22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARAUK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JjjJvOlN O İ T L I / ekonomi®cumhuriyet.com.tr 13 Türkiye'ttei.5 nüyon kişi susuz • tZMİT(AA)-Köy Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mırbey Ertuğrul, kırsal kesımın su sıkıntısının 2 yıl ıçınde tamamen çözüleceğinı bildirdi. Ertuğrul, ıçme suyu sorununu çözmek ve standart hale getirmek için bu yıl kapsamlı çalışma başlattıklannı belırterek "Kırsal kesımde yaşayan 1.5 milyon msanın su sorununu 2 yıl içinde çözüme kavuşturacağız" dedi. Köy Hizmetlen Genel Müdürlüğü'nün 475 trilyon liralık bütçesi bulunduğîmu anımsatan Ertuğnıl, bu bütçeyle kırsal kesımın hemen tûm sorunlannı gidermeye çalıştıklannı kaydettı. Koçbank'a sendikasyon kredsi • İSTANBUL(ANKA)- Koçbank, uluslararası piyasalardan 1 yıl vadeli 220 milyon dolar tutannda sendikasyon kredisi sağladı. Koçbank'tan yapılan açıklamada, uluslararası piyasalardan sağlanan 220 milyon dolar tutannda sendikasyon kredısinin 1 yıl vadeli olduğu bildırildı. Koçbank 27 Kasım'da 5 yıl vadeli 300 milyon dolarlık bir kredıye daha imza atmıştı. Bu kredinin 150 milyon dolan 2000 yıhnda, ikinci dilimi ıse 20Ql,,,.fi|tt,f yılında kullanılacak. ' TüzeTi çıplak memurlar karşrtadı • tstanbul Haber Servisi - Memur Sendıkalan Konfederasyonu (Memur- Sen) Istanbul II Başkanlığf nı ziyaret eden Emeğin Partısı (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel'i, 2001 yılı bütçesini ve öngörülen yüzde lO'luk maaş artışını protesto eden bir grup üstü çıplak memur karşıladı. Tüzel, 1 Aralık'ta yapılan memur eylemıne hükûmetin soruşturma ve cezalandırma yoluyla cevap verdiğini söyledı. Gökalp: Bizde deö dana' yok • ANKARA (ANKA)- Tanm Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, deli dana hastalığının Türkiye'de bugünekadar görûlmediğini belirterek şüpheli hiçbır olaya da rastlanmadığını söyledi. Kırmızı ve beyaz et tüketiminde hıçbir sakınca olmadığını söyleyen Gökalp, hastalığın ette bulunmadığını, canlı hayvanda ve beyınde buhınduğunu belirterek "Geçmişte kaçak giren etlerde bu risk yoktur. Bu hastalığa dair geçmişte de, günümüzde de herhangi bir vakaya rastlanmamıştır" dedi. THY, KTHY'dekİ hissesinî satıyor • tSTANBUL (AA) - Türk Hava Yollan (THY) Yönetim Kurulu, Kıbns Türk Hava Yollan'ndaki (KTHY) ıştirak payını satış karan aldı. THY'den gönderilen açıklamaya göre, yönetim kurulu, KTHY sermayesindeki yüzde 50 iştirak payının, Özelleştirme Idaresi Başkanlığı aracılığı ile satılmasına karar verdi. Şekerezam • Ekonomi Servisi - Şeker saüş fıyatlan bugünden geçerh olmak üzere yüzde 2.1 oranında arttınldı. Mali piyasalardaki bunalımda etkili olan bankalar savaşı, Cmgıllıoğlu'na da sıçradı Demirbank'a da el koııdııANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) Demirbank'a dün sa- bah el koymasıyla batık banka sayısı 11 'e yükseldi. Halk Ban- kası'yla da ortak ıştiraki bulu- nan Demirbank, geçen yıl 5 bankaya el konulmasının ve fa- izlerde yaşanan düşüşün ardın- dan bu yıl el konulmak zorun- da kalınacak bankalar arasında sayılıyordu. BDDK'den yapılan açıkla- mada, el koyma nedenleri şöy- le sıralandı: - Fonlamadan kaynaklanan • BDDK'nin açıklaması, Demirbank'ın portfoyünde bono ve tahviller