Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
13 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Karayolu
uyarısı
Karayollarında yol
onanmlarına teknik
nedenlerle yaz
aylarında ağırlık
veriliyor. Aynı
dönemde iç turizm
trafiği de yoğunlaşıyor.
Insanlar yola
dökülürken yollar
onarılıyor... Karayolları
Genel Müdürlüğü'nden
yapıian son duyuruda
sürücülerin onarım
bölgelerindeki uyan
işaretlerine uyması
isteniyor. Örneğin,
Kütahya-Afyon ve
Afyon-Burdur
arasındaki
onarımlar
nedeniyle yol
kenarlannda taş
sıçrayabileceğini
gösteren işaretler
bulunuyor. Ancak,
uyan işareti bulunuyor
ama beş-on kilometre
boyunca yol tertemiz
gidiyor. Işarete uyup
yavaşlayan sürücü de
giderek hızlanıyor. Ve
hızını almış giderken
uyan işaretinden beş-
on kilometre sonra bir
anda mıcırın içine
giriyor! Çünkü
Karayolcular,
onardıkları yoldaki
uyan işaretini yeni
çalışma yaptıklan
bölgeye taşımıyor!
Karayolları Genel
Müdürlüğü'nün
sürücüler kadar
Karayolları
çalışanlarını da
uyarması gerekiyor...
Bektronik posta: someposta.cumhuriyetcoin.tr Tefc 0.212.512 05 06 Faks: 0.212,512 44 97
- Türkiye, yolsuzlukta
dünyanm en kötü ülkeleri
arasındaymış...
"Biraz para versek. fvi
sıralara cıkartırlar mı!"
B
arut fıçısı Kafkasya yine kanştı... Çeçenis-
tan'daki silahlı köktendinciler Rusya'ya kar-
şı cihat bayrağı açarak Dağıstan'a girdiler...
Vahabi tarikatı üyesi köktendinciler, Mos-
kova'nın şaşkın bakışlan arasında işgal ettikleri böl-
gelerde Rusya'dan tek yanlı bağımsızlıklannı ilan
ettiler ve Dagıstan Islam Cumhuriyeti'ni kurdular...
Dağıstan'da Islami Şûra'nın yönetimine geçen
yerlerde -ki birkaç köy olduğu söyleniyor- ilk iş ola-
rak şeriat mahkemelerinin çalışmaya başladığı bil-
diriliyor. Rusya, Dağıstan'daki gelişmeleri şiddet
olayları olarak niteliyor ama bastırmakta da güçlük
çekiyor. Kafkasya'dan gelen haberlerde köktendin-
cilerin sadece Çeçenistan ve Dağıstan'da değil In-
guşetya ve Kuzey Osetya'da da şeriat devleti kur-
ma yolunda ilerlediğinin işaretlerini veriyor...
Görülen o ki, Vahabi tarikatı, Kafkasya'da çok iyi
çalışıyor. Yabancı ajansların "Vahabi" dediği tarikat
aslında Vehhabi... Adını, kurucusu Abdülvehhab
Kafkasya'da
bin Muhammed'den alıyor.
Vehhabiler, 18. yüzyılda Osmanlı yönetimindeki Ara-
bistan'da ortaya çıktıklarında her türlü yenilikten
vazgeçilmesini ve 7. yüzyıldaki gibi gerçek Müslü-
manlığa dönülmesini istiyor. Başlannda da Deriye
şeyhi Muhammed bin Suud bulunuyor. Yani, bu-
günkü Arabistan'a adını veren Suud ailesinden ge-
liyor Vehhabilik!
Vehhabiler, Osmanlı'dan bağımsızlıklannı ilan edip
1803'te Mekke'yi ele geçiriyorlar. Mekke'ye girdik-
lerinde Islam büyüklerinin mezarlannı yıkıyorlar. Ar-
dından Medine'yi alıyorlar ve peygamberin mezarı
dışında tüm ashab mezarlannı yerle bir ediyorlar. Çün-
kü, mezar ziyaretini puta tapınma olarak görüyor-
lar; türbe yapmıyorlar, kandil yakmıyorlar, adak ada-
mıyorlar, tespih çekmiyorlar; peygamberden ya da
evliyalardan yardım istemeyi Allah'a ortak koşma sa-
yıp kabul etmiyoriar.
Osmanlı, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'ya Veh-
habileri halletmesi görevini verince, paşanın oğlu
1818'de Vehhabiler'in başındaki Abdullah'ı esir alıp
Istanbul'a gönderiyor ve adamlarıyla birlikte Istan-
bul'da asılıyor. Sonra Vehhabiler, I. Dünya Sava-
şı'nda Ingilizler'le işbirliği yapıp Osmanlf yı arkadan
vurarak Suudi Arabistan Krallığı'nı kuruyorlar.
Tekrar bugüne dönersek, Kafkasya'daki köylerde
"Vahabi" tarikatına girenlere 5 bin dolar verildiği
söyleniyor. Kafkasya'da 5 bin dolar servet sayılı-
yor... Ancak bir koşulla, tarikata giren her kişi çev-
resinden beş kişiyi daha "Vahabi" yapacak... Yeni
katılanlara da 5'er bin dolar veriliyor ve "sistem" zin-
cirleme devam ediyor...
Suudi Arabistan nere, Kafkasya nere demeyin...
Arada Türkiye coğrafyası olduktan sonra!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Özelleştirmenin nimeUeri görülüyor!
Denizyollan Işletmesi, yaz ayların-
da Tekirdağ ile Erdek arasında Avşa
ve Marmara Adalarına da uğrayan
araba vapuru seferi yapıyor.
Siyasi iktidar, geçen yıl Tekirdağ li-
manını, özelleştirme adı altında bir
şirkete 49 yıllığına kiralıyor...
Araba vapurunun Tekirdağ limanın-
da yanaştığı iskele de şirketin malı
oluyor!
Şirket, bu yılki seferler başlayın-
ca her yanaşmada devletin gemisi-
ne 800 dolar fatura kesmeye başlı-
yor.
800 dolar yaklaşık 350 milyon lira
ediyor.
Araba vapuru 90 otomobil alıyor.
Otomobil taşıma ücreti 2.6 milyon li-
ra. Araba vapuru tümüyle dolsa 234
milyon lira gelir sağlanıyor.
Geminin yakıtı, personel ücreti ve
sair giderleri cabası...
Her seferde en fazla 234 milyon li-
ra gelire karşılık şirket 350 milyon li-
ra istiyor.
Sadece iskele parasını karşılamak
için otomobil taşıma ücretinin 4 mil-
yon lira olması gerekiyor.
Devletin işletmesi bu parayı vere-
miyor.
Şirket, devletin gemisine iskeleyi
kapatıyor.
2.6 milyon liralık taşıma ücreti ile
kendi yağıyla kavrulan ve karşılı-
ğında vatandaşa hizmet götüren
devletin işletmesi, şirkete her yanaş-
mada 800 dolar ödeyemediği için se-
ferlerini iptal ediyor.
Artık, Tekirdağ'dan Erdek'e doğru
araba vapuru kalkmıyor.
Özelleştirmenin nasıl bir soygun ol-
duğunu, araba vapurunu kullanama-
yan yurttaşlar çok iyi anlıyor...
Dansı herkesin başına!
OKUR MEKTUPLARI
İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Î Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 tstanbul
İliç'te 'Kitap Kampanyası'
tlçemiz 1938'de Kuruçay ilçe
merkezinin lliç"e taşuımasıyla ku-
rulmuş olup. Cumhuriyetimiz'in en
eski ilçelerinden biridir. Halen bir
lise. 12 ilköğretim okulunda 851
öğrenci 52 öğretmenle örgün eği-
tim ve öğretim hizmetlen. Halk
Eğitim Merkezi bünyesinde açılan
kurslarla da yaygın egitım sürdü-
rülmektedir.
Kaymakamlığımız koordinatör-
lüğünde Bakanlıklar, ilçe müdür-
lüklerinin düzenledikleri seminer,
konferans gibi etkinlik-
lerle eğitimin daha geniş
kitlelere yayılması için
çalışmalanmız kesintisiz
devam etmektedir. Butür
çalışmalann ana ekseni-
ni 2000'li yıllann bilgi
çağı. iletişim çağı olaca-
ğı. bilginın güç olduğu
ana fiknni oluşturmakta-
dır.
Ancak neredeyse Cum-
huriyetımizle yaşıt ilçe-
mizde halen öğrenci, öğ-
retmen ve halkımızın ya-
rarlanacağı bir halk kü-
tüphanesi yoktur. Liseve
ilköğretim okulu bünye-
sinde bulunan iki okul kü-
tüphanesi ise öğrencıle-
rin ihtiyacmı karşılamak-
tan uzak durumdadır. Öğ-
rencilerimiz ev ödevleri-
ni yapmık ıçın 120 kilo-
metre uzakhkta ve sade-
ce demiryolu ile ulaşımı
olan il merkezıne gitmek
zorunda kalmaktadırlar.
Bilgi çağının olmazsa
olmaz koşulu olan bilgi
ve bilginin kaynağı kitap
ve kütüphaneyi Cumhu-
riyetımize yakışır şekil-
de ilçemize kazandırmak
için yaptığımız çalışma-
lar sonuç vermiş ve Kül-
tür Bakanlığı'nca ilçemiz-
de Halk Kütüphanesi açıl-
ması kabul edilmiştir.
Ancak Bakanlıkla ya-
pılan görüşmelerimizde
kitap konusunda sıkıntı
olduğu ve çok miktarda
kitap verilemeyeceği an-
laşılmıştır.
Doğunun biitün olumsuz şartla-
nnın yaşandığı ilçemizde açılan
kütüphanemizın kitap ihtiyacırun
karşılanması için Kaymakamlığı-
mızca "Kitap Bağış Kampanya-
sı" başlatmış bulunuyoruz.
Bu kampanyanuza ilgisiz kalma-
yacağınızı düşiinüyoruz.
Tel: 0.446.71123 33
Faks: 0.446.711 22 35.
Şaban Acar
İliç Kaymakamı
TRTye sitem
1 Ağustos pazar günü TRT 4 'te
"Nazar Değmesin " adlı
programı, ArifSağ. Erdal
Erzincan, Muazzez Ersoy ve
gazete yazarım konuk etti.
Bir saati geçen sürede Erdal
Erzincan 'ı dinleyebilmek için
sabırla bekledim. Ancak sayın
Sümer Ezgü ve Muazzez
Ersoy 'un düetleri, birbirlerine
övgüleri, son kasetin reklamına
kadar yapıian sohbetler bütün
birzamanı süpürdü... Kamera
seçimi bile Erdal Erzincan 'dan
yana değildi.
Erzincan 'ı, eliyie, yüregiyle
çaldığı sazını bir kez
dinleyebildik. Biz, bu ülkenin
unutulan kültürünü, halk ozanı
geleneğini ekrana taşıyan
sanatçıları görmek istiyoruz.
Örneğin neden Âşık Mahsunî
Şerif'e ait bir konser
dinleyemiyoruz?
Popüler isimleri, günün her
saati, her kanalda bulmak
mümkûn. Belirii isimlere
boğulmuş kanallar içinde tek
soluk alınabilecek yer olarak
düşündüğüm TRT'nin bu
program için de özenli olmasım,
diğer kanallann popülist
değerlerinden farklı
davranmasmı diliyorum.
Psk. Ferda Sungur/
Akdeniz Üoiversitesi
Hastanesi Sosyal Servis
KlM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.net
BULUT BEBEK NURAYÇÎFTÇI
Ne kızıyosunuz ?
OUırak
fzlennek-tcn
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Ağustos
BERLINDUMRIl
>» CUMMUgİrErî.BEBL/N'fm'YEArt&N
HATBOYUMCA BİR PUV4I? ÖAOÖ&M&S
BAÇLAOI. IT. OlMOM SAMŞISONUND*
OOĞU 8LOKUHUN TOP&4KL4RMDA
KAiAN BEZUN KENTİNE AYKI &İR
STATÛ VERİLMİ$rt\ KENrOGTADAN
İKİYE AYRlLMtŞ, POSü >MRlSl D&40K.
RATİK. ALMANYA'YA, 8AT1 YARISl ÎSE
ASû,MSİLTB££ VE FRAUSA 'NIN OR-
TAK. YÖHETİMİUE SlRAKlLMÇrr.İLTÎ-
CAlARl EN&ELLEMEK AM4CJYLA
İNŞA EDİLEN OUVAR, BATlDA'UTAHÇ.
DUVARl'APlYLA ANIIACAK. PfiOTES.
TDLARA NEOENOLACAtcrl.
ALMANYA OJMHÜRIYBT/
Cumhurbaşkanına
açık mektup
Ben babamdan kalan yetim maaşı ve Sosyal Sigortalar
Kurumu'ndan aldığım emekli maaşım ile geçinen. daha
doğrusu geçinmeye çalışan bir emekliyim. Böylece elime ayda
topu topu 150 milyon lira para geçiyor. Şimdi gazetelerden
öğrendiğime göre, iki yerden emekli maaşı alınmayacakmış.
Yani devleti kurtarmak bizim gibi zavalhlara düşmüş. Belki
boşuna ama yine feryat etmekten geri duramadım. Bizler
devletten biraz olsun nefes alacak zam beklerken elimize
geçen paranm yansını kaybetmek durumunda kalacağız. Yani
büsbütûn sefalete itileceğiz. Bu haksızlığın önüne
gececeğinize inanarak, bilginize sunmak istedim.
Fatma Özgür / Emekli
Üyemiz , , ^
ABBAS SAYAR'I
'- yitirdik.
Dostlarına, yakınlarına, yazın
dünyamıza başsağlığı dileriz.
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
VEFAT
Baromuzun 2981 sicil sayısında kayrtlı
AVUKAT
SABRİ ARDAMAN
vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 13.8.1999
Cuma günü (bugün) Doğancılar Camıi'nde kıhnacak ikindi
namazını mOteakip Nakkaştepe Mezarlığı'nda
defnedilecektir. MerhumaTann'dan rahmet, kederli aile-
sine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
ÜNYE SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN İLAN
DosyaNo: 1998/474
Davacılar Asıye Kaya ve arkadaşlan vekili Av. Arif Çelik tarafından davalılar Akgül ve arkadaşlan
aleyhıne açılan ortaklığın gıderilmesi davasının mahkememızde yapıian açık duruşmalan sırasında ve-
rilen ara karan gereğince; bulunamayan davalılar hakkında ılanen tebligat yapılmasına karar verilmiş ol-
makla karar gereğince;
Bütûn aramalara rağmen bulunamayan ve adresleri tespit edilemeyen Ünye'nin Buruncu mahallesin-
den Akgül, Rukiye (Rügar) Osmanoğlu. Celal, Osman kızı Hafize, Osman kızı Nazmiye, Osman kızı
Hasne'nin, duruşma günü olan 10/9'99 günü saat 10.15'de Ünye Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salo-
nunda hazır bulunmalan veya kendılerini bir vekille temsil ettirmelen, aksı takdırde duruşmanın yokluk-
lannda yapılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 16.6.1999 Basın: 29563
Omron marka
11000198
numaralı yazar
kasamızın ruhsatı
kaybolmuştur.
Geçersizdir.
EMAKMAKİNA
İTHALAT TİC. VE SAN.
LTD.ŞTİ.
GÖRÜŞ
TANJU ERDEM
Gündem ve Yeni Dünya Düzeni
Son günlerde Türkiye gündeminde yer alan konu-
ların içeriğine ve felsefesine dikkat edilirse bunlann
bir noktada yoğunlaştığı görülüyor.
önce konuları belirtelim: Sosyal güvenlik tasarısı,
devlet memurlarının ve emeklilerin ücret zamları,
uluslararası tahkim ve özelleştirmenin Anayasa'ya
konulması, yeni ekonomik önlemler paketiyle iş ve
sermaye sahiplerine tanınan ekonomik olanaklar,
vergilendirmede birikimlerini rant gelirleriyle sürekli
arttıran variıklı çevrelere sağlanan olanaklar, Kıbns ko-
nusunda G-8'lerin girişimleri, ilköğretımde beşinci
sınıfı brtiren çocuklanmıza yaz Kuran kursları tertip-
lemenin yasallaşması... Özetle; ulus devleti zayıfla-
tan, varsıllara yeni olanaklar sağlayan, yoksulun mad-
di ve sosyal olanaklarını daraltarak uhrevi amellerini
özgürleştiren önlemler, dış politikada ulusal güven-
liği tehdit eden dayatmalar.
Bunlann yoğunlaştığı nokta ise yeni dünya düze-
ninin ulusal yönetımleri giderek kuşatarak, sonunda
somut adımlar atmaya mecbur bıraktığı ya da yöne-
timlerin bu düzenle esasen özdeş felsefelerinin gö-
nüllü uygulamaları olarak belirtilebilir.
Ulusal soldan lıberal ve ulusal sağa yelpaze açmış
bir koalisyon için bu tanımlamalar doğru olsa gerek.
Denilebilir ki: YDD, demokrasiyı, insan haklannı, et-
nik ve dinsel kimliklerin özgürce ifadesinı, hür giri-
şimciliği, liberalizmi, banşı, uyumu savunuyor. Bu il-
keleri savunan bir düzenin nesine karşısınız?
Burada tüm halkımıza keşke erişebilsek de anla-
tabilsek, bu düzene koşulsuz boyun eğme halinde
toplumumuzun gelecekte alabıleceğı görünümü...
Halkımız, azgelişmiş ülkelerde bu düzenin variıklı
ve tüm dünyada geçerli yetenek ve becerilerı olan
seçkinlerin ayrıcalıklı; variıklı olmayan. iyi eğitim gör-
memiş, sıradan, sokaktaki vatandaşın demokrasıden,
sosyal haklardan, kamu hizmetlerinden yararlanma-
da, dünya nimetlerini tatmada, adının anılmadığı, sa-
vunmasız bir konuma düşebıleceğmi biliyor mu?
Insanlığın, uygarlığın binlerce yıllık gelişim serüve-
ninde vardığı noktada; insanı yücelten güzellikler-
den, olanaklardan sadece varlıklıların ve seçkinlerin
yararlanabıleceğini, orta sınıfın giderek tasfiye olup
büyük kitlelerin sürü muamelesine maruz kalabile-
ceğinı biliyor mu?
Ulusal devletin, sosyal devletin bıttiği noktada sağ-
lık, eğitim, işedınme, kamu hizmetlerinden yararlan-
maolanaklannın sınırlanacağını, düzene karşı çıkan-
ların egemenlerin yasalan ya da başka yöntemlerle
susturulacağını, sermayenin kontrolündeki medya-
nın gerçekleri çarpıtabileceğini, kamuoyunu yanılta-
rak oluşturabileceğini, insanların geleceğe dönük
umutlan sönerken bir çeşit yeni düzen faşizminin
dünyaya egemen olabileceği hiç düşünüldü mü?
Kendi ülkelerinde rasyonel düzenler kuran, milli
ekonomilerini ve teknolojilerini gereğinde devlet eliy-
le koruyan, himaye eden emperyal güçlerin; kendi-
lerineteslimiyet gösteren azgelişmişlerihiçbiretikde-
ğertanımadan talan ettiklerini, sosyal uçurumlarya-
ratılıp çevreyi tahrip ederek çölleştirdiklerini görmü-
yor muyuz?
Bu gerçekleri, ABD'nin arka bahçesi olan Orta ve
Güney Amerika ülkelerinin önemli kısmı yaşadı, ya-
şıyor. Genelde dünyanm varsıl kuzey, yoksul güney
kesimlerinde, güney bu kaderi büyük ölçüde payla-
şıyor.
Bu ülkelerde ülkenin doğal, potansiyel zenginlik-
lerini ve halkını sömürmede çokuluslu şırketler ve
onlan destekleyen emperyalist güçlerle işbirliği ya-
pan bir avuç örgüt ve insanla onlara hizmet veren ni-
telikli seçkinler haricinde inanç ve tevekkül özgürlü-
ğü içinde gelecekten umarsız yığınlan tasavvur ede-
biliyor musunuz? Türkiye, bu çizginin tam ortasın-
dadır. Küresel düzen bir gerçektir. Bu düzende var-
lıklılar, bilgi ve becerilerı olanlar, ekonomik ve tekno-
lojik değer ve üretimlenne sahip çıkanlar, ulusal ge-
lişme yollannı kapamayanlar üst katta yer alacaklar-
dır. Bunun için de ulus devletin, sosyal devletin bu
düzenin gerçekleri ışığındaakılcı direnmesi; öz bün-
yesinde demokrasinin, toplumsal hakların ve yaşam
düzeyinin ve ulusal güç unsuriarının ahenkli olarak
geliştirilip güçlendirilmesi temel koşuldur. Ekonomı-
si, teknolojisi, pol'ıtik ve küttürel yapısı özgün ve güç-
lü olmayan bir ülkenin sadece asken gücünün dün-
yanm en iyilerinden bin olması, ulusal güvenlik için
gereklidir, ama uzun erimde yeterii bir öğe değildir.
IDemokrasi, toplumsal haklar ve yaşam düzeyi ve
ulusal güç unsurlan YDD gerçeğini bilen, uygun nok-
talarda ona direnerek ulusal yarar ve çıkarlan savu-
nan. çevresel banşı muhafaza ederek ulusal güven-
liğı pekiştiren yönetimlerce dengeli geliştırilebilir, güç-
lendirilebilir. Bu da bilgili, bilinçli, yurtsever, bağım-
sız karar verebilen, erdemli ve onurlu yönetimlerin ön-
derliğinde olur. Türkiye için; emperyalizme ve işbir-
likçilerine savaşım vermiş, utku kazanmış, çağdaş ulus
devleti kurmuş, Türk aydınlanmasını başlatmış Ata-
türk'ün ideallerine sahip çıkan yönetimlerle olur. Bu
anlayış yönetimlerde güç kazanmazsa ulusumuzun
güzel yannlannı düşünenlerin ve halkımızın sonu hüs-
ran olacaktır.
Milliyetçilik, Türk ulusunun insanlık ailesinde say-
gın konumda olmasım sağlamak için, çağdaş uygar-
lık düzeyine erişme ve halkımızın refah düzeyini ada-
let içinde arttırma ülküsünün ttici bir gücü değil midir?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Hindu tıp bi-
limi. II Futbol-
dasayı... Vücut-
taki AIDS virü-
sünü saptamak-
ta kullanılan
test3/Aklage-
len, içe doğan
düşünce. 4/Be-
lirti... Üstü ka- 6
palı olarak an-
latma. 5/ "Uza-
örboynunuarar 8
eşini / Bir tek g
— gördüm göl
kenannda" (Karacaoğ-
lan)... Gerçekleştirilme-
si zamana bağlı istek. 6/
Vilayet... Satrançtaözel 2
bir hareket... Uzaklık 3
anlatmakta kullanılan
söz. 7/ Aynı türden hay-
vanlar arasında iletişi-
mi sağlayan kimyasal
maddelerin ortak adı. 8/
Eskiden Karagöz oyna-
tılan kahvelere verilen
ad... tlişkin, değgin. 9/ '
"Onlar ki — ile verirler dünyaya nizâmat / Bin türlü te-
seyyüp bulunur hanelerinde" (Ziya Paşa)... Ağaçlan
yontmakta kullanılan marangoz aracı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Saldırgan. 2/ "Hayır"
anlamında kullanılan söz... Boğa güreşinde, boğayı şa-
şırtmak ve yormak için kullanılan kırmızı kumaş. 3/
Ovünme, iftihar etme... Sergen. 4/ Maranta adlı kamış-
tan çıkanlan ve çocuk maması yapmaya yarayan un. 5/
Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin teslimi... Omur-
gayı oluşturan kemiklerden her biri. 6/ Ağn Dağrndaki
yaylalardan biri... Yankı. 7/ Aydın ilinde ünlü bir antik
kent... Eski dildeekmek. 8/Görkem, heybet... llkel ben-
lik. 9/ Yunan mitolojisinde, koşuda kendisini geçen er-
kekle evlenen avcı kız.