Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 ARALIK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tjniversiteye
tüpbanla giplmez'
• ANKARA (AA) - Mıllı
Egitim Bakanı Metın
Bostancıoğlu, Avnıpa Insan
Haklan Komisyonu'nun,
tüıbanlı olarak ünıversiteye
gelmeyi, "üniversitenin
huzur ve sukûnetini bozan
sivasi ve ideolojık bir eylem
ve yüksekögretim
kurumundan çıkanhnayı
gerektiren" bir fıil olarak
kabul ettiğini bildirdi
Bostancıoğlu, FP Samsun
Milletvekili Musa
Uzunkaya'nın soru
önergesine verdiği yanıtta,
bir hukuk devletinde
fertlerin, o ûlkenin
vatandaşı olarak sahip
oldukJan anayasal hak ve
özgürlükleri olduğu gibi,
devletın ülkesi ve milletiyle
bölünmüz bütünlüğü,
toplumun mutluluğu ıçin
hukukı mevzuata uyması
gerektiğini hatırlattı.
GazBtetere
toptatma
• ÇORUM/BATMAN
(Cumhuriyet) - Çorum'da
yayımlanan 5 gazete
hakkında F tipi cezaevleri
ve ölüm oruçlanyla ilgili
tHD'nin açıklamalan ve
eylemlerini
haberleştirdikleri
gerekçesiyle toplatma karan
verildi. Çorum 1. Sulh Ceza
Mahkemesi, tstanbul 4
No'lu DGM'nin yayın
yasağına dayanarak Çorura
Haber ve Çorum
Gündem'in 18,20, Çorum
Hâkimiyet'in 18,
Merhaba'nınlS.l^O,
DostHaber'in 16,18,20
Aralık tarihli sayılannın
toplatıhnasına karar verdi.
Batman'da yayımlanan
Batman News ve Batman
Times gazeteleri ise
ekonomik kriz nedeniyle
kapandı.
Cezaevlerinde
aok görüş
• ANKARA (AA) - Adalet
Bakaniığı'na bağlı
cezaevlerinde yılbaşı ve
Şeker Bayramı dolayısıyla
yaptınlacak açık görüş
bugün başlıyor. F tipi
cezaevlerine nakledilen
tutuklu ve hükümlüler de
kapalı görüşten
yararlanacak. Açık görüş
Istanbul kapalı ve özel tip
cezaevlerinde bugün
başlayacak ve 24,25,26
Aralık tarihlerinde devam
edecek. Ankara, tzmir,
Adana, Mersin, Bursa,
Antalya, Gaziantep E Tipi
ve Diyarbakır kapalı ceza
infaz kurumlannda ise açık
görüş 24,25,26 Aralık
tarihlerinde gerçekleşecek.
Diğer ceza infaz
kurumlannda açık görüşe
25,26 Aralık tarihlerinde
izin verilecek. Disıplin
cezası almış ve
kaldınlmamış olan tutuklu
ve hükümlüler ise açık ve
kapalı görüşten
yararlanamayacak.
Bahçefievter
katüamı davası
• ANKARA (AA)-
1978'deTtP'li7öğrenciyi
Bahçelievler'de
öldürdükleri gerekçesiyle
7'şer kez ölüm cezasına
çarptınldıklan karann,
Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nce esastan
bozulmasınm ardından
"Bahçelievler Katliamı
Davası" olarak bilinen
davada, sanıklar Ünal
Osmanağaoğlu ve
Bünyamin Adanah'nın
yeniden yargılanmalanna
devam edildi. Ankara 3.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
dün görülen duruşmada
mahkeme başkanı, sanık
Adanalı'nm Ankara'ya
nakli için Ankara
Cumhuriyet Bassavcıhğı'na
yeniden yazı yazılması ve
sanık Osmanağaoğlu'nun
duruşmada hazır edihnesine
karar verildigıni belirterek
her iki sanığın Yargıtay'ın
bozma ilamına karşı
diyecekleri sorulduktan
sonra ilama uyulup
uyulmaması konusunda
karar verilmesinin
kararlaştınldığını açıkladı.
Affin iptaline 3 seçenek
Ana muhalefet partisinin, 110 milletvekilinin veya yerel bir mahkemenin
Anayasa Mahkemesi'ne başvurusunda istisnalar kalkarsa kapsam genişleyecek
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - "Şarth özgüriüğün" diğer
tutuklu ve hükümlülere de tanın-
ma olasıhğı ortadan kalkmadı.
Yerel mahkemelerdeki binlerce
dava dikkate alındığında Şartlı
Salıverme Yasası'na ilişkin süre-
cin Anayasa Mahkemesi'ne
uzanmasına kesin gözüyle bakı-
lıyor. Yasanın tümüne muhalif
tek parti konumundaki DYP ise
dava girişimi başlatmaya tetnkin-
li yaklaşıyor. DYP Grup Başkan-
vekili Turhan Güven, Cumhur-
başkanı'nı yüksek mahkemeye
gitmekten ahkoyan kaygılan
kendilerinin de taşıdıgını belır-
tti.Güven, Abdullah Ocalan'ın
hüküm giydiği Türk Ceza Yasa-
sı'run 125. maddesinin afkapsa-
mı dışında bulunduğunu, ancak
yasanm birinci maddesi zaten
"aT değil "infoz hükmü" içerdi-
ğinden PKK liderinin idamdan
kurtulacağını söyledi.
Resmi Gazete'de yayımlana-
rak uygulamaya konulan Şartlı
Salıverme Yasası'na ilişkin iptal
davası için 4 seçenek bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Sezer tavnnı
açıkladığından, geriye "ana mu-
halefet partisi Medk grubunun
başvurusu; TBMM ûyetamsayı-
smuı en az beşti biri (110 üye) ka-
dar milletvekilinin toplu başvu-
rusu veya bir' erel mahkemenin
aylanhk iddiasını ciddiye alarak
başvunıda bulunması" olmak
üzere 3 yöntem kaldı. Ana mu-
halefet partisi FP yasaya önemli
oranda destek verdiğinden, göz-
ler DYP'ye çevrildi. 84 milletve-
kili bulunan DYP'nin, iptal dava-
sı açabilmek için 26 milletvekı-
lıni ikna etmesi gerekiyor.
DYP Grup Başkanvekili Tur-
han Güven, yaptıklan ön çalış-
ma konusunda şunlan söyledi:
"Ne olduğu beUi olmayan bu
ucubeye kimse raa değfl. Mah-
kemeye gidilmesinde yarar gö-
rürsekFP'den imzaya ihtiyaanuz
var." Turhan Güven, Abdullah
Ocalan'ın idamdan İcurtanlma-
dığını savunan hükümetin, yasa-
nın 1. maddesini çarpıtarak yo-
rumladığını ileri sürdü.
FP'nin yenilikçi kanadı da
Anayasa Mahkemesi'ne başvu-
ruya sıcak bakmıyor. Yenilikçi
Yümaz ve
Mezarcı da
aftan
yaratiandı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Haklannda açıl-
mış çok- sayıda dava bulu-
nan ve gıyabi tutuklu ola-
rak aranan, TBMM üyele-
rine yönelik küfürleriyie
anımsanan kapatılan
RP'nin milletvekilleri Şev-
ki Yıhnaz ile Mesih oldu-
ğunu iddia eden Uasan
Mezarcı da Şartlı Salıve-
rihne ve Cezalann Ertelen-
mesine Dair Yasa'dan ya-
rarlandılar.
Eski Rize Milletvekili
Yılmaz yaptıgı bir konuş-
mada, eski Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Yekta Gûn-
gör Özden in kişilik hakla-
nna hakaret ettiği gerekçe-
siyle 4 yıla kadar hapis is-
temiyle Ankara 21. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde gıya-
bi tutuklu olarak yargılandı-
ğı davada, aftan yararlandı.
21. Asliye Ceza Mahkeme-
si Yargıcı AB Erkınnç, du-
ruşma savcısırun da görüşü
doğrultusunda, Yıhnaz'ın
TCY'nin "hakaret" fıilini
düzenleyen 480. maddesi-
ne muhalefetten yargılandı-
ğını, bu suçun da af kapsa-
mında olması nedeniyle sa-
nığm davasının 5 yıl sürey-
le ertelendiğini bildirdi.
Yıhnaz'ın, erteleme konu-
su cürüm ile aynı tür veya
daha ağır cezayı gerektiren
bir suç işlememesi duru-
- munda davanın 5 yıl sonra
ortadan kaldınlacağına işa-
ret eden Erkılınç, sanığm
gıyabi tutukluluğunun bu
davadan kaldınhnasına da
karar verdi.
Yurtdıştnda bulunan ka-
patılan RP'nin milletveki-
li Hasan Mezarcı da ceza-
evinden gönderdiği mek-
tupta, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin 9. Cumhurbaşkam
Süleyman Demirel'e gıya-
bmda hakaret ettiği gerek-
çesiyle yargılandığı dava-
da, aftan yararlandı. Me-
zarcf nın, 21. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde, 3 yıla ka-
dar hapis cezası istemiyle
gıyabi tutuklu olarak yar-
gılandığı dava ertelendi.
Hakkındaki gıyabi tutuk-
lama karan bu davadan
kaldınlan Mezarcı, aynı
tür veya daha ağır bir suç
işlemezse 5 yıl sonra dava
ortadan kaldınlacak.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
m.kart@superonline.com.tr
milletvekilleri, "kapsamıngeniş-
leme kaygısınr kendilerinin de
taşıdığını, aynca yasanın iptali
durumunda "Necmettin Erba-
kan'uı hapse gjrmesine onay ve-
ren taraf" olarak görünmeyi ka-
bul edemeyeceklerini belirttiler.
Afiatepkilersûrûyor
Kamuoyunda af yasası olarak
bilinen Şartlı Salıverme ve Ceza-
lann Ertenlenmesi Yasası'na tep-
kiler sürüyor.
Bağdat Caddesi'nde meydana
gelen trafik kazasında kızı Selin
Uras'ı yitiren Boray Uras, ya-
sayı eleştirdı ve "Cenazeyi
ikinci kez Köşk'ün kapısma
bu-akülar. Cumhurbaşkanı
Sezerneyapacak?Tabfi ki ce-
nazeyi gömecek" dedi. Uras,
hükümet partilerinin de ya-
sayla ılgıli eleştırilen olduğu-
nu anımsatarak yasayı hükü-
met ile halk arasına konmuş
bir ~el bombasına" benzettı.
Uras, "Bu d bombasının üze-
rineyatması için de Sayın Se-
zer'i göre\iendirdiler" diye
konuştu. Af konusunun bir
daha gündeme gelmemesini
dileyen Uras, "Hükümhı Re-
habititasyon Vakfi kurulma-
sını, "Hükünüü İzteme Ku-
nımıT oluşturulmasım ve
Trafik Yasası'nın çıkarüma-
sını istedi. Bundan sonra
TCK'de tüm reformlann ger-
çekleştirihnesı gerektiğini
söyleyen Uras, "Ya suçlan
suç oimaktan çıkarsmlar ya
da asiave asla affedilmeyecek
şekilde düzenlesinler" dedi.
'Af değfl gaf yasaa'
Tüm Belediye ve Konut
tşçilen Sendikası Genel Baş-
kanı Muzaffer Ünlü de af ya-
sasını "gaf yasası'' olarak ni-
teleyerek yasayla, adam öl-
dürenlerin, karillerin, çetele-
rin affedildiğini, yazanlar ve
konuşanlann içerde kaldık-
lannı söyledi. "Hükümet,
'Tecavüz ettin, neden öldür-
medin" diyerek imanbın ce-
zalandmruştır*' diyen Ünlü,
milletvekillerinin yasanın ip-
tali için Anayasa Mahkeme-
si'ne başvurmalan gerekti-
ğini belirtti.
'Andıç' belgesi, Gazeteciler Meclisi Girişimi'nin düzenlediği toplantıda tartışıldı
Gazetecflere örgiidemne çağrısı
İstanbul Haber Servisi - Mıllı-
yet Gazetesi Yazan ve Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti Yönetim
Kurulu üyesi Umur Talu, Türki-
ye'de gazetecilerin kendilerine
verilen bilgiyi sorgulamadan ha-
ber olarak verdiklerini belirterek
"Çoğu meslektaşumz devletin,
işadamlaruun ya da poutikacua-
nn mesaj taşıyıcısı oldu" dedi.
Gazetemiz yazan Aydın Engin de
gazetecilerin örgütlenmesınin
önemıne dikkat çekçrek "andıç-
lanmamış" gazetecılere örgütlen-
me çağnsı yaptı.
Genelkufmay Başkanhğı bün-
yesinde hazırlandığı öne sürülen
ve bazı gazeteciler ile bazı sivil
toplum örgütü lideTİerinin say-
gınlığının düşürühııesını amaçla-
yan "Andıç" adlı belge, Gazete-
ciler Meclisi Girişimi tarafından
Muammer Karaca Tiyatrosu'nda
düzenlenen toplantıda tartışıldı.
• Milliyet gazetesi yazan Umur Talu, aldıklan bilgileri
sorgulamadan veren "mesaj taşıyıcı gazetecilerin"
oluştuğuna dikkat çekti. Gazetemiz yazan Aydın Engin
ise gazetecilerin örgütlenmesinin önemini vurguladı.
Toplanüyı yöneten gazetemiz ya-
zan OralÇabşlar, cezaevlerinde-
ki ölüm oruçlannı sonlandınnak
amacıyla gerçekleştirilen "Haya-
ta Dönuş" operasyonuyla ilgili
gazetelerde yer alan haberleri şaş-
kınhkla izlediğini belirtti. O^e-
rasyonun başladığı saatlerde Bay-
rampaşa ve Bartın cezaevlerinde
kalan iki örgüt lideri arasmda ya-
pıldığı öne sürülen telefon görüş-
mesinin bant kayduun basın men-
suplanna verildiğini anımsatan
Çalışlar, "Biz Ba\rampaşa Ceza-
evin'e girdik. Cezaevinin içindevie
çevTesinde cep telefonlan çahşnu-
yor. Çünkü, kurutan elektronik
astem buna izin vermiyor. Haber
yayunlanırken bunu sorgulavan
otanadı'' diye konuştu.
Umur Talu da konuşmasında
devlet, işadamı, poh'tikacı gibi et-
kili çevrelerden verilen bilgileri
sorgulamadan veren "mesaj taşı-
yıcı gazetecilerin" oluştuğuna
dikkat çektı. Talu, mesaj taşıyıcı-
lığın "meslekte yüksebnenin ve
ryipara kazanmanm" başlıca kıs-
tası olduğunu kaydetti.
Sermaye yapısı sağlam gazete-
lerin dış baskılara karşı daha di-
rençli tavırlar sergilediğini anla-
tan Umur Talu, Sabah gazetesi
yazarlan Mehmet An Birand ve
Cengiz Çandar ın işlerine son
verihııesini sağlayan baskılann
Milliyet gazetesine de yapıldığı-
m, ancak gazetenin o günkü yö-
netıcılennın bu baskılara daya-
nabildiğini kaydetti.
Ilıcak: Çözflm sendika
Andıç adlı belgenin açığa çık-
masını sağlayan gazeteci kökenli
FP İstanbul Milletvekili Nazn Ih-
cak, basına yönelik baskılann ön-
lenmesının tek yolunun basında
sendıkalaşmayı yeniden sağla-
mak olduğunu söyledi. Ihcak, ba-
ğımsız bir yazıişlerinin ancak
sendikal örgütlülük ile korunabi-
leceğının altıru çizdi.
Andıç belgesine yöneük yazı-
sı yayırnlanmayan, ardından işi-
ne son verilen gazeteci Cengiz
Çandar ise Sabah yöneticilerinin,
kendısine Mehmet Ali Birand 'ın
işine son vermek zorunda kaldık-
lanru, kendısine yönelik de aynı
baskılann olduğunu ancak kendi-
si için direneceklerini söyledikle-
rinianlattı.
IRMIKIAYDEV ENGİN aengin@doruk.nettr
önceki gece 100'e yakın
gazeteci Beyoglu'nda bir ti-
yatro salonunda bir araya gel-
di. Gazeteciler Meclisi Girişi-
mi'nin örgütlediği toplantıda
şu ünlü 'andıç' konusu tartışı-
lacaktı.
Cümle 7c//' diye bitti. Gerçi
'andıç' da tartışıldı. Ama tar-
tışma 'and/ç'layetinmedi. Ye-
tinemedi. Cezaevlerindeki
ölüm oruçlan ve onu izleyen
'müdahaleler' tartışma gün-
demine oturdu.
Galiba bugünlerde, değil
'andıç' gibi medya etiği
(etik=ahlak) ile dolaysız ilişkili
birkonu, zeytinyağlı pırasata-
rifi bile konuşulsa, söz dönüp
dolaşacak ölüm oruçlarına,
cezaevlerinde ateş toplanna
dönen genç kadın ve delikan-
lılara gelecek.
Cezaevi olayları Türkiye'yi
sarstı, salladı.
Düne kadar üstünde durul-
mayan, önemsenmeyen, gün-
cellik tanınmayan pek çok
kavram, özellikle mesleklerin
etik ilkeleri tartışılıyor, sorgula-
nıyor.
Hekimler arasmda 'tıp etiği'
şaşılacak kadar yoğun tartışıl-
makta. Çok küçük bir dilimi
Tırmık'a da yansıdı. Elektronik
Meslek Ahlaklan Sorgulanırken...
ortamda tartışmanın boyutu
çok daha geniş sınıriara yayıl-
dı. Sanınm önümüzdeki gün-
ler, haftalarda 'tıp etiği' tartış-
ması daha da zenginleşerek,
boyutlanarak, derinleşerek
sürecek.
lyi olacak. Bu tartışmalar-
dan hekimler, hekim örgütleri
kazançlı çıkacak.
Tartışan salt hekimler değil.
Hukukçular da benzeri tar-
tışmalann içindeler. Hukukçu-
nun, 'yurttaş' kimliği ile yakın
olduğu, hatta belki de üyesi
olduğu birörgütle 'avukat ola-
rak ılişkisi'n\n sınırlan ve ilke-
leri tartışılmakta.
Bundan hukukçular, hukuk-
çu örgütleri, barolar kazançlı
çıkacak.
• • •
Ya medyada?
Orada durum biraz kanşık.
Medyanın en tepesınde yer
alan kimileri için bir 'gazeteci-
lik etiği' tartışması zaten yok.
örneğin Çevik Bir ve Erol
Özkasnak damgalı 'andıç're-
zaletini gönüllü olarak gazete-
lerinin manşetine taşıyan; an-
dıçta adı geçen meslektaşla-
nnı timsah gözyaşlan dökerek
(hatta onu bile dökmeksizin)
kapının önüne koyanların ah-
laki endişeleri ile medya
emekçilerinin meslek ahlakı
üstüne endişeleri, değelerlen-
dirmeleri birbirine taban taba-
nazıt.
Örneğin 'andıç' rezaletinin
medyadaki elebaşısı konu-
mundaki iki yönetici, Gazete-
ciler Cemiyeti üyesi bile değil.
Onlar meslek örgütü olarak
TÜSİAD çatısı altında yer al-
mayı yeğlemişler. Dolayısıyla
onlann ahlaki yönelimlerini ga-
zeteciler değil, TÜSlAD'çılar
sorgulasın.
Ama yazın sıcağında, kışın
ayazında sırtında kamerası,
elinde kâğıt kalemi, mikrofo-
nu, fotoğraf makinesi ile haber
peşinde koşan kadın erkek,
genç yaşlı haberciler; yazdık-
lan köşeyi babalannın tapulu
mülkü değil, okuyucudan
emanet alınmış alanlar olarak
gören yazarlar, önüne çıktıkla-
n kameranın sorumluluğunu
sürekli duyan ve taşıyanlar;
yani gazeteciler, bugünlerde
kendileriyle ve meslekleriyle
çok ciddi, çok yakıcı bir he-
saplaşma, kendilerini ve mes-
leğin temel ilkelerini çok ciddi
bir sorgulama içindeler.
Aynntılan uzun sürer. Ama
önceki akşam, cezaevlerinde-
ki çatışmalarda yağmur altın-
da, itilip kakılarak kapı önle-
rinde haber kovalayan genç-
lerden haberi gazetenin sayfa-
sınayerieştiren, başlığını, spo-
tunu çıkaran, ekranda sırala-
mayı saptayan, görüntüyle
sözleri birleştiren editörtere,
köşelerinde olup bitenleri yo-
rumlamaya çalışan yazarlara
kadar 'sahici gazeteciler'in
meslek etiği sorgulamalann-
dan bir iki örnek aktarmama
da izin verin:
"Bayrampaşa'da beş mah-
kûm kendiniyakarak öldürdü "
diye haber yapıldı. Beş tutuk-
lu ya da hükümlünün 'kendi-
lerini kendilerinin' yaktığını
gören oldu mu? Olmadıysa
haberi dolaysız tanık gibi ak-
tarmak, meslek etiğinin çiğ-
nenmesi değil mi? Haber
"Adalet Bakanı bugün saat
15.00'te yaptığı açıklamada,
Bayrampaşa Cezaevi'ndeki
beş mahkûmun kendilerini
yakarak öldürdüklerini söyle-
di'den ibaret değil miydi?
Bir örnek daha:
Haber şöyle çıktı: "Ümrani-
ye Cezaevi'nde kendini ateşe
veren bir mahkûm askeriere
doğnı koşarken vurularak öl-
dürüldü. "Ama aynı haberzin-
cirinde, Ümraniye'deki mah-
kûmlarla jandarmalar arasm-
da herhangi bir sıcak temas
olmadığı da defalarca yinelen-
di.
Eee? O zaman kendini ate-
şe veren mahkûm, askeriere
doğru nasıl koştu? Diyelim
koştu ya da koşmadı. Ama ce-
zaevinin üç kilometre dışında
tutulan haberciler bunu gör-
medi. Öyleyse haberi de bu
gerçeği gözeterek vermek zo-
runda değiller miydi?
Bu ve benzeri örnekler tar-
tışıldı.
•••
Türkiye'de cezaevi direniş-
leri ülkeyi sarstı, salladı. Pek
çok meslek erbabı bu bağ-
lamda meslek etiğini tartış-
mak zorunda kaldı.
lyi oldu.
Biz de tartıştık, tartışıyoruz,
tartışacağız.
Yaşam ne kadar öğretici...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Kuşatma
Sabahtan sulu kar serpiştirdi...
Gökyüzü gri yalnızlığın içindeydi. Evlerin
çatılanndan kuşlar havalandı...
Son bir haftadır yaşananlar karşısında kah-
roluyor, Türkiye'de giderek 'siyah-beyaz' fo-
toğraflara baktıkça yüreğiniz daralmıyor mu?
Çaresizliği giderek hissediyorsunuz!..
Insanlar tedirgin!..
Cezaevleri, af, sosyal adalet, eğitim, de-
mokrasi, asgari ücret, işsizlik!..
Peki cumhuriyetin temel yasalan nerede?
Tüm cumhuriyet kurumlanna sırt çevrilmiş,
Server Tanilli'nin sık sık değindiği gibi dev-
let hukuktan soyutlanmış; mafyalar, çeteler
devletle iç içe girmiş...
Elimde Server Tanilli'nin iki kitabı var: 'Dev-
let ve Demokrasi', 'Strasbourg Yazılan'.
Odanın içinde gidip geliyorum...
Hüznün çoğaldığı bir gün yine başladı.
Biryadsınmaz korkuyu yenecek, aşkın gü-
zelliğini anlayacak, nefretle yırtılan yürekleri
birleştirecek, yaşama hakkını kutsal sayan
birdüşünceyi pekiştirecek günleri yakalaya-
bilecek miydik?
Biliyorum, umutlann tükendiği mevsimler-
de, insanoglunun daha dirençli olması gere-
kir!..
Bakıyorum, toplum küçüğünden büyüğü-
ne dirençsiz, toplumun bireyleri kendilerini
anlatamamaktan rahatsız!..
Beyoglu'nda Mis Sokak'ta göstericileri dö-
ven, üzerlerine panzerlerle su sıkan polis acı-
masız!
Polisin elinden kurtulup Tarlabaşı'nda ban-
kaları, mağazaları taşlayan, cam çerçeve in-
diren gruplara ne diyeceğiz?
Sevgisiz bir toplum olduk!..
Teröre alkış tutmayı kimi zaman solculuk,
kimi zaman devrimcilik sandık; yaşamın o
türkülü çiçekli dallannı, umudun rüzgârını ya-
kalamaya çalışmadık...
•••
Server Tanilli, "Ne yapmak gerekir" deyip
soruyor:
"Cumhuriyet'in temel yasalanna dönüp
onun 'onsuz olmaz' kararlarını yeniden
ayaklar üzerine dikmek 'mazlum milleti' sö-
mürülmekten kurtarmak; devleti hukukla,
demokrasi ve insan haklarıyla donatmak;
eşitliği, kardeşliği, banşı ilan etmek; 'ışıklar
sönmeyecek' deyip, kan, acı ve gözyaşına
son vermek...
Çözüm bu!
Sorvn varsa çözümü de var mutlak!..
Uzatın ellehnizi böyle bir Türkiye için!.."
Tutuculuk ve gericilik hemen 1950'lerin
arkasından Milli Eğitim'e el atılarak başlan-
dı, bu kale ele geçirilince aydınlığın önüne
yıgınak yapılmaya başlandı...
Devlet erki tutuculuk ve gericilikle tam 50
yıldır beslenmiyor mu?
Deniyor ki:
"Devlet faşist!"
O zaman bir soru:
"Bugün Türkiye'de MHP, RP, DYP,
ANAP'ın toplam oyu yüzde kaç?"
Imam hatip liselerinden mezun olanlar bu-
gün savcı, yargıç, mühendis, kaymakam
olarak Türkiye Cumhuriyeti'nde görev yapı-
yorlar...
Sosyal demokrat oylar 65 milyon nüfuslu
Türkiye'de niçin yüzde 30'u aşamıyor, hiç
düşündünüz mü?
Solu olmayan bir ülkede eşitliği sağlamak
zordur...
Bunu ben değil, aklı başında sanayiciler ve
işadamları söylüyor!..
•••
Türkiye iç ve dış kuşatmayı yarmak zorun-
dadır...
Artık hüzünler bitmeli, sevinçler başlama-
lıdır!..
Unutmayın, bir yorgun ceviz ağacı düşler-
imizi başka zamanlara taşır, denizlerdeki fır-
tına sevdanın buluştuğu son yerdir...
Odanın içinden çıkıp terasa doğru yöne-
liyorum...
Sulu kardindi...
Evlerin çatılarında kuşlar da yok!..
Yapraklan sonsuza dökülen bir günün or-
tasındayız!..
Sinirlerimiz gerili!..
Yüreğimiz buruk!..
Ne olursunuz ölümlere alkış tutmayalım,
acılanmızı kendi siyasi çıkarlarımız için kul-
lanmayalım...
Ne olur!
rükmetcetinkaya v; cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ilgılenmedı; on dört yaşmda
yaşamın kırli sulannda yok olup gıttı..
Sisli ve soğıüc bir Diyarbakır akşamıydı. Karanlığın gn gölgesi
evlenn, caddelerin, sokaklann üzenne dûşüyordu...
^Cumhuriyğt Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No:39/41
V krtap kulûbû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel. (212)514 01 96