bulunmasına karşın bunlar karşılığında piyasadan nakit alamadığı, büyük bankalann nakit vermeyerek bu bankayı sıkıştırdıklan iddialannı doğnıluyor. ve her gün katlanarak artan za- rarlan özkaynaklannı aştı. - Yükümlülüklerini vadesin- de yerine getirmiyor. Bu neden- le de Merkez Bankası piyasala- nnda işlem yetkisi kaldınldı. - Merkez Bankası ve banka sisteminden kaynak sağlaya- madı ve likidite krizine (nakit para yokluğu) düştü. Bu durum süreklilik arz etmeye başladı. - Faaliyetine devamı mevdu- at sabiplerinin haklan ve mali sistemin güven ve istikran ba- kımından tehlike oluşturdu. BDDK'nin açıklaması, De- mirbank'ın portfoyünde bono ve tahviller bulunmasına kar- şm bunlar karşılığında piyasa- dan nakit alamadığı, büyük bankalann nakit vermeyerek bu bankayı sıkıştırdıklan iddi- alannı doğnıluyor. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, De- mirbank'm zararlannın serma- yesine denk gelen kısmını öde- yerek bankanın mülkiyetini devraldı. BDDK'den yapılan açıkla- mada, "Demirbank, TMS- F'nin sahipliği altında bugün- den itibaren normal faaliyetle- rini sürdûrecek ve her tfiriü yü- 'EMİRBANK Çiller devrinde yıldızı parladı Ekonomi Servisi -1994 yılında Tansu Çil- lerdöneminde Cıngıllı Holding bünyesine gir- dikten sonra yıldızı parlayan Demirbank, sek- törde özellikle düşük faizli kredi imkânı sağ- lamasıyla dıkkat çekti. Türkiye'nin büyük bankalan arasında sayı- lan ve yönetimi Tasamıf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Demırbank, 1953 yılmda demir ticaretini geliştirmek amacıyla İstan- bul'da kurulmuştu. Demirbank 2000 yılında "Borç Transferi" projesi ile tüm kredi kartı borçlannı düşük faizle kapatma uygulaması- nın da öncüsü olmuştu. Yurtiçinde 193 ve yurtdışmda 18 şubesi olan bankanın hisseleri tMKB'nin yanı sıra Münih ve Frankfurt borsalan ve ABD'de de işlem görüyor. Cıngıllı Holding bünyesinde- ki banka, sigortacılık, leasıng, factoring gibi mali sektörler yanında enerji ve hava yollan ulaşımı alanında da faalıyet gösteriyor. Aktıf büyüklükte en büyük 6'ncı, özkay- nak sıralamasında ise Türkiye'nin en büyük 5'inci özel bankası olduğu belirtilen bankanın KKTC, Bahreyn, Malta'da da yurtdışı şube- leri bulunuyor. Romanya, Kırgızistan, Kaza- kistan ve Bulgaristan'la da uluslararası kuru- luşlar ile ortaklıklan bulunuyor. Demirbank AŞ'nin borsadaki hisselerine de el konulduğu bildirildi. Cıngıllı Holging'in kuruluşlanndan Alfa Menkul Değerler ve De- mir Yatınm'ın işlem sıralannın durdurulduğu >-ancak dün sabah tekrar ışleme açıldığı belir- tildi. öte yandan, Demirbank'ın genel mü- dürlük binasında ve şubelerinde mali polis ön- lem aldı. Sivil polislerin genel müdürlükte ev- rak giriş ve çıkışını kontrol ettiği belirtildi. Demirbank'ın genel mödürlük binasında ve şubelerinde mali polis önlem aldı. GüneyKore bankalan da zorda EkoRomi Servisi - Asya knzı sonrasmda IMF'den 58 milyar dolar batık kredisi alan Güney Kore, zor dunımdaki 6 bankaya 5.8 milyar dolar aktaracak. Bankacılıktaki re- fonn programı kapsammda gelecek yıl 2 büyük banka oluşturulması planlanıyor. Güney Kore Finansal Düzenleme Ko- misyonu'nun (FSC) yaptığı açıklamaya göre, son yapılan aktarma işleminin ardın- dan şubat ayında finansal bir holding ku- rularak Hanvit Bank, Kwangju Bank, Pe- ace Bank, Cheju Bank ve Kyongnam Bank'ın çalışması sağlanacak. 6. banka olan Seul Bankası'mn ise 2001 yılı orta- lanna kadar yabancı yatınmcılara açık art- tınnayla satılması öngörülüyor. FSC'nin açıklamasında, hükûmetin bankacılık sektöründeki reformun ana hat- lannı bu yıl sonuna kadar oluşturmayı planladığı belirtildi. kümlühlklerini yerine getirme- ye devam edecektir. Bu bankay- la iüşkide bulunan mudUerin ve diğer alacakülann endişe etme- lerini gerektirecek bir durum söz konusu değüdir" denildi. Hükümetten güvence Açıklamada, bankacıhk sis- temiyle ilgilı de şu güvence yer aldı: "Kurumumuz,bankacıhk sisteminin güven ve istikrannı korumak ve kredi sisteminin ekonomik kalkuunanuı gerek- lerine uygun olarak etken birşe- kilde çahşmasını sağlamak için bankalar üzerindeki denetim ve gözetim görevini, özeDUde ser- maye yeterKKği eksik olan ban- kalan dikkatie izlejerek titizMk- le sürdünnektedir. Mali bünye- lerizayıfbankalann gereken ön- lemleri ahnalan sağlanmakta- dır. Tûm bunlara karşın ödeme güçJüğüne düşen ve sistemin iş- leyişi için risk oluşturan banka- lara derhal müdahale edilmek- te ve TMSF'ye ahnmaktadır. Fona ahnan bankalann yeniden yapılandınlmasıyla ilgili süreç de hızlandınlarak ve en düşük malryetie gerçekkştiribneye ça- hşdmaktadır." IMF'nın istemiyle Demir- bank'm da TMSF'ye devriyle, devlete yüklenen batık banka sayısı, 11'e yükseldi. Hükü- met, stand-by programınm ko- şulu olarak Sümerbank, Ege- bank, Esbank, Yaşarbank ve Yurtbank'a el koymuştu. Aym dönemde IMF'nin 3 bankayla ilgili de sermaye arttınmı yap- malan yönünde uyanda bulun- duğu ortaya çıkmıştı. Söz konusu 5 bankaya el ko- nulduğu dönemde, elinde yük- sek faizli tahvil ve bono alabil- mek için, yüksek faizle mevdu- at toplayan Demirbank'ın bir yıl sonra sıkıntıya gireceği ıfa- de edilmişti. Demirbank yakla- şık 2 hafia önce portfoyünde tahvil ve bono bulunmasına karşın piyasadan nakit bulama- dı. Bu olay, büyük bankalann Demirbank'ı batırma girişimi olarak ekonomi kulislerinde değerlendirildi. Nakit sıkıntı- smı çözemeyen Demirbank, yüksek faizle para bulmak zo- runda kaldı. Park Yatınm Bankası tasfiye ediliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Karamehmetler'e ait olan Park Yatınm Bankası'mn tasfıye- sine karar verdi. Çukurova Holding'den yapılan açıklamada, holdingin ve Meh- met Emin Karamehmet' ın Parkbank ile sermaye ve yönetim ilişkisi bulunmadı- ğı açıklandı. Ancak, Park Yatınm Ban- kası'mn ortaklık yapısı, Karamehmet Holding ve Karamehmet soy ismini ta- şıyan aile üyelennden oluşuyor. Park Yatınm Bankası'nın iştirakleri arasında da Park Menkul Değerler ile Karam Yağlan bulunuyor. BDDK'den yapılan açıklamada, "Yü- kümlülüklerini vadesinde yerine getir- • Karamehmetler'e ait olan bankanın kapatüma karan, Sabah grubunun zaten tartışmalı olan hisselerinin devrini de etkileyebileceği kuşkusunu gündeme getirdi. mediği, vükmnlülüklerinin toplam değe- rinin varhldannm toplam değerini aşnuş olması ve faatiyetJerini sürdüımesi du- rumunda mali sistemin güvennğini teh- Bkeye düşûrecek ohnası nedenleriyle ParkYatuım Bankası'mn bankacıhkiş- lemleri yapma izninin kaldınknğı'' bil- dirildi. BDDK, Bankalar Yasası uyannca, mali bünyesinin güçlendirilmesine ola- nak kalmaması üzerine Park Yatınm Bankası'mn bankacılık işlemlerini dur- durarak genel hükümler çerçevesinde tasfıyesine karar verdi. Park Yatınm Bankası 'nın interaet sayfasmda yer alan verilere göre, Yöne- tim Kurulu Başkanı Hasan Karameh- met Yönetim Kurulu Başkan Yardım- cısı Mehmet Reşat Karamehmet'ti Bankanın genel müdür vekılliğini ise eskı Merkez Bankası Başkanı Bûlent Güitekin yürütüyordu. Turgay Ciner'e ait Park Holding, bor- saya gönderdiği açıklamada Park Yatı- nm Bankası'yla ilgisının bulunmadığı- nı bildirdi. Karamehmet ailesine ait olan Park Yatınm Bankası'mn tasfıyesi ise, bankalar savaşımına dikkat çekilerek "değişik yorumlara" neden oldu. Sabah'ın safaşı kesinleşmedi Türkiye'nin en zengini konumuna ge- len Turkcell, Akşam gazetesi, Yapı Kre- di Bankası'mn sahibi Mehmet Emin Karamehmet ile Turgay Ciner ve Turk- cell'in ortağı Murat Vargı'mn Sabah gazetesini ahna girişiminin yasal olma- dığı ortaya çıkmıştı. BDDK de bu du- ramun yasal olmadığını bildırmesıne karşın, henüz Sabah gazetesinin Kara- mehmet, Ciner ve Vargı ortakhğma dev- rinin geçersiz olduğuna ilişkin bir açık- lama yapıhnadı. BlLGITOPLUMUNA DOGRU/ ÖZLEM YÜZAK oziemyu@yahoo.com Vaıiığını asla red- dedemeyece- ğimiz, olağa- nustü büyük bir değişimden geçiyor insanlık. Taşınabılir bılgisayarlar, internet ağlan, mobil telefonlar, berabe- rinde insanlar arası iletişimin yöntemlerini de değiştiriyor. Ha- berteşme, iletişim, bilgıye hızlı ve kolay erişim, bireylerin dü- şünme, işletmelerin ise çaltşma biçimlerini yönlendiriyon gele- neksel kalıplar, yerlerini daha özgün metotlara bırakıyor. Peki, ya sendikalar bu deği- şim sürecinin neresindeler? Küreselleşme olgusu ile iyice azrtan liberal politıkaların, dün- yanın her yerinde buldozer gi- bi üzerinden geçip ezdiği sen- dikal örgütlenme, işçi haklan ve dayanışma açısından itici bir kıvılcım olamaz mı internet devrimi? Ya da sendikalar alı- şageldikleri eski kalıplann dışı- na çıkarak, önlerindeki zoıiu savaşım için daha farklı bir ya- pıya kavuşma bilinci ve isteği içinde olabileceklermi? Bu so- rulann yanıtını zaman göstere- cek. Ancak sendikalar henüz tavırlannı tam ortaya koyama- salarda Yeni Dünya Düzeni'nin mağdurlan, çok daha geniş kit- lelere seslerini, dev medya te- kellerinin hâkimiyetini bir neb- ze de olsa kırarak "kendi iste- dikleri gibi" duyurabilecekleri- nı anlamaya başladılar. Sendikalar Bilişimin Neresinde? Yaklaşıkbiryıl önceABD'nin Seattle kentinde Dünya Ticaret örgütü'nü protesto etmek için toplanan on binlerin örgütlü di- renişinde internet ağının önemli bir payı bulunuyor. Tıp- kı geçen eylül ayında IMF ve Dünya Bankası'mn Prag top- lantılannda olduğu gibi... Ço- cuk yaştaki bikjisayar korsan- lannın dev işletmelerin bilgi-iş- lem merkezlerini, web siteleri- ni çökerttiklerine yönelik ha- berlerin kamuoyunun günde- minde giderek daha fazla yer kapladığını hepimiz biliyoruz. Üstelik daha 3 gün önce ülke- mizde de işçi ücretlerini ve me- mur maaşlannı protesto eden iki hacker'ın, Başbakanlık'ın web sitesini çökerttiklerine iliş- kin haberier medyada aynntı- lan ile yer aldı. 12 Nisan 1999'da ünlü Fransız petrol devi Etf in çalışanlannın yansı- nı işten çıkarma karannı öğre- nen çalışanlar kendi aralannda örgütlenerek önce Etf'in bilgi- işlem merkezini paralize ettiler, ardından kendi web sitelerini kurarak yurtdışındaki 4 bin iş- çiyi de kapsayan bir direniş ha- reketi başlattılar. Tüm bu ömekleri intemetin gücünü vurgulamak için orta- ya koymak istedim. Bu, işin bir yönü. Bir diğer önemli faktör ise "bilgi toplumuna doğrv atı- lan her adımın zorunlu bir uz- Türkiye Ue küçükkıpırtılar Türkiye'de özeltikte 12 Eylül thtjlatt ile birtikte jyice tepanlanan sendikal hareketin dünyadaki değişim rüzgârlanna ayak uydurabildiğini söyiemek ne yazık ki çok zor. Bugün yalnızca 2 sendikantn içerik olarak çok yetersiz, "deneme" mahiyetinde diye tanımlanabilecek web sayfatannın dışında gözte görülen bir getişme henüz yok. Ancak küçük birtakım kıptrtılarTürkiye'ctekİ sendikalann en azından bu konuyu düşünmeye başladığtnı ortaya koyuyor. Bütün konfederasyonlan kapsayacak düzeyde bir "Sendikal Bilişim Grubu" kurulması planlanıyor. Türkiye Bilişim Derneği ile ortak yürütütecek bu projenin henüz haztrlık safhasında olduğu belirtiliyor. Umarız, masabaşı projesi olmaktan öteye geçip gerçekJeşebilir. Öte yandan, bizzat sendikacılann "Toplum ne kadar geriyse sendikalar da öyle" diye tantmladıklan şekliyle gerçekten de kendini sorgulamaya ve değışime hazır sendıka ve sendikacı, parmakla gösterilecek kadar az. "Peki, llk aşama olarak sendikalar ne yapabilir" sorusunu 2000 yıit ortalarında web sayfasını oluşturan Petrol-lş Sendikası'nın bilgi-jşJem uzmanı Nihat itter'e yönelttik. Yanıtı, "Sendika içtndeki birimlerin daha fonksiyonel kılınarak yeniden yapılandınlması ve web sitesinin bu şekilde oluşturulması" oldu. llter'in bir ilginç düşüncesi de sendika şubelerinde bilgısayariann sayılannın arttınlarak üyetertn hem kendilerine hem de eş ve çocuklannın kullanımına olanak sağlanması. Bu şekilde hem bilgisayar kullanım alışkanlığının sağlanabileceğtni hem de bilinç düzeytnin arttmlabiteceğini savunuyor. laşıyı da beraberinde getirdiği" gerçeği. Bugün Batı'da sendi- kal hareket, işletmelerin inter- net ağı içinde kendine bir yer edinme uğraşı içinde. 1998 yı- lında Uluslararası İşçi ve Tek- nisyen Federasyonu tarafın- dan başlatılan çalışmalar ve iş- verenler ile sürdürülen yoğun diyaloglarmeyvelerini vermeye başladı. Kuzey Avrupa ülkelerinde, özellikle de Isveç'te başlayan hareket, kimi zaman dirençle karşılaşılsa da giderek yayılı- yor. Bugün Avrupa'da birçok sendika, örgütlü bulunduğu iş- letmelerin internet ağı içinde hem gelişmeleri daha yakın- dan takip edebiliyor hem de üyeleri ile daha hızlı iletişim sağlayabiliyor. Dijital uçurum Bu gelişmelerin ve uzlaşı bi- çiminin, özellikle kamuoyunda çağdaş bir imaj kazanmak is- teyen işletmeler için de önem- li bir fırsat olduğu ileri sürülü- yor. Şüphesiz, bu sendikalar açısından önemli birzafer. An- cak dijital uçurumu göz ardı et- memek, işçilerin önemli bir ke- siminin bütün dünyada bilgisa- yar üzerinden iletişime henüz tam hazır olabilecek vasıf ve bilinç düzeyinde olmadığı ger- çeğini akıllarda tutmak ve uçu- rumu kapatacak önlemleri ya- şama geçirmede sendikalara da büyük görevler düşüyor. ŞÜKRAN SONER Çıkmaz Sokak TÜSlAD'ın gelir dağılımı ve yoksulluğa ilişkin top- lantısı bugün medyanın gündeminde. Ne yazık ki ge- lir dağılımı ve yoksulluğa ilişkin araştırma sonuçlan, ortaya çıkan tablonun düşündürücülüğü ile değil; toplantıya gelmiş iş dünyası temsilcisi, siyasetçi, bi- lim insanlarının güncel bankalar, borsa kaynakJı kri- ze ilişkin söyledikleri ile gündemde. Televizyon kameraları, gazeteciler toplantı salonu içine değil, dışına yerleşmiş, gireni-çıkanı yakalıyor- lardı. Onlar da medya kanalı ile toplumu bir kez da- ha etkileme, yönlendirme fırsatını kaçırmadan, iç ve dış sermayenin ne zamandırgözlerinin dikilmiş oldu- ğu kaynaklar üzennde ağızlara sakız olmuş reçetele- rinisıralıyor, "lllede Telekom, THYözelleştirmeleri.." diye beyin yıkıyoriardı. E! insaf, biriteri de çıksa, ucundan sermayenin, si- yasetin, IMF'nin, düzenin eleştırisini, birazcıközeleş- tiri yapabiteeler. Kriz, IMF, Dünya Bankası reçeteleri- nin, dikte ettirilenlerin eksiksiz yerine getirildiği bir süreçte birdenbire nasıl bu boyutlarda patlak verdi? Yaşanmaktaolunan krizin, nedenlerinin en kâriı işlet- melerin özelleştirilmesi ile doğrudan ilişkisi ne? Tü- ketilmiş kaynaklann yerine, doymak bilmeden yeni kaynak istemenin, en büyüklerine göz dikmenin öte- sinde... Cumhuriyet'ın bilim kökenli ekonomi yazarian yıl- lardırdillerinden düşürmeden, ozelleştirmelerle, IMF, Dünya Bankası reçetelenyle, kimı para politıkalan ile ekonominin düze çıkamayacağını, krizlerin kapıda olduğunu anlatmaya çalıştılar. Anlamlı bir vergi refor- mu olmadan, yatınmlara yönelinmeden, ihracat-it- halat dengesini kuramadan, sağlanacak her tür ryi- leşmenın ileride daha büyük krizlere gebe olduğunun altını çizdiler. Korkut Boratav, Izzettin Önder, Öztin Akgüç... hocalar yaşamsal yanlışlar için ne kadar da çok uya- nda bulundular. Ama düzen adına medyada ne ka- dar da kalabalık bir başka bilim insanı grubu var ki reçetelerin mucizelerine alkış tutup durmakta. Onla- ra göre sürpriz knzin bile vergi, yatınm, ihracat-itha- lat açığı boyutlan hiç yok gibi. Bankalann rolünü yok sayamıyoriarelbet. Utanmasalar, bankalar operasyo- nunu tek neden olarak gösterecekler. Ağız kalabalı- ğında, "spekülasyon, bankalar rekabeti" deyip, so- nunda çözümü yeni borçlarda, yıllann birikiminin ka- mu satışlannda anyoriar. Tabii bu arada serbest ticaret düzeni, küreselleş- menin en önemli yarası gelir dağılımındaki büyük bo- zulma, yoksullaşma kimin umurunda. TÜSlAD'ın ko- nuya ilişkin bilimsel, taslak çalışmasının önemli so- nuçlan, ortaya çıkan çarpıcı gerçekler, kriz gündemin- de kaynadı gitti. "Türkiye'de bireysel gelir dağılımı ve yoksulluk" konulu bilimsel çalışma ve dün onunla bağlantılı ya- pılan toplantının belki de en çarpıcı yanı, Türkiye'de gelir dağılımı gerçeğinden kaçışın boyutunu sergile- mesi oldu. Dünya Bankası'mn itelemesi ile daha ön- ce DPT'nin de içinde olduğu çalışma gibi, TÜSlAD'ın bilimsel araştırmasında da, başkaca kaynak olmadı- ğı için, 1987 ve 1994 sayımlanndan elde edilebilmiş gelir verileri kullanılabilmişti. Gelir dağılımı, yoksulluk sorunlannı çok ağır yaşayan Türkiye'de bilimsel so- nuçlara ulaşılabilecek veriler toplanmamakta sistem- li diretme söz konusuydu. Parmakla sayılacak kadar az ve kaynağa dayanabilen araştırma söz konusuy- du. Yıne de yaşanarak bilinen büyük gelir dağılımı çar- pıklığı, yoksullaşma istatistiklere döküidüğünde, önemli, anlamlı sonuçlar ortaya çıkıyordu... Gelir da- ğılımının işteyişindeki çarpıklık, asıl Türkiye'nin OECD ülkeleri ile durumunun karşılaştınlmasında ortaya çı- kıyordu. Söz konusu ülkelerde de serbest ticaret dü- zeni içinde oluşan gelir dağılımında Türkiye'den çok farklı olmayan bir gelir dağılımı adaletsizliği vardı. An- cak bu ülkelerde vergi ve transferler sonrası gelir da- ğılımı uçurumu ortadan kaldınlıyor, adaletli bir dağı- lıma doğru önemli sonuçlar alınıyordu. Gelir dağılımında bir veri olarak alınan Gini Katsa- yısı, vergi ve transferler öncesi yüzde 40-50 arası seyreden OECD ülkelerinde, vergi ve transferlerie yüzde 20-25'lere kadar düşürülüyordu. Türkiye'de ise yüzde 47'lerde seyreden katsayı ancak yüzde 44'e düşürülmüştü. Yani vergi ve devlet elryle trans- ferlerin gelir dağılımına olumlu etkisi OECD ülkelerin- de yüzde 30-50 oranlannda olumlu etki yaparken Türkiye'de ancak yüzde 5 gibi bir duzeltme sağlaya- biliyordu. Kaldı ki Türkiye'de gelir transferi ile başlıca olum- lu duzeltme, emeklilik kalemi sayılabilirdi. Vergi, üc- retliden ya da ürün üzerinden alındığı için olumludan çok olumsuz katkı yapmaktaydı. Hele günümüzde yaşanan bankalar operasyonu, el koyma ömekleri araştırmalara gırebilse, gelir dagılımını duzeltme ye- rine kim bılir hangi büyük oranlar, ölçülerde olumsuz katkı yapacaktı. Yabancı uzmanlann da anlattıklan gibi, serbest ti- caret, dünyada birkaç istisna dışında gelir dagılımını bozucu etki yaratmaktaydı. Gelişmiş ülkelerde, eko- nomilerde uzmanlaşma ile, teknikle bağlantılı yaşa- nan gelir dağılımı bozulması, yoksul ülkelerde, ülke- ler arası büyüyen farklılıklarla birlikte hızla artmaktay- dı. Türkiye de büyüyen gelir dağılımı bozukluğunda her iki kaynaktan payını almış, hem Türkiye'nin hem dünyanın dengelerinin bozulmasından etkilenmişti. Türkiye'deki gelir dağılımı bozulmasında dikkat çe- kici kimi gelişmeler arasında, özellikle eğitimli grup- lann kendi içindeki dağılımının büyük çapta bozulma- sı vardı. Yani eğitime bağlı gelir yükselmesi olgusu da sağlıklı işlemıyordu. Müteşebbis, faiz, transfer gelir gruplan içinde dağılımdaki adaletsızlik, çarpıklık emekçi gruplar içindeki bozukluğa göre çok daha yüksek, çarpıcıydı. sukransoner@yahoo.com CHP'nin ekonomi raporu Trogram Türkiye'yi devalüasyona taşır' ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-İki yıldır hü- kümetı uyardıklannı, an- cak dinletemediklerini vurgulayan CHP Ekono- mi Masası, izlenmekte olan "sözdeistikrarprog- ramının" 2001 yılında Türkiye'yi ya devalüas- yona ya da önemli eko- nomik küçülmeye taşı- yacağı öngörüsünde bu- lundu. Raporda, "Deva- lüasyon. antienflasyon programınm çöküşü de- mekür.Ekonomikküçül- me ise daha çok işsizük, daha çok yoksulluk de- mektir. Her ikisinin sonu da ekonomik ve sosyal hıınalımriır" saptamaSl- na yer verildi. Ekonomi masası, enflasyonun ka- lıcı olarak indirilmesi için yapıhnası gereken- leri şöyle sıraladı: - 25-30 milyardolarhk bir "dışorta-uzunvadefi" kredi desteği sağlanmah. "Kamu iç yükü" böyle bir kaynagın desteği al- tında uzun vadeye yayıl- malı. - Bankacılık ve mali sektör reformu gerçek- leştirihneh. Bankalar ve aracı mah kurumlaretkın denetim altına alınmah.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear