25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURlYET SAYFA 17 TuzgöNi oluyor Şereflikoçhisarlılar, çığlıklannı Türkiye'ye duyurma uğraşındalar: "Tuz Gölü öldürülüyor." llçede çıkan "Çıhla" dergisini aracı kılmışlar: "Gölelden gidecek. Göl kirteniyor. Göl doğal özelliklerini yitlriyor." Gelinen nokta hiç de iç açıcı değil: "Komşu ülkeler tuz alımını durdurdu. Tuz satan ülke idik, tuz satın alır olduk. Göl ortasında halk tuzsuz bırakıldı. Binin ûzehnde nakliyeci işsiz kaldı. Araziler çoraklaştı. Tuz elde etmek için teşvik edilen özelleştirme yöntemi çözüm olmadı." Çıhla'dan yetkililere son çağn: "Saplantılardan kurtulun. llmln gerekliliğine, plana, programa inanın. Ulkenin doğal zenginliğinl korvyun. Siz bir adım atın, gerisi gelir..." ISIKKANSU Medya holdingleri, kamu bankalannı satın aldılar; göz yumuldu. Medya holdingleri "kâr marjı yûksek" enerji sektörüne girdiler; "Küreselleşme bunu gerektiriyor" denildi. Köşe yazartarının ihale takipçiliği yaptıklan belgelendi; "Kanıtlar etik değeıiehe uyuşmuyor" gerekçesiyle işin üstü örtüldü. Medya holdinglerinin devlet ihalelerine girmemelerini öngören yasanın değiştirilmesi için "gazeteci" kimliği taşıyanlar TBMM koridortannda kulis yaptılar; es geçildi. Medya holdingleri, sahibi olduklan bankalanyla, finans kuruluşlarıyla ülkeyi iç borç batağına sürükleyen, halkı yoksullaştıran rant ekonomisinden pay aldılar; susuldu. Medya holdinglerinin yan kuruluşlan olan sigorta şirketlerinin yaranna, toplumun zaranna kamusal sosyal güvenlik sistemini çökerterek özel emekliliğe geçilmesi için gazeteler, televizyonlar araç olarak Bence dekullanıldı; kimseden ses çtkmadı. Insanları yaşamın gerçeklerinden uzaklaştırıp "yapay, sanal, düşsel dünyaya" itelemek amacıyla habercilik magazinleştirildi; bu durumun yaratıcısı sunucular, yazariar ilahlaştınldı. GeJdik bugüne... Batınlan Egebank'ın soruşturma dosyasının sayfaları arasına kimi gazetecilerin, reklam şirketi sahiplerinin de adının bulaştığı günlere... Milliyet Genel Yayın Koordinatörlüğünden geçen hafta istifa eden Umur Talu, "Sakin sakin bir umut turu" adlı yazısında bataklığın kurutulması zamanının geldiğine dikkat çekiyor: "Bizim mesleğimizle ilgili olarak elbette bu camianın mensuplanna düşüyor esas sorumluluk. Yerine getiren de hiç az değil zaten. ieutnhuriyet.com.tr. Ama medya ile haber, reklam, ilan, iş, dostluk ilişkisi bulunan her kesimin de dunjmu değerlendirmesi gerekiyor. Yamulttuğunuz herilişki biçimi, cıvıtıp cıvıklaştırdığınız her mesafe, anlık yaraıiar adına kendinizi koyverdiğiniz hergözü dönmüşlük ve göz yummuşluk, aynı zamanda 'vatandaş' sayılan size de 'milli bir felaket' olarak dönüyor. 'Itibarsız' keyfinizyine de gıcır olmakta ısrarlı, ihtiraslı ve inatçıysa... 'toplumsal tahammül sının' diye de bir şey var. Bence var! Sadece 'bence' de değil. Sizce?" Yalnızca meslek onuru adına değil, erdem, dürüstlük, doğruluk gibi tüm sözcükleri harmanlayan anlamlar adına Umur Talu'ya katılmak ve sorusunu zincirleme yanıtlamak gerek: "Bence de, bence de, bence de, bence de, bence de var!" Yıllardır dillere pelesenk edildi: "Temiz toplum yaratalım. YasaJan, kurumları, adalet çarkını yeniden yapılandıralım, kirlilikten kurtuluruz." Egebank soruşturması, giderek aşınmış, laf ola beri gele söylenir hale gelen bu düşünceyi çürüttü, eritti. Neden "temiz toplum" denir bir kere? Geçimini zar zor sağlayan, işsizlikle boğuşan, çocuğunun iyi eğitim alabilmesi için çabalayan, emekliliğinin güvence altına alınmasını isteyen toplum mu kirli, yoksa olumsuzluklan gideremeyen, hatta artıran yöneticiler ve o yöneticilerte Myet kötüyse.... f işbiriiği yapan kesimler mi? Egebank soruşturması, çok kalın .. çizgileriyle şu olguyu apaçık su yüzüne çıkardı: Yasalan değiştirmek, kurumlan, yargıyı, onu, bunu yeniden yapılandırmak yerine; hukuka saygılı, toplumsal ödev ve sorumluluklannın bilincinde olanlar, halk deyimiyle "devlet adamı" tanımına hakkını verebilenler ülke yönetiminin kilit noktalarına getirilirse eğer, kiriiliğin f üzerine korkmadan, ürkmeden gidilebiliyormuş meğer... Egebank soruşturması ne zaman başladı? Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'in batınlan bankalarla ilgili olarak "Yapanın yanına kâr kalmayacak" demesinden az sonra... Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın yolsuzluk ekonomisinin üzerine gidileceğini söylemesinin ardından... Ve de en önemlisi... Devletin tepesindeki ismin, yeni Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TBMM'yi açış konuşmasında yaptığı vurguların ertesinde kuşkusuz: "Yolsuzluğu önlemenin bir yolu da, yönetsei işlem, düzenleme ve karahann yasalara uygunluğunun k^ sağlanmasıdır. Ancak, yasalara "***' uygunluğun her zaman tek başına yolsuzluğu önlemeye yetmediği de bir gerçektir. Uygulayıcılann niyetleri, bu yönden, en az yasaya uygunluk kadar önemli ve etkendir." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Kapıcılaruı Kıdem Tazminatı Tavanı ve Vergisi Soru: Sorunum, apartman kapıcılan ile ilgili. Sorulanm: 1) Kapıcıya ödenen maaş, asgari ücretin net tutanndan fazla olursa vergiye tabi midir? 2) Kapıcıya ödenecek kıdem tazminatıoın tavanı nedir? Kıdem tazminatı ta- vanı aşılabilir mi, aşüırsa ne olur? 3) Kıdem tazmina- tından vergi kesilir mi? 4) Sigorta ficret tavanı ve ta- banı ne zamandan beri uygulanıyor? (M.T.) Yanıt: 1) 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 23. maddesi uya- nnca: "Hizmetçilerin ücretleri (hizmetçiler özel fertler tara- findan evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahal- li olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadı- lık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çahştınlan- lardır.)" vergi dışı bırakılmıştır. Gelir Vergisi Yasası'nın bu maddesindeki anlatımdan, özel ki- şiler tarafından apartmanlarda kapıcılara ödenen ücretlerden ge- lir vergisi kesilmeyeceği anlaşılmaktadır. 2) Iş Yasası'nın "Kıdem Tazminatı" ile ilgili 14. maddesin- de, kıdem tazminatına tavan sınır getirilmiştir. Buna göre "top- lusözleşmelerle ve hizmet akitlerivle belirlenen kıdem tazmi- natlannın yıllık miktarı, Devlet Memurlan Kanunu'na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'na göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli- lik ikramiyesini geçemez." Devlet Memurlan Yasası kapsamında görev yapan en yûksek devlet memuru, "Başbakanlık Müsteşan TI dır. 1 Temmuz2000'den geçerli olarak Başbakanlık Müsteşan'na bir hizmet yılı için öde- necek emeklilik ikramiyesi tutan 558 milyon 440 bin liradır. Bu tutar kıdem tazminatunn da tavan tutandır. a Kıdem tazminatı tavanı aşılabilir mi, aşılırsa ne olur?" so- rusunun yanıtı, 1475 sayılı İş Yasası'nın 98/D maddesinde çok açık olarak verilmiştir. "D) 14'üncü madde hükümlerine aykırı barekette buluna- rak kıdem tazminatının öngörûlen esaslar dışında veya sap- tanan miktar veya tavan aşılarak ödenmesi için emir veya ta- limat veren veya bu yolda hareket eden özel veya kamu ku- rumu veya kuruluşların yönetim kurulu üyeleri, genel mûdûr, müessese müdürü, muhasebe müdürü gibi yetkili sorumlu- lan hakkında, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç teşkil etmediği takdirde altı aydan iki seneye kadar hapis ve yirmi bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası hükmolu- nur. Kanuna aykırı olarak fazla ödenen miktann da aynca Hazine lehine resen tahsiline karar verilir." 3) Gelir Vergisi Yasası'nın 25. maddesine göre, 1475 sayılı Iş Yasası ile 854 sayılı Deniz Iş Yasası kapsamın- da çahşanlara "ödenmesi gereken kıdem tazminatlanmn" ta- mamından gelir vergisi alınmaz. 4) Sigorta primine esas aluıan taban ve tavan ücretler, 506 sa- yılı Sosyal Sigortalar Yasası ile 1965 yılında vürürlükten kaldı- nlan 6900 sayılı "Maluliyet thtiyarlık ve Olüm Sigortalan Kanunu"nun yürürlükte olduğu 1 Nisan 1950'den bu yana 50 yılı aşan bir süredir uygulanmaktadır. KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behfcak@turk.net HARB t SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAH löEkim LUTHERİNARKADASICRANACH.. ffss'rs 8ueûH,ünuı ALMAN eessMi/ U/CAS o&M4Cff (U1KAS KG4M4H)Sf MŞINM ÖU>Û. AV&UPA'DAKı &N K/V /tOKAOAfr. ÇALfŞMALAe. TEK OLAM CJZAMACH, SfRÇ&K tİBS AP 8UNLARI Ç OUA û€S- SASKIYLA 'f/V G YAAll, GECJt/StYPf. O&mS, 8 ÇALtŞAAAL4/5in/i YEA// g/G Ş MESİL/K. SctSda, ttZmnadt '//> £,ir Luf-tter Si görûlûyor: CUjHttr'ın İLAN T.C. DİYARBAKIR ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/72 Karar No: 2000/418 Davacı Milli Savunma Bakanlığı, davalısı Mehmet Tevfik Işık olan, mahkememizin 2000/72 esas, 2000/418 karar sayılı tescil davasının yapılıp bitirilen duruşması sonunda, davanın kabulü- ne, mülkiyeti davalıya ait olup MSB tarafından kamulaştınlan Alipınar Mahallesi 905 parsel nolu taşınmazın Maliye hazinesi aduıa hükmen tapuya tesciline, 2.080.000 TL. harcın davacıdan tahsiline, davacı tarafından yapılan 66.930.000 TL. yargılama giderinin davalıdan ahnarak davacıya ödenmesine, ilan masrafi fazlası olan 11.820.000 TL.'nin Basm İlan Kurumu tarafından iade edilmesi ve talebi halinde davacıya ödenmesine, 45.000.000 TL. ücreti vekâletin davalıdan ahnarak davacıya ödenmesine dair temyizi kabil karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davaluıın yokluğunda karar verilmiş olup iş bu ilanuı ya- yın tarihinden itibaren 7 gün sonra kararın tebliğ edılmış sayıla- cağı ve davahnın bu tarihten itibaren 15 gün temyiz süresinin bulunduğu, temyiz edilmediği takdirde karann kesinleşeceği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 57667 .. . • — • İ L A N . • •" • T.C. ADIYAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1996/495 Davacı Lütfi Erdem veküi tarafından davalılar Abdulkadir Terk ve Hasan Tahsın lnal aleyhine açmış olduğu cebri tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda davaya konu Adıyaman merkez B.Evler Ma- hallesi 734 ada, 33 parsel sayılı taşınmaz hakkında tescil talebinin red- dine ve taşınmaz üzeıinde inşa edümiş 4. katta kuzeydoğu cephesine bakan dairenin mülkiyetinin davacı Lütfi Erdem'e ait olduğunun tes- bitine karar verüdiği karann dayalılardan M. Akif Mahailesi Kavi yo- lu üzeri 30. sk. no. 10 adresuıde ikamet eden ancak bulunmayan A. Ka- dir Teık'e ilanen tebliğ edilmesi gerektiği, bu nedenle karar tebliğı ye- rine kaim olmak üzere ve ilan tarihinden itibaren 15 gün icerisinde ka- rara itıraz ebneniz, aksi halde karann açuuzdan kesinleşeceği hususu ilanen tebliğ olunur. 04.10.2000 Basın: 57270 j --; ;; -; • tLAN T.C. SİNCAN ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1992/87 Sincan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.12.1999 ta- rih ve 1992/87 E. 1999/1106 K. savüı üamının temyizi neticesinde, Yargıtay 1. Hukuk Daıresi Başkanlığı'nın 12.09.2000 tarih ve 2000/7764 E. 2000/10091 K. sayılı üamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş olup, yargı- lama esnasında tebligat yapılmayan ilanen tebliğe karar verilen, Posta Caddesi 19/67 Ulus/Ankara adresine dava- h Ahmet Altuuşık'a Yargıtay ilamının tebliğine, ilanen gazetede yayınlanmasından itibaren 15 gün içinde varsa itirazlannı dosyaya sunmasına, yasal süre içinde itıraz et- mediği takdirde Yargıtay ilamını karar düzeltme yoluna gitmemiş sayılacağı davalıya ilanen tebliğ olunur. 09.10.2000 Basm: 58152 AYDIN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000/249 Davacı Mukadder Şevik vekili tarafından davalılar Mürüyvet Başaran, Zehra Gümüştaş, Müşerref Gümüştaş, Fahrettin Gümüştaş, Ab- dulkadir Bağlan, Meşkure Vural, Nebahat Saraçoğlu, M. Ünal Saraçoğlu, Feride Tülin Saraçoğlu, Sabri Levent Saraçoğlu, M. Köksal Saraçoğlu, Esma Saraçoğlu ve Fatma Gülsüm Saraçoğlu aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sıra- sında verilen ara karar uyannca; Davalılardan Mehmet Köksal Saraçoğlu, Fahrettin Gümüştaş ve Abdulkadir Bağlan adına çıkanlan tebligatların kendilenne tebliğ edi- lememesi, zabıta marifeti ile de adresleri tesbit edilemediğinden, adı geçen bu davalılann duruş,manın atılı bulunduğu, 01.12.2000 gü- nü saat 09.00'da duruşma için Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille tem- sil ettirmeleri, duruşmaya gehnedikleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde duruşmanın yokluklannda karar veri- leceği HUMK 3156 sayjh yasa ile değişik 213. maddesi geregince tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 58097 GÖRÜŞ YUCEL TOP Konjonktüre Bağlı Olan; ve Olmayan Belçika'da 8 Ekim'de yapılan yerel seçimlerin^ sonuçlannın Türkiye'deki seçim sonuçları ile kar- ^ şılaştırılması bazı genel saptamaların doğrulan- - dığını, diğer bazı yargıların da doğrulanmadığıniıı göstermektedir. ı Bu yargıların birincisi ırkçılık ve yabancı düş-n manlığı ile ilgili olandır. Son yıllarda Avrupa'da yük- /. selen ırkçılık konusunda siyasal ve sendikal çev- j relerde genel olarak itibar gören görüş, yoksul- luk ve işsizliğin arttığı oranda yabancılara karşı ) düşmanlığın da artacağı görüşüdür. 'f Bu yaklaşımın biraz kolaycı ve kaytarmacı ol- duğunu çeşitli toplantılarda dile getirdik. Çünkü _ ırkçılık sadece ekonomik nedenlerle açıklana- maz. Bu olay biraz da toplumların dokusunda, kül- * türlerinde ve eğitimlerinde gizlidir. En fazla ırk ay- rımının yapıldığı ülkelerde bu ayrımcılık o ülkele- - rin ekonomik olarak çok sıkıntıda olduğu dönem- > lere rastlamıyor. Örneğin Güney Afnka'da ve • ABD'de beyazların ırkçılığı, zor ekonomik koşul-, larla ilgili değildi. Işte bugün Belçika'da ırkçı ve ' yabancı düşmanı partilerin ülkenin kuzeyinde \ ekonomik olarak daha gelişmiş Flaman bölgesin-" de kimi kentlerde yüzde 33'lere varan oy patla-' ması yapmasj, buna karşılık sol partilerin daha yok- sul olan güneydeki VVallon bölgesinde tartışılmaz : zafer kazanmaları ile de görulmektedir ki böyle- si karmaşık sorunlar tek bir nedenle açıklana- ; maz. ; Diğer bir yargı da toplumun davranış ve oy ver- fl me eğilimlerinin konjonktürle ilgili olduğu yolun-I daolanıdır. Belçika'daki yerel seçimlerden benim> çıkardığım sonuç, en güç konjonktürlerde bile/' partilerini terk etmeyen önemli bir partili tabanı-, nın bulunduğu ve bu tabanın pratik değil, politik, davrandığıdır. Bu bakımdan en azından Belçika; gibi ülkelerde konjonktür, yerleşik demokratik ya-, pılan, yıkım derecesine varan bir biçimde etkile-^ miyor. ; Bu yargı, yani konjonktürün belirleyiciliği aca-: ba bizim ülkemizde daha mı dikkate alınması ge- > reken bir yargıdır? Son genel seçimlerın sonuçları bu konudaki' kanaatleri güçlendirmiş ve örneğin CHP'nin par-1 lamento dışı kalması böyle açıklanmıştı. ' Kuşkusuz dinamik bir topluma sahip olan ül-' kemizde konjonktürün Belçika gibi otuımuş top-' lumlara nazaran daha öne çıkması anlaşılabilir bir- olgudur. Ama bir sosyal demokrat partinin hem- de ülkenin en eski ve Cumhuriyeti kuranlar tara- fından onun adını taşıması için kurulmuş partinin; bir konjonktür kurbanı olduğunu kabul etmek/ asıl sorunun öne çıkmasını engeller. Son seçim-- ler bize CHP'nin, parti içi kimi sorunlarına rağmen onu terk etmeyen, partisini her durumda destek- leyen üye sayısının klasik bir sol partide olması • gerekenin altında hem de çok altında olduğunu göstermiştir. Böylesi bir durum demokrasimizin. geleceği açısından oldukça sakıncalıdır. Çünküi eğer seçmen, program ve politikalara bakarak de-, ğil de kısa vadeli olaylara bakarak tercih yapıyor-, sa, demokrasilerin taşıyıcısı olan siyasi partilerini kurumsallaşması zor olur. Sosyal demokrat bir par-^ ti kendi üyelerini, kısa vadeli olanla uzun vadeli\ ve asıl olan arasındaki farkı anlayacak kadar eği- timli hale getirmek zorundadır. CHP'nin yeni yö- netiminin önündeki asıl görev bence budur. • B U L M A C A SEDAT 1\ŞX\\X 1 2 3 4 5 6 1 2 SOLDA.N SAĞA: 1/ Ilaçlann do- zunu ve verıl- me biçimını ın- celeyen bılim dalı. 2/Mesaj... Oyunda cezaiı 4 çocuk. 3/ "Ce- malReşit---": Bestecimız... "Yok" anla- mında argo söz- cük. 4/ Osman- lılarda gümrük vergisi... Tavır, davranış. 5/ tncir ağaç- lannda döllenmeyı sağ- 1 layan sinek... Yazıt ya 2 dakabartmalarlasüslü 3 dıkilitaş.6/XVIU.yüz- 4 yılda Fransa'da moda 5 olmuşgöstenşlibirbe- g zemebiçemi... Bırcet- vel rürü. II " — K.uy- ruğu": Aziz Nesin'ın ^ öykükıtabı... Yaprakla- 9 n salata gibi yenen kokulu bir bıtkı. 8/ Içel'ın bir ıl- çesi... Al ile kır arası at rengi 9/ Öncelen Atatürk'e tahsis edılmış, 1951 'den sonra ise okul gemisi olarak, kullanılmış ünlü yat. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde semizotuna verilen ad. 2/ îspanyolla-' nn sevinç ünlemı... Nılüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad. 3/ Batı Anadolu'ya özgü bir halk oyunu... Uzaklut ışaretı. 4/ "Yıtık adreslere benzer ölüm / Yanık — kokuları gibi" (Behçet Aysan). mü- zikte, armonı kurallanna göre üst üste bmdınlmış ses- ler. 5/ Bilge Olgaç'ın, hiç kadın oyuncu kullanmadığı filmi... Yapraklanndan kokain elde edilen ağaççık 6/ Köstebek. II Postu palto yapımında kullanılan meme- li bir hay\'an... Telefon sözü. 8/ Tann buyruklannı ye- rine getırme .. Tarla sının. 9/ Yönetim bakımından bir tür bağımsızlığı olan büyiik ıl. BİLECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No- 2000,1 Davacı Mehmet Sakarya vekılı tarafından davalılar Ceren Gıda Mad. Tur. Inş. San. Tic. Lmt. Şrkt. vs. aleyhlerine açılan tazmınat davasının yapılan yargıla- masında: Davah Ceren Gıda Lmt. Şrkt.nin tüm araştırmalara rağmen açık adresı tesbit edilemediğinden da\a dılek- çesinin ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş olmak- la: da\acı Mehmet Sakarya vekili tarafından 2.5OO.OOO.OOO-TL.'nin, dava tarihı olan 24 12 1999 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline daır açılan davanın 16 11 2000 günü saat 10.00'da yapılacak olan duruşmasında da\alı Ceren Gıda Lmt. Şrkt.'nin hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde yargılamanın gı- yabında yapılıp bitirileceği. da\a dilekçesı \e duruş- ma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 29.9.2000 Basın 56909
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear