23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2000 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİStRMEN Hulki Bey ve Artadaştan' Sevgili, Bilmiyorum elime alıp, bir solukta bitirdiğim ro- manı benim için böylesine çekici kılan acaba ya- zan mıydı? Herkesin okul yillannda, özendiği, benzemeye çalıştığı büyük sınıftan abileri olmuştur. "Hulki Bey ve Arkadaşlan"n\n yazan da benim için öyleydi. Tiyatro kolunda iyi biroyuncuydu. Üs- telik de "Beyabi" namıyla maruf Erdoğan Soral, Ergun Köknar ve Erol Günaydm'ın okulda sah- ne aldığı bir dönemde... O daha sonra gazetelerde yazılar, eleştiriler ya- ytmlamaya başladı. Kısacası genç yaşta, parlak bir gelecek vaat eden, aktör yazar adayı idi. Aradan zaman geçti, ben Yiğit Okur'un adını çokça duyacağımı sanırken, duymaz oldum. Çün- kü o bu alanları bırakıp, baba mesleği avukatlığı seçmeyi yeğleyip, Cenevre'ye gitmiş, doktorası- nı tamamiayıp, genç yaşta pariak bir avukat ol- muştu. Doğrusu, okulda iken yanma gidip konuşama- dığım bu "abTnin seçimi, bana hep ihanet gibi gö- ründü ve sonra tanıştığımızda, her konuşmamız- da, tiyatro ile yazını uğraş alanı seçmemiş olma- sı, yeni mesleğinde çok ilerleyip pariak bir avukat oimasına karşın, bana onun kaçınılmaz biçimde pariak bir rate olduğunu düşündürdü. ••• Meğer Yiğit Okur gizlice, eski aşklanna bağlıy- mış. 65 yaşından sonra yayımladığı ilk romanı "Hulki Bey ve Arkadaşlan", yılların ondaki yazar cevherini soldurmadığının kanıtı. "Hulki Bey ve Arkadaşlan" tam orta yerinde ya- zann da okulu olan Galatasaray Lisesi'nin bulun- duğu Beyoğlu'nda geçiyor. Küçük bir Fransa ve Kocakafa'nın memleketi Eskişehirdışında roman- da neredeyse tiyatroyu andıracak bir mekân bir- liği var. Tünel'deki işyeri, ünlü Tokatlıyan Oteli, Hulki Bey'in büyük aşkı Keti'ye rastladığı meyhane, Is- tiklal Caddesi'nin arka sokağındaki iki odalı daire ve Galatasaray Lisesi, Beyoğlu'nun durak nokta- lan. Galatasaray üsesi'nde, biri hukuk eğitimini ya- nm bırakmış olan, diğeri diplomatlığı seçen, pa- rasız yatılı okuyanın bilim adamı olduğu, "Kapı kolu" ekibinin iyi niyetli lideri Kocakafa'nın ise li- seden sonra iktisat eğitimini yanm bırakıp, baba mesleğini seçtiği roman, belki de bu okulun öğ- renci kompozisyonunu en iyi veren mozaiklerden biri: Ne var ki romanın ikinci bölümünde birden iki kadın, Keti ile Müjde, karariılıklan, güçlülükleri ile bütün erkek kahramanlan geri planda bırakryor- lar. ••• Hulki Bey ve arkadaşlan, Yiğit Okur'un 65 ya- ştnda kaleme aldığı bir ilk roman oimasına karşın, yalnızca, Şehir Tiyatrosu'ndaki, eşsiz Bedia Mu- vahhit - Vasfi Rıza Zobu sahnesi, ya da tanıdı- ğım birokulla iigili gözlemleri, birzamanlann key-, fine doyum olmaz Beyoğlu'su ya da yazann us- taca kullandığı eşya betimlemeteri (Nazır Dede'nin koltuğu ve 22 Ağustos Büyük Taarruz'dan kalan saat) yüzünden değil, ama ülkenin büyük kınlma noktalarından birini oluşturan 6 - 7 Eylül 1955 olaylannı da çok güzel anlatması ve insana keyrf veren kurgusu ile de çok ilginç bir kitap. Sevgili, "Hulki Bey ve Arkadaşlan'rv oku lütfen. Uma- nm sana da bana olduğu kadar büyük bir zevk ve- recektir. Eğer öyle ise o zaman bu yaşını başını almış ye- ni yazann iki kitabının daha hazırianmakta oldu- ğunu müjdeleyebilirim. Gençlik yıllanmın pariak aktörü ve umut vaat e- den genç gazeteci-yazannın tekrar eski uğraş ala- nına dönmesinin keyfi ise bende eski bir ihaneti unutturmuş gibi oldu. Kimbilir, Yiğit Okur'u belki de bir gün sahnede, ekranda veya perdede görmek mümkün olur. REFAHYOL'a Hizbullah suçlaması ANKARA (Cumhuri- yet Birosu) - Hizbullah operasyonunun uzandığı Başbakanhğa, REFAH- YOL döneminde getirilen bazı bürokratlann "kadm cM akmadddan, eşlerinin kara çarşaflı oMuğu" kay- dedilirken, Başbakanlık Meıkez Binası'nın altında bulunan mescıtte kılınan cuma namazına zaman za- man üst düzey bazı bürok- ratlann imamlık yapttğı belirtildi. Özellikle rama- zan aymda cuma namazı kılan bürokratlar kondora taşıyordu. Gözaltına alınan Başba- kanlık Idari Mali Işler Da- iresi Başkanlığı memurla- nndan Abdukamet Yü- dn'ın siyasi yasaklı Nec- mettm Erbakan'm başba- kan olduğu REFAHYOL hûkümeti döneminde kad- ro aldığı, bu dönemden kahna birçok irtica yanlısı personelin Başbakan- lık'tan gönderildiği ögre- nildi. Basma Hizbullah yasağı Hizbullah operasyonu- nun Başbakanlığa yansı- ması, haberlerin gazete ve televizyonlara yansı- masımn ardından gazete- cüere yasak geldi. Müs- teşar Ahmet Şağar Koru- ma Müdürlüğü'ne verdi- ği talimatla Başbakanhk muhabirlennin, müsteşar yardımcılıklarının ve Idari ve Mali Işler Daire Başkanlığı'nın bulundu- ğu bölüme girişini yasak- ladı. Müsteşar Şağar, ga- zetecilerin, Basbakanlık bürokrasisinin bulundu- ğu 3 ve 4. katiara çıkma- sını daha önce yasakla- mıştı. Hizbullah operasyonu- nun Başbakanlığa kadar u- laşması REFAHYOL dö- neminde ahnan personeün durumunu yenıden günde- me getirdi. "trtka odağı oMuğu" gerekçesiyle ka- patılan RP'nin iktidar or- tağı olması ve Necmettin Erbakan'ın Başbakan ol- masmin ardından yoğun bir kadrolaşmaya gidildi. Başbakanlık'ta gıdılen kadrolaşma REFAHYOL hükümetinin düşmesinin ardından iktidara gelen Anasol-D iktidan döne- minde belli ölçüde dağrtıl- dı. RP'nin iktidar ortakh- ğı döneminde tamamnıı Milli Gençlik Vakfi'nm (MGV) belirlediği kişiler Başbakanlık'ta belh gö- revlere atandı. Yine bu vakfin belirlediği kişiler bakanlara özel kalem mü- dürüoldu. Dönemin başbakanı Er- bakan'm talimatıyla oluş- turulan "Beyaz Masa" Başbakanlığa yapılan ilk müracaatlan karşıladı. Operasyon kapsamında gözaltına ahnan Yıldız'ın Beyaz Masa'da görevli olarak çalıştığı öğrenildi. MGV tarafindan Başba- kanhkve diğer bakanhkla- ra atanmasuu sağladığı personeün her gün düzen- li olarak çahşma raporlan- nı Beyaz Masaya ilettiği, bu birimin de günlük top- lam çahşma raponınu MGV Merkezi'ne aktardı- ğı kaydedildi. Bursa Emniyeti'nin hazırladığı rapora göre örgüt, Bursa'yı saklanma ve bannma alanı olarak belirledi Hizlnıllalı^uı arka bahç• Hizbullah'ın Bursa'yı seçme stratejisi şöyle anlatıldı: "Militanlann, Batman ilinde örgütsel ilişki içerisinde bulunduklan şahıslann dışında herhangi bir kişi ile örgütsel ilişkiye girmedikleri, tebliğ kolunu oluşturduklan ve örgüt tarafindan verilen talimat gereği yerel örgütlenme faaliyetlerinde bulunmayarak herhangi bir eyleme yönelik çahşma yapmadıklan, ilimizi bannma ve saklanma alanı olarak kullandıklan ortaya çıkmaktadır." LEVENTGENCELLİ BURSA-Hizbullah'ın Nesim Malki ci- nayeüyle Susurluk sürecinin çok önemli merkezlerinden bin konumuna gelen Bur- sa'yı "saklanmave bannma" alanı olarak seçtiği polis raporlannda yer ahyor. Ba- tı'ya gönderilen militanlann Bursa'da halkla iç içe olacak meslekleri yaparak saklandıklan öne sürülüyor. Bursa Hizbullah'ı olarak bilinen ve çok sayıda öldürme olayına kanşan militanla- ra yönelik Temmuz 1997'deki operasyon- dan sonra Bursa Emniyet Müdürlüğü ta- rafindan yapılan yazıh açıklamada, 15-17 Temmuz 1997'deki operasyonlarda ele ge- çirilen "Recai" kod adlı AB Alrun'un elektrikçilik. "Cemal-Rıdvan'' kod adlı Abdurrahim Doksal'ın ve "CahK-AbdöJ- bakT kod adh İlhami ÇeMk'ın boya bada- na işleri, "Reşat* kod adh YaşarZengin'in kebapçıhk, "Abdûlkerim-Arir kod adlı Bedrettin Şener'in servis şororlüğü yaptı- ğı, "Dede-Haa"kodadlıBurhanAsİan'ın da temizlik malzemelen dükkânı işlettiği aktanldı. Bu kişilerin Hizbullah'nı iç he- saplaşmasında Menzil Grubu hderi "Sey- da" kod adlı Fıdan Gûngör ile örgütün es- naf sorumlusu Selahattin Talayhan'ın ka- çınlıp boğularak öldürülmesinin yanı sı- ra çok sayıda öldürme ve kaçırma olayla- nna kanştıklan belirtildi. Raporda, Hiz- bullah militanlannın Bursa'yı seçmele- rindeki strateji şöyle anlatıldı: " Operasyon sonucu yakaianan mjfitaıı- larm sorgulamalannda, ilimizde bahın- duklan zaman içerisinde aranan şahıslar- dan oMaklan, Batman ilinde örgütsel i&ş- küçensmde bulunduklan şahıslann dışın- da herhangi bir kişi ile örgütselflişkiyegir- medüdeıi tebBğ kolunu oluşturdîıldan ve örgüt tarafindan verilen talimat gereği ye- rel örgütlenme faaliyetierinde buhınma- >arak herhangibir eylemeyönelik çabşma yapmadddan, aynca yapdan operasvon- bırda herhangi bir malzemenin eie geçiri- lememesinin de üinıizi bannma ve saklan- ma alanı olarak kullaiMUdan ortaja çık- maktadır.'' Bursa'nın ekonomik ve sosyal yapısı- nın Hizbullah ve Susurluk çetesi gibi or- ganizasyonlann rahatlıkla bannmasuıa yol açtığını savunan terör uzmanlan, Is- tanbul'a yakınlığın da bu stratejiyi oluş- turduğunu savundular. Uzmanlar, Hizbul- lah'a yönelik geçmişteki operasyonlan şöyle yorumladılar. Gorbani'nin öldürûlmesi 4 Haziran 1992'de Istanbul'dan kaçın- larak öldürülen ve Yalova'daki ormanhk alana gömülen Humeyni karşıu AMAkbar Gorbani'yi kaçıran ve öldüren grup için- deki Cengiz Sankaya, Temmuz 1993 'te Bursa'da yakalandı. Sankaya'nın tran'da Badigan kampındaki askeri eğitim gördü- 9U Islami Hareket'in önemli tetikçüerin- ,jırn biri olduğu, Bursa'da banndıklan sü- re içınde anahtarcı dükkânı açarak halkla iç içe olduğu belirlendi. Sankaya'nın oto ve işyeri hırsızlığı yaparak örgütten para gehnediği sürece geçimini sağladığı da ortaya çıkmıştı. Bu kişinin, Istanbul'da j»k Kamhi suikast girişimiyle çok sayıda banka soygununda da aktif rol oynadığı da ortaya çıktı. önemh Hizbullah operasyonlanndan biri de 7 Kasım 1994'te Özdilek'te 2 hır- sızın yakalanmasıyla başlatıldı. Yusuf laanç sahte kimliğiyle yakaianan Yakup Ttkinve yaıunda Mustafa Ünal sahte kim- ligiyle yakaianan tbrahim Gönao'dm'ın, Islami Hareket Örgütü'nün önemli mili- tanlan olduğu ortaya çıkü. Günaydnı'm tstanbul'daki banka soygunlanna katıldı- gı.MerterKerestecilerSitesi'nde 1 Kasım 1993'teki 3 militanm öldüğu çanşmada kurtularak Bursa'ya geldiği belirlendi. 1ĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN PolisHizbullaha nefesaldırmıyor Operasyonlarda üç sığınak, 70 gözaltı • Batman, Gercüş, Siirt, Diyarbakır, Antalya ve Adana'da - sürdürülen operasyonlarda içinde silahlann da bulunduğu 3 sığnıak ortaya çıkanldı, 70 kişi gözaltına alındı. Yurt haberieri Servisi- Beykoz operasyonu, Anka- ra ve Mersin'deki çahşma- larda yakaianan Hizbul- lah'ın önde gelen yönetici- leri Edip Gümüş, Cemal Itaar, Mahmut Demir ve Mehmet Emin Ekinci'nin ifadelerinden yola çıkan gû- venlik güçlerinin örgütün hücre evlerinin ve sığınak- lannın belirlenmesine yö- nehk oerasyonlan sürüyor. Batman, Gercüş, Siirt, Di- yarbakır, Antalya ve Ada- na'da sürdürülen operas- yonlarda içinde silahlann da bulunduğu 3 sığınak or- taya çıkanldı, 70 kişi gözal- tına ahndı. Ankara'da yaka- ianan Hizbullahçı doktor 1— n Başbakan Bülent Ecevit, operasyonlann süreceğini söyledi 'Boşkahınımlanı dastznaşlanhr' ANKARA (Cumhuriyet Bürosa) - Kaçırdıklan kişıleri kimı zaman satır- la, kimi zaman da başlanna çrvı çaka- rak öldüren Hizbullah'ın, son 5 yılda 3 bin 771 teröristi vakalandı. Örgütün "Menzflcfler ve "Dmıdler" drye ıkıye aynlmasının ardındanyaşanan örgüt içi çatışmada 50'yi aşkın terörist öldü. Başbakan Büfcnt Ecevit teröristlerin büyük bir olasılıkla başka devlet kuru- luşlarma da sızmış olabileceğini belır- ten&'Sonışttınııaieriedikçetababun- lar ortaya çıkacakür'" dedi. Hizbullah ile iigili soruşturmanm yaygmlaşmasıyla bu terörörgütünün ci- nayetlerinın, çirkinliklerinin birbüi ar- dma gözler önüne serildığıni vurgula- yan Ecevit, "Bu soruştnrma sördukçe emfaıfan ki başka çirkmBkler de ortaya çdutcaktB-. Bu vesfle Be emniyet örgütü- mözü çokbaşana harekâb içm bir kez dalttlnriamakistiyonım'' dedi. Inanç sömürüsünün yaratabileceği ahlaki çöküntünün Adnan Oktar ola- ymda ortaya çıktığını kaydeden Ecevit. "Btfk&nseye 'Hoca' demeye düim var- nayor" dedi. Dinin siyasete alet edüme- sinin nasıl facialara yol açabileceğinin, hatta birçok dindan hedef alabilecegi- nin Hizbullah olayıyla görüldüğünü di- le getiren Ecevit, şöyle konuştu: vesh-asetaçBmdandeğtl,dinaçıandaıı da ne kadar hayırh olduğunu göster- mektedir. Bu tür çirkin dayiar ve faci- aiar kar^anda inançlara saygık laikfi- padeğeridabaivianlaşdıyorolsagerek- tiıf tçişleri Bakanı Sadettm Tantao'ın Bakanlar Kurulu'nda rakamsal bügiler verip vermediğinin sonüması üzerine Ecevit, "Kamumnna zaten açddannuş olaabâgiferivardLYembulgularçıktı- ğızamanzatenbemeBİçişleri Bakanıve Emnhet Genel Mödörtuğâ tarafindan Ecevh, Hizbullah'a yönelik operas- yonun kamu kesiminde sürüp sürme- yeceği sorusuna, "Büyök bir oias&kia başka bazı devfct knruhışianna da Hiz- bıdbdı sızmış olabiir. Sorusturma ier- ledikçe tabn bontar ortaya çıkacakor" yanıünı verdi. Başbakanlık'ta başka bir gözaltı olup ohnadığirıın sorulması üze- rine Ecevit "Hayır, başka gözamna al- madaa benim hâberim yok. Fakat ben tçişleriBakanh^veEmniyetGeneJ Mü- dürlflğü'nden önce herhangi bir şejsöy- iemeyidoğru bulnnı\orum" dedi. Hizbullah operasyonunun Basbakan- lık'a yansımasına ilişkin haberlerin ga- zete ve televizyonlarda yer almasının ardından gazetecilere yasak geldi. Müs- teşar Ahmet Şağar, Koruma Müdürlü- ğü'ne verdiğı talunatla. Basbakanlık muhabirlerinin, müsteşar yardımcılık- lannın ve tdan ve Mali Işler Daire Baş- kanhğı'nın bulunduğu bölüme girişle- rinı yasakladı. Müsteşar Şağar, gazete- cilerin, Basbakanlık bürokrasisinin bu- lunduğu 3 ve 4. katiara çıkmasını daha önce de yasaklamışü. 5 yıhn bilançosa Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekât Daire Başkanh- ği'ndagörevli Başkomiser GürolKork- maz'm hazırladığı "Terörve Medyallş- kM'' adlı kitapta, terör örgütlerinin fa- aliyetleri hakkında bilgi veriliyor. Hiz- bullah'a karşı yürütülen operasyonlar- da 3 bin 771 terörist yakalandı. Hizbul- lah örgütü 1994 yıhndan 30 Eylül 1999 tarihine kadar 497 olay gerçekleştirdi. Örgüte karşı yürütülen 746 operasyon- da yakaianan 3 bin 771 teröristten 1279'u tutuklannken, 2 bin 492'si ser- best kaldı. Operasyonlarda, 49 uzun namlulu silah, 326 tabanca, 40 bomba ele geçirildi. Hizbullah'ın tlımciler ve Menzilciler olarak ikiye aynldığı 1993'ten bu yana örgüt iç hesaplaşma- smda 50'den fazla kişi öldü. PKK ile 1991-1995 yıllanarasındaçatışan Hiz- bullah, 200 üyesini kaybederken, P- KK'den 500'e yakın kişryi de öldürdü Kızıltepe'de geçtiğımiz yıl terk ettiği evınde sığınak or- taya çıkanldı. Batman Em- niyet Müdürü Muzafler Er- kan, Hizbullah'a yönelik operasyonlann devam etti- ğını. örgüt mensubu olduk- lan belirlenen 3 kişinin gö- zaltına ahndığını bildırdi. Bu arada örgütün beyin takımının yetıştiğı Bat- man'ın Gercüş ilçesi ile köylerinde de operasyonlar sürüyor. Önceki gün Çiçek- li ve Aksu dün de Yüce, Ak- yar ve Seki köyüne (örgüt kampının bolunduğu köy) baskin düzenleyen güven- lik güçleri sığınak aradı. Dünkü çalışmalarda iki ye- ni sığınak bulundu. Bu sığı- naklarda çok sayıda uzun namlulu silah ve belgeler ele geçirildi. Orgütün bir dönem kampının bulundu- ğu Seki köyünde çok sayı- da sığınak ve ceset buhına- bileceği idıdasryla aramalar yoğunlaştınldı. Köydeki çahşmalar yanm metrelik kar bulunan arazide sürü- yor. Orgütünbeyin takımın- dan Hüseyin Velioğlu, Edip Gümüş ve Isa Aksoy'un Gercüşlü olduğunu belirten poüs, operasyonu ilçenin tamamınaka Diyarbakır Diyarbakır'da dün ve ön- ceki gün yapılan operas- yonlarda bir bölümü cuma nama?! çıkışında ohnak üzere 40 kişi gözaltına alın- dı. Silvan ilçesine 30 kişihk ilave bir polis gücüyle bir- likte Hizbullah konusunda uzman olan bir grup terörle mücadele ekibi gönderildi. Bu arada operasyonlarda ele geçırilen Edip Gümüş, Cemal Tutar ve Meh met Emin Ekinci'nin de Diyar- bakır'a getirihnesi bekleni- yor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde asistan olarak görev yapan Hizbul- lah mihtam doktor Abdur- rahman Alpsoy'un geçtiği- miz yıl terk ettiği Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki Cum- huriyet mahallesi 131'inci sokakta bulunan 2 nolu ev} de basıldı. Evde yapılan auıuuua~mrsıgnuu. ortaya çıkanldı. Sığınakta çok sa- yıda örgütsel dokümana rastlandığı kaydedildi. Adana Emniyet Müdür Yardımcısı Muzafler Çetin- kaya, örgütün Istanbul'da yakaianan Akdeniz Bölge Sorumlusu Mehmet Emin Ekinci'nin kiraladığı Mah- fesığmaz Mahallesi'ndeki Rafet Akmanlar Apartmam bırincı kattaki eve operas- yon düzenledikkrini söyle- di. Çetınkaya, evde yapük- İstanbul lan aramada, 2 adet Maka- rov marka tabanca, 3 şarjör, 13 dolu fışek, bir adet mik- ro teyp ve kasetleri, bir ba- yılücı sprey ile örgütsel do- kümanlann ele geçirildiği- ni bildırdi. Çetinkaya, Eki- nci'yi sorgulamak amacıy- la Adana'ya getireceklerini belirtti. Kayıplar Adana'da 7 Arahk 1998 günü Hizbullahçılar tara- findan kaçınlan ve İstan- bul'daki hücre evinden çı- kanlan cesetlerden biri ol- duğu samlan Mehmet Beşr Can'ın Adana Adh Tıp Morgu'ndaki cesedi, önce- ki gün yakınlanna gösteril,^ di. Ancak eşi H«myi<> Ca*-, defonne olmuş cesedi tam- yamadı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Müca- dele ve Istihbarat Şube Mü- dürlüğü ekiplerince, 3 gün önce başlatûan operasyon- larda, kımlıklen açıklanma- yan 2 'si kadın 26 kişi gözal- tına alındı. Merkez ilçeye bağh Oluz Köyü Camii Imamı H.V gözaltına ahn- dı. Gözalüna ahnan köy ca- mii imamımn sorgusunun sürdürüldüğü bildirildi. Aileler cesetleri \ teşhis edemedi i İstanbulHaberServisi-lçışlen Bakanı SadeöİBTan- i tam, istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, bazı I emniyet müdür yardnncdan ile şube müdürlennin de <• katıldığıyaklaşık2.5 saat sürenbirtoplanö yapü. Ba- | kanTantan,gazetecüerinsorulanna' 4 Sabıriıolun''ya- ' nıtını verdi. Üsküdar'da bir evde gömülü olarak bulu- % nan 10 cesetten, Adh' Tıp Kurumu'nda olan 7'sinin % teşhis işlemleri dün de devam etti. j _ Geçen yıl kasım aymda kaybolan Şuayç Yeöş ve | Omer Çmar'a ait olduğu sanıİan cesetler, kayıp kişi- ; lerin yakuılannca teşhis edilemedi. Içişleri Bakanı Sa- ^ dettin Tantan. dün saat 13.15 sıralannda geldiği Vatan 4 Caddesi'ndeki istanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, Ha- * san Özdemir tarafindan karşüandı. Daha sonra, birlik- ** te Özdemir'in makamına çıkan Tantan, burada yakla- şık 2.5 saat süren bir toplanh yaptı. Toplantıya, emni- . yet müdür vardımcılan Atiia'Çınar, Nhaa Palabryık l ile bazı şube müdüriennin de kaoldığı öğrenildi. * SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Mersin'de bir zamanlar bir üniver- site vardı. Türkiye'nin diğer üniversi- teterine ömek gösterilecek atılımlar yapıyordu. öğretim üyeleriyle öğren- ctler aydınlık bir geleceğe hazırlan- manın heyecanını yaşıyordular. Mo- dern Türkiye'yi kuracak gençleryetiş- tiriliyordu. Mersin'de demokratik ve çağdaş eğitimin temelleri atılıyordu. Işte buna dayanamadılar. 12 Ey- lül'ün YÖK sistemi, böylesine ileriye açık bir üniversiteyi içine sindirebilir miydi? YÖK Başkanı Kemal Gürüz, o dönemin Mersin Üniversitesi Rek- törü Vural Ülkü'ye, "Devlet sizin he- sabınızı görecektir", "Bundansonra- sını göreceksiniz" diyerek neter ola- cağının daişaretini vermiştir. Mersin Üniversitesi'nin bu aşama- dan sonra başına gelenler pişmiş ta- vuğun başına gelmedi. Kemal Gü- rüz'ü kızdtran, istediği isimlerin Mer- sin'de gerekli görevlere atanmasını sağlayamamak, istemediği bazı de- mokrat öğretim üyelerini ise görev- den alamamaktı. Işin aslı, her dediği- ni kabul eden kapıkullan istiyordu Gü- Mersin'de YÖK Tırpanı rüz. Önce Rektör Vüral Ülkü'yü iste- diklerini yapması için uyardı(!), olma- yınca tehdit etti, olmadı korkutmaya çalıştı. Ancak dönemin Mersin Üni- versite Senatosu bu tehditlerden yıl- madı ve kendi yetkilerini ve üniversi- tenin bilimsel düzeyini korumaya ça- lıştı. Her şey, yeniden rektör seçiminin yapıldığı 1998 yılında başladı. Gü- rüz'ün rektör adayı Uğur Oral, ken- disine oy vermelerini sağlamak ama- ctyla tıp fakültesinde Gürüz'ün deste- ğiyle hızla yeni kadrolan göreve aldı. Buna rağmen yapılan seçimde Gü- rüz'ün istemediği Onur Bilge Kula 81 oy, Uğur Oral ise 47 oy aldı. Gürüz yönetimi, en çok oy alan 6 adaydan üçünü Cumhurbaşkanı'na önerirken bu listeye Onur Bilge Kula'nın adını koymadı. Hatta Uğur Oral dışında se- çime katılan hiçbir adayın adının da bildirilmeyerek kanunsuzluk yaptığı, Onur Bilge Kula'nın Idare Mahkeme- si'ne açtığı bir dava sırasında ortaya çıktı. Sonuçta Uğur Oral, Cumhurbaşka- nı tarafindan rektör olarak atandı. Uğur Oral önce kendisinden çok faz- la oy alan Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Profesör Onur Bilge Kula'ya olumsuz sicil verdi. Aynca Mersin Üni- versitesi'nin bir önceki dönemde rek- tör yardımcısı olan Profesör Zafer Üskül ve Profesör Türker Özsayar ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Profesör Nevzat Külcü'ye iki yıl üst üste olumsuz sicil verdirdi. İki yıl olumsuz sicil vermek, o öğretim üye- sinin bir başka üniversiteye sürülme- si anlamına geliyordu. Ancak bu olumsuz sicillerin verilmesinde de açık kural ihlalleri yapıldığı belirtildi. Örneğin Profesör Kemal Gürüz, üç öğretim üyesine 1998 yıhnda olumsuz sicil verildiğini Mersin Üniversitesi'ne 6 Eylül 1999 tarihinde bildirdi. Aynca Uğur Oral olumsuz raporu iigili kişiye bir ay içinde tebliğ etmesi gerekirken bunu yapmadı. Hazırlanan bu olumsuz siciller so- nucu, Türker özsayar meslek yaşa- mının 37. yılında Elazığ Fırat Üniver- srtesi'ne sürgün edildi. Zafer Üskül, bir sürgüne muhatap olmamak için istifa etti ve 31 yıllık birikimini kullana- madan emekli olarak yaşamını sür- dürmekzorunda kaldı. Diğerlerinin de her an sürgüne gönderilmeleri, kı- demlerinin durdurulmasının gündem- de olduğu söylenebilir. • • • Işte size çağdaş olmaya çalışan bir üniversitede doğru dürüst bir şeyler yapmaya çalışanlann başına gelenler. Mersin Üniversrtesi'ndeki tırpan bu öğretim üyeleriyle de sınır- lı kalmadı. Başka öğretim üyeleri, memuriar, öğrenciler de çeşitli so- runlarta yüz yüze geldiler. Onümde bir öğrencinin mektubu duruyor. Şikâyetlerini yazmış, ancak bir başka dileği de adının saklı kalma- sı. En acısı, bir üniversite öğrencisinin açıktan üniversite yönetimini eleştire- memesi. Böyle bir şey ancak diktatör- lük dönemlerinde olabilir. Ama Avru- pa Biriiği'nin kapısındaki Türkiye'de bir öğrenci veya bir öğretim üyesi haksızlıklara açıktan karşı çıkamıyor, Çikanlann başına da olmadık şeyler g&liyor. yğrencinin mektubu şöyle sona iyor "Üniversite çalışanlan içinde kişi hariç herkes mutsuz. Onur Kula'nın rektörlük seçimlerine karşı açtığı yürûtmeyi durdunva talebinin kabul edildiğini duyduk. Bu bize umut vermekle biriikte, sonucun nereye va- racağını kestiremiyoruz. Biz öğrenci- ler de çok rahatsızız. Lütfen sesimizi duyurun." Mersin'de olanlann kısa bir özeti. Uygar ve çağdaş bir Türkiye'yi bu eğrtim mantığıyia nasıl kuracağız? Çağdaş uygariık düzeyini nasıl yaka- layacağız?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear