Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 13 ARAUK 2000 ÇARŞAMBA
AfGeri
Av.TbrgııtKAZAN
Ş
artlı sahverme ve erteleme
formüluyle hazırlanan örtfilü
af Meclıs'ten geçtı, Çanka-
ya'ya gondenldı Şımdı, ıçer-
dekılerle/dışardakılerbu "in-
teteme" aşamasuu ve "sonu-
cu" beklıyor Mağdurlar tepkılı, mektup
yazıyorlar.telgrafçekıyorlar Yasanınge-
n çevnlmesuu ıstıyorlar Tutuklu ve hu-
kumlü yakınlan heyecanh, btr an önce
gözluyorlar Ama, ba-
l l
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorusfy cumhuriyet.com.tr
lmeli
sına yansıyan bılgılere göre, ışm acele-
ye getınlmeyeceğı anlaşılıyor Belkı, ön-
ce bır raporhazuianacak Sonra, Sayın Se-
zermetnı bızzat ınceleyıp karannı vere-
cek Tabıı yasanın "yernıdeliği'' soru-
nuyla bırlıkte, kendı ımzasını taşıyan
Anayasa Mahkemesı kararlannı değerlen-
duıp ımzalayacak veya gen gonderecek
Bu aşamada, Mechs'çe kabul edılen met-
ne ılışkın göruş ve duşüncelenmızı açık-
lanıak ısuyoruz Bakalım, hangı suçlar ay-
nlıyor, hangı suçlar kaynhyor^ Ve seçı-
len hukuksal temel, doğru mudur, yanlış
mıdır''
Yasa ıkı temel maddeden oluşuyor
Şarth saüverme ve ertelemenın ıç ıçe gır-
dığı 1 maddede tam 9 fıkra v ar önce "23
Nisan 1999 tanhme kadar işlenen suçlar
nedeniyleverilen ölüm cezalan verme ge-
tiriknez" denılıyor Sonra müebbet ağır
hapıs cezasına hukûmlu olanlarla, toplam
cezası 10 yılı aşanlara 10 yıllık ceza ın-
dınmı getmhyor Ve bu ındınme gore
ceza suresı dolanlann "iyi haDi olup ol-
madıklarma bakümaksmn" şartla sah-
venleceklen belırtılıyor Aynca, yargı-
laması devam edenlennve tutuklulann du-
rumu dûzenlenıyor Ost suun 10 yılı geç-
ı erteleme karan venlıp
ı söylenıyor
ayla, tam 11 bent ola-
rak, fc*WPdyj yararlanamayacak suç-
lar göstenüyor Dıkkatle okuyunca, ına-
ratam»w«^kıl almaz haksızhklar göru-
yoruz Duvara yazı yazan, şımdı doktor
olmuş, avukat olmuş, mnnar/muhendıs ol-
muş gencecık ınsanlan ıçende tutup kan-
lı katülen bırakıyoruz Çocuk suçlular
ıçtn hıçbır arayışımız yok. Ama, tasarla-
yarak adam öldürenlen, kader kurbanı
sayıp kurtanyoruz Nıtekım, gazeteler
yapılan bazı dengesızlıklen sergılıyor
Orneğın ışkencevı ve ışkence sırasında
"kad kastryla olmaksızııı öKimesebebıvet
vermeyi" (TCK 243) af dışı tutup "tasar-
layarak ve işkence yaparak adam öMör-
meyi" (TCK 450/03) affedıyoruz
Doğrusu olacak şey değıl, ama ger-
çek Sıradan bazı suçlara karşı acuna-
sız, kanlı katıllere çok hoşgörülü btr ya-
sa yapmışız Ormandan odun toplayan-
lara acımıyor, SİT alanlanna mahalle ku-
ranlan koruyoruz Ertelenebılecek ceza-
lan yasa kapsamına almıyor, cmayetm
her turlusune kanat genyoruz Ve 6 fik-
rayı adeta ıkı kışıyı düşünerek, özenle
yazmışız tlkın,Eştier\ağmunfcrefi'yıta-
nımlı\oruz "Daha önce şarth sahverme
hükumlennden yararlandığı halde,yeni-
den suç işkyerek hüküm gryenler bu ya-
sadan yararbnamaz" dıyerek onu ayın-
yoruz 4 fıkranın 2 bendınde kullandı-
ğımız "avnıcins veyadaha ağır bir suçiş-
lenmjş olm&sT kuralını burada terk edı-
yoruz Amacımız, goruşmeler sırasında
veyasonrabırpazaruk olanagı yaranpken-
