Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 1999 PERŞEMBE
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
Füsun Akatlı, deneme ve eleştiri türünde az ürün verilmesini okur profiline bağlıyor
Eklebiyatın zor yollarıııda..•
Akatlı, "Gitgide hızlanan bir külrürsüzlesme süreci yaşıyoruz' diyor.
AHSEN ERDOĞAN
Füsun Akatb adının başında felsefeci,
denemeci ve eleştirmen tanımlamalan yer
ahyor. Aynca felsefe bocalığı, edebiyat
ödülleri seçici kurulu üyeligi ve bir üniver-
sitede tiyatro bölümü başkanlığı... Bütün bu
nitelemeler otuz yıllık bir birikimin ürün-
leri. Önemli edebiyat dergiierinde edebiyat
sorunlan. Türkçenin kullanılışı ve felsefe
üzerine yazılar. edebiyat eleştirileri, ince-
lemeleri yazdı yıllarca Akatlı. Denemeden
felsefeye, eleştiriden edebiyat kuramlanna
dek geniş bir yelpazede kaleme alınmış do-
kuz kitabı yayımlandı.
Geçen yıldan bu yana da büyük ölçüde
eski kitaplanndan derlediği, bir kısrru da da-
ha önce hiç yayımlanmamış eleştiri yazıla-
nnı ve denemelerini içeren dört kitabı ya-
yımlandı: 'Acry|a.Se\gryle, Kahramanca-.'
(denemeler), 'Öykülerde Dünyalar' (eleş-
tiri yazılan). 'Zainanı Vaşatan Roman/Za-
mana Direnen Şiir' (roman ve şiir üzerine
eleştirel denemeler) ve 'Düşünce L fkunda
Pupayelken" (edebiyat üzenne denemeler,
denemeler üzerine yazılar). Boyut Yayınla-
n tarafindan yayımlanan bu kitaplara eylül
ayında bir de Akath'nın felsefe yazılannı
içeren 'Sis Lambası' adlı kitap eklenecek.
1968'den bu yana verilen bir emeğin an-
tolojisi niteliğindeki kitaplann yayımlanma-
sı dolayısıyla Akatlı'yla konuştuk.
'Arz - talep dengesi kayboldu'
- Son zamanlarda çeşitii ya/ılannızdan
vesöv leşilerinizden. yazdıklannızın hiçbir işe
yaramadığı inancında olduğunu/ sonucu çı-
kıyordu. Yazdıklannızın bir derlemesi olan
bu dizivi yavunlamak düşüncelerinizie çe-
lişmiyor mu?
• Füsun Akath'nın eleştiri
yazılannı ve denemelerini
içeren dört kitabı yayımlandı:
'Acıyla, Sevgiyle.
Kahramanca...', 'Oykülerde
Dünyalar', 'Zamanı Yaşatan
Roman/ Zamana Direnen Şiir'
ve 'Düşünce Ufkunda
Pupayelken'. Bu kitaplara
eylülde felsefe yazılannı içeren
'Sis Lambası' da eklenecek.
AKATLI-Edebiyatortamımıza ilişkin ge-
nel bir umutsuzluğun bir dışavurumuydu o.
Türkıye'de gitgide hızlanan bir kültürsüz-
leşme süreci yaşıyoruz. O nedenle edebi-
yatla, felsefeyle, kültürsorunlanyla ilgili dü-
şünen kişilerin düşüncelerini yazmalannın
önemi olup olmadığını sorgulamaya başla-
dım.
Bir değerler sarsıntısı geçiriyoruz, maga-
zinleşme, poplaşma gündemin birinci mad-
desini öylesine işgal etti ki, bütün bunlann
dışında kalan şeylenn herhangi bir önemi-
nin kalmadığını, bir alıcısınında olmadığı-
nı düşünüyorum. Edebiyatta arz talep den-
gesi kayboldu. On beş-yirmı yıl önce ede-
biyat dergileri, bir canlılık ortamının kay-
nağıydılar. Yeni sayılan büyük bir merak-
la beklenir, dergi çıktığında yenı bir tartış-
ma ortamı oluşur. o dergide yazılanlar ilgi-
li kişilerin gündemini işga! ederdi. Gitgide
dergiler de canlılık ortamı yaratma işlevle-
nni yitirdiler.
- Felsefe eğitimi aidınız ve bu alanda üni-
versitc hocaltğı yaptınız. Eleştirmen ve de-
Çizgiroman kahramanı Teks 'in serüvenleri, büyük bir albüm şeklindeyayımlandı
Yanm yüzyıllık büyük macera!
CL MHL R CANBAZOĞLU
Eylülün 3O'urıda 51. yaşgününü kut-
layacak ünlü çizgiroman kahramanı
Teks'in bir sürüveni kesintisiz, bütün ha-
linde Oğlak Yayınlan tarafindan Büyük
Macera adıyla yayımlandı. Uzun yıllar
Türkiye "de alıştığımız küçük boyutlarda,
'Devamı gelecek sayıda* esprisiyle büyük
bir okur yakalamayı başaran Teks'in 'Bü-
yük Macera'sı. doğduğu ülke olan ttal-
ya'da yayımlandığı gibi büyük boyutta
240 sayfadan oluşan *özd
albüm'.
Ondokuzuncu yüzyıhn
sonlannda yaşamış Teks,
çizgiroman âleminde sı-
radışı biri; Vahşi Batı'da at
süren ya da Amenka'nın
çeşitii yörelerinde kötü
adamlara karşı ıyilerin ya-
nında yer alan. yasalan
korumaya çabalayan bir-
çok kahramandan farklı
özellikler gösterdiği için
her zaman özel bir okur ta-
rafindan izleniyor. Buâle-
min en 'sofcu' kahramanı
kim deseler akla gelen ilk
isim muhakkak Teks olu-
yor.
Çünkü hep savunmada
kalan Teks, yalnız hak edeni öldüren, or-
man işçisinin yanında yer alan. Kızılde-
rililerin haklanna saygılı ve yerleşik sis-
temle arası pek iyi olmayan bir kahraman.
Teks'in özelliklerine ve öyküsüne bir göz
atalım:
Disiplini sevmeyen kanun adamı
Italyan bavan Tea Bonelli 1948'de bir
yayınevi kuruyor ve eski eşi Giovannj Lu-
igi Bonelli'nin yazdığı öyküleri çizgiro-
man halinde basmaya karar veriyor. Bu-
nun için Milanolu çizer Aurelio Galep-
pini'yle çalışmaya başlıyor.
Teks'in adını Milano'daki dükkânlar-
dan birinin vitrinindeki Tex Moda afişin-
den esinlenerek koyan G. L. Bonelli, so-
yadı olarak Killeryani 'caıri'yi uygun gö-
rüyor kahramanına. Çünkü Teks ilk se-
C/nlü
çizgiroman
kahramanı Teks'in
'Büyük Macera'sı,
doğduğu ülke
Italya'daki
yayımlandığı gibi
büyük boyutta
240 sayfadan
oluşan 'özel
albüm'.
rüvenlerden birinde çiftli|i basıp baba-
sını öldüren haydutlardan öç almak için
çarpışıyor ve ehni kana buluyor.
Ancak 'Killer' soyadının sevilmeye-
ceğine karar verip son anda 'k' yerine *w'
koyuluyor ve isim Teks VViller oluyor. Baş-
langıçta bir haydut o; ancak kısa süre
sonra ranger oluyor ve yasalan uygula-
maya bashyor.
Teks'in yakınlanna gelince; LJHtb:
Teks'in ilk görüşte âşık olduğu. Navajo
Kızılderililennden olan kansı. Lilith onu
'kötü' Navajolann elin-
den son anda kurtanyor:
çünkü rahibeler tarafin-
dan yetiştirilmiş. ölüme
karşı bir genç kadın o. Da-
ha sonra kabilenin reisi
olan babası Kızıl Ok'a
Teks'le evlenmek istedı-
ğini söylüyor ve muradı-
na eriyor.
Kit Carson: Teks'in en
güvendiği dostu; Buffalo
Bill gibi Vahşi Batı'nın
efsanevi bir tipi. Carson.
30'lu yıllarda RinoAlber-
tardbni tarafindan yara-
tıldıktan sonra Teks'in se-
rüvenlerine transfer ol-
muş.
Dinamit: tlk serüven-
den beri hep Teks' in yanında birçok teh-
likeyaşamış cesurve zeki birhayvan. Son
bölümlere doğru emekliye aynldı.
Kit VViller: Lilith'le Teks'in oğlu. Kı-
zılderililer ona Küçük Şahin diyor. Atın
üzerinde durmaya başladığı günden be-
ri babasının yanında, korkusuzca sava-
şıyor...
Serüvenlerine hayduttipiyle başladık-
tan sonra Arkansas Joe ve Kit Carson'un
ardından üç yıldızla rangerliğe kabul
ediliyor Teks. Rangerlarda resmi elbise
zorunlulugu bulunmaması onu mutlu
ediyor; çünkü disıplinin katı kurallan al-
tında yaşayamıyor 'Hep kanun için sava-
şacağun ama disiplin altına asla girmem'
diyor.
Kansı Lilith'in babası Kızü Ok'un
ölümünden sonra Navajolann başına ge-
çiyor. Kızılderililer ona G«ceKartah di-
yor. Kansından öğrendiğine göre gece
karanlığında siyah elbiseleriyle köy-
den giderken kartala benzediğî için Na-
vajolar ona bu adı vermişler. Aslında
hep san gömleği ve mavi jean pan-
talonla geziyor; doğduğu ilk yıllar-
da tanınmamak için bazen siyah el-
biseyi tercih etmiş. o kadar. Teks,
Kızılderilileri Navajolann reisi ol-
duğu için değil, beyazlar gibi insan
olduklan için seviyor. Bazen onlan
'kanunsuz' diye nitelese bile
Navajolann ABD hükümetiyle
anlaşmalara uyduğunu savunu-
yor.
Trene büyük önem veriyor
ve onu yağmacılardan ko-
rumaya çabalıyor. Dostla-
nyla bırlikte otellerde kal-
mayı seviyor, ama saba-
ha dek deliksiz bir uy-
ku çektiğini hatır-
lamıyor. Genel-
likle düşmanla-
nna karşı yatak-
lanna kukla ya
da yastık koyup
geceyi elde ta-
bancayla bek-
leyerek ge-
çiriyorlar.
Teks ve
dostlan hep
aç geziyor. Tehlike için-
deyken öğünleri aklına
getirmiyorlar. ama se-
rüven mutlu sona erin-
ce ilk yaptıklan iş üç
parmak kalınlığındaki
biftek ve dağ gibi pata-
tes kızartmasıyla kann-
lannı doyurmak oluyor...
Oğlak Yaymlan, Bü-
yük Macera "nın kapa-
ğına düştügü notta, ya-
kında kahramanın Ka-
nunsuz Topraklar ve Yı-
lan lzi adlı serüvenleri-
nin de çıkacağını belir-
tiyor.
nemeci kişiliğinizde feisefenin payı ve etkisi
neoldu?
AKATLI-Felsefe eğitimi aldığım yıllar-
da, -hatta lise yıllanmda da- edebiyata il-
gim vardı. Bu ilgi, edebiyat sorunlan üze-
rinde yoğunlaşıyordu. Sorunlara yaklaşır-
ken tek tek edebiyat eserlerinden yola çık-
mayı seçtim. Genellemeler ve kuramsal
yaklaşımlann yanı sıra, neler yapılmış, şu
romanda ne ortaya konmuş, şu şiir bize ne
getiriyor, biçimsel yapısı nedir, Türk şiir
dünyası içerisindeki yeri nedir gibi sorula-
ra da yanıt aradım. Feisefenin bana kazan-
dırdığı çözümleyici, bütünleyici ve değer-
lendirici bakış açısı bu sorulann yanıtlan-
nı bulmamda yardımcı oldu. Doğrudan doğ-
ruya felsefe kuramlanyla ve felsefe tari-
hiyle ilgilenmekten çok, felsefeyi bir for-
masyon, bir düşünme yöntemi, entelektü-
el yapımı şekillendirmede bir araç olarak kul-
landım.
'Şunu okumayın demek anlamsız'
-Eleştirmenler genellikJe se\dikleri, ba-
şanlı bulduklan yapıtlan değeriendiriyor-
lar. Beğenmedikleri yapıtlar konusunda ise
olabikliğince temkinli dâvTamyoriar. Siz ken-
dinizi bu anlamda nasıi göriiyorsunuz?
AKATLI - Bir süre önce, eleştırilerimde
çok hoşgörülü olduğum söylenmişti bana.
Neden bu kadar hoşgörülü davrandığım so-
rulmuştu. Karşılık oiarak, bunun söz konu-
su olmadığını ama saldırganlığın da anlam-
sız olduğunu söylemiştim. Ben de kötü bul-
duğum yapıtlar üzerine değil de sevdiğim
yapıtlar üzerine yazmayı yeğliyorum. Çün-
kü, zaten okumayan bir toplumda 'şunu da
okumayın, bu çok kötü, şu rezalet' demenin
biranlamı ohnadığını düşünüyorum. Yazıl-
maya değer bulduğum kitaplan yeğliyo-
m,^^—m^^ rum ki, bunlar da çoğun-
lukla beğendiğim kitaplar
oluyor.
Aynca, etrafinda gerek-
siz yere firtına kopanlan,
birdenbire gündemi işgal
eden. hak etmediği bir ilgi-
ye kavuşan -ya da benim
öyle düşündüğüm- bir ya-
pıt varsa, onu da aynı sor-
gulayicı bakışla masaya ya-
tırmakta yarar olduğu kanı-
sına vardjğım zamanlar ol-
muştur. Bir de yapıö ne ka-
dar beğenirsem beğeneyim,
eğer bazı kusurlannı görü-
yorsam, bu kusurlan da ay-
nı açıklıkla ortaya koyan
bir tavnm var.
Tran Anh Hung yeni filmi 'Dikey Yaz' ın çekimlerini Vietnam'da tamamladı
Amaç, alapgiden duyarlılığıyakalamak
'Bsikletçi'nin Nîetnam'da gösterilmesi yasaklanmışü.
KültürServisi-Bısikletçı (Cyclo)
filmiyle 1995 Venedik Film Festi-
vali'nde Altın Aslan ödülünü kaza-
nan Tran Anh Hung,yaklaşık dört
buçuk >ıllıkbir sürenin ardından ka-
mera karşısına gectı ve yeni filmi-
nin çekimlerini tamamladı.
Sanatçının A la Verticale de l't
(Dikey Yaz) adlı fılminin çekim-
lerini Vietnam'ın başkenti Hanoi'de
tamamlayabilmiş olması büyük
şans olarak görülüyor. Bisiklet-
çi'nın Vietnam'daki sefalet ve şid-
dete getirdiği gerçeküstü yorum
Vietnamlı yetkililerden tepki gör-
müş, filmin ülkede gösterilmesi
yasaklanmıştı.
Hugh ıse yanlış anlaşıldığını söy-
lüyor: **\etkililer benim sinemamı
yanlış anhyor. VTetnanılılar fılmde-
ki şiddetin ülkelerinin imajını boz-
duğunu düşundüler. Sonuçta yeni
fllmimin çekbnleri için izin alabil-
mem çok zor oUu."
36 yaşındaki yönetmen fılminin
politik ya da ahlaki açıdan herhan-
gi bir sakıncasmın olmadığını ka-
nıtlamak için Hanoi'h yetkililere ay-
larca dil döktü. Sonunda iznini al-
dı ve geçen mayıs ayında çekim-
lerine başladı. Ancak 62 gün süren
çekimler boyunca sette Kültür Ba-
kanlığı'ndan bir sansür yetkilisi
bulundu ve bu kişi filmin orijinal
senaryodan sapıp sapmadığını de-
netledi. Yönetmen bir sansür me-
muruyla birlikte film çekmenin
nasıl bir tecriibe olduğunu değer-
lendirirken "Vletnamda basuıızda
bir sansür memuru olmadan film
çekmenize olanak yok. Ben de bu
ülkedefilmçekmeye devam etmek
istiyorum. Yani başka şansım yok"
diyor.
4.8 milyon dolara mal olan film.
üç kız bir de erkek kardeşten olu-
şan orta sınıf bir ailenin yaz döne-
mınde geçen bir aylık yaşamlannı
yansıtıyor. Kadın erkek ilişkileri-
ni ele alırken mutluluk, sadakat ve
ihanet temalannı irdeliyor.
'Fibnine öyle çok fazla olay sığ-
dırmak isteyen bir yönetmen deği-
Km' diyor Hung. 'tek amacını film
boyunca akıp giden bir duyarulık
yaratabilmek'.
Fılmde Hugh'un Papaya ve Bi-
sikletçi filmlerinde de rol alan eşi
Tran Nu Yen Khe en genç kız kar-
deşi canlandınyor. Nhu Huynh ve
Le Khanh'ın da rol aldıklan filmin
bütün oyunculan Vietnamlı. Yönet-
menin kendisi ise yurtdışından ge-
len komik bir fılm yapımcısını can-
landınyor. Rolüne karşın gerçek
hayatta sinemaya çok ciddi yakla-
şıyor Hugh, en büyük amacı ise en
azından yeni filmini ülkesinde gös-
terime sokabilmek.
' *Gençken şiir yazdım'
- Deneme ve eleştirinin
edebiyatunızın en cıhz kal-
mış türleri olduğunu söylü-
yorsunuz. Nicelik açısın-
dan bu kuşku götürmez
ama nitelik açısından da
aynı fikirde misiniz?
" AKATLI - Hayır, ürün-
lerin niteliğinin cılız oldu-
ğunu düşünmüyorum. Çok
güçlü kalemi olan dene-
mecilerimiz, çok değerli
eleştirilerini okuma fırsa-
tmı bulduğumuz eleştir-
menlerimiz olmuştur. An-
cak bunlar okurun ilgisini
en az çeken alanlar olduğu
için -gene arz-talep kura-
lırun edebiyata ve hayata
yansımasının bir sonucu
olsa gerek- edebiyatçılar
da kimsenin okumadığı bir
türe zaman ve emek harca-
mak istemiyorlar. Roman
ve şiir sürekli okuyucu bu-
luyor, ama bir deneme ki-
tabını kim eline alır da
okur? Hele, okumadığı ki-
taplan eleştıren yazılarla
kim ilgilenir?
Okur kadar, deneme ve
eleştiri kitaplan basmak is-
teyen yayınevlerinin sayı-
sı da az. Bu durumu tersi-
ne çeviren yazarlarımız-
dan biri Salâh Birsel. En
yetkin denemecilerimiz-
den biri olan Birsel, gerçek-
ten çok geniş ve alışılma-
dık bir okuyucu kitlesine
ulaşabildi. Zannediyorum
dili çekici geldi. Ama bir
ikinci ömekbulmak zor.
- Edebiyatın diğer tüıie-
rinde,örneğin romanda,şi-
irde ürünler venneje ni-
yetlendiniz mi hiç?
AKATLI - Gençlik yıl-
lanmda bir dosya oluşturu-
cak kadar şiir yazmıştım.
Sonra vazgeçtim şiirden.
Bir kere de roman yazma-
ya kalkıştım, yüz yirmin-
ci sayfada bıraktım.
Öyküde de birkaç dene-
mem oldu ama bunlann
hiçbirini günyüzüne çıkart-
madım. Hatta kendim bile
sonralan hiç okumadım.
tnsan bu alanlarda yapılmış
olanlan sürekli eleştirdik-
ten sonra ortaya çıkmak-
tanürküyordoğrusu. Dışa-
nda durmak daha iyi ve
güvenli.
Bir romanıcının başka
bir romancıyı, bir şairin di-
ğer bir şairi eleştirmesi za-
ten pek çok yanlış anlama-
ya yol açıyor. Ancak bu iki
etkinliği bir arada ustalık-
la sürdüren edebiyatçıla-
nmız da var.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
İnanç da Seygi de
Aklın Yolunu Memez'
"Sevilmek mutluluk değildir. Her insan kendi
kendini sever; ama mutluluk bir başkasını sev-
mektir" diyor, 1877-1962 tarihleri arasında yaşa-
yan ünlü Alman yazar ve şair Herman Hesse.
Yırminci yüzyılı "eMeyen"yazarlann başında ge-
lir Herman Hesse. Militarizme ve milliyetçiliğe kar-
şı kararlı bir biçimde mücadele etmiş ve birçok ya-
zı yazmıştır.
1946 yılında Boncuk Oyunu adlı benzersiz ro-
manıyla Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazann,
İkinci Dünya Savaşı sırasında yapıtlan Naziler ta-
rafindan yakılmıştır.
Herman Hesse, insancıllığı, banşseveriiği ve sor-
gulayıcı yazar kimliğiyle her zaman tutuculann tep-
kisini çekmiştir.
Isviçre vatandaşlığını seçmesi de kuşkusuz ya-
şam biçimine ilişkin bir göstergedir.
Ölümünden sonra, yapıtlannda işlediği Doğu
felsefesine ve yaşam biçimine ilişkin temalarla,
özellikle Ingilizce konuşulan ülkelerde, gençlerin
çok okuduğu, adeta "taptığı" bir yazar olmuştur.
•••
Herman Hesse'nin "aforizmalan", İnanç da Sev-
gi de Aklın Yolunu Izlemez adıyla AFA Yayınla-
n'ndan iki hafta önce yayımlandı.
Kitabı Türkçeye çeviren Kamuran Şipal.
Titiz çevirmenliğinin yanı sıra bir edebiyatçı, hi-
kâyeci de olan Kamuran Şipal, uzun bir zamandır
kendini Hesse'ye adamış.
Hesse'nin bütün yaprtlannı, özenli bir çalışmay-
la Türkçe'ye kazandırmayı sürdürüyor. Romanla-
n, hikâyeleri peş peşe özgün dilinden çevirerek Türk-
çe'ye kazandınyor.
• • •
"Aforizmalar", daha çok Hesse'nin mektuplann-
dan derienmiş. Politika, toplum, kültür, din, sanat,
mutluluk, ölüm vb. konu ve sorunsallıklar üzerine
yazdığı görüşleri içeriyor.
Yaklaşık elli-altmış yıl önce kaleme alınan bu
görüşler, bugün için de geçerliliğini koruması açı-
sından önem taşıyor.
Özellikle de politika ve politikacılar hakkında
söyledikleri:
"Dünyada hiçbir politikacı yoktur ki devrimi,
sağduyuyu ve silahlann elden bırakılmasını canla
başta savunmasın. Ancak, böyle birdavranışı düş-
man taraftan bekier, kendisini bunun dışında tu-
tar."
"Gelecekte şimdikinden 'daha iyi' bir insanlığm
var olacağını sanmıyor, insanlığm falan zamanda
daha iyi, fılan zamanda daha kötü olduğuna inan-
mıyorum. Insanlık nasılsa öyle kalmıştır hep. Ne
varki, kimi dönemler yaşanmış, şeytansal güçler,
cani ve psikopat kişilerin içine el altından sızmış,
kimi dönemlerde ise söz konusu sızma açıktan açı-
ğa ve büyük ölçüde gerçekleşip siyaset sahnesin-
de boy göstererek bütün ulusları önüne katıp sü-
rüklemiştir." l n .^
"Insanlann içinde savaş korkusunu besleyip bu-
yütmek, savaşa ticaret ve kazanç gözüyle bakan-
lann başvurduğu eski bir kumazlıktır."
*••
Hesse'nin "aforizmalan" elli-altmış yıl öncesine
ait. Kuşkusuz günümüz dünyası değişti; teknolo-
ji, ekonomi. bilim bir başka boyutta, uluslararası
ilişkiler de öyle.
Ancak, Hesse'nin yaptığı birçok saptama, gü-
nümüz için de geçerli ne yazık ki.
öte yandan, Hesse'nin -ki birçok tepki de alsa-
doğru ya da yanlışlığı bir yana; dünyayı, yaşamı,
politikayı, dini vb. tartışması, sorgulayıcı bir akıl yü-
rütmesi, hem öğretici hem de insana bakış zen-
ginliği kazandınyor.
Yalnızca Hesse tutkunlarına değil -herhalde on-
lar kitaba çoktan ulaşmıştır- "kitap" ile ilgilenen tüm
"Dünyada her şeyi taklit edebilir, sahtesini ya-
pabilirsıniz, sevgiyihayır. Sevgiyi çalamaz, taklitede-
mezsiniz. Kendini tümüyle karşıdakine verebilen
kalptirsevgininyeri. Bütün sanatın kaynağı da bu-
dur."
'Alttncı His'in gişe başarısı
• Kültür Servisi -
Başrolünü Bruce
Willis'in üstlendiği
'Altıncı Hıs'(The Sixth
Sense) adlı fılm,
ABD'de gösterildiği
üçüncü hafta 23.9
milyon dolarla haftanın
en yüksek gelir getiren
filmi oldu. Gösterime
girdiği tarihten bu yana
filmin bilet
satışlanndan 107.5
milyon dolar elde
edildi. En çok
izlenenler listesinde AJtıncı His'i sırasıyla Eddie
Murphy ve Steve Martin'in rol aldıklan
'Bowfinger\ Hugh Grant'ın oynadığı 'Mickey Blue
Eyes' ve Richard Gere ile Julia Robers'ı yıllar sonra
yeniden bir araya getiren "Runaway Bride' adlı
filmler izledi.
I Kültür Servisi - Dil Derneği tarafindan
yayımlanan aylık dil ve yazrn dergisi Çağdaş Türk
Dili Dergisi bu sayısını dil ve dil sorunlanna ayırdı.
Dergide Ali Püsküllüoğlu'nun 'Yanlış Dolu Biz
Sözlük" başlıklı incelemesi, Beşir Göğüş, Emin
Özdemir, Sevgi Özel, Osman N. Poyrazoğlu, Ahmet
Kocaman. Şükriye Ruhi, Doğan Hızlan, Ali Dündar,
Orhan Velidedeoğlu. Ahmet Özdemir gibi
yazarlann yazılan yer ahyor. Çağdaş Türk Dili
Dergisi'ni almak isteyenler, 0312 425 83 60 no'lu
telefona başvurabilirler.
Galata-Tophane bölgesi
vvorkshop'la incelenecek
• Kulütrü Servisi -Viyana Teknik Üniversitesi
Yüksek Yapı Enstitüsü ve Yıldız Teknik Üniversitesi
Şehir Planlamacılığı Enstitüsü'nün işbirliği ile
mimar Prof. Helmut Rjchter'in yönetiminde, her iki
üniversitenin öğrencilerinin katılımı ile
gerçekleşecek bir workshop düzenlenecek. 13 - 22
Eylül tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde
düzenlenecek olan vvorkshop'ta Galata-Tophane
bölgesi cevrecilik ve mimari açıdan incelenecek.