine, nbben te- davisiimkânsız bir has- tahğı bulasürdığı ve bu yolla eşini öldurmeye tam teşebbüste buhın- duğu" belirtildi. Bu du- rumun GATA ve Antal- ya Sağlik Müdürlüğü Bulaşıcı Hastahklar Dispanseri'nin raporun- dan da anlaşıldığı belir- tilen iddianamede, Ümit Ulukaya'nın "eşini öl- dûrmeye tam teşebbüs" suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun 449/1, 62, 31 ve 33. maddeleri ge- reğince ömür boyu ağır hapiscezasınaçarptınl-, ması istendi. '•fi Ismaü Cem y e 'IyiKalpy ödülü Dışisleri Bakanj Ismail Cem, Türkiye'ııin önünün açık olduğunu belirterek "21. yûzyıl Türİdyemiz adma, hem de iik 3-5 yılda, sadece umudun yüzyüı olmayacak, umudun gerçekleştiği yüzyıl olacakür. Buna güveniyorum, çunkü insan unsuru var" dedL Türk Kalp Vakfi'nca (TK\^ verilen, "TKV Sakıp Sabancı lyi Kalp Ödülü"nü, Sabancı Center'da önceki gece düzenlenen bir törenle alan Cem, "Türkiye büyük bir yenileşme yolunun başında bulunuyor. Sanatçımız, yazanmız. sanayicimiz hep biriikte muüaka başaracağız- diye konuştu. TK\' Başkanı Çetin Yıldınmalan da Cem'e ödül vermeyi, Türkiye'ye T, AB'ye adayüyelik, fûrk- Yunan ilişkilerine kazandırdığı ivme ve dış poütifcaya getirdiği saygmbk nedeniyle o> birliğrv le kararlaştmnklanm söyledL Gecede, Sakıp Sabancı ile eşi Türkân Sabancfya da \akfa ve düzenlenen ödüle katküanndan dola\ı Billur Çağlar'ın yapüğı bir minvatür armağan edildi. Törenden sonra solist Suna Kan ve Akbank Oda Orkestrası konser verdi Geceye, emekli OrgeneraJ Çevlk Bir, lsmail Cem'in eşi Elçin, kızı Ipek ve oğlu Kerim Cem, eski Hava Kuvvetieri Komutanı emekli Orgeneral Ilhan Kıhç, İstanbul Valisi Erol Çakır, Emniyet Müdürii Hasan Ozdemir'in de araiannda bulunduğu, iş ve sanat dünyasmdan çok sayıda davetli kaüldı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) CKD, Medeni Yasa'nın 74. yıldönümü nedeniyle 3 günlük konferans düzenledi 6 Dmci terör görmezdeıi geKndi9 ANKARA (Cmnhuriyet Büro- su) - Cumhuriyet Kadınlan Der- neği (CKD) Genel Başkam Şenal Sanhan, terör örgütû Hizbullah ve İBDA-C ile ilgili geçmişte yaptıklan uyanlara, yetkililerin kulak tıkadığım bildirdi. Cumhuriyet Kadınlan Derne- ği'nce Medeni Yasa'nın kabulü- nün 74. yıldönümü nedeniyle dü- zenlenen "Yeni Dünva Dûzeni, Kadın velrtjca" konulu 3 günlük uluslararası konferans Milli Kü- tüphane Salonu'nda başladı. Konferansm açıhşında konu- şan Kültür Bakanlığı Müsteşar Vekili Fîkret Üçcan, Türk kadı- nına, özellikle Osmanlı döne- minde giyim konusunda haksız baskılar olduğunu kaydetti. Ata- tûrk'ün, Türk kadmuıı sosyal ya- şamda yerine ulaştırmasıyla bu haksız muameleyi ortadan kal- dırdığını anlatan Üçcan, artık modern iletişim çağında kadını toplumun dışma itmenin hayali- nin bile söz konusu olamayaca- ğmı belirtti. CKD Genel Başkanı Şenal Sa- nhan, "aydınlanmanın en önem- Çocukhakkm senüneri Yfiksek Öğrenimde Rehberüği Tanrtma \v Rehber \etistirme (YÖRET) \ akfi ik İstanbul Barosu Çoeuk Haklan Komisjonu'nca çocuk haklan konusonda eğhimcflere yönetik düzenJenen etkmfikler kapsamında dün Beyoğlu, Kâğrthane ve Şişö böJgesindeki 3 okulda verilen '•Çoeuk Haklan Büinrini Geüştirme Semineri"ne 37 okuldan 108 eğrtimci ka&idı. TBMM'nin 1994'te onaviatuğı Uluslararası Çocuk Haklan Sözteşnıesi'nin eğhimcitere tanıtıklığıseminerler, Miffi Eğitim Bakanhğı ile ortaklaşa yürûtûtûyor. li hukuk belgesi' 1 diye nitelediği Medeni Yasa ile kadın ve erkeğin '^urttaş" kimliği kazandığına dikkat çekti. 'Herfaes gözünti açsın' Irticanın emperyalizm deste- ğinde tırmanışa geçtiğini, kendi- lerinin Hizbullah ve İBDA-C'le- ri geçen yıllarda işaret ederken bazılannın kulak ü- kadığını anlatan Şe- nal Sanhan, artık herkesin gözünü ve kulağını açarak bu gerçeği görmesi ge- rektiğini söyledi. Konferansm bu- günkü bölümü saat 10.00'da Milli Kü- tüphane Salonu'nda başlayacak. -Kadının YoksuJ- luğuvelrticaVAm- bargo ve Kadın", "NGO Demokrasisi, Türban ve Üniversi- teter","Tarikatiarv€ Kadın" ve "Türki- ye'de ve Dünyada Ir- ficaya Karşı Kadın Mucadefesr konula- nnın ele almacağı konferans yann sona erecek. Sellafield, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya Nükleerde rapor skandalı LONDRA (AA) - Ingiltere'nin en büyük nükleer santrallanndan biri olan Cumbria bölgesindeki Sellafield. yöneticilerinin son 4 yıldu- tesisin güvenlik raporlannı yanıl- tıcı şekilde düzeniedikleri iddiasıyla ka- panma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Devlet eliyle yönetilen bir tesis olan ve aralannda Japonya'nın da bulunduğu pek çok ülkeye plutonyum ve uranyum içeren yakıt satan tesis, Ingiltere'yi, bu ahcı ülke- lere karşı da zor durumda bıraktı. Söz ko- nusu ülkelerin, ellerindeki Ingiliz üretımı yakıtı geri çevirme ihtimalleri ortaya çık- tı. Tesisin 'kötû yönetfldigi' ve yöneticile- rinin üretim raporlannı 'yanımcı şekilde dûzenlediği' yolunda son aylarda ortaya çı- kan güçlü eleştirilerin ardından dün yayım- lanan soruşturma raporu, 5 tesis yönetici- sinin işlerini kaybetmesine neden oldu. Ra- porun daha çok kişinin işinı kaybetmesı olasılığını ortaya çıkardığı, hatta tesisin ka- panma tehlikesiyle yüz yüze olduğu belir- tiliyor. Japonya gibi önemli müşterilerin kay- bedilmesi halinde. iş kayıplannın yöneti- cilerle sınırb kalmayarak binlerce tesis ça- lışanını da kapsayabdeceğine dikkati çeken lngiliz basuıı, yayımlanan belgenin sade- ce üretimraporlanndakıhatalan değil, ay- nı zamanda kötü yönetim ve atıklann de- ğerlendirilmesi konusundaki olumsuzluk- Ian da içerdiğine işaret ediyor. Tuna felaketi bü>üyor Romanya'da ortaya çıkan çevre felake- tinin boyutlan her geçen gün artıyor. Tu- na'nın Bulgaristan bölümünde, Vidin ken- ti yakınlannda balıkçılar dün sabah 50'ye yakın ölü balık buldu. Zehirlenme sonu- cu öldüğü tahmin edilen bahklar Bulgaris- tan Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ekip- leri tarafından laboratuvarda incelemeye ahndı. Yetkililer, laboratuvar sonuçlannın en geç 10 gün içinde belli olacağını ve ka- muoyuna duyurulacağını açıkladı. Bulgaristan Çevre Bakanlığı da iki gün- dür Tuna nehrinden su örnekleri alarak içindeki siyanür miktannı analiz ediyor. Dr. Tanay Sıdkı Uyar enerji konferansı verdi 'ABD'den nükleer baskısı'tstanbulHaberServisi -Kocaeli Üni ver- sitesi Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynak ve Teknolojileri Araştırma Birimi Başka- nı Dr. TanaySıdkı Uyar, Türkiye'nin, ener- ji sorununu doğru algılaması gerektiğinı belirterek "Doğru çözüm nükleer santral değfldir. Nükleer santrallar sanıküğı gibi Türkhe'vi aslan değil, kuzu \apacakor" dedı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Başkanı AB Yiğit, elektrik kesuıtile- rini "suni kriz" olarak nıteledi. ÇYDD Kadıköy Şubesı, önceki gün Ka- dıköy KüJrür ve Sanat Merkezi'nde "Tfir- krve'de nükleer enerji gerçeği, enerji sektö- ründe karar vermede büginin yönetimi ve doğal çevrede enerji üretimi" konulu bir konferans düzenledi. Konferanstakonuşan Dr. Uyar, Türkiye'nin enerji alanında stra- tejik, uzun planlı modeller yapması gerek- tığini söyledi. Planlama yapmayan ülkele- rin telkine açık olacaklannı vurgulayan U- yar, Amerika'nın 1978'den bu yana hiç nükleer santral siparişi vermediğini, ama Türkiye'ye nükleer santral yapması için baskı yapüğuu söyledi. Çahştırma maliyetinin yükselmesi ne- deniyle Almanya'nın 2019 yüına kadar bu tür santrallan kapatma karan aldığını be- lirten Uyar, "Baohlar eUerinde kalan çöp nheSğindekinükleersantrallan Türkiye'ye nakletmekistiyoıiar. Bizeyapıbnakistenen kötühıklere karşı dikkatü otanahyız. Nük- leer santral doğru çözüm değfldir* dedi. Yiğit: Kesintüer suni krizdir EMO İstanbul Şubesi'nce düzenlenen basın toplantısında konuşan Genel Başkan Ali Yiğit, Türkiye'nin nükleer santrala ih- tiyacı olduğu ımajını son 10 yıldır yayma- ya çalışan lobiyi, bürokrasinin de "karan- hk fobfaa" ile desteklediğini belirterek, bir süre önce yaşanan elektrik kesintilerini "suni kriz" olarak nıteledi İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Sebmi Ydmaz da "Oda olarak, halla so- yan ve insanlann iletişim özgürlüğünü en- gellejenkre karşı mficadelemizi sürdü- receğjz" şeklinde konuştu. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU • ••Nâznn'm Çilesi 195O'li yıllann başlannda, babamın memuriyeti nedeniyle bulunduğumuz küçük taşra kentinde, o sırada ilkokul çağlannda olan biz çocuklar arasın- da da Nâzım Hikmet'in Moskova'da yaptıklanna ilişkin söylentiler, efsaneler dolaşırdı... Kimdi bu Nâ- zım Hikmet? Niye Moskova'daydı? Bunlan bilmez- dik... Ama kötü biri olduğu, Türkiye'nin kötülüğüne çaJıştiğı belliydi... Aklımda kalan söylentilerden bi- ri şöyleydi: Nâzım Hikmet Moskova radyosunda Türkiye aleyhinde konuşurken susturmak için biri ağzına bozuk para atmış, boğulmaktan zor kurtul- muş... Bu saçmasapan söylentiler bile o günlerTür- kiyesi'nin azgın "anti-komünist" ortamında doğal- dı. Stalin'in ölümünü. okul arkadaşımın babası komşumuz astsubay bizlere şöyle duyurmuştu: "Stalin geberdi." Nâzım Hikmet'in Moskova radyosunda neler söylediğini bılecek durumda değildim. Fakat şim- di düşündüğümde de, o konuşmalann, her ne ise- ler, o günlerin Türkiyesi'nde birçok yerde dinlendi- ğini ve etkili olduklannı tahmin edebiliyorum... Aca- ba neler söylüyordu? "Kore Türküsü" (1952), "23 Sentlik Askere Dair" (1953), "Gehleyen Türkiye YahutAdnan Menderes'e öğütler"(1955) vb. "gün- cel-politik" ve "didaktik" şiiıiere bakılacak olursa, bunlann Kore Savaşfna, DP yönetiminin anti-de- mokratik ve Amerikancı politikasına yönelik sert eleştiriler olduğunu; bunun da Menderes yöneti- mini çiteden çıkardığı sonucuna varmak güç değil... • • • Nâzım Hikmet'in yaşamı üstüne birçok kitap ya- zıldı. "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" (Vâlâ Nureddin), "Mavi Gözlü Dev" (Sabiha Sertel) gençlık dönem- leriyle; O. Kemal ve A. Kadir'ın anıları 1938'den sonra ki hapishane yıllanyla ilgili önemli (ve ilk el- den) tanıklıklar. 1950'li yıllarda ülke dışındaki yaşa- mıyfa ilgili krtaplardan "Nâzım'ın Çilesi" (R. Fish), bu konudaTürkçeye çevrilen ilk kitaptı (G. Bozka- ya çevirisi). öteki üç kitap, benim çevırilerimdir "Yaşamı ve Yapıtlanyla Nâzım Hikmet" yeni basırrH daki adıyla, "Ustam ve Ağabeyim Nâzım Hikmet" (E. Babayev), "Nâzım'dan Anılar" (A. Fevralski), "Nâzım'la Son Söyleşimiz" (V. Tulyakova), Zeke- 1 riya Sertel'in anılan yine ilk elden tanıklıklarla, Az- iz Nesin'in "Türkiye Şarkısı Nâzım"\ A. Nesin'in ta- nıklıklan ve Nâzım Hikmet'i yakından tanıyanlann anlattıklanyla (ve kuşkusuz, yazarlann kendi ycn rumlanyla) oluşmuş, Nâzım Hikmet'in ağırlıklı ola- rak 50'den sonraki yaşamını konu alan telif yaprt- lar. (K. Sülker'in, A. Aydemirın yapıtlan, Bala-i ban'ın. S. Berksoy'un tanıklıklan, şu anda aklımai gelen başlıca değerli çalışma ve belgeler). Bütünı bunlarda, tanıklık eden, gözlemleyen kişinin dünya görüşünün, belleğinin, başkacakişise) özelliklerininv yaptığı değerlendirmeyi belirleyen önemli etkenler olduğunda kuşku yok. • • • • Nâzım Hikmet'in "Stalin7 öven şiirteri" oJduğunu bilmiyordum. Bildiğim tek Stalin konulu şiiri^.1961; tarihli biryergi şiinydi. Çünkü ne Bulgaristan ne Tür- kiye baskılı toplu yapıtlannda, ne de (üç tanesinin çevirmeni olduğum) yukarda anılan anı kitaplann- da bu konuda tek satıra rastlamıştım. Yine de ya- zar arkadaşım Oral Çalışlar'ın 31 Ocak tarihli ya- zısınayönelttiğim "özens/z/;7c"eleştirisi, Nâzım Hik- met'in Stalin'i öven şiirleri olup olmadığından çok, bunun dile getiriliş biçiminedir. Oral Çalışlar 13 Şu- bat tarihli bana yanıt yazısında aynı yaklaşımını sür- dürüyor. İlk yazısında eleştirdiğim cümleler şunlar- dı: "Nâzım, Stalin döneminde Sovyetler Birli- ği'ndeydi. Baskıyı sevmeyen, özgühükdüşkünübir sanatçıydı. Yine de o dönemi, o dönemde eleşti- remedi. Hatta Stalin'i öven şiirier bile yazdı." Oral Çalışlar sonraki yazısında da şunlan söylüyor: "Evet, Nâzım'ın Stalin'i öven konuşması ve şiirieri var. Konuşma ve şiirier, bu yazıyryazarken masa- mın üzennde duruyor." (Çalışlar sonra, Nedim Gür- sel'in "Başkaldıran Edebiyat" adlı kitabının 289- 291 sayfafan arasında yer alan iki şiirden söz edi- yor...) Oral Çalışlar, masasının üstüne gelmeden önce bu şiirleri okumuş muydu, yoksa sadece vartıkla- nndan mı haberdardı, bilemem. Ben açık yüreklilik- le, şu anda benim masamın da üzennde durmak- ta olan iki şiiri, ilk kez dün, söz konusu kitabı edin- diğimde okuduğumu söylüyorum. Nedim Gürsel'in Moskova'daki Nâzım Hikmet arşivinde bulduğu bu iki şiirden ilkine gerçek anlamda şiir demek de güç. Sadece dört dize ve şöyle: "Çepçevre oturduk sek- senbin kişi I geldiler ortaya, yirmi bindiler I halkla- nn halklara banş çağnsı I hepsi birerparça Stalin- diler." Evet, başlıksız, başı sonu belirsiz, dört dize. Nâzım Hikmet bunlan ne zaman, nerede, niçin yaz- mış, şiirde geçen rakamlann anlamı nedir, belli de- ğil. Belki bir gün bir "Nazımolog" bu gizemi çöze- bilir. (Bu dört dize, N. Gürsel'in yazısından çıkabi- tecek izlenime ve O. Çalışlar'ın da yazısında ileri sür- düğüne göre Bursa hapishanesinde yazılmışsa eğer, Ikinci Dünya Savaşı yıllannda Stalin'i öven şi- iryazmak -O. Çalışlar'ın da kabul ettiği gibi- her hal- dehatasayılamaz. "Sas/c/y/sevmeme/("le, "özgür- lükdüşkünü" olmakiaçelişmez... P. Neruda'nın ef- sanevi Stalingrad savunmasıyla ilgili şiirleri vardır ve Paris'te büyük bir semtin adı, bugün de Staling- rad'dır). Sözü edilen ikinci "övgü"şiirinegelince, şi- irin hiçbiryerinde "Stalin" adı geçmiyorve herhan- gi bir başlığı da yok. Belli ki Stalin'in ölümüyleDgifi olarak ve belli ki Nâzım Hikmet'in yazdığı bu şiirin (çünkü N. Gürsel'in yazısından edindiğim bilgiye göre, birara şiirin Nâzım'a ait olup ofmadığı tartışıl- mış), artık hayatta olmayan Stalin'i öven dizelere rağmen, Stalin'i övmek için değil, bu ölüm sonra- sında partide ve ülkede doğabilecek -şiirdeki söz- cüklerie- "çaf/a/c"ve "sars/nf/"lann kaygısıylayazıl- dığı izlenimini edindim... Nitekim son dört dize, Sta- lin'le ("kişi"y[e) değil, partiyle ve gelecekle ilgili: "Bu parti eşi emsali görülmedik bir çeliktendir I Bu çe- liğin adı: I boydan boya ömrünü vermek emrine halkın I boydan boya ömrünü vermek komüniz- me." ••• Sonuç: Nâzım Hikmet'in SSCB'de yaşadığı ve Stalin'in hayatta olduğu toplam iki yılda, Stalin'i öven tek dizesi yok... Tersine, ilk elden tanıklıklar, uygulamaya ilişkin hoşnutsuzluklannı o yıllarda da kimi kez yüksek sesle dile getirmekten çekinmedi- ğini ve ilk günlerden "muhalif" sayılmaya başlandı- ğını gösteriyor... Amacım Nâzım Hikmet'in hiçbirza- man hiçbir konuda hata yapmadığını ileri sürmek değil. Sadece, kendisine hâlâ uluorta sövülebilen bir ülkede, hiç değilse bizlerin, günlük köşe yazar- lığının zorunlu aceleciliğine ragmen, daha "özenli" olmamız gerektiğini söylüyorum...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear