25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 AĞUSTOS 1999 PAZAR CUMHÜRİYET SAYFA DEPREM Eski bayındırlık bakanlanndan Erman Şahin, sorunlann altından Afet îşleri'nin kalkamayacağını söyledi 'Deprem bakanhğı kurıılsım' ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Erzincan depremi sırasın- da Bayındıriık Bakanı olan eski Muğla belediye başkanlanndan Erman Şahin, öncelikle hırsız müteahhidi ve siyasi or- tağını boğup, yok edecek düzenlemeler yapılması gerektiğını söyledi. Şahin, "Bunun\'anmda yerelyönetimlerin inur yetkileri sınırlandınlmalı ve derhal bir 'Deprem BakanlığT kurulmaİL Clkenin yapı stoklan incelemeye alınmah" dedi. Erman Şahin, lcurtarma çalışmalanni değerlendirirken, "Bu yaşadığımızı Er- zincan Bekarşılaşannakdoğnıolınaz.Biz Erzincan'da başanhydık,bunJar başan- sazdemekdoğruohnaz" dıyerek şöyle ko- nuştu. "Erzincan'dan daha biiyük bir otayla karşı karşryayız. Erzincan kolay- dı, bu zor. Fakat geçmişten ders alması- nı bflmiyoruz. Erzmcan'dan bu yana bir şeyler yapıhnahydı. Şehircttik bakanlığı kuruiuşu için büyük mücadek verdim. Kimse yetki devretmek istemiyor. Başa- • Şehircilik bakanlığı kurulması için büyük mücadele veren, ancak kimsenin elindeki yetkiyi devretmek istememesi yüzünden başanlı olamayan eski bayındırlık bakanlanndan Erman Şahin, deprem bakanlığı kurulmasını önerdi. Şahin, sorunlann altından Afet Işleri Genel Müdürlüğü ile kalkılamayacağını söyledi. ramadım. Şimdi deprem bakanlığı da okuldu derken askerlerin binas» yıkıJdL kurulmah diyorum. Bu islerin arandan Afetlşferi Genel Müdürtüğüflekalkamaz- suaz." Bayındıriık Bakanlığı'ndan istifa etme- sinin en büyük nedenlerinden birinin müteahhitler oldugunu belirten Şahin, "CManoJdu, şimdi dahasaghkfcdüşünme, sen >apnn, ben vapüm demeden sağhkh işleryapmazamanj" dıyen Erman Şahin açıklamalannı şöyle sürdürdü: "Önceik- le hırsız müteahhidi ve siyasi ortagmı bo- ğupyokedecekvasal düzenlemeleryaptl- mah. Her yıl Arabtstan, 2.5 metre Tür- Idye'nin alüna, Türkiye Yunanistan'ın alünagiriyor. Deprem meseksidevietpo- litikası hah'ne getirilmeli. Hastaneydi, Şu sebepten, işin orasına bakmadan bü- tünTüıİdyeetden geçirflmeli.Çok büyük organizasyon yapümah. En azından top- lu yaşanan, umuma açık yeıier depreme davanıkh hale getirilmeli. Bina stoklan- nın değerlendirilnıesi 10 yıl aur. ÖzeKk- le doğuyu kerpiçten kurtarmalryız." Kuzey fay hattının son depremle doy- duğunu, şimdi sıranın güney fay hattına geldiğini belirten Şahin, "Bina stoklan- mn değerlendirilmeye ahnması işleminin Güney Ege, Cüney ve Doğu'dan başlan- masuıda faydavar" dedi. Yerel yönetim- lerin imar yetkilennin de sınırlandınl- ması gerektiğini belirten eski bayındır- lık bakanlanndan ve eski Muğla beledi- ye başkanlanndan Erman Şahin bu ko- nudaki açıklamalann şöyle sürdürdü: "Yerelyönetimler kalheyiyakalaymca- ya, imar faaüyetlerinde meslek odalan- nın, üniversite çevreierinin veya bunlar- dan oluşacak özerk bir kurumun dene- timi, otokontrotü oluşturuluncaya kadar imar yetkileri sınırlandınlmah. Adam kaçak yapı ya da eklenti yapıyor, cezalı nıhsatahporadaoaınıyor.Ste,adamı ce- zasını ödedi diyerisklibiryaptda nasd is- kân edersiııiz? Başta ovalar obnak üze- re imara açıtmaması gereken yerler, de- re yataklan imara açıhyor. Bütiin imar pianlan askıya aluup. acflen masor plan- laryapthnah, ardından detayageçip imar plan tadilatına hdn venneyen kaba plan- lamalara geçilmehT" Şahin, aynca ınşaat malzemesı satan- lara. "Elinde inşaat ruhsaü ile gelmeye- ne matzeme satma yasağı ve malzeme satöğı kişi ya da kuruluşlan bekdiyelere bikürme zorunhıhığu'" getirilmesi gerek- tiğini sözlerine ekledi. Eski Bayındırhk Bakanı Şahin: Ye- rel yönetimlerin imar yetkileri sınır- landınlsın. Nesrin Arman h da depremdeyitirdik HaberMerkezi-Çevirmen- yazar arka- daşuruz Nesrin Arman da deprem felake- tmin kurbanı oldu. Nesrin Arman, deprem gecesi Değir- mendere Belediye Başkanf nın konuğu olarak Belediye Oteli'ndeydi. Değirmendere eski belediye başkanla- nndan Mustafa Arman'ın torunu olan Nesrin Arman, babaannesi Havva Cemi- leArman, halalan A>ten ve Gülten Arman ile birlikte denize çöken Belediye Oteh ile birlikte suya gömüldüler. Yetkıliler o ge- ce otelde Arman ailesinden başka kimse bulunmadığını kaydettiler. 46 yaşında olan çevirmen- yazar Nes- rin Arman, tngilizceden Türkçeye arala- nnda "VıvaMek9ka ? ',''KadmGözüyleFa- hişeliğu Tarihi" gibi 40'a yakın kıtap çe- virmişti. Çok sayıda Barbara Cartiand romanını Türkçeye çeviren de Nesrin Ar- man'dı. Cumhuriyet okurlan, bir dönem gazetecilik de yapan Nesrin Arman'ı Cum- hunyet Dergi'deki yazı ve çevirileriyle tanıyorlar. Japonya Uluslararası Işbirliği Ajansı (JICA) Türkiye Yerel Temsilcisi Tatsuo Yonebayashi 'Kontrol mekanizmaları çahştırılınadı9 ZONGULDAK (AA) - Japonya Uluslararası tşbırliğı Ajansı (JICA) Türkiye Yerel Temsilcisi Tatsuo Yonebayashi, Türkiye'nin, yeryüzünün en önemli deprem kuşaklanndan birinin üzerinde olduğu yönünde daha önce uyanlarda bulunduklannı bildirdi. Yonebayashi, depremin yaşandığı bölgelerde çok sayıda insanın yaşamını yitirmesinden ve yaralanmasından üzüntü " duyduklannı, üzücü olayda can kaybının olmasında yerel yönetimlerden kaynaklanan kontrol mekanızmalannın doğru dürüst çalıştınlmadığının da ortaya ' çıktığtnı söyledi. Depremde, vatandaşlann satın aldıklan ve inşa ettirdikleri evlenn, depreme dayanıkh olduğu yönünde kendilerine güven verilmesinin de can kayıplannda ve yaralanmalarda önemli rol oynadığını anlatan Yonebayashi, konuyla ilgili yasalara tamamen uyulması gerektiğini kaydetti. Yonebayashi şöyle devam etti: "Türkiye'nin, yeryüzünün en önemli deprem knşaldanmn üzerinde oldugunu daha önce uyarmışok. Çünkü, Türkiye'de yaşayanlann büyük bölümü, yerleşim ve sanayi merkezfcrinin konumu itibanyla 1. ve 2. derecede deprem bölgeierindedir. Türkiye, yeryüzünün en önemli deprem kuşaklanndan biri olan 'Akdenız- Alp-Himalaya" deprem kuşağuun üzerinde yer ahnaktadır. Türkiye'de Kuzey Anadolu deprem bölgesi, Doğu Anadolu deprem bötgesi ve Ege Bölgesi gibi sürekli depremlerin gözlenebfleceği kuşaklar mevcuL Bu yapı itibanyla can >e mal kayıplarma neden olan depremlere sıkça rastlanılabiür." Türk-Japon işbirliği çerçevesinde JICA ile Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nca, Bolu çok acele yardım bekliyor DİLEKAKIRMAK BOLU - Bolu il genelinde depremde ölenle- rin sayısı 23 l'e, yaralı sayısı ise bin 154'e ulaş- tı. Bolu Valisi Nusret Miroğtu toplam 446 kişi- nin sağ olarak enkaz altından çıkanldığını söy- ledi. 40 kadar yurttaşı askerler kurtardı. Depremde, Bolu'nun ilçe ve köylerinde 416 evtamamenyıkıldı,479evağır hasargördü. Bo- lu halkı, hertürlü giyim eşyası, yatak, yastık, nev- resim, nıasa, sandalye, mutfak eşyası, her türlü gıda maddesı, çocuk bezi ve iç çamaşın bekli- yor. Bolu'nun depremden en çok etkilenen Düz- ce ilçe merkezinde, dün saat 10.00 itibariyle 61 binanın tamamen yıkıldığı, 151 binanın ağır ha- sarlı, 96 binanın orta hasarlı, 50 binanın da az hasarlı olduğu tespit edıldi. Gökûk'tedeniz kıyısmdabir apartman deprem jsonrası arûk denizin içinde» (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Türkiye'de 1993 Nisan ayından itibaren 2000 yılı mart ayına kadar başlatılan "Deprem Zararlannm Azarahnası ve Araşarma Merkezi'' projesının uzatılması amacıyla Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından öneride bulunulduğunu anlatan Yonebayashi, JlCA'nın öneriyi değeriendırmeye aldığını vurguladı. Projenin nihai amacının, Türkiye'de olabilecek deprem felaketlerini aza indirmek olduğuna işaret eden Yonebayashi, şunlan söyledi: "Ancak, bu proje tamanüanmasından sonra tam anlanuyla hayata gecirflebflecek. Şu andasistem tam olarak oturmus değfl. Proje sonuçlandıgında dünyadaflkkez Türkiye'de *' uygulannuş olacak. Çünkü, projenin böyle bir özeüiği bulunmakta. Şu anda depremin yaşandığı bölgelerdeki can kayıplannı ve yaralananlann sa>isı için ön tahminde bulunmamız mümkün değiL Istanbul Teknik C nhershesinin de (İTÜ) katkıda bulunduğu ve 2000 yıhnda tamamlanması planlanan proje kapsanunda, Ankara'da Deprem Veri Toptama ve Hasar Değerlendirme Merkezi ile tstanbul'da da Deprem Mübendisttği Araşürma, Eğkim w GeSştirme Merkezi kurulmuş durumda." Yonebayashi, bugüne kadar proje kapsamında 410 milyon Japon Yeni hibe edildiğini ve aynı zamanda da Japonya'daki çeşitli ünıversitelerden bilim adamlan ile araştırmacılann görev yaptıklannı bildirdi. Yonebayashi, yaşanan deprem sonrası hasann kısa sürede tespit edilebilmesi için projeyle ilgili şu teknik bilgileri verdi: "Proje önceHkle, Kuzey Anadohı Fay Hatö olarak biünen bölgedeki Tokat, Çorum, Yozgat, Çankın, Amasya, Ordu, Samsun, Sinop ve Kastamonu bölgelerinde uygulamyor. Proje g bilgisayarh gözfem istasyonlan vasitasıyla izknecek. Aynca, Ankaradaki Deprem Veri Toplanıa ve Hasar Degeriendirroe Merkezi, çevresine att sismotojik verileri topiayarak hasar tahmini yapabilecek, Deprem okiuktan sonra da, olabilecek can ve hasar tespra' hakkmda ön tahminlerde buhınabüecek. Istanbul'daki Deprem Mühendisliği Araşnrma Merkezi de depreme dayanıkh konut tiplerini proje kapsanunda kurulan özel bir deney laboranıvannda inceleyecek. Buralardan ahnacak sonuçlar ise ilgili kurutuşlar ile kamuoyıına aktarümış olacak. Bunlan daha önce de dile getirmistik." Çocukluğumdan beri birşey dik- katimi çeker, sel olur, yangın olur, depreşrn olur, çığ düşer, "devletimiz hep üzgündür", aynı zamanda "güçlüdür" yaralarımızı saracağı güvencesini verir. Çocukluğumdan beri hep soranm, üzgün devlet, ya- ramızı saracağına, yaralanmamızı önlemek için parmağını oynatsa yadiye... Devletimiz üzgün, üzüntüden par- mağını oynatacak durumda değil. Açıklaması da var, önceden kesti- rjlemeyen "afef'e ne yapılır ki... Üstelik acı içindeki insanlann "tep- kisine" kızmayacak kadar da hoş- görülüdür üzgün devletimiz. Ço- cukluğumdan beri "devlet" diye gördüğüm, devleti temsil edenler hep aynı insanlar... Üzülen devlet degil, onlar aslında... Üzüntüden yorgun olan da devlet değil, aynı insanlar... Üzüntü, sıkıntı, birçok derdin nedeni bilinir, üzüntüden kanser olur insanlar, felç olur, yü- rekleri durur. Ama üzüntü bazılan- na da yanyor besbeli... Ey benim üzgün devtetim, "afet"in doğalının bile zil çalarak geldiği bir coğrafyada, denetteyemediğin nü- fus artışı, artık "yazgı"ya dönüş- türdüğün eğitimsizlik, cezalandı- ramadığım yolsuzluk, vurguncu- luk, kapkaççılık, elbette can da alır mal da... Diyorsun ki şimdi, "Tür- kiye son on yılda beş büyük dep- rem yaşadı, Allah'tan gelene ne denir?" Ne mi denir? Ey benim üz- gün devletim, bağışla, tıpkı üzgün devletim gibi, üzüntümden ne de- diğimi bilmiyorum. Allah "sizin..." yokluğunuzu göstermesin... Ey benim üzgün devletim, bu coğrafya depremle her an yüz yü- ze gelebilir, ama bak bakalım, okul kitaplarındaki bilgiye... Halka ver- diğin bilinci bir düşün bakalım, o bi- Üzgün Devlet linçsizliktir ki, yediğinin, giydiğinin, içinde yaşadığının ne oldugunu araştırmadan, sorup soruşturma- dan, ahlaksızların kucağına atıyor halkı... Otoyolların mı, al ortada... Otoyol yolsuzluğunu ortaya çıka- ranı yargılarsın, işte yollann ame- rikanbezi gibi yırtıldı, köprülerin oyuncakmış gibi çöktü... Evlerini gördün... Can veren binlerce insa- nı gördün, bir macera filmi seti de- ğil bu... "Allahtan gelene ne nedir?" değil mi? Yara saracağına, yaralan- mayı önlesene! Anasız babasız ka- lan bebektenn, donu fanilası bite kal- mayanların hangi yarasına mer- hem olacaksın? Neyle saracaksın ölümün açtığı yarayı? Kibrit çö- pünden ev yapan vurgunculara, bunlann ev oldugunu belgeieyen çı- karcılara, her afete ilkmiş gibi ba- kan hantal örgütüne, on dakikatek ayak üstünde durma cezasından başka ne verebiliyorsun? IMF'nin deprem nedeniyle gön- dereceği parayı, hükümetinin ba- şansına bağlayan üzgün devletim benim, aklın başka yerde, TÜP- RAŞ'tan yükselen alevler bile aça- mamış gözünü... Yetkilisine tele- vizyondan buyruk veren bir devle- tin, bu kadar üzgünü nerede görül- müştür? Komşulann, dostiann uzat- tığı eli bile kuîlanamayacak kadar üzgün olabilir mi bir devlet? Üzün- tüden mi sürekli uyku halindesin, ey devletim? Yüzü öte dünyaya dönük eğitim sisteminle, bilime küskünlüğünle, asla caydıncı olmayan cezalarınla, hukukun üstünlüğüne güveni yok eden adamsendeciliğinle "rüşvet, görevi kötüye kullanma, köşeyi dönme" hırsı iliklerine değin işle- yenleri ödüllendiren mantığınla, doğru söyleyeni dokuz köyden ko- van şiddetinle korkulan bir fotoğ- raf, böyle zamanlarda da üzüntü- lü görünen, beceriksiz bir baba- sın, umarsız halk için... "Acı acıyt, su sancıyı keser" diyen atalanmı- zın sözündeki gibi, bu büyük acı, dileriz halkın silkinmesini sağlar. Dileriz halkın acısı, bilinçli bir güce dönüşür. Dileriz, her aymazlığın bedelini ödemek zorunda kalan bu halk, bir gün gelir size üzülür. "O" gü- nün yakın olmasını dileriz, bu hal- kın üzgün devletin babası değil, güçlü devletin "kendisi" oldugu- nu, bu büyük acıyla tez kavrama- sını dileriz. Yalova'da yitirdiğimiz hepimizin öğretmeni Dil Demeği Terim Kolu Başkanı Beşir Göğüs'ün anısı önünde saygıyla eğiliyor, eşine ve kızına rahmet diliyor, acılı insan- larımızı sevgiyle kucaklıyoruz. GÖRÜŞ Prof. Dr. COŞKUN OZDEMİR Allah'ın Cezası mı, Vatana ve Halka İhanet mi? Tarif edilemez, anlatılamaz bir acıyı yaşıyoruz. Binlerce günahsız ınsanımız enkaz altında can ve- riyor. Onlann yanındayanı başındaferyatlannı du- yarak çırpınan on binlerin, yüz binlerin çektiği aza- bı tarif etmek tümü ile olanaksız. Ülkenin uğradi- ğı maddi kayıp, ekonomik kayıp rakamlara sığar gibi değil. Bu büyük acının yanı sıra benim gibi, bizim gibi büyük bir öfkeyi, kızgınlığı, hıncı yaşa- yanlar da var. Niçin Japonya'da, Amerika'da hat- ta Peru'da aynı şiddetteki depremlerde bizimki ile kıyaslanamayacak ölçüde az tahribat oluyor? Ni- çin sadece 5-10 kişi ölüyor? Niçin? Nedir bu bü- yük farkın açıklaması? Once bu başımıza geleni Allah'ın cezası, Allah'ın ihtan diye yorumlayıp şu eğitim yoksunu, bilim fukarası halkımıza böylece takdim edenlere lanet okuyorum. Bunlann ülke- me, halkıma verdiği zarar bu depremden bin ke- re daha büyüktür. Şu güzelim memlekette kader- ci, alınyazısı mahkûmu bir toplum yaratmak için uğraşan, didinen ve açıkça halka ihanet eden in- sanlan lanetle anmaktan kendimi alamıyorum. Çünkü onlar Allah'ın adını anıp, olanları ona atfe- derek asıl suçluları, gerçek sorumlulan gizliyor, halkın gözünden kaçınyorlar. Yineliyorum, niçin Japonya'da ve Amerika'da bu şiddetteki depre- min yıkımı o kadar az oluyor. Bilımin getirdiği ola- naklan ve onun koruyuculuğunu kullanmayı red- dedip, böylesine derme çatma yapıları yapanlar, onlara izin verenler, denetimi yapamayanlar, onun yerine avantasını, rüşvetini yiyenler, Kongar'ın kulaklan çınlasın, o doymak bilmez, utanmak bil- mez yağmacılar, tüm marifetleri yağma, kovala- maktan ibaret olan onur fukaralan hepiniz sonu- na kadar sorumlu ve suçlusunuz. Şu zavallı hal- kımı "Ben Türkmilletine hiçbir dogmayı değil, ak- lı ve bilimi miras bırakıyorum " diyen o büyük ada- mın yolundan saptırıp, adam gibi bir eğitimden, bilimden, bilimsel düşünceden, çağdaşlıktan yok- sun bırakanlar, onlan teşhis edemesin, tanıyama- sın, doğrulan göremesin diye toplumu bilimden çağ- daş düşünceden uzak tutanlar, çocuklanmız ille de üç beş yaşından başlayarak dogmalarla iç içe yaşasın diye direten, şu büyük acı yaşanırken tür- lü, çeşitli söylentilerle o zavallı insanımı şaşkına çe- virip, dağlara, tepelere sürükleyenler. Mezar sa- tan, felaket dağıtan müteahhıtleri ve onlann suç ortaklannı affeden, görmezlıkten gelenler. Suçlu- sunuz yıllardır türlü çeşitli yollarla suç işliyorsunuz. Bu büyük felaketi büyük çok büyük kayıplaıia ge- ride bıraktıktan sonra acaba bu cezanın Allah'tan değil içimizdeki cahil, çıkara, hain ve yağmacılar- dan geldiğini anlayabilecek mi benim masum ama güçsüz, çaresiz halkım. Çoğunlukla olayian bi- linçle, akılla, bilimin desteği ile yorumlama yete- neğinden yoksun bırakılmış halkım. Cumhuriye- tin yurtseverlik coşkusu ve heyecanı yerine trans- formasyonun köşe dönmecilik felsefesini getirip bu ölüm satan müteahhitlen ve onlann suç ortak- lannı ve benzerierini üretenleri keşfedebilecekler mi? Hayatta en gerçek yol göstericinin bilim ol- dugunu anlayabilecek ve Türkiye'yi yönetenlerden bunu gereklerini isteyebilecekler mi? Bu felaketin böyle bir tesellısi olabileceğını umabilir miyiz acaba? Bilîmadamları arastıracak 'Denizde tsunami oldu mu' araştırması • Kaliforniya Üniversitesi uzmanlan, depremden sonra Marmara Denizi'nde tsunami (büyük dalgalar) olup olmadığını arastıracak. LOSANGELES(AA) - Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden bir uzman ekip, depremin Marmara Denizi'nde tsunami (denizaltı yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalgalar) yaratıp yaratmadığını incelemek için Türkiye'ye geliyor. Ekibin, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden Prof. Ahmet Yalcıner'in. 7.4 şiddetûıdeki depremden sonra tsunami olduğu haberleri aldığını söylemesi üzerine araştırma yapmaya karar verdiği belirtildi. Üniversitenin okyanus ve kıyı mühendisliği bölümünden Jose Borrero, "Deniz kıyısındaki bazı yerterde, depremden sonra büyük dalgalann oldugunu söylediler" dedi. Borrero, Marmara'da tsunami olmuş olabileceğini, çünkü faym kara boyunca uzandığını ve daha sonra denizin içine girdiğini söyledi. Kaliforniya'dan gelecek grubun, tüm dünyada tsunamilerin nedenlerini ve etkilerini araştıran Uluslararası Tsunami Araştırma Ekibi'nin bir parçası olduğu belütiliyor. Ekip, Marmara'da tsunami meydana gelip gelmediğini arastıracak ve eğer oldugunu tespit ederse bu dalgalann ne kadar uzaklıktan geldiğini saptayacak. Tsunami delillerinden birinin, kıyı çizgisinde tahribat meydana gelip gelmediğinın saptanması olduğu belirtiliyor. Bunun saptanması için pek çok çalışma yapmak gerektiğini belirten Borrero, tsunami izlerinin genellikle deprem temizlik çalışmalan sırasında en başta yok edilenler • arasında oldugunu söyledi. Hawaiı'de 1946'dave Alaska'da 1964'te büyük tsunamiler meydana gehnişti. Borrero, 1992'den bu yana dünyada on kadar küçük ama yıkıcı etkisi olan tsunami meydana geldiğini söyledi. Borrero, 17 Temmuz 1998'de Papua Yeni Gine'de meydana gelen ve 2 bin kişinin ölümüne yol açan tsunamiyi araştıran ekipte yer almıştı. Papua Yeni Gine'deki tsunami bir depremin ardından gelmişti. Ancak bazı bilim adamlan bu depremin bir tsunami yaratacak kadar büyük olmadığıru söylüyorlar. Borrero, bu bilim adamlanmn tsunamiye denizaltındaki toprak kaymasının yol açıp açmadığmı hâlâ araştırdıklannı söyledi. Borrero, çalışmalarının Los Angeles ve Güney Kaliforniya'da tsunami riski ve bunun yol açtığı zarar tespiti üzerinde yoğunlaştığını belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear