Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2000 PAZARTESİ
HABERLER
Oylamada, MHP'li îzgi ile ANAP'lı Başesgioğlu arasında kıyasıya bir yanş yaşanması bekleniyor
MHP-ANAP çeldşmesi büyüyor• Meclis Başkanlığı
seçimi için son
dönemece girildi.
Üçüncü tur oylama
yann, dördüncü tur
oylama da 18 Ekim
Çarşamba günü
yapılacak. Seçim
yanşının MHP ile
ANAP arasında
geçmesi bekleniyor.
Mesut Yılmaz,
oylama için
yurtdışındaki
milletvekillerini
yurda çağırdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP'lı Murat Başesgioğlu ile MHP'li
Ömer İzgi'nin yanştığı TBMM Başkan-
lığı için üçüncü tur oylama yann yapıla-
cak. MHP'li adaya destek veren Başba-
kan Bülent Ecevit'in, bugün toplanması
beklenen liderler zirvesinde ANAP Ge-
nel Başkanı MesutYdmaz'a "Meclis Baş-
kanfağı'ııın siyaseten MHP'nin hakkı ol-
duğu" görüşünü anımsatabileceği belir-
tildi. MHP kanadında konunun hükümet
sorununa dönüşebileceği belirtilirken
ANAP'hlar "MHPTfler de Yümaz'm Yü-
ce Divan'a grtmesi için oy kullanmadı nu?
TBMM Başkanlığı konusunda hükümet
protokolünde bir anlaşma yok" dediler.
MHP'li Izgi, DYP'den ve az da olsa
FP'den gelecek oylarla üçüncü turda se-
çimi kazanmayı hedeflerken ANAP ka-
nadında dördüncü turda seçimleri Başes-
gioğlu'nun kazanacağı hesabı yapılıyor.
TBMM Başkanlığı seçimi için son dö-
nemece girildi. Seçim için üçüncü tur oy-
lama yann, dördüncü tur oylama da 18
Ekim Çarşamba günü gerçekleştirilecek.
MHP'li aday Ömer Izgı ile ANAP'lı a-
day Başesgioğlu arasında yann yapılacak
oylamada kıyasıya bir yanş yaşanması
beklenirken her iki partinin kulıs çalış-
malan hızlandı.
MHP'den tam kadro karan
ANAP, yurtdışındaki milletvekillerini
oylamalar için geri çağınrken MHP de
milletvekillerinden oylamalarda tam kad-
ro hazır bulunmalannı istedi. Hükümet
ortaklan, bugün yapılacak Bakanlar Ku-
rulu toplantısınuı ardından bir araya ge-
lerek 2001 bütçesi ve Meclis'e öncelikli
olarak gündeme getirilecek yasa tasan-
lannı görüşecekler. Ecevit'in, gündemde
olmamasına karşın liderler zirvesinde
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Mesut Yılmaz'a Meclis Başka-
m'nın MHP'den olması gerektiğıni bir
kez daha anımsatabileceği kaydedildi.
Hükümetin ANAP kanadı, Ecevit'in
"Basbakanok DSP'de,gecen dönem Mec-
lis Başkanbğı da ANAP'taydı. Bu kez baş-
kan MHP'li olmah" görüşüne katılmı-
yor. ANAP'lılar, gelinen noktada başkan-
İık için ANAP'a yapılacak baskının
"Meclis iradesinehakaret" olacağını dü-
şünüyor. ANAP'lı bir yönetici, "Bu de-
mokratik bir yanşnr. Liderler zirvesinde
başkanhkla ügüi bir konunun gündeme
geleceğini sanmıyoruz. Gtlirse de bu doğ-
ru olmaz. Koalisyon protokolünde,' Mec-
lis Başkanı, şu partiden olacak' diye bir
hüküm mü var? Eğer böyfebirhüküm oi-
Ueniz
Baykal
nikâh
töreninde
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, Emnrvet Genel Müdür-
lüğû Potis Başmüfettişi Hasan
Eryümaz'uı oğlu Yavuz Eryümaz
ile gelin Berna Cingöz'ûn nikâh
törenine kaaku. Baykal, cifti sa-
lona girişinde alkışJadı.
(Fotoğraf: AA)
saych haknolabuırknlL Gecen sefer MHP,
niye Sadi Bey'i yanştan çekmedi o za-
man? Bize kendileri vennedi ki başkan-
hğt, bir yanş okhı ve biz kazandık. O za-
man Somuncuoğlu kazansaydı, Bu sefer
size verelım' drvecekler miydi? Bu de-
mokratik yanşı alıkoymaya kimsenin
hakkı olamaz" dıye konuştu. MHP'lile-
rin "Mecüs Başkanlığı MHP'nin olmaz-
sa hükümet sorunu yaşanır" bıçımınde-
ki söyleminin de doğru olmadığını anla-
tan ANAP'lılar, "Eğer koalisyon abiakry-
sa, soruşturma komisyonlannda bakan-
lan bifc aleyhteoy kuiland]" görüşünü di-
le getirdi.
ANAP'ta hesaplar
ANAP da DYP ve FP'li milletvekille-
rinden MHP'ye oy gitmeyeceği hesabını
yaparken dördüncü turda Murat Başesgi-
oğlu'nun kazanacağına kesin gözüyle ba-
kıyor. FP ve DYP milletvekilleriyle te-
maslannı sürdüren MHP'liler îzgi'nin
üçüncü turda kazanacağına inanıyor.
MHP'li bir yönetici, "DYP'den 15 millet-
vekili kesinnkle Izgi'ye oy vereceğini söy-
lüyor. FP'den hatta ANAP'tan büe !•% oy
gelebilirbize. Eğer buarkadaşlar sözlerin-
de dururiarsa kazanmamamız için bjçbir
neden yok" dedi. Bazı MHP'li yöneüci-
ler ıse üçüncü tura temkinli yaİdaşırken
"Diğer partilerden bize oy vereceklerini
söyleyen arkadaşlar var. Siyaset bu, bizün
yüzümüze karşı öyle diyor olabilirter. So-
nuçta gizB oylama, ne oûcağı beUi olmaz"
görüşünü dile getırdıler.
FP'li fsmail Alptekin'ın, yannki oyla-
ma öncesınde çekilmesi bekleniyor. FP
Genel Başkanı Recai Kutan, bu konuda-
ki bir soru üzerine, "Sah günü yetkili ku-
nıOannuz toplanarak bu konuda karar
verecekler. Ancak bizûn temennimiz Sa-
yın Başesgioğlu'nun kazanması yönün-
dedir" dedı.
2. Adana Sanat Cünleri
'Yılmaz Güney
anlatmakla
bitirilemez'ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 2. Adana Sanat
Günleri Yümaz Güney' ın anlatıla anlatüa
bitirilemediği dopdolu ıçerikli bir gün ile sona erdi.
Çukurovalı sanatseverler etkinliğin dünkü
bölümünde hemen tüm konuşmacılann Güney'in
yaşamı, kişiliği ve sineması üzerine yaptığı
söyleşileri yine büyük ilgi ile izlerken Çukurova
Oniversitesi Devlet Konservatuvan sanatçılan
büyük beğeni ve alkış alan şan konseriyle kapanışı
yaptı. Sabancı Kültür Merkezi'ndeki etkinüklerin
son gününde Yılmaz Güney konuşuldu.
Yılmaz Güney söyleşileri
Çetin Öner'in "Bir İnsan Bir Sanatçı CMarak
Ydmaz Güney'in Portresi''ni anlatmasından sonra,
Gökhan Cengjzhan'ın "Bir Mit Olarak Yümaz
Güney", Tunca Arslanın "Ydmaz Güney'in
Sinemactbğı''. Nur Sürer' in "Ydmaz Güney ve
Sinema'". Ahmet Yıknz'ın "Yümaz Günev'in
Hikâyecüiği'' ve Öner Yağcrnın
" Yazar Olarak Yıunaz Güney" başlıkh
söyleşüerinde, Güney'in insan ve sinemacı kişiliği
anlatılırken konuşmacılar, "Ydmaz Güney
anlatmakla bttmez. Onu tanımak için ya onunla
vaşamış ohnak ya da onu çok iyi okuyup, ryi izfemek
gerekir'' dediler. Konuşmacılar, sinemamızın
bugünkü durumuna da değindiler. Etkinliğin ilk üç
gününde konserieriyie büyük beğeni alan Çukurova
Universitesi Devlet Konservatuvan sanatçılan bu
kez etkinliğin kapanışını yaptılar. Deniz Ydmaz,
Korhan Dinçer, MeKh Tepretmez, Ümit Çataloğhı
ve Eylem Demirhan'm solıst olduğu Natali
Çaturişvfli'nin de eşlik ettiği şan konserini büyük
beğeni ile izleyenler sanatçılara en büyük ödülü de
uzun alkışlanyla vermiş oldular. Gumhuriyet Kitap
Kulübü'nün Sabancı Kültür Merkezi önünde park
ettiği "Cumhuriyet Aydınlanma Otobüsü"
etkinliğin son gününde de kıtapseverlerin akınına
uğradı. Çeşitli yayın kuruluşlannın yamnda
Cumhuriyet kitaplannın da sergüendiği otobüs
kıtaplık özellikle genç okuyucular tarafından ilgi
ile ziyaret edildi.
Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı Ilhan Selçuk, 2. Adana Sanat Günleri'ndeydi
'Küreselleşmemmanıyazdacak'ADANA(Cumhuriyet Gü-
ney Üleri Bürosu)- Dünyanın
yaratıüşından, bir "OP emriy-
le oluşmasından bu yana insa-
nın çeşitli evrelerden geçerken
sanatın oluşruğunu. ve hızla
geliştiğini, bu hızb gelişmenin
degişime de neden olduğunu
belirten gazetemiz Yayın Ku-
rulu Başkanı ve yazan İlhan
Selçuk, "Gerçeğeulaşaninsan,
akh buldu. Akd aydmlatn, sa-
nan yaratn.Yerleşikdüzene ge-
çen insan orada kendi kendine
de olsa sanatia Ugilendi. Taşla-
n kazHh, kendi müziğini üret-
ti, dansını yapn. Ronıan. sine-
ma geç gekli ancak en etküısi
müzik okhT dedı
Sanatseverlerin büyük ilgi
gösterdiği 2. Adana Sanat
Günleri 'nin üçüncü gününde,
"Değişen Dünya ve Sanat"
üzerine konuşan İlhan Selçuk,
Adana'ya her gelişinde heye-
canlandığını belirterek "Genç-
liğimin Adanası'nın nasıl de-
ğiştiği gerçeğini görüjorum.
Bu gerçeği kolay özümsevemi-
yorum. Seyhan Nehri kıyisın-
da oturduğumuz ev bana hep
değişmez gibi gelirdi. Çok de-
ğişmiş. Avluda ayakta kalan
ağaç çok büyümüş. Eski kom-
şulanmız yok. Evlerin de çoğu
yok. Arkadaşlarunm pekazrv-
la bulusabihyorum" dedi. Sel-
çuk şunlan söyledi:
"Değişün gerçeğini aslında
hepimiz bUiyoruz. Dünyanın
yaranhsını, bir 'Ol' emrtvle na-
sıl oluştuğunu arûk bUiyoruz.
Gerçeği ancak insan akh bu-
iur. AkıL aydınlaür, sanan ya-
raür. tnsanoglunun yerleşik
düzene geçmesinden sonra sa-
nat başlamışür. Mağara du-
varlarnu kaâyarak resmi ya-
ratan, yazı yazan, çıkanhğı bir
ses ve bir el hareketiyle müziğı
başlatan ve zamanla ritme
uyup harcket ederek dans ya-
pan insanoğlu bunu her çağda
daha da geüştirmiş, sanatsal
hale dönüştürmüştür. Roman
geç geuniştir. 18. yüzydda dine
karşı başkakunnm öncüsü ol-
muştur roman. Daha sonra
müzik insanlann yaşam tarzı-
na ghmiştir. Müzikdinlemebi-
çimi bile hızh bir değişün gös-
termiştir. Tarun öncesindeki
insan ile tarun dönemindeki
yerleşik insanın ve fabrika dö-
nemindeki insanın müziği çok
değişiktir. Sinema ise yepyeni
Derneğin 10. olağan genel kurulu yapıldı
IHD'de AB ve şeriat tartışması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İHD
10. Olağan Genel Kurulu dün yapıldı.
Gergin bir ortamda geçen genel kurulda
şeriat ve Avrupa Bırliği konulan tartışma
yaratrı. Dr. Hikmet Krvdcunh grubu
üyeleri, Hüsnü Öndül yönetimıni,
"Burjuva anlaytşı ile insan haklan
savunucuhığu" yapmakla suçladılar.
Öndül'ün tek aday olduğu genel kurulda,
genel merkez yönetimi (GMY) ve merkez
yürütme kurulu (MYK) üyelikleri için ikı
grup yanştı. İHD Olağan Genel Kurulu
dün Altındağ Belediyesi Yunus Emre
Kültür Salonu'nda gerçekleştirildi. 1110
delegenin oy kullandığı genel kurul,
gergin bir ortamda geçtı. Delegelenn
konuşmalannı yaptığı sırada, gruplar
arasında sataşmalar yaşandı. Kıvılcımlı
grubunun hazırladığı kızıl liste ile EMEP
ve HADEP'in hazırladığı ortak listenin
yanştığı genel kurulda konuşan İHD
Konya Şube Başkanı Avukat Orhan Özer,
Öndül yönetınıinı gericilikle suçladı.
Özer, "Irticayla dirsek teması, irticaj'a
özgüriük temelinde hak anlayışı ortaçağ
gericifiğidir'' dedi. özer, Öndül
yönetimıni AB konusundaki tutumundan
dolayı da eleştirerek
"Biz kendi öz gücümüze güvenelim. AB
empery alizmi bize demokrasi getiremez.
12 Eylül faşizmini NATO toplanölannda
iyi iş yaponız diye destekley en AB üyeleri
değü miydi'' dedi. Delegelerin
konuşmalannı yaptığı sırada, Kıvılcrmlı
grubu üyeleri ile Kürt delegeler arasında
tartışma yaşandı "Kürt sorunu
görmezden geönemez" diye bağıran bir
kadın delege ile Kjvılcımlı grubu üyeleri
arasında başlayan kavgayı, araya giren
diğer delegeler engelledi.
Divan Başkanı Yavuz Önen. tartışan - *
gruplan dışan çıkarttı.
bir sanatür. Onun dehası da
Şaıio'dur. Tıyatro, sinema gibi
değildir. Orada, oynayanla iz-
leyenler arasında müthiş etki-
leşim vannr."
Sinemada küreselleşme
Her şeyin bu hız içerisinde
değiştığini yineleyen Selçuk,
"Küreselleşmede ne değişiyor"
sorusuna genış perspektıften
bakarken yanıt olarak çok şey
söylenebileceğini beb'rterek
şöyle devam etri:
"tşte sinema. Pryasa ekono-
misinin büyük gücü karşısında
emperyaUzme yarduncı olu-
yor. Bunun en büyük ve etküi
aracı da televizyon. Süratle
yozlaşmayı aşdayan tdevizyon-
larda sanat adma ne izleyebih-
yonız? Çok kötü fîhnler, tefc-
voleB magazin ve para dağrtan
sözüm ona bilgi yanşmalan dı-
şmda sanata yönlendirid, bil-
gi artbncı hangiprogram var?
Bizün medyaya bakarsamz kü-
reselleşme çok iyL Hayu*, küre-
seUeşmenin çok kötü yanlan
var. Küresefleşme emperyaKz-
min yenitürüdür. Ohımsuzya-
nı ohunhı yanından çoktur. Bi-
raz geriye gideüm. Emperya-
Bzm sömürgelerine demiryo-
hınu,telgrafi, telefonu,o günün
gereklerini götürdü. Neden?
Oradan mal taşımak, insan>
nın canına okumak için. Sö-
mürgeci devlet elbette her hiz-
meti götürür. Bir gün küresel-
leşmenin romanı yazılacaknr.
Ancak bunu yazanm can da-
marlannı nkamak için saldı-
ran çok olacakor. KüreseDeş-
meyiyerefldeğilöven sanatya-
parsamz, örneğin postmodern
sanatyaparsamz küreseDeşme
yandaslan reklamuıızı yapar.
AsMan, sanatçı olarak siz ne-
redesmiz?"
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Hakkâri - Gece saatin üçü, otel
odasındaki telefon acı acı çalıyor.
"Ipek Çalışlar'/ verir misiniz?" Şaş-
kınlıkla Ipek'e sesleniyorum. Aklıma
gelip soruyorum: "Ne yapacaksınız
fpek'i?" "Doğum tarihini eksik yaz-
mış." Söylüyorum, telefon kapanıyor.
Ardından Ercan Karakaş'a, Zey-
nep Oral'a, Pınar Kür'e, Işıl Özgen-
türk'e, Gürbüz Çapan'a, otefde kim
kalıyorsa herkese benzer telefonlar
ediliyor. Sabah, nedenini öğreniyo-
ruz. Polisin otelden istediği aynntılı
bilgilerin bir kısmı eksik yazılmış.
Otele telefon etmişler, bu bilgiler ta-
mamlansın diye.
Ertesi gün polis yetkilileri özür di-
lediler. Emniyetten böyle bir telefon
gelince, otel görevlisi her zaman
yaptığı gibi gece 3'ten sabah 5'e ka-
dar teker teker telefon etmiş. Hakkâ-
rililer kibar insanlar. Böyle bir rahat-
'Söyle Berçelan, Söyle Sümbül Dağı'
sızlık vermek isterfermi? Belli ki, kor-
ku hâlâ dağları bekliyor.
• • • ' ^
Hakkârili gençlerin gözleri ışıl ışıl.
Büyük acılann, çaresizliklerin ardın-
dan hâlâ umut içindeter, güvenli ve
dik duruyorlar. Bir dergi çıkanyortar,
adı Berçelan. Berçelan, Kürtçe, dağ-
lann arası demek. Dergilerine yaz-
dıklan dizelerde şunlan söylüyorlar:
"Berçelan mayınlar tariası,
Ters lalelerin yuvalandığı,
Otlu peynirierin diyandır."
Hakkâri'nin karşısındaki Sümbül
Dağı dumanlı. Berçelanlara baktyo-
rum, mayın tarlalanna. Şöyle diyor
Hakkârili gençler: "Sen söyle Süm-
bül Dağı, biz sadece insan olabilmek
gereğini yerine getinvek için bütün
güzel değerierimizikaybetmedik mi?
Sen söyle, her zaman sana dertya-
kındığım Merzan. Sen şahitsin Ber-
çelan 'ı görebilecek miyim? Nefes
kadaryakın, düş kadaruzak, sana u-
laşmak demek mayınlı tarlayı aşmak
ya da aşmamak demektir."
• • *
Van'dan Hakkâri'ye gelirken gös-
terdiler. 1960'lann ortalannda 1968'li
arkadaşlarım Deniz Gezmiş'lerin,
Harun Karadeniz lerin yaptığı Zap
Köprüsü'nü bombayla havaya uçur-
muşlar. O köprü, 1968'lerden günü-
müze kalan bir armağandı. O döne-
min gençliğinin akıp gelen Kürt so-
rununa ilk duyarlılığıydı.
Yöre halkı, Zap Köprüsü'ne 'Deniz
Gezmiş Köprüsü' adını vermişti. Işte
buna dayanamamışlar, koymuşlar
bombayı, uçurmuşlar köprüyü hava-
ya. Umudu ve banşı yok etmek için
yapmışlar bunu... Esenyurt Belediye
Başkanı Gürbüz Çapan, "Onlara inat
yapalım bu köprüyü, Deniz Gezmiş
Köprüsü'nü" dedi. Çok alkış aldı.
• • •
İki gündür Hakkâri'deyiz. Müthiş
bircoşku var. Hakkâri sorunlarta, acı-
larla dolu. Yine de coşkulu Hakkâri-
li. Önceki gece konser salonu, 1500
kişi yerine dışanlara taşan 3000 Hak-
kâriliyle doluydu. Gençler halay çek-
tiler, türkü söylediler. "Banş" sözü
edildiğinde yeri göğü inlettiler.
Hakkâri'de belediye başkanlığını
HADEP kazanmış. Belediye Başka-
nı Hüseyin Ümit oyların yüzde 68'i-
ni almış. Hakkâri'nin 55 merkez kö-
yünün 50'si boşaltılmış.
• • •
"Achm Meryem" dedi. Çukur-
ca'nın Narlı Köyü'ndenmiş. 13 yıl ön-
ce uçaklar köylerini bombalamış.
Kocası bu bombardımanda ölmüş.
Kendisi yaralanmış. 40 milyon lira ay-
lıkla bir otelde temizlikçilik yapıyor. 7
çocuğu olduğunu söyledi.
"Çocuklanma iş bulur musunuz
Oral Bey" diye elime sanldı. Gece
konserdeymiş. "Bu gece yine gele-
cecj/m" dedi.
•••
Sümbül Dağı dumanlar içinde.
Berçelanlar mayın tariası...
Hakkâri, umutla, korkuyla gelece-
ğini anyor.
Coşkuları etkileyiciydi. Bize, "Fi-
danlan çiçeğe döndürdünüz" dedi-
ler. Gözlerimiz yaşardı.
2000Tİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
İnsanlardan Oluşmuş
BÎP Hayat...
Pablo Neruda, "Benim hayatım bütûn hayat-
lardan oluşmuş bir hayattır, bir şair hayatıdır" de-
mişti. Anlam yüklü hayatlar, bütün hayatlardan
oluşmuş hayarlardır; şair hayatıdır, sanatçı haya-
tıdır, insan hayatıdır.
Pınar Selek'in, benim için büyük değertaşıyan
mektubunda da böyle bir değinme var "Kendi ta-
rihimle hesaplaşırken kendimin soyut bir variık ol-
madığını, sizlerden oluştuğumu gördüm ve tari-
himdeki bin'kimleri bugüne taşıyarak sizi bugü-
nümde biheştirdim.
Çocukken hapishane kapısında kendimi çok
çaresiz hissederdim. Hem babam için, hem sizin
için. Hem de sizterin temsil ettiği değerler için. Ba-
nştı, demokrasiydi, özgüriüktü. Düşlerim bu gü-
zel düşler üzerineydi.
O düşleri hiç kaybetmedim. Hatta o düşler o ka-
dargüçlüydü ve ben onlann o kadaretkisinde kal-
mış, hepsini o kadar ciddiye almıştım kiyaşıtlan-
mın yolundan gitmedim, o değerler için yaşa-
maktan başka bir yaşamı aklımın köşesinden bi-
le geçirmedim. Bu nedenle acı çeksem de mut-
suz olmadım. Sanıyorum mutsuzluk, insanın ço-
cukluk hayallerinden uzaklaşmasıyfa başlıyor.
Düşlerimi kaybetmedim, ama hiçbir şeyin ço-
cukken sandığım kadar kolay olmadığını anladım.
Ûstelik bu coğrafyada.
İki senelik cezaevi yaşamı bu anlamda bana
çok şey öğretti.
...Anlamak sevgiyi büyütüyor. Sevdikçe insan
yerinde duramıyor. Işte o zaman dört duvar diki-
liyorkarştsına. Ufkunu, bilincini, duygulannı sınır-
layamayan, ama özgüriük imkânlannı oldukça da-
raltan, işyapmanı, düşüncelerini toplumsallaştır-
manı engelleyen duvariar.
Fakat sevgi büyükse kendisine mutlaka biryol
buluyor."
Mektubundaki bazı tümcelerde böyle diyor Pı-
nar Selek.
İnsan dışarda da, içerde de yalnız değil. Hep
böyle olmadı mı?
Anneler, babalar, kardeşler, çocuklar, eşler, se-
venler, sevilenler, arkadaşlar. hep birlikte yaşanır
hayat. İçerde de, dışarda da böyledir.
Ama hepsinden önemlisi, bu olaylann içinden
geçerken herkesin kendine özgü bir olgunlaşma-
sının yaşanmasıdır.
En kötü şey, hapıshanede olmak değildir. En
kötü şey, içinden çünimektir. ister içerde olsun, is-
ter dışarda, insan içinden çürümeye başlarsa, ger-
çekten de kötü bir şey olmuş demektir.
Işte, insana değer katan, hayatına anlam katan
şey, hayatlarımızdan süzülüp gelen bilincimizdir.
İnsana sevgiyi anlatan, özgüriüğü anlatan, ba-
nşı anlatan, paylaşmayı anlatan, eşitliği anlatan,
insan olmayı anlatan bilinç.
Hep bunlan yazmak istememin nedeni, bunla-
nn artık insanlara anlatılmamasından duyduğum
üzüntüdür. İnsan hayatına anlam katan bütün gü-
zellikler, evrensel insanlık tarihinin bütün değerie-
ri, günümüz insanına bir 'yük', hem de 'taşınma-
ması gereken bir yük' olarak anlatılıyor.
Bugün, insanlara anlatılanlar, eşrtliği yok eden
rekabetçi biryanşma, özgüriüğü yok eden mülki-
yet köleliği, banşı yok eden savaşçı davranışı, sev-
giyi yok eden kuşku ve nefrettir. ışte, bütün bun-
lann sonunda insanlığın yaşamaya mahkûm edil-
diği trajedi.
Hapishane kimsenin mülkü değildir.
Hapiste yatanlar bir gün geiip çıkacaklardır.
Insanlan kurtaracak olan da hukuktur, önyargı-
sız adalettir.
Ne yazık ki ülkemizde, bir insanın suçlanması,
onun 'sanık' ilan edilmesi, onun 'suçlu sayılması'
için yeterti olmaktadır.
Ne yazık ki ülkemizde, bir insanın lehinde olan
kanrtlar, aleyhinde olan kanıtlar kadar ilgi görme-
mektedir. Bunlar uygulama alanından er geç kal-
kacaktır.
Yıllar önce Bandırma'da bir imza gününde iki
çocuğunun elinden tutarak gelen bir işçi okur, iki
çocuğuna da birer kitabımı imzalatmıştı. 'Içerden'
yeni çıktığımız günlerdi. Çocuklann adını sorunca
oğlunun adının Banş, kızının adının Adalet oldu-
ğunu söylemişti. Birden imzayı bıraktığımı, gözle-
rimin dolduğunu bugün bile anımsıyorum. Ge-
çenlerde Bandırma feribotundan inerken yanıma
gelen oydu; Banş'la Adalet'in babalan. Banş da,
Adalet de büyümüşlerdi; birisi genç bir erkek, öbü-
rü genç bir kız olmuşlardı.
Ülkemizde ötekiler de büyüyecek. Banş'lar,
Adalet'ler, Özgür'ler, Devrim'ler, Sevgi'ler büyüye-
cek, çoğalacak.
Yeter ki içimizdeki insan, insanlığını hiç kaybet-
mesin.
Pınar Selek'e sevgiler ve saygılar gönderiyo-
rum...
E-mail: erdal.atabekfS mynetcom.tr
Fax: 0212 513 90 98
Önce internette kapandı
Fazilet Partisi
www'de yok
ANKARA (ANKA)-
FP, siyasete yapacağı
etki nedeniyle merakla
beklenen Anayasa
Mahkemesi'ndeki da-
vamn karanndan önce
sanal ortamda kapandı.
FP'nin kuruluşundan
hemen sonra " w m
^>.org.tr" adıyla iki yıl-
dır açık olan intemet
sayfası, birdenbire ka-
pandı.
FP'nin programı,
Genel Başkan Recai
Kutan'ın özgeçmışı ve
ülke sorunlan konusun-
daki görüşlerinin yer al-
dığı sayfamn karar aşa-
masına gelen Anayasa
Mahkemesi'ndeki ka-
patma davasından he-
men önce sessiz sedasız
kapanması dikkat çektı.
Sayfanın yeniden gün-
celleştirilmeyerek ken-
di kendine kapatılışı,
"FP Anayasa Mahke-
mesi'ni beklemeden sa-
nal ortamındaki yaşa-
mına son verdi" yorum-
lanna neden oldu.
FP'mn internettekı
adresinde "Yeni sayfa
için çahşmalanmız su-
rüyor" açıklaması bu-
lunmasma karşm, Ana-
yasa Mahkemesi'ndeki
karara kadar yeniden
açılması beklenmiyor.
Sayfayı yapan ve 2
yıldır güncelleştiren
parti görevlilerinin ver-
diği, "Parti yönetimi-
nin yeni sa>fanın daha
profesyoneİ olması için
bir şirkede anlaşacak-
lan" bilgisinın de ger-
çeği yansıtmadığı öğ-
renildi.