Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 1999 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
D
ünya yazınının önde ge-
lenlennden ve Alman ya-
zınının devi, Alman kül-
tûr ve kimliği için taşıdı-
ğı önem ancak Shakes-
peare'in Ingiliz kültür ve
kimliği için taşıdığı önemle karşılaştınla-
bilen, çok boyutlu büyük şair. yazar, dü-
şünür ve bilim adamı Goethe 28 Ağustos
1749 gûnü Frartkfurt'ta, bugün bir müze
olan evde diinyaya gözlerini açti. Aydın bir
ailenin. aydın bır ortamda yaşayan çocu-
ğu bir yaşam boyu iki esin perisi peşınde
koştu. Bir yanda degişik kültürler ve dost-
lar.öteyandaaşklaryineaşklar.. Belkıaşk
genlen vardı. başka tiıriü bir ınsan bu ka-
dar çok âşık olamazdı. Burada kısaca de-
ğındiğimiz bu aşklar onun yaratıcılığını
beslemiş, en güzel ürünJer vermesini sağ-
lamıştır. O yakışıklı ve büyüleyıci bir sım-
yacıydı, aşkı linzme dönüştürmeyi bili-
yordu ve bu alanda onu kımse geçemedı.
Fakat, aydınlanma yüzyılının bu büyük
dehasımn bir yaşam boyu aradıgı, peşin-
den gıttıği, evrenini aydinlatan ışıktı.. ya-
ni kültürdü. Amacı evrensel kültürü yay-
mak ve insanlan aydınlatmaktı.
Oğlunu aydınlanma döneminin ideal-
lerine göre evde yetiştırmeyi yeğleyen hu-
kukçu baba ona eski kültürdillerinden La-
tince, Yunanca ve tbraniceyi, yaşayan kül-
tür dillerinden Fransızca. tngıhzce ve ltal-
yancayı öğrettı. Aisopos, Homeros ve Ver-
gSius'u okutarak, eskil (antik) kültürle ta-
raştırdı. Goethe. on yaşında iken Frankfurt'u
işgal eden Fransızlar, evlerini ıki buçuk yıl
kadar karargâh olarak kullandılar. Bu sa-
yede çocuk Goethe güzel sanatlara me-
raklı Fransız komutanın sanatçı konukla-
nyla tanışma ve Fransız tiyatro temsille-
rini ızlerne olanağını buldu. Fransız kül-
tür ve tıyatrosunun ikı evrensel doruğu
Radne (1639-1699) ve Moliere'ın (1622-
1673) klasik yapıtlannı tanıdı.
Genç Goethe 1765'te baba mesleği hu-
kuk öğrenimi için o zaman "küçük Paris"
denen Leıpzıg'e gıttı. Burada Rokoko kül-
türü egemendi ve sanat çevrelennde ya-
şam eğlenceli bir oyun gibi algılanıyordu.
Yenı dostları Oeser ve sanat tanhi kuram-
cısı VVmckebnann onu eskil kültüre yönelt-
ti. Leipzig yılJannda Goethe, Rokoko bi-
çeminde şiirler ve iki oyun yazdı. Buna-
lımsız yaratıcılık olmaz, "denider dalga-
Işığı Arayan Adam: Goethe...
Prof. Dr. Y. Müh. İlhaıni ÇETİN
lanmadan durulmaz" kuralı onun için de
geçerliydı. Kaldtğı pansiyon evin âşık ol-
dufu kızına (K. Schönkopf) duyduğu ger-
çek duygulan her şeyın hafıfe alındığı Ro-
koko dünyası ıle bağdaştıramayan genç,
uzun bir bunalıma girdı ve Leıpzig'i ter-
kederek Frankfurt'a döndü.
Hukuk ögrenımını tamamlamakamacıy-
la Goethe 1770 yılında Strasburg'a gitti ve
orada geçırdigı bır buçuk yıida yazın ki-
şilığını buldu. Bu gelışmede en etkili ki-
şiler, orada dostluk kurduğu yazar ve dü-
şünür Herder ile yine orada âşık olduğu
ve bir papazın kızı olan güzel Fr. Brion'du.
Herder onu halk şıirine yöneltti. Tarihi,
kültürü ve sanatı süreklı birdevinim ve dur-
mayan birgelişme ıçinde algılamasını sağ-
ladı. Yörenin kendisinı çok etkıleyen do-
ğa güzelliğı Bnon'a duydugu aşk ile bir-
leşince. Goethe linzım dolu bazı ünlü şi-
irlerinı yazdı. Strasburg katedrahnden esin-
lenerek "Alman ViimarisT başlıklı bır de-
neme hazırladı. Shakespeare'i keşfettı, ona
hayran kaldı ve onun etkısiyle özgüriük ide-
alini işleyen bir oyun yayımladı.
1772 yazında hukuk stajı yapmak üze-
re gittiği NVetzlar'da Goethe bu kez bir ar-
kadaşının nışanlısına (Chariotte Buff)âşık
oldu. Kız Goethe'yi yeğlemedi Bu umut-
suz aşkın ve baska bir arkadaşı olan Jeru-
salem'in bıraşk uğruna yaşamma son ver-
mesının etkısiyle "Genç Werther'in Ao-
lan" adlı romanını mektup bıçımınde ve
sevgilisinı romanın kahramanı Lotte yapa-
rak yazdı. Alman yazınında yenı bir çığır
açan ve modern Alman romancılığının
başlangıcı sayılan bu yapıt kısa sürede bir-
çok Avrupa diline çevrildı, olağanüstü ve
sınırlar ötesi bir başan elde etti. (Türkçe-
sı Cumhunyet'ın Kültür Hizmeti yayınla-
n arasında çıkmıştır). Werther'in etkısiy-
le birçok kimse ıntıhar etti ya da intihara
kalkıştı. Bireysel özgürleşmenin ve aydın-
lanmanın romanı olan \Verther, henüzyir-
mı beş yaşındakı Goethe'ye dünya çapın-
da ün kazandırdı. Goethe'nin 83 yıllık ya-
şamında 1775, bır dönüm noktası oldu. O
yıl, 18 yaşındakı Dük Karl Aııgust onu kü-
çük kenti Weimar'a davet etti ve özel da-
nışmanı yaptı. Artık ayaklannın yere bas-
ması, gerçekçı ve nesnel davranması, so-
rumluluk alması gereken bir olgunluk dö-
nemi başladı. Yaşadığı köklü değışım so-
nucunda yenı bırdünya görüşü kazanan Go-
etheyeni yapıtlarüretti. Bunlann bazı kah-
ramanlan için NVeımar'da tanıdığı ve bü-
yük bır platonik sevgı duyduğu Bayan von
Stein'dân esinlendı. Goethe'nin kendisi
ile banşık. uyumlu ve dengeli bır kişilik
kazanmasında çok emeği geçen bu hanım,
Goethe'den daha yaşh, evli ve birkaç ço-
cuk annesiydı.
Weimar'da yaşadığı on yıldan sonra Go-
ethe toplum kurallanmn baskısından sıkıl-
dı ve 1786'da Roma'ya gitti. Orada geçir-
diği ve Bayan von Stein'a adanan Itah/age-
zisinde anlattıgı iki mutlu yıl onun üzerin-
de denn etkiler bıraktı ve çok verimli ol-
du. Mimarlılc resım ve beykelcilikte bil-
gisıni dennleştirdi. Bitkilerüzerinde çalış-
tı ve Bıtkılenn Başkalaşması adlı yapıtın-
da ınsanlann da bitkiler gibi süreklı bir
değişım geçırdiğıni ıleri sürdü. Weimar'a
döndügü 1788 yılında Goethe kendisinden
onaltı yaş küçük, eğitimsız bır kıza (Ch.
Vıdpius)âşıkoldu ve onunla evlendi (1806).
Doğan beş çocuktan yalnız bir ogulun ya-
şadığı bu evlılik eşinin ölümüne kadar sür-
dü. Roına Ağrttan adlı şıirinde Goethe,
eşınden aldığı yaşam sevirjcmı dile getir-
mıştir. En büyük Alman şain Weımar'da
malıye bakanlığı dahıl birçok resmi görev-
de bulunmakla ve Weımar Tiyatrosu'nu yö-
netmekle kalmadı; Schıller, Herder gıbı
ünlüleri getirterek bu küçük taşra kentinı
Almanya'nm bir kültür merkezi, Avrupa
kültürünün başkentlerinden bıri ve Avru-
palı edebıyatçılann bır uğrakyen yapü. Ça-
lışma odasının da korunduğu Goethe evi,
Schıller evi, Liszt evi, Alman Ulusal Ti-
yatrosu, müzeler,heykeIlerileWeimargü-
nümüzde hem küçük bir kent, hem büyük
bir dünyadır. 1919 Alman Anayasası bu
kentte hazırlandığından, adını aynca We-
imar Cumhuriyetı'ne vermiştir.
Fransız devrimı gibi büyük tarihsel olay-
lara tanıklık eden Goethe, Prusya ordusu-
nu da yenen NapoTeon ile Weimar yakı-
nında Erfurt'ta buluşmuş ve Werther'i ye-
di kez okumuş olan Napol eon'dan Fran-
sızlann onurnişanmı almıştır. Yaşlıhk dö-
nemmde de hem yapıt üretmeyi hem de âşık
olmayı sürdüren Goethe'nin 74 yaşında
son aşkı 19 yaşındaki Levetztm oldu. Ev-
renselliğmı daha genışletmek ıçın büyük
şaır, ilerlemış yaşında, Farsça öğrendı ve
Iranlı şair Haûz'ı örnek alarak Drvann Şar-
Wyi yayımladı. Buradaki Suleika (Züley-
ha) scvgılilennden Marianne von WQIe-
mer'dir. Bu yapıtta Goethe Batı Kültürü-
nün Doğu'ya açılmasını savundu ve buna
öncülük etti. Üzennde bir ömür çalışarak
yazdığı ve çocukluğunda duyduğu bir soy-
lenceden kaynaklanan Faust, tüm yaşamı-
nın simgesi olup, onun yıllar ıçinde geçır-
dıği değişımlen yansıtır. Avrupa yazınının
en önde gelen birkaç yapıtından bıridır
Son yıllannda evrensel yazar da gıderek
kahramanı Faust'abenzer,onun gibi bıryal-
nızlık ıçıne diişer. Kansı 18f6'da, Bayan
von Stein 1827'de. alkolik olan tek çocu-
ğu 1828'deölür. Sevdiği Weımar'da 1832'de
yaşama gözlerini kaparken, son sözlen
"Dahafadatşık'' olur. Mezan Weimar'da
ve Schıller'ınkı ıle yan yanadır
Bu engın ve evrensel yaratıcının yapıt-
lannı sonra gelen tüm Alman kuşaklan
evlennde bulundurmayı ve okumayı bır
gereksınım. kımlıklennın bır kaynağı ve
eğitimlerinin bir parçası saymıştır. Goet-
he, Alman ulusu için hâiâ doğal bır okul
oluyor, bu yoldan Alman ıdealleri, Aydın-
lanma düşûnce ve duygulan kafalara yer-
leşiyor, ulusça paylaşılıyor. On beş bin sö-
zünü içeren birkitap, güzel yazmak ve ko-
nuşmak isteyenlerin elinden düşmüyor.
Atatürk'ün Aydınlanma Devrimi'nin de
bu tür yaratıcı insanlara ne büyük gerek-
sinimi var; zira devrimlen ancak büyük dev-
rimciler yapabilir; onlann ulusla bütün-
leşmesinı ve ulus kimliğinin birparçası ol-
masmı ıse düşün, yazın ve sanat adamla-
n sağlayabilir. Büyük bir insanm yaşamm-
dan, yapıtlanndan daima pek çok ders alı-
nabilirve yıldönümü kutlamalan bunun için
en güzel vesılelerdir. Bu yıl 250. doğum
yıldönümü kutlanan Goethe'den de pek
çok şey öğrenebiliriz. Önce görüyoruz kı,
Goethe zengin kültürlü AJman toplumun-
da doğduğu halde, onunla asla yetinmiyor
ve başka kültürlerin ufuklanna açıhyor.
Antik ve yeni kültürü özümsedikten son-
ra, Batı ve Doğu kültürlerinın sentezını
amaçlıyor. Bir yaşam boyu kültür anyor,
zira kültür onun için ışıktır, aydınlanma-
dır. Bu aydınlanma onun yapıtlannın özü,
okurlara gösterdiği kutup yıldızıdır. Bı-
zim de kültür kaynağı Goethe'den bol bol
yararlanmamız, onun açtığı yollarda yü-
rümemiz ufuklanmızı genişletecek ve ay-
dınlanma dünyasına daha fazla girmemi-
zi olanaklaştıracaktır.
Şimdi burada bir özeleştiri yapmalıyız,
zira özeleştiri iyileşmenin ve ılerlemenın
yolunu açar. Bizbirçok ınsanımızın küçük.
aymaz polirikacılar ıle cüce dın bezırgân-
lannın peşınden gitmesine \e cemaatleş-
mesıne şaşıyoruz, ama onlara tam yurttaş-
lığa ve bireyliğe geçişı sağiayacak bir ay-
dınlanma kültürü vermiyoruz. Gençlerimı-
zin aydınlık bir kültür ortamı içinde yetiş-
melerini; çağdaş, değışime ve yaratıcılığa
açık bır kültür kazanmalannı sağlamıyo-
ruz. Kültür dillerini kültüre yönelik öğre-
temiyoruz. Onlan birey yapamıyoruz. Oy-
sa aydınlanmanın özü akıicıhktır. Akılcı-
lık ise kulluk ile değil. yalnız özgürleşme
ve birey olmakla olanaklıdır.
Osmanlı devleti, Batı kültürünün beşı-
ğinde altı yüzyıl yaşamış, fakat üzerinde
yaşadığı hazıneyı değerlendııme bilinci-
ne bıle ulaşamadan tarih sahnesınden sı-
lınmiştır. Şimdi de kültür simgesi Goet-
he'nin 250. doğum yıldönümünde, Goet-
he yılı ilan edilen 1999 yılında ve yeni bir
binyılın eşiğınde aklın üstünlüğünü kabul
etmeyen akılsızlar, doranuş, kısır ve Os-
manlı devletini yıkan gerici ümmet kültü-
rünü yaymaya çalışan zavallılar ya da ay-
mazlar var. Onlar, Türklerin ışığı arayan
adamı Atatürk'ün açtığı çağdaş yolda de-
ğil, kuklası olduklan yabancılann peşın-
de koşmaktadır. Oysa Atatürk'ün aydın-
lanma devrimınin ışığmdan uzaklaşmak ve
karanlığa yönelmek, geleceğimızı yok et-
mek demektir. Karanlığı değil, ışığı ara-
yanlar Türkıye Curnhuriyetı'ni sonsuza
dek yaşatabilir.
Artık iyice görülüyor Türkiye kendi "ulusal"
aklryla, kendi "ulusal" çıkarlanna göre yönetilen
bir ülke olma dirimini yitirdi. Gitgide çözülüyor.
"Egemen" uluslann kendi çıkarlan doğruttusun-
da verdikleri akılla. yaptıklan önermelerle yöne-
tilen bir ülke oldu. Mustafa Kemal'ın Türkıyesi
olmaktan adım adım uzaklaştı. Ne bağımsızlık an-
layışı ne özgüvenı ne de yannlan kaldı geriye.
Partilenn siyasal kimliklen artık adlannda, prog-
ramlannda değil. Hem partilenn hem kışilerin
sağda ya da solda olmalannın tumusol kâğıdı,
bu gidiş karşısında takındıklan tutuma, göster-
dikJeri tepkiye göre açığa çıkıyor. Dunün kimi sol-
culan bugün sağda. Partilerinin adlan ne menem
sol daoteasağda YürekJeri, beyrıleri, "rahataacık-
mışlıklan" solda olmayı taşıyamıyor artık. Bu açı-
dan bakıldığında bugünkü Mecliste tek bir sâğ
parti var. Kimi konularda kendi ıçinde aynşan, te-
ARADABİR
Y E T K Î N ARÖZ ÇYDD Sarıyer Şube Başkanı
Çözülme
melde uzlaşan tek bir parti. Olup bitene sağdu-
yu ile bakacak halleri yok. Solda olduğunu söy-
leyenlerin bir bölümü ise davranışlanna, taşıya-
mazlıklanna, dönekliklerine ille de bir "devrimd"
kulp takmaya çalışıyorlar. Bülent Ecevit şkndi "75
yaşında dönüşümü göze alan esaslı bir devrim-
ci" oldu! "Ikitelli" medyası böyle diyor koro ha-
linde. Ya milletvekilleri... Bile bile, göz göre göre
boyun eğiyorlarbu duruma. Ya milliyetçi, mukad-
desatçı parti olduklannı saviayanlar? Parti adla-
nnın önüne bugünlerde bir de "Tahkimci" söz-
cüğünü eklemeleri gerekiyor! Kişisel dostluklan
ya da konumlan nedenıyle bır turtü gerçekleri ya-
zamayan "fcöşe"yazarfanmız .. Bınlennın "tetik-
çi" olduğunu söyteyemeyenlerimiz acaba kendi-
leriyle hesaplaşmayı ne zaman göze alabilecek-
ler? Özeleştirilenni yapma onurunu gösterebıle-
cekler mi? Belki de hiç! Türkiye çözülüyor. Ata-
türk Turkiyesi'nin, onun yolunu izleyenierin ge-
tirdiği ilkeler, ulus kavramı, özgüriük, bağımsızlık
"çağdaş uygariıkdüzeyine" ulaşma hedefi, onun
ekonomık, toplumsal-kültürel çizgisi açıkça yok
ediliyor. Bir küçük azınlık uluslarüstü sermayenın
sarrnalında memleketini sömürtmekten pay ala-
cak kısacası. Kendi şişinmelerini Türkiye'nin kal-
kınması olarak gösterecek. Ve gelir bölüşümü
daha da bozulan, ulusal kimliği, gelecek umudu
ve güveni iyice yok olan bir ülkede yaşamanın getir-
diği yıkım ile bu yılomdan kurtulmanın kavgası yıne
emekçılerin, gerçek aydınların, yurtseverlerin
omuzlannda kalacak. Ünlü sözdür: Karanlığın en
yoğun olduğu saatler sabahın en yakın olduğu
saaöerdir. Bizim kuşaklar hiç umutsuz olmadı. hİer
koşulda aklın gereğinı yenne getırmeyı, ınsanı in-
san eden bu kavgadan geri adım atmamayı bir
yaşam biçimi olarak özümsedi Atatürk'ün "Gtenç-
liğe sesleniş"te soylediklennin anlamı ve degeri
daha iyi anlaşılıyor şimdilerde.
PENCERE
Açalım Gödepimizi...
- Sen akıllanmayacaksın..
- Neden?.
- Umutlanıyorsun..
- Hangi konuda?.
- Depremden sonra her şeyin değişeceğini sanı-
yorsun; ama boşuna..
- Yalnız ben mi?.. Felâket herkese büyük ders ver-
di, uyanışı sağladı, boyumuzun ölçüsünü aldık, dep-
rem test iştevi gördü; toplumdaki iyilik, yardımsever-
lik, birlik ve dayanışma eğilimlerini ortaya çıkardı;
gençlerimizseferberoldular, hiçbirçıkargözetmeden
koşturdular...
- Eee.. sonra?..
- Halk sorumlulardan hesap sorulmasını, suçlula-
nn cezalandınlmasını istiyor; artık hiçbir şey deprem-
den önceki gibi olmayacak...
- Güldürme beni!.. Toplumda iyiler her zaman var-
dı, ülkeyi iyiler sırtlanndataşıyoriar. Ancak zorzaman-
larda bunlar ileri atılıriar, sonra dışlanıriar, adamdan
sayılmazlar, sesleri soluklan kesilir; hep böyle olma-
dı mı?..
- Karamsarsın!..
- Karamsar değilim, gerçekçiyim. Hükümetin ha-
line bak!.. Yoksullar hep okkanın altına gider. Dep-
rem kimleri vurdu?.. Varsıl kışi çadırda yatıp da ek-
mek dağıtılmasını bekler mi?..
- Pekı, ne olacak?..
- Senaryo hazır..
-Hazırmı?..
- Bu hükümetin zaten eli mahkûmdu, IMF'den ge-
çecekti. Nasıl olur bu geçiş?.. Popülizm yapmaya-
caksın!.. Türkçesi emekçi halka yüklenip imtiyazlıla-
n gözeteceksin!.. Dış egemenın ıstediği koşullan bir
bir yenne getirdin mı IMF yeşil ışığını yakar...
- Evet..
- Medyanın çok satışlı gazeteleri zaten manşetle-
rini bile atmışlardı...
- "Dolariar GeliyorL '
- Evet, tam bu sırada deprem patladı; şiftidiki kı-
yak daha değişik..
- Ne kryağı?..
- Clinton işareti verdi, IMF'nin yeşil ışığının yarnn-
da Türkıye'ye deprem fe/âketinı aşması için yardım-
lar da akacak!.. Yıkılan yapılann sayısı şimdilik tam
bilinmiyon elli bin mi, yüz bin mi?.. Inşaat furyası
başlayacak, şimdiden ellerini uğuşturanlar paranın ko-
kusunu aldılar...
- Senaryo bumu?..
- Elbette!.. ölen öldüğüyle kalacak!.. Yoksul nân-
nayansın!.. Depremin ölülerine rahmet, ama, ne so-
rumlu bulunacak, ne suçlu cezalandınlacak?..
- Olur mu canım, halk uyandı artık..
-Osenin varsayımın!.. Siyasi partilerortada!.. Mec-
lis meydanda!.. Deprem, çıkarcılara yarayacak!..
- Kötüsün sen!..
- Ben senin gibi safdeğilim, aç gözterini, burası Tür-
kiye!..
•
Evet, açalım gözlerimizL
Hiç olmazsa bu kez haramzadelere göz açtırma-
yalım..
ARASOTEL (**•*)
Urla-Çeşme yolu uzermde,
Mordoğan'da. Tum odalan korfeze
bakıyor. Tumunde klıma, mınıbar.
telefon ve tv var.
Fıtness center, sauna, çocuk oyun
salonu; tenıs, basketbol, voleybol ve
futbol alanlan.
Te/: (0 232) 737 52 00
ART MARMARİS (****)
Marmans'ın merkezınde, tam konforlu
bır otel. Dılersemz havuzunda,
dilersemz havuzun hemen onunde,
denizde yuzun guneşlenin. Mimarı
yapısı ve ozelhlde ahşap ışlcn ılginç.
Tel: (0 2S2) 413 22 74
KARABURUN CLUB & OTEL
Alanya, Karaburun yoresınde.
Tum odalarda klıma, TV, mınıbar. Ozel
plai. iki yuzme havuzu. Bılardo
salonundan masa tenısı saionuna dek
çeşirli spor olanaldan.
Tel: (0 242) 527 41 11
HOTEL PRINCESS
Bodrum, Guvercmhk'te.
Havuz. Süreklı sıcak su.
Açık bufe. Canlı muzık.
Ve denız neredeyse kapınızın onunde.
Sessız ve huzurlu bır ortam ısteyenler
için.
Tel: (0 252) 374 52 43
RESORT HOTEL
Fethıye Öludenız'de.
Tum odalarda klima, uydu yayınlı TV,
muzık, mınıbar, 2 km uzunluğunda
hanka bır pla|, açık ve kapaiı yuzme
havuzları, çocuk havuzu, voleybol,
basketbol ve tenıs alanlan.
Dalaman havaalanına 1 saat, Fethiye
kent merkezıne 14 km uzaklıkta. '
Tel: (0 252) 617 00 20
AQUAPARK (••**!
Benzersız bır guzeüığı olan Kaş'ta.
Kekova ve Batık Kent'ın hemen
yanındaki bu tarıhı ve doğal mekanda
su oynnlarmın en heyecanlısı yapılıyor.
Tüm odalarda klıma, mınıbar, tv,
telefon ve duş var. Sabah ve akşam açık
bufesiyle hızmetınızde.
Tel: (0 242) 836 19 02
OTELCRANDÖZÇELIK [ j
Kuşadası'na 10 dakıka uzaklıkta,
Yavansu mevkıınde.
Butun odalar balkonlu, deniz göruyor.
Butun odalarda klıma, dırckt telefon,
uydu yayınlı tv, banyo. Ozel pla], açık
ve kapalı yuzme havuzları, Turk
hamamı ve sauna, 2 restaurant, balo
salonu, gece klubu.
Tel: (0156) 614 46 01
ALAADPIN HOTEL ('*")
Turkıye'nın en yeşil yorelerınden, denız
mevsımının 8 ay surduğu Alanya'nın
Aysallar mevkıınde. Incekum'da.
Huzurlu bır ortamda spor ve eğlence
olanakları. Tum odalarda klıma, telefon,
muzık kanallı \c uydu yayınlı t\ var.
Açık ve kapalı barlar, kondısyon salonu,
dısco, 2 yuzme havuzu, ozel pla), su
sporlan merkezi, tenıs kortu. Gece
muzığı eslığınde zengin çeşıtiı açık bufe.
Tel: (0 242) 517 28 24-25
ECE EVLERİ
Bodrum Gokçebel'de.
Yuzme havuzlu, klımalı bağımsız
apartlar. Koy yaşamını. yaylaiarı, dağ
yuruyuşlerinı sevenler için...
Tel: (0 252J 386 36 08
(0.532 668 03 68)
C u m h u r i y e t o k u r l a r ı n a ç a ğ r ı . . .
DOSTLARLA BİRLİKTE, KEYİFLİ BİRTATİL!
(P
CLUB ALDATATİL KÖYÜ ("•»*) OTEL YÜCELEN (••*)
Kemer'de, gorkemlı çam ağaçlan
arasında.
Goz alabıldığıne uzanan ozel plaj.
2 yuzme havuzu, çocuk havuzu, aqua
oyunlan, hamam, annoyatro, fitness
center, oyun salonu, bar, Turk kahvesı,
dısco, 8 tenıs kortu. dalgıç okulu, ok
arma alanı var.
Bütün odalarda mınıbar,
tuvalet/duş, aıle odalannda TV.
Sabah 7'den gece 24'e kadar
açık bufe, nefis bır mutfak.
1998 Dünya Çevre Ödüllü
tatil koyu!
Tel: (0 242) 824 81 51
Gokova Korfezı'nde, denızle iç içe...
Naii Çakırhan'ın Ağahan Mimarlık
Ödulu'nu aldığı Akyaka yoresınde...
Tıirk munarısıyle Avrupa konforunun
tıtız bır bıleşımı...
Klımalı, sıcak sulu, banyolu,
televızyonlu ve mınıbarlı 57 oda, 6 suıt,
8 bağımsız ve bahçelı bungalov. Yuzme
havuzu, çocuk bahçesı, restorant, 80
lcişJik toplantı salonu, barlar.
Tel: (0 252) 243 51 08 - 243 58 79
' umhuriyet okurlannın bir özlemi daha gerçekleşiyor!
Artık yaz tatillerinizi, uygar bir ortamda, dünya görüşleri,
yaşama biçimleri, alışkanlıkları, zevkleri "size yakın"
insanlarla birlikte geçirebileceksiniz.
Bu isteğinizi yerine getirmek için gezdik, gördük, ince
eleyip sık dokuyarak sizler için en uygun dinlence yerlerini belirledik.
Seçin içlerinden birini...Hem ailenizle, dostlarınızla - ve orada
tanıyacağınız pek çok yeni dostla - birlikte keyifli bir
tatil yapın; hem de Cumhuriyet okurlarına özel indirimden yararlanın.
Cumhuriyet
CLUB ORIENT TATİL KOYU
Edremıt Körfezı'nde, oksijen zengını
Kaz Dağlan'nın eteğinde, dev bir
botanık bahçesmın ıçinde. Ören'e
yuruyerek 15 dakıka uzaklıkta. DuşAvc
ve telefonlu 62 villa daıresı.
Incecık kumlu bır kumsal, yuzme
havuzu, açık ve kapalı restorantla^
çcşitli spor olanakları, çocuklara ozel
hızmetler, açık hava dans pıstı, geceyarısı
sıneması, klasik muzık konserlen...
Veıeteryanlar, diyaberıkler, özürlûler ve
engellıler ıçın de sorunsuz bır tatil...
Tel: (0 266) 416 34 45
HOTEL TUROUOISE ( " " * )
Nehır kaynaklanna jeep
satanler, efsane Köprüçay'da rahıng.
Sorgun Ormanlan'nda bırucılık
kurslan, treklang ve joggıng ıçın doğal
parkurlar, belkı de bir kısmını sızın
keşledecegıruz dokunulmamış antik
medernyetler. Hepsının ortasında
Akderuz'ın tam kıyısında
Çocuklanruza Aqua Park ve
Mını-Club: Akdenız lezzeden ve
dûzeyh sems. Hotel Turquoıse,
Avrupa'run en bü>öik tur operatörü
TUI'run, tüm dünyadab 10.000
anlaşmalı oceü arasında en ıyı servıs
veren 100 otel arasına gırmışür.
Tel (0 242) 756 93 30
A y r ı n t ı l ı b i l g i v e y e r a y ı r t m a i ç i n : î s t a n b u l : 5 2 0 2 1 9 1 - 9 2 I 5 1 2 0 5 0 5 A n k a r a : 4 1 9 5 0 2 0 İ z m i r : 4 4 1 1 2 2 0 Ç A Ğ P A Z A R L A M A