dı "adamımızı" kurtarmak
Evet, bu hesaplarla bu- yasa çıkanyo-
ruz
Özelhkle, 6 fıkrantn 2 seçeneğı bızı
doğruluyor Burada, 3713 sayılı yasadan
yararlanan Ağca'yı tanımlama çabası apa-
çık goruluyor Yine özenle yazümış "Da-
ha önce cıkanlmıs bir aftan varaıianan-
tar" bu yasadan yararlanamaz denılıyor
Pekı, neden 1 seçenektekı olçu kullanıl-
mıyor9
Nıye "şarth sahvermeden yarar-
butanhr'' denılmıyor'7
Cezaev lennde, 26
yıl öncekı aftan yararianmış ınsan var mı
kı, böyle bır seçeneğı duşunme ıhtıyacı
doğsun9
Hayır, amaç Ağca'yı kurtarmak
Gerçekten, daha önce şartlı salıvermeden
yararlandığı halde, yenıden suç ışleyıp hu-
kum gıymemış Veafyasasındanyarar-
lanmamış
Çünkü, özal'ın şartlı salıverme yasa-
smdan yararlanmış Boylece,6 fikrayıAğ-
ca'ya tam uydurmuşlar Mademkı kanlı
katüdır, kurtanlması gerekır Tabu, bız bu
düzenlemeyı yapanlann nıyetım sergıle-
meye çalışıyoruz Üa ayn yasayla, bır
ıdam hükmü kaldınlıp şartlı salıverme
olanağı yaraülır mı, yaratılmaz mı, eğer
yasa ımzalanırsa, onu ınfaz aşamasında
aynca tartışacağız Hemen behrtelım kı,
4554 sayılı yasayla ılgılı ıptal karan uya-
rmca ıkıncı madde düzenlenırken, ana-
yasaya aykınlık sorunu gıdenlmemıştır
Ikı/uç kışı sohbet ederken bu suçu ışler-
se yargılanıp ceza alacaklar, mıtıngde ko-
nuşanlar kurtulacak
Göruldüğu gıbı, Anayasa Mahkeme-
sı'nce behrlenen eşıtsızlık, yem metınde
de süruyor Asıl önemhsı, ızlenen yol çok
sakıncalıdır Ozal'uı yaptığı yanlış ay-
nen tekrarlanmış, şartlı salıverme kuru-
muyla oynanmışnr lşte, bu hukuksal yan-
lış, ıstenmeyen sonuçlara yol açacaktır
Örnek aldığımız Özal Modelı ıçın, sayı-
sız ıptal karan venlnuşnr O zaman da ge-
tırdığımız şartlı salıvermeye bazı ıstıs-
nalarkoymuştuk Ama, Anayasa Mahke-
mesı bunlann buyuk çoğunluğunu ıptal
etti Veböylece.TCY'nuı 146,403,404,
405,406,407,414.416,418 maddele-
nyle ılgılı her hükümluyeyasadan tam ya-
rarlanma yolu açıldı Eğerbız afyasası
çıkarsaydık, bazı suçlan kapsam dışı tu-
tabılırdık Böyle bu-takdırhakkı (bdme-
nın aksme) eşıtlık ılkesme aykın olmaz-
dı Nıtekun, 1803 sayılı Af Yasası, eşıt-
lık çığnendığı ıçın değıl, oylama yanlış
yapddığı ıçm ıptal edılmışür
Yasa önunde eşıtlık, hukuksal durumu
aynı olanlar ıçm geçerlıdu- Herkesm, her
yönden aynı kurala bağh olacağı anlamı-
na gelmez Mevcut kararlar hûkumlulu-
ğu bır statu olarak kabul edıyor
Ve şartlı salıvermede hukumluler ara-
sı aynm yapılamayacağı vurgulamyor
Anayasa Mahkemesı'nın 19 07 1991 gun
ve 91/15-22 sayılı, yıne 19 07 1991 gün
ve 91'17-23 sayılı, 08 10 1991 gun ve
91/34-34sayüı,31 03 1992 gun ve 92/18-
20 sayılı kararlan onümûzde duruyor Ip-
tallenn hepsuıde, Sayın Ahmet Necdet Se-
zer'm oyu var, ımzası var Bu kararlarda,
"Cezarnn infaa islenen suçun tfirfine bag-
h olmaksızın. suçlunun topluma uyum
sağlamasıru ve toplumavenîden kazandı-
nlmasuu atnaçlar. Bu da ınfazm, mah-
kumlann işkdikkn suçlara gore bir ay-
ruııagıdilmedenavTiıesaslaravebefirtibir
programa gore vapümaiiıu \e sonuçlan-
nın gozlenmesuu gerektınr. Ayıu mıktar
ceza alan ıkı hukümhlden bırinin suf su-
çunun türü nedenryle daha uzun sure ce-
za çektikten sonra şartlı sahverflmesi, ce-
zalann farkh çekilmesı sonucunu doğu-
rur ve bu ild mahkûm arasında eşitsizli-
ğe neden olur" denılerek "infaz yonun-
den eşit ve aynı dunımda bulunan mah-
kûmlar arasında şartlı sahverme bakı-
mmdan ayn uygulama"' yapmanın "eşit-
Kkilkesine" aykın saydacağı belırtılıyor
Demek kı, ızlenen yol hıç ıstenmeyen
sonuçlar yaratabılıı Bu nedenle, yanlış-
tan donulmesı gerelar Evet, Anayasa
Mahkemesı aynı konuda ıptal ısteğını
reddeden bır/ıkı karar daha vermıştır,
doğru AdaletBakanıHikmetSamiTûrk,
hep bu omeklen dıle getırdı Nevarkıuye
değışıklığı nedeniyle doğan bu sonuca
bel bağlayamayız Unutmayalım kı ret
kararlan 5/6'lık çoğunlukla almmıştır
Ve Ahmet Necdet Sezer'ın muhalefet şer-
hını taşunaktadır
Pekı, ne yapmalıyız'' Bazı yazarlar
Cumhurbaşkanı'nın ımzalayıp Anayasa
Mahkemesi'ne gıdebıleceğuu söylüyor
Ama, bu yol sorunu çozmez, ağırlaştınr
Çunku,yasayayunlanıryayımlanmaz 1
maddenın 5 fıkrası dışındakı suçlar ıçm,
zaten yururluğe gırecektır Gen donuş
olamaz Ve5 fıkra, yargılamalar sırasın-
da hep eşıtlık ıtırazıyla karşı karşıya ka-
lacağı ıçın, mutlaka Anayasa Mahkeme-
sı onune gelecektır Beklenmeyen sonuç-
lar doğmasını onleyebıknek ıçm, Sayın
Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer,
3713 sayılı yasanın geçıcı 4 maddesıy-
le ılgılı kararlan ve kendı oyuyla ımza-
smı dıkkate alarak. ıkıncı kez gorüşubnek
uzere yasayı gen gondermelıdu- Evet,
cezaevlen gergın bır bekleyış ıçmdedH,
bılıyonız Bu nedenle, Sayın Cumhur-
başkanı çok zor durumdadır Ama, hak-
sızlıklan ve doğabılecek beklenmeyen
sonuçlan onleyebdmenınbaşka yolu yok-
tur
B
ırtakım ınsanlann
pastardavranışla-
n vuzunden artık
ıçımız ata ata "Hoş
geUinya şehr-ı ramazan" dı-
yemıyoruz Çunku dunya-
nın hemen her yennde en
çok kan, ramazan ayında
akıtüıyor, tetıkçı ıle tespıh-
çı en çok ramazan ayında
huruç'akalkryor Bu-aybo-
yunca gun olmuyor kı, ül-
kemızm şurasmda burasın-
da oruç yüzunden bır kan-
h kavga çıkmamış ya da bır-
kaç kışı yaralanmamış, öl-
dürülmemış olsun Islam
manışına gore bu ayda ın-
sansal değerlenn ve us'un
öne çıkanhrıası gerekuicen,
tam tersı oluyor, ustutubna-
a ve bOisiziik one çıkıyor
Davranışlarda, duşûncede
ve yaşamda gunü-çağı geç-
mış, artık anılmaz, ısten-
mez ohnuş ne denlı ılkellık
«&bılısızlık öğesı varsa hep-
sı Islamın kutsal saydığı
gûnlerde ve yerlerde drta-
ya dokûluyor Geçenlerde
seksen beş yaşındakı bır
dostum yakındı Ramazan
gelıyor, ama ıçun hıç rahat
değıl, dedı Korkanm, ge-
ne onıçlusun değılsın kav-
galan olacak, olu, yaralı ha-
berlenyle burkulacağız,
oruç yüzunden devlet da-
u^lennde kınu memurlann
canlan burunlannda ola-
cak, dıye yakmdıktan son-
ra, "Bir ay boyunca benim
de canım burnumda ola-
cak" dıye ekledı Neden,
dedun "Neden obun," de-
dı,
tt
eşimyıUardirbasta,beıı
bakıyorum.Enufakbirgü-
rûltûden büsbutün kötöle-
^yor, yemeden içmeden ke-
süiyor. Şimdi ramazan da-
vuÖanbaşlayacak, bizan ev-
de de dirtik dûzenük kal-
mayacak."
Başka kentlen bılmem,
ama benım yaşadığım kent-
te "ramazandavuhT tam bır
Ramazan ya da Uygarlık Korkusu
Muhammed DAFİ Emeklı Vaız
başbelası Geceyansmdan
ıbbaren hemen butun semt-
lerde başlatılan davul sesle-
rmden ınsanda ne uyku ka-
lryor ne tunelc On gunde, on
beş gûnde omuzlannda da-
vullany la kapınızı çalıp "da-
vulcu paraa" demezler mı,
ılkellıgın, ınsana saygısız-
lığın bu kadanna da pes
doğrusu demekten başka
bu- şey gelmıyor elmızden
Oysa ınsanın sahura kalkıp
kalkmamak, oruç tutup tut-
mamak tamamıyla kendı
duyuncu (vıcdanı) ve Tan-
n ıle kendı arasında bu- so-
run olması bır yana, zama-
m dûzenleyen ve belırleyen
araçlar var, çaJar saatler var,
daha da olmazsa, PTT var,
PTT'tun ıştenjlen saatte sı-
zı uyarMÜracak, uyanda bu-
lunacak buımlen var Öy-
leyse neden surdürulur bu
ılkel, ılkel otmasının da ote-
sınde zararlı olan bu "rama-
zan davulculağu" Oysa
Islam Peygamben'nm so-
zudur, "Başkasına eziyet
edenbizdendeğfl''sozü Is-
lam Peygamben de karşıy-
dı ınsanlara zararlı duruma
gelmış alışkanlık ve gele-
nekJenn surdürülmesme,
değışmeyı ve gehşmeyı dur-
durucu tutum ve davranış-
lara
Onun ıçm Habeş Arapça-
sından, gencı-tutucu-yobaz
vb söz köku olan "rûcu"dan
tt
mürted''yı urettı Islamın
Peygamben, peygamberler
geleneğırun sonuncusu (ha-
teriiel-entjya), sorg^v gam-
ber olduğunu sovledı ama,
Yeni Auer Şofbenler:
Suyun kaynama noktaları!
• •.•••••• •'• ',\.,r<-ik r j o i ı ^ t ı n ı r r t i ^ y e m A u e r ş o f b e m e r , ü o r
l-\ anınrja ulaşrnanın keyfini yaşatıyor.
M'jrihıU.-rt q< :• • • , 'v>Uıy rnonte edilebilen yeni arka sac,
»nelleri ile Auer'm yeni şofbenleri çok estetik...
[>,ır .ıl.ıtıLıt.ı
Yeni Auer su selefctörlü sofben modelleri:
soyledıklenmn son söz, söy-
ledıklenmm ustune gelebı-
lecek soz yok da detnedı
Çunku ben de ınsanım (ma
ene iOa beşerün mıslûküm),
ben de sızlerden, herhangı
ınsandan bınyım, dedı Bun-
dan da anlaşılacağı gıbı,
peygamberler çağuun son
önden bıle, ınsanı öncehyor,
ozellıkle ozel yaşammda ve
davranışlannda "insanın
varhğryia var olanı" sezdır-
meye çalışıyor
12 yy'da bu-İmam Ga-
zaü ortaya çıkıncaya dek,
Islam toplumlannda us ka-
pılan açıktu- Islam ınanç
nesnesuun ılk metnı "Alak"
suresındegeçen "oku" buy-
ruğu, "befleten" "befleyen",
"öğreten ve ogrenenü\öğre-
nılene uvması" gıbı sozcuk-
ler ve sozceler ük yıllarda
başlıca tartışma konulan
arasında bulunmuştur O
dönemde lslam duşunürle-
n açıkça ve rahatlıkla "Tan-
nsal istenç ve edim gücüyle
insel (beşeri) istenç ve edim
gücü bir, aynı şey nudir,yok-
sa ayn şe>1er mıdır?" tar-
tışması yapabılıyorlar, go-
ruş ortaya koyabılıyorlardı
Yme o dönemde Hınstıyan
v e Yahudı bılgınlen tslam
ulkelennde rahatça dolaşa-
bılıyor, lomı kentlerde, en
başta Mekke v e Medıne 'de,
Musluman çocuklanna oğ-
retmenlık yapabılıyorlardı
Hınstıyan, Yahudı ve tslam
bılgınlen aynı zamanda ve
aym ortamda Tann'run ne-
lığını, mcelığını, "yarat-
ma" kavranunı, "Tannsal
yaratma,ınsansal varatma"
kavramları bağlamında,
Tann-lnsan üışkısını "ya-
raüakuşku"vb gıbı temel
felsefesel alanlan ııdeleye-
bılıyor, tartışabıhyor ve > a-
zılıkonuşabüıyorlardı Der-
ken bır İmam GazaM (1050-
1111) çıktı ortaya Ilk ışı
yaratıcı kuşkuculuğa sal-
dırmak oldu "Kuşku, in-
sanı azdırao, yoldan çıka-
ran bır nıh hastahğıdu-'' de-
dı Oysa butun du-enmele-
re ve bağnazca karşı koyma-
lara karşm usyontemlen ış-
letılmış Mutekellıme, Ba-
tmıye, Sûfuye, Fısegorcu-
luk, Yem Eflatunculuk ve
Anstoculuk gıbı felsefesel
kurumlar oluşmaya başla-
mışnbıle İmam Gazalı. bu-
tun felsefesel tartışmalara
karşı çıktı "Us yürûtûlen
alanda din yürûmez" dedı
"Dinı korumanın ve inancı
pekıştırmenın yolu, inancı
ustan ayırmaktır; dınsel
inanç ve tapmç dizgesini us
iisrü bir kaynağa, içsel (de-
runî) bir kaynağa bağla-
mak_" gerektığmı soyledı
Bu sozlenyle Gazalı, zama-
nı-çağı ve zaman tçiode ola
bılecek değışımlen ınsan-
sal üışküen gormezden gel-
mektedır
Onunbu tutumuyla inan-
cı ve ınanç nesnelenm us ve
uslamlama yasalannın dışı-
na çıkarması, tslam ınancı-
na vurulan en buyuk darbe
ohnuştur tslam toplumla-
nnı "Dûşünmeksizın inan-
mak, karşı koymaksızın bo-
yun eğmek ve kaâanmak"
tuzağma duşurmuştur
tslam toplumlan ıçınde
yalnızca Turk ulusu, o tu-
zaktan kurtulma savaşnru-
nı goze ahruş, Ulusal Ba-
ğunsızhk Savaşımı'nm do-
ğal sonucu olan 1923 dev-
nmıyle söz konusu gencı
tuzaklann butun halkalan-
m sokûp atmıştı Ne var kı,
su uyudu, duşman uyuma-
dı'
Devnm onderlen sahne-
den çekıldıkten sonra ülke-
yı yonetmeye soyunanlann
yetersızhğmden yararlanan
Gazalı kafası, kurtak (mon-
taj) sanayısmı, henuz olay-
lar-durumlar karşısmda ne-
den-sonuç ılışkısı kurama-
yan ışgucunu de yanına ala-
rak, yeralündan başuu uzat-
tı Oysa Ataturk devnm ve
ılkelen ışığında Turk a>-
dınlanması, tam bu- tslam
dûzeltımı(re<brnıu)ıdı "B4-
lımı dınden, düşunceyi
uıançtan anndırmayı" on-
goren Turk aydınlanmacı-
lığı, bıhmsel bağlamda ve
ussal yaklaşımlarla "Din-
sel duşuncenin çoğu kez de-
rine mmeden, bıhmsel gos-
tergelere rutmadan kullan-
dığı bırtakun kav ramlann
ve bunun sonucunda insan-
larda oluşan vanlış ya da
çağdısı edincelenn çağa uy-
duruhnasına ve yaşama ge-
çirihnesine yol açıcı öncü-
luk edıcı önlemleri de içeri-
yordu." Namaza çağnnın
(ezan) Turkçeleştuılmesı,
Kuran'm ve tapmç dılının
Turkçeleştuılmesı ıçm baş-
lat|l-in gınşımlcr, inancı ev-
cılleştırme, uluslaştırma
vaklaşımlanydı, "Yaşam-
da en gerçek yol gosterici
biKmdir" felsefesıne daya-
nıyordu
"Din eldengjdiyor" ya da
"Geleneklenmiz, görenek-
lerimiz yok ohıyor" ortun-
mesı altında gızlenerekpa-
lazlanan yobazlar, gencıler
ve tutucular hep yürekle-
nnde anlamsız bır uygarlık
korkusunu taşıyagelmışler-
du", ışıktan tedırgm olan ya-
rasalar gıbı, çağdışımn kuf
kokusunu, kuflu yeşılını
yeğlemışlerdu-
Onun ıçm de değışık dü-
şunce ve davranışlar karşı-
sında hoşgorulu olamıyor-
lar, ınsana, ınsan gıbı seve-
cen, yumuşak yaklaşamı-
yorlar
Karşısındakmı kendın-
den bılıp, o oyle ben böy-
leyun, sonuçta o da, ben de,
ötekı de bu toplumun, bu
ulusun bu-eylenyız, çoklu-
ğumuz bır'lığımızden, var-
lığunız msanlığmıızdandu-,
dıyemıyorlar
Önce Ölümleri Önleyelim
/esınde suyıı >'.*
;njörü bak>r oJduğu tçın yüksek ver«nl.
çevre dosturijı
->K;ttan ve /arr.â.r
>ttar> tasarruf eder
r*> otorrıatik mode'îerde, musi'jğü aç.p
teş!t-n"
ı
e .'e kaparP'* koiaytğı buluriLir.
.p kapayaraic
Yeni Auer termostatik şofbenler ise;
lektronik iteşieıi
1
Oikey diziüşli bfülörü ite daha vermrji ysniş sağUr.
• Dar aİ3nlara monte edîiftbiiir.
• OPS dahjl çeşitli güvenltk sistemlerını
AUEP
i3 Hattı: (0-800) 211 40 00 www.auertr.ccm SlCak eŞy
Halit
i i lum oruçlan 52 gûnüne ulaşmış ve
| | yaşam bakımındantehlıkeh bır nok-
V_X taya gelmıştır Her an ölum haber-
len beklenmektedır Bu eylemın temelm-
dekı nedenlenn başında F npı cezaevlen ge-
lıyor Hukûmlu ve tutuklular, bu cezaevle-
nndekı odalann tecnt hücresı olarak kul-
lamlacağını, sosyal ve kûlturel yaşamlan-
nm sona ereceğmı, bunun sağlık açısmdan
da tehhkeler yaratacağmı ılen surmektedır-
ler Adalet Bakanlığı da koğuş sıstemının
butun dunyada terk edıldığını, her yerde oda
sıstemının uygulandığım soylemekte, ko-
ğuşlann orgüt yuvası halıne geldığını sav-
lamaktadır
F üpı cezaevlennm mcelenmesınden, or-
tak mekânlann bulunmadığı, ortak mekân
olarak gostenlen yerlenn dar ve yetersız ol-
duğu, orneğın 15-20 hükumlûnun bır ara-
ya gelerek goruşme ve soyleşmesuıe ola-
nak vermedığı, ortak bu- yemekhanenın bı-
le bulunmadığı, kıtaphk ve spor salonu gı-
bı yerlenn de buna elvenşh bulunmadığı,
böylece ınsanın sosyal bır yaratık olma-
smdan kaynaklanan görüşme, dertleşme,
söyleşme vb gereksuımelerını karşılayama-
yacağı anlaşılmaktadır Yme su, elektnk,
doğalgazm yonetım taranndan ıstemldığı
zaman kesılebıleceğı, bunun bır baskı ara-
cı olarak kullanılabıleceğı de gorûlmekte-
dır
Butun bunlar, bu cezaevlermdekı odala-
nn ıstendığmde bu: tecnt yen olarak kul-
lamlabıleceğmı gostenyor Ulucanlar, Bay-
rampaşa, Umranıye vb cezaevlenndekı
geçmış uygulamalar ve yönetıcılenn ote-
denben, tutuklu ve hükûmlulenn de ınsan
olduklanm ve temel msan haklanndan ya-
rarlanmak hakkı bulunduğunu duşunmeyen
tavırlan, hukumlulenn bo\ le bır uygulamay-
la her zaman karşı karşıya kalabıleceğmı
gostermektedu-
Burada gelınen noktada onem kazanan
sorun, ölum orucuna y atan hukûmlu ve tu-
tuklulann yaşamlandır, yaşatılmasıdır In-
san haklanna saygılı, hukuk devletme ına-
nan hıçbu kımse onlarm kendı halıne terk
edıknesme razı olamaz
Ölume ramak kalan bu noktada F tıpı ce-
zaevlennuı yapısı, tecnt yen olarak kulla-
nılıp kullanılamayacağının tartışılmasm-
dan once bu kışılenn yaşama kavuşturul-
malan, olumden kurtanlmalan acıl sorun-
dur, oncelık buradadu: Bunun yontemı bu-
lunmalıdır
tnancunıza gore unıversıte oğretun uye-
lennden, deneyımlı hekımlerden, barolar-
dan, sanatçı ve yazarlardan, duşun ınsan-
lanndan, uzmanlıklan ve yansızlıklan bel-
b kışılenn oluşturduğu, Adalet Bakanlı-
ğı'mn da uygun goreceğı bu- kurulun ko-
nuyu mcelemesı, açık bır oturumda konu-
yu her yonüyle tartışması sağlanır, uygun
bu- erteleme yapılırsa olum oruçlan da so-
na erduılebılır, F tıpınde yanlışlıklar varsa
(kı vardır) bunlar da duzeltılebılır Bu ya
da benzer bır yontem kabul edılmezse hıç-
bır vıcdamn razı olamayacağı olûmlenn
ortaya çıkması adalet tanhımızde kara bu
sayfa oluşturacak, unutulmaz bır acı yara-
tacaknr Once kapımızı çalan ölumlen on-
leyelım1
PENCERE
Çözüm?..
Guldıken'ın 22'ncı sayısı çıktı
Her yeni sayısını elıme aldığımda "Acaba gele-
cek sayısı çıkacak mp" dıye kaygılandığım "mı-
zah kultûrû dergısı"m Turgut Çeviker tek başına
sırtlanmış gotuaıyor, bakalım bu ağır yuku nere-
ye dek taşıyacak?
Yedıncı sayfada bır yeni sozcuk gozume çarp-
tı, heceledım:
"Karıkelımatur"
Neymış o?
O bıçım "vecızeler"\ Pervîz Şâpûr yazmış, Prof.
Mehmet Kanar Farsçadan çevırmış
"Yolun kalanı atmadığın adımlan beklıyor"
"Profesyonel yalancı kendısıne de doğru söy-
lemez"
"Kendısını dunde hapseden yaratık bugune çı-
kamaz."
"Kedının ağaçtan köpeğe verdığı selâm kûfur-
den de beter."
Rahmetlı Suavi Süalp bu tur "yanyla kankatür°m
danıskasını uretırdı
Rahmetlıyı anımsadım, kımı zaman Aziz Nesin,
Rıfat llgaz, Suavı Sualp gıbı, bır vakıtlerın mızah
dunyasında kurek çeken dostlann, bugunku Tur-
kıye'yı görseler ne kadar şaşıracaklarını duşunu-
yorum.
Dıllen mı tutulurdu'?
•
Polrtıkada ve burokrasıde devletın en ust katla-
nnda onemlı gorevler ustlenmış bır dost ıle soh-
bet edıyorduk, vardığımız sonuç ne oldu'?.
- Çözumsüzluki
Ulkenın hangı sorununu ele alsanız, ışın ıçınden
çıkmak, yanrtsız sorulaıia donanmış bır bılmece-
yı çozmek ıçın çalışmaya benzıyor
Bır hapıshanelere bakın'..
Bır de Meclıs'e bakın!
Bınncının koğuşundan ıkıncının salonuna dek ağır
basan çozumsuzluk, "gordıum "a donuşmuş. Es-
kıden bır fıkra anlatılırdı Ikı Turk bır meyhaneye gır-
mışler, ıkıncı kadehten sonra bırı efkârlanıp otekı-
ne sormuş
- Ne olacak bu memleketın halP
Artık ıkı Turk'un bu soru ıçın meyhaneye gınp
ıçmelenne ve de efkârlanmasına gerek yok So-
kakta, pazarda, otobuste, dolmuşta, evde, kom-
şuda, buroda, pariamentoda, devlet daıresınde, lo-
kantada, karada, havada, denızde, her zaman ve
her yerde herkes bırbırıne soruyor
- Ne olacak bu memleketın halP.
Pekı, çozum yok mu?
•
Olmaz olur mu!..
Zaman akıyorsa.
Toplum değışıyorsa
Insan dönuşuyorsa
Çozum gerçekleşır
Ama çözum, kafamızdakı beklentılere, reçete-
lere, formullere ters duşebılır Yeni çözumlere açık
ya da hazır olmadığımız ıçın çozumlen onceden
goremeyız, bu da bızım suçumuz olur
Ne demış Pervîz Şâpûr "Kendısını dünde hap-
seden yaratık bugune- çıkamaz."
- *- Yannı hıç goreme».- - »--•*»*». *r-±^*m*xe
Cezaevı koğuşlarından partamento salonlanna
dek dune hapsedılmış yaratıklar gıbı yaşıyoruz. Ah,
kendısını dune hapsetmış olanlara bır genel af çı-
karabılseydık.
SAHNEDEN İZDÜŞÜMLER
Prof. AYŞEGUL YUKSEL
Sahnelenmızın 1975'ten 2000'e ulaşan
25 yıllık donerrune bırmcı elden tanıklık eden
eleştın yazılan
Bu donenun, duzeyb ve ulke tıyatro yaşammda
onemlı ızler bırakmış 72 oyununa ılışkın ozgun
yorum ve gozlemler
"Tıyatro Eleştınsr turunun yetkuı orneklen
Bu konuda ulkemızde yayınlanmış ılk sanatsal yaptt
240 sayfa, 3 500 000 TL / Yavım Tanhı Mayıs 2000
MitosBoyut Tıyatro Yayuılan
Ağa Çıragı Sok ? 2 Gumuşsu>Ti Istanbul
Tel 212 249 87 37 Faks 212 249 02 18
ŞİŞLİ 5. ASIİYE HUKUK
HAKtMIİĞİ'NDEN
2000/1159
Mahkememızın 23 11 2000 tanh 2000 / 1159 -
1247 sayılı karan ıle Zuhal Aksoy'un Zubal olan
ısmının önüne bahar ısmı eklenerek Bahar Zuhal
Aksoy olarak duzeltılmıştır tlan olunur Basın
73685
PENDİK SULH HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
2000/720 Esas 2000/1380 Karar
Mahkememızın 2000/720 esas, 2000/1380 ka-
rar sayılı ve 20 11 2000 tarıhlı üamı üe davacı
Gölyayla Elektronık Pazarlama A Ş vekılı Av Alı
Polat tarafindan davalılar Murat Alı Çalık ve ülvı-
ye Çalık aleyhıne ıkame edılen borçlunun tasarru-
funun ıptalı davasında değer nedeniyle gorevsız-
lık karan venlmış olup, bulunamayan ve daha ev-
vel duruşma gunu ve dava dılekçesı ılanen tebhğ
edılen davalı Murat Alı Çalık'a ışbu mahkeme ıla-
mı ılanen tebhğ olunur 7 12 2000
Basın 74765
OF tLÇESİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo 2000/125
Mılh Savunma Bakanlığı tarafindan davalı Bay-
ram Şener aleyhme açılan rucuan alacak davasmın
yapılan açık yargılaması sırasmda venlen ara karan
gereğınce,
Davalıya çıkartılan tebhgatlann adresınde ohnadı-
ğından tebhğ edılemedığı, beürtılen adreslenmn
meçhul olduğu, bu nedenlerle duruşma gunu olan
30 01 2001 gunu saat 9 OO'da mahkemede hazır ol-
ması, aksı takdırde yokluğunda duruşmaya devam
edılıp karar venleceğı yolunda tebhgat yenne kaım
olmak uzere ılan olunur 23 11 2000
Basm 74576