25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 KASIM 2000 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbui B 17 Sinop B 16 Adana Edime B 17 Samsun B 25 B 15 Kocaelı B 17 Trabzon PB 14 Çanakkale B 17 Giresun Izmir B T§ Ankara B 14 B 14 Manısa Aydın _B 18 Eskişehır B 14 B 14_B 22 Konya Denızlı B 19 Sıvas B 10 Zonguldak B 13 Antalya B 25 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 22 16 20 16 16 13 10 Yurdun kuzeydoğu ke- sımlen parçaiı bulutlu, ötekı yerier az bulutlu ve açık geçecek. Mar- mara ve yurdun iç ve doğu kesımlennde sa- bafı saatlennde yer yer ssgorulecek Havası- caklığı yurdun«Jogu ke- sımlennde bıraz azala- cak, batda değışmeye- cek. Ruzgâr değışık yonlerden hafıf olarak DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 5 6 8 11 10 10 9 10 Beriin Y 11 Moskova Budapeşte Y 16 Aşkabat PB 18 Madrid Y 15 Astana PB 8 Viyana Belgrad Y 9 Taşkent PB 18 Bakû Y 13 Sofya Roma PB 14 Bişkek Y 10 Y 19 Trflîs Y 13 Atina B 20 Kahire B 27 Münih 8 Zürih Y 16 Şam B 25 0Aç* f^\ Parçaiı bulutlu Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmuriu Karlı Sulu kar \ Gok gürultulu GÜNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Af konusunda görüşler darmadağın! Başbakan Ecevit, kimi tutkulannı af yasasıyla bir- likte gerçekleştirmenin peşıne düştü. DSP lıdennın sıyasal açıdan büyük hezimeti, Sü- leyman Demirel'i Çankaya'da tutmak için ünlü 5+5 formulunu dayatmasıydı. TBMM, Ecevit'i tersyüz etti. Demirerin süresi uzatılmadı, Ecevit'in önerisiyle Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Se- zer, anayasanın öngördüğü biçimde 7 yıllığına Cum- hurbaşkanı seçildi. Dün de, bugün de Sezer'in seçimine de, seçildik- ten sonraki davranışlannı eleştirene de rastlanmıyor. Gerçek bu ama; Ecevit'in Sezer'in görev süresini kısaltmak gibi bir inadın peşinde olduğunu göste- ren kanıtlar giderek çogalıyor. Sezer'in görev süresini 5 yıla indirmek için bugün orta yerde hiçbir neden yok. Yeni bir cumhurbaşkanı seçimi için önümüzde en az altı buçuk yıl zaman varken Ecevit'in bu girişimi anlamsız. Bu bir! Ikinci nokta: Ülkeyi ekonomik ve siyasal kimi s o runiardan kurtaracağını öne sürerek hazırlattığı KHK'leri Çankaya'nın geri çevirmesi Ecevit'i hiddet- lendirdi. Oysa, Anayasa Mahkemesi KHK'lerin temelini oluşturan yetki yasasını ve 17 KHK'yi iptal ederek Sezer'ı haklı çıkardı. Yüksek mahkemenin Sezer koşutundaki karan Ecevit'in hiddetini daha da güçlendirdi. Ecevit, idare-i maslahatçı tutum iztemeyi redde- den Çankaya'yı aşmanın peşinde. Yeğeni de kurtaralım Demirel'le anayasal yetkileri dün uygun gören bir Başbakan, bugün Sezer"le -Cumhurbaşkanı olma- dan azaltılmasını istediği- anayasal yetkilerin fazla- lığından yakınıyor. Bu; ne derse desin, dilediği gibi icraat yapabilmek için Ecevit'in Sezer'den kurtulma -çoğunluğa göre intikam- planı. Ecevit bu ızlenimi silmek için 5+5'in "kesinlikle Sezer'e dönük birgirişim olmadığını" yineleyip du- ruyor. Tabii, inandıncı olamıyor. Ecevit'in bu davranışlan bir bakıma yönetimi ve tabii Çankaya'yı tık çıkmayan, ne derse eyvallah de- yip sineye çeken DSP gibi dikensız gül bahçesıne çevirme çabası. Başa geleni çekmemize kaynaklık eden olgu or- tada: TBMM'deki beş partiden ikisinin -FP ile DYP'nin- siyasal felçlı olması, Ecevit dışında -en az Ecevit kadar devleti yönetecek- bir hükümet arayı- şını ya da seçeneklerini ortadan kaldınyor. • Af yasasını çıkatacak çogunkiğa sahip oimasna karşın; anayasa degişikliği gerektiren Sezer planın- da Fazilet'i yanına çekebilmek için bölücülükten hü- küm giyen Necmettin Erbakan'ı kurtarmayı vaat ediyor. Fazilet ve dinci yayınlar bastınyor: Manşetler "af işkencesi". Ecevit, af dışında başka havalarda. Sezer planın- da dilediği noktaya gelebilmek için muhalefeti kul- lanıyor. Hırsızı, uğursuzu, katilleri, bölücüleri, eşkıyaya yardım edenleri vs vs.. affettikten sonra.. Ecevit'in büyük dostu eski Cumhurbaşkanı'nı hoşnut kılmak için yeğen Murat Demirel'le "aile fo- toğrafındaki ; "leri kurtaracak bir hazıriık var mı aca- ba? Fransdj tosartyı 'şimdilik oylamayacak 9 PARİS (AA) - Fransız hükümeti, 8 Kasım'da Se- nato tarafından kabul edı- len sözde Ermeni soykın- mı tasansının şimdilik Meclis'in gündeminde yer almasının öngörülmediği- ni açıkladı. Meclis'te yapılan soru önergeleriyle ilgili otu- nımda hükümetin, tasanyı gündemine almasını ve ta- sarının milletvekılleri ta- rafindan incelenerek kesin olarak benımsenmesini is- teyen komünist partüi biı milletvekilinin talebıne yanıt veren parlamento ile ilişkilerden sorumlu Ba- kanJean-JackQueyranne, bu olasılığın şimdilik dev- re dışı kaldığmı belirtti. Queyranne'ın açıklama- sıyla, hükümetin Ermeni tasansı konusunda tarafsız bir tutum izleme yolunda- ki tavnm devam ettirdiği izlenimi gözlendi. Aziz Nesin Hn adı okula verildi B Baştarafı 1. Sayfada a Nesin tlkokulu' (Aziz- Nesin-Grundschule Ber- lin). Öğretmenler ve veli- lerden oluşan 'Okul Kon- feransı' adlı kunımun ge- çen mayıs ayında aldığı karar, Berlin Eğitim Ba- kanlığı ve Kreuzberg tlçe Belediye Meclisi tarafın- dan da kabul edilerek Türkçe-Almanca Avrupa Okulu'na, ünlü yazar Az- iz Nesin'in adı verildi. Avrupa devlet okullan modelinde sınıflann yan- sını Türk, yansmı da Al- man öğrencıler oluştunı- yor. Dersleri de bir Alman ve bir Türk öğretmen aynı anda beraber veriyor. Ber- lin'de ve Almanya'da yak- laşık iki senedir ilgı ile ta- kip edilen büyük tarhşma- lar sonunda verilen karar, ocak ayında Türkiye'deki Aziz Nesin Vakfı'nın yö- neticisi ve Azız Nesin'in oğlu Prof. Dr. AK Nesin'in de katılacağı büyük bir şenlik ile kamuoyuna du- yurulacak. Okulun adınnı Aziz Ne- sin olarak değiştirilmesi teklif edildiğinde harekete geçen 'baa çevreter'in çe- tin bir mücadele vererek Aziz Nesin adına engel ol- mak için Mehmet Akif Er- soy ve Haüde Edip Adıvar gibi isimler de teklif ettik- leri öğrenildi. Birlik 90/Ye- şiller Berlin Eyalet Millet- vekili ve Parti Grubu Eğı- tim Politikası Sözcüsü Oz- can Muthı Cumhuriyet'e duygulannı şöyle anlattı: "AzizNesin Bmini Türkçe- AlmancaAvrupa Okulu'na vermemizin birçok nedeni var. Biz Aziz Nesin'i sadece büyükbiraydınveyazarol- dugundan dolayı değfl, da- ha çok Türkiye'deki otori- ter eğhime karşı çağdaş bir eğitim için mücadele ver- mesinden dolayı da seçtik. Unutmamak gerekir Id, sa- dece Berlin ve Almanya'da değfl, tüm Avrupa'da ilkkez bir TürkrveB aydının ismi bir okula verinyor." 'Üniter yapıdaıı ödün verilemez 9 ANKARA (Cumhuriyet Bûro- su)-Genelkurmay Genel Sekrete- ri Tümgeneral AslanGüner, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Tür- kiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkmasının mümkün olmadığını belirterek "Ama 'Bu kayıtsız şart- sız mı olmalı' bölümünde belki farkh döşûnüyoruz" dedi. Güner, ülkenin üniter ve laik yapısmdan ödün verilemeyeceğinin altuıı çi- zerken "Böhınürsek ayakta kala- mayız. TSK var oldukça Türld- ye'nin bölünmesine izin vermeye- cektir" dedi. Tümgeneral Güner, dün akşam Gazi Orduevi'nde basm mensup- lanna bir kokteyl verdi. Kokteyl- de gazetecilerin gündemdeki ko- nulara ilişkin yöneltebilecekleri sorular olabileceğini belirten Gü- ner, bu konulara ilişkin konuşma yaptı. Güner, karargâh içi taslak çalışma niteliğindeki "Andıç'la il- gili olarak daha önce açıklama yaptıklarmı anımsattı ve "Buna flave edeceğimiz bir şey yok" diye konuştu. Türkiye'nin AB adaylığı konu- suna değinen Tümgeneral Güner, AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nin tek taraflı bir belge olduğuna dik- kat çekti. Tümgeneral Güner, şun- lan söyledi: "Ama hazırlık aşamasında te- masiar oldu. Bu sırada Türkiye Cumhuriyetibir devletolaraktüm kurumlan 0egörüşoluşrurma aşa- masmda iken elbette TSK de ilgili ortamlarda kendi katkılarun, gö- rüşlerinidikgetirereksöyledLSo- nuçta ortada bir belge var. Bu bel- geyi sizler tarûşrvorsunuz, kamu- oyu tartşryor. Ben kendimi zaten tek başına yetkOi bilmem, saymam bu konuda. Ama müessese olarak bu değeriendirme aşamasında da mensup olduğum Silahlı Kuvvet- ler'in görüsü doğrultusunda >a da uygun ortamda kendisi dile getir- diğinde elbette her biri için duşün- cekrini ifade edecektir." TSK'nin genel çizgisinin defa- larca Genelkurmay Başkam Or- general Hüseyin Krvnkoğlu, son olarak da Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyüka- mt tarafından ifade edildığını vur- gulayan Güner, "Asker AB üyeli- ğine karşı'' eleştirilerine yamt ve- rerek şunlan kaydetti: "TSK'nin AB'ye girişe karşı o|- ması mümkün değfl. Bazen elesti- renler oluyor, satır aralannda da olsa... Bu mümkün değiL Ama 'Bu kayıtsız şartsız mı olmalı' bölü- münde belki farkh düşünüyoruz. Üniter yapı, demokratik, laik te- mel ilkeler^ Bu tutumumuzda bir Tutukluyakınları da ölüm orucunda TurukluveHükümraAflefc- ri Yardımlaşma Derneği (Ozgür TAYAD) üyesi Şûkran Ağdaş, Fatma Şener, Şenay Hanoğlu ve Gübüm Ada, F tipi cezaevieri- ne karşı 25. gününe giren cezaevferindeki açhk gre\ lerine destek ohnak amacryla, sanatçı Bügesu Ere- nus'un evinde "ölüm orucuna" başladılar. Bilgesu Erenus, tutuklu ve hükümlû yakmJaruun ölüm oru- cu eylemi için bütün aydm ve sanatçdar adına evüıi açbğmı söyledi "Başnnın üzerinde yerieri var" de- diğitutukluyakmlan için Erenas, "Bu topraklarda hiçbirşey kaybolmaz,amabukezkorkuyorurnhem de çok korkuyorum çünkü canlar söz konusu. Canlar kaybohnâdan, insanlar öbneden yetkililer lapır- dasmkr isttvorum" diye konuştu. Erenus, "Sadece tutuklu ve hükümlüJer için değil, ülkede sanata, bi- fime dayadlan 'F tipi' zmniyçte karşı da yapryorum bunu" dedi Ölüm orucuna başlayan tutuklu ve hü- kümlü yakuılan da yaptikîan basm açıklamasuıda cezaevkrinde açhk grevinin 25. gününe girdiğmi (bugûn 26), devietin duyarsızfağuun ise devam ettiğini söylediler. (Fotograf: HATİCE TUNCER) değişiklik ohnadL" Kokteyl sıra- sında gazetecılenn sorulannı da yanıtlayan Aslan Güner, Awaks erken uyan uçaklanyla ilgili soru üzerine, Hazine ile olan sorunun aşıldığuu ve almnn gerçekleşme- sı için çalışmalann sürdüğünü söyledi. Güner, azalan terörün ön- celıklı tehdıt sıralamasındaki ko- numunun sorulması üzerine, "Te- rör yok olmadan, tehdit sıralama- smdaki yerinin değişmesi söz ko- nusu değüdir" dedi. Güner, asker- lerin Güneydoğu'dan geri çekil- mesiyle ilgili soruya da "Sistemh bir geri çekilme değil. Komando stratejik birbirliktir. Vazm operas- yona eherişli koşullar vanh. Gitti- İer, görevieri sona erdi, baa birlik- ler geri döndü. Ama bu geri çekil- me anlanuna geünez" yarutını ver- dı. AB belgesınde yer alan "kfll- türel ve siyasi haklar"a ilşkin ifa- delennin anımsatılması üzerine Güner, "TSK'nin tek kaygısı üni- ter birüğm bozulmasıdır. TSK var oldukça buna müsaade etmez. T- SK'nin belgeye ilşikin görüşleri ü- güi ortamlarda, ilgili de\ let \etkili- lerine iletih'\or. iletilmeye devam edikcek" dedi Güner, Fransız Se- natosu'ndan geçen Ermeni tasan- sıyla ilgili olarak TSK'nin ne ya- pacağı sorusu üzenne, bu konuda da Dışişleri Bakanlığı ile bir çalış- ma yürütüldüğünü, bunun tamam- lanmasının ardından eylem planı olarak komuta katına sunacaklan- nı vurguladı. 'Atina bize yanıt vermedi' Güner, Türkiye ile Yunanıstan arasuıdaki gerginliğe TSK'nin (T- SK) nasıl baktığma ilişkin bir so- ru üzenne, "Yunanistan'a 'Güven arttıncı önlemlen gelın konuşa- lım' dedik,karşıtaraftanyanıtgel- medi" dedi "Kürtçe TV" tartış- masıyla ilgili TSK adına açıklama yapamayacağını kaydeden Tüm- general Güner, "TSK'nin tek kay- gısı, Türkiye'nin üniter biriiğini bozmasıdır. Bunlar siyasi konular, hassas konular» Zamanı geldigin- de değeriendiriKr" diye konuştu. Hükümet ortaklanndan farkh ses • Baştarafı 1. Sayfada yattığını savunan Yılmaz, "Yü- nanistan'a bu anlamda kozmetik bir ödün verümiştir" diye konuş- tu. Helsinki zirvesinde dönem başkanmın, "Kıbns konusunun AB üyehgİYİe iBşkilendirilemeye- ceğme" dönük yazılı taahhüdü bu- lunduğunu kaydeden Yılmaz, bu unsuru belgenin bakanlar ve hü- kümet başkanlan zirvesinde görü- şülmesı sırasında dikkate getire- ceklerini bildirdi. Bunun dışında Türkiye'den istenenlerin, yapıla- mayacak kadar "ada deve" istek- ler olmadığını savunan Yılmaz, Türkiye açısından ikinci sıkıntılı durumun ise mali yardımlara iliş- kin olduğunu vurguladı. AB'nin istemlerine karşın Tür- kiye için öngörülen 177 milyon ECU'luk yardnnın son derece ye- tersiz olduğunu kaydeden Yıl- maz, öngörülen hedeflerle, yapı- Türtee, Basm Ozgûrlüğü gıbı farkh konularla Tûrkıye'de gundem oluşturduk Şımdı bir yentsı tçtrv, 7 Beym Fırtınası ıçın hazırlanıyoruz Tum reklamcılara duvurulur, 7. Beyin Fırtımtı geliyor runası. 1? 30-13 DC 4Jnülejer«ııtUTOi6â StGOMA lacak yardmım dengelenmesi ge- rektiğini vurguladı. Yıhnaz, "Ak- si takdirde AB, Türkiye'nin önû- neyüksek hedefler koyan, ama bu- nu gerçekleştirmek için samimi olarak gereğini yapmayan bir ku- nım konumuna düser" diye ko- nuştu. Türkiye'de bazı kesim- lerin AB üyeliğini isteme- diğmi, bunu da bazı ak- saklıklan büyük pürüzler göstererek ortaya koydu- ğunu kaydeden Yılmaz, ancak yurttaşlann istekli- liğinin, karşı tavu~da olan- lan gölgede bıraktığım vurguladı. Belgede yer alan isteklerin yerine geti- rihnesi içinbaşta hükümet ve parlamento ohnak üze- re bütün kesimlere görev düştüğünü kaydeden Yıl- maz, "Türkiye şu anda, havuzun kenanna gelip ayağryla suyun sıcakhğına bakan adamlara benziyor. Oysa, arnk haMiza girme- Kyiz, yüzmeliyiz, hatta di- ğer rakiplerimizie yanş- maya başlamahyızr ' görü- şünü dile getirdı. Kürtçe yayın konusun- daki sözlerinin abartıldı- ğını ya da yanhş aktanldı- ğını kaydeden Yılmaz, KOB'de Türkiye Cumhu- riyeti yurttaşlanna dönük, radyo ve televizyonlarda- ki bazı yasaklann kaldı- nhnasrnm istendiğine işa- ret etti. Yılmaz, Med TV'yi kastederek "Bölii- cü yaymlar halen bazı va- tandaşlanmızın evine ça- nak antenler aracıhğıyla giriyor. Gelişen teknoloji nedeniyle bunlanyasakla- mak ya da engellemek mümkün olmuyor. Biz devlet olarak buna karşı önlem almak durumun- dayE" dedi. Devletin gö- revinm, bölücü yayınlar- dan yurttaşını korumak olduğunu kaydeden Yıl- maz, bunun yolunun da "Türkçeyi iyi bilmediği için dünyadaki geüşmeler- den haberdar olamayan vatandaşlanna, anadilk- rinde yayınla ulaşmak- tan" geçtiğini vurguladı. Bonkolann scıtışı Meciis 'tegörüşüldü ANKARA(Cumhuri- yetBürosu)-Zıraat, Halk \e Emlak bankalannın kamu paylanmn tama- mma kadar özelleştiril- meleri olanağı tanıyan ve özelleştirme hazırlı- ğında yetkiyi Bakanlar Kurulu'na veren tasan, dün TBMM Genel Ku- rulu'nda görüşülmeye başlandı. DYP Samsun Milletvekili Kemal Ka- bataş, tasannın kamu bankalarınm sorunlannı çözmede yetersız kala- cağını söylerken FP Konya Milletvekili Vey- sel Candan. "Tasanyla kamu bankalan özelîeş- nnhniyor,si\asallaşnnb- yor" dedi. Devlet Baka- nı Recep Önal, kamu bankalannın görev zara- n stokunun 20 milyar dolar olduğunu, tasan- nın yasalaşmasıyla bun- lann tasfıye edileceğını söyledi. Önal, "Amacı- nuz kamu bankalannı özelleştirerek de\ letin fi- nans kesiminden çekU- mesidir" dedi. Muhalefet sözcülen, 3 kamu bankasının özel- leştirihnesine ilişkin ya- sa tasansı göriişülürken, özelleştirilmek istenen bankalara ait görev za- rarlannın nasıl karşıla- nacağını sordular ve bu bankalann özelleştinl- mesıyle çiftçi ve zanaat- kârlara dönük hizmetin nasıl sürdürüleceğine ilişkin kaygılannı dile getirdıler. DYP'li Kaba- taş, kamu bankalannın bankacılık sektörünün yüzde 40'ını oluşrurdu- ğunu vurgularken bu bankalann topladıklan 33 katrilyon liralık mev- duatm sadece 7 katrilyo- nunu krediye çevirebil- diklerine dikkat çekti. FP'lı Candan ise tasa- nyla kamu bankalannın siyasallaştınldığını, bundan böyle siyasetin bankalann içine daha fazla sızacağını savun- du. Candan, "Tespit ve teşhis doğru, fakat uygu- lama yanhşar. Buna özel- leştirme denemez. Ban- ka soygunlanmn siyaset ayağı açıklanmadan bu iş çözübnez. Burada asıl hesap vermesi gereken- ler banka kurma izni ve- renlerdir" dedi. ANAP tzmir Millet- vekili Işın ÇelebL kötü bankacılığın beraberin- de yolsuzluğu da getir- diğini belirterek acıl ge- reksinim olduğunu bil- dirdi. Çelebi, Merkez Bankası'nın da özelleşti- nlıp bağımsızlaştınlma- sı gerektiğini sözlerine ekledı. Devlet Bakanı Önal ise eleştirileri yanıtlar- ken devletin finans sek- töründen çekihnesi ge- reğı üzerinde durdu. Ö- nal, "Ziraat Bankası'nın 1995'te 52 trihon olan göre>' zaran, 2000 yıh so- nunda 8 katrilyon ola- cak. Odenen miktar ise 1.4 katrilyon Ura. Halk Bankası'nın 1995'te gö- rev zaran 76 trüyondu, 2000'de 62 katrihon ola- cak. Ödenen miktar 983 triryon üra. tki bankamn toplam görev zaran 20 miryar dolar. Tasan ya- salaştığmda görev zarar- lanmn tasfiyesi için ola- nak sağlanacak. Emlak Bankasının görev zara- n 5 triryon Ura. Bunun tahville ödenmesi öngö- rülmüyor. Bunu nakit olarak ödemek müm- kün" dedi. Önal, millet- vekillerinın "Şündiye kadar kaç banka özelleş- tirüdi sonra da devietleş- tirüdi" sorusuna, "Sü- merbank ve Etibank özelleştirildi. Bunlar tek- rar de\letJeşnnlmedi, fo- na deyredildi" yanıtmı verdı. Önal, Ziraat Ban- kası'nda 40 bın, Halk Bankası'nda 12 bin, Em- lak Bankasf nda 7 bın 600 personel çahştığım vurgularken, bu sayıla- nn azaltıhnası durumun- da bankalann çok daha verimli çalışabıleceğini bildirdi. Önal, kendi dö- nemlennde kamu ban- kalannda hiçbir popülist talimat verilmediğini sa- vunurken "Arük tanm desteklenmeyecek mi?" sorusuna "Elbette des- teklenecek, \ alnı/ bugü- ne kadarolduğu gibi des- tek aracüara değU, ger- çekhaksahiplerine gide- cek" yanıtuıı verdi. 5 maddelik tasannın TBMM Genel Kuru- lu'nda dün kabul edilen 2 maddesiyle getirilen düzenlemeler şöyle: # Ziraat Bankası, Halk Bankası Anonim Şirketı ve Türkiye Em- lak Bankası Anonim Şir- ketı, yeniden yapılandır- mayla özelleştirmeye hazırlanacak. # Bankalann yeniden yapılandınlmasına iliş- kin esaslar Bakanlar Ku- rulu tarafından belirle- necek. Yeniden yapılan- dırma ve hisse satış iş- lemleri yasanın yürürlü- ğe girmesinden itibaren üç yıl ıçinde tamamlana- cak. Bakanlar Kurulu bir kereye mahsus olmak üzere bu süreyi yansı ka- dar uzatabilecek. # Bankalann yasanın yürürlüğe girdiği tarih- teki personeli hakkında aylık, özlük ve emekli- hîderi yönünden tabi ol- duklan mevzuatın uygu- lanmasına devam edi- lecek. Dini (manı 'Petrol'!... M Baştarafı Arka Sayfada değil; eski Doğu Bloku üyesi Doğu Avrupa ül- kelerini, Rusya'ya -Allah bilir, Türkiye'ye de- kar- şı 'örgütlemeyi' içinden geçiriyor; bu jkı Asya'lı 'dev'e karşı, ancak o zaman, Avrupa'nın bütün dev- letlerinin güvenliği sağlanmış olacaktır.' 'Olurmu canım?' demeyiniz, bir düşününüz: Ba- tı Avrupa için, önce Türkler Vıyana'ya kadar Do- ğu Avrupa'yı ele geçirmiş 'saldırganlar'dır, sonra da, Ruslar dahaon yıl önce, Doğu Bloku'nun ba- tı sınırı, Bertin'de değil miydi? Bu mantık, Batı Av- rupa'yı ve onun 'uzantısı' ABD'yi, 'dünyanın sahi- bi ve efendisi' sayan Batı/merkezci bir mantıktır ki, 'evrensellik' iddiasındadır; Rusya ve Türkiye bahsinde ise, en veciz ifadesinı, Gladistone'un ağ- zında bulmuştur: Türkler ve Ruslar Asya'lıdır, Av- rupa'yı rahat bırakmalan için, bırbınne kırdınlmalı- dır. Gâzi ve Lenin, -aradaki sürtüşme ve hırçınlık- lara aldırmaksızın- iki savaş arasını, Bat'ya kar- şı tam bir dostluk içinde geçirmeyi, bunun için tasarlamış ve uygulamışt. Şimdi Rusya Fede- rasyonu, -aradaki sürtüşme ve hırçınhklara al- dırmaksızın- bunun için işbirliği, hatta stratejik ortaklık önerisinde bulunuyor: böylece, ufak u- fak yükselmekte olan Avrasya Kalesi'nin Batı duvannda da, gedik bırakmamak istiyor; çünkü meraklısı bilir, zaten Rusya, Çin, Türk Cumhu- riyetleri ve Hindistan, benzer hesaplar ve teşeb- büsler içindedir. Türkiye ne yapacak? Avrasya petrolünü, 'Sis- tem'e peşkeş çeken, 'enayi komisyoncu' mu ola- cak; yoksa Asya'lılığını iftiharla hatıriayıp, o petro- le sahip mi çıkacak? Mesele bu!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear