18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 2 EKİM 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA JvLJl-iJ. U-K kultur(?? cumhuriyet.com.tr 15 DarylHannah, WestEnd'de 'TheSeven YearItch''filminintiyatroversiyonundaoynuyor Çekici güzel, oyunu kurtaramadıKültürServisi - Londra'nın tiyatro mer- kezi West End, Hollywood'un ünlü yüz- lerinin sahnelerde salınmasına ve 'soyun- ması'na artık iyice alıştı. Nicole Kidman, Kathleen Turner ve Jerry Hall'un iç gı- cıklayıcı soyunma sahneleriyle bezeli oyunJanndan sonra şimdi Greta Scacchi ve Daryl Hannah tiyatro sahnesinde yer- lerinı aldı. Bu iki oyuncunun diğerlenn- den tek farkı, bu sefer ızleyıcileri soyu- narak değıl, zengın gardrobu ve göz ka- maştırıcı gıysileriyle etkilemeye çalışma- sı. Filmlennin başansından çok, uzun bo- yu, san saçlan, masmavi gözleri ve Ken- nedy'nin oğluyla yaşadığı aşkJa akılda kalan Hannah. şımdi de Ma- rilyn Monroe'nun bır metro havalandırmasının üstünde durduğunda eteklerinin uçuş- tugu sahneyle ünlü, BflfyWD- der'in 1955 yapımı 'TheSe- ven Year Itch' filminin tiyat- ro versiyonunda rol alıyor. George Axelrod'un sahneye koyduğu 'The Seven Year Itch'te Daryl Hannah, Ma- rilyn Monroe'nun daha uzun boylu, daha beyaz ve daha zayıf versiyo- nu olarak izleyici karşısına çıkıyor. Oyunun konusu da filmdekinden faz- la farklı değil. Oyun, New York'taki bir yayınevinin reklam müdürü olan Richard Sherman'ın (Rolf Saxon) kım olduğunu, ne iş yaptığını. kaç yıldır evli olduğunu, eşi Helen'in Nevv York'un sıcağından kaç- mak için şu anda Massachusetts'te oldu- ğunu, Rıchard'ın işi yüzünden gıdemedi- ğini ve yıllardır ilk defa ayn kaldığı He- len'le her gün telefonda konuştuklannı anlattığı uzun bir diyalogla başiıyor. Sadece bılgı ve söz bombardımanın- dan oluşan bu 20 dakikalık girişten son- ra Richard, yazı yazdığı ve kitap okudu- ğu günlük yaşamına geri döner. Nefes al- mak için balkona çıktığında üzerine dü- şen ağır saksı neredeyse onu öldürecek- tir. Richard, bu olayın üzerine izleyiciye neredeyse ölmeye ramak kaldığı için şaş- kınlık içinde olduğunu ve bir nevi şok geçirdiğini anlatmaya başlar. Bir sigara ya- kar ve balkondan yukan baktığında çeki- ci bir sanşınla karşılaşır. O anda dizleri titrer ve onu bir içki içmeye davet eder. O andan sonra bu davetkâr sanşın, Ric- hard'ın fantezilerinin kaynağı ve bir sü- re sonra da âşığı olur. Marilyn Monroe'nun çekicihğine kapı- larak pek çok insanın en çok sevdiği filrn- lerden bin olan 'The Seven Year Itch'in, önce hiç tiyatro deneyimi olmayan Hannah, Londra'nın tiyatro merkezinde beklenilen aksine sahnede başanlı bulundu. Ama yine de Hollywoodlu güzellerin West End'e kötü ün getirdiğini düşünenler çoğunlukta. tiyatro sahnesine taşmdığmda aynı dere- ce ilgiyi çekebıleceğı kuşkuluydu. Nite- kim. Oueenstıyatrosunda sahnelenen oyu- nu beğenenlerin sayısı hayli azınlıkta. Haftalık 'Culture' dergisinin tiyatro eleş- tirmeni John Peter, 'The Seven Year Itch'i seyredınce bır tiyatro oyunuyla bir araç arasındaki farkı daha iyi anladığını söy- lediğı yazısında yapımı yerden yere vu- ruyor: "Bir oyun, tıpkı insan vücudu gibi, yaşayan bir organizmadır. fçinde sürpriz- ler ve ilginç karakterler banndırır. En azından inandıncüığı olan bir hikâyesi vardır. 'The Seven Year Itch' ise sadece bir araç. Araçlar ucuz ve cansız, hissiz ma- teryallerden yapıhr. Bu materyalleri, uç- suz bucaksız diyaloglardan otuşan bir se- naryobir arada tutar.Kendi hayatianyok- rur. Onlara hareket vermek için itmeniz gerekir. Hiçbir gizi ve sürprizi yoktur." Pek çok eleştirmen, oyunun en heyecan verici sahnelerinin, her ne kadar diğer Hollywoodlu meslektaşlan gibi soyun- muyorsa da Daryl Hannah'ın göründüğu bölümler olduğunda hemfıkir. Daha ön- ce hiç tiyatro deneyimi olmayan Hannah, beklenilen aksine sahneyi başanyla kav- nyor. Diğer örneklerin aksine sahneye yanlışlıkla atılmış ve ne yapacağını bil- mez bir biçimde hareket etmek yerine na- sıl yürüyeceğini, hareket edeceğini, ko- nuşacağım biliyor. Yönetmen George Axelrod'un oyuna hareket katmak için eklediği fante- zi sahnelerinde, 'az giyim- K', zalım ve vahşi kadını can- landıran Hannah, incelterek ustaca kullandığı dişi sesiy- le neredeyse bir kaplan ka- dar vahşi ve çekici olmayı ba- şanyor. Her an değişen, oy- nak bir karakteri yansıtan Hannah, rolüne hükmetme- den ve kendini ön plana çı- karmadan, bir uçtan diğerine atlayarak değil, akarak, partnerinin karşısında de- ğil, onunla birlikte bir oyun çıkanyor. Sahne üzerinde hareket etmiyor, sahne- de oyunu yaşıyor. Hannah'ın bu samimi oyunculuğuna karşın, yine de Hollywoodlu güzellerin West End'e kötü ün getirdiğini düşünen- ler çoğunlukta. Bir oyuna izleyici çek- mek ıçın bir oyuncuyu sadece ünü ve adı var diye tiyatro sahnesine çıkarmarun an- lamsız olduğu söyleniyor. Bugüne kadar başanlı oyunlarla kendini kanıtlamış West End tiyatrolannın, popülerliği yakalamak adına giriştikleri bu hareketin ilende da- ha çok zarar vereceğinin altı çiziliyor. Hannah'moyunculuğunun aksine,yapım eteştinnenierce beğenflmedL Ölümsüdüğü ölümdearayan 'Şarkıcı' Ersin Pertan 1950'li yıllarda geçen yeni filminde bir sanatçının var olma çabasını aktanyat Kültür Servisi - Yönetmenliğini Ersin Ptertan'ın yaptığı 'Şarkıcı' adlı filmin çe- kimleri tamamlanmak üzere. Şubat aym- da sinemalarda gösterime girecek olan filmin daha önceki bölümleri Muğla ve Ödemiş 'te çekıldi. Geri kalan bölümler ise Istanbul 'un değişik mekânlannda tamam- lanacaL Başrollerini Yeşjm Salkım,Berhan Şim- şek. Nurseli tdiz, Faik Engin, Kazun Ak- şar'ın paylaştığı filmde Aysel Gürel, Er- dinç Akbaş, Settar TanndÖğen. Hilal Ce- beci, Aykut Oray. Reyhan Karaçam, Sa- fiye Akdoğan,Mustafa Lzun ve Pınar Ytf- maz da rol alıyoriar. Film, 1950'li yılla- nn Türkıyesı' nde geçen bir hikâyeden yo- laçıkıyor. Bir şarkıcının yaşamöyküsünün anlanldığı film, aynı zamanda Demokrat Partilı Türkiye'ye de bir pencere açıyor. Ülkemizde değerlerin değıştiği 1958 yı- lında kariyeri düşüşe geçen bır şarkıcı (Yeşim Salkım), bir kumpanyaya katıla- rai Anadolu turnesine çıkar. Turnede ba- şanlı olunca bır kasaba ağasının (Berhan Şımşek) ilgisıni çeker. Oysa, şarkıcınm gcnlü bır mühendıse (Faik Ergın) meyil- Iidir. Ağanm metresi (Nurseli Idiz) de mihendisi beğenmekte, bu yüzden şarkı- cı ıle ağanın arasını yaparak mühendisi ken- disi kazanmaya çabalamaktadır. Trajik geçmışi yüzünden kasabada sürgüne git- m ş bir doktor (Kazım Akşar) ise gelişen oUylann ve beklenen çatışmalann sessiz bi' seyircisidir. 'Ölumü kurtuluş olarak görüyor' Filmin senaryosunu da yazan Ersin Per- taı. bır şarkıcının yaşamından yola çık- mılarının nedenini, aslında bir sanatçının y^amöyküsünü göstermek olduğunu söy- lö r or. "Bir sanatçının yaşamı iniş çıkışlar v«gdgtöeriedoludur. Bufflmde1950'Byıl- laraıTürkiyesf nde var olmaya çahşan bir Richard Attenborough da destek verdi Çocuklara yönelik cumartesi sineması B (Fotograf: NEZAHAT EKMEKÇl) u filmde 1950'li yıllann Türkiyesi'nde var olmaya çahşan bir şarkıcının, gerçek bir sanatçının yaşamı var. Anlatılanlar, bugün çok tartışılan "kim sanatçı, kim sanatçı değil" sorulanna da bir gönderme aslında. şartacınm.gerçek birsanatçuunyaşaım >ar. Anlatılanlar bugün çok tarüşılan kim sa- natçı, kün sanatçı değil sorulanna da bir gönderme ashnda." Sıfırdan zırveye ulaşmış bir şarkıcının. ölümsüzlüğü ölümde arayışını konu alan filmde ıntıhar ve ölüm temalannın yer al- masını yönetmen Pertan, Dalida, Janis Joptin, jimmy Hendm, Kurt Cobain gı- Viyola Dalında Orkestra Elemanı Seçmeleri Dinleîi 30 Kasım 2000 tarihınde yaprlacaktır. Repertuar * Gam ve arpejler * Herhangı bır klasık konçertonun 1. bölümü * J.S. Bach'ın Solo Süit'ınden jüri tarafından seçilecek olan iki bölüm * Deşifre Adaylann, özgeçmişlen ıle birlikte 15 Kasım 1999 Çarşamba saat 09:00 ile 20 Kasım 2000 Pazartesi saat 17:00 arasında Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nde Senem Nurcan'a müracaat etmelen rica olunur. BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ Istiklal Cad. No: 421 80060 Beyoğlu-istanbul Tel: (0212) 292 06 55 Faks: (0212) 252 45 91 Borusan Kültür ve Sanat bır Borusan Botomg kurulusudur bi starlann intihar kararlannın filmin se- naryosunun oluşmasında çok önemli bir etken olduğunu behrterek açıkhyor: "Knrt Cobain, en başanlı döneminde intihar et- ti. Kr sanatçuımyaşammdad^andan fark edOmeyen birçokanvar.En yûksekteyken bfleölinn çokyakm ashnda. Ama sonrayal- nızca tek bir şarkı onun yaşamını değişti- rebilivor. Bir şarkı onun yaşamı olabiliyor. Bİ23m şarkıcunızda ölümü hep özleyen ve kurtuluş olarak gören bir sanatçı ashn- da.-'' 'Gûnûmflzie örtüşen yanlan var' 1950'lerin Demokrat Partili yıllannda geçenfilmde,tanmdan sanayiye geçen bir toplumda geçiş evreleri ve yaşanan deği- şim konu ediliyor. Pertan, özellikle bu dö- nemin seçilmesinin nedenini, bugünle ör- tüşen yanlann olması olarak açıkhyor. Pertan, "1950'K \Tİlann Türkiyesi'nde bir- çok şey değişirken sanatçı bir yandan bu değişimlere ayak uydurmak zonında, bir yandan da kendi proMemleri ile baş başa. O yıllann siyasi ortamı da birçok değişik- Kği bannduıyor" diyor. 'Şarloa', elli yıl öncesinden bir hikâ- yeyı anlatırken tarihsel ya da belgesel bir nıtelik taşımıyor.''0 yülan anlaöyonız ama belge nheliği taşrvan bir film değfl bu. Sanatçmmkendidramıvevarobna ça- bası ön planda." Sanmal AŞ'ninyapımcılığını üstlendi- ği filmin müzıklen Yeşil Prodüksiyon'a, kurgu Nevzat Dişiaçık'a, tasanm Annie Gedmuyden Pertan a ait. Görüntü yönet- meni ise Ertunç ŞenkaL KükürServEİ- tngüizoyun- cu EwanMcGregor, eşi Eve'le birlikte, çocuklan yeniden cu- martesi sabahlan sinemaya ça- ğmyor. Set direktörü Eve, 'Star WMÎ' gibi filmlerin ardında- ki reklam kampanyalannın ço- cuklan bırer 'satm alma ma- kmesi' halıne getirdiğini söy- lüyot Buyüzden, KuzeyLond- ra'da Hampstead'de oturdukla- n mahallede bulunan Every- man sınemasında göstenlmek üzere alternatif bir program hazıriadı. Altı haftalık bölümler halinde düzenlenecek programlar başanlı olur- sa bunu bütün ülkedeki sinemalarayaymaya ça- lışacakiar. McGregorlar böylece, ergenlik çağı öncesi çocuklann her cu- martesi sabahı mahalle- lerinde bulunan küçük mahalle sinemalarmı doldurduğu dönemlere geri dönebilmeyi amaç- lıyorlar. Eve ve Ewan McGre- gor, bu hareketi çizgi fihn dışında bır şey iz- leme olanağı bulamayan dört yaşındaki kızlan Clara'dan yola çıkarak geüştirmişler. îçindebol bol şıddet öğesi bulunan 'Lock, Stock and Two SmokingBarrefc'fılmın- de görev yapan Eve şunlan söylüyor "Bu fîlmi çocuğu- munizlenıesiimkânss.Amaço- cuklaravöııeikhazıriananrim- lerde de aynı derece şiddete rastbyoruz. Bu yüzden çocuk- larunıza, eski dönemlerde çe- kihniş, msani öğelertaşıyan sj- yah-be>az klasikleri triemeola- nağı vennemiz gerek." Böylece 1938'de çekilen 'Robin Hood'un Maceralan' ya da 1940 yılı yapımı 'Bağdat Hırsra' gibi klasikleşmiş fılm- lerden 'Iron Giant' ya da 'Ja- mes and The Giant Peach' gi- bi daha modern yapımlara ka- dar pek çok fihn Everyman si- nemasının 'Cumartesi Saba- hı' programındayer alıyot Ay- nca fihn gösteriminden sonra çocuklara neizledikleri hakkın- da; üzerinde düşünmeîerine yarduncı olacak çalışma atöl- yeleri, çizgi fihnlerin nasıl ya- pddiğını anlatan, sınemada tek- nolojinin nasıl kullanıldığını gösteren eğitimlerve özel gös- teriler de yapılacak. Ewan McGregor, Jude Law, Sadie Frost, SeanPertvreeve Johnny Lee MMler gibi arkadaşlanyla beraber bu tür çahşmalara ka- tıhp çocuklara yarduncı olma- ya çahşacak. Eve ve Evnuı McGregor. Ingiltere'nin çocuklar için fihn gösteren en büyük festi- vali 'NationalScnoolsFlm^- ek'in açılışında konuşan ünlü oyuncu ve yönetmenLord Ric- hard Attenborough da ailele- re çocuklannı cumartesi saba- hı sinemaya getirmeleri için çagnda bulundu. Yeni ve mo- dern yapunlarda 'aşın dozda şiddet ve kavga' sahnelerinin yer almasının çocuklan kötü yönde etkıledığıni söyleyen At- tenborough, bu filmler yerine, genç beyınlerin yeni kültürle- ri tanıyabilecekleri, dünya ta- rihini değiştirmiş kişüeri izle- yecekleri ve ufuİdarmı geniş- îetecekleri hikâyelerin anlatıl- dığı fihnleri izlemeleri gerek- riğinin alnnı çizdi. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Otel Yopgo "Ve heykeller gibi gittiler ArkaJannda Kılıçlann kesmediği, Nalların ve gençleıin sesleriyle Bölûnmeyen bir sessizlik bıraktılar; Ve o büyükyalnızlık, o büyûkyoksunlukbaşladı" • • • Urla Iskete'den başkente döneli epey oluyor ama Seferis'in bu güzelim dizeleri aklıma takılı kaldı, dilimden düşmüyor. Sayın Cevat Çapan'ın yet- kin, pınl pınl Türkçesinden yukandaki çeviri. Ybr- go Seferis okurken kitaplığımı karıştırmaya baş- ladım. Bu işi çok seviyprum doğrusu, kitaplık ka- rıştırma işini. Ismet Özel'in 1969 yılının Kasım ayında de Yayınevi'nden çıkmış Evet Isyan adlı şiir kitabı geçti elime. Kırk beş sayfalık enfes bir kitap. On dört şiir var içinde, 1965 ile 1969 ara- sında yazılmış. Otuz yıl öncesinin şiirieri. Kitap- tan o yıllarda Ince Sızı adlı şiiri işaretlemişim. Otuz yıl önce ezberlemiştim bu şiiri, on dokuz ya- şımdayken. "Var mıdır nalçalan sevincin Gün tene değince kanatlan uzar mı derin bir secde gibi rüzgâra aşılanmak dostlan düşünmenin çarpıntısmdan mı" Böyle başlar Ince Sızı ve yirmi bir satır sonra ürpertici bir doruk noktasında ansızın biter. Me- raklı okur bulsun, okusun isterim bu şiiri. Kitaplığı biraz daha kanştırdım, ince bir kitap da- ha. Turgut Uyar'ın Divan'i, Bilgi Yayınevi. 1970 yılında çıkmış ılk basım. Beş lira. Turgut Uyardehşetliyakışıklı biradamdı, bu ki- tabın arkasındaki vesikalık fotograf Turgut Ağa- bey'e benzemiyor bence. Birden yıllarca, ytllar- ca önceye gitti aklım. Tomris - Turgut Uyar, Edip Cansever, ben ve Ahmet Baydur, Eti- ler'deki Tomrisler'in evinden çıkmışız, Bebek'te bir yere inmişiz. Şadırvan mıydı orası? Masada erik, kiraz vardı. Yaz aylan olmalı. Edip Ağabey 1 - le ben türlü konuda gevezelik ediyoruz, Tomris bizi azarlıyortatlı tatlı, ama o akşamüstü asıl ak- lımda kalan, Turgut Uyar'ın keyiflenip gülmesi ve o güne dek görmediğim kadar konuşkan olma- sıydı. Son derece tutkulu bir ciddiyetle şiir, srya- sa, hayat üstüne konuşuyor, sonra gözünün içi gülerek bakıyordu bizim söylediklerimize. Tur- gut Uyar'ı keyifli, mutlu, dalga geçerken gördüm ben! Az şey değildir bu. Divan'ın 53. sayfasında bir rubai: yük gemileri geçti, biz uzaktan dolduk boşaldık önce yıldık yükten ve şilepten korkuyla ufaldık ama bizdik btzdik denize maviyi gemiye yükü venen hızlandı sonumuz hızlandı iyice, yani çoğaldık ••• Yorgo Seferis'in iki kitabının yanı başında Ka- vafis'i buluyorum. Onun yanında Elitis'i de, Rit- so«'u da. Bîrbirinden kanatlı, birbirinden kunt, birbirinden muhteşem dört şair işte. Onlan da Cevat Çapan çevirmiş Türkçemize. Sayın Ça- pan'ın bizim kuşağımız üstünde büyük emeği vardır, hakkı vardır. Yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir büyük şair, öğretmen, eğitmen. Bugünlerde Be- şiktaş'ınyenilgilerinecanısıkılfyordurhepimiz gi- bi. Benimse kendi kuşağımdan kimi aydıncıkla- nn haline canım sıkılıyor ama sıkıntı dediğin ne- dir ki, 1965 yılında Memet Fuat'ın de Yayınevi'nden çıkan Yorgo Seferis'in Destansı öykü'sünü oku- yunca geçiyor. Birinci basımı 1962'de yapılmış (yi- ne de Yayınevi) Ülkü Tamer'in, o müthiş Ezra ile Gary adlı kitaptaki Bir Ihtiyar'ı okuyunca geçiyor. Hakan Savlı'nın 2000 yılının Ağustosu'nda Adam Yayınevi'nden çıkan po Dersleri I Sonsuzluğa Yeni Başlayanlar İçin kitabını okuyunca geçiyor iç sıkıntısı. Dış sıkıntı geçmez, biliyorsunuz! • • • Iskele'de oturduğum eve üç-beş yüz metre me- safede Yorgo Seferis'in evi; tam yüz yıl önce dog- muş, bu evde yaşamış. Sarnıç'ı, Destansı Oy- kü'yü yazıp Nobel'i almış bir Egeli şair. Şimdi bu minik kasabada, evinin karşısındaki sokak, Yor- go Seferis Sokağı. Yaşadığı ev ise restore edilip güzel bir küçük otele dönüşmüş. Otel Yorgo. Bu güzelim otele bakarken dalıp gittim. Edip Canse- ver Bulvan? Turgut Uyar Meydanı? OteJ Edip... Otel Uyar... Istanbul'da olması gereken düşsel adres- ler. Duyariık eğitiminden söz edecektim ama bu- gün sayım günü, yanıtlayacak başka sorular var. İyi pazarlar... 1 Güne Bakan Cam Kımklan' repertuvardan çıkarıldı • Kültür Servisi- Afıfe Jale Tiyatro Ödülleri 2000 yılı Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü'nü alan Memet Baydur'un 'Güne Bakan Cam Kınklan' adh oyunu Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın talimatıyla repertuvardan çıkanldı. Oyun Istanbul Devlet Tiyatrosu'nda sahneleniyordu. Bakanın talimatını, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Rahmi Dilligil tiyatro çalışanlanna yazılı olarak bildirdi. Eleştirmenlerin ve seyircinin beğenisini kazanan oyun bu yılın repertuvannda yer alıyordu. ENKA Vakfı'nda Kürtün 2000* • Kültür Servisi - ENKA Vakfı, kültür-sanat etkinlıklenne kış programıyla devam ediyor. 23 Ekim'den itibaren izleyiciyle buluşacak programda 11 etkinlik sunulacak. Etkinlikler Yıhnaz Erdoğan'm yazıp yönettiği 'Cebimde Kelimeler' ile başiıyor. 31 Ekim'de ise Oyun Atölyesi'nin 'Aynlış' adlı oyunu, 14 Kasım'da Izmit Şehir Tiyatrosu'nun 'Üç Kuruşluk Opera' adlı oyunu sahnelenecek. 28 Kasım'da Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun 'Özel Hayatlar', 5 Aralık'ta Dormen Tiyatrosu'nun 'Hayati Bey'i Anyorum', 19 Aralık'ta ise Yıldız Kenter'in 'Hep Aşk Vardı' adlı oyunu izleyiciyle buluşacak. Etkinliklerin başlama saati 20.00 olarak belırlendi. (276 22 14) BUGUN • CRR'de saat 19.30'da Mersin Oda Orkestrasının konseri ızlenebılir. Şef Nezih Seçkm'in yönetımmdeki konserde Bahar Biricik (keman) ve Gülden Aykaç Teztel (piyano) solist olarak yer alacak. (232 9S 30)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear