Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 AĞUSTOS 1999 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
B
B
A
A
A
A
34
35
35
34
34
34
39
38
Sinop A 30
Zonguldak A 31 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
B
PB
PB
A
A
A
A
31
28
29
33
34
35
31
A 37 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
37
34
39
39
37
37
34
28
B 26
ç T - ^ Parçalı bulutlu
Yurdun kuzeybatı
kesimleri parçalı
bulutlu, öteki yer-
ler az bulutlu ve
açıkgeçecek.Ha-
va sıcaklığı biraz
artacak. Rüzgâr
battdan hafrf ara
stra orta kuvvette
6S6C6K.
D1S MERKEZLER
Oslo
Helsınkl
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
19
20
17
23
21
20
23
21
Münih PB 21 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madhd
Viyana
Bekjrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
Y
Y
Y
PB
PB
22
24
31
23
25
31
27
34
Y 25 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Trflis
Kartire
Y
B
PB
Y
PB
Y
PB
PB
25
36
19
30
33
26
36
37
PB 39
Bulutlu ^ Çok bulutlu Yagmurtu Kartı SukjKar t Gök gûrültülü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Bu ana kuralı artık ilkokul çocukları biliyor.
Yüksek politika ile uğraşmaktan mı, yoksa kü-
reseileşme tutkusuna kaptırmış gittiğinden mi, ne-
dir anlaşılamadı:
Başbakan Ecevit bu basit ana kuralın toplum
üzerindeki olumsuz etkilerine değinmeyen konuş-
malan yeğliyor.
Petrol ürünlerine zamma ilişkin soruya yanıtı iki
aşamalı iki cümleden ibaret:
llkaşamada; "Petrolfiyatlanndakıyükselişe hem
dolann, hem de Türk parasının değişimıyansıyor"
diyor. Klasik savunu!
Ikinci cümledekı söylemi daha parlak:
"Ybksa" diyor, "bu, (yani zamlar) Bakanlar Ku-
rulu'na getirilip karar konusu olmuyor."
Bu açıklama ne demeye geliyor? Sorunun yanı-
tı çok açık:
Başbakan, geçen hükümet döneminde otoma-
tiğe bağlanan zamlann bugünkü Bakanlar Kurulu
karan olmadığını öne sürerek sorumluluğu bu hü-
kümetin üstlenemeyeceğini söylüyor.
Ama sürekli halk için var olduğundan söz eden
Başbakan Ecevit; ocak ayından bu yana akarya-
kıta yapılan görülmemiş orandaki yüzde 107 zam-
mı, bu zammın akaryakıtla bağlantılı tüketici mad-
delerine, yani topluma felaket ölçeğinde yansıma-
sını anımsamaz görünüyor.
Akaryakıtı otomatiğe bağlayan karar, değistiri-
lemez, sanki Allah'ın emri!
Başbakan, bir yandan var olan sorumluluğu yük-
lenmek istemiyor, bır yandan da akaryakıt zammı-
nı otomatiğe bağlayan 55. Yılmaz hükümeti kara-
nnı, en azından gözden geçireceğini söylemek is-
temiyor.
Ne ki, Amerika'da bir dolara üç litre benzin alı-
nıyormuş.
"Küçük Amerika" Türkiye'de bir dolara bir litre.
Ne gam!
Benzine zam gibi güncel ve halk için yaşamsal
sorunlarla uğraşmak Türkiye'yi yönetenler için
"abesle iştigal" galiba.
örneğin, tabii Cumhurbaşkanı için... Her konuş-
masında büyüdüğümüzü ve giderek daha büyü-
yeceğimizi yineleyip duran Demirel, nüfusun yüz-
de 5'inin bir eli yağda bir eli baldayken, sokaktaki
adamın yaşam sorunlan ile uğraşması abesle işti-
gal olmaz mı?
Yaşamı boyunca bir benzin istasyonuna araba
yanaştırarakdeponun kaça dolduğunu görmeyen
Başbakanımız için akaryakıt fiyatlanndaki (bir yıl-
da 75 kez) güncele bağlanan artış, ancak yukar-
daki iki cümlesi kadar önem taşıyor.
Geri viteste iki parti
Zamlar Bakanlar Kurulu'nun karan değil, beni il-
gilendirmez demeye getirip geçiyor.
Ecevit ve DSP siperine sığınan ANAP ve MHP
ise irticaya karşı panzehir niteliğindeki 28 Şubat ka-
rarlannı köşesinden kenarından kemiriyor.
Bu girişime kesintisiz 8 yıl eğitimi delerek baş-
ladılar.
Ûnce yazlık Kuran kurslannı yasaiaştırdılar..
Şimdi, bu iki parti öğrenci affına türbanlı eylem-
ciyi aldırmak için bastırıyor. Ecevtt, siyasal eylem-
ci türbanlı öğrenci ile eğitim hakkını yitiren öğren-
cinin aynı kaba konulamayacağını söyleyedursun.
Bir işe yaramayacak.
Şu nedenden: ANAP, 18 Nisan seçimlerini 28 Şu-
bat kararlarını uyguladığı için büyük ölçüdeyitirdi-
ğini 19 Nisan günü açıkladı. Bu yanlışlığa bir daha
düşmeyeceklerini Mesut Yılmaz söyledi.
MHP, 18 Nisan seçimlerinde üniversitede ya-
saklanan türbana çare ve çözüm bulacak tek par-
ti olduğunu söyleyerek ve bu propagandanın so-
nucunda FP'den oy kopararak yüzde 18'lere ulaş-
tı.
iki partinin göbekten bağlı olduğu konu, dine
bağlı sorunlar! Kuran'dan, türbandan vazgeçme-
len söz konusu değil.
Üniversitelerde öğrencilerin türbanla derslere gi-
rebilmeleri için yakında yasal bir çareyle ortaya çı-
karlarsa şaşırmayın.
Ortian Veli diyor ki: "Gemlik'e doğru... Denizi
göreceksin... Sakın şaşırma."
Bu partilerle her gün geriye doğru bir adım
göreceksiniz..
Sakın şaşırmayın!
'Bölgede devlet yapısı oluşuyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Başbakan
Bülent Ecevit ABD'nin Kuzey Irak politikası-
mn olumlu sonuç vermediğmi belirterek "Kn-
zey Irak'ta fiilen bir devlet yapısı ortaya çıkma-
ya başladı. ABD'nin böyle bir poütikası olabüir
de oiamayabilir de. tstemese bile, bö>1e bir ama-
cı otmasa bile, Bağdat'ın yönetimi altındaki böl-
gelerden daha çağdaş denebilecek bir devlet ya-
pısı ortaya çıkıyor. Bu. ilerde Türkiye için bazı
sorunlar da yaratabitir" dedi. Ecevit. devletın
"Türk adaletinin mahkûm ettiği bir terör örgü-
tü başıyla masa başında da nıasa dışında da pa-
zarbğa ginnesinin söz konusu obnadjğuu" söy-
ledi.
Ecevit, dûşünce suçundan cezaevinde bulu-
nan herkesi serbest bırakmakta kararlı oldukla-
nnı bildirdi. Ecevit, Kanal 6 tekvizyonunda ya-
yımlanan "Bahar Tunalı ve Kalemler" progra-
mında gazeteci Fikret Bfla ve Emin Çöiaşan'ın
sorulannı yanıtladı.
Abdullah Öcalan'm "silahlı mucadelenin bı-
raküması" açıklamalannın anımsatılması üze-
rine Ecevit, "Bu konuyu tartışmak bile istenû-
yorum. Şu sırada Türk adakti taranndan hü-
kiim giymiş bir terör örgütü başryla devletin.
masa başında da masa dışında da pazarhğa gir-
mesi söz konusu değfldir" dedı.
Öcalan'ın idam edilip edılmeyeceği yönünde-
ki bir soruya da Ecevit "Henüz yargı süreci so-
na ermeden bu konu üzerinde polirikacı olarak
herhangi bir şey söytemeyi doğru bulmam" ya-
nıtını verdi.
"Öcalan'm çağnlannm bir firsat olarak görü-
lüpgörüunedigİ" yolundakı soruyu Ecevit şöy-
le yanıtladı:
"Artk PKK'nin, terörle bir yertere varama-
yacagını gördüğü görülüyor. Asıl o bölgenin eko-
noraikvesosyalgereksmmderini karşılamak ge-
rekli O bölge, Türkiye'nin baa tarihsel neden-
leri sebebiyle tekfeodal yapıhbölgesL Bu da o böl-
genin sanayileşmesini engeOedi. Onun için biz,
bundan önce kaükbğunız hükümetlerde o böl-
geye yatınmlan teşvikedki bir yasa çıkardık. Biz
o bölgenin kalkınmasıyla sorunlann çözülecegi-
ne inanıyoruz."
Ecevit, hükümete uluslararası resmi bir bas-
kının olup olmadığının sorulması ve ABD'nin
insan haklanndan sorumlu Dışişleri Bakan Yar-
dımcısı Haroki Koh'un gezisinin anırasatılma-
sı üzerine de "ABD'den gelen bir baskı yok.
ABD, terör tehdidi karşısında Türkiye'nin ne
kadar ağır sorunlarla karsdaşüğını görüyor.
Türkiye'nin bu yüzden yıpranması da ABD'nin
işine gelmiyor'' dedi.
Ecevit, bazı Batı ülkelerinin Türkiye'ye yö-
nelik dayatmacı tavır içine girdiklerini, ancak
baskılann kendi beklentilerinin dışında gelişme-
lere yol açögının farkına vardıklannı belirterek
Italya örneğini verdi.
Yunanistan'ın da Türkiye ile diyalog kurma
ihtiyacını duymaya başladığını, daha önce baş-
vurduklan baskılarla beklediklerinden çok fark-
lı sonuçlar doğacağını kavradıklannı anlatan
Ecevit, Avrupa'da "Türkiye basküaraboyuneğ-
miyor, fazla üstüne varmayatam" düşüncesının
tamamen olmasa bile kısmen görülmeye başlan-
dığtnı söyledi.
(
Kuze> Irak'ta fıili
devlet yapılanması'
Ecevit, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti oluştu-
rulması girişiminin bulunduğu belirtilerek
ABD'nin bu konudaki tavnnın sorulması üze-
rine şunlan söyledi:
"Körfez Savaşı'ndan sonra Kuzey Irak'ta or-
taya çıkan boşlukdışardan gelen yardunlann ve
sivil toplum örgüüerinin de katkısıyla Kuzey I-
rak'taid Kürt klanlaruu kalkuıdırmaya başladı,
bu sevindirici bir şey. Aynı zamanda fiilen bir
de%let yapısı ortaya çıkmaya başladı. ABD'nin
böyle bir politikası olabüir de olmayabilir de. İs-
temese bile, böyle bir amacı ohnasa bile, Bağ-
dat'ın yönetimi altındaki bölgelerden daha çağ-
daş denebilecek bir devlet yapısı ortaya çıkıyor.
Bu, ileride Türkiye için bazı sorunlar da yarata-
bflir. Ancak burada da Kürt klanlan arasuıda
uyum sağlayabilmenin güçlûkleri var. Aynca I-
rak yönetiminin yeniden yönetime geçebileceği
kaygısıyla ABD biküğiniz gibi bir Irak muhale-
feti oluşturmaya çauşü, Irak dışındaki unsurla-
ra da day anarak. Bundan da sonuç alamayaca-
ğı anlaşüıyor. Irak sorununa daha gercekçi bir
yaklaşım gerekiyor. Şu ana kadar ABD izkdiği
poütikalardan açıkladıgı veya umduğu sonuçla-
n ekle edemedL Bağdat yönetimini deviremiyor,
mevcut sorumara bir çözüm getiremiyor."
Ecevit, aifin asıl amacmın ne olduğunun so-
rulması üzerine "Bu,afyasasuunMeclis'tenna-
SJI çıkacağuıa bağu. Biz kamuoyunun duyarlıb-
ğmı olabiküğince göz önünde tuttuk. Tophımda
tedirginlik uyandırmayacak, daha çok koşullar-
dan kaynaklanan, egitimsizlik, ekonomik sıkın-
nlardan kay naklanan birtakım suçlar işlenmiş.
Daha çok bunlarm afn yolunda talep var" dedi.
Düşünce suçundan hapse girenlerin serbest
bırakılması yönünde görüşler olduğunu anlatan
Ecevit "O konuda kesin kararuyız. Bazı düşün-
ce suçlaruıın aftan yararlanması konusunda
anayasal engeller var. O engelleri kakurma ola-
nağıda yok. Etimizdeolsa kakünnz. Düşüncesu-
çundan hapse atünuş herkesi serbest bırakmak-
ta kesin kararhyız" görüşünü dile getirdi.
Ecevit, affin, cezaevlerindeki yoğunluğu gi-
dermekle ilgisinin olmadığını da kaydederek
koğuşlann birer terör eğitim merkezi haline gel-
diğini, bu nedenle yeni bir cezaevi yapılanma-
sı girişimine başlandığını söyledi. Ecevit "Mut-
laka koğuş sisteminin degiştirUmesi gereldr. Ce-
zaevleri sorununa mutlaka bir çözüm getirmek
zorundayız. Mahkûmlann üelebet devlet içinde
devlet gibi davranmalanna izin verUemez" diye
konuştu. Ecevit, MHP'yle birlikte koalisyon or-
tağı olmaktan "tedirginlik'' duyup duymadığı-
nın sorulması üzerine ise "Hükümet içindeum-
duğumuzun çok ötesinde, şimdiye kadar Türki-
ye'de görülenin çok ötesinde bir uyum sağladık,
O bakundan hiçbir şikâyetimiz yok. Hükümet
içerisinde çok doyurucu bir uyum var" şeklinde
konuştu.
Dokunulmazhk
Dosyolar
gelecek
yosoma
yılınakotdı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa ve
Adalet komisyonlan
üyelerinden oluşan
Karma Komisyon,
milletvekili
dokunulmazhklanmn
Meclis tatilinden sonra
gelecek yasama yılında
ele alınmasını
kararlaştırdı.
Komisyon, Elazığ
Milletvekili Mehmet
Ağar. Şanlıurfa
Millervekili Sedat Bucak
ve Van Milletvekili
Mustafa Bayram'ın
yasama
dokunulmazliklannın
kaldınlması, 44
miltetvekilinin
dokunulmazhk
dosyalannın da dönem
sonuna ertelenmesine
ilişkin Hazırlık
Komisyonu raporunun
görüşülmesinin ekim
ayına bırakılması karan
aldı.
Mankenlenn deniz keyfı
Podyumlarm tanmmış nuuıkenferi, yann gece
Antahya'nin Side içesmde Sunrise Oaeen
Otd'de "FBI" deSesine çıkacaklar. Defaenin
yam sıra 1 hafta boyunca firmanm 2000 ydı
kataio0armın çekimfcri de ynpüacak.
Mankenkr defîte ve katotog çekimlerinden
kaian zamanlarmda Antah^'nın deniz ve
güneşinin tadmı çtkantcakiar. (Fotoğraflar: AA)
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Meclis, başta kayıt dışı ekonominin onurunu ze-
deleyen maddeler olmak üzere bir dizi değişikliği
yasalaştırdı.
55. hükümet döneminde "reform" olarak ta-
nımlanan yeniliklerin neredeyse tümü 2002 yılına
ertelendi.
"Nereden buldun" kalkıyor. Hükümet açıklıyor,
"Yasanın özüne dokunmadtk".
Repo, borsa, faiz gelirierinin vergilendirilmesin-
den vazgeçiliyor. Hükümet açıklıyor, "Yasanın özü-
ne dokunmadık".
Emlak vergisinde geçmiş silinip yeniden beyan-
name verme olanağı getiriliyor. Hükümet açıklıyor,
"Yasanın özüne dokunmadık".
Birden fazla işyerinden kazanç elde edenlere
bildirim zorunluluğu kaldınlıyor. Hükümet açıklıyor,
"Yasanın özüne dokunmadık".
En önemli adımlardan biri kabul edilen mali mi-
lat erteleniyor. Hükümet açıklıyor, "Yasanın özü-
ne dokunmadık".
Kardeşim bu yasanın özü neresi?
önceki gece iki arada bir derede yasaya bir ek
daha yapıldı, yatınm fonlan da beyannameli ver-
giden kurtuldu. Sanki babalannın miras defterine
biçim verir gibi, istedikleri anda istediklerini ekle-
yip çıkardılar. Borsa dünyası bu gidişle yakında hü-
kümetten şunlan da isten
- Borsada oynayanlar kaybetme riskini göze
alarak işe girişiyor. Onlara teşvik primi verilmesi...
- Rıskin getirdiği stres sağlıklannı etkiliyor. On-
lara erken emeklilik hakkının verilmesi.
Madem ki nereden buldun ertelendi, bunun ye-
rine yeni bir uygulama getirilsin:
- Niye bulmadın?
Bütün kayıt dışıcılann vergi bayramını kutlar,
mutluluklar dileriz.
Vergi kevgir, sosyal
güvenlik mengene!
Söz kayıt dışından açılmışken, devam edelim.
Meclis'in dünkü gündemi Siyasi Partiler Yasa-
sı'ndaki degişiklikti. önceki gece başladı, dün de-
vam etti. Burada da garip bir "kayıt dışılık" dikka-
ti çekiyor.
Meclis'te olmayanlann, çeşrHi nedenlerle siya-
set dışına çıkmış-çıkarılmış kişilerin bir yolunu bu-
lup yeniden kayıt içi siyaset yapması için uzlaşıl-
dı.
Zat, kayıt dışından yeterince etkili oluyor. Yasal
değişiklikle istediği an kayıt içine de girmenin yo-
lunu anyor.
Sosyal Güvenlik YasaTasansı'nda ise, toplumun
büyük kesimi ısrarla "kayıt dışına" çıkanlmak is-
teniyor. llk bakışta herkesin sosyal güvenlik kap-
samına alınacağı izlenimini veren tasannın uygu-
lamada vereceği sonuçlarla ilgili, işçi-işveren ke-
siminin kaygılan pek çok noktada birbirine benzi-
yor.
Vergi Yasası'nda gece yansı değişikliklerine bi-
te göz yuman hükümet, sosyal güvenlikten "bir
adım geri atmam" inadında.
Gelelim bir başka kayıt dışına... Tahkimle ilgili
anayasal değişiklik adı altında, çok uluslu şirket-
lere (ÇUŞ) uzun süreli "kamu yatınmlan alanında
imtiyaz" tanımayı öngören girişimin finali bugün.
ÇUŞ'lann basın ve halkla ilişkiler dairesi izleni-
mini veren hükümet ve onun uzantısı görünümün-
deki medya, bugünü bayram ilan etmeye hazırla-
nryor.
Başta enerji olmak üzere devletin yapması ge-
reken birçok işi 20-25 yıl süreyle yüzde bin kazanç
garantisiyle yapacak ÇUŞ'larla ilgili iç yargı yolu-
nu tümüyle kapatmanın tanımı şu olabüir:
Kayrt dışı yargı!
Böylece hükümetin temmuz-ağustos icraatını
topladığımızda ortaya bir dizi "kayıt dışı" durum
çıkıyor.
DYP ve FP'nin hükümete yaptığı muhalefet de
göstermelik. Bir bakıma kayıt dışı. Atilan adımlar-
la toplumun geniş kesiminin çıkartan çelişiyor. Bu
gidişte, Meclis ve hükümet de toplum açısından,
"kayıt dışı" hale gelebilir!
Her şey Necmettin Erbakan içia
• Baştarafi 1. Sayfada
maddesinde yapılan düzenlemenin
aynen yasaya konulduğunu söyle-
mekle yetindi. Parti kapatılmasını
gûçleştiren ve "odak" tanımı geti-
ren madde üzerinde söz alan
DYP'li Ahmet lyimaya, "Demok-
rasilerde partiler seçimler yoluyla
seleksivona ugrar, tarihe kanşır. Biz
parlamento olarak, 'odak' tanımı
yaparak Anayasa Mahkemesi'nin
yetkisini almış değüiz" dedi. FP'li
Mehmet Ali Şahin de "odak" tes-
pitini Anayasa Mahkemesi'nin ya-
pacağını, parlamentonun kriterleri
koyduğunu söyledi.
Anayasa değişikliklerine uygun
olarak, SPY'ye de yapılan bazı de-
ğişiklikler şöyle:
• Siyasal partiler kadınvegenç-
lik kollan kurabilecek ve yurtdışı
temsilcilikleri açabilecek.
• "Odak" tanımı yeniden dü-
zenlenerek siyasi partilerin kapaül-
ması güçleştiriliyor. "Odakoİma"
tanımı şöyle yapıldı:
''Bir siyasi parti, birinci fikrada
yazıh fiiler (suç sayılan fıiler)o par-
tinin üyelerince yoğun bir şekflde iş-
lendtği ve bu durum o partinin bü-
yük kongre, merkez karar ve yöne-
tim kurulu veya TBMM grup genel
kurulu veyagrup yönetim kurulun-
ca zımnen veya açıkça benhnsendi-
ği yahut bufifflerdogrudan doğru-
ya anılan parti organlarınca karar-
hlıkiçinde iştendiğitakdirde sözko-
nusu fıiUerin odağı hafine gelmis sa-
y
• SPY'nin 95. maddesindeki de-
ğişiklikle, yasaklı lıder Erbakan'ın
bağımsız milletvekili adayı olabil-
me yolu açıldı. Bu maddede, "Ka-
patüan siyasi parti bir başka ad al-
tında kurulamaz. Bir siyasi parti-
nin kapaohnasına söz ve eylemle-
riyle neden olan kuruculan dahil
üyeleri, Anayasa Mahkemesi'nin
kapatmaya ilişkin kesin kararuun
Resmi Gazete'de gerekçeü olarak
yayınuanmasmdanbaşlayarakSyıl
süreyle bir başka partinin kunıcu-
su, üyesL yöneticisi veya denetkisi
olamazlar. Siyasi partiler bu kişile-
ri hiçbir suretle seçimlerde aday
gösteremezler'' denilıyor.
• Siyasi partilere devletçe yapı-
lacak yardımın genel seçim sonra-
sında Yüksek Seçim Kurulu'nca i-
lan edilen toplam geçerli oy sayı-
lanyla orantılı olarak dağıtılacağı
hükme bağlandı.
• 18 yaşını dolduran, medeni ve
siyasi haklan kullanma ehliyetine
sahip her Türk vatandaşı bir siyasi
partiye üye olabilecek.
• Hâkimler ve savcılar, Sayıştay
dahil yüksek yargı organlan men-
suplan, kamu kurum ve kuruluşla-
nnın memur statüsündeki görevli-
leri, kamu işçileri, Silahlı Kuvvet-
ler mensuplan ile yükseköğretim
öncesi öğrencileri siyasi partilere
üye olamayacak. Yükseköğretim
elemanlan hakkında ise YÖK Ka-
nunu uygulanacak.
• Siyasi partilere aynı yıl için-
de 2 milyar liranm üzerinde ayni
veya nakdi yardım yapılamayacak.
Genel ve katma bütçeli dairelerle
mahallı idareler ve muhtarhklar,
KlT'ler, özel kanunla veya özel ka-
nunla verilmiş yetkiye dayanılarak
kurulmuş bankalar ve diğer kuru-
luşlar siyasi partilere taşınır veya
taşınmaz mal, nakit veya haklarba-
ğışlayamayacak. Kamu kurumu IÜ-
teliğindeki meslek kuruluşlan,
sendikalar, dernekler, vakıflar ve
kooperatifler partilere bağışta bu-
lunabilecek.
• Partiler belgesiz bagış kabul
edemeyecek. Yabancı devletler-
den, uluslararası kuruluşlardan,
Türk uyrukluğunda olmayan ger-
çek veya tüzelkişilerden herhangi
bir suretle ayni veya nakdi yardım
ve bağış alamayacak.
• Yasaya aykın bağışta bulunan
kişiler ile parti sonımlulan 6 aydan
1 yıla kadar hapis cezası ile ceza-
landınlacak. Aynı biçimde yasaya
aykın olarak kredi veya borç ve-
renler ve alanlar ile borcu alan ve-
ya veren parti sorumlusu 6 aydan
1 yıla kadar hapis cezası ile ceza-
landınlacak.
• Siyasi partiler ticari faaliyette
bulunamayacak. Giderleri amaçla-
nna aykın olamayacak.
'DeğişUdikönemtt
biradun'
FP Genel Sekreteri Turhan Alçe-
Bk, dün TBMM'de düzenlediği ba-
sın toplantısında, SPY'de yapılma-
sı öngörülen değişiklikleri, "Türk
demokrasisi için önemli bir adım"
olarak nitelendirdi. Bir gazeteci-
nin, "Bu düzenkme Erbakan'ı si-
yasi yasaklı olmaktan kurtanyor
ma" şeklindeki sorusuna Alçelik
şu yanıtı verdi: "Siyasi Partiler Ya-
sası'nda yapılacak değişikliği, Er-
bakan'a, şu veya bu kişiye bağla-
makyanhştır. Türkiye demokratik,
laik, sosyal bir hukuk devletkiir.
Böyle bir devlette Idşflere özgü ka-
nun çıkmaz. O nedenle bu düzen-
lemeden kim yararlanırsa yarar-
lansın, desteklenmesi lazımdır. Bu
düzenleme, anayasaya uyum yasa-
lan çerçevesinde ele ahnmış, bütün
partilerin de ittifak ettiği bir konu-
dur."
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyanın solcu kardeşi Arif Ekim
'îş güvenliği mutlaka sağlanmalı'
MTYASEtLKNUR
Soyadını TKP'ye meyledip sol hare-
ket içinde yer aldiktan sonra değiştirdi.
Ağabeyinin MHP içinde yükselişine
paralel olarak o da sol hareket içinde gi-
derek tanuunca arkadaşlannın kuşkvdu
ve tepkili bakışlanndan kurtulmak için
'Oknyan' olan soyadını 'Ekim' olarak
değiştirdi. Ekim Devrimi'nden esine-
lerek aldığı yeni soyadıyla TKP çizgi-
sindeki ÜRLTN dergisinde imzalı yazı-
lan çıkan Arif Ekim, Ahmet lsvan dö-
neminde girdiği belediyede DlSK'e
bağlı Genel-lş Sendikası'nın örgütlen-
mesi için de yoğun bir şekilde çalışıyor-
du. DlSK'in bildirilerini dagıtıyor.
Türk-tş'e bağlı Belediye-Iş Sendika-
sı'na üye işçi arkadaşlanru DlSK'e bağ-
lı Genel-lş Sendikası'na geçirmek için
dil döken Arif Ekim, çeşitli törenlerde
DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in
de gönüllü korumalığını yapıyordu.
12 Eylül darbesi kapıyı çaldığında
ailesi önce onun tutuklanacağını san-
mıştı. Ama tersi oldu. Komünist kardeş
yerine askerler MHP'li ağabeyi alıp ön-
ce Mamak'a sonra da Dil Okulu'na
hapsetti. Idamla yargılanan ağabeyini
hapiste bir kez bile ziyaret etmedi. As-
keri yönetimin belediyedeki memurla-
n 1402'den kapı önüne koyduğu günler-
de "bana da sıra gelecek" beklentileri
boşa çıktı. ldamla yargılanan ağabey
hapisten çıkınca, baba evinde karşılaş-
tılar ve yaklaşık 10 yıl süren dargınlık
da bitti. MHP'li ağabey Yaşar Okuyan
ile komünistkardeş Arif Ekim'in banş-
ması siyasal görüş aynhklannı ortadan
kaldırmadı. Arif Ekim, geçmişini sor-
guladı ve sosyal demokrasinin kendisi-
ne daha uygun olduğunu düşünerek
1983'te kurulan SODEP'e kaydoldu.
Yalova ilçe örgütünde yönetici olarak
görev yaptı. Ağabey Yaşar Okuyan da
geçmişini sorguladı ve radikal sağ dü-
şünceden koparak merkez sağa yelken
açtı ve ANAP'a girdi. Yükseldi, yüksel-
di ve genel başkan yardımcılığına ka-
dar geldi. Kardeş Ekim ise CHP'den
1996 yılında koptu. Şimdi kendisini Ya-
lova'da yeşilin ve çevrenin korunması
yönündeki çahşmalara adamış.
70'li yıllarda işçi sınıfının yanında
saf tutmuş biri olarak ağabeyi Yaşar
Okuyan'ın hazırladığı ve emek dûnya-
sını sokaklara döken sosyal güvenlik
yasa tasansı hakkında ne düşündüğünü
sorduk. Uzun uzun düşündûkten sonra
"Sosyal güvenlik yasa tasansının bir
ayagıeksik,odatamamlanırsakarşıcık-
mam" diyor. Ekim'e göre. iş güvenliği
sağlanmadan tasarı yasalaştığı takdirde
çalışanlara haksızlık yapılmış olur.
Ağabeyinden sürekli "Sayın Okuyan"
diye söz eden Arif Ekim, Çalışma Ba-
kanı'nın da aslında iş güvencesini tasa-
nya eklemek istediğini, ancak işveren-
lerin krizi bahane ederek toplu işçi kı-
yımı yapabileceği endişesiyle bunu kriz
aşılıncayakadar erteledeğini belirtiyor.
Sosyal güvenlik yasa tasansının par-
lamentodan geçmesi halinde kendisi-
nin de mağdur olacağını söyleyen
Ekim, tasanya ilişkin itirazlannı şöyle
sıralıyor: "Sendikalann konuyu sadece
yaşa indirgemesini doğru bulmuyorum
veanbunıyorum da. tş güvenfiği sağlan-
dıktan sonra bana göre yaş mesetesi o
kadar da önemli değil. Bugün özel sek-
törde kflit noktada değilseniz veçoközel
yetenekleriniz yoksa kıdem tazminao-
nın yükselmesinden korkan iş>ı
eren 6-7
yıl sonra işçfvi çok rahat kapının önüne
koyabDiyor.Oncebununönünegeçihne-
IL İş güvenliği oMuktan sonra bunun
önüne gecilmiş ohırveyaş meselesi o ka-
dar sorun olmaz. Bizim sol kesimin yıl-
larca savunduğu bir şey nr. sosyal gü-
venlik kummlan eşit ve aynı standartta
hizmet vemıeli. Biz bu talebimizde hak-
lıydık. Odedigûmz primler karşıhğını
alamıyonız. SSK'nin öncelikle rehabüi-
teedüinesi, idaridüzenlemeleryapıhna-
sı gerekiyor. Okuyan, bunlan yapacağı-
nı vaat ediyor. tnşaDah yapar."