Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Fazilet Partisi, açıklamalanyla büyük tepki çeken Sağlık Bakanı hakkında harekete geçti
Osman Durmıış'a gensoruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
FP Grup Başkanvekıli Bülent Annç,
sorumsuz açıklamalan ve davranışla-
nyla halkın da büyük tepkisini çeken
Sağlık Bakanı Osman Durmuş hakkın-
da gensoru önergesi vereceklerini bil-
dirdi. Annç, depremle igili Meclis
araştırmasının da sonucuna göre Baş-
bakan ve bakanlar hakkında Yüce Di-
van isteminde bulunabileceklerini ifa-
deetti.
Annç, dün parlamentoda düzenledi-
ği basın toplannsında, Mamıara Bölge-
si'nde etkili olan 7.4 şiddetindeki dep-
Temin ardından kurtarma, yardım ve
enkaz kaldınna çalışmalannda hükü-
TSK acıkladı
Donanma
545 kişiyi
• FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, Başbakan ve bakanlar hakkında da Yüce Divan
isteminde bulunabileceklerini söyledi. Annç, "Millet, 'devlet nerede' diye feryat ediyor.
Bazılan devlet deyince Devlet Bahçeli'yi hatırlayıp ona saygıda kusur etmeyebilir ama, millet
kendisine yardım eli uzatacak devleti anyor" dedi.
metin başanlı oldugunun söyleneme-
yeceğini kaydetti.
Hükümetin eksikliklerini ortaya ko-
yan, depremin ortaya çıkardığı afeti ka-
muoyuna gösteren basına karşı sansür
tutumu içinde olduğunu kaydeden
Annç, "Millet, 'devlet nerede' diye fer-
yat ediyor. Bazılan devlet deyinee Dev-
let Bahçeli"yi haürla>ıp ona saygıda ku-
sur etmeyebilir ama, millet kendisine
yardım eli u^tarak devleti anyor" de-
di. Annç, hükümetin, depremin yarat-
tığı felaketin büyüklüğü ve kurtarma
ve yardım çahşmalannın yetersizliği
konusunda sorumluluğu bulunduğunu
belirterek, araştırma komisyonunun
çahşmalannın sonucuna göre, Başba-
kan ve bakanlarla ilgili soruşturma ko-
misyonu kurulması ve Yüce Dıvan is-
teminde bulunabileceklerini acıkladı.
Annç, bakanlann sorumsuz davranış
ve açıklamalannın halkta büyük bir
nefret duygusu yarattığını belirtirken,
Sağlık Bakanı Durmuş hakkında da
gensoru önergesi vereceklerini söyle-
di.
Kızılay'a eleştirl
Annç, *Devlet BahçeiTnin savunma-
yitirdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay, 17 Ağustos'taki deprem-
de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK)
kayıplannı acıkladı. Depremde biri tü-
mamiral olmak üzere 27 subay. 120 ast-
subay, 6 uzman erbaş, 77 er, iki asken
öğrenci toplam 545 kişi yaşamını yitir-
di. Enkaz alünda TSK mensubu % ki-
şi halen enkaz altında bulunuyor. Dep-
rem nedeniyle 30 Ağustos Zafer Bayra-
mı etkinliklen Ankara'da Anıtkabir zi-
yareti. diğer illerde de anıtlara çelenk
konulması ile sınırlandınldı.
Genelkurmay Hasan Tahsin Basın
Bilgi Merkezi'nden verilen bilgiye gö-
re, merkez karargâh ve bağlı birliklerde
çalışan personel taranndan düzenlenen
kampanya kapsamında toplanan malze-
melerin deprem bölgesine gönderildiği
kaydedildi. Izmit Köseköy'de oluştunı-
lan Lojistik Destek Koordinasyon Mer-
kezi'ne 1.51itrelik 18 ton su, 4'lü amba-
laj halinde birton 782 kilogram sabunun
gönderildiği belirtilen açıklamada, baş-
latılan malzeme yardım kampanyasının
bugün sona erecegi kaydedildi.
Açıklamada, askeri gazino ve sosyal
hizmet tesislerindekı eğlencelerin ikin-
ci bir emre kadar iptal edildiği de bildi-
rildi. Genelkurmay açıklamasına göre,
TSK'nin deprem sonucunda can kaybı
ve hasar durumu şöyle: "Birisi tûmami-
ral 27 subay. 120 astsubay. 6 uzman er-
baş,77erbaş, 2 askeriöğrenci, 11 sivfl me-
mur. 69 işçi, 233 asker ailesi olmak üze-
re toplam 545 kişi yaşamını yitirdi.36su-
bay, 75 astsubay, 18 uzman erbaş, 109
er/erbaş, 1 askeriöğrenci, 27 shil memur,
14 işçi. 150 asker ailesi toplam430 kişi ya-
ralandL 3'ü subay. 9"u astsubav, l'i uz-
man erbaş 12 er/erbaş, 2 shil memur, 69
asker ailesi toplam % kişienkazalûnda."
Parrls: Ordu gecHrti
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Mark
Parris, depremin donanmayı vurması-
nın TSK'yi müdahalede geciktirdiğini
savundu. Parris, Marmara Bölgesi'nde
yaşanan depremin, ölü sayısı bakımın-
dan Avrupa'da 20. yüzyılda yaşanan en
büyük deprem olduğunu belirterek ne
kadar hazırlıklı olsa da hiçbir hüküme-
tin bununla kolayca başa çıkmasının
mümkün olmadığını söyledi. Parris,
Amerikan PBS kanalında önceki gece
yayımlanan "Haber Saati" programma
katılarak Türkiye'de yaşanan depremle
ilgili sorulan yanıtladı. Parris, halkın hü-
kümete yönelik eleştirileriyle ilgili bir
soru üzerine, bunlann "üısani bir tepki"
olduğunu söyledi. Parris, uluslararası
yardımlann koordinasyonunun siviller
hem de askerler tarafindan sağlandığını
belirtirken Gölcük'te yaşanan ağır zara-
nn Türk askeri birimlerinin bir plan
oluşturmasım geciktirdiğini bildirdı.
Çadır Kent - Çamur Kent
AYDINENGtN
Bir iki günlüğüne de olsa "deprem
bölgesTnden döndük. Bunun kişisel
anlamı sıcak duş, bol köpüklü sabun,
emektar Golf ün tavanından epey yük-
sek bir yatak odası, toza toprağa, ça-
mura bulanmış uyku tulumundan da-
ha rahat çarşaf ve battaniye, sonra ge-
ne duş ve içinde bisküvi olmayan bir
yemek... Bu işin kişisel yanı. Gelelim
mesleki yanına. Olup biteni çıplak
gözle saptama, gerçeğı yerinde gözle-
me yerini "rejmi" açıklamalar aldı.
Buyrun size resmi açıldama: "Baş-
bakanhk Kriz Masası. 25 Ağustos sa-
bahı itibanyla yaptığı açıklamada dep-
rem böigesinde 27021 çadır kurularak
ihtiyaç sahibi yurttaşlara tahsis edildi-
ğini büdirdL."
27021 çadır. Yazıyla: "Yirmi yedi
bin yirmi bir çadır.*'
Bu çadırlar nerede kurulmuş acaba?
San Fransisco? Kamçatka ? Şeref-
likoçhisar?
Önceki gün Yalova'dan başlayıp
adım adım. evet adım adım Izmit Kör-
fezi'nin güney şeridini, Adapazan'nı,
Izmiti gezdik. Yani Istanbul-Avcılar
hariç bütün deprem bölgesi ve adım
adım. Bu gezinin tek hedefı vardı:
"Çadır kent" gerçeğini yerinde gör-
mek, gözlemek ve saptatnak.
Buyrun size çadır kentler üstüne bir
de "resmi olmayan" rapor:
Yalova: Yedi merkezde toplam 4850
kişiye bannma olanağı sağlayan yedi
çadır kent kuruldu. Tuvalet, su ve sı-
cak yemek olanağı henüz sağlanama-
dığından buralarda bannanlar haber
yayına hazırlamrken 2900 kişiden iba-
rem'.Gölcük ve çevTesi: Beş merkezde
çadır kent kuruldu. Gözlementepe'de
602 çadır var. thsaniye Futbol Sta-
dı'nda 146 çadır, Devlet Hastanesi ya-
nı 223 çadır. Güvenpaşa Mahallesi 121
çadır. Anadolu Lisesi bahçesi 190 ça-
dır. Toplam 1283 çadır. Her çadıra dört
sahra yatağı konabiliyor. Yani 5132 ki-
şilik bir bannma olanağı yaraülmış.
Köseköy: 245 çadırlık bir çadırkent.
Kapasitesi 980 kişi.
Adapazan: Gima karşısmda 205 ça-
dır, Çark mesire yerinde 330 çadır.
Erenler stadyumunda 190 çadır. Tank
palet sahasında 122 çadır. Kaynarca
yolunda Kızılay çadır kenti 480 çadır.
Toplam 1327 çadır ve 5308 kişilik ka-
pasite.
Izmit: Altı ayn noktada toplam 4445
kişi kapasiteli çadır kentler.
Bunlar resmi olmayan ama tek tek
gözlenerek derlenen gerçek saytlar.
Bölgede en az iki buçuk milyon kişi
yaşıyor ve bunlann hiçbiri, yıkılma-
mış, hatta hasar görmemiş bile olsa
kendi konutlannda bannamıyor, dep-
rem gününden beri geceyı açıkta geçi-
riyor. Çadırkentlerihtıyacınçokküçük
bir yüzdesini karşılamakta, geri kalan-
lar ise kendı kurduklan "çadırkondu
kentter"de yasamaktalar.
Hükümetin kurtarma çalışmalannın durdurulması karanna tepki gösterildi
Enkaz altında ya caıılı varsa.•.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümetin, deprem fe-
laketine ilişkin kurtarma çalış-
malanna son verip enkaz kal-
dınna işlemi başlatüması kara-
n tepkiyle karşılandı.
Türk Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB) ve
Türkiye Insan Haklan Başkanı
Yavuz Önen hükümetin enkaz
altındaki yurttaşlann yaşıyor ol-
ma olasıhğını hiçe sayarak kur-
tarma ekiplerinin çıkanlması
karannı eleştirirken, insan ya-
şamını hiçe sayan bir anlayışm
görüntüyü kurtarmaya çalıştığı-
nı söyledi. Önen. enkazın kaldı-
nlması sırasında suç kanıtlan-
nın yok edilebileceği uyansm-
da bulundu. DYP Ordu Millet-
vekili Dr. Yener Yıldınm hükü-
metin ölüye de diriye de saygı-
sının olmadığını söyledi.
Bölgede incelemelerini sür-
dürürken sorulanmızı yanıtla-
yan Önen "Hükümet kurtarma
faaliyetlerine son verdi*1
deme-
nin bile yanlış olduğunu belir-
terek hükümetin kurtarma faali-
yeti yapmadığını, başından be-
ri enkazı bir an önce kaldırmak,
suç kanıtlannı ortadan kaldır-
mak gibi bir çaba içinde olduğu-
nu söyledi. Depremin geniş bir
alana yayıldığını kaydeden Ö-
nen, ulaşılamayan binalarda in-
sanlann yaşıyor olma olasılığı-
nm da bulunduğunu belirtti.
'Araytırma yapılmadı'
Önen şöyle devam ettı: "A-
ma hükümettaranndan canh in-
san kurtarma eldplerine bölge-
yi terk etme emri verildi. tş en-
kaz kaldırma işidir diye bittr-
mişler. Nerede canh var. böyle
bir araşorma tam anlamıyla ya-
pdmadL Ne yazık ki bu, sorun bi-
leobnadLtnsana değiL görüntü-
ye önem verihyor. İstanbui'daki
bir uluslararası toplantı nede-
niyle \
>
alilik 'Enkazı derhal kal-
dırın, yıkılma durumunda olan-
lan yıkın. Çadırlan ortadan kal-
dınn. Görüntüyü kurtann' em-
ri veriyor. Biran önce enkazı kal-
dırmak iş gibi görülüyor. İnsan
yaşamı hiçe saydryor. İnsan fak-
törii zaten en baştan beri yoktu.
Depremle bunun dersini akuk."
Kentlerde rantı ön planda tu-
tan, konut edinme, sağlıklı bir
çevrede yaşama hakkını ayaklar
altına alan düzenin ölüm kule-
leri dikerek yurttaşa mezarlık
haline getirdiğini belirten Önen,
insana değer vermeyen bu süre-
cin sonunda deprem felaketinin
yaşandığını söyledi. Önen. dep-
remin ardından "topyekûn se-
ferbertik'' ilan edilmesi gerek-
tığinı, ancak bunu örgütleyecek
sosyal devletin Yeni Dünya Dü-
zeni'yle parçalandığını ve ka-
mu kurumlannın harekete geçi-
rilmediğini anımsattı.
Önen "Insan göz ardı edildi-
ği için Yeni Dünya Düzeni'nin
Türkiye'ye hediyesi oldu bu. tlk
tokadı yedik. Sosyal devlet hiç
kalmadu bunun deneyini yaşa-
dık. Yardıma halk koştu*" dedi.
Hükümet tarafindan ılk günden
itibaren kurtarma diye bir çalış-
manın organize edilmediğini,
çalışmalann yurttaşlann kendi
çabalanyla, gönüllü kuruluşlar
aracılığıyla yaptldığını kayde-
den Önen "Çok sonralan bazı
maidneve kamu olanaklan dev-
reye girdL ama buna tam anla-
mıyla bir kurtarma faaliyeti de-
nemez. Bizimkilerin makineli
müdahaleleri de yabancı ekip-
lerle gerilimler yaşatb. Zaten
maldııe ile kurtarma ohnaz"1
di-
ye konuştu.
'Kanıt kalmadı'
Hükümetin adeta suçluluk te-
laşı içinde bir an önce enkazı
kaldırmaya çalıştığını belirten
Önen, delillerin yok edildiği
uyansında bulunarak "İnsanlar,
tespit yapnrmak durumunda.
Enkaz, hukuksai olarak kanıt
durumundadır. Bunlar tespit
edilmeden ortadan kaldınlıyor.
İnsanlann hak kayıplanna uğ-
rayacaklan kesin. Kanıt kalma-
dı" diye konuştu.
Yener Yıldınm, enkaz altında
yüzlerce insan bulunabileceği-
ni ve bunlardan bir bölümünün
yaşayabileceğinı belirterek
"Bunlannölüyede diriyede say-
gılan yok" dedi. Enkaz altında
hâlâ sağ insanlann olabileceği-
ni kaydeden Yıldınm "Evorta-
mmdalar, belld yanlannda su
var, şu anda içinde bulundukla-
n koşullan bilmiyoruz. Su var-
sa, aç olarak günlerce insan ya-
şayabOir" dedi. Yıldınm, sözle-
rini şöyle sürdürdü: "Bir insan
1 hafta hiçbir şey olmadan aç ve
susuz yaşayabilir. Ama 1 hafta-
nın sonunda böbrekler iflas e-
der. Ama bu insanlar ev orta-
mında. belki yanlannda su \ur,
belki hav^ alıyor. o takdirde aç
olarakçok uzun süre, layda ya-
şayabiür. Çünkü hangi şarüarda
oiduklannı bilmiyoruz. Şimdi
oraya kepçeleri sokarak, \arsa,
o sağ insanlan da öldürmüş
olursunuz. Kaldı ki tek bir can-
h bile olmasa. insanlann ölüsü-
ne saygı duymak gerekir. Mille-
timiz bu konuda çok hassas, ar-
nk cenazesini alınca bile se\ini-
yor. hiç olmazsa ellerimle göme-
yim diyor. O nedenle yapılnıası
gereken. o enkazlan kepçeyle
kaldumak değU,öncelikleenkaz
alündaki varsa sağ insanlan,
voksa ceseueritek tek çıkarmak-
ur."
sı parti dayanışması olabilir. ama Sağ-
hk Bakanı'm sorumluluktan kurtara-
maz" dedi. Annç, yüzyılın deprem fe-
laketinin ardından gerçekleştirilen Kı-
zılay yardımlannın küçümsenecek ka-
dar az kaldığını söyledi. Annç, halk-
tan ve devletten aldığı destekle trilyon-
luk bütçeye sahip olan Kızılay'ın yar-
dımlannın bu kadar küçük olmaması
gerektiğini ifade etti.
Annç, 150 kamyon yardım ve 2 sah-
ra hastanesi ile depremzedelere yardım
yapan lnsani Yardım Teşkilatfnın
(IHH) yardım hesaplanna el konulma-
sınada tepki gösterdi. Annç, "Buayıp-
lanacak bir dunun " dedi.
Kadrolasma
Durmuş'un
sağlıksız
atamalan
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mar-
mara Bölgesi'nde yürütülen kurtarma ça-
lışmalanna ilişkin sözleri nedeniyle istifa-
sı istenen Sağlık Bakanı Osman Dur-
muş'un göreve geldikten sonra yaptığı ata-
malann, sağlık hizmetlennde aksaklıklara
neden olduğu ileri sürüldü. Yeni göreve ge-
len bakanlık yöneticileri ile il sağlık örgüt-
lerinin eşgüdümü sağlayamadıklan iddia
edildi. Cst düzey bir bürokrat, "deprem
bölgesinin kadroUşma kurbanı" olduğunu
söyledi.
Sağlık Bakanı Durmuş tarafindan müs-
teşar yardımcılığı görevine getirilen ve
deprem böigesinde görevlendirilen Semih
Yalçın'ın tarih Öğretmeni olduğu belirlen-
di. Yöneticilik deneyimi olmadığı iddia
edilen Yalçın'ın 1999 yerel seçimlerinde,
MHP'den Keçiören belediye başkan aday
adayı olduğu kaydedildi. Bakanlık Müste-
şan HalukTokuçoğlu ve Temel Sağlık Hiz-
metlen Genel Müdürü Sefer Aycan'ın da
bürokrasi deneyimi bulunmadığı öne sü-
rüldü.
Bölgede görev yapan hekimler de, yeni
atanan yöneticilerin çalışmalan yeterince
koordine edemediklerini söylediler. Ba-
kanlık tarafindan Kocaeli İl Sağlık Müdür-
lüğü'ne getirilen Dr. Ercan lnci'nin de da-
ha önce herhangi bir bürokrasi deneyinü-
nin bulunmadığı belirtildi.
Sağlık Bakanlıgı kadrolanna yöneticilik
deneyimi olmayan kişilerin getirildiğini
anlatan üst düzey bir yetkili, bölgede ya-
şanan bütün olumsuzluklann tek nedeninin
Bakan Durmuş'un kadrolasma çalışmala-
n olduğunu söyledi. Bakanlıgın deneyim-
li yöneticileri devTe dışı bıraktığını anlatan
yetkili şöyle konuştu:
"Ne olduğu belli olmayan birtakım in-
saniar genel müdiir, musteşar yardımcısı,
şube müdürü yapüdL Sağhk ocağındaki bir
praüsyeni genel müdür yardımcüığına ge-
tirdiler. Orada devleti tamamen kilitkdiler.
Bölgede hiçbir şey yapılmıyor. dahası dev-
letin tüm olanaklan boşa harcanıyor. Halk
ve kurtarma ekipleri ne yapaıiarsa kendi-
leri yapıyorlar. Sağlık Bakanhğu deprem
deneyimi olan bütün insanlan de% re dışı bn
rakü. Burada önemli olan, devletin çarkını
bilmektir. Ktsacası deprem bölgesini kad-
rolaşmaya kurban verdik."'
Sağlık Bakanhğı'nın eski bir bürokratı
da, diğer illerde yapılan atamalann dep-
rem bölgesindeki sağlık hizmetlerini aksat-
tığını belirtti.
TTB'den uyarı
'Uç haftaya
kadar cardı
kalınabilir'
MUTLU SERELİ
ANKARA - Türk Tabipleri Birliği Mer-
kez Konseyi (TTB), insan vücudunun ola-
ğanüstü koşullardaki dayanma gücünün es-
neklık gösterebileceğine dikkat çekerek,
deprem böigesinde 3 haftaya kadar enkaz
altından canh çıkabileceği uyansında bu-
lundu. Ankara Tabip Odası (ATO) Genel
Sekreteri Zuhal ErgönüL "Enkaz kakhrma
çalışmalan yüriitülürken,enkaz altında hâ-
lâ canlı kalanlann olabilecegi gerçeği göz
ardı edilmemeli" diye konuştu.
Başbakanlık Kriz Merkezi'nin depremin
ilk haftasında çahşmalannı sonlandırarak
enkaz kaldırma işlemlerine başlaması üze-
rine bilimsel bir değerlendirme yapan T-
TB, karann kaygı verici olduğunu bildir-
di. Konuyu dünkü toplantısında gündemi-
ne alan TTB yönetimi. insan vücudunun
olağanüstü durumlardaki dayanma gücü-
nün coğrafı koşullara, bireysel dayanıklı-
lık gücüne göre esneklik gösterebileceği-
ni belirterek, bu sürenin 3 haftaya kadar
uzayabileceğine dikkat çekti.
ATO Genel Sekreteri Ergönül, Cumhu-
riyet'in konuyla ilgili sorulan üzerine, dep-
rem bölgesinin ikliminin nemli olması ne-
deniyle yabancı uzmanlann 10 güne kadar
yaşama süresinin uzayabileceğine dikkat
çektiklenni anımsattı. Hacettepe Üniversi-
tesi Başhekim Yardımcısı tbrahim Cnsal
da, depremin üzerinden 9 gün geçmesine
karşın her zaman ekstrem örneklere rast-
lanabileceğine dikkat çekti.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
'Ah Şu MarksistlerL/
'Durmuş ve oturmuş' Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'a önce Devlet Bahçeli, ardından Bü-
lent Ecevit sahip çıktı. Bakan Durmuş da Meclis
kürsüsünde 'acı olayı' canla başla kamuoyuna
aktaran televizyonlara çattı:
"RTÜK bunlan izlesin!"
Iş bununla da bıtmedi...
MHP Grup Başkanvekili ismail Köse de bekle-
nen önemli açıklamasını yaptı:
"Eleştiriler, Marksistlerin işi..."
Ah şu Marksistler...
Fethullah Gülen. 'malum kasetler' ortaya dö-
külünce mesken tuttuğu ABD'den seslenmişti:
"Bunları komünistler çıkanyor..."
MHP'lilerde bir 'iyileşme' görülüyor...
25 yıl önce olsaydı ve 'Durmuş ve oturmuş' Sağ-
lık Bakanı milletin omzuna 'talih kuşu' gibi konsay-
dı, yine böyle bir acı yaşansaydı. ibrahim Köse ne
söylerdi:
"Eleştiriler kızıl komünistlerin işi..."
Bilmem, İsmail Köse, Doç. Dr. Orhan Yavuz'u
tanır mı? Tanımasa bile adını duymuştur. Yavuz. 22
yıl önce Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde eli
muştalı, bıçaklı faşistlerin saldırısı sonucu öldürül-
müştü. Faşistler Orhan'ı delik deşik ederken çığ-
lık atıyorlardı:
"Kızıl komünist! Kızıl komünist!"
Binlerce aydınımızı, emekçimizi alçakça katle-
denler, bugün devlet erkinin içinde değil mi?
Günlerdirtartışılan konu şu:
"Talan ve yağmacılık Türkiye'yi altüst etti..."
Denizi doldurup, oraları imara açan belediye
başkanlan, meclis üyeleri, müteahhitler. koopera-
tifler...
Zincirin halkalan faşistiyle, sosyal demokratıy-
la, dincisiyle, liberaliyle. sağcısıyla biriikte 'rantsa-
vaşımı'mn içinde...
Adnan Menderes'ten Süleyman Demirel'e;
Kenan Evren'den Turgut Özal'a dek uzanan 50
yıllık süreçte ormanı, Hazine alanlarını yağmala-
yanlar kimler?
Her halde Marksistler değil!..
• * •
Uğur Dündar, önceki gece Kanal D'deki 'Are-
na'da, talancıların açık fotoğraflarını kamuoyuna
gösterdi. Bir belediye başkanının 'kabadayılığı'nı,
Beykoz'daki Kadastro Müdür Yardımcısı'nın dev-
let ormanını nasıl sattığını belgeledi...
Bu talan, benim bildiğim 30 yıldır sürüyordu...
Otuz yıl önce, Ege ve Akdeniz'de ormanları ve
Hazine alanlarını talan edenleri anlatan yazı di-
zileri hazırlarken orman bakanından omnan genel
müdürüne; milletvekilinden adalet bakanına; vali-
den kaymakama; savcıdan yargıca dek pek çok
kişinin 'orman ve Hazine' alanları üzerine kuru-
lan kooperatiflere üye olduğuna tanık oldum...
O yıllarda bir genel müdür tanınm, izmir Gümül-
dür'deki orman ve Hazine alanlarını 'zilliyet' yön-
temiyle ele geçirerek narenciye bahçesi kurmuş,
köprüsünü de devlete yaptırmıştı...
Röportaj Cumhuriyet'teyayımlandı. Genel Mü-
dür Naki Uner beni, "komünisttir" dıyerek, Sıkı-
yönetim Askeri Savcılığı'na (1971) şikâyet etti. O
kişi, 1973 seçimlerinde Adalet Partisi'nden İzmir
milletvekili seçildi, sanınm bir ara (1976) birinci
MC'de bakanlık bile yaptı...
Yine bir emniyet müdürü tanıyorum, orman ala-
nına villalar kurdu. Bakanlar, başbakanlar tanınm
'kacak inşaatlara' adları kanştı...
Daha birkaç yıl önce orman ve Hazine alanları
'parababalanna' peşkeş çekilmedi mi?
Bu soygun düzeni hiç de yeni değildi...
Uğur Dündar, bir memurun orman alanlarını na-
sıl sattığını belgelerken ben de şu soruyu sordum:
"Devlet bu kişiye ne yapacak? Emekli edip,
emekliaylığı mı ödeyecek? Yoksa tüm malvariığı-
na el koyacak mı?"
Sanınm, emekli edecek...
Bay memurun sadece kendisi değil. yedi kuşak
ötesi krallar gibi yaşayacak...
• • •
Talan ve soygun üzerine kurulmuş bir düzenin
sonucudur bugün yaşadıklanmız...
Halkımız bundan ders alabilir mi?
Hiç sanmıyorum!..
Biz ne Lice'den ders aldık ne Gediz'den...
1976 yılıydı ve deprem evlerinde büyük bir vur-
gun yaşanıyordu...
Aynı vurgunu Gediz'de ve Burdur'da yaşamış-
tık, 1970 ve 1971'de...
30 yıl sonra Cumhuriyet'in arşivinden bazı
'deprem sonrası' röportajlarımı çıkardım...
Deprem evlerinde devleti tokatlayan müteahhit
firmalan bir bir inceledim...
Bir de negöreyim!..
Her biri büyümüş, holding olmuş, televizyon kur-
muştu...
Devteti 30 yıl önce 'deprem evleri'yle soyanlar,
televizyon kanallarında, radyolarda bugün bakın
ne diyorlar:
"Devletin hizmetindeyiz. Izmit, Adapazan, Göl-
cük ve Yalova'da kaç evyıkıldıysa maliyetine yap-
maya hazırız..."
Siz inandmız mı?
Ben inanmadım!..
• • •
Kanal 6'nın RTÜK tarafindan 1 hafta kapatılma-
sını kınıyooım. Deprem yöresinde olup bitenleri ka-
muoyuna yansıtan Kanal 6 çalışanlarını destekli-
yorum...
hikmetcetinkaya(« cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Dışişleri prefabrik ev
için kredi arayışında
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişleri Bakanlı-
ği ve Hazine Müsteşarlığı.
Marmara Bölgesi'nde yaşa-
nan deprem nedeniyle yaşa-
nan ekonomik zorluğun aşıl-
masına yönelik olarak ulus-
lararası kurumlardan kredi
arayışında. Dışişleri, dep-
remde yıkılan evlerin yeri-
ne, geçici de olsa prefabrik
evlerin yapılmasına yönelik
olarak uluslararası şirketler-
le bağlantı kuruyor.
Marmara Bölgesi'nde
binlerce kişinin yaşammı yi-
tinnesine neden olan depre-
min yol açtığı yaralann sa-
nlmasına yönelik çalışmalar
hızla sürüyor. Hazine Müs-
teşarlığı, Dışişleri Bakanh-
ğı'nın katkılanyla 20 milyar
dolann üzerinde ekonomik
zarara neden olan depremin
ardından uluslararası kuru-
luşlarla bağlantı kurarak
kredi aramaya başladı. Edı-
nilen bilgıleregöre uluslara-
rası kuruluşlar, deprem ne-
deniyle yaşanan zorluğun
aşılmasına yönelik olarak
kredi vermeye olumlu yak-
laşıyor. ancak kesin anlaşma
aşamasına henüz gelmmedi.