Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 KASIM 2000 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbui B 17 Sinop B 16 Adana
Edime B 17 Samsun
B 25
B 15
Kocaelı B 17 Trabzon PB 14
Çanakkale B 17 Giresun
Izmir B T§ Ankara
B 14
B 14
Manısa
Aydın
_B 18 Eskişehır B 14
B 14_B 22 Konya
Denızlı B 19 Sıvas B 10
Zonguldak B 13 Antalya B 25 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
B
B
22
16
20
16
16
13
10
Yurdun kuzeydoğu ke-
sımlen parçaiı bulutlu,
ötekı yerier az bulutlu
ve açık geçecek. Mar-
mara ve yurdun iç ve
doğu kesımlennde sa-
bafı saatlennde yer yer
ssgorulecek Havası-
caklığı yurdun«Jogu ke-
sımlennde bıraz azala-
cak, batda değışmeye-
cek. Ruzgâr değışık
yonlerden hafıf olarak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
5
6
8
11
10
10
9
10
Beriin Y 11 Moskova
Budapeşte Y 16 Aşkabat PB 18
Madrid Y 15 Astana PB 8
Viyana
Belgrad
Y 9 Taşkent
PB 18 Bakû Y 13
Sofya
Roma
PB 14 Bişkek Y 10
Y 19 Trflîs Y 13
Atina B 20 Kahire B 27
Münih 8 Zürih Y 16 Şam B 25
0Aç* f^\ Parçaiı bulutlu Sıslı Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmuriu Karlı Sulu kar \ Gok gürultulu
GÜNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Af konusunda görüşler darmadağın!
Başbakan Ecevit, kimi tutkulannı af yasasıyla bir-
likte gerçekleştirmenin peşıne düştü.
DSP lıdennın sıyasal açıdan büyük hezimeti, Sü-
leyman Demirel'i Çankaya'da tutmak için ünlü 5+5
formulunu dayatmasıydı.
TBMM, Ecevit'i tersyüz etti.
Demirerin süresi uzatılmadı, Ecevit'in önerisiyle
Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Se-
zer, anayasanın öngördüğü biçimde 7 yıllığına Cum-
hurbaşkanı seçildi.
Dün de, bugün de Sezer'in seçimine de, seçildik-
ten sonraki davranışlannı eleştirene de rastlanmıyor.
Gerçek bu ama; Ecevit'in Sezer'in görev süresini
kısaltmak gibi bir inadın peşinde olduğunu göste-
ren kanıtlar giderek çogalıyor.
Sezer'in görev süresini 5 yıla indirmek için bugün
orta yerde hiçbir neden yok.
Yeni bir cumhurbaşkanı seçimi için önümüzde en
az altı buçuk yıl zaman varken Ecevit'in bu girişimi
anlamsız. Bu bir!
Ikinci nokta: Ülkeyi ekonomik ve siyasal kimi s o
runiardan kurtaracağını öne sürerek hazırlattığı
KHK'leri Çankaya'nın geri çevirmesi Ecevit'i hiddet-
lendirdi.
Oysa, Anayasa Mahkemesi KHK'lerin temelini
oluşturan yetki yasasını ve 17 KHK'yi iptal ederek
Sezer'ı haklı çıkardı.
Yüksek mahkemenin Sezer koşutundaki karan
Ecevit'in hiddetini daha da güçlendirdi.
Ecevit, idare-i maslahatçı tutum iztemeyi redde-
den Çankaya'yı aşmanın peşinde.
Yeğeni de kurtaralım
Demirel'le anayasal yetkileri dün uygun gören bir
Başbakan, bugün Sezer"le -Cumhurbaşkanı olma-
dan azaltılmasını istediği- anayasal yetkilerin fazla-
lığından yakınıyor.
Bu; ne derse desin, dilediği gibi icraat yapabilmek
için Ecevit'in Sezer'den kurtulma -çoğunluğa göre
intikam- planı.
Ecevit bu ızlenimi silmek için 5+5'in "kesinlikle
Sezer'e dönük birgirişim olmadığını" yineleyip du-
ruyor.
Tabii, inandıncı olamıyor.
Ecevit'in bu davranışlan bir bakıma yönetimi ve
tabii Çankaya'yı tık çıkmayan, ne derse eyvallah de-
yip sineye çeken DSP gibi dikensız gül bahçesıne
çevirme çabası.
Başa geleni çekmemize kaynaklık eden olgu or-
tada: TBMM'deki beş partiden ikisinin -FP ile
DYP'nin- siyasal felçlı olması, Ecevit dışında -en az
Ecevit kadar devleti yönetecek- bir hükümet arayı-
şını ya da seçeneklerini ortadan kaldınyor.
• Af yasasını çıkatacak çogunkiğa sahip oimasna
karşın; anayasa degişikliği gerektiren Sezer planın-
da Fazilet'i yanına çekebilmek için bölücülükten hü-
küm giyen Necmettin Erbakan'ı kurtarmayı vaat
ediyor.
Fazilet ve dinci yayınlar bastınyor: Manşetler "af
işkencesi".
Ecevit, af dışında başka havalarda. Sezer planın-
da dilediği noktaya gelebilmek için muhalefeti kul-
lanıyor.
Hırsızı, uğursuzu, katilleri, bölücüleri, eşkıyaya
yardım edenleri vs vs.. affettikten sonra..
Ecevit'in büyük dostu eski Cumhurbaşkanı'nı
hoşnut kılmak için yeğen Murat Demirel'le "aile fo-
toğrafındaki
;
"leri kurtaracak bir hazıriık var mı aca-
ba?
Fransdj tosartyı
'şimdilik oylamayacak
9
PARİS (AA) - Fransız
hükümeti, 8 Kasım'da Se-
nato tarafından kabul edı-
len sözde Ermeni soykın-
mı tasansının şimdilik
Meclis'in gündeminde yer
almasının öngörülmediği-
ni açıkladı.
Meclis'te yapılan soru
önergeleriyle ilgili otu-
nımda hükümetin, tasanyı
gündemine almasını ve ta-
sarının milletvekılleri ta-
rafindan incelenerek kesin
olarak benımsenmesini is-
teyen komünist partüi biı
milletvekilinin talebıne
yanıt veren parlamento ile
ilişkilerden sorumlu Ba-
kanJean-JackQueyranne,
bu olasılığın şimdilik dev-
re dışı kaldığmı belirtti.
Queyranne'ın açıklama-
sıyla, hükümetin Ermeni
tasansı konusunda tarafsız
bir tutum izleme yolunda-
ki tavnm devam ettirdiği
izlenimi gözlendi.
Aziz Nesin Hn
adı okula verildi
B Baştarafı 1. Sayfada
a Nesin tlkokulu' (Aziz-
Nesin-Grundschule Ber-
lin). Öğretmenler ve veli-
lerden oluşan 'Okul Kon-
feransı' adlı kunımun ge-
çen mayıs ayında aldığı
karar, Berlin Eğitim Ba-
kanlığı ve Kreuzberg tlçe
Belediye Meclisi tarafın-
dan da kabul edilerek
Türkçe-Almanca Avrupa
Okulu'na, ünlü yazar Az-
iz Nesin'in adı verildi.
Avrupa devlet okullan
modelinde sınıflann yan-
sını Türk, yansmı da Al-
man öğrencıler oluştunı-
yor. Dersleri de bir Alman
ve bir Türk öğretmen aynı
anda beraber veriyor. Ber-
lin'de ve Almanya'da yak-
laşık iki senedir ilgı ile ta-
kip edilen büyük tarhşma-
lar sonunda verilen karar,
ocak ayında Türkiye'deki
Aziz Nesin Vakfı'nın yö-
neticisi ve Azız Nesin'in
oğlu Prof. Dr. AK Nesin'in
de katılacağı büyük bir
şenlik ile kamuoyuna du-
yurulacak.
Okulun adınnı Aziz Ne-
sin olarak değiştirilmesi
teklif edildiğinde harekete
geçen 'baa çevreter'in çe-
tin bir mücadele vererek
Aziz Nesin adına engel ol-
mak için Mehmet Akif Er-
soy ve Haüde Edip Adıvar
gibi isimler de teklif ettik-
leri öğrenildi. Birlik 90/Ye-
şiller Berlin Eyalet Millet-
vekili ve Parti Grubu Eğı-
tim Politikası Sözcüsü Oz-
can Muthı Cumhuriyet'e
duygulannı şöyle anlattı:
"AzizNesin Bmini Türkçe-
AlmancaAvrupa Okulu'na
vermemizin birçok nedeni
var. Biz Aziz Nesin'i sadece
büyükbiraydınveyazarol-
dugundan dolayı değfl, da-
ha çok Türkiye'deki otori-
ter eğhime karşı çağdaş bir
eğitim için mücadele ver-
mesinden dolayı da seçtik.
Unutmamak gerekir Id, sa-
dece Berlin ve Almanya'da
değfl, tüm Avrupa'da ilkkez
bir TürkrveB aydının ismi
bir okula verinyor."
'Üniter yapıdaıı ödün verilemez
9
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-Genelkurmay Genel Sekrete-
ri Tümgeneral AslanGüner, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Tür-
kiye'nin AB'ye girmesine karşı
çıkmasının mümkün olmadığını
belirterek "Ama 'Bu kayıtsız şart-
sız mı olmalı' bölümünde belki
farkh döşûnüyoruz" dedi. Güner,
ülkenin üniter ve laik yapısmdan
ödün verilemeyeceğinin altuıı çi-
zerken "Böhınürsek ayakta kala-
mayız. TSK var oldukça Türld-
ye'nin bölünmesine izin vermeye-
cektir" dedi.
Tümgeneral Güner, dün akşam
Gazi Orduevi'nde basm mensup-
lanna bir kokteyl verdi. Kokteyl-
de gazetecilerin gündemdeki ko-
nulara ilişkin yöneltebilecekleri
sorular olabileceğini belirten Gü-
ner, bu konulara ilişkin konuşma
yaptı. Güner, karargâh içi taslak
çalışma niteliğindeki "Andıç'la il-
gili olarak daha önce açıklama
yaptıklarmı anımsattı ve "Buna
flave edeceğimiz bir şey yok" diye
konuştu.
Türkiye'nin AB adaylığı konu-
suna değinen Tümgeneral Güner,
AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nin
tek taraflı bir belge olduğuna dik-
kat çekti. Tümgeneral Güner, şun-
lan söyledi:
"Ama hazırlık aşamasında te-
masiar oldu. Bu sırada Türkiye
Cumhuriyetibir devletolaraktüm
kurumlan 0egörüşoluşrurma aşa-
masmda iken elbette TSK de ilgili
ortamlarda kendi katkılarun, gö-
rüşlerinidikgetirereksöyledLSo-
nuçta ortada bir belge var. Bu bel-
geyi sizler tarûşrvorsunuz, kamu-
oyu tartşryor. Ben kendimi zaten
tek başına yetkOi bilmem, saymam
bu konuda. Ama müessese olarak
bu değeriendirme aşamasında da
mensup olduğum Silahlı Kuvvet-
ler'in görüsü doğrultusunda >a da
uygun ortamda kendisi dile getir-
diğinde elbette her biri için duşün-
cekrini ifade edecektir."
TSK'nin genel çizgisinin defa-
larca Genelkurmay Başkam Or-
general Hüseyin Krvnkoğlu, son
olarak da Genelkurmay Ikinci
Başkanı Orgeneral Yaşar Büyüka-
mt tarafından ifade edildığını vur-
gulayan Güner, "Asker AB üyeli-
ğine karşı'' eleştirilerine yamt ve-
rerek şunlan kaydetti:
"TSK'nin AB'ye girişe karşı o|-
ması mümkün değfl. Bazen elesti-
renler oluyor, satır aralannda da
olsa... Bu mümkün değiL Ama 'Bu
kayıtsız şartsız mı olmalı' bölü-
münde belki farkh düşünüyoruz.
Üniter yapı, demokratik, laik te-
mel ilkeler^ Bu tutumumuzda bir
Tutukluyakınları da ölüm orucunda TurukluveHükümraAflefc-
ri Yardımlaşma Derneği
(Ozgür TAYAD) üyesi Şûkran Ağdaş, Fatma Şener, Şenay Hanoğlu ve Gübüm Ada, F tipi cezaevieri-
ne karşı 25. gününe giren cezaevferindeki açhk gre\ lerine destek ohnak amacryla, sanatçı Bügesu Ere-
nus'un evinde "ölüm orucuna" başladılar. Bilgesu Erenus, tutuklu ve hükümlû yakmJaruun ölüm oru-
cu eylemi için bütün aydm ve sanatçdar adına evüıi açbğmı söyledi "Başnnın üzerinde yerieri var" de-
diğitutukluyakmlan için Erenas, "Bu topraklarda hiçbirşey kaybolmaz,amabukezkorkuyorurnhem
de çok korkuyorum çünkü canlar söz konusu. Canlar kaybohnâdan, insanlar öbneden yetkililer lapır-
dasmkr isttvorum" diye konuştu. Erenus, "Sadece tutuklu ve hükümlüJer için değil, ülkede sanata, bi-
fime dayadlan 'F tipi' zmniyçte karşı da yapryorum bunu" dedi Ölüm orucuna başlayan tutuklu ve hü-
kümlü yakuılan da yaptikîan basm açıklamasuıda cezaevkrinde açhk grevinin 25. gününe girdiğmi
(bugûn 26), devietin duyarsızfağuun ise devam ettiğini söylediler. (Fotograf: HATİCE TUNCER)
değişiklik ohnadL" Kokteyl sıra-
sında gazetecılenn sorulannı da
yanıtlayan Aslan Güner, Awaks
erken uyan uçaklanyla ilgili soru
üzerine, Hazine ile olan sorunun
aşıldığuu ve almnn gerçekleşme-
sı için çalışmalann sürdüğünü
söyledi. Güner, azalan terörün ön-
celıklı tehdıt sıralamasındaki ko-
numunun sorulması üzerine, "Te-
rör yok olmadan, tehdit sıralama-
smdaki yerinin değişmesi söz ko-
nusu değüdir" dedi. Güner, asker-
lerin Güneydoğu'dan geri çekil-
mesiyle ilgili soruya da "Sistemh
bir geri çekilme değil. Komando
stratejik birbirliktir. Vazm operas-
yona eherişli koşullar vanh. Gitti-
İer, görevieri sona erdi, baa birlik-
ler geri döndü. Ama bu geri çekil-
me anlanuna geünez" yarutını ver-
dı. AB belgesınde yer alan "kfll-
türel ve siyasi haklar"a ilşkin ifa-
delennin anımsatılması üzerine
Güner, "TSK'nin tek kaygısı üni-
ter birüğm bozulmasıdır. TSK var
oldukça buna müsaade etmez. T-
SK'nin belgeye ilşikin görüşleri ü-
güi ortamlarda, ilgili de\ let \etkili-
lerine iletih'\or. iletilmeye devam
edikcek" dedi Güner, Fransız Se-
natosu'ndan geçen Ermeni tasan-
sıyla ilgili olarak TSK'nin ne ya-
pacağı sorusu üzenne, bu konuda
da Dışişleri Bakanlığı ile bir çalış-
ma yürütüldüğünü, bunun tamam-
lanmasının ardından eylem planı
olarak komuta katına sunacaklan-
nı vurguladı.
'Atina bize yanıt vermedi'
Güner, Türkiye ile Yunanıstan
arasuıdaki gerginliğe TSK'nin (T-
SK) nasıl baktığma ilişkin bir so-
ru üzenne, "Yunanistan'a 'Güven
arttıncı önlemlen gelın konuşa-
lım' dedik,karşıtaraftanyanıtgel-
medi" dedi "Kürtçe TV" tartış-
masıyla ilgili TSK adına açıklama
yapamayacağını kaydeden Tüm-
general Güner, "TSK'nin tek kay-
gısı, Türkiye'nin üniter biriiğini
bozmasıdır. Bunlar siyasi konular,
hassas konular» Zamanı geldigin-
de değeriendiriKr" diye konuştu.
Hükümet ortaklanndan farkh ses
• Baştarafı 1. Sayfada
yattığını savunan Yılmaz, "Yü-
nanistan'a bu anlamda kozmetik
bir ödün verümiştir" diye konuş-
tu. Helsinki zirvesinde dönem
başkanmın, "Kıbns konusunun
AB üyehgİYİe iBşkilendirilemeye-
ceğme" dönük yazılı taahhüdü bu-
lunduğunu kaydeden Yılmaz, bu
unsuru belgenin bakanlar ve hü-
kümet başkanlan zirvesinde görü-
şülmesı sırasında dikkate getire-
ceklerini bildirdi. Bunun dışında
Türkiye'den istenenlerin, yapıla-
mayacak kadar "ada deve" istek-
ler olmadığını savunan Yılmaz,
Türkiye açısından ikinci sıkıntılı
durumun ise mali yardımlara iliş-
kin olduğunu vurguladı.
AB'nin istemlerine karşın Tür-
kiye için öngörülen 177 milyon
ECU'luk yardnnın son derece ye-
tersiz olduğunu kaydeden Yıl-
maz, öngörülen hedeflerle, yapı-
Türtee, Basm Ozgûrlüğü
gıbı farkh konularla Tûrkıye'de
gundem oluşturduk
Şımdı bir yentsı tçtrv, 7 Beym
Fırtınası ıçın hazırlanıyoruz
Tum reklamcılara duvurulur,
7. Beyin Fırtımtı geliyor
runası. 1? 30-13 DC 4Jnülejer«ııtUTOi6â
StGOMA
lacak yardmım dengelenmesi ge-
rektiğini vurguladı. Yıhnaz, "Ak-
si takdirde AB, Türkiye'nin önû-
neyüksek hedefler koyan, ama bu-
nu gerçekleştirmek için samimi
olarak gereğini yapmayan bir ku-
nım konumuna düser" diye ko-
nuştu.
Türkiye'de bazı kesim-
lerin AB üyeliğini isteme-
diğmi, bunu da bazı ak-
saklıklan büyük pürüzler
göstererek ortaya koydu-
ğunu kaydeden Yılmaz,
ancak yurttaşlann istekli-
liğinin, karşı tavu~da olan-
lan gölgede bıraktığım
vurguladı. Belgede yer
alan isteklerin yerine geti-
rihnesi içinbaşta hükümet
ve parlamento ohnak üze-
re bütün kesimlere görev
düştüğünü kaydeden Yıl-
maz, "Türkiye şu anda,
havuzun kenanna gelip
ayağryla suyun sıcakhğına
bakan adamlara benziyor.
Oysa, arnk haMiza girme-
Kyiz, yüzmeliyiz, hatta di-
ğer rakiplerimizie yanş-
maya başlamahyızr
' görü-
şünü dile getirdı.
Kürtçe yayın konusun-
daki sözlerinin abartıldı-
ğını ya da yanhş aktanldı-
ğını kaydeden Yılmaz,
KOB'de Türkiye Cumhu-
riyeti yurttaşlanna dönük,
radyo ve televizyonlarda-
ki bazı yasaklann kaldı-
nhnasrnm istendiğine işa-
ret etti. Yılmaz, Med
TV'yi kastederek "Bölii-
cü yaymlar halen bazı va-
tandaşlanmızın evine ça-
nak antenler aracıhğıyla
giriyor. Gelişen teknoloji
nedeniyle bunlanyasakla-
mak ya da engellemek
mümkün olmuyor. Biz
devlet olarak buna karşı
önlem almak durumun-
dayE" dedi. Devletin gö-
revinm, bölücü yayınlar-
dan yurttaşını korumak
olduğunu kaydeden Yıl-
maz, bunun yolunun da
"Türkçeyi iyi bilmediği
için dünyadaki geüşmeler-
den haberdar olamayan
vatandaşlanna, anadilk-
rinde yayınla ulaşmak-
tan" geçtiğini vurguladı.
Bonkolann scıtışı
Meciis 'tegörüşüldü
ANKARA(Cumhuri-
yetBürosu)-Zıraat, Halk
\e Emlak bankalannın
kamu paylanmn tama-
mma kadar özelleştiril-
meleri olanağı tanıyan
ve özelleştirme hazırlı-
ğında yetkiyi Bakanlar
Kurulu'na veren tasan,
dün TBMM Genel Ku-
rulu'nda görüşülmeye
başlandı. DYP Samsun
Milletvekili Kemal Ka-
bataş, tasannın kamu
bankalarınm sorunlannı
çözmede yetersız kala-
cağını söylerken FP
Konya Milletvekili Vey-
sel Candan. "Tasanyla
kamu bankalan özelîeş-
nnhniyor,si\asallaşnnb-
yor" dedi. Devlet Baka-
nı Recep Önal, kamu
bankalannın görev zara-
n stokunun 20 milyar
dolar olduğunu, tasan-
nın yasalaşmasıyla bun-
lann tasfıye edileceğını
söyledi. Önal, "Amacı-
nuz kamu bankalannı
özelleştirerek de\ letin fi-
nans kesiminden çekU-
mesidir" dedi.
Muhalefet sözcülen, 3
kamu bankasının özel-
leştirihnesine ilişkin ya-
sa tasansı göriişülürken,
özelleştirilmek istenen
bankalara ait görev za-
rarlannın nasıl karşıla-
nacağını sordular ve bu
bankalann özelleştinl-
mesıyle çiftçi ve zanaat-
kârlara dönük hizmetin
nasıl sürdürüleceğine
ilişkin kaygılannı dile
getirdıler. DYP'li Kaba-
taş, kamu bankalannın
bankacılık sektörünün
yüzde 40'ını oluşrurdu-
ğunu vurgularken bu
bankalann topladıklan
33 katrilyon liralık mev-
duatm sadece 7 katrilyo-
nunu krediye çevirebil-
diklerine dikkat çekti.
FP'lı Candan ise tasa-
nyla kamu bankalannın
siyasallaştınldığını,
bundan böyle siyasetin
bankalann içine daha
fazla sızacağını savun-
du. Candan, "Tespit ve
teşhis doğru, fakat uygu-
lama yanhşar. Buna özel-
leştirme denemez. Ban-
ka soygunlanmn siyaset
ayağı açıklanmadan bu
iş çözübnez. Burada asıl
hesap vermesi gereken-
ler banka kurma izni ve-
renlerdir" dedi.
ANAP tzmir Millet-
vekili Işın ÇelebL kötü
bankacılığın beraberin-
de yolsuzluğu da getir-
diğini belirterek acıl ge-
reksinim olduğunu bil-
dirdi. Çelebi, Merkez
Bankası'nın da özelleşti-
nlıp bağımsızlaştınlma-
sı gerektiğini sözlerine
ekledı.
Devlet Bakanı Önal
ise eleştirileri yanıtlar-
ken devletin finans sek-
töründen çekihnesi ge-
reğı üzerinde durdu. Ö-
nal, "Ziraat Bankası'nın
1995'te 52 trihon olan
göre>' zaran, 2000 yıh so-
nunda 8 katrilyon ola-
cak. Odenen miktar ise
1.4 katrilyon Ura. Halk
Bankası'nın 1995'te gö-
rev zaran 76 trüyondu,
2000'de 62 katrihon ola-
cak. Ödenen miktar 983
triryon üra. tki bankamn
toplam görev zaran 20
miryar dolar. Tasan ya-
salaştığmda görev zarar-
lanmn tasfiyesi için ola-
nak sağlanacak. Emlak
Bankasının görev zara-
n 5 triryon Ura. Bunun
tahville ödenmesi öngö-
rülmüyor. Bunu nakit
olarak ödemek müm-
kün" dedi. Önal, millet-
vekillerinın "Şündiye
kadar kaç banka özelleş-
tirüdi sonra da devietleş-
tirüdi" sorusuna, "Sü-
merbank ve Etibank
özelleştirildi. Bunlar tek-
rar de\letJeşnnlmedi, fo-
na deyredildi" yanıtmı
verdı. Önal, Ziraat Ban-
kası'nda 40 bın, Halk
Bankası'nda 12 bin, Em-
lak Bankasf nda 7 bın
600 personel çahştığım
vurgularken, bu sayıla-
nn azaltıhnası durumun-
da bankalann çok daha
verimli çalışabıleceğini
bildirdi. Önal, kendi dö-
nemlennde kamu ban-
kalannda hiçbir popülist
talimat verilmediğini sa-
vunurken "Arük tanm
desteklenmeyecek mi?"
sorusuna "Elbette des-
teklenecek, \ alnı/ bugü-
ne kadarolduğu gibi des-
tek aracüara değU, ger-
çekhaksahiplerine gide-
cek" yanıtuıı verdi.
5 maddelik tasannın
TBMM Genel Kuru-
lu'nda dün kabul edilen
2 maddesiyle getirilen
düzenlemeler şöyle:
# Ziraat Bankası,
Halk Bankası Anonim
Şirketı ve Türkiye Em-
lak Bankası Anonim Şir-
ketı, yeniden yapılandır-
mayla özelleştirmeye
hazırlanacak.
# Bankalann yeniden
yapılandınlmasına iliş-
kin esaslar Bakanlar Ku-
rulu tarafından belirle-
necek. Yeniden yapılan-
dırma ve hisse satış iş-
lemleri yasanın yürürlü-
ğe girmesinden itibaren
üç yıl ıçinde tamamlana-
cak. Bakanlar Kurulu bir
kereye mahsus olmak
üzere bu süreyi yansı ka-
dar uzatabilecek.
# Bankalann yasanın
yürürlüğe girdiği tarih-
teki personeli hakkında
aylık, özlük ve emekli-
hîderi yönünden tabi ol-
duklan mevzuatın uygu-
lanmasına devam edi-
lecek.
Dini (manı 'Petrol'!...
M Baştarafı Arka Sayfada
değil; eski Doğu Bloku üyesi Doğu Avrupa ül-
kelerini, Rusya'ya -Allah bilir, Türkiye'ye de- kar-
şı 'örgütlemeyi' içinden geçiriyor; bu jkı Asya'lı
'dev'e karşı, ancak o zaman, Avrupa'nın bütün dev-
letlerinin güvenliği sağlanmış olacaktır.'
'Olurmu canım?' demeyiniz, bir düşününüz: Ba-
tı Avrupa için, önce Türkler Vıyana'ya kadar Do-
ğu Avrupa'yı ele geçirmiş 'saldırganlar'dır, sonra
da, Ruslar dahaon yıl önce, Doğu Bloku'nun ba-
tı sınırı, Bertin'de değil miydi? Bu mantık, Batı Av-
rupa'yı ve onun 'uzantısı' ABD'yi, 'dünyanın sahi-
bi ve efendisi' sayan Batı/merkezci bir mantıktır
ki, 'evrensellik' iddiasındadır; Rusya ve Türkiye
bahsinde ise, en veciz ifadesinı, Gladistone'un ağ-
zında bulmuştur: Türkler ve Ruslar Asya'lıdır, Av-
rupa'yı rahat bırakmalan için, bırbınne kırdınlmalı-
dır.
Gâzi ve Lenin, -aradaki sürtüşme ve hırçınlık-
lara aldırmaksızın- iki savaş arasını, Bat'ya kar-
şı tam bir dostluk içinde geçirmeyi, bunun için
tasarlamış ve uygulamışt. Şimdi Rusya Fede-
rasyonu, -aradaki sürtüşme ve hırçınhklara al-
dırmaksızın- bunun için işbirliği, hatta stratejik
ortaklık önerisinde bulunuyor: böylece, ufak u-
fak yükselmekte olan Avrasya Kalesi'nin Batı
duvannda da, gedik bırakmamak istiyor; çünkü
meraklısı bilir, zaten Rusya, Çin, Türk Cumhu-
riyetleri ve Hindistan, benzer hesaplar ve teşeb-
büsler içindedir.
Türkiye ne yapacak? Avrasya petrolünü, 'Sis-
tem'e peşkeş çeken, 'enayi komisyoncu' mu ola-
cak; yoksa Asya'lılığını iftiharla hatıriayıp, o petro-
le sahip mi çıkacak? Mesele bu!