Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sakarya'da yurttaşlann protestosu üzerine Kızılay kente 5 bin çadır daha gönderdi
Çadır gerginliği yatıştıYurt Haberleri Servisi- Sakarya Vali-
si Yener Rakıcıoglu. bazı vatandaşlann
çadır istemıyle önceki gün protesto yü-
rüyüşü yapmalannı. "Artçı depremler
çok korkuttu, halk elinin altında bir ça-
dır bulunsun düşüncegyie hareket edi-
yor" dıye değerlendirdı. Kızılay'ın, dün
5 bin 312 çadır gönderdiği kentte gergin-
lik önemli ölçüde azaldı. Başbakanlık
Kriz Masası depremde ölen vatandaşla-
nn sayısını 15 bin 613, yaralı sayısını da
24 bin 941 olarak açıkiadı.
Sakarya Valisi Yener Rakıcıoğlu, son
5.8 büyüklüğündeki artçı depremle, halk
arasında daha şıddetli deprem olacağı
dedikodulannın yaygınlaştiğını, bunun
da paniğe neden olduğunu söyledi. Kı-
zılay'a aıt 2 bin çadınn dün halka dağı-
tıldığını bildiren Rakıcıoğlu, Adapaza-
n'nda 45 çadırkent oluşturduklannı ve
40 bin çadırı da dağıtarak, herkesin bir
çadırda bannmasırun sağlandığını kay-
detti. Rakıcıoğlu, halen 15 bin çadıra ih-
tiyaç olduğunu, evleri sağlam olan va-
tandaşların panik nedeniyle "EHmin al-
tmda bir çadır bulunsun" düşüncesiyle
tavir" aimalarımn, çadır konusunda çö-
zümü zorlaştırdığını söyledj. Vali Rakı-
cıoğlu, özel sektörün devreye sokularak
çadır imalatına hız verilmesi, ihtiyacın
bir an önce giderilmesi gerektiğinı kay-
detti. Kızılay Genel Başkanlığı'ndan ya-
pılan açıklamada, 545'i daha önce kul-
lanılmışlardan oluşan 5 bin 312 çadınn
Sakarya Valiliği'ne gönderildiği belir-
tildi. Çadırlann büyük bölümünün, kış
koşullanna uygun olduğu belirtilen açık-
lamada, Kızılay'ın deprem bölgesine bu-
güne kadar gönderdiği çadır sayısının 66
bin 680'e ulaştığı ıfade edildi.
Öte yandan Adapazan'nda görev ya-
pan 800 öğretmenin tayinleri, istekleri
üzerine başka bölgelere çıkanldı. Dep-
remden zarar gören 43 okulda hasar tes-
pit çahşmalan tamamlanmadığı için
onanm aşamasına gelinemediğini de be-
lirten yetkililer, onanm ıhalesi için ön-
celikle Bayındırlık ve Iskân Müdürlü-
ğü'nden alınacak hasar tespit raporu is-
tendigini, raporlan alabilmek için giri-
şimde bulunduklannı söylediler.
Eskişehir'de yıkılması için boşaltılan
Kızılcıİdı Mahmut Pehlivan Cadde-
si'ndeki 8 katlı Uğur Apartmaru, dün sa-
at 03.12'de büyük bir gürültüyle çöktü.
Binanın boşaltılmış olması dolayısıyla
olayda can kaybı olmadı.Olay yerine ge-
len Eskişehir Valisi Ali Fuat Güven in-
celemelerde bulunarak yetkılilerden bil-
gi aldı. Enkaz kaldırma çalışmalanna
Sapanca'da
ayurtiÇadm
Kadıköy Belediyesi tarafindan Sapanca Kırkpınar'da
otuşturulan ve 60 çadınn bulunduğu çadırkentte yaşa-
yan çocuklar için "oyun çadın" kuruldu. Çadırkentte
yaşayan40 çocukta depremin izierint silmek. onlan nor-
maJ faayata döndiirebilmek amacıyla kurulan Çocuk
Eğlence Merkezi'nde uzman bir psikolog da görev ya-
pryor. Çocuklann oyun mnadıgı. resim yaptığı ve ders
çaJıştıgı merkezin bulunduğu çadırkentte yaşayanJar
için betediye tarafindan kurulan mutfakta da her gün 2
ögün sıcak yemek yapılıyor. Çadırkentte kalanlann tu-
valet. banyo ve çamaşır ihtiyaçlannın da rahathkla kar-
şılanabildiği belirtiliyor.
başlanacağı bildirildi. Bolu'da deprem-
zedelere, Valilik tarafindan başlahlan ça-
lışma kapsamında tanıtma kartı dağıtıl-
masına başlandı. Bolu Valiliği Kriz Ma-
sası'ndan yapılan açıklamaya göre, kart-
lar depremzedelere, haksız yardım dağı-
tımının önlenmesi ve resmi işlemlerde
kolaylık sağlanması için veriliyor.
Bolu Valiliği Kriz Masası'ndan yapı-
lan açıklamaya göre, bugüne kadar, ilde
toplam 378 binanın enkazı kaldınldı.
Depremde, ölü sayısı 264, yaralı sayısı
da bin 165 olarak saptandı. Ote yandan,
Bolu'daki depremzedelere, çeşitli iller-
dekı kişi ve kuruluşlarca yardım malze-
mesi gönderilmesine devam
ediliyor.
Bolu Kriz Merkezi'nce
oluşturulan 3 kişilik bir
ekip, depremden hasar gö-
ren ilçelerdeki köyleri geze-
rek, ihtiyaç sahiplerine yar-
dımlan dağıtıyor. Bu ekip,
Çilimli ve Cumayen'nde
depremden hasar gören
köylerde, toplam 114 hane-
ye yardım malzemelenni u-
laştırdı. Depremden sonra
yapımma başlanan Kiremi-
tocağı mevkiindeki prefab-
nke evlenn montajının da
tamamlanmak üzere olduğu
bildirildi.
Bolu Valisi Nusret Mi-
roğlu, Düzce ilçesinde yap-
tınlan prefabrike evlerden
oluşan mahalleye "Ecevit
Mahalksi" adınm verilme-
sının sözkonusu olmadığı-
nı, kendilerine bu yönde
resmi ya da gaynresmi yol-
dan bir baş\-urunun da ya-
pıhnadığını bildirdi.
Bu arada Kırklareli Gazi-
osmanpaşa Göçmen Mısa-
firhanesi'nde bannan dep-
remzedelerin sayısı da
749'a yükseldi.
Öğrenciler zor durumda
'Ailesi
Yüzlerce depremzede 'ilgisizlik' ve 'unutulmaktan' şikâyetçi
AvcJar kaderine terk edildi
îyene
nakil yok'ASUMAN ABACIOĞLU
tZMİR - Deprem bölge-
sindeki üniversite öğrencile-
ri, başka üniversitelere nakil-
lerde sıkıntı yaşıyorlar. Aıle-
sı ve evı deprem bölgesinde
olmayan çok sayıda öğrenci,
"depremzede'' sayılmadığı
için nakil başvurusu gen
çevriliyor.
Hasar gören okullannın
bir süre sonra açılması duru-
munda okula devam etmeye-
'Prefabrike
okuüar
yapüsın
9
ÖMER
VUKTSEVEN
DENİZLİ - Deprem
bölgesinde okullann tatil
edilmesîyle eğitim ve
öğretimin geleceği tarn-
şılırken, DSP Denizli
Milietvekili HasanErçe-
lebi sorunun çözümlen-
mesi ve psikolojik rahat-
lama sağlanması için
acılen prefabrike okulla-
nn yapılmasını önerdi.
i Yeni egıtim yılımn başla-
• f dığı geçen pazartesi gü-
"nü meydana gelen 5.8
büyüklüğündeki artçı
depremin hem öğrenci-
ler hem de öğretmenler
ve veliler üzerinde bü-
yük şpk etkisi yarattığı-
nı belirten Erçelebi,
"Bölgede 2.9 mihon öğ-
renci \ar. Eğitimin gele-
ceğmibeMrsizliklere bıra-
kamayız. Artçı depremle
fldncibüyükşok yaşayan
ögrencSeri rahatiatacak
tek yöntem prefabrike
okuüardır"* dedı. Milli
Eğitim Bakaniığfrun
konuyu acilen değerlen-
dirmesini isteyen DSP'li
Erçelebi, prefabrike
okullarda öğrencilerin
rehabilitasyondan geçi-
rilmesinin zorunlu oldu-
ğunu söyledi. DSP Mil-
ietvekili Hasan Erçelebi,
deprem bölgesindeki ye-
ni yapılaşmada prefabri-
ke öncehğinin okuüara
verilmesinin kaçmılmaz
olduğunu, çift amaçlı
kullanımla bölgedekı in-
sanlann da yeniden ya-
şama dönerek rahatlaya-
cağını savundu.
ceklerini, gerekirse eğitim-
lerini bırakacaklannı belir-
ten öğrenciler, "Çadıriarda
yaşayan insanlara >i>ecek>*e-
rilemiyor, bizi orada nasıl
okutacaklar? Gece uyku
uyu>amazken bizden başa-
nlı olmamızı nasıl bekleyebi-
firler?" dıyorlar.
YÖK genelgesine göre,
"Deprem bölgesindeki bir
ünrversitede kayıtlı olup,aile-
si bu >er dışuıda süreidi ola-
rak ikamet eden" öğrencile-
rin başka bir üniversiteye
"geçka nakil talepkri" dık-
kate alınmıyor. YÖK genel-
gesi nedeniyle nakil istemle-
ri geri çevrilen öğrenciler ise,
deprem bölgesinde okumak
istemedıklerini \aırgulaya-
rak, ailelerine en yakın üni-
versiteye yatay geçış olana-
ğı sağlanmasını istiyorlar.
Sakarya Cniversite-
si'nden adının açıklanması-
nı istemeyen Elektrik-Elekt-
ronik Mühendisliğı öğrenci-
si A.R, depremde yerle bir
olan evinden sağ salım çıka-
bilmesini, gece 03.05'de hâ-
lâ uyumamış olmasına borç-
lu olduğunu söylüyor. Ancak
A.B., YÖK genelgesine gö-
re, "depremzede" sayılmı-
yor. Ege Ünrversitesı Psiki-
yatri Servisi'nde "Deprem
sonrasmdagefismişoianakut
stresbozuklugu"tedavisi gö-
ren öğrenci, Izmır'dekı aile-
sinin yanına gelebilmek için
Ege ve DokuzEylül Üniver-
sıteleri'ne yaptığı nakil baş-
vurusunun gen çevrildiğini
belirtiyor. Sakarya Üniversi-
tesi'nde öğrenim gören 20
bin öğrencinin büyük bölü-
münün aynı sorunu yaşadığı-
nı vurgulayan A.B., sözleri-
ni şöyle sürdürüyor: "Kasım
aymda okulu âçüklannda,
karşüannda 20 bin öğrenci-
den }alnızca 2-3 binini bula-
caklar. Öğrenciler okula git-
meyecekler. ben de girmeye-
cegim. O zaman yanlış >ap-
nklannı anlayacaklar ama
öğrenciler bir dönemi kay-
betmiş otacaklar. Benûn kal-
dığım ev yuakh, enkaz altın-
dan çıkanlmadım. çfinkü
deprem, uy umadan önce o4-
mustu. Benim yeniden oraya
girrigimde uyum sağlama in-
timalün yok. Orada benden
başarı beklenir mi? Arka-
daşlanm da Sakarya'ya git-
meyeceklerini söylüyorlar.
Hepimiz a>nı şeji düşünüyo-
ruz; zorda kalırsak okulu bt-
ralanz."
İPEK YEZDANİ / ÖZKAN GÜVTN
Avcılar'da depremzedelerkaderlerine terk edilmiş
durumda. Sinırlenn son derece gergin olduğu ilçe-
de, ağır hasarlı olmasından dolayı e\lerine gireme-
yen depremzedelerin yanı sıra 5.8 büyüklüğündeki
ikinci artçı depremden sonra "korkudan" çadırda
yasayanlann da sayısı oldukça fazla. Açık alanlar-
da seyyar ruvalet yapılmadığından dolayı evlerinde
"ihtiyaçlanıır giderdikten sonra tekrar çadırlanna
giren deprem mağdurlarının en çok şikâyetçi olduk-
lan şey ise "flgflilerin ilgisiziigi'*.
Avcılar'da depremden genye, ağır hasarlı veya
çatlaklarla dolu binalar, hemen hemen tüm yeşil
alanlan dolduran çadırlar. parklarda sabahlayan "si-
nirli vç tedirgin" insanlar kalmış. "her an deprem
olabilir" korkusuyla süreklı ıç içe yaşayan ilçe hal-
kı, bulutların renk değiştırmesinden Küçükçekme-
ce Gölü'nün hafıf yeşile çalmasma, Ay'ın hareket-
lerinden denizin dalgalanmasına kadarher rürlü do-
ğa hareketinı "depreme" yoruyor. Çadınnda ziya-
ret ettığimiz Çigdem Erkal, deprem belirtilenni şöy-
le anlatıyor "Şu yukandaki buluta bakın, çok be-
yaz. Dün gece Avcılar'ın üzerindeki yıldızlar her za-
mankinden çok daha parlakb. Aynca Küçükçek-
mece Gölü'nün de rengi bir tuhaC
Avcılar'ın girişindeki apartmanlann hemen kar-
şısındakı boş alanda çadırlannı kurmuş olan Aysel
TUIUL "ne binalanna ne de büuüannda hasar tespi-
tiyapan yetkilflere'' güvenebildiklerim söylüyor. Tu-
na, depremden sonra evlenne gelen hasar tespit uz-
manlannın "çekiçlerle'' ölçüm yaptığını ve "oturu-
labilir" dedıkten sonra gıttiklerini söylüyor: "Biz
istivoruz kiçekiçlerle ya da göz karan değil,dinleme
alederiyle ve daha teknolojik ajgıttarla hasar tespi-
ti yapılsın; ancak Türkrye'de ber şey ükel teknikler-
leyapthyor."
Avcılar'da çadırlarda yaşayan yüzlerce deprem-
zedenin en büyük şıkâyeti "seyyar nrvalet ve banyo
eksikBğT. Cıhangir Mahallesı'ne gıden cadde üze-
nndeki çadırlardayaşayan aileler 17 Ağustos'tan bu
yana yemek, ruvalet ve banyo gibı ihtiyaçlannı kar-
şılamak üzere gündüzleri evlerine gırerken, gecele-
rini ise çadırda geçinyorlar. Çiğdem Erkal, deprem-
den sonraki ilk günlerde çadırlanmn hemen yanın-
dakı Avcılar Sağlık Ocağı'nın tuvaletini kullandık-
lannı. ancak 5.8 büyüklüğündeki depremin ardm-
dan ocağın tuvaletlerinin kapatıldığmdan şikâyet
edıyor. Sağlık Ocağı yetkililen ise "hırsziık" yapıl-
dığından dolayı alt kattaki tuvaletlenn birgünlük ka-
patıldığmı, ancak deprem mağdurlannın ıhtiyacı
doğrultusunda tekrar açacaklannı belirtiyorlar.
Gündüzlen çadırlarda daha çok "vakit geçinnek
için" örgü ören, tığ işleyen. çay demleyen ve hatta
"çadın süpüren
r
kadınlar bulunuyor.
Adını vermek istemeyen bir depremzede, depre-
min ardmdan ağır hasarlı apartmanlanndaki herke-
sin "memleketinedönmeye karar venUğüıi", ancak
kendısınin "asla dönmejecegini'' anlatıyor-
"Benim evim arnk burası. çocuklarun burada
okuyor. Ben nasıl memleketime döneyün? Kriz nıa-
sasma tarn beş kez gittim, Evım ağır hasarlı' diye
yazdırdım. İlk gidişünde'Avcılar'da etüt çalışması
bitti' dediler. İkincidekızdılar.üçüncüdeBilmiyo-
ruz' dediler, ne zaman gitseın azarüyorlar. HâM evi-
min hasar tespiti yapdması için beküyorum."Avcı-
lar"da depremden en çok etkılenen ış kolu olan "em-
lakçdık" neredeyse durmak üzere. Emlakçılann ço-
ğu dükkânlannı kapatmış, kapatmayanlar ise dep-
remden bu yana "ev satinalmak üzere" bir tek müş-
terinin gelmediğinden yakınıyor. Ev fiyatlannın bir-
iki miryarcivannda düştüğü Avcılar'da önceden 160
bin mark fıyat bıçılen deniz manzaralı lüks evler,
şimdilerde 100 bin marka alıcı bulamıyor. Bazı ev
sahipleri hasarlı binalannı satışa sunmak istemesı-
ne karşın, emlakçılar bu tür yerleri müşterilerine
tavsiye etmediklerini belirtiyorlar. Yaklaşık 90 met-
rekarelik. iki oda bir salon ve kaloriferli evler için-
de fiyatlan beş milyara kadar inenler bulunurken.
hasar görmemiş evlerin kira fıyatlannda ise yüksel-
me görülüyor.
Avcılar'da 90 metrekare, iki oda bir salon
kaloriferli dairelerin fiyaü 5 milyar liraya
kadar düştü. (Fotoğraf: IPEK YEZDANİ)
ARAYIŞ
TOKTAMŞ ATEŞ
(Bir Konuşmanın Düşündürdükleri-3)
İnadına Jacoben...
Şu "Jacoben olmayı" bir tüıiü anlatamıyorum.
Herkes, kendince bir anlam çıkartıyor. Tabii ortak
paydalan, Jacobenlerin eli kanlı katiller olduklan ve
kendi "doğrulannı" zorla dayatmaları...
Geçenlerde bir televizyon tartışmasında; konuş-
macılardan biri, "benialışılageldiğı üzere" Jacoben
olmakla (akh sıra) suçlayınca, gene boş bir tartışma
yaptık. Ben Jacoben olmayı, büyük bir memnuniyet
ve onurla kabul ediyorum. Ancak benim anladığım
Jacobenlikte, bu beylerin anladıklan Jacobenlik, bır-
birine hiç benzemiyor. '
Türkiye'de ve dünyada "liberallerin", ya da keri-
dini liberal olarak tanımlayanlann, Jacobenizme kat-
şı olmalarını elbette anlamak mümkün ve kendi açı-
lanndan haklı ve tutartıdıriar.
Ama kendini "solcu" olarak tanımlayanlann, Ja-
cobenliği mahkûm etmeye çabalamasını anlamak
çok güç. Zira, sosyalizmin ve sosyal demokrasinih
kökeninde Jacobenizm vardır. Şimdiye dek burtj
defalarca yazdım. Anlaşılan, bundan sonra da ya2-
mayı sürdürmemiz gerek.
Fransız Devrimi, burjuva ağırlıklı bir devrim idi. Ve
devrimin ilkyıllarının kaosu içinde, kimin neyi savun-
duğunu saptamak çok güç idi. Fakat sınrfsal yapısı
gereği ve sonucu olarak, liberal" anlayış öne çıkı-
yordu.
Uberallere göre devletin görevi, "özgürlükortamı-
nı" korumak idi. Zaten doğuştan "rasyonei" (akılcı)
ve "faydacı" (utulutarist) olan bıreyler, kendileri için
en doğru olan şeyi yapariar ve en iyi konuma gelir.-
lerdi. Böylece tek tek bireyler kendilen için en iyi ve
doğru şeyi yaptıklan zaman, otomatik olarak toplum
için de en iyi ve yararlı şey yapılmış olurdu.
Eğer devlet özgürlük ortamını korumak konusun-
da zaafa düşerse, o zaman insanlann "direnme hak-
kı" doğardı. Bu direnme hakkının kullanılması, hiç
kuşkusuz "özgüıiük ortamını" yeniden oluşturabil-
mek için olacaktı.
Bu anlayışı çağlar boyunca savunan düşünürleri
dile getirmek istemiyorum. Ancak şu kadarını söy-
leyeyim ki; günümüzde bu düşünce, Milton Fried-
mann'ın temsil ettiği birgrup çerçevesinde savunul-
maktadır. Ve "Sosyal Darwinizm"\e desteklenen bu
anlayış, aslında çoktan mahkûm edilmiş olan "vah-
şi liberalizm"öen başka bir şey olmayan, "yeni libe-
ralizm" olarak yutturulmaya çalışılmaktadır. (Bizim li-
beralleri vahşilikten "tenzih ediyorum". Başta sev-
gili Besim Tibuk olmak uzere, bizim liberaller vah-
şi değıl "hayalperesttirier".,.)
Lafı fazla uzattım ama; yerı gelmişken, birkaç sa-
tırla "Sosyal Darvvinizm" üzerinde de durmamız ge-
rekir.
Bilindiği üzere; ünlü doğabilimci Darwin, "türle-
rin kökeni" üzerinde yaptığı araştırmalarda, türünün
devamını sağlayan canlılarda iki özellik saptamış.
Bunlardan biri, "değişen koşullara uyum sağlamak";
diğeri de, "güçlü olmak". Yani Darwin'e göre, deği-
şen koşullara ayak uydurabilen ve güçlü olan türler
varlıklarını sürdürebilıyoriar.
Darvvin'in bu anlayışını, toplumsal ve ekonomjk
yaşamauyarlayanlarda var. Bunlar; özeÖikJeekpno-
mik yaşamda güçlü olanlann ve değişen kbşullaVa
ayak uydurabilenlerin ayakta kalabileceğini, diğer-
lerinin silineceğini ileri sürüyoıiar ve "doğrusunun"
bu olduğunu iddia ediyorlar. Zengini daha zengin, fu-
karayı daha fukara yapan bu anlayış, aslında çok cid-
di toplumsal patlamalann da hazıriayıcısı oluyor.
Şimdi gene Devrim Fransası'na dönmek istiyo-
rum. Liberal anlayışın esip gürledıği bir dönemde, bir
grup siyasetçi ve düşünür, bu anlayışa karşı çıkryor-
lardı. Bu adamlar, eski bir Jacoben manastınnda
toplandıkları için, bunlara "Jacobenler" adı verildi.
Jacobenler, devletin salt "özgüriükleri koruması-
nın" yetersiz olduğunu ileri sürüyorlardı. "Yaşadığt-
mız toplumda bir eşitsizlik var", diyoriardı. "Devle-
tin özgüriükleri sadece koruması demek, o toplum-
daki eşitsizliği koruması demektir. Devletin görevi;
önce, insanlann eşit olacağı, fırsat eşitliğine sahip
olacağı bir düzen oluşturmak ve ondan sonra o dû-
zeni korumaktır."
Ve Jacobenler, özellikle iktidarı ele geçirdikleri 1.
Cumhuriyet dönemınde, arzuladıkları düzeni kur-
mak için, müthiş kan döktüter. Ve sonunda "Devrtm
kendi çocuklannı da yedi." Fakat devrim ancak bu
sayede "kurtuldu". Kim ne derse desin...
Devrim sonrasındaki yanm yüzyılın gelişmelerifli
özetlemem bile mümkün değil. Ancak şunu vurgu-
lamak isterim ki, 1840'larda Paris'e gelen Karl
Marks, inanmış bir Jacobendi ve Engels'le tanışa-
rak sanayi işçisinin nesnel durumu hakkında bügisı-
ni genişlettikten sonra, kendi kuramını oluşturacak-
tır.
Günümüzde Jacoben olmak demek; toplumdş,
insanlann fırsat eşitliğine sahip olabilecekleri, insafl-
lann özgür olabilecekleri ve demokrasinin tüm ktı-
rum ve kurallanyla işleyen bir düzen için mücadefe
etmek demektir. Günümüzün Jacobeni; ne dara-
ğaçları umudu içindedir, ne de giyotinler kurmak iş-
ter.
Ama toplumda, ellerindeki maddi gücü kullanar^k
medyayı istediği gibi kullanan; ya da insanlann din-
sel inançlannı kullanarak kendısinesiyasal ikbal yöj-
ları arayan insanlar, "özgüriüklerimiz tehdit attında"
diye ağlaşır dururlar... ,
Hangi özgürlükler? Umut ettikleri düzen içinde irt-
sanlann özgürlüğü mü vardır? Insanlan özgür bıra-
kırlar mı?
Nerede bırakmışlar? Egemenlerin koltuklannı ba-
nş içinde bıraktıklan düzen var mı? "|
Kim gösterebılir bunu?.. j
4
Çadırkender Kızılay'a devredilmemeK'
• Başbakanlık Müsteşan Ahmet Şağar imzasıyla
yayımlanan genelgede, deprem bölgesindeki 150
dolayındaki çadırkentin yönetimlerinin hızla Kızılay
tarafindan devralınması gerektiği belirtildi. FP Genel
Başkanı Kutan "Vatandaşın Kızılay'a tepkisi var" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP,
Başbakanlık Kriz Yönetim
Merkezi'nin deprem bölgesindeki
çadırkentlerin yönetiminin Kızılay'a
devredilmesi yönündeki karanna
tepki gösterdi. FP Genel Başkanı
Recai Kutan, özel kuruluşlar
tarafindan başanyla yönetilen
çadırkentlerin Kızılay'a
devredilmemesi gerektiğini belırterek
"Bunu manüksız buluyorum.
Vatandaşiann Kızılay'a tepkisi var"
dedı. Başbakanlık Müsteşan Ahmet
Şağar imzasıyla yayımlanan
genelgede, deprem bölgesindeki 150
dolayındaki çadırkentin
yönetimlerinin hızla Kızılay
tarafindan devralınması gerektiği
belirtilerek gereklı durumlarda
valilikler, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nden yardım istenilmesi,
gereksinim duyulan personel sayısının
bildirilmesi istendi. Kutan, dün
Başbakan Bülent Ecevit ye Başbakan
Yardımcısı Hüsamettin Ozkan'ı
ziyaret etti. Kutan, görüşmelerin
ardından yaptığı açıklamada, tüm
olanaklann deprem bölgesi için
seferber edilmesi gerektiğini, bu
konuda devletin birinci derecede
sorumlu olduğunu, sivil toplum
örgütleri ve belediyelerin de yardımcı
omıalan gerektiğini söyledi.
Bölgede özel sektör tarafindan çok iyi
koşullarda çadırkentler kurulduğunu
anlatan Kutan, bu çadırkentlerin
Kızılay'a devredilmesi yönünde bir
genelge yayımlandığını anımsattı.
Bölgedeki yurttaşlann başanyla
yönetilen çadırkentlerin Kızılay'a
devredilmesine tepki göstenüklerine
tanık olduklannı kaydeden Kutan,
"Deprem, felaketzedeler üzerinde
psikolojik sıkınOlar yararö.
Çadırkentlerin Kızılay'a devri
konusunda bu dunun göz önûne
ahnmalıdır. Başanh yönetilen
çadırkentier Kızılay'a devredinrken
dikkatü olunmabdir" dedi.
Ecevit ve Özkan'a bu durumu
ilettiklerini anlatan Kutan, alınacak
önlemlerin yurttaşlan sıkmtıya
sokmaması gerektiğini bildirdi.
Yurttaşlann önlemler konusunda
bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden
Kutan, Başbakan Ecevit'in de
kendisine bugüne kadar alınan ve
alınması gereken önlemleri içeren bir
broşür bastınlarak bölgedeki
yurttaşlara dağıtılacağım bildırdiğini
söyledi. Depremin üzerinden 1 ay
geçmesine karşın başanh hizmetler
verilemediğini kaydeden Kutan,
bölgenin başta gelen sorununun iskân
olduğunu, imar yetkisinin
belediyelerden alınmasının yanlış
olduğunu savundu. Kutan, bu >
bölgedeki imann devlet tarafindan
yapılması gerektiği anlayışımn
bırakılması. kendi evini yapmak
isteyen yurttaşlara da yardım edilmesi
gerektiğini belirtti. Kutan, Yalova'da
hasarlı okullann onanmının MHP ve
ANAP'lı il ve ilçe başkanlanna
verilmesinin anımsatılması üzerine, ,
FP olarak depremden siyasi ya da
ekonomik rant elde edilmesini gayri .
ahlaki bulduklannı belirtirken
bölgede en başanlı çahşmalan FP'li
belediyelenn yaptığını ileri sürdü. FP
Genel Başkan Yardımcısı Ali Gören,
Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir'i
istifaya çağınrken çadırkentlerin
Kızılay'a devredilmesi karannm
bölgeye gidecek yardırnlan
baltaladığım ileri sürdü.