Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURtYET SAYFA
DEPREM
Kocaeli'nde hasar tespit çalışmalanna başlandı. Kentteki çevre kirliliğinin önlenmesi hedefleniyor
TeıııizİZMİT (Cumhuriyet) - Ba-
yındırlık ve Iskân Bakanhğı uz-
manlan Kocaeli'ndeki binalar-
da hasar tespit çalışmalanna
resmen başladı. Deprem sonra-
sı Kocaeli'nde yaşanan çevre
kirliliği, düzenlenen genış katı-
lımlı toplantıda ele alındı. Çev-
re Bakanhğı Müsteşan Doğan
Taşdelen, enkazlardan çıkan
molozlann temızlenmeden de-
nize dolgu malzemesi olarak
kullanılmasına izin verilmeye-
ceğıni söyledi.
Vahlik lOO'üncüYılToplan-
tı Salonu'nda Bayındırlık tl
Müdürlügü yetkilileri ve muh-
tarlarla bir toplantı düzenleyen
Bayındırlık ve tskân Bakanhğı
Afet Işleri Genel Müdürü Fa-
nık Tümer çahşmalarla ilgilı
bilgı verdi. Kocaeli Valiliği'ne
Ankara'dan gelen uzmanlann 5
ayn ekibe aynldığuıı, Saraybah-
çe. Bekirpaşa, Derince ve Kör-
fez ilçelerindekı binalarda hasar
tespit çalışmalannın başladıgı-
nı belirten Tümer şunlan söyle-
di: "25 yıldan beri afet işleriyle
uğraşıyorum. V üzlerce olayda
görev aldım. Çok kalabaJık bir
ekiple Kocaeli merkezdnde çab-
şacagız. Ön tespit çalışmalannı
15 gün. kati tespit çalışmalannı
üç a\da tamamlayacağız. Sokak
sokak bütün binalara gireceğiz.
Her binaya iki kişilik ekip gire-
cek. Biz en büyük yardımı ma-
halk muhtarianndan beküyo-
ruz. Ekipler gün ışığında çahşa-
cak. Saat 18JO'da raporiar top-
lanıp bize gelecek. Tespkleri ya-
parken az hasar. orta hasar. ağır
hasar diye sınıflandırma yapa-
cagız. Ağır hasarh binalann ön
kapılanna kırmızı boya ile ağır
hasarlıdır, girilemez şeklinde
uyan levhası koyacağtz. Bu bi-
nalann kontol altında yıkılma-
smı sağlayacağız."
Mahalle muhtarlanna yapa-
caklan çalışmalar hakkında bil-
giler veren Afet Işlen Genel
Müdürü Tümer, uzmanlann
hiçbir binayı atlamadan tek tek
dolaşacağını, binalann zemin
ve bodrum katlanndaki kolon-
kiriş bağlantısını kontrol ede-
ceklerini açıkladı. Üzerlerinde
vatandaşlann büyük baskısını
hıssettiklerini de belirten Tü-
mer, "Kişflerin evkrine bakma-
yacağız. Apartman apartman,
bina bina kontrolyapacağız" di-
ye konuştu.
Tibbl atıklar
yakılacak
Deprem sonrası Kocaeli'nde
yaşanan çevre kirliliği, düzenle-
nen geniş katılımlı toplantıda
ele alındı. Kocaeli Sanayi Oda-
sı'nda (KSO) yapılan toplantı-
ya Çevre Müsteşan Doğan Taş-
delen başta olmak üzere çeşıtlı
kurum ve kuruluşlardan temsil-
ciler katıldı. KSO Genel Sekre-
ten Hamdi Doğan açış konuş-
masında, kritik tesislerin birbir-
â°ber]iği
leriyle bağlantılı çalıştınbnası,
inşaat molozlannın durumu,
acil önlem alınması gereken ko-
nulann neler olduğu ve Koca-
eli'nde ekonomik ve sosyal
konsey kurulması gibi konular-
da görüş belirtti. Taşdelen en-
kazlardan çıkan molozlann te-
mizlenmeden denize dolgu
malzemesi olarak kullanılması-
na izin verilmeyeceğini söyledi.
Taşdelen, bir heyet ile tespitin
yapılmasının ardından atıklann
tzaydaş Çöp Fabrikası'nda ya-
kılabileceğini belirtti. Üç gün
içinde istenen ısı düzeyine ula-
şacak tesiste, daha sonra tıbbi
atıklar ağırhkta olmak üzere
yakma işlemine geçilecek. Tıb-
bi atıklann yanında, defin ışle-
minde kullanılan battaniye ve
örtüler, ölülerin üzerinden çı-
kan kıyafetler ve diğer eşyalar
da lzaydaş'ta yakılarak ımha
edilecek. Bu eşyalann, tıbbi
atıklann toplanması için soğuk
hava tertibatlı araçlann gerekti-
ği, bunun için gerekli temasla-
ra geçildiği kaydedildi.
Izaydaş Genel Müdürü Ke-
nan Evin ise ellerinde stoklarla
5 bin 500 kilo atık buhınduğu-
nu, kapasitelerinin ise 3 bin ki-
lo olduğunu anımsattı. Evin, te-
sislerinde bir hasann olmadığı-
nı belirtti.
Cemlci: Çadır jcalmadı
Kocaeli Kriz Masası Başka-
nı Devlet Bakanı Hasan Gemi-
ci, sistemin oturduğunu, zor ko-
şullarda çalışmalanna karşın el-
lerinden gelen gayreti göster-
diklerini söyledi. Bakan Gemı-
ci, evleri tamamen yıkılan va-
tandaşlann ayakta kalan kamu
binalanna yerleştırileceklenm
belirterek "Gelen yardımlarda
belfi bir planlama yapmak çok
zordur* dedi. Felaketin ızlerini
yavaş yavaş silmeye çalıştıkla-
nnı ifade eden Gemici şunlan
söyledi: "Korkunç bir yardun
talebi bulunuyor. Bu yardımla-
n koordine etmekte zorlanıvo-
ruz. Kolay değil. Yavaş yavaş or-
ganize olmaya başladık. Cıun-
hurbaşkanı ve Başbakan başta
olmak üzere rüm ülke seferber
olmuştur. Yatandaş. devlet yanı-
mızda değil gibi bir düşünceye
kapılmasuı. Kısa zamanda to-
parianacağız. Konut ihtiyacınn-
zı karşılaınak için, yeni konut
bölgelerini tespit ermek için, tz-
mit Büyükşehir Belediye Başka-
nımız Sefa Sirmen ile ortak ha-
reket ediyoruz. Bu böyle kalma-
yacakür."
Devletin elindeki çadırlann
tükendiğini, yeni çadırlann
imalatına başladıklannı, bunla-
nn da bir an önce ulaştınlacagı-
nı söyleyen Bakan Gemici, her
ihtiyacın ritizlikle incelenece-
ğini de dile getirdi.
tnşaat Mühendisleri Odası
Kocaeli Şubesi Başkanı Kera-
mettin Gençtürk yaptığı açık-
lamada, "Bu cinayeti. hep biriik-
te işledik. Çünkü bu depremin
gelecegini herkes bfliyordu" de-
dı. Türkiye'deki mühendislik
eğitimini, "Mühendis olmak,
müteahhh olmak, berber ol-
maktan daha kolay" diye eleş-
tıren Gençtürk. "Deniz kenan-
na doigu yapülar. Sonra bu dol-
gunun üzerine ev yapülar. Lüks
diye, deniz manzarau diye 70
miryara tabut sattriar" dedi.
Gençtürk, Kocaeli'ndeki bü-
tün inşaat mühendislerinin gö-
nüllü olarak göreve hazır oldu-
ğunu, kendilerine başvuran va-
tandaşlann binalannı inceleye-
bileceklerini söyledi.
izlenimler:
Halkın
cilesi
bitmiyor
AHMETKURT
İZMİT - Deprem felaketinde canlannı
kurtaran, ancak evlerini kaybeden ya da
evleri oturulamaz hale gelenler için yeni
bir dram başladı. Çadırda yaşam, yağmur
ve havanın serinlemesiyle birlikte yeni bir
çilenin başlangıcı oldu.
Yüzyıhn en büyük afetinin üzerinden
11 gün geçti. tnsanlar canlannı kurtardı-
ğına mı sevinsin, yakınlannın ölümüne,
evlerinin yıkılmasına mı üzülsün.... Kar-
makanşık duygular içindeki depremze-
deler bundan sonra yeni yaşamsal sorun-
larla boguşmak zorunda... Özellikle ba-
nnma sorunu ileriki haftalarda yağışlı ve
soğuk havayla yeni bir çüeyı de berabe-
rinde getirecek. Ancak fzmit'te halk ya-
vaş yavaş evlerine de dönüyor. Lokanta-
lann önünde ise uzun kuyruklar oluşu-
yor. Depremden günler sonra ortaya çıkan
Kızılay, Kocaeli'nın çeşitlı bölgelerinde
çadırkentleri kurmaya başladı. Çadırlann
dağıtımından, kunılacağı bölgenin seçı-
mine kadar büyük tartışmalar yaratan bu
olay hemen hemen tamamlandı. Kızı-
lay'm 2. Dünya Savaşı'ndan kalma, ilkel
olduğu ileri sürülen çadırlann brandası
ve genişliğinde sıkıntı yok, ancak zemin
büyük sorun. Yağmur ve çamur nedeniy-
le çadınn iç zemininin yüksek tahta pa-
letle döşenmesi gerekirken, depremzede-
lerin böyle bir olanağı bulunmuyor. He-
men hemen her çadırkent su ve yağmur
deryası arasında kalmış. Lizunçiftlik'te
Nuh Çimento tarafindan yapünlan Trafik
Hastanesı binası ve çevresinde kurulan
büyük çadırlarda hastane hizmetleri yü-
rütülüyor. Bu noktada Japon sağlık ekip-
leri de görevli.
fzmit'te evsiz kalanlann bannması için
kent merkezinde vagonkent oluşturuldu.
Adapazan'ndan gelen 9 vagon ile Jzmit
Gan'ndaki 3 yük vagonu Gar Müdürü
Mehmet Kleci tarafindan Saraybahçe Be-
lediyesi emrine tahsis edildi.
Bu vagonlardan 4 yolcu ve bir yük
vagonu da Bekirpaşa Belediyesi'ne veril-
di. Vagonlar, gar yanındaki perrol önü Fet-
hiye ile Alemdar Caddesi arasında iki,
Tekeli le Yenicuma Camii arasında bir,
perşembe pazan karşısında bir adet ol-
mak üzere yerleştirildiler. Hedef, lz-
mit'ten Köşeköy'e kadar olan işletümek-
ten kaldınlmış olan güzergâhta tam bir
vagonkent kurulması.
* _ .
YASADIŞIBİNA YAPANŞlRKETÇORLUBELEDİYESİ'NEMAKAMOTOSUHEDlYEETTİ
6
Çıkarcı zıhııiyet' felakeüerden büe ders alımyor
ERDALÖZCAN
ÇORLU - Imar Yasası'nı gelır uğruna hiçe sayan
belediyeler, Marmara Bölgesi'nde büyük hasara yol
açan depremden ders almadılar. Çorlu'nun DSP'li Be-
ledıye Başkanı RaufÇetiner. Imar Yasası'nı çiğneyen
bir inşaat firmasından makam otosu ile grayderler al-
dı. Uygulamayı savunan Çetiner, "Bence usulsüdük
wk_ Inşaaü yıknuk yerine belediyeye oto akfak" de-
di. Ekonomik sıkıntıdan kurtulmak içvn yıUarchr Imar
Yasası'nı çiğneyen ınşaatlan yıkmak yerine para ce-
zası uygulayan belediyeler, binlerce inşaatı yerle bir
eden depremden sonra da aynı uygulamayı sürdürü-
yor. Buna son ömek Çorlu Beledıyesı. Orion fırma-
sının, Çorlu Yeni Sanayi Çarşısı gırişınde ışhanı ınşa
ederken Imar Yasası'nı çiğnereyerek yola teca\r
üz et-
tiği belirlendı. Çorlu Beledıyesı, söz konusu ınşaatla
ilgilı yasal ışlem yapmaktan kaçındı. Yasadışılığı ran-
ta çevirmeyi tercih eden belediye yetkilileri, Onon
firmasından ceza olarak Hondamarka birmakam oto-
su, iki Renault binek oto, 2 Tovota pıkap ve 2 de ka-
zıcı kepçe aldı. Araçlardan bir bolümü deprem önce-
si, bir bölümü de öncekı gün belediyeye teslim edil-
di.
Çetiner ile diğer ilgililer araçlan teslim aldıktan
sonra kurban keserek ve dualar okuyarak hizmete
soktular Orion fırmasından aldığı araçlan bir basm
toplanüsıyla duyuran Çetiner, şunlan söyledi: "De-
(fikodulan sokakta duvacağınıza benden duyun. Em-
niyet Müdürlüğü yakınındaki inşa halinde olan bina-
nın konumunu belediye olarak incelettik. İmar
Yasası'na göre yola teca\üz \ar. Biz de inşaatı bitmiş
bina>ı yıkmak yerine bunun sahiplerinden belediyeye
araç bağışlanıasını sağladık. Bence herhangi bir usul-
süzlükyok. Betediyeye cezaoarakmakamotosu, binek
otolar ve iş makineleri alınmasını sağtadık."
HAFTAYA BAK1Ş
AHMET TANER KIŞLALI
Hltler'rJen Sevgilerle!..
Buköşede, "Hangi MHP?" diye soralı daha bir
ay bile olmadı.
Devlet Bahçeli'nin sergilemek için çaba gös-
terdiği MHP mi? llımlı, demokrat, milliyetçı, ama
ırkçı olmayan...
Yoksa Erciyes doruklanndaki kurultayda kapış
kapış Hitler'in "Kavgam"ını satın alanların... Çat-
lı'lara kahraman olarak bakanların MHP'sı mi?
Yanrt çok çabuk geldi.
Önce MHP'nin soyadı Durmuş olan, ama dur-
madan konuşan bakanından... Sonra da, insanı-
mrza "küfür" gibi gelen, en abuk sabuk sözleri bi-
le kabullenen, ulusça utandığımız bir bakana "so-
nuna kadar" arka çıkan, MHP'nin Sayın Genel
Başkanı'ndan.
Anladık ki, iki MHP yok, tek MHP varmış!
Insanlan rengine, dinine, ulusuna, ırkına göre
ayıran. Kendınden olmayan herkese "düşman"
diye bakan Hitler'in alnından öpeceği kişılere sa-
hip çıkan, hatta onlan kahramanlaştıran bir MHP.
Tek bir MHP!
• • •
Bay Durmuş'u görevinden almış bir Bahçeli bü-
yürdü. Güven uyandınr, gerçek bir önder olduğu-
nu gösterirdi.
Bay Durmuş'u içınden atmış bir hükümet rahat-
lardı.
Bay Durmuş kamburundan kurtulmuş bir Tür-
kiye, dünyada saygınlık kazanırdı. Halkın tepkile-
rine duyarsız kalmayan, gelişmiş bir demokrasi ol-
ma yolunda önemli aşamalar yaptığını kanıtlardı.
Toplumun doğasında ilkelliğe ve vahşiliğe yer bu-
lunmadığının altını çizmiş olurdu.
Ne yazık ki, olmadı.
Bahçeli, ilk büyük hatasını yaptı. Ecevit ise çok
kritik bir donemde, bir hükümet bunalımı yaratma-
nın bedelıni göze alamadı.
Alamadı ama... "Sus artık!" demek ve bir reza-
letin dıştaki etkilerini en aza indirmek için DSP'li
bakanları seferber etmek zorunda kaldı.
• • •
Başbakan dayanamıyor ve MHP'Iİ bakana şöy-
le diyor:
"- Lütfen siz artık susunuz. Dış dünya ile bağ-
lantılanmızı Dışişleri Bakanhğı yürütüyor. Dışişle-
ri, yardımlarla ilgili talep ve teşekkürleri gerekli
yeriere diplomatik bir dille iletir."
Diplomatik ve nazik bir dille söylenmiş olan bu
sözler ne anlama gelir?
Oktay Ekşi köşesinde, bu sorunun yanıtını ve-
riyor. Bay Durmuş'un "anlayacağı bir dille...
Ekşi'ye göre, Ecevit şöyle demek istedi:
Biır...
- "Türkler, o kadar kabadırlar ki, felaket karşı-
sında insanı yardım elini uzatanlann yüzüne bir to-
kat atmalan mümkündür. Bunu Türklerin hepsi
için söylemek haksızlık oluşturur, ama, Türkün
fürkten başka dostu yoktur diyen ilkel, ırkçı bir
zihniyetin sahipleri böyle davranabilirier diye kul-
lamtabilecek bir hata yaptınız.
f
>'v.-r. isu • ıtJb
Ikii...
- "Keşke bakanlık koltuğuna oturmadan önce,
size ana dilinizi, yani Türkçeyi ince birüslupla ko-
nuşmayı öğretselerdi, daha iyi olurdu."
Uüç...
- "Siz bir doktorsunuz. Bir doktorun insani ni-
telikleh mesleki niteliklerinden önemlidir. Oysa si-
zin bu olumlu, aynı zamanda basit ve temel nite-
liklerden yoksun olduğunuz görülüyor."
•••
Depremin ertesi günü TV'deki bir görüntü gö-
zümün önünden hiç gitmiyor.
Yıkıntıların önünde orta yaşlı bir adam. Eşi ve
çocuklan, o yıkıntıların altmda kalmış. Çaresiz ağ-
lıyor, yürekleri paralarcasına.
O yıkıntının başında ağlıyor, izleyenler de ekran-
lannın başında.
Onun Türk mü, Kürt mü, Çerkez mi, Laz mı,
Boşnak mı, Gürcü mü olduğunu bilmeden...
Yabancı adam, bir çocuğun ancak ölüsünü çı-
karabilmiş beton yığınının altından. Yaşlı baba
hem ağlıyor, hem dilini bile bilmediği yabancı kur-
tancıya teşekkür ediyor.
Onun Belçikalı mı, ısraılli mi, Rus mu, Alman mı,
Fransız mı olduğunu bilmeden...
Bir yanda, hangi ulustan hangi etnik kesimden
olurlarsa olsunlar, insanlar var. Ote yanda da, in-
sanlan doğduklan yere, yetiştikleri ortamagöre "iyi
ve kötü" olarak sınıflandıran ve kendilerini insan
sananlar.
Hitler'in alınlanndan öpmek isteyeceği bazı ya-
ratıklar!
İZLENIMLER I BEHIÇ AK
Her şeyın içerigı boşalmış.
Meydan artık meydan değil.
Heykeller artık heykel değil, ev-
ler ev değil, oteller otel değil. Her
yapma şey, her yakıştırma, bütün
mecazlar yok olmuş. Hiçbir şey
kendini veya bir başka şeyı ifade
etmiyor artık.
Her binanın kendine aıt bir ölü-
mü var. Kimısinin zeminin hare-
ketlenmesinden dolayı dilım di-
lim kesılen katlan, birbirinin üze-
rine iskambil kâğıdı gibi yatmış.
Kimisi deprem sırasında aşın
derecede sallanmış ve hatalı be-
ton ve demir kullanımı yüzünden
un ufak olmuş, kimisinin alttan
bir vuruşla bütün kolonlan kınl-
mış ve pasta gibi bütün katlar bir-
birinin üzerine yapışmış. Bazıla-
nnın ise alt kat kolon kiriş bağlan-
tılanyla etriye sıklaştınlması yapılmadığmdan,
ya da hatalı beton dökümünden kınlmış, binanın
diğer katlan kısmen sağlam kalmış ve bına alt
kattakilenn üzenne çöküp, ya öne ya da yana
yatmış. Bir çok evin yıkıldığı Başiskele'deki bir
vatandaşın anlattıklan çok ilginç. "Burası Bizans.
Biz Bizans'ın üzerine kurduk burayı, orüar da
çökmüş, yüzkrce yıl önce, biz de onlann üzerine
çöktük" diyor.
Çökmüş bir medeniyetin üzerine, başka bir
medeniyetin çöküşü. Bizans'in üzerine, yapı yap-
masıru unutmuş yedi katlı tuğla ve beton mede-
niyetinin çöküşü. Mimarlık tarihine yapılışlany-
la değil, çöküşleriyle geçecek olan süper lüks yı-
kıntılar ve içlerinde bankerden kaçarken, müte-
ahhit, politikacı, belediyeci üçlüsüne yakalan-
mış, insanlann cesetleri. Emekliler, işçiler, yeni
evlıler, gençler. çocuklar, kadınlar, erkekler, ev
hayvanlan...
C
45 saniye'nin ardmdan (2)
"Deniziparselleyerek daha dokhınnadan satan
belediye başkanlan var. Hâlâ görevierine detam
edijıor'' diyor, bir başkası "orta suııf koşup, ka-
pıs kapış denizi satın akü."
"Avrupa da milB gelirin en yüksek olduğu böl-
gelerden biri tzmit bölgesi. Sanayinin bu dar ala-
na süaşması yüzünden böyle bu. Oysa tzmit fakir
bir yer, çok fakir. Denizi Idrti. havası küii Konut-
lançürük."
Arabayla uzaklaşırken,
"Izmit bizi cezalandırdı. Çünkü biz Izmit'i hiç
sevmedik" lafı beynimin içini kemiriyor. Ger-
çekten öyle...
Hep ondan aldık ve ona hiçbir şeyi vermedik.
Atıklardan başka. Önce deniz yolu ulaşımı ucuz
diye sanayıyi buraya kurduk. Donanma gemile-
ri, tüpgaz tesisleri, doğal gaz depolan, petrol te-
sisleri, cephanelikler, fabrikalaryerleştirdık. De-
nizine gırmek için bütün kıyılannı sıtelerle dol-
durduk. Bu da yetmedı içınden
koca bir otoban geçirdik. Havası-
nı kirlettik ve ulaşımı kolaylaştı-
ran denizin bir atık çukuru haline
dönüştürdük. Daha sonra denizin
ulaşımı engellediğini iddia edip,
tzmit körfezini köprüyle geçmek
için projeler hazırlatıp, ihaleler
açtık ve bu projevi "Türkiye'mn
dev anhmı" olarak gazete man-
şetlerinde ballandıra ballandıra
anlattık. Yapılaşmamızı engelle-
yen bir su parçası olarak gördüğü-
müz denizi doldurup, üzerine ye-
di katlı evler kondurduk. Bir kü-
çücük mekândan. bırbiriyle çeli-
şen bütün ıhtıyaçlanmızı karşıla-
maya kalktık. Ondan hem otoban,
hem demiryolu, hem ekonominin
kurtancısı, hem sanayi merkezi,
hem cephane deposu, hem tatil
beldesı, hem bütün sanayimizin atıklannı rahat-
lıkla boşaltabileceğimız bir atık çukur, hem pet-
rol ve LPG deposu, hem emeklilikte kafamızı
dinleyebileceğimiz şirin bir köy, hem de içinde
yüzebileceğimiz bir deniz olmasını bekledik...
Hamasi söylemlerimiz üzerinde dunnaya
çalışan bütün bu yanlışlıklan Türkiye'nin dev
projeleri olarak sunduk.
Oysa, "Izmit, baştan sona yanhş bir projeydi"
diyebilmemiz için 45 saniyelik bir fay kınlması
yetti. Dolgu alanlar suya gömüldü. Petrol denize
aktı, TÜPRAŞ yandı, fabrikalar, evler, askeri
tesisler, yıkıldı, binlerce insan öldü...
Sonsuza kadar yaşatmayı düşündüğümüz Tür-
kiye Cumhuriyeti'nın en önemli sanayi böl-
gesinin. iki deprem arasına sıkıştınlmış "sûr-
dürükmez" bir kalkınma çabası olduğunu an-
lamak için 45 saniye yeterliymiş demek.
Topçular'dan geri dönüyonız artık.
G E N Ç P A M U K B A N K S A N A T E T K İ N L İ K L E R İ
ANNA KARENİNAMACAR DEVLET OPERA BALESİ
Kamuoyuna Duyuru
Genç Pamukbank Sanat Etkinlikleri çerçevesinde,
1-5 Eylül tarihleri arasında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde
gerçekleştirilmesi pJanlanan Anna Karenina gösterisi yaşadığımız
deprem felaketi nedeniyle iptal edilmiştir.
5 Eylül'deki gösteri için ellerinde bilet bulunan sanatseverler,
bu biletleri 6 Eylül 1999 tarihine kadar Suadiye,
Taksim ve Akmerkez Vakkorama mağazalarma iade ederek,
ödedikleri ücreti geri alabilirler.
Mutlu günlerimizde gerçekleştireceğimiz yeni
etkinliklerde bir arada olmak dileğiyle...
PAMUKBANK