07 Ocak 2025 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sakarya'da yurttaşlann protestosu üzerine Kızılay kente 5 bin çadır daha gönderdi Çadır gerginliği yatıştıYurt Haberleri Servisi- Sakarya Vali- si Yener Rakıcıoglu. bazı vatandaşlann çadır istemıyle önceki gün protesto yü- rüyüşü yapmalannı. "Artçı depremler çok korkuttu, halk elinin altında bir ça- dır bulunsun düşüncegyie hareket edi- yor" dıye değerlendirdı. Kızılay'ın, dün 5 bin 312 çadır gönderdiği kentte gergin- lik önemli ölçüde azaldı. Başbakanlık Kriz Masası depremde ölen vatandaşla- nn sayısını 15 bin 613, yaralı sayısını da 24 bin 941 olarak açıkiadı. Sakarya Valisi Yener Rakıcıoğlu, son 5.8 büyüklüğündeki artçı depremle, halk arasında daha şıddetli deprem olacağı dedikodulannın yaygınlaştiğını, bunun da paniğe neden olduğunu söyledi. Kı- zılay'a aıt 2 bin çadınn dün halka dağı- tıldığını bildiren Rakıcıoğlu, Adapaza- n'nda 45 çadırkent oluşturduklannı ve 40 bin çadırı da dağıtarak, herkesin bir çadırda bannmasırun sağlandığını kay- detti. Rakıcıoğlu, halen 15 bin çadıra ih- tiyaç olduğunu, evleri sağlam olan va- tandaşların panik nedeniyle "EHmin al- tmda bir çadır bulunsun" düşüncesiyle tavir" aimalarımn, çadır konusunda çö- zümü zorlaştırdığını söyledj. Vali Rakı- cıoğlu, özel sektörün devreye sokularak çadır imalatına hız verilmesi, ihtiyacın bir an önce giderilmesi gerektiğinı kay- detti. Kızılay Genel Başkanlığı'ndan ya- pılan açıklamada, 545'i daha önce kul- lanılmışlardan oluşan 5 bin 312 çadınn Sakarya Valiliği'ne gönderildiği belir- tildi. Çadırlann büyük bölümünün, kış koşullanna uygun olduğu belirtilen açık- lamada, Kızılay'ın deprem bölgesine bu- güne kadar gönderdiği çadır sayısının 66 bin 680'e ulaştığı ıfade edildi. Öte yandan Adapazan'nda görev ya- pan 800 öğretmenin tayinleri, istekleri üzerine başka bölgelere çıkanldı. Dep- remden zarar gören 43 okulda hasar tes- pit çahşmalan tamamlanmadığı için onanm aşamasına gelinemediğini de be- lirten yetkililer, onanm ıhalesi için ön- celikle Bayındırlık ve Iskân Müdürlü- ğü'nden alınacak hasar tespit raporu is- tendigini, raporlan alabilmek için giri- şimde bulunduklannı söylediler. Eskişehir'de yıkılması için boşaltılan Kızılcıİdı Mahmut Pehlivan Cadde- si'ndeki 8 katlı Uğur Apartmaru, dün sa- at 03.12'de büyük bir gürültüyle çöktü. Binanın boşaltılmış olması dolayısıyla olayda can kaybı olmadı.Olay yerine ge- len Eskişehir Valisi Ali Fuat Güven in- celemelerde bulunarak yetkılilerden bil- gi aldı. Enkaz kaldırma çalışmalanna Sapanca'da ayurtiÇadm Kadıköy Belediyesi tarafindan Sapanca Kırkpınar'da otuşturulan ve 60 çadınn bulunduğu çadırkentte yaşa- yan çocuklar için "oyun çadın" kuruldu. Çadırkentte yaşayan40 çocukta depremin izierint silmek. onlan nor- maJ faayata döndiirebilmek amacıyla kurulan Çocuk Eğlence Merkezi'nde uzman bir psikolog da görev ya- pryor. Çocuklann oyun mnadıgı. resim yaptığı ve ders çaJıştıgı merkezin bulunduğu çadırkentte yaşayanJar için betediye tarafindan kurulan mutfakta da her gün 2 ögün sıcak yemek yapılıyor. Çadırkentte kalanlann tu- valet. banyo ve çamaşır ihtiyaçlannın da rahathkla kar- şılanabildiği belirtiliyor. başlanacağı bildirildi. Bolu'da deprem- zedelere, Valilik tarafindan başlahlan ça- lışma kapsamında tanıtma kartı dağıtıl- masına başlandı. Bolu Valiliği Kriz Ma- sası'ndan yapılan açıklamaya göre, kart- lar depremzedelere, haksız yardım dağı- tımının önlenmesi ve resmi işlemlerde kolaylık sağlanması için veriliyor. Bolu Valiliği Kriz Masası'ndan yapı- lan açıklamaya göre, bugüne kadar, ilde toplam 378 binanın enkazı kaldınldı. Depremde, ölü sayısı 264, yaralı sayısı da bin 165 olarak saptandı. Ote yandan, Bolu'daki depremzedelere, çeşitli iller- dekı kişi ve kuruluşlarca yardım malze- mesi gönderilmesine devam ediliyor. Bolu Kriz Merkezi'nce oluşturulan 3 kişilik bir ekip, depremden hasar gö- ren ilçelerdeki köyleri geze- rek, ihtiyaç sahiplerine yar- dımlan dağıtıyor. Bu ekip, Çilimli ve Cumayen'nde depremden hasar gören köylerde, toplam 114 hane- ye yardım malzemelenni u- laştırdı. Depremden sonra yapımma başlanan Kiremi- tocağı mevkiindeki prefab- nke evlenn montajının da tamamlanmak üzere olduğu bildirildi. Bolu Valisi Nusret Mi- roğlu, Düzce ilçesinde yap- tınlan prefabrike evlerden oluşan mahalleye "Ecevit Mahalksi" adınm verilme- sının sözkonusu olmadığı- nı, kendilerine bu yönde resmi ya da gaynresmi yol- dan bir baş\-urunun da ya- pıhnadığını bildirdi. Bu arada Kırklareli Gazi- osmanpaşa Göçmen Mısa- firhanesi'nde bannan dep- remzedelerin sayısı da 749'a yükseldi. Öğrenciler zor durumda 'Ailesi Yüzlerce depremzede 'ilgisizlik' ve 'unutulmaktan' şikâyetçi AvcJar kaderine terk edildi îyene nakil yok'ASUMAN ABACIOĞLU tZMİR - Deprem bölge- sindeki üniversite öğrencile- ri, başka üniversitelere nakil- lerde sıkıntı yaşıyorlar. Aıle- sı ve evı deprem bölgesinde olmayan çok sayıda öğrenci, "depremzede'' sayılmadığı için nakil başvurusu gen çevriliyor. Hasar gören okullannın bir süre sonra açılması duru- munda okula devam etmeye- 'Prefabrike okuüar yapüsın 9 ÖMER VUKTSEVEN DENİZLİ - Deprem bölgesinde okullann tatil edilmesîyle eğitim ve öğretimin geleceği tarn- şılırken, DSP Denizli Milietvekili HasanErçe- lebi sorunun çözümlen- mesi ve psikolojik rahat- lama sağlanması için acılen prefabrike okulla- nn yapılmasını önerdi. i Yeni egıtim yılımn başla- • f dığı geçen pazartesi gü- "nü meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki artçı depremin hem öğrenci- ler hem de öğretmenler ve veliler üzerinde bü- yük şpk etkisi yarattığı- nı belirten Erçelebi, "Bölgede 2.9 mihon öğ- renci \ar. Eğitimin gele- ceğmibeMrsizliklere bıra- kamayız. Artçı depremle fldncibüyükşok yaşayan ögrencSeri rahatiatacak tek yöntem prefabrike okuüardır"* dedı. Milli Eğitim Bakaniığfrun konuyu acilen değerlen- dirmesini isteyen DSP'li Erçelebi, prefabrike okullarda öğrencilerin rehabilitasyondan geçi- rilmesinin zorunlu oldu- ğunu söyledi. DSP Mil- ietvekili Hasan Erçelebi, deprem bölgesindeki ye- ni yapılaşmada prefabri- ke öncehğinin okuüara verilmesinin kaçmılmaz olduğunu, çift amaçlı kullanımla bölgedekı in- sanlann da yeniden ya- şama dönerek rahatlaya- cağını savundu. ceklerini, gerekirse eğitim- lerini bırakacaklannı belir- ten öğrenciler, "Çadıriarda yaşayan insanlara >i>ecek>*e- rilemiyor, bizi orada nasıl okutacaklar? Gece uyku uyu>amazken bizden başa- nlı olmamızı nasıl bekleyebi- firler?" dıyorlar. YÖK genelgesine göre, "Deprem bölgesindeki bir ünrversitede kayıtlı olup,aile- si bu >er dışuıda süreidi ola- rak ikamet eden" öğrencile- rin başka bir üniversiteye "geçka nakil talepkri" dık- kate alınmıyor. YÖK genel- gesi nedeniyle nakil istemle- ri geri çevrilen öğrenciler ise, deprem bölgesinde okumak istemedıklerini \aırgulaya- rak, ailelerine en yakın üni- versiteye yatay geçış olana- ğı sağlanmasını istiyorlar. Sakarya Cniversite- si'nden adının açıklanması- nı istemeyen Elektrik-Elekt- ronik Mühendisliğı öğrenci- si A.R, depremde yerle bir olan evinden sağ salım çıka- bilmesini, gece 03.05'de hâ- lâ uyumamış olmasına borç- lu olduğunu söylüyor. Ancak A.B., YÖK genelgesine gö- re, "depremzede" sayılmı- yor. Ege Ünrversitesı Psiki- yatri Servisi'nde "Deprem sonrasmdagefismişoianakut stresbozuklugu"tedavisi gö- ren öğrenci, Izmır'dekı aile- sinin yanına gelebilmek için Ege ve DokuzEylül Üniver- sıteleri'ne yaptığı nakil baş- vurusunun gen çevrildiğini belirtiyor. Sakarya Üniversi- tesi'nde öğrenim gören 20 bin öğrencinin büyük bölü- münün aynı sorunu yaşadığı- nı vurgulayan A.B., sözleri- ni şöyle sürdürüyor: "Kasım aymda okulu âçüklannda, karşüannda 20 bin öğrenci- den }alnızca 2-3 binini bula- caklar. Öğrenciler okula git- meyecekler. ben de girmeye- cegim. O zaman yanlış >ap- nklannı anlayacaklar ama öğrenciler bir dönemi kay- betmiş otacaklar. Benûn kal- dığım ev yuakh, enkaz altın- dan çıkanlmadım. çfinkü deprem, uy umadan önce o4- mustu. Benim yeniden oraya girrigimde uyum sağlama in- timalün yok. Orada benden başarı beklenir mi? Arka- daşlanm da Sakarya'ya git- meyeceklerini söylüyorlar. Hepimiz a>nı şeji düşünüyo- ruz; zorda kalırsak okulu bt- ralanz." İPEK YEZDANİ / ÖZKAN GÜVTN Avcılar'da depremzedelerkaderlerine terk edilmiş durumda. Sinırlenn son derece gergin olduğu ilçe- de, ağır hasarlı olmasından dolayı e\lerine gireme- yen depremzedelerin yanı sıra 5.8 büyüklüğündeki ikinci artçı depremden sonra "korkudan" çadırda yasayanlann da sayısı oldukça fazla. Açık alanlar- da seyyar ruvalet yapılmadığından dolayı evlerinde "ihtiyaçlanıır giderdikten sonra tekrar çadırlanna giren deprem mağdurlarının en çok şikâyetçi olduk- lan şey ise "flgflilerin ilgisiziigi'*. Avcılar'da depremden genye, ağır hasarlı veya çatlaklarla dolu binalar, hemen hemen tüm yeşil alanlan dolduran çadırlar. parklarda sabahlayan "si- nirli vç tedirgin" insanlar kalmış. "her an deprem olabilir" korkusuyla süreklı ıç içe yaşayan ilçe hal- kı, bulutların renk değiştırmesinden Küçükçekme- ce Gölü'nün hafıf yeşile çalmasma, Ay'ın hareket- lerinden denizin dalgalanmasına kadarher rürlü do- ğa hareketinı "depreme" yoruyor. Çadınnda ziya- ret ettığimiz Çigdem Erkal, deprem belirtilenni şöy- le anlatıyor "Şu yukandaki buluta bakın, çok be- yaz. Dün gece Avcılar'ın üzerindeki yıldızlar her za- mankinden çok daha parlakb. Aynca Küçükçek- mece Gölü'nün de rengi bir tuhaC Avcılar'ın girişindeki apartmanlann hemen kar- şısındakı boş alanda çadırlannı kurmuş olan Aysel TUIUL "ne binalanna ne de büuüannda hasar tespi- tiyapan yetkilflere'' güvenebildiklerim söylüyor. Tu- na, depremden sonra evlenne gelen hasar tespit uz- manlannın "çekiçlerle'' ölçüm yaptığını ve "oturu- labilir" dedıkten sonra gıttiklerini söylüyor: "Biz istivoruz kiçekiçlerle ya da göz karan değil,dinleme alederiyle ve daha teknolojik ajgıttarla hasar tespi- ti yapılsın; ancak Türkrye'de ber şey ükel teknikler- leyapthyor." Avcılar'da çadırlarda yaşayan yüzlerce deprem- zedenin en büyük şıkâyeti "seyyar nrvalet ve banyo eksikBğT. Cıhangir Mahallesı'ne gıden cadde üze- nndeki çadırlardayaşayan aileler 17 Ağustos'tan bu yana yemek, ruvalet ve banyo gibı ihtiyaçlannı kar- şılamak üzere gündüzleri evlerine gırerken, gecele- rini ise çadırda geçinyorlar. Çiğdem Erkal, deprem- den sonraki ilk günlerde çadırlanmn hemen yanın- dakı Avcılar Sağlık Ocağı'nın tuvaletini kullandık- lannı. ancak 5.8 büyüklüğündeki depremin ardm- dan ocağın tuvaletlerinin kapatıldığmdan şikâyet edıyor. Sağlık Ocağı yetkililen ise "hırsziık" yapıl- dığından dolayı alt kattaki tuvaletlenn birgünlük ka- patıldığmı, ancak deprem mağdurlannın ıhtiyacı doğrultusunda tekrar açacaklannı belirtiyorlar. Gündüzlen çadırlarda daha çok "vakit geçinnek için" örgü ören, tığ işleyen. çay demleyen ve hatta "çadın süpüren r kadınlar bulunuyor. Adını vermek istemeyen bir depremzede, depre- min ardmdan ağır hasarlı apartmanlanndaki herke- sin "memleketinedönmeye karar venUğüıi", ancak kendısınin "asla dönmejecegini'' anlatıyor- "Benim evim arnk burası. çocuklarun burada okuyor. Ben nasıl memleketime döneyün? Kriz nıa- sasma tarn beş kez gittim, Evım ağır hasarlı' diye yazdırdım. İlk gidişünde'Avcılar'da etüt çalışması bitti' dediler. İkincidekızdılar.üçüncüdeBilmiyo- ruz' dediler, ne zaman gitseın azarüyorlar. HâM evi- min hasar tespiti yapdması için beküyorum."Avcı- lar"da depremden en çok etkılenen ış kolu olan "em- lakçdık" neredeyse durmak üzere. Emlakçılann ço- ğu dükkânlannı kapatmış, kapatmayanlar ise dep- remden bu yana "ev satinalmak üzere" bir tek müş- terinin gelmediğinden yakınıyor. Ev fiyatlannın bir- iki miryarcivannda düştüğü Avcılar'da önceden 160 bin mark fıyat bıçılen deniz manzaralı lüks evler, şimdilerde 100 bin marka alıcı bulamıyor. Bazı ev sahipleri hasarlı binalannı satışa sunmak istemesı- ne karşın, emlakçılar bu tür yerleri müşterilerine tavsiye etmediklerini belirtiyorlar. Yaklaşık 90 met- rekarelik. iki oda bir salon ve kaloriferli evler için- de fiyatlan beş milyara kadar inenler bulunurken. hasar görmemiş evlerin kira fıyatlannda ise yüksel- me görülüyor. Avcılar'da 90 metrekare, iki oda bir salon kaloriferli dairelerin fiyaü 5 milyar liraya kadar düştü. (Fotoğraf: IPEK YEZDANİ) ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ (Bir Konuşmanın Düşündürdükleri-3) İnadına Jacoben... Şu "Jacoben olmayı" bir tüıiü anlatamıyorum. Herkes, kendince bir anlam çıkartıyor. Tabii ortak paydalan, Jacobenlerin eli kanlı katiller olduklan ve kendi "doğrulannı" zorla dayatmaları... Geçenlerde bir televizyon tartışmasında; konuş- macılardan biri, "benialışılageldiğı üzere" Jacoben olmakla (akh sıra) suçlayınca, gene boş bir tartışma yaptık. Ben Jacoben olmayı, büyük bir memnuniyet ve onurla kabul ediyorum. Ancak benim anladığım Jacobenlikte, bu beylerin anladıklan Jacobenlik, bır- birine hiç benzemiyor. ' Türkiye'de ve dünyada "liberallerin", ya da keri- dini liberal olarak tanımlayanlann, Jacobenizme kat- şı olmalarını elbette anlamak mümkün ve kendi açı- lanndan haklı ve tutartıdıriar. Ama kendini "solcu" olarak tanımlayanlann, Ja- cobenliği mahkûm etmeye çabalamasını anlamak çok güç. Zira, sosyalizmin ve sosyal demokrasinih kökeninde Jacobenizm vardır. Şimdiye dek burtj defalarca yazdım. Anlaşılan, bundan sonra da ya2- mayı sürdürmemiz gerek. Fransız Devrimi, burjuva ağırlıklı bir devrim idi. Ve devrimin ilkyıllarının kaosu içinde, kimin neyi savun- duğunu saptamak çok güç idi. Fakat sınrfsal yapısı gereği ve sonucu olarak, liberal" anlayış öne çıkı- yordu. Uberallere göre devletin görevi, "özgürlükortamı- nı" korumak idi. Zaten doğuştan "rasyonei" (akılcı) ve "faydacı" (utulutarist) olan bıreyler, kendileri için en doğru olan şeyi yapariar ve en iyi konuma gelir.- lerdi. Böylece tek tek bireyler kendilen için en iyi ve doğru şeyi yaptıklan zaman, otomatik olarak toplum için de en iyi ve yararlı şey yapılmış olurdu. Eğer devlet özgürlük ortamını korumak konusun- da zaafa düşerse, o zaman insanlann "direnme hak- kı" doğardı. Bu direnme hakkının kullanılması, hiç kuşkusuz "özgüıiük ortamını" yeniden oluşturabil- mek için olacaktı. Bu anlayışı çağlar boyunca savunan düşünürleri dile getirmek istemiyorum. Ancak şu kadarını söy- leyeyim ki; günümüzde bu düşünce, Milton Fried- mann'ın temsil ettiği birgrup çerçevesinde savunul- maktadır. Ve "Sosyal Darwinizm"\e desteklenen bu anlayış, aslında çoktan mahkûm edilmiş olan "vah- şi liberalizm"öen başka bir şey olmayan, "yeni libe- ralizm" olarak yutturulmaya çalışılmaktadır. (Bizim li- beralleri vahşilikten "tenzih ediyorum". Başta sev- gili Besim Tibuk olmak uzere, bizim liberaller vah- şi değıl "hayalperesttirier".,.) Lafı fazla uzattım ama; yerı gelmişken, birkaç sa- tırla "Sosyal Darvvinizm" üzerinde de durmamız ge- rekir. Bilindiği üzere; ünlü doğabilimci Darwin, "türle- rin kökeni" üzerinde yaptığı araştırmalarda, türünün devamını sağlayan canlılarda iki özellik saptamış. Bunlardan biri, "değişen koşullara uyum sağlamak"; diğeri de, "güçlü olmak". Yani Darwin'e göre, deği- şen koşullara ayak uydurabilen ve güçlü olan türler varlıklarını sürdürebilıyoriar. Darvvin'in bu anlayışını, toplumsal ve ekonomjk yaşamauyarlayanlarda var. Bunlar; özeÖikJeekpno- mik yaşamda güçlü olanlann ve değişen kbşullaVa ayak uydurabilenlerin ayakta kalabileceğini, diğer- lerinin silineceğini ileri sürüyoıiar ve "doğrusunun" bu olduğunu iddia ediyorlar. Zengini daha zengin, fu- karayı daha fukara yapan bu anlayış, aslında çok cid- di toplumsal patlamalann da hazıriayıcısı oluyor. Şimdi gene Devrim Fransası'na dönmek istiyo- rum. Liberal anlayışın esip gürledıği bir dönemde, bir grup siyasetçi ve düşünür, bu anlayışa karşı çıkryor- lardı. Bu adamlar, eski bir Jacoben manastınnda toplandıkları için, bunlara "Jacobenler" adı verildi. Jacobenler, devletin salt "özgüriükleri koruması- nın" yetersiz olduğunu ileri sürüyorlardı. "Yaşadığt- mız toplumda bir eşitsizlik var", diyoriardı. "Devle- tin özgüriükleri sadece koruması demek, o toplum- daki eşitsizliği koruması demektir. Devletin görevi; önce, insanlann eşit olacağı, fırsat eşitliğine sahip olacağı bir düzen oluşturmak ve ondan sonra o dû- zeni korumaktır." Ve Jacobenler, özellikle iktidarı ele geçirdikleri 1. Cumhuriyet dönemınde, arzuladıkları düzeni kur- mak için, müthiş kan döktüter. Ve sonunda "Devrtm kendi çocuklannı da yedi." Fakat devrim ancak bu sayede "kurtuldu". Kim ne derse desin... Devrim sonrasındaki yanm yüzyılın gelişmelerifli özetlemem bile mümkün değil. Ancak şunu vurgu- lamak isterim ki, 1840'larda Paris'e gelen Karl Marks, inanmış bir Jacobendi ve Engels'le tanışa- rak sanayi işçisinin nesnel durumu hakkında bügisı- ni genişlettikten sonra, kendi kuramını oluşturacak- tır. Günümüzde Jacoben olmak demek; toplumdş, insanlann fırsat eşitliğine sahip olabilecekleri, insafl- lann özgür olabilecekleri ve demokrasinin tüm ktı- rum ve kurallanyla işleyen bir düzen için mücadefe etmek demektir. Günümüzün Jacobeni; ne dara- ğaçları umudu içindedir, ne de giyotinler kurmak iş- ter. Ama toplumda, ellerindeki maddi gücü kullanar^k medyayı istediği gibi kullanan; ya da insanlann din- sel inançlannı kullanarak kendısinesiyasal ikbal yöj- ları arayan insanlar, "özgüriüklerimiz tehdit attında" diye ağlaşır dururlar... , Hangi özgürlükler? Umut ettikleri düzen içinde irt- sanlann özgürlüğü mü vardır? Insanlan özgür bıra- kırlar mı? Nerede bırakmışlar? Egemenlerin koltuklannı ba- nş içinde bıraktıklan düzen var mı? "| Kim gösterebılir bunu?.. j 4 Çadırkender Kızılay'a devredilmemeK' • Başbakanlık Müsteşan Ahmet Şağar imzasıyla yayımlanan genelgede, deprem bölgesindeki 150 dolayındaki çadırkentin yönetimlerinin hızla Kızılay tarafindan devralınması gerektiği belirtildi. FP Genel Başkanı Kutan "Vatandaşın Kızılay'a tepkisi var" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nin deprem bölgesindeki çadırkentlerin yönetiminin Kızılay'a devredilmesi yönündeki karanna tepki gösterdi. FP Genel Başkanı Recai Kutan, özel kuruluşlar tarafindan başanyla yönetilen çadırkentlerin Kızılay'a devredilmemesi gerektiğini belırterek "Bunu manüksız buluyorum. Vatandaşiann Kızılay'a tepkisi var" dedı. Başbakanlık Müsteşan Ahmet Şağar imzasıyla yayımlanan genelgede, deprem bölgesindeki 150 dolayındaki çadırkentin yönetimlerinin hızla Kızılay tarafindan devralınması gerektiği belirtilerek gereklı durumlarda valilikler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden yardım istenilmesi, gereksinim duyulan personel sayısının bildirilmesi istendi. Kutan, dün Başbakan Bülent Ecevit ye Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan'ı ziyaret etti. Kutan, görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, tüm olanaklann deprem bölgesi için seferber edilmesi gerektiğini, bu konuda devletin birinci derecede sorumlu olduğunu, sivil toplum örgütleri ve belediyelerin de yardımcı omıalan gerektiğini söyledi. Bölgede özel sektör tarafindan çok iyi koşullarda çadırkentler kurulduğunu anlatan Kutan, bu çadırkentlerin Kızılay'a devredilmesi yönünde bir genelge yayımlandığını anımsattı. Bölgedeki yurttaşlann başanyla yönetilen çadırkentlerin Kızılay'a devredilmesine tepki göstenüklerine tanık olduklannı kaydeden Kutan, "Deprem, felaketzedeler üzerinde psikolojik sıkınOlar yararö. Çadırkentlerin Kızılay'a devri konusunda bu dunun göz önûne ahnmalıdır. Başanh yönetilen çadırkentier Kızılay'a devredinrken dikkatü olunmabdir" dedi. Ecevit ve Özkan'a bu durumu ilettiklerini anlatan Kutan, alınacak önlemlerin yurttaşlan sıkmtıya sokmaması gerektiğini bildirdi. Yurttaşlann önlemler konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Kutan, Başbakan Ecevit'in de kendisine bugüne kadar alınan ve alınması gereken önlemleri içeren bir broşür bastınlarak bölgedeki yurttaşlara dağıtılacağım bildırdiğini söyledi. Depremin üzerinden 1 ay geçmesine karşın başanh hizmetler verilemediğini kaydeden Kutan, bölgenin başta gelen sorununun iskân olduğunu, imar yetkisinin belediyelerden alınmasının yanlış olduğunu savundu. Kutan, bu > bölgedeki imann devlet tarafindan yapılması gerektiği anlayışımn bırakılması. kendi evini yapmak isteyen yurttaşlara da yardım edilmesi gerektiğini belirtti. Kutan, Yalova'da hasarlı okullann onanmının MHP ve ANAP'lı il ve ilçe başkanlanna verilmesinin anımsatılması üzerine, , FP olarak depremden siyasi ya da ekonomik rant elde edilmesini gayri . ahlaki bulduklannı belirtirken bölgede en başanlı çahşmalan FP'li belediyelenn yaptığını ileri sürdü. FP Genel Başkan Yardımcısı Ali Gören, Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir'i istifaya çağınrken çadırkentlerin Kızılay'a devredilmesi karannm bölgeye gidecek yardırnlan baltaladığım ileri sürdü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear