25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 ARALIK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Fark ne? Abant Izzet Baysal Üniver- sitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. FarukGüçlüyıllardır muhasebeyle, vergiyle, def- terlerle haşır neşirdir. "Eski- den" diyor, "bankaiar silahlı soyguncularca soyulur, ada- let de soygunculan en ağır ce- zalara çarptınrdı. Zaman değiş- ti, şimdiki soygunlar silahsız yapılıyor..." Güçlü, biraz geç- mişi kurcalayıp soruyor: "Son 2Oyılda sayılan otuza yaklaşan banka batınldı. Bankalan ba- tıranlar, yani bankalan soyan- lann arasından başbakan eşi çıktı, bakan çıktı, milletvekili çtktı. Peki, bunlann silahlı ban- ka soygunculanndan fark ney- di?" Devletin yeni vergiler koy- masına da anlam veremiyor Güçlü: "Son bütçe tasansının yaklaşıkyüzde 35 7 faiz ödeme- lerine gidecektir. Kim, niçin bu kadar fazla borç yapmıştır?Alı- nan borçlar nerede kullanıl- mıştır? Son 20 yılda ülkemizi bu kadar borç altına sokan ne gibi yatınmlar olmuştur?" Zor sorular. Yanıtlayan beri gelsin... ISIK KANSU ankc t.net.tr. Içte, batırılan bankalarla 11 milyar do- lar hortumlanıyor. Ya dışta?.. Birkaç gün içinde yaklaşık 7 milyar dolarlık yabancı kö- kenli sıcak para Türkiye'den kaçırılıyor. Yandık, bittik, borsa durdu, piyasa perişan derken IMF, Dünya Bankası, dış finans çevreleri imdada yetişiyor. 10 milyar do- lar vereceklermiş... Kara gözümüze, kara kaşımıza değil elbette. Adı üstünde: Ser- best piyasa. Her şeyin bedeli var. Bedel ne? Telekom'u, THY'yi satacaksın. Enerjiyi üre- timinden dağıtıma piyasalaştıracaksın. Te- lekom'un yüzde 33.5'lik bölümünün satı- şı bir diyet. TBMM'ye gönderilen Elektrik Piyasası Yasa Tasansı da bir bedel öde- me. Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merke- zi Vakfı geçenlerde çağn yayımladı. Doğal olarak, bildiriyi medyadaduyuran pek çık- madı. Herzamankı gibi duymazlıktan ge- lindi. Çağrının tam metni şöyleydi: "Son günlerdeki olaylaha açıkça görûl- düğü gibi, Türkiye ağırbir ekonomik ve si- yasal kuşatma altındadır. Dış finans çevre- leriyle yabancı korsan fonlann para çekiş- in çağnsıleh ile başlatılan yapay krizin yarattığı pa- nik ve tehdit iktidar üzehnde etkili olmuş; ekonomiyi çökûntûye sürûkleme şantajı, ül- ke yöneticilerini, en önemli ulusal variıkla- n elden çıkarmayı kabule zohamıştır. Türkiye'den bugûne kadar aldıklan ile yetinmeyen Dünya Bankası ve Uluslarara- sı Para Fonu, süre ve içerik belirieyen ül- timatom niteliğindeki baskılaria, son ola- rak Türk Telekom ve Türk Hava Yollan gi- bi en değerii ulusal variıklan yabancılann yönetimi altına sokacak satışlan ve kamu- sal elektrik sektörünün hızla özelleştirme- sini kabul ettirmişlerdir. Türkiye, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde bile görül- meyen birdış yönlendinne çemberine gir- miştir. İktidar, uluslararası ilişkilerde oidu- ğu gibi, ekonomikpolitikalannda da bu ku- şatmaya boyun eğmiş durumdadır. Çemberi kıracak ve talanı durdurabile- cek Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkeme- si ve Danıştay ve idare mahkemeleri gibi makam ve kuruluşlar ise, sanki karariany- la yapay krizin gerçek ekonomik çöküntü- ye dönüşmesinden sorumlu tutulabilecek- lermiş gibi, ağır birmanevi baskı altına so- kulmak ve sindirilmek istenmektedir. Bu durumda, Türkiye'nin kamuişletme- lerine sahip çıkmak, onlan geliştirip daha da verimli kılmak amacıyla kumlmuş bir vakfın yönetim kurvlu olarak bizler, bu ku- şatma ve talan girişimleri karşısında, 65 milyonluk koskoca bir toplumun sessiz ve seyirci kalamayacağına inanıyor; Meclis içindeki ve dışındaki siyasal partilerin üye- lerini, üfıiversiteleri, işçi sendikalanyla mes- lek kunjluşlarını, tüm demokratik kitle ör- gütlerini, medya organlannı veyurttaşlık bi- linci taşıyan herkesi, cumhuriyetin değer- ii variıklanna kanat germeye, aynı bilinci ta- şıyan görevlilere destek olmaya, sorumlu- ları uyarmaya ve yasalyollardan gösterile- bilecek bütün tepkileri olanca güçleriyle göstermeye çağınyoruz. Çünkü Türkiye buna layık değiîdir." Duyduk ki, KlGEM'in çağrısına uyup el- lerinden geleni yapabilmek için vakfa baş- vuranların sayısı artıyormuş. Kötümserlığe yer yok. Şimdi görev za- manı. Geçen yıl aynı günlerde kontrollü dö- viz politikasına geçildiğinde Prof. Dr. Abdülkadir Ateş köşemize yaptığı yo- rumda, "Bu uygulama, 24 Ocak karar- lannın, liberal politikalann ve Özalizmin iflas ettiğinin kanıtıdır" demişti. Aradan bir yıl geçti. Her ne kadar "Yelkenler fo- ra, iyiye gidiyomz" filan denilse de, eko- nomide yine dibe vurulduğunun resmi ile karşı karşıyayız. "Abdülkadir Ateş bu kez ne der?" diye çevirdik telefonun numaralannı: - Hocam, geçen yıldan bugüne ne Bir yıllık değişimdeğişti? - Ne değişecek ki... Bir tren daha ka- çınldı. Kontrollü döviz politikası toplum yaranna kullanılabilirdi. Işsizlere iş ya- ratılabilir, bölgeler arası dengesizlikler giderilebilir, gelir dağılımı düzeltilebilir- di. Bu olanağı da elimizin tersiyle ittik. Yerine ne yaptık? IMF'nin istemleri doğ- rultusunda, globalleşme adına, sade- ce Türkiye'nin daha çok ithalat yapma- sına hizmet ettik. Vardığımız nokta or- tada: Dünya para piyasalannın, para lordlannın keyfine teslim olduk... - Hocarn, ne olacak halimiz? - Ne olacak ki... Önümüzdeki milli gelirimizde yüzde 5'lik bir düşüş yaşa- nacak. Yoksullaşacağız... - Nasılyani hocam? - Milli gelirimiz kişi başına ortalama 2800 dolar. Bundan yüzde 5 düşece- ğiz. Kişi başına yaklaşık 2700 dolara ine- cek milli gelirimiz. Ancak yatınmlann durması sonucu işsizlik artacağtndan, işsiz insan ve onun ailesi için kişi başı- na düşen gelir 2700 dolar da değil, sı- fır olacak, srfjr... - Sıfın tükettikmidiyorsunuz hocam? - Biraz öyle. Ancak kimilerine bakar- sanız program çok iyi gidiyor. Başba- kan da, "Sana inanmıyorsanız, gidin IMF'ye sorun" diyebiliyor. Türkiye'ye, mantık ve kadro değişikliği gerekiyor açıkçası... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL 2000 Yılı Bağ-Kur en az ve en çok yaşhlık aylıkları 4447 sayılı Sosyal Güvenlik Reformu Yasası. SSK'nin yani sıra Bağ-Kur'un malullük, yaşhlık ve ölüm ayhklannı (dul ve yetim ayhklan) da TÜFE'ye (tüketici fiyat endeksi) bağladı. Bağ-Kur Yasası'nın "Yaşlılık Ayhğının Hesaplanması" başlıklı 36. maddesi değiştirilerek Ocak 2000'den geçerli olarak bağlanan malullük, yaşhlık ve ölüm aylıklan artışında katsayı ve gösterge sistemi terk edilip TÜFE uygulamasına geçildi. Bu değişiklikle, Bağ-Kur Yasası kapsamındaki sigortahlara bağlanan "yaşhlık, malullük ve ölüm aylıklannın, her a$ bir önceki aya göre Devlet Istatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatlan endeksindeki değişim oranlan kadar" artınlması kurah getirildi. Arahk 1999 ile Kasım 2000 arasındaki TÜFE artışlan göz önüne ahnarak Ocak-Aralık 2000 arasındaki aylık artışlan her ay TÜFE oranına göre hesaplandı. TÜFE'ye göre Ocak-Aralık 2000 için hesaplanan en az ve en çok Bağ-Kur yaşhlık ayhklan: BAĞ-KUR (2000 Yıh En Az Yaşlıhk Aylığı) (1. Basamak %70 Oran) Aylar Ocak Şubat Marl Nisan Mayıs Hazıran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam Ortalama Artış % %5.90 %4.90 % 3.70 %2 90 % 2.30 % 2.20 % 0.70 %2.20 % 2.20 % 3.10 % 3.10 % 3.70 %36.90 % 3.08 TL 2.316.930 2.037.760 1.614.114 1.311.925 1.070.667 1.047.671 340.683 1.078.214 1.101.935 1.586.887 1.636.080 2.013.276 17.156.142 1.429.679 Yeni Aylık 41.586.930 43.624.690 45.238.803 46.550.728 47.621 395 48.669.066 49.009.749 50.087.964 51.189.899 52.776.786 54.412.866 56.426.142 587.195.018 48.932.918 Sosyal Yar. Zammı 5.850.000 5.850.000 5 850.000 5.850.000 5.850.000 5.850.000 5.850.000 5.850.000 5.850.000 5 850.000 5.850.000 5 850.000 70.200.000 5.850.000 Toplam Aylık 47.436.930 49.474.690 51.088.803 52.400.728 53.471.395 54.519.066 54.859.749 55.937.964 57.039.899 58.626.786 60.262.866 62.276.142 657.395.018 54.782.918 BAĞ-KUR (2000 Yıh En Çok Yaşlılık Aylığı) 024. Basamak %90 Oran) Aylar Ocak Şubat Mart Nısan Mayıs Hazıran Temmuz Ağustos Eylul Ekım Kasım Aralık Toplam Ortalama Arbş % %5.90 %4.90 % 3.70 % 2.90 %2.30 %2.20 % 0.70 % 2.20 % 2.20 % 3.10 % 3.10 % 3.70 %36.90 %3.08 TL 13.738.032 12.082.716 9.570.744 7.778.945 6.348.424 6.212.071 2.020.053 6.393.178 6.533.828 9.409.306 9.700.994 11.937.543 101.725.832 8.477.153 Yeni Aylık 246.586 032 258 668 748 268.239.491 276.018.436 282.366.861 288.578.931 290.598.984 296.992.162 303.525.989 312.935.295 322.636.289 334.573.832 3.481.721.049 290.143.421 Sosyal Yar. Zammı 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 4.500.000 54.000.000 4.500.000 Toplam Ayhk 251.086.032 263.168.748 272.739.491 280.518.436 286 866 861 293.078.931 295.098.984 301.492.162 308.025.989 317.435.295 327.136.289 339.073.832 3.535.721.049 294.643.421 Mahalle evinden Rrfat llgaz Şiir Kastamonu'da Cebrail Mahallesi'nde bir 'mahalle evi' oluşturulmuş. Mahalle evinde kadınlara anne ve çocuk sağlığı danışmanhğından tutun, çocuklara drama çalışmalarına değin birçok etkinlik gerçekleştiriliyor. Mahalle evinin Türk halk müziği korosu var. Müzik dinletileri yapıyorlar, şiir günleri, öykü günleri düzenliyorlar. Mahalle evi, hemşerileri Rrfat llgaz ın anısına da bir şiir ödülü koydu. Seçici kurulunda Hüseyin Atabaş, Tuncer Uçarol, Şükran Kozalı ve Betül Tarıman bulunuyor. Yarışmaya 25 yaşın altındaki genç şairler, daha önce yayımlanmamış ve ödüllendirilmemiş beş şiirie katılabilecekler. Son katılım tarihi 1 Nisan 2001. Sonuçlar Mayıs 2001 'de açıklanacak. Rrfat llgaz Şiir Ödülü ile ilgili geniş bilgi için 'Mahalle evi, Cebrail Mahallesi, Şehitlik Sokak No: 3 Kastamonu' adresine ya da 0 366 214 82 28 numaralı telefona başvurulabilir. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgecûı yahoo.com KlM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakOı turk.net hiç dujonmOyoır'um. Sadece (fe-nink cs/ene KEDt LEVO APTÜUKA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAU 18 Arahk ITALYAN KULTUR MERKEZİ Meşrutıyel Cad. 161 Tepebası Tel: 293 98 48-251 89 6 9 İTALYAIUCA DİL KURSLARI O8 OCAK - O l IMİSAIM HAFTADA 2 GÜN Pazartesi • Çarfamba veya Salı - Perşembo 11.00-13.00/ 15.00-17.00/ 17.00-19.00/ 19.00-21.00 AYRICA Cumarfesi: 11.00-15.00 veya 16.00-20.00 Pazar: 11.00-15.00 İLERİ SEVİYE1ER İÇİN Haftada 1 gün ikişer saat konvşma ve kühür sanat kvrslan Koyrttor I t Aralık 2000- 06 Ocak 2001 araıı saat 09.00-19.00 oran 2 Ade» Fotoğraf ve Kurs Ücreti 95.000.000 TL İle Mûrocat SASKINUK YARATANFOSIL"BOZCr 1%8'OCSÜ6ÜV,Agi>'O£,BBRNARDHEUVSLiUAHS VBIVAN T. SANDEKSON APU ANTROPOİJO&L4R, r4&HÖHC£S7/VE Air SİK İNSAN FOSİLİ SOROÜ. KENDtUİ ZOOLOŞ OLAKAK TAAJI- TTIN FKANK HANSEU, SU FOSİLİ 0İR KAgAt/AHM KOBJYOG. PARA KARŞlUĞt GOS7Ee/YOBIXJ: İKI ANrtZOPOLCĞU 6ÖISPÜKLEIZ.I FOSk. ŞASKJNU&A USGArM/STr. Bfo SU2UN İÇIUPE BOZIILMAOAM YATAN BU YAGAriK, MAYMUNLA İNSAN AgAS/VPAKİ EVRİM ZİfJCİBİfJİN EKSİK HAUCASl 6İBl YDİ. FOSİLİ UZUN U2UN İNCELEYİP FOTO&OAFLAia- Ml Ç£t37i££. FOS/L/H SAHTE OCAMtfACAS/AJA AiA&HZ VERİP, UNİVE&SİTEDE KÖUT6EN FİLMİNİKI ÇEKİLME- SİNİ ÖNEHPİLeg, AMCAK., FOSİÜN SAHİBİ SUNA KAH- Şl ÇtlOl.BAS/tJPA OLAYIN DUYULMASINIM HEMEN AZPlNPAU, "BOZO'ADI VEZlLSM FOSlL KAHIPlABA IMll- $ACAK,FBI ARAÇMlMASl ŞlLB SONUÇSU2 KALACAKTIL ANKARA 5. AŞLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN l997/820Esas Davacı Şark Sigorta T.A.Ş. vekili tarafından davalılar Hasan Kaya, Nurettin Baynal, Topaloğlu Turizm Emlak Taşunacılık Gıda Ltd. Şti. aleyhine mahkememize açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Bilinen en son adresleri, Süray Tesisleri Mobil Istasyonu AkdağmadeniyYozgat olan davah Hasan Kaya (îşleten), 12. Cad. 21. Sokak No: 13/B Demetevler/Ankara olan davah Nurettin Baynal'ın ve Karakum Mah. 29. Sokak No: 47 Hasköy/Ankara olan davalı Topaloğ- lu Turizm Emlak Taşımacılık Gıda Ltd. Şti.'ye dava dilekçesi tebliğ edılememiş, Emniyet araştırması sonucu da adresleri tespit edile- memiş olnıakla, adı geçen davahlann dunışma günü olan 29.1.2001 günü saat 10.35'te mahkememızde hazır bulunmalan veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmeleri hazır bulunmadıklan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde yargılamaya yokJuk- lannda devam olunacağı ve gerektiğinde hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. 6.12.2000. Basın: 76029 GÖRÜŞ UĞUR CANKOÇAK Sen Ummaya Devam Et Türkiye'nin büyük illerinin tümünün sokakla- rında ellerinde tabancalar "Kana kana, intikam" diye slogan atan polisler dolaşıyor. Beylerimiz de bu işe şaşıyorlar... Kimi yazar takımıyla, politikacılar "Polisin hak- lı şikâyetleri varama bunu ifade edişleri hatalı" di- ye ahkâm keserken Başbakan da "Umanm bir da- ha olmaz" diye dua ediyor... Ecevit önceki baş- bakanlıklarının birinde de "Işkenceyi kimi eğitim- siz polisleryapıyor, münfent olaylardır, sistematik değiîdir, polisleri eğiteceğiz" demişti. Demişti de- mesine de Istanbul Cağaloğlu'nda başlayıp Emi- nönü'ne kadar süren bir yürüyüşle polislerden yanıt gelmişti: "Kahrolsun insan haklan..." Polisin yargısız infaz, işkence, göstericilere cop- lasaldırı gibi heryasadışı eylemin sonunda, gel- miş geçmiştüm Içişleri Bakanları "Polisimizin ça- lışmalan her türiü takdirin üzerindedir" diye arka çıkmayı âdet edinmemişler miydi? Hakkında, yargısız infaz yaptığı gerekçesiyle suç duyurusu yapılmış onlarca polis, terfi ettiri- lerek emniyet müdürü, vali, milletvekili hatta ba- kan yapılmamış mıydı? Işkenceyle suçlanan polislere mahkeme tebli- gatı bir türlü yapılamamış, yargılanmak yerine gö- revlerine (!) devam etmemişler miydi? Gaziosmanpaşa katliamı TV kameralannda açık- ça görüldüğü halde, 17 kişiyi öldüren polisler bu- lunmuş muydu? İşkence ya da yasadışı eylemi olan binlerce po- listen -artık kör kör parmağım gözüne- sadece bir- kaçı (örneğin Manisa davası) mahkemeye çıka- nlmamış mıydı? Birzamanlar milletvekili olan Mustafa Sangül, 1 Mayıs günü Taksim Anıtı'na çiçek koymak is- teyince polislerce engellenmiş, Sarıgül, "Ben mil- letvekiliyim" deyınce polisten "Senin gibi millet- vekilinin anasını avradını s im" şeklinde yanıt almamış mıydı? Kızılay Meydam'nda milletvekili Salman Kaya, bizzat Ankara polis müdürü tarafından evire çe- vire dövülmemiş miydi? Bütün halkımız gibi yet- kililer de TV'den olayı izlememişler miydi? HEP Genel Başkanı, milletvekili Fehmi Işıklar ile beş milletvekili Batman'da polislerce hastane- lik olana dek dövülmemiş miydi? Milletvekillerini döven polislerin hiçbiri hakkın- da soruşturma yapılmadı. Işini ciddiye alan TBMM İnsan Haklan Komis- yon Başkanı Sema Pişkinsüt'ü görevinden apar topar DSP Genel Başkanı Ecevit almamış mıy- dı? Emniyet müdürlüklerinin beşinci, altıncı kat pen- cerelerinden atlayıp intihar (!) eden kaç sanık var- dı, hatırlıyor musunuz? Ya da nezarethanede ka- fasını duvara vura vura intihar edenlerin (!) sayı- sını biliyor musunuz? Bunca olaydan sonra, ancak 5-10 tane polis iş- kence yapmaktan hapis cezası alınca emniyet müdürünün, suçlu polislerin affı için nasıl çaba har- cadığını hatırlıyor musunuz? TV kameralarının karşısında en müstehzi yüzüyle verdiği demeci unuttunuz mu? ..^, Beylerimiz, paşalanmız, yazarlarımız, düşünür- lerimiz ve de politikacılarımız; acaba bu masum, bu fukara, bu haklı şikâyetleri olan polisleri kim tahrik etti de "Kana kan, intikam" diye bağırarak, silah göstererek, amirlerini itip kakarak sokaklar- da yürüdüler? Kimden intikam alacaklar? Kimin kanını akıtacaklar? Kimi vuracaklar? Kimi kese- cekler? Diğer sloganlarla birlikte bir düşünün ve yanıtını bulmaya çalışın... Türkiye Cumhuriyeti anayasası, devletimizin "Hukuk devleti" olduğunu yazar ya, bir düşünün bakalım, öyle mi? Ya da "öyle olmasını umanm" mı diyeceksiniz... Ummaya devam edin. BULMACA SEDAT YAŞAYA1V 1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA: 1/ Çin'i Ba- tı'ya bağlayan eski ticaret yo- lu. 2/ Japonla- o ra özgü bir tür güreş... Bır kimseden yap- ması dilenen şey.3/Uzakhk işareti... Yavaş sesle söyle- nen... Utanç duyma. 4/ Na- 9 mıkKemarin bir romanı. 5/ Telefon sözü... Birpeygamber. 6/Tann... lçine çeşitli 2 katıklar konarak hazır- 3 lanan ve genellikle 4 bayramda konuklara 5 ikram edilen bir tür ko- kulu çörek. II Güney Amerika'da üretilen kaliteli bir kahve cin- si. 8/ Islamın beş şar- ^ tından biri... Hayvan yiyeceği. 9/ Tabut... Radyoak- tif cisimlerin yaydığı üç ışından biri. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Ödünç alma. borçlanma. 2/ Kumaşlardaki benek... Yunan mitolojisinde savaş tannsı. 3/ Ilaç, deva... Cep- te taşınan tütün ya da sigara kutıısu. 4/ Arsız sokak çocuğu... "Her çiçekten — eyledik/ Anya saydılar bizi" (Pir Sultan Abdal). 5/ Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıklılığı kükürtle artınlmış kauçuk. 6/ Geminin rüzgâr alan yani... Yahya Kemal'ın hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri. II Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Öykü. 8/ Kuyruksokumu kemiği... Kenar süsü... Bir gıda maddesi. 9/ Atlann ayaklarında görülen ve ra- hat yürümelerini önleyen bir hastalık. Emre Kongar Kızlarıma Mektuplar @ > R E M Z İ K İ T A B E V
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear