Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
îktidar gruplannın liderleri, Adalet Bakanlığı'nın af taslağım masaya yatınyor
'Batık banka' tarbşmasıANKARA (CumhuriyetBûrosu)-Hükümet ortağı par-
tilerin liderleri. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan af
taslağı konusunda gruplannın göriişlerini aldıktan sonra
bir araya gelerek düzenlemeye son biçimini verecek. Tas-
lakta banka batıranlann "borçlannı faiziyle beraber öde-
meleri koşuluyla" af kapsamına alınmasınm öngörülme-
sitartışma yarattı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
"OnemKolan kamunun uğradığı zarann öncelikJetazmin
edilmesidir. Meydana gelen zarann giderilmesi birinci ön-
cefiktir" diyereİc düzenlemeyi sa\aındu. MHP'nın yanı sı-
ra DSP Genel Başkan Yarduncısı Rahşan Ecevit'in de bu
düzenlemeye mesafeli yaklaştığı bıldirildi. Bankabatıran-
lar ve çetelenn af kapsamı dışında kalmasını savunan
ANAP lideri, Başbakan Yardıcımcısı MesutYılmazise ko-
nuyu bugünkü başkanlık divanında tartışmaya açacak.
Mesut Yılmaz
'Devletin
yeniden
yapûanması
gevelrfyor'
BtSGÖUMLŞtAA)-ANAP Ge-
nel Başkanı, Devlet Bakanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Mesut Yılmaz,
devletin bekasının ancak vatandaşın
hak ve hürriyetlerinin korunmasıyla
sağlanacağını belirterek "Biz.insanı-
mıa beğenmeyen, onu küçük gören,
onun dinini, inancını, kültürünü, kı-
hk kıyafetini beğenmeyen, onu /orla
değiştirmek isteyen anlayışın karşı-
smdavTz" dedı.
Yılmaz, Devlet Bakanlan Yûksel
Yakjvu. Rüştü Kazun Yüceien, Edip
Safder Caydah ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ile
birlikte gıttiğı Bıngöl'ün PTT kav şa-
ğında halka seslendi. Türkiye'nin ge-
lişmesinin yolunun banştan, huzur
ve istikrardan, birlıkve beraberlikten
geçtiğini söyleyen Yılmaz, sözlenni
şöyle sürdürdü: "Terör, Güneydoğu
Anadolu ve Doğu Anadolu'da yaşa-
yan insanlann hcpsini birden etkilc-
dL Terörün olduğu yerde kalkınma,
geüşme, demokrasi ve insan haklan
olmaz. Memleketimia ve insanımızı
zerrekadar seven herkes,banşve hu-
zurortamuun bozulmaması içinelin-
den gelen gayretigösternıdidir. Bun-
dan sonra da hiç kimse. kan iizerin-
den siyaset yapmamahdır."
'OHAL kalkmalT
"Olağanüstü hal uygulaması tü-
müyle kalkmalıdır. Kimsenin inanct-
na, dinine, kryafetine, örfiine kanşü-
mamahdır" şeklınde konuşan Yıl-
maz, Türkiye'de yapılması gereken
ılk işin devletin yeniden yapılandınl-
ması olduğunu belirtti. Yılmaz, "Ük
iş olarak devlet ile vatandaşın konu-
munu ayırmamız lazun. Vatandaşın
hak \e hürriyetieri nereye kadardır?
Devletin bu hürriyetlerin hangisine
dokunmaya hakkı yoktur? Bunlann
çizgisini kovmamız lazun" dıye ko-
nııştu.
Devleti kommak için özgürlükle-
rin, demokrasinin, insan haklannın
bir tarafa itilmemesi gerektiğini ıfa-
de eden Yı lmaz, "Biz, insanumzı be-
ğenmeyen, onu küçükgören. onundi-
nini, inancım, kültürünü, kılık kıya-
fetini beğenmeyen.onuzorla değiştir-
mek isteyen anlayışın karşısındayız.
Biz insanımızın tek kahba sokulmak
istenmesmindekarşısuıdayız. Çünkü
biz farkhhklan zenginlik olarak gö-
ren bir anlayışa sahibiz" dedı. Yıl-
maz, dün Muş'ta katıldığı bir açılış
töreninde de "Türkiye eğer bir gün
AB'ye girecekse sadece Istanbul'un
Kadıköy'ü iledeğiL Muş'un Taşohık
köyü ile de girecek" dıye konuştu.
Af taslağının bu hafta içinde siyasi partilerin yetkili ku-
rullannda tartışmaya açılması beklenirken Adalet Baka-
nı Hikmet Sami Türk, hazırlanan taslaklarda 23 Nisan
1999 tarihinden önce işlenmiş suçlann kapsam içine alın-
masının düşünüldüğünü kaydetti. Yargı Mensuplan Eşle-
ri Dayanışma Derneği'nce düzenlenen kermes sırasında
gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Türk, bankalann içini
boşaltanlann da aftan yararlanıp yararlanmayacağı soru-
su üzenne, "Önemli olan kamunun uğradığı zarann ön-
ceiikle tazmin edilmesidir. Meydana gelen zarann giderfl-
mesi birinciönceliktir. Bu koşula bağholarak bir erteleme
düşünülmektedir. Burada zarann giderilmesi, sanıyorum
kimsenin itiraz etmeyeceği bir düşüncedir" dedı.
Taslak konusunda hükümet ortaklan arasında henüzbir
uzlaşma olmadığını belirten Türk, çıkacak aftan eski RP
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Yargı Mensuplan Eşleri Dayanışma Derneğfnin düzenlediği ker-
mese katıldL Bakan Türk, bir kravat beğenerek aldı. (Fotoğraf: AA)
lideri siyasi yasaklı Necmettin Erbakan'ın da yararlana-
cağını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin basın ve yayın
yoluyla işlenen cezalann ertelenmesine ilişkin yasayı ip-
tal gerekçesine işaret eden Türk şöyle konuştu:
"Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin karannın geregi
yerinegetirüWksuretiyley
ı
apılacakolandüzenlen»edeka-
nunda bir genişleme olacakür. Basro-yayın yoluyla işlen-
mişolmasa da kongre, konferans, panel gibi ber türlü top-
lannda söylenmiş olan sözler de erteleme kapsamına gi-
recektir. Sayın Erbakan'ın ceza konusu olan sözleri de
toplann sırasında söylenmiş olup dolayısıyla bu kanunda
AnayasaMahkemesikaran doğnütusunda vapdacakoian
düzenlemeden Erbakan da yararianacaknr."
TCY'nin 312. maddesinin 2. fikrasma işaret ederek
milletvekili seçilememe, parti kurucusu ve yöneticisi ola-
mama, hatta yerel seçim-
lere katılamamanın af ko-
nusunun dışında olduğu-
nu belirten Türk, "Eğer o
konudabir degerlendinne
yapdacaksa nülktvekfli se-
çimi, siyasi partiler yasası
ve mahalli idareler yasa-
sında değişiktik yapılması
gerekir. Hukukumuzda
memnu haklann iadesi
durumuvardır. Buna göre
de cezanın yerine getiril-
mesinden sonra,ertefeme-
den sonra 3 yü boyunca iyi
hal bakımından mahkeme
karanyla yasak haklann
geriverilmesi vardır" diye
konuştu.
Türk, "Kırcıafkapsa-
mma girecek mi" sorusu-
na da "Hepsini önümüz-
deki günlerde değerlendi-
receğiz. Kişiler üzerinde
değfl,flkelerüzerinde du-
racağız" yamtını verdi.
ANAP, bugünkü baş-
kanlık divanında af tasla-
ğını masaya yanracak. Di-
ğer siyasi partilerin de bu
hafta içinde partilerinin
yetkili kurullannda tasla-
ğı değerlendirip tavır be-
lirlemeleri bekleniyor.
Selçuk Pehlivanoğlu: Ceza indiriminden yanayız
ANAPtan af tasansıııa destek
• tstanbul Haber Servisi -
ANAP Genel Başkan Yardım-
cısı Selçuk Pehlivanoğlu, yara
haline gelen af tasansının çö-
zümlenmesı gerektiğini belir-
terek "Ama bu, ceza indirimi
zUuıiyetidışında olmamahdır*"
dedı. Türkiye'de başka dılde
yayın yasağının olmadığını
kaydeden Pehlivanoğlu, "Tar-
bşılması gereken, beyin yıka-
yanlara karşı yayın yapıp yap-
mamaktır" dıye konuştu.
ANAP lstanbul II Başkanlı-
ğı bınasında bir basm toplan-
tısı düzenleyen Pehlivanoğlu,
af tasansının çıkanlmasmdan
yana olduklannı ama ceza ın-,
dirimi zihniyeti dışında olma-
ması gerektiğini ifade ederek
"Devletin, milletin parasryla
hükümsürmüş olanlar içeriye
giriyorsa, adalet karşısmda
suçlu hale geleceklerse, devle-
tin yapması gereken, milletin
parasını korumaktır. Devletin,
milletin parasını iade edenler
ceza indirimi isteminde bulu-
nabilirler. Ama affedilerek tek-
rar ellerini. kollannı sallaya-
rakdışanda dolaşmalan yann
bu işe heves edenlerin tekrar
yapmalannı gündeme getire-
bitir" dedı.
Pehlivanoğlu, Kürtçe yayın-
la ilgilı bugün gelinmeİc iste-
nennoktada, ANAP Kürtçe ya
da ayn bir dilde yayın istiyor-
muş, bir siyasi partı de buna
karşı çıkıyormuş gibi bir hava
yaratıldığını anlattı. Pehliva-
noğlu, "Kendi değerierimizi
kommak için o vatandaşlan
çekecek \^yuı poütikalan üret-
meüyiz. Bugün Türkiye'de hu-
kuken bir başka dille yayın ya-
sağıyoktur. V'atandaşlanmızm
beynini yıkayanlara karşı bir
yayın yapmalı mıyız. yapma-
mah mıyız? Bunun tarttşıbna-
sılazım"dedı
Ertuğrul Yalçınbayır'dan hükümet ortaklanna eleştiri
'312. maddede samimi değiller'
ANKARA (ANKA) - ANAP Bursa Millet-
vekili Ertuğrul Yalçmbayır, hükümetin
Türk Ceza Yasası'nm 312'ncı maddesinin
değiştirilmesı yenne ceza indinmi getirerek,
bu maddeyi 'Demoklesin kıhcı' gibi tutmak
istediğıni belirtip "Hükümet samimi değfl"
dedi.
TBMM'ye TCY'nin 312'nci maddesinin
değiştiriunesi için bir yasa teklifi veren ve
komisyonda görüşülmediği için içtüzük ge-
reğmce TBMM Genel Kurulu'na indirilme-
sini de sağlayan ANAP Bursa Milletvekili
Ertuğrul Yalçınbayır, bu maddenin değişti-
rilmesi yerine, ceza indiriminin gündeme
getirilmesini eleştirdi.
Hükümetin af etmek değil, indirime tabi
tutarak 312'yi 'Demoklesin kıhcı' gibi tut-
mak istediğıni söyleyen Yalçınbayır, "Ben
hükümeti samimi görmüyonım. Samimi ol-
salar genel kurulda bulunan 312'yi gündeme
ahrlardı" diye konuştu.
Hükümetin af konusunda hâlâ uzlaşma
sağlayamamış olmasını da eleştiren Ertuğ-
rul Yalçınbayu-, dünyanın hiçbir yerinde si-
yasi iradenin affi bu kadar gündemde tuttu-
ğunun görülmediğini vurguladı.
Egebank
Ozkan:• *• • , " " *
Iddialar
gerçek dışı
ANKARA (AA) - Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan, Egebank'ın
Tasarruf Mevduah Sigorta Fo-
nu'na devredileceğine ilişkin
Cenajans Grey şirketinin sahibi
Nafl Keçili'ye bilgi ilettiği, böy-
lece Murat Demirel'ın konudan
haberi olduğu yolundaki iddı-
anm gerçek dışı bir iftira olduğu-
nu bildirdi.
Özkan, Başbakanlık Basın
Merkezi aracılığıyla yaptığı ya-
züı açıklamada, dün bir gazete-
de, bir Alman gazetesine daya-
nılarak "Egebank'uı TMSFye
devredflmesinden önce bununla
ügflihaberiKeçili'ye ilettiği,böy-
lece konudan Demird'in de ha-
berdar okhığunun" ileri sürül-
düğünü kaydetti. Keçili ile Ege-
bank'm fona devrinden 9 ay ka-
dar sonra 12 Eylül 2000 tarihin-
deTürkiye'nin tanıtımıprojesiy-
le ilgili olarak bir görüşme yapd-
dığmı belirten Özkan, "Bu ta-
rihten önce herhangi bir görüş-
mem olmamışnr" dedı. Ozkan,
hakkındaki iddianın tamamen
gerçek dışı ve şahsına yönelik
bir iftira olduğunu kaydetti.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr
Artık can sıkmaktan mide bu-
landırma aşamasına ulaşan af
pazariıklannda, baştan beri üs-
tünde anlaşmaya, uzlaşmaya,
görüş birliğine vanlan tek konu
var: Terörle Mücadele Yasa-
sı'ndan (TMY) mahkûm olanlar
af kapsamının dışında kalacak!
Dikkatinizden kaçmamıştır, af
tartışmalan üstüne yazılan ga-
zete yazılannın hiçbirinde de
"Yahu iti uğursuzu, ın. düşma-
nını, manyakkatilleriaffederken
şu TMY'den hüküm giyenleriaf
kapsamı dışında bırakmak ni-
ye" gibisinden bir uyan, bir do-
kundurma, bir değini gelmedi.
Kimileri meslektaşlanmız için
bu konudazaten kuşku yok. Te-
röristler asla affedilmemelidir!
Ama bir de bilinçli olarak bu
cıvık aftartışmasını siyasi tutuk-
lulara bulaştırmamayı yeğleyen-
ler var. (Izninizle kendimi bu kü-
meye koyuyorum.)
Seçtikleri siyasal mücadele
yöntemi -bu köşede bıktırma-
casınayinelendi- bize çok uzak.
Ancak bu, kimseye onlan yok
sayma, yok etme, yok edilme-
lerine seyirci kalma hakkını ver-
mez.
Her şey gözler önünde. Yok
Alm Affmızı, Başınıza Çalın!
sayılıyorlar. Af tartışmalarında
onlann sözü bile edilmiyor. Affın
onları kapsamaması sanki bir
toplumsal uzlaşma imişçesine
yutturuluyor; veri kabul ediliyor.
Yok edilmek isteniyoriar. Bu
"yo/cefme"gün geliyor Ulucan-
lar, Burdur, Bergama, Buca, Ay-
dın hapishanelerinde tanık ol-
duğumuz vahşi bir terörle ger-
çekleştiriliyor; gün geliyor, F tipi
cezaevlerini, koğuş sistemine
karşı bir seçenek olarak değil,
siyasal hükümlü ve tutukluları
"mutlak yalıtılmışlık"tn çıldırtıcı
kapanına kıstırmak olarak kav-
rayan zihniyetin inadıyla gerçek-
leştirilmeye çalışılıyor.
Hepsinin ortak noktası: Yok
etme.
Yok edilmelerine seyirci kalı-
nıyor. Ulucanlar, Bergama, Bur-
dur çoktan unutturuldu. Bu-
ca'da hüküm süren resmi terör,
gazetelerin "özetle" sütunlann-
da bile kendine yer bulamıyor.
Karagümrüklü Ergin kardeşler
Uşak Cezaevi'nde kadın gardi-
yanları da rehin almak için ko-
ğuş kapılanna dayanmasalardı,
orada, Terörle Mücadele Yasa-
sı uyannca 12,15,22 yıl gibi ağır
hapis cezalanna çarptınlan ve
Nuriş çetesine direnecek kadar
yürekli 70'i aşkın gencecik kız ve
kadının yattığını kimse anımsa-
mayacaktı.
• • •
Tıklım tıklım dolu hapishane-
lerdeki 70 bin dolayındaki tu-
tuklu ve hükümlünün 10 bini,
Terörle Mücadele Yasası'ndan
hüküm giymiş siyasi tutuklu ve
hükümlüler.
Eğer vicdanlar kararmadı,
yürekler nasır bağlamadıysa
yukarıdaki cümleyi kimse "ya-
nı on bin eli kanlı terörist" diye
okuyamaz, algılayamaz.
Yaşam sıyah-beyaz değil. Si-
yah-beyaz sadece, siyasetçi-
nin törenlerde giydiği siyah
frak, beyaz gömlekte kaldı.
Yaşam bir renkler alacası.
Bu ülkede yurtseverlerin, ay-
dınların, çürümeyi, haksızlığı
sorgulayacak bir bilinç uyanık-
hğına ulaşmış yurttaşlann, he-
le hele genç yurttaşlann tepe-
sinde, "hapse tık ve onlardan
kurtul" mantığı ile çıkanlmış Te-
rörle Mücadele Yasası sallanı-
yor.
Unutmayın, Manisa'dapolis-
ler biraz daha zeki olup suçla-
nnı örtbas edebilselerdi; Mani-
sa'daki anne babalar yurttaşça
davranacak bir yüreklilik için-
de olmasalardı; bu ülkenin ay-
dın kamuoyu duyarlık göster-
meseydi, Manisalı gençlerşim-
di "yok sayılan, yok edilen, yok
edilmelehne seyirci kalınan"
terör örgütü üyeleri olarak de-
mir parmaklıkların ardındaydı-
lar ve af tartışmalarında adlan
bile geçmeyecekti.
Unutmayın, 10 bin siyasi tu-
tuklu ve hükümlü arasında su-
çu bildiri dağıtmak, alanlarda
YÖK'ü, Susurluk'u, soyguncu-
lan, hırsızlan, işkencecileri pro-
testo etmeKten ibaret gence-
cik yurttaşlanmız var ve onlara
TMY uyannca 12 yıl, 15 yıl, 22
yıl hapis cezaları biçildi.
Unutmayın, bu ülkede, Spil
Dağı'nda kıpkızıl batan güneş-
ten coşkulanıp birlikte piknik
yaptığı arkadaşlarına Nâzım
Hikmet'ten "akın varakın Igû-
neşin zaptı yakın" dizelerini
okuduğu için 15 yıla hüküm
giymiş delikanlılar var.
"10 bin terörist" deyip göz-
leriyummak, işkencetezgâhla-
nnda alınmış ifadelerle gele-
cekleri karartılmış gencecik in-
sanlarımızın yok edilmelerine
seyirci kalmak demek.
•••
Türkiye hapishanelerini dol-
duran on bin Terörle Mücade-
le Yasası "kurbanı" ile şu "ka-
der kurbanı" denenlerin aynı
sepete konmaması, af pazar-
lıklannın nesnesi kılınmaması
çok isabetlidir.
Bu kirii af pazarlığını sürdü-
renlere, "Alın affmızı başınıza
çalın" demek gerek. Onlar pa-
zarlıklarını noktalasınlar, affe-
decekleri "değerti vatan evlat-
lannı" affetsinler.
Biz bu ülke adaletinin asıl ka-
nayan yarasını, siyasi tutuklu
ve hükümlüleri, onlann büyük
bir kesimini demir parmaklıklar
ardına gönderen işkence tez-
gâhlarını, terörü değil düşün-
ceyi ve düşüneni yok etmeye
yönelmiş Terörle Mücadele Ya-
sası'nı tartışacağız...
Güneş Taner nerede?
Bankalar operasyonu ve
sonrasında ANAP'lı Güneş
Taner'in kulağı çok çınlatıldı. Bu
konuda ANAP'lılardan pek ses
çıkmıyor. Gazetecilerle
sohbetlerde yakınmalar dite
getiriliyor ama "resmen" bir
açıklama yok. Taner de,
TBMM'ye uğramıyor. DYP Tunceli
Milletvekili Kamer Genç,
bankaların özelleştirilmesiyle ilgili
tasarılar görüşülürken bu konuya
dikkat çekti: "Güneş Taner,
Etibank'ı birmedya grubuna
veriyor, gidiyor arkasından onun
yönetim kurulunda maaşlı olarak
...ama kaç lira alıyor. 1 milyon
dolarmı alıyor, 500 milyon dolar
mı alıyor? Çıkın burada söyleyin.
Bu arkadaş nerede Allahınızı
severseniz? Bu arkadaş maaş
alıyor mu buradan, hangi gün bu
kûrsûye geldi yani, hangi gün
buraya geldi? Bu, doğrudan
doğruya görevi suiistimaldir,
milletvekilliği sıfatını suiistimal
etmektir." Görüşmeler sırasında,
muhalefet milletvekilleri iktidan
soaı yağmuruna tuttu. Ancak bu
sorulardan çoğu yanrtsız kaldı.
DYP'li Ramazan Gül,
"...hükümetin yıpranmayı göze
alamadığı için kamu
bankalanndaki usulsüzlüklerin
üzerine yattığını, adı yolsuzluğa
kanşan bazı banka
yöneticilerinin, özellikle bir
başbakan yardımcısı tarafından
korunduğunu da biliyoruz"
deyince, MHP Grup Başkanvekili
Ismail Köse söz istedi:
"Sayın konuşmacı, bir kamu
bankasında yanlışlıklann
yapıldığını ve bu yanlışlıklardan
dolayı bir başbakan yardımcısının
korunduğunu ifade ettiler. Bu
başbakan yardımcısı kimdir?
Malumunuz üç tane başbakan
yardımcısı vardır. Isim
zikredilmeden konuşulması tabii
gruplan da rahatsız etmektedir."
DYP Grup Başkanvekili Turhan
Güven yerinden "Sen biliyorsun
bunu" diye bağırdı. Ancak bu
"bilinen" adı kimse
anmadığından, söz konusu
başbakan yardımcısının kimliği
tutanaklara geçemedi...
Af vetosu mağduru
Af konusu haftalardır
kamuoyunu meşgul ediyor.
Hükümet ortaklan "af
çıkaralım"öa anlaştı ama
"nasır kjsmındaki düğüm
çözülmüş değil. Af
tartışmasının evveliyatı, taa
geçen yasama dönemine
dayanıyor. 20. dönemde DSP
Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit'in gündeme
getirdiği af, 57. hükümet
döneminde çıkanldı ama
dönemin Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'den veto
yedi. Dtırum böyie oiunca,
ortaya bir de "af mağdurlan''
çıktı. Bir ANAP yöneticisi, ilginç
bir "af mağduru" örneği verdi:
"Bir tanıdığım var, bir vergi
borcu nedeniyle, 2yada3 yıl
ceza almış. Geçen sene konu
Meclis'te görüşülürken adama,
'Af kanunu, Cumhurbaşkanı'na
gönderilir gönderilmez git
teslim of demişler. O da bu
akla uyup gitmiş teslim olmuş.
Ama afveto edilince, tabii
adam da içeride kaldı. Şimdi
birkaç aya kadar tahliye
olacak, ama hâlâ afyasasını
çıkarabilmiş değiliz..."
'Size baba diyebilir miyim'
ANAP'lı Devlet Bakanı Edip
Safter Gaydalı, yoğun
temposundan yakınırken oğlu
Ali'nin de bu durumdan hiç
hoşnut olmadığını anlatıyordu.
Işi gücü bırakıp bir hafta sonunu
oğluna ayıran Gaydalı,
geçirdikleri günün gülümseten
öyküsünü şöyle anlattı:
- Bütün gün birtikte dolaştık,
spor yaptık. Ikimiz de çok güzel
zaman geçirdik. Ama Ali yine de
bana laf dokundurmadan
edemedi. Akşam üzeri,
dokunaklı bir ses tonuyla
"Amca, sizi kendime çok yakın
hissettim, size 'baba' diyebilir
miyim" diyerek bana sitem
etmekten de geri kalmadı...
Gaydah'nın muzip oğluyla ilgili
bir öykümüz daha var:
"Tatilde Italyanlarla plaj
voleybolu oynayan Edip Safter
Gaydalı, oyun arkadaşlan adını
sorunca, 'Seftır' diye yanıt
vermiş. Ali, baba niye böyle
söyledin, deyince de, 'Canım
adımın Ingilizcesini söyledim',
demiş. Ali yine taşı gediöine
koymuş: - Baba, bunlarltalyan.
Ingilizceden anlamazlar. Bari o
zaman 'Saftero' deseydin..."
Karayalçın'dan açıklama
Kuliste geçen yayımladığımız
Tencere dibin kara" başlıklı
yazrya CHP Parti Meclisi üyesi
Murat Karayalçın'dan tepki
geldi. Işte, Karayatçın'tn
açıkJaması: "Biz batan
bankalan kapattık, tasfiye
ettik. Bütün yükümlülük
bankalann sahipleri ve
yöneticilerine kaldı. Bugün ise,
10.5 milyar dolar yük devlete
kalıyor. Bizim yaptığımızla,
bugün yapılan aynı şey mi?
Aynca Devlet Bakanı Recep
Onal, bizim dönemimizde
çıkan bir KHK'den söz ediyor.
Bu KHK, sonradan iptal
ettirildi. 2000 yılında, 1995'te
iptal edilen bir KHK'ye
göndermede bulunuluyor."
Şık anlatım...
FP'li Dengir Mir Mehmet Fırat,
Plan-Bütçe Komisyonu'ndaki
görüşmelerde memur
maaşlanyla işçi ücretleri
arasındaki farkı ilginç bir örnekle
gündeme getirdi. Fırat, görev
yolculuğu sırasında yemek
molası veren bir Köy Hizmetleri
ll Müdürü'nün, şoförünün
"Müdürüm senin maaşın
yetmez, yemeği ben
ısmariayayım" önerisiyle
karşılaştığını anlattı. Olayı
yadırgayan komisyon başkanı
Metin Şahin araya girerek
"Olmadı Sayın Fırat. Bu şık
değil" dedi. Şaşıran Fırat, bu
kez daha farklı sözcükler seçti:
"O zaman daha şık olarak ifade
ediyorum Sayın Başkan.
Müdüherimizin yemeklerini
karşılama imkânlanna sahip
olmalannın sağlanmasını ve
bununla gurur duymayı
istiyoruz." FP milletvekili,
üyelerin gülüşmeleri üzerine
ekledi: "Şimdi şık oldu mu?"
Daha sonra komisyonunun
havasını yumuşatma sırası
Devlet Bakanı Mustafa
Yılmaz'a geldi. Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü'nün lağvedilip
yetkilerinin il özel idarelerine
verilmesini isteyen DYP'li
Mehmet Oönen'e Yılmaz yanıt
verdi: "Hele verin yetkiyi de, il
genel meclisi üyelerinin dozerin
başına bayrağı çekip
milletvekillerinin ayağını
kaydırmak için nasıl
bekleyeceğini görün. Sadece
benim bölgem Gaziantep'te,
yerime aday olmak için
bekleyen 20 kişi var."
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğju
tbmm@cumhariyetcom.tr