25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Karayolu uyarısı Karayollarında yol onanmlarına teknik nedenlerle yaz aylarında ağırlık veriliyor. Aynı dönemde iç turizm trafiği de yoğunlaşıyor. Insanlar yola dökülürken yollar onarılıyor... Karayolları Genel Müdürlüğü'nden yapıian son duyuruda sürücülerin onarım bölgelerindeki uyan işaretlerine uyması isteniyor. Örneğin, Kütahya-Afyon ve Afyon-Burdur arasındaki onarımlar nedeniyle yol kenarlannda taş sıçrayabileceğini gösteren işaretler bulunuyor. Ancak, uyan işareti bulunuyor ama beş-on kilometre boyunca yol tertemiz gidiyor. Işarete uyup yavaşlayan sürücü de giderek hızlanıyor. Ve hızını almış giderken uyan işaretinden beş- on kilometre sonra bir anda mıcırın içine giriyor! Çünkü Karayolcular, onardıkları yoldaki uyan işaretini yeni çalışma yaptıklan bölgeye taşımıyor! Karayolları Genel Müdürlüğü'nün sürücüler kadar Karayolları çalışanlarını da uyarması gerekiyor... Bektronik posta: someposta.cumhuriyetcoin.tr Tefc 0.212.512 05 06 Faks: 0.212,512 44 97 - Türkiye, yolsuzlukta dünyanm en kötü ülkeleri arasındaymış... "Biraz para versek. fvi sıralara cıkartırlar mı!" B arut fıçısı Kafkasya yine kanştı... Çeçenis- tan'daki silahlı köktendinciler Rusya'ya kar- şı cihat bayrağı açarak Dağıstan'a girdiler... Vahabi tarikatı üyesi köktendinciler, Mos- kova'nın şaşkın bakışlan arasında işgal ettikleri böl- gelerde Rusya'dan tek yanlı bağımsızlıklannı ilan ettiler ve Dagıstan Islam Cumhuriyeti'ni kurdular... Dağıstan'da Islami Şûra'nın yönetimine geçen yerlerde -ki birkaç köy olduğu söyleniyor- ilk iş ola- rak şeriat mahkemelerinin çalışmaya başladığı bil- diriliyor. Rusya, Dağıstan'daki gelişmeleri şiddet olayları olarak niteliyor ama bastırmakta da güçlük çekiyor. Kafkasya'dan gelen haberlerde köktendin- cilerin sadece Çeçenistan ve Dağıstan'da değil In- guşetya ve Kuzey Osetya'da da şeriat devleti kur- ma yolunda ilerlediğinin işaretlerini veriyor... Görülen o ki, Vahabi tarikatı, Kafkasya'da çok iyi çalışıyor. Yabancı ajansların "Vahabi" dediği tarikat aslında Vehhabi... Adını, kurucusu Abdülvehhab Kafkasya'da bin Muhammed'den alıyor. Vehhabiler, 18. yüzyılda Osmanlı yönetimindeki Ara- bistan'da ortaya çıktıklarında her türlü yenilikten vazgeçilmesini ve 7. yüzyıldaki gibi gerçek Müslü- manlığa dönülmesini istiyor. Başlannda da Deriye şeyhi Muhammed bin Suud bulunuyor. Yani, bu- günkü Arabistan'a adını veren Suud ailesinden ge- liyor Vehhabilik! Vehhabiler, Osmanlı'dan bağımsızlıklannı ilan edip 1803'te Mekke'yi ele geçiriyorlar. Mekke'ye girdik- lerinde Islam büyüklerinin mezarlannı yıkıyorlar. Ar- dından Medine'yi alıyorlar ve peygamberin mezarı dışında tüm ashab mezarlannı yerle bir ediyorlar. Çün- kü, mezar ziyaretini puta tapınma olarak görüyor- lar; türbe yapmıyorlar, kandil yakmıyorlar, adak ada- mıyorlar, tespih çekmiyorlar; peygamberden ya da evliyalardan yardım istemeyi Allah'a ortak koşma sa- yıp kabul etmiyoriar. Osmanlı, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'ya Veh- habileri halletmesi görevini verince, paşanın oğlu 1818'de Vehhabiler'in başındaki Abdullah'ı esir alıp Istanbul'a gönderiyor ve adamlarıyla birlikte Istan- bul'da asılıyor. Sonra Vehhabiler, I. Dünya Sava- şı'nda Ingilizler'le işbirliği yapıp Osmanlf yı arkadan vurarak Suudi Arabistan Krallığı'nı kuruyorlar. Tekrar bugüne dönersek, Kafkasya'daki köylerde "Vahabi" tarikatına girenlere 5 bin dolar verildiği söyleniyor. Kafkasya'da 5 bin dolar servet sayılı- yor... Ancak bir koşulla, tarikata giren her kişi çev- resinden beş kişiyi daha "Vahabi" yapacak... Yeni katılanlara da 5'er bin dolar veriliyor ve "sistem" zin- cirleme devam ediyor... Suudi Arabistan nere, Kafkasya nere demeyin... Arada Türkiye coğrafyası olduktan sonra! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Özelleştirmenin nimeUeri görülüyor! Denizyollan Işletmesi, yaz ayların- da Tekirdağ ile Erdek arasında Avşa ve Marmara Adalarına da uğrayan araba vapuru seferi yapıyor. Siyasi iktidar, geçen yıl Tekirdağ li- manını, özelleştirme adı altında bir şirkete 49 yıllığına kiralıyor... Araba vapurunun Tekirdağ limanın- da yanaştığı iskele de şirketin malı oluyor! Şirket, bu yılki seferler başlayın- ca her yanaşmada devletin gemisi- ne 800 dolar fatura kesmeye başlı- yor. 800 dolar yaklaşık 350 milyon lira ediyor. Araba vapuru 90 otomobil alıyor. Otomobil taşıma ücreti 2.6 milyon li- ra. Araba vapuru tümüyle dolsa 234 milyon lira gelir sağlanıyor. Geminin yakıtı, personel ücreti ve sair giderleri cabası... Her seferde en fazla 234 milyon li- ra gelire karşılık şirket 350 milyon li- ra istiyor. Sadece iskele parasını karşılamak için otomobil taşıma ücretinin 4 mil- yon lira olması gerekiyor. Devletin işletmesi bu parayı vere- miyor. Şirket, devletin gemisine iskeleyi kapatıyor. 2.6 milyon liralık taşıma ücreti ile kendi yağıyla kavrulan ve karşılı- ğında vatandaşa hizmet götüren devletin işletmesi, şirkete her yanaş- mada 800 dolar ödeyemediği için se- ferlerini iptal ediyor. Artık, Tekirdağ'dan Erdek'e doğru araba vapuru kalkmıyor. Özelleştirmenin nasıl bir soygun ol- duğunu, araba vapurunu kullanama- yan yurttaşlar çok iyi anlıyor... Dansı herkesin başına! OKUR MEKTUPLARI İletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Î Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 tstanbul İliç'te 'Kitap Kampanyası' tlçemiz 1938'de Kuruçay ilçe merkezinin lliç"e taşuımasıyla ku- rulmuş olup. Cumhuriyetimiz'in en eski ilçelerinden biridir. Halen bir lise. 12 ilköğretim okulunda 851 öğrenci 52 öğretmenle örgün eği- tim ve öğretim hizmetlen. Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan kurslarla da yaygın egitım sürdü- rülmektedir. Kaymakamlığımız koordinatör- lüğünde Bakanlıklar, ilçe müdür- lüklerinin düzenledikleri seminer, konferans gibi etkinlik- lerle eğitimin daha geniş kitlelere yayılması için çalışmalanmız kesintisiz devam etmektedir. Butür çalışmalann ana ekseni- ni 2000'li yıllann bilgi çağı. iletişim çağı olaca- ğı. bilginın güç olduğu ana fiknni oluşturmakta- dır. Ancak neredeyse Cum- huriyetımizle yaşıt ilçe- mizde halen öğrenci, öğ- retmen ve halkımızın ya- rarlanacağı bir halk kü- tüphanesi yoktur. Liseve ilköğretim okulu bünye- sinde bulunan iki okul kü- tüphanesi ise öğrencıle- rin ihtiyacmı karşılamak- tan uzak durumdadır. Öğ- rencilerimiz ev ödevleri- ni yapmık ıçın 120 kilo- metre uzakhkta ve sade- ce demiryolu ile ulaşımı olan il merkezıne gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bilgi çağının olmazsa olmaz koşulu olan bilgi ve bilginin kaynağı kitap ve kütüphaneyi Cumhu- riyetımize yakışır şekil- de ilçemize kazandırmak için yaptığımız çalışma- lar sonuç vermiş ve Kül- tür Bakanlığı'nca ilçemiz- de Halk Kütüphanesi açıl- ması kabul edilmiştir. Ancak Bakanlıkla ya- pılan görüşmelerimizde kitap konusunda sıkıntı olduğu ve çok miktarda kitap verilemeyeceği an- laşılmıştır. Doğunun biitün olumsuz şartla- nnın yaşandığı ilçemizde açılan kütüphanemizın kitap ihtiyacırun karşılanması için Kaymakamlığı- mızca "Kitap Bağış Kampanya- sı" başlatmış bulunuyoruz. Bu kampanyanuza ilgisiz kalma- yacağınızı düşiinüyoruz. Tel: 0.446.71123 33 Faks: 0.446.711 22 35. Şaban Acar İliç Kaymakamı TRTye sitem 1 Ağustos pazar günü TRT 4 'te "Nazar Değmesin " adlı programı, ArifSağ. Erdal Erzincan, Muazzez Ersoy ve gazete yazarım konuk etti. Bir saati geçen sürede Erdal Erzincan 'ı dinleyebilmek için sabırla bekledim. Ancak sayın Sümer Ezgü ve Muazzez Ersoy 'un düetleri, birbirlerine övgüleri, son kasetin reklamına kadar yapıian sohbetler bütün birzamanı süpürdü... Kamera seçimi bile Erdal Erzincan 'dan yana değildi. Erzincan 'ı, eliyie, yüregiyle çaldığı sazını bir kez dinleyebildik. Biz, bu ülkenin unutulan kültürünü, halk ozanı geleneğini ekrana taşıyan sanatçıları görmek istiyoruz. Örneğin neden Âşık Mahsunî Şerif'e ait bir konser dinleyemiyoruz? Popüler isimleri, günün her saati, her kanalda bulmak mümkûn. Belirii isimlere boğulmuş kanallar içinde tek soluk alınabilecek yer olarak düşündüğüm TRT'nin bu program için de özenli olmasım, diğer kanallann popülist değerlerinden farklı davranmasmı diliyorum. Psk. Ferda Sungur/ Akdeniz Üoiversitesi Hastanesi Sosyal Servis KlM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.net BULUT BEBEK NURAYÇÎFTÇI Ne kızıyosunuz ? OUırak fzlennek-tcn TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Ağustos BERLINDUMRIl >» CUMMUgİrErî.BEBL/N'fm'YEArt&N HATBOYUMCA BİR PUV4I? ÖAOÖ&M&S BAÇLAOI. IT. OlMOM SAMŞISONUND* OOĞU 8LOKUHUN TOP&4KL4RMDA KAiAN BEZUN KENTİNE AYKI &İR STATÛ VERİLMİ$rt\ KENrOGTADAN İKİYE AYRlLMtŞ, POSü >MRlSl D&40K. RATİK. ALMANYA'YA, 8AT1 YARISl ÎSE ASû,MSİLTB££ VE FRAUSA 'NIN OR- TAK. YÖHETİMİUE SlRAKlLMÇrr.İLTÎ- CAlARl EN&ELLEMEK AM4CJYLA İNŞA EDİLEN OUVAR, BATlDA'UTAHÇ. DUVARl'APlYLA ANIIACAK. PfiOTES. TDLARA NEOENOLACAtcrl. ALMANYA OJMHÜRIYBT/ Cumhurbaşkanına açık mektup Ben babamdan kalan yetim maaşı ve Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan aldığım emekli maaşım ile geçinen. daha doğrusu geçinmeye çalışan bir emekliyim. Böylece elime ayda topu topu 150 milyon lira para geçiyor. Şimdi gazetelerden öğrendiğime göre, iki yerden emekli maaşı alınmayacakmış. Yani devleti kurtarmak bizim gibi zavalhlara düşmüş. Belki boşuna ama yine feryat etmekten geri duramadım. Bizler devletten biraz olsun nefes alacak zam beklerken elimize geçen paranm yansını kaybetmek durumunda kalacağız. Yani büsbütûn sefalete itileceğiz. Bu haksızlığın önüne gececeğinize inanarak, bilginize sunmak istedim. Fatma Özgür / Emekli Üyemiz , , ^ ABBAS SAYAR'I '- yitirdik. Dostlarına, yakınlarına, yazın dünyamıza başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI VEFAT Baromuzun 2981 sicil sayısında kayrtlı AVUKAT SABRİ ARDAMAN vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 13.8.1999 Cuma günü (bugün) Doğancılar Camıi'nde kıhnacak ikindi namazını mOteakip Nakkaştepe Mezarlığı'nda defnedilecektir. MerhumaTann'dan rahmet, kederli aile- sine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ÜNYE SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN İLAN DosyaNo: 1998/474 Davacılar Asıye Kaya ve arkadaşlan vekili Av. Arif Çelik tarafından davalılar Akgül ve arkadaşlan aleyhıne açılan ortaklığın gıderilmesi davasının mahkememızde yapıian açık duruşmalan sırasında ve- rilen ara karan gereğince; bulunamayan davalılar hakkında ılanen tebligat yapılmasına karar verilmiş ol- makla karar gereğince; Bütûn aramalara rağmen bulunamayan ve adresleri tespit edilemeyen Ünye'nin Buruncu mahallesin- den Akgül, Rukiye (Rügar) Osmanoğlu. Celal, Osman kızı Hafize, Osman kızı Nazmiye, Osman kızı Hasne'nin, duruşma günü olan 10/9'99 günü saat 10.15'de Ünye Sulh Hukuk Mahkemesi duruşma salo- nunda hazır bulunmalan veya kendılerini bir vekille temsil ettirmelen, aksı takdırde duruşmanın yokluk- lannda yapılacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 16.6.1999 Basın: 29563 Omron marka 11000198 numaralı yazar kasamızın ruhsatı kaybolmuştur. Geçersizdir. EMAKMAKİNA İTHALAT TİC. VE SAN. LTD.ŞTİ. GÖRÜŞ TANJU ERDEM Gündem ve Yeni Dünya Düzeni Son günlerde Türkiye gündeminde yer alan konu- ların içeriğine ve felsefesine dikkat edilirse bunlann bir noktada yoğunlaştığı görülüyor. önce konuları belirtelim: Sosyal güvenlik tasarısı, devlet memurlarının ve emeklilerin ücret zamları, uluslararası tahkim ve özelleştirmenin Anayasa'ya konulması, yeni ekonomik önlemler paketiyle iş ve sermaye sahiplerine tanınan ekonomik olanaklar, vergilendirmede birikimlerini rant gelirleriyle sürekli arttıran variıklı çevrelere sağlanan olanaklar, Kıbns ko- nusunda G-8'lerin girişimleri, ilköğretımde beşinci sınıfı brtiren çocuklanmıza yaz Kuran kursları tertip- lemenin yasallaşması... Özetle; ulus devleti zayıfla- tan, varsıllara yeni olanaklar sağlayan, yoksulun mad- di ve sosyal olanaklarını daraltarak uhrevi amellerini özgürleştiren önlemler, dış politikada ulusal güven- liği tehdit eden dayatmalar. Bunlann yoğunlaştığı nokta ise yeni dünya düze- ninin ulusal yönetımleri giderek kuşatarak, sonunda somut adımlar atmaya mecbur bıraktığı ya da yöne- timlerin bu düzenle esasen özdeş felsefelerinin gö- nüllü uygulamaları olarak belirtilebilir. Ulusal soldan lıberal ve ulusal sağa yelpaze açmış bir koalisyon için bu tanımlamalar doğru olsa gerek. Denilebilir ki: YDD, demokrasiyı, insan haklannı, et- nik ve dinsel kimliklerin özgürce ifadesinı, hür giri- şimciliği, liberalizmi, banşı, uyumu savunuyor. Bu il- keleri savunan bir düzenin nesine karşısınız? Burada tüm halkımıza keşke erişebilsek de anla- tabilsek, bu düzene koşulsuz boyun eğme halinde toplumumuzun gelecekte alabıleceğı görünümü... Halkımız, azgelişmiş ülkelerde bu düzenin variıklı ve tüm dünyada geçerli yetenek ve becerilerı olan seçkinlerin ayrıcalıklı; variıklı olmayan. iyi eğitim gör- memiş, sıradan, sokaktaki vatandaşın demokrasıden, sosyal haklardan, kamu hizmetlerinden yararlanma- da, dünya nimetlerini tatmada, adının anılmadığı, sa- vunmasız bir konuma düşebıleceğmi biliyor mu? Insanlığın, uygarlığın binlerce yıllık gelişim serüve- ninde vardığı noktada; insanı yücelten güzellikler- den, olanaklardan sadece varlıklıların ve seçkinlerin yararlanabıleceğini, orta sınıfın giderek tasfiye olup büyük kitlelerin sürü muamelesine maruz kalabile- ceğinı biliyor mu? Ulusal devletin, sosyal devletin bıttiği noktada sağ- lık, eğitim, işedınme, kamu hizmetlerinden yararlan- maolanaklannın sınırlanacağını, düzene karşı çıkan- ların egemenlerin yasalan ya da başka yöntemlerle susturulacağını, sermayenin kontrolündeki medya- nın gerçekleri çarpıtabileceğini, kamuoyunu yanılta- rak oluşturabileceğini, insanların geleceğe dönük umutlan sönerken bir çeşit yeni düzen faşizminin dünyaya egemen olabileceği hiç düşünüldü mü? Kendi ülkelerinde rasyonel düzenler kuran, milli ekonomilerini ve teknolojilerini gereğinde devlet eliy- le koruyan, himaye eden emperyal güçlerin; kendi- lerineteslimiyet gösteren azgelişmişlerihiçbiretikde- ğertanımadan talan ettiklerini, sosyal uçurumlarya- ratılıp çevreyi tahrip ederek çölleştirdiklerini görmü- yor muyuz? Bu gerçekleri, ABD'nin arka bahçesi olan Orta ve Güney Amerika ülkelerinin önemli kısmı yaşadı, ya- şıyor. Genelde dünyanm varsıl kuzey, yoksul güney kesimlerinde, güney bu kaderi büyük ölçüde payla- şıyor. Bu ülkelerde ülkenin doğal, potansiyel zenginlik- lerini ve halkını sömürmede çokuluslu şırketler ve onlan destekleyen emperyalist güçlerle işbirliği ya- pan bir avuç örgüt ve insanla onlara hizmet veren ni- telikli seçkinler haricinde inanç ve tevekkül özgürlü- ğü içinde gelecekten umarsız yığınlan tasavvur ede- biliyor musunuz? Türkiye, bu çizginin tam ortasın- dadır. Küresel düzen bir gerçektir. Bu düzende var- lıklılar, bilgi ve becerilerı olanlar, ekonomik ve tekno- lojik değer ve üretimlenne sahip çıkanlar, ulusal ge- lişme yollannı kapamayanlar üst katta yer alacaklar- dır. Bunun için de ulus devletin, sosyal devletin bu düzenin gerçekleri ışığındaakılcı direnmesi; öz bün- yesinde demokrasinin, toplumsal hakların ve yaşam düzeyinin ve ulusal güç unsuriarının ahenkli olarak geliştirilip güçlendirilmesi temel koşuldur. Ekonomı- si, teknolojisi, pol'ıtik ve küttürel yapısı özgün ve güç- lü olmayan bir ülkenin sadece asken gücünün dün- yanm en iyilerinden bin olması, ulusal güvenlik için gereklidir, ama uzun erimde yeterii bir öğe değildir. IDemokrasi, toplumsal haklar ve yaşam düzeyi ve ulusal güç unsurlan YDD gerçeğini bilen, uygun nok- talarda ona direnerek ulusal yarar ve çıkarlan savu- nan. çevresel banşı muhafaza ederek ulusal güven- liğı pekiştiren yönetimlerce dengeli geliştırilebilir, güç- lendirilebilir. Bu da bilgili, bilinçli, yurtsever, bağım- sız karar verebilen, erdemli ve onurlu yönetimlerin ön- derliğinde olur. Türkiye için; emperyalizme ve işbir- likçilerine savaşım vermiş, utku kazanmış, çağdaş ulus devleti kurmuş, Türk aydınlanmasını başlatmış Ata- türk'ün ideallerine sahip çıkan yönetimlerle olur. Bu anlayış yönetimlerde güç kazanmazsa ulusumuzun güzel yannlannı düşünenlerin ve halkımızın sonu hüs- ran olacaktır. Milliyetçilik, Türk ulusunun insanlık ailesinde say- gın konumda olmasım sağlamak için, çağdaş uygar- lık düzeyine erişme ve halkımızın refah düzeyini ada- let içinde arttırma ülküsünün ttici bir gücü değil midir? BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Hindu tıp bi- limi. II Futbol- dasayı... Vücut- taki AIDS virü- sünü saptamak- ta kullanılan test3/Aklage- len, içe doğan düşünce. 4/Be- lirti... Üstü ka- 6 palı olarak an- latma. 5/ "Uza- örboynunuarar 8 eşini / Bir tek g — gördüm göl kenannda" (Karacaoğ- lan)... Gerçekleştirilme- si zamana bağlı istek. 6/ Vilayet... Satrançtaözel 2 bir hareket... Uzaklık 3 anlatmakta kullanılan söz. 7/ Aynı türden hay- vanlar arasında iletişi- mi sağlayan kimyasal maddelerin ortak adı. 8/ Eskiden Karagöz oyna- tılan kahvelere verilen ad... tlişkin, değgin. 9/ ' "Onlar ki — ile verirler dünyaya nizâmat / Bin türlü te- seyyüp bulunur hanelerinde" (Ziya Paşa)... Ağaçlan yontmakta kullanılan marangoz aracı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Saldırgan. 2/ "Hayır" anlamında kullanılan söz... Boğa güreşinde, boğayı şa- şırtmak ve yormak için kullanılan kırmızı kumaş. 3/ Ovünme, iftihar etme... Sergen. 4/ Maranta adlı kamış- tan çıkanlan ve çocuk maması yapmaya yarayan un. 5/ Bir kalenin ya da berkitilmiş bir yerin teslimi... Omur- gayı oluşturan kemiklerden her biri. 6/ Ağn Dağrndaki yaylalardan biri... Yankı. 7/ Aydın ilinde ünlü bir antik kent... Eski dildeekmek. 8/Görkem, heybet... llkel ben- lik. 9/ Yunan mitolojisinde, koşuda kendisini geçen er- kekle evlenen avcı kız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear