02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7EYLÜL1999SALI HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN 0 Yalan Bu Yalan Biraz da Sen Oyalan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlan'nın Helsinki top- lantısinda, Türkiye'nin "adaylığına" kapı aralan- dı. Kararı iyi okuyup, gelişmenin anlamını doğru kavramak gerek. Kimse bu karar ile Türkiye'ye, AB'ye tam üyeli- ğin kapısının açıldığını sanmasın. Aslında karar "statuco - ante" yani eski statüye dönüş anlamını taşıyor. Bilindiği gibi, Türkiye zaten 1964 Ankara Anlaş- ması ile adaylık statüsünü kazanmıştı. Adaylık statüsünden üyeliğe gıden yolun ne ka- dar uzun ve çetın olduğunu anlamak^çin, o zaman- dan bu yana meydana gelen gelişmelere göz at- mak bile yeter. Olay bu denli basit. Doğrusu Avrupa'nın Türkiye'ye karşı oynadığı oyun, iyi polıs-kötü polis taktiğine benzıyor. Kimi zaman birileri adaylığımızı desteklerken, başkalan karşı çıkıyorlar. Arada iyi polis ile kötü po- lislerın yerlerı değişiyor. Aslında Avrupa Türkiye'yi içine de almak iste- miyor, Ankara ile ipleri tümden koparmak da. Yapılan, Ankara'ya cennetin kapılannı açmadan, cehenneme de göndermeden arafta tutmaktan başka bir şey değil. • • • Gerçekte Avrupa, bir yandan Türkiye'nin aday- lık statüsünü kabul ederken, bir yandan da kendi "havuç ve sopa politikasrnın önünü açıyor. Öyle ya! Türkiye ile ilişkilerı biraz daha gerince, Ankara "Benim sizden bir talebim yok, ama siz de artık bana kanşmayın!" diyor. Bu da çeşitli konularda, AB'nin Türkiye'ye bas- kı uygulama olanaklarını ortaya koyuyor. Peki şimdi ne olacak? Türkiye'nin adaylığını kabul edenler, ona üyelik için öylesine koşullar ileri sürecekler ki, Ankara'nın bunlan gerçekleştırmesi olanaksız değilse bile çok güç olacak. Her şeyden önce, Yunanistan ile ilişkiler ve Kıb- ns var gündemde. Ardından "Kürt sorununa siyasi çözüm" ge- liyor. Onları değişmeyen konular izliyor: Demokrasi ve insan hakları. Bu taleplerin bir bölümünün haksız olduğunu kabul etsek bile bir kısmının da çok haklı istemler olduğunu yadsıyamayız. Haklı olanların yerine getirilmesi bile bugünden yanna mümkün değil. • • • Deprem sonrası yaptığı yardıma karşın, yine de Türkiye'nin üyeliğine de, mali protokoldeki 375 mil- yon ecülük fonun serbest bırakılmasına da veto- sunu kaldırmayan Yunanistan da değil, önümüz- deki büyük engel. O engel günü geldiöinde aşıla- bHir. , • • . . ^ , , , - f , : , , î i Ama Türkiye'nin AB tam üyefiği için, h&t aday- dan ratenmesi doğal olan Tiesnel koşufları yerine getftTheküzefB.'bugünderf kollan sıvaması halin- de bile geçecek süre 20 yıldır. "Nereden çıkıyor bu 20 yıl?" diye düşündüğü- müzde görürüz ki. bu süre, Türkiye'de ekonomi- den, hızmetlerden eğitime, yargıdan demokrasi ve insan haklanna kadar uzanan her alanda kalitenin ön plana çıkmasını engelleyen nüfus patlaması ve bölgesel dengesizlıkler sonucu ortaya çıkan büyük göçün dengelenmesi için geçecek olan süredir. Yoksa bugünkü haliyle Osman Durmuş ve Ne- zir Aydın'lar üreten bir toplumsal yapıyla, AB'ye girmek hayaldir. Içinizde belki "Tarzan New York'ta" fılmini gö- ren olmuştur. Ama ınanın, "Osman Durmuş ve Nezir Aydın AB'de" filmı, ondan daha az inandırıcı ve daha gü- lünç olmaya mahkûm, nafile bir senaryoya daya- nır. 'Yasalar yetersiz' Adliyıl yine sorunlarla açıldı Haber Merkeâ - Yeni adli yıl yine sorunlarla açıl- dı. Adli yılın açılışında ko- nuşan baro başkanlan "yargı bağımsızhğına"". "birçokyasanın ihtiyaçlara cevap vermediğme". 'avu- kaüık yasa tasansuunyeter- siz olduğuna" değindiler. 1999-2000 adli yılı yurt genelinde düzenlenen tö- renlerle açıldı. Adana Ba- rosu'nda düzenlenen tören- de konuşan Baro Başkanı Ziya Yergök, bazı suç ve ce- zalann affina ilişkin yasa- nm Cumhurbaşkanı tara- findan veto edümesini olumlu buldukJannı belirt- ti. Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçav. DGM Savcısı Fevzi Elmas ile çok sayıda savcı, yargıç ve avukatın hazır bulundu- ğu toplantıda. her yıl açılış programında yer alan kok- teyl ile 25 ve 40. yıllannı dolduran avukatlara plaket verilmesi gibi bölümlerin ülkemizde yaşanan deprem felaketı dolayısıyla bu yıl yapılmadığını açıklayan Yergök, yeni yargı yılını milletçe acısını yaşadığı- mız bir dönemde yapmanın ûzüntüsünü yaşadıklannı söyledi. tzmir'de yeni adli yılın açılışı, ödenek yokluğu ge- rekçe gösterilerek 9.5 yıldır sürüncemede kalan Bay- raklı'daki yeni adliye sara- yı şantiyesinde yapıldı. Yıl- lardan beri SSK'ye ait bir işhanında buiunan adlıye- de. adaletin dağıtıldığı bir mekânda bulunması gere- ken huzurun giderek yerini gerginlığe bıraktığını, adli- ye personelinin üzerindeki yükün çekilmeyecek kadar ağırlaşnğını belirten Baro Başkanı Çetin Turan, "tz- mir gibi bir üde maddi ko- şullar 5-6 ay sonrasına du- ruşma gûnü vermeye yol açacak kadar ağırlaşmışsa, adalet teşkilaûnın damar- ları tıkanmış demektir,der- hal müdahaie edilmesi gere- kir''dedı. Eskişehır Baro Başkanı Yusuf Sever de "Gerçekte, bugfln acımız ve üzüntü- müz devajn ettiğinden her yıl adli yıl açıhşlanndaki se- vinci ve mutluluğu yaşama- mız mümkün ohnamakta- dır"dedi. Hatay'da protesto Son üç yılda 15 avukatın görev sırasında saldınya uğradığı Hatay'dayeni yar- gı yılı protesto ile açıldı. Hatay Barosu Başkanı Av. Nabi İnal ve îskenderunlu avukatlar Adliye Sara- yı'nda düzenlenen törende saldınlan alkışlarla protes- to ettiler. Baro Başkanı tnal, Îs- kenderunlu avukat Ali Av- cı'nın Reyhanlı ılçesinde Mehmet Çelik'in 1 milyar liralık borcundan dolayı ha- ciz ışleminı yerine getirme- ye çalışırken 20 kjşinin sal- dınsına uğradığını. olay ye- rinde buiunan güvenJik güçlerinin ise oiaya seyirci kaldığını belirtti. Barolann Adalet Bakanlığı'nın vesayetinde olmasından yakınan hukukçular, hukukumuzun yaşlandığını savladılar 'Haikın yargıya giiveni yok' ÇETİNYİĞENOĞLU Yeni adli yılın açılışı öncesınde eski Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun, Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen. Ankara Baro Başkanı Hakkı Suha Okay. Adana Baro Başkanı Ziya Yergök ve eski tstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan ile yargı sistemimizin içinde bulunduğu koşullar. savunmamn sorunlan üzennde duruldu. Hukukçular. "Bir dokun bin ah işit kâseyi fağfurdan" sözünü anımsatırcasına sorunlara parmak basarken yapılan bir araştırmaya göre halkın yüzde 65'ınin yargıya güvenmediğini, yüzde 78"inin yargının bağımsız olduğuna inanmadığını belirterek. "Halkın yargıya güven mediğûıi" söylediler. Cezaev lennın suç okulu, mafya lojmanı türünden tanımlanmasına dikkat çeken. adliye binalannın koşullannı "çok kötü" ya da "mezbeiefik'' diye tanımlayan hukukçular bir an önce "savunma bağunsızüğı*'nın gerçekleştinlmesini, "acilen yargı reformuna gjdilmesi"nı istedıler. Hukukçular sorulanmızı şöyle yanıtladılar: - Türk yargı sistenünin sorunlan ve yargı reformu konusundald ,. düşünceleriniz? ÖZGEN - Yargunızın en önemli sorunu tam bağımsızlığına hâlâ kavuşamamış olmasıdır. Tam bağımsızhğın sağlanabilmesi için Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi'ne üye seçiminde, , .; yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanf na tanınan yetkiler kaldınlmalıdır. Günümüz uygar ülkelennde "Barolar bağımsız olmadıkça avukatlar: avukatlar bağımsız olmadıkça yargı bağımsız olamaz 7 " ılkesı kabul edılmektedir. Bu nedenle barolarla Türkiye Barolar Birliği üzerindeki Adalet Bakanlığı vesayeti mutlaka kaldınlmalıdır. Yargının bir diğer önemli sorunu maddi olanaksızlıktır. Bu durum özellilde ceza davalannda büyük sakıncalar doğurmaktadır. Temel yasalanmızın çoğu eskimiştir. Yeni yasalar hazırlanmasında uygulanan yöntem de yanlışnı;' Ülkemizde acilen biı yargı reformu yapılmazsa halkın adalete olan güven duygusu giderek azalacaktır. Adalet devletin temeli olduğuna göre bundan en büyük zaran yine devlet görecektir. Unutmamak gerekir ki adalet yıkılırsa bu enkazın altında hepimiz kalınz. OKAY - Sistematik olarak yargınm sorunlan: Eğitim. bina, araç. hukuksal normlar. düzenlemeler olarak aynlabilir. Eğitim ülkemizin temel sorunudur. "Bir bina, bir tabeta" anlayışıyla siyasal amaçlarla açılan ve sayılan 32'yi bulan hukuk fakülteleri, bir bölümüne YÖK uygulamalannın neden olduğu yetersiz öğretim kadrolan ve eğitim araçlan nedeniyle hukukçu değil. "huknklu" yetıştirmektedir. Esasen, hukuk fakültelerine son yıllara kadar Türkçe- Sosyal puan ve belli bir zihniyetin kendilennin arka bahçesı olarak gördüğü imam-hatip lisesi çıkışlılann alınması ile adliye ve idare adeta ele geçirilmek istenilmektedir. Adaletin dağıtıldığı yargı mekânlannın hali içler acısıdır. îşhanlannda, hükümet binalannda sığmtı halinde yapılan yargılama, adalete olan saygı ve güveni sarsmaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanı ve müsteşannın yer alması. kurulun ayn bir sekretaryasının bulunmaması, siyasal ıradeyi yargıda etkin kılmaktadır. Sav- savunma-karar üçlüsünün zorunlu öğesi olan Barolar üzerinde Adalet Bakanlığı vesayetinin sürdürülmekte oluşu. yargının bağımsızlığı önündeki engellerden bir dığeridır. Ülkemizde adalet geç ve güç tecelli etmektedir. Böyle bir hukuk ise - klasik bir söylem ile- hukuk sayılamaz. Adaletin geç işlemesınden kaynaklanan adaletsizliğin önlenmesi için usul - S i z e g ö r e y a r g ı n ı n ç a l ı ş m a k o ş u l l a r ı n a s ı l d ı r ? ÖZGEN - Son derece olumsuzdur. Adliye binalan son derece kötüdür. Çoğu adliye valilik binasının girişinde bir koridora sıkışmış durumdadır. OKAY - Saray olması gereken adliye binalannın fiziki koşullan içler acısıdır. Türk Milteti adına karar verenlerin ve tüm yargı mensuplannın yaşam ve ekonomik koşullannın iyileştiriimesi kaçınılmazdır. YERGÖK - Adalet hizmetleri için yülardır yeterli kaynak aktaniamamaktadır. Her şeyden önce adli yargıda. yargıç ve savcı kadrolan ile yardımcı adalet personeli kadrolan yetersiz olup arttırılması gerekmektedir. Ağır iş yükü ve çalışma koşullannın olumsuzJuğu, görevin niteliği dikkate alınarak hâkim ve savcılann özlük haklannda günün koşullanna uygun iyileştirmeler mutlaka yapıImaİL, hâkim ve savcıiık sıradan bir meslek menmriuğu olarak göriilmemeüdir. KAZAN - Adalet BakanlıgVnın bütçedeld payina baktığımız zaman, yargıya nasıl da> ranıldığuu kolayca anlanz. 1999 bütçesinde aynlan pa\ yüzde 1.1'dir. Adliye binalanm göriiyoruz. Hepsi utanılacak haidedir. Bu bilgisayar çağında kınk daktilolatia tutanak tutulup karar yazılryor. Dosyalar patlamış i >* - dökülüyor. Adapazan depreminde adliye çöktü, tavan yıkıkİL, dosyalan konımak için bakanhk bir naylon örtü gönderemedi. Mevcut dosyalann büyük çoğunluğu deprem afetinden sonra yağmur felaketine teslim edildi. yasalanyla Avukatlık Yasası'nda gerek]i değişikliklerin yapılmaması da yargının diğer temel sorunlanndan biridir. Çözüm. bir an önce yargı reformunun gerçekleşmesidir. YERGÖK - Ülkemizde ve dünyada öylesine hızlı gelişim ve değişim yaşanmaktadır ki. yapılan yeni düzenlemelerde bu değişim hızı yakalanamamıştır. Bütün bunlara hızlı nüfus artışı, yoğun iş yükü ve çalışma koşullannın olumsuzluğu ile gerçek anlamda yargı bağımsızlığının sağlanamamış olması da eklenince, adalet mekanizması çağdaş ve demokratik bir toplumun hizmet beklentilerinın gerisinde kalmıştır. yakalamalıyız. Dosyadaki kâğıtlann içinde insan var, onun haklan var. Bunu anlamahyız. Ve tabii ki, haklıya hakkmı çabuk teslim etme duyarlılığını taşımalıyız. Kısacası. yargıda reform için kalite konusunu tartışmaya başlamalıyız. UYGUN - Yargının tüm sorunlannın temelinde TC Anayasası'nın 'egemenük ve egemenliğin kullanılması1 ile ilgili 6. 7, 8 ve 9. maddeleri hükümlerinin yasama ve yürütme tarafindan göz ardı edilmesi yatar. Yargının sorunlannı tek nedene indirgemek olasıdır. Şöyle ki; yargı yetkisınin 'yasamanm' ve Şürütroenin' hiçbir yetkilendirmesine-verimine gerekse cezaev lerimizm durumu son derece olumsuzdur. Ceza tnfaz Yasamıza göre cezasının 2'5'inı çeken mahkûm şartlı salıverilmektedir. Aslında şartlı salıvenne mahkûmun 'iyi haü' koşuluna. yani ıslah olma koşuluna bağlanmıştır. Bu yanlış bir sistemdir. Eğer yasalanmızdaki cezalar çok görülüyorsa yasa değişikliği ile bunlann azaltılması yoluna gidilmeli, ama mahkememn verdiği ceza tamamıyla ınfaz olunmalıdır. lyı hali saptama için ise cezaevlerine eğitim düzeyi yüksek, psikoloji. pedagoji, sosyoloji bilgisine sahip personel alınmahdır. Cezaevlerimizm mutlaka hücre nıteliğınde olmayan oda d a v a S U i a e r t e l e m e ^«surJukdavaadaMarnıaraBöigea'nivTirandeprem- den etkikndi. Depremde oğlunu kaybeden tstanbul DGM Savcısı Aykııt Cengiz Engin'in raporlu olduğu için esas hakkındaki göröşûnü haaıiayajnaması ve Mehmet Agar ile Sedat Edip Bucak hakkındaki yanrt yazısının gelmemesi nedenkriyk dunışma 27 Arahk tarihine ertelen- di. tstanbul 6 No'lu DGM'deki duruşma için sabah erken saatkrde geten ve bahçedc bekkyen sanıkiann birbirle- riyie "kafa tokuşturarak" selamlaşmas dikkat çekti. Duruşmaya, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Veküi tbra- hbn Şahin, özel tim polisleri Ayhan Akça. Oğuz Yorulmaz. Ercan Ersoy, Ziya BandırmaJıoğlu ve Avhan Çarkın. kumarhaneter kraiı olarak tanınan Ömer Lütfii Topai'ın iş ortaklan Aİi Fevzi Bir ve Sami Hoştan ile OYT Şanb- orfo Miltetv^kili Sedat Edip Bucak'ın şoförü Abdü^ani Ktalkaya kaökü. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU) Yargı reformu artık bir tören söylemi olmaktan çıkanlmalıdır. KAZAN - Bizde yargının iyi işlemediği açık. Ve bazı alanlar yargı denetimi dışına çıkanlmış. Üstelik. verilen kararlann çoğuna devletin kendisi uymuyor. îşte manzara bu. Açık konuşalım, ülkemizde kimse adliyenin adaletine ve dolayısıyla Türkiye'nin oturmuş bir hukuk devleti olduğuna inaranıyor. Hukuk eğitimi zayıf. Haklıya hakkmı teslim görevi hep unutuluyor. Yargıçlık, savcılık ve avukatlık salt geçim aracı sayılıyor. Hukukta ve yargıda kaliteyi yükseltmek temel sorunumuzdur. Refonn için ilk adım buradan atılmalıdır. Önce dünva standardmı gerek olmadan 'ilk elden ve doğmdan doğnıya Türk Milieti tarafindan yargı organîanna verikuğinin ve bu yetkinin millet adına kullanıküğmın' (TC Anayasası Md. 6-9) yasama ve yürütme organlannca özümsenmemesi ve bu bılinçle yargının ve yargılamanın gereklennin gerçekleştirilinemesidir. Bu anlayış kesin aşılmadıkça, bu yöndeki yasalaştırmalar gerçekleştirilmedikçe yargınm sorunlan çözülemez. Bu temele oturmayan her türlü girişim, gerçek ve çağdaş anlamda bir reform olamaz ve yargının sorunlannı asla çözemez. - Ceza infaz sistemi ve cezaevierinin dunımu hakkındaki görüşleriniz? ÖZGEN - Gerek ceza ınfaz sistemimiz, sistemine dönmesi gerekir. OKAY - Ülkemizde cezaevleri sorunu. kanayan bir yaradır. Bunun düzelnlmesi için acil önlemler alınması gerektiği açıktır. Cezaevlerimız, yasal düzenlemeler yerine. günün siyasal iktidannın eğilim ve ihtiyaçlanna göre şekillenen ve çoğu zaman yasaya aykın düşen yönetmelik ve genelgelerle yönetilir hale gelmiştir. Öyle ki, bugün cezaevlerinin dış güvenliği Içişleri Bakanlığı'na, iç güvenliği Adalet Bakanlığı'na bağlıdır. Bu ikibaşlılık birçok sorunun çözümünde güçlük yaratmaktadır. Fiziki mekânlann bu olumsuzluğu, personel yetersizliği ve eğitim eksikliğı, diğer etkenlerle birleşince, cezaevlerinin tutuklu ve hükümlüler için 'suçluluk okulu1 işlevi görmekte olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Yasal düzenleme yapılırken öncelikle cezaevlerinin insani koşullannı düzeltmek zonındayız. Cezaevleri, çağdaş yaşam standartlanna ve mahkûmlann yeniden topluma kazandınlması amacına uygun hale getirilmelidir. YERGÖK - Bugün. ceza infaz kurumlan ile tutukevlerinin sorunlan sürekli ülke gündeminde yer almaktadır. Hukuki altyapı eksiklikleri, finansman yetersizliği. nitelikli personel eksikliği, bilgı iletişim, koordinasyon ve denetim eksikliği gibi sorunlan buiunan bu yerlere sadece asayiş ve düzenin korunması bakımından değil, hükümlü ve tutuklulann yaşam koşullannın iyileştiriimesi açısından da bakılması gereği vardır. Cezanın amacı hükümlünün ıslahı ve topluma yeniden kazandınlmasıdır. Bu nedenle infaz yasalan yeniden ele alınmalı, ceza ve tutukevlerinin kuruluş ve idareleri yeniden düzenlenmeli, cezaevi personelinin eğitimine özel bir önem verilmelidir. KAZAN - Ceza infaz sistemimiz berbattır. Cezaevlerini de görüyoruz. Çoğu ilkel ve hepsi birer suç yuvası. İnfaz sistemini, cezaevleriyle birlikte ele alıp düzeltmek gerekir. Elbet, cezaevlerindeki yaşam iyileştirilmelidir. Ama, birilerinin hükümranlık alanı olmaktan da çıkanlmalıdır. İnfaz yargı denetımine alınmalı, infaz mahkemeleri kurulmalı ve şartlı salıverme kurumu ayaklan üzerine oturtulmah. yalnıziyilcştiği -'i i saptanan mahkûmlar bundan • •»• yararlanmalıdır. Yani, otomatiğe bağlanmış, bize özgü şartlı salıverme uygulaması son bulmalıdır. UYGUN - Kesın hükmü küçümseten, devletin ve yargının otoritesini sarsar nitelikteki infaz yasalan '«/', değiştirilmelidir. Ceza infaz . - kurumlannın fıziksel yapılanması, ' yönetimi ve denetimi amaca uygun hale getirilmelidir. Koşullu salıverme gardiyanlann hükümlüye bakışı ve bağışı olmaktan kurtanlrp İnfaz Hâkimlıği denetiminde gerçek nıteliğıne kavuştunılmalıdır. - YargKİa iş yükü. geciken adalet ve hukuk dışı odaklarda hak arama eğilimlerinin artması konusuna nasıl bakıyorsunuz? OKAY - Yargınm temel sorunlan aşılmadan, iş yükünün ve hukuk dışı hak aramanın önüne geçmek mümkün değildır. Yapılan bir araştırmada Türk halkının yüzde 65'inin yargıya güvenmediği. yüzde 78'inin ise yargınm bağımsızhğına inanmadığı ortaya çıkmıştır. YERGÖK - Çalışma koşullannın olumsuzluğu, iş yükünün ağırlığı, mevzuatın yetersizliği gibi nedenlerle yargınuı bireyler arasmdaki ilişkiyi düzenlemekte yetersiz kalması ve adalet hizmetlerinin gecikmesiyle ortaya çıkan boşluğu doldurmayı amaçlayan hukuk dışı gruplar oluşmuştur. KAZAN - Yargıda iş yükü, hukuk dışı arayışlar, geciken adalet ve yargıya güven konulan, hep birbirini tamamhyor. Mevcut yüksek enflasyon karşısmda uygulanan yargı faizi hakknın hakkını korumuyor. Bu yüzden, yargı dışı arayış kaçınılmaz bir ihtiyaç oluyor. Af k o n u s u n d a n e d ü ş ü n ü y o r s u n u z ? S a v u n m a n ı n s o r u n l a n n e l e r d i r ? OKAY - Af, bir dönemin kapandığı, yeni bir dönemin açılma koşulîannm oluştuğu, toplumsal uzlaşma ve sosyal banşm gerektiği aşamada düşünülmesi gereken yasal düzenlemedir. Toplumdaki kınlmaîan önleme ve yeniden yapıhnmaya yol açma düşüncesi, affm öncelikle 'siyasal suçlar" için düşünülmesini gerektirmektedir. TBMM'ye sunulan af yasa tasansında, anayasanm 87. maddesi arkasma saklanılarak siyasal suçlar kapsam dışında bırakılmaktadır. 1950-1960- 1974 aflan bu amaçlar doğrultusunda çıkanlmıştır. Sadece adli suçlulann afîı, doğrudan mağdur olanlan bir kez daha mağdur edecektir. Esasen, 1980'lerde İnfaz Yasası'nda yapılan düzenkmeler ile Türkiye'de infaz, başb başına süreğen bir af sistemi haline getirilmiştir. YERGÖK - Bir af çıkanlması için ortada haklı, hukuki ve ahlaki hiçbir neden bulunmazken Cumhuriyetimizin 75. yıldönümünün bir affin gerekçesi olarak gösterilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz. Anayasa'daki engel hükümler nedeniyle siyasi suçlann çoğu affedilmiyor. siyasi olmayan suçlar affediliyor. Bu af banşa ve adalete gölge düşürecektir. KAZAN - Çıkanlan Af Yasası bir büyük ayıptır. Bu ayıptan Sayıc Ecevit sorumludur. Katiller, çeteciler ve soyguncular için mutabakata vanp duvara yazı yazan çocuklan içeride bıraktılar. 15 ve 18 yaşını doldunnamış çocuklan bile ikiye ayırdılar. Anasmj öldüreni kurtanp afiş asana acımasız davrandüar. Böyle bir adaletsızliği anayasanm 87. maddesiyle izah edemezler. Basm yoluyla işlenen suçlarda 87. madde engelini aşanlar, çocuklarda bunu yapmadüar. Aynca, bir suçun ağır şeklini erteleyip hafif şeklini ıhmal etmek, hukuku inkâr etmektir. Bu koalisyon hukuku inkâr etmiştir. UYGUN - Af devletçe yapılan bir bağışlamadır. Gerekliliği. zamanı, kapsamı ve koşullan toplumun tüm gereksinimleri ve duyarlıhklan titiz ve dengeli bir değerlendirme ile belirlenmelidir. Çok büyük zaman aralıklan ile yapılmahdır. Aksi halde daimi oekJenti yaratır. Suçu, sucluluğu ve infazı olumsuz yönde etkiler. ÖZGEN- Avukatîık Yasası eskimiştir. Mevcut yasamız şirketleşmeye olanak tammamaktadır. Devletin savunucusu durumunda olan kamu avukatlan hem statü bakımından hem de mali haklar açısından son derece olumsuz durumdadırlar. Siyasi parti yetkililerinin verdikleri sözlere rağmen bu durum hâlâ düzelöJeaıemişrJr. Yani devlet kendîsini savunanlara üvey evlat muamelesi yapmaktadır. Avukatlar vergi mahkemelerinde müvekkillerinin haklannı savunmaktadırlar. Yani yasalar avukatlann veıgi konusunu büdiklerini kabul etmektedir. Ama Maliye Bakanlığı'nın çıkardığı birtebliğ ile belirli miktar üzerinde geliri olan avukatlann kendi vergi beyannamelerini imzalama haklan yoktur. Mutlaka bir mali müşavire ünzalatmak zorundaduiar. Bunun tek bir anlamı vardır. Bir meslek mensuplanna, diğer meslek mensuplan sırtmdan haraç alma hakkı verilmişrir. Avukatlar Sosy r al Sigortalar Kurumu'na bağlıdırlar. OKAY- 1969 yılında, halen yürüriükte olan Avukatlık Yasası çıkanlmıştır. Aradan geçen 30 yıllık süreden sonra Avukatlık Yasası'nda degişen/gelişen koşullara göre yeniden değişiklik yapılması kaçınılmazdır. Yasa değişikligi ile barolann bağmısızhğı, avukatlann ekonomik olarak gû^lendirilmesi, meslek eğra'minİTi korunması, mesleğe Iayık olanlann katılımı sağlanmış olacaktır. Savunmanın temel yasasmda değişiklik yapılmadan, savunmanın sorunlannın çözümlenmesi mümkün değildir. YERGÖK- Barolann Adalet Bakanlığı'nın vesayetinde olduğu ülkemizde bağımsız savunmadan söz edilemez. Yargımn içinde buhmduğu sorunlar, davalann uzaması ve geç karara bağlanması nedeniyle son yıliarda ortaya çıkan hukuk dışı güç odaklannda hak arama eğilimi de avukatlık gibi çok kutsal savunma mesleğini adeta gizli işsizlik sektörii haline getirmiştir. Yıllardırgündeme getirilmesine rağmen kamu avukatlannın statü ve mali durumlanndaki aksaklıklar da düzeltilmemiştir. KAZAN - Yargınm sorunlan, bir yerde savunmanın sorunlandır. Aruk. insanlanmızın çoğunluğu avukata gitmiyor. Yarçı dışt çözümlerde zaten avukata gerek kalmıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear