Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Bedellinin bedefi
Bedelli askerlik uygulaması
eleştiriliyor:
"Parası olanın 2 ay, parası ol-
mayanın 16yada18ay asker-
likyapması eşitlik ilkesine aykı-
rı düşmüyor mu?"
Merak buyurulmasın, hür te-
şebbüsümüz bunun da çözü-
münü buldu. Kimi bankalar, ga-
zetelere verdikleri "T.C. Asker-
likCüzdanr fotoğrafıylasüslen-
miş ilanlarla "yeterlibırikimi"o\-
mayan asker adaylanna çağn çı-
karıyorlar: "Uygun koşullarda
bedelli askerlik kredisi veriyo-
ruz."
Bu çekici ilanlaragöre "yeter-
li birikimi olmayanlar" banka-
ya başvuracaklar, kredı alıp be-
delli askerlik yapacaklar, daha
sonra aldıkları krediyi faiziyle
birlikte bankaya geri verecekler.
Yani "birikimsizler" bedelli as-
kerlik yapmanın bedelinı banka-
ya ödeyecekler. Sinekten yağ çı-
karmakta pek hünerli hür te-
şebbüsümüz, yurttaşhk göre-
vıni yerine getirme konusunda
yurttaşa hizmetten kaçınmıyor.
ISIK KA\Sl
Hangi hukuk, hangi TÜPkiye?Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un
tartışmalara yol açan adli yıl açış ko-
nuşmasında gözden kaçan bir bölüm
var. Sayın Selçuk, "kamu yaran" kav-
ramını sorguluyor: "Devlet, kendiyarat-
tığı hukuk nedeniyle yurttaşlanyla sür-
tüşme içinde ve bu hukuku araç kıla-
rak pek çok şeye el atmış durumda.
Sıkışınca başvurduğu kavramlardan bi-
ri 'kamu yaran'. Içeriği belirsiz ve tar-
tışmalı olan bu kavramla hukuk, zaman
zaman mistikleştirilmiş, hukuku siya-
sallaştırma oyununun bir parçası ol-
muş. 'Kamu yaran', 'yönetimin takdir
hakkı' ağırtıklı kavramlaria beslenen bir
yönetim, hukukta da etkisini göster-
miş, 'özel hukuk' ve 'kamu hukuku' ay-
rımı ortaya çıkmış. Buna koşut olarak
'yargılama birliği' ilkesinden sapılmış.
Toplum ve hukuk, devletin vesayetin-
de ve edilgin."
Kamusal görev ve sorumlulukların,
hatta tümüyle "kamu alanı"nın küçül-
tülmesi, bu alanın doğası gereği "kâr"
etmeyi amaçlayan şirketler, firmalarca
doldurulması yönündeki dayatmalann
doruğa ulaştığı bir dönemde Sami Sel-
çuk'un "kamu yaran" kavramını "içe-
riği belirsiz ve tartışmalı" diyerek sor-
gulaması son derece ilgi çekici.
Selçuk, Yargrtay'daki konuşmasın-
da "uluslararası tahkim" konusuna ne-
den girmediğine ilişkin eleştirilere 32.
Gün programında şu yanrtı vermişti:
"Konu üzerinde inceleme yapmamış-
tım da, ondan."
Ne kadar yazık! Eğer Sami Selçuk ko-
nuyu araştırma olanağı bulsaydı, "ulus-
lararası tahkim"\n Anayasa Mahkeme-
sf kararianna göre bir "kamu hizmeti"
Sağ görüşün egemenliğindeki bugünkü
parlamento "kurucu meclis" gibi
çalışacakmış, yeni anayasayı
hazıriayacakmış. Bunun da adı "özgüriükçü sivil
anayasa" olacakmış.
Yapılan tartışmalara bakryorsunuz, "laiklik" ilkesinin
yumuşatılmasını isteyen "demokratlar", 12 Eylül
döneminde çıkanlmış anayasanın çalışma yaşamına ve
sendikal haklara dönük ktsıtlamalanndan hiç söz
etmiyorlar. Varsa yoksa, "SosyaJ devlet yeniden
tanımlansın" ya da "Devlet-din ilişkileri yeniden
düzenlensin" fılan... Özgüriükçülükten yola çıkanlann
nereye varmak istediklerini anlamak açısından bir
örnek vermekte yarar var. Son günlerde liberai kesimin
yıldızlanndan Hacettepe Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Mustafa Erdoğan'ın önerisi şöyle: "Yeni anayasada
din ve devlet işlen demokratik esaslar çerçevesinde
birbirinden ayn olarak düzenlenmelidir. Mesela,
bugünkü anayasal düzenlemeye göre, devrim yasalan
e O l f diyebirşeyvar.Bu,teknikaç>dan
9 v j f yaniıştır."
* Erdoğan'ın bugünkü anayasada yer alan
"devrim yasalan diye birşey" dediği, 174, maddedeki
"Inkılâp Kanunlannın korunması" ana başlıklı hüküm.
Bu hükümde sayılan ve anayasal koruma altına alınan
yasalar şunlar: "Tevhidi Tedrisat Kanunu, Tekke ve
Zaviyelerie Türbelerin Seddine ve Türbedariıklar ile
Birtakım Unvanlann Men ve llgasına DairKanun, Türk
Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evtenme akdinin
evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni
nikâh esası ile aynı kanunun 110. maddesi hükmü,
Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun, Türk
Harflerinin Kabul^ ve Tatbiki Hakkında Kanun, Efendt-
Bey-Paşa gibi Lâkap ve Unvanlann Kaldınldığına Dair
Kanun, BazıKisvelerin GiyitemeyeceğineDairKanun."
Mustafa Erdoğan diye bir profesörün "teknik açıdan
yanlış" buîduğu ve yeni anayasada yer almamasını
önerdiği yasalar bunlar...
sayılan enerji sektörünün daha rahat
özelleştirilmesi, çok uluslu şirketlere
devredilmesi için anayasa hükmü ha-
line getirildiğini görecekti. Uluslarara-
sı tahkim ile birlikte "imtiyaz sözleşme-
leri"nin "kamu çtkan ve yaran" açısın-
dan denetlenmesi yetkisinin Danış-
tay'ın elinden alındığının ayırdına vara-
caktı. Uluslararası tahkimin kabulü ile
bırakınız "yargı birliği" ilkesinin bozul-
masını, ulusal yargıdan vazgeçildiğini
anlayacaktı. Bergama'da siyanürle al-
tın çıkarmayı, Çamlıhemşin Fırtına De-
resi'ndeki santralı, Istanbul halkınayük-
sek fiyat karşılığında kötü hizmet ve-
ren elektrik şirketi Aktaş'ın uygulama-
larını, peşkeş anlamı taşıyan birçok
özelleştirmeyi Danıştay'ın "kamu ya-
ran' açısından uygun bulmadığını anım-
sayacaktı. Sami Selçuk "kamu yaran"
kavramını tartışmaya açarak, "özelya-
ran" öne çıkarıp serbest piyasayı mis-
tikleştiren, Çok Taraflı Yatınm Anlaşma-
sı (MAI) gibi metinlerle hukuku ulusla-
rarası sermayenin siyasetine uyduran
neo-liberallerin değirmenine su taşı-
mış olmasın?
Sayın Seiçuk, 'hukukun üstünlüğü'ne
vurgu yaptığı Yargrtay'daki konuşma-
sını, içinden "cumhuriyet" sözcüğünü
sıyırarak şöyle bitirmişti:
"Yaşasın Türkiye!"
Sayın Sami Selçuk çok iyi bilir ki,
MAI'nin öngördüğü hükümlerde "hu-
kuk"tur.
Sayın Sami Selçuk çok iyi bilir ki,
Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık ilkesi
temeli üzerinde biçimlenmiştir.
O zaman tek soru geliyor akla:
Hangi hukukun üstünlüğü, hangi Tür-
kiye?
Kadrolaşma
Devlet ve eğitim
hastanelerine
atanacak klinik şef ve
şef yardımcıları,
Tababet Uzmanlık
Yönetmeliği uyannca
önce merkezi bilim
sınavından geçerlerdi.
Ardından bir jürinin
önünde sözlü sınava
alınırlardı. Bu iki
elemeyi geçenler
görevlerine
başlayabilirlerdi.
MHP'li Sağlık
Bakanı Osman
Durmuş'un isteği ile
yönetmelik
değiştirildi. Bundan
böyle, profesör ve
doçent olanlar sınava
girmeden şef ya da
şef yardımcısı
olabilecekler.
Ankara Tabip Odası
Başkanı Prof. Dr.
Iskender Sayek, işin
içindeki cinliği aktardı:
"Yönetmelik
değişikliği perşembe
gûnü yapıldı, cuma
gûnü de bazı kliniklere
şef ve şef yardımcılan
atandı. Ataması
yapılanlar arasında
yurtdışında olanlar,
Ankara'daki
hastanelere atanıp da
Ankara dışında
olanlar, hatta üç ay
önce yapılan sınavda
başansız olanlar var."
Biliyorsunuz, dürüst
devlet adamı,
Başbakanımız Bûlent
Ecevit kadrolaşmaya
karşı. Yalnızca
MHP'nin
kadrolaşmasına göz
yumuyor, o kadar...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMtROĞLU
Az Sonra!
• Devlet, Metin Göktepe
için tasarrufa gidiyor! Danış-
tay'ın, gözaltında öldürülen
gazeteci Metin Göktepe'nin
annesi ve kardeşlerinin Içişle-
ri Bakanlığı aleyhine açtığı taz-
minat davasında, Istanbul 2.
Idare Mahkemesi'nin hükmet-
tiği 8.5 milyar liralık manevi
tazminata ilişkin yürütmeyi
durdurma istemini reddetme-
si üzerine açıklama yapan ve
adını gizleyen bir yetkili şun-
lan söyledi: "Şuyoklukta Gök-
tepe Ailesi'ne ödenecek bu
para bizi biraz sarstı. Bunun
üzerine yurtdışına ısmariadı-
ğımız modem işkence aletle-
rinin alımından vazgeçtik. Bu
konuda zorunlu olarak tasar-
rufyapacağız. Elemanlanmıza
hep diyoruz; 'Bizi zarara so-
kacak davranışlar yapmayın,
uslu durun, size en gelişmiş
teknikleri getirelim' diye. Ama
dinlemiyorlar. Onlandaanlıyo-
ruz, vatan için çabalıyohar!"
Az sonra!
• Istanbul'daonbinlerce in-
san Ali Sami Yen Stadı'na sı-
ğındı! Prof. Işıkara nın Gala-
tasaray - H. Berlin maçını sey-
retmek üzere bu stada gel-
mesini bir işaret sayan kitle
adına konuşan Istanbullu bir
yurttaş, "Prof. Işıkara buraya
geldiğine göre bir bildiği var-
dı. Hiçbirgüç bizi buradan çı-
karamaz" şeklinde konuştu.
Öte yandan bir başka grup
yurttaşın, Prof. Işıkara'nın Ve-
liefendi Hipodromu'na gittiği
yolundaki 'duyumu' ciddiye
alarak hipodroma doğru yola
çıktığı öğrenildi! Az sonra!
• Rekabet Kurulu'na şikâ-
yet! Gazete fiyatlannı 25 bin li-
raya kadar indiren ve zararı-
na satış yapan azman medya-
dan bir grup gazeteci, Reka-
bet Kurulu'na başvurdu. 'Ucuz'
gazetelerden birinin genel ya-
yın yönetmeni, yaptığı açık-
lamada "Biz fiyatlan indirdik,
satış patlaması olsun diye za-
rarına satış yapalım derken
karşımıza Fısıltı Gazetesi çık-
tı! Ustelik bedava! Insanlar bu
gazeteden başkasına ilgigös-
termiyor. Gereğinin yapılma-
sını istiyoruz" dedi! Az sonra!
• Tansu Çiller, Yıldınm Ak-
bulut ve Kamer Genç,
ABD'ye gidiyor! Bu politikacı-
ların ABD'ye gidişinin Ece-
vit'in ziyaretiyle ilgisi olmadı-
ğı, şu sıralar Amerika'yı etki-
si altına alan Floyd kasırgası-
nı 'Pink Floyd'un ABD turne-
si' sandikları için gideceklefi
öğrenildi! Gaflarıyla ünlü bu
kişilerin, 'algılama' konusun-
da vekil olarak Sağlık Bakanı
Osman Dunmuş'u belirledik-
leri belirtildi! Az sonra!
• Istiklâl Savaşı gazisinden
bedelli askeıiiğe ilginç yorum!
Adını vermeyen gazi şunlan
söyledi: "Bedelli askerlik ge-
rekirse olacak, niye olmasın?
Fakat insana istenen para bi-
rimi dokunuyor! Niye Mark?
Bizim ömrümüz, ikiAlman sa-
vaş gemisinin Osmanlı bayra-
ğı çekmesiyle başlayan süreç-
te geçti, yıllarca cepheden
cepheye koştuk, sonra da Kur-
tuluş Savaşı'na katıldık. Başı-
mıza ne geldiyse Alman gemi-
lerinden geldi. Şimdi Alman
Markı, askerlik yerine geçince
insan bir tuhaf oluyor. Keşke
Türk Lirası alsalardı!" Az son-
ra!
• Adnan Hoca'dan şaşırtan
açıklama! "Niçin DYP'ye sız-
maya çalıştığı" sorulan Adnan
Oktar, şunları söyledi: "DYP
benim için en iyi parti! O or-
tamda, kendimde bulunan bir
sürü özellik tespit ettim. Ora-
da her şey o kadar sahte ki
ben gerçek kahyorum! Lider-
leri sahte, demokrasi anlayış-
lan sahte, tüm politikalan sah-
te. Şu halimle ben, onlann ara-
sında ben, gerçekten de de-
rin bir hoca, bir düşünür felan
gibi duruyorum! E, daha ne
isteyeyim be yahu!" Az son-
ra!
• Şok, şok, şok! Okullarının
tatil edilmesi amacıyla, isken-
derun'da Öğretmenler Oda-
sı'nın üst katında kesintisiz
olarak 8 dakika zıplayarak dep-
rem imajı yaratmaya çalışan 5
liseli genç disipline verildi! Li-
selilerden V.E. adlı genç, "Yan-
lış anlaşıldık! Biz deprem mep-
rem düşünmedik, kitaplardan
Yunanistan'la jlgili düşmanca
bölümlerin çıkanlmasını kutlu-
yorduk" dedi! Az sonra!
İLAN
• - ' J
T.C.
ARHAVt KADASTRO
MAHKEMESt'NDEN
1994'260Esas
Davacı Orman lşletmesı tarafmdan davalılar aleyhine açılan ka-
dastro tespitıne itiraz davasma yapılan yargılamalar sırasında verilen
ara karar uyannca:
Davalı Yunus Oğl. 1943 Dog. flyas Yılmaz Kanbur adına çıkartı-
lan tebligatlann bila ikmal dönmesi neticesinde duruşma gününûn
kendilerine ilanen tebligat yoluyla bildirilmesine karar verilmiştir.
En son duruşma 13.10.1999 tarih ve saat 09.00'a talik olunmuştur.
Davalınm belirtilen gün ve saatte mahkememizde hazır bulunma-
lan ve dava ile ılgilı varsa delillen ıbraz etmeleri, aksı halde teblıga-
tın yapılmış sayılacağı ve duruşmalann gıyaplarında yapılarak topla-
nan delillere göre karar verileceği ilanen duyurulur. 12.12.1997
Basın: 30782
KİM KlME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(d turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl
HARBİ SEMİH POROY
MIRMIRLAR VĞUR DVRAK
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 18 Eylül
HİCAZ r/?£NİNE D/M/tMfrU SABOrAt!.
YÖNC-
SAVHÇt
ASK&ef SiLAH MT cePHAUE TKŞiMASf /OÇIS/Af&AA/
Ç
M/K.YOUJıVA
. Bu BüYüt:
Tİ.
0H Omkm stmnm Irmkkrmtt T. PmıftaU**. mmtmcmk.
GÖRÜŞ
Dr. EMİN ĞÜRSES
Şakarya
Üniversitesi'ndenÇağrı
Marmara depreminde, Izmit'in aksine, Ada-
pazan'nın ticari merkezi büyük hasar gördü. Bu
hasar sonrası şehirde sosyal ve ekonomik ha-
yat durma noktasına geldi. Şehirdeki ticari faali-
yetlerin durma noktasına gelmesi göçün başla-
masına yol açtı. özellikle eğitimli insanlar ve or-
ta sınıftan birçok insan Adapazan'ndan göç et-
meye başladı. Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.
Ismail Çallı bu tehlikeli gelişmeye dikkat çeke-
rek bunun engellenmesi için bir dizi öneride bu-
lunuyor.
Depremi çok az bir hasarla atlatan Sakarya Üni-
versitesi, şehir merkezinde yaşayan 6 akade-
mik ve idari personelini ve 10 öğrencisini yitirdi.
Yaz dönemi olduğu için şehirde yaşayan öğren-
cilerin önemli bir kısmı şehir dışında ailelerinin
yanında oldukları için kayıp az olmuştur. Deprem
sonrası yapılan incelemede üniversitenin 1300
akademik ve idari personelinin yüzde 80'inin ba-
nnma sorunuyla karşı karşıya olduğu ortaya cıfc-^
mıştır.
Kuruluşu 1970 yılına dayanan Sakarya Üniver-
sitesi'nde 18 binin üzerinde öğrenci öğrenim
görmektedir. Bunların 6 bin kadarı Istanbul'dan
ve çevre ilçelerden gelmektedir. 12 bin öğrenci
ise üniversite kampusunda ve şehirdeki kiralık
ev ve özel yurtlarda kalmaktaydı. Depremle bir-
likte bannma sorununun doğması hem üniver-
site öğrenimini aksatmış hem de dolayısıyla şeh-
rin ekonomik ve kültürel hayatına canlılık geti-
ren öğrenci topluluğunun şehre katkısını yok et-
miştir.
Prof. Çallı ve yardımcısı Prof. Mehmet Duran
bölgedeki ve bölge dışındaki şirketlere ve işa-
damlarına çağrıda bulunarak üniversite kampu-'
su içerisinde öğrenci yurdu yapmaları konusun-'
da büyük çaba harcamaktadırlar. Eğer öğrenci-.
lerin şehirde bannma sorunlan çözülebilirse, şeh-
rin ekonomisi ve kültürel hayatına yeni bir ivme •
getirilebilir. 1967 depreminden sonra yapılan iki
katlı depreme dayanıklı evlerin halen ayakta dur-,
duğunu, açgözfü bazı kişilerin evlerini 5-6 kata
yükselttiklerini hatırlatan Rektör Çallı, bunun be-
delinin ağır olduğunu, artık kuralsızlığa karşı ta-
vır alınmasının ve şehirdeki yerleşimlerin 4-5 ki-"
lometre kuzeye taşınmasının kaçınılmaz olduğu-
nu ifade etmektedir.
Üniversitenin mühendislik - mimariık birimle-
ri bu konuda gerekli planlama çalışmalannı yü- '
rütmektedir. Şehir merkezi olabilecek yerier ara-.
sında kuzey ve kuzeybatı kesimlerindeki üç böl- '
genin jeolojik açıdan şehir yerleşim alanı olarak
kullanılabileceği belirtildi. Şu anda yapılan çalış-
malann tamamen jeolojik açıdan olduğunu ifa- '
de eden Prof. Çallı, jeolojik açıdan uygun görü-
len bu bölgelerde jeoteknik, çevre, şehir planla-"
ması gibi üst yapıya yönelik yapılacak çalışma- '•
lar sonucunda modern bir yerleşim birimi için uy-
gun alanın seçilebileceğini beJirtti. -V
Prof. Çallı öğrenci yurtları yapmak isteyenler
için üniversite kampusunda arsa tahsis edilece-
ğini ve projelerin de üniversite tarafmdan hazır-
lanmış olduğunu belirterek, yardımsevrelerin
yaptıklan yurtlara kendi şirket ya da şahıs isim-
lerini verebileceğini de ifade etmiştik. Koç, Sa-
bancı, Eczacıbaşı, Siemens gibi kuruluşların, AJ-
manya'dan ve Sakarya'dan bazı işadamlannın,
Adapazan Rotary Kulübü'nün şimdiye kadar üni-
versiteye önemli katkıları olmuştu. Bundan son- -
ra da özellikle öğrenci ve personelin bannma
sorunlarını çözmek amacıyla bu gibi kuruluşla- '
nn yapacakları yardımlar şehrin yeniden ayağa
kalkmasında çok önemli bir katkı sağlayacaktır.
Şehrin kültürel çöküşünü önlemek için Sakar-
ya Üniversitesi Rektöriüğü bünyesinde bulunan
Güzel Sanatlar Fakültesi ve Devlet Konservatu-
van'nda çalışmalar başlatılmış bulunmaktadır.
Deprem nedeniyle yaşanan tedirginliğin ortadan
kalkması, bannma sorunlannın giderilmesi ve
gerekli projelerin hayata geçirilmesi için bir sü-
re gerekiyordu. Bu nedenle üniversitenin açılışı ,
8 Kasım'aertelenmiştir. Prof. Çallı, üniversitenin
açılmasının öğrenciler açısından bir tür rehabi-,
litasyon işlevi göreceğini de belirtmiştir.
Sakarya Meydan Savaşı'ndan Gazi Mustafa
Kemal Paşa'nın önderiiğinde başanyla çıkılmış-
tır. Şimdi aynı ruhla Sakarya'yı yeniden ayağa kal-
dırmak zamanıdır. Bunu başarmanın yolu, var oten
toplumsal dayanışmayı canlı tutmaktan geç-
mektedir. Ayakta durmasını bilen toplumlar ulus-
lararası alanda ciddiye alınır ve sözleri dinlenir.
Toplumsal başarımız uluslararası alandaki
başarımızın da ön şartıdır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
R
2 3 4 5 6 7 8
I U II
I I I I I I
9
_
1 2 3 4 5 6 7 8
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Tıpta, damar
içindeki kanpıh-
tısını eritmeye
yarayan tedavi
yöntemi. 2/ "—
Hayworth":
ABD"li sinema
oyuncusu...Kili-
me benzer, renk-
li ve motifli uzun
yolluk. 3/ Bir
peygamber...
Çarlık Rusya-
sı'nda büyük
toprak sahıbı
soylulara verilen ad. 4/
Erzurum'un bir ilcesi... ^
Kalayın simgesi. 5/ As-
ya'dabirırmak... Jskam- ^
bilde koz. 6/ Bir cetvel 3
türö... Türk müziğinde 4
kullanılan büyük zilsiz c
tef. 7/ "Onlar ki venr laf z.
ıledünyayanızâmat/Bin "
türlü teseyyüp bulunur - 7
-'lerinde"(ZiyaPaşa)... 8
Birnota. 8/ Bayındırlık... g
Birgöstermesıfatı.9/Na-
poli balıkçılannın söylediği halk tûrküsü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 5
1/ Kalp hastahklanna karşı kullanılan bir ilaç. 2/ Küçük
kitap... Anadolu halklannın en eski ana tannçası. 3/ Deni- ,
zayısı da denilen fok cinsi... Argoda bir ıçimlık afyona ve-
rilen ad. 4/ Eski dilde su... Avukatlann bağlı olduğu mes-
lek kuruluşu. 5/ Omurganın bel ve kaJça arasındaki bölü- •
rnü. 6/ "— Sağdıç": Fotoğrafsanatçımız... Kitap getirmemiş«
peygamber. II Kaynağı antik çağlara dayanan kirişli bir çal- *
gı... Şöhret... Utanmaduygusu, hayâ. 8/Süzgeç, kevgir. 9/
Haüfe Osman'ın lakabı.
F
L
A
M
A
N
L
A
R
R
Ö
T
A
R
IY
I
1
K
O
N
|
B
O
N
N
J
E
L
A
T
IN
|
T
1
•M
0
I
\K
D
E
P
A
R
IA
L
1
•E
|
E
K
S
T
N
T
'A
S
A
R
J_
|
E
R
0
T
0
M
A
N
|