14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 1999 SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr PORTAL DtKMEN GÜRÜN 'Sansür' üstüne çeşhleıneler• Merkeziyetçi yapı ve politikalar değişmediği sürece, sadece sansürü uygulayan merciler değişecektir. Sanat, ancak özgür ve evrensel bir çizgisi olduğu ve değişik bakışlardan etkilenmediği sürece kendi dinamiği içinde gelişecektir. Sanata, sanatçıya müdahale etmeye ba- yıhyonız. Hele söz konusu tiyatro ise san- sûr çarkı çeşitli biçimlerde hemen dönme- ye başlıyor. Bu alanda medya kuruluşla- nndan yerel yönetimlere, milletvekilleri- ne, bürokratlara dek uzanan bir zincir olu- şuveriyor. NamıkKemal'in "Vatan Yahırt Sffistre"sinden bu yana pek değişen bir şey yok. O günlerde "piyesler zaptiye nezare- tinde muayeneden geçecek" denmiş, son- ra tıyatrolan denetleme görevi Matbuat Umum Müdürlüğü'ne verilmiş. 1950'ler- de "sansür kalkrj" müjdesi verilmiş, ama 1%0'larda yenı anayasanın getırdığı öz- gürlük ortammda tiyatrolann pıtrak gibi açmasıyla bırlikte sözde kalkan sansür çarkı kaçınılmaz olarak hız kazanmış. 1962 'de Haldun Taner "Sansür Lzerine" başlıklı yazısında çok önemli bir nokta- yadeğinir: "Herdevirde,sansürulusalçı- kar adına- hareket etöğini savunmuştur. Ama buna hiçbirzaman kendi de inanma- mıştır. Aslında geleneğin, statükonun bek- çiliğini sırf emrinde bulunduğu efendile- rinin adına yapar. Ö\teoimasa her yeni ida- re ile sansür ölcüterinin değişmemesi ge- rekirdL.'' Taner ustanın dediklerinın üze- rinden 37 yıl geçmiş ve bir arpa boyu yol alınmamış. Çok kısa bir süre önce yaşanmış olan 11. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festiva- li ("Faust Sürüm 3.0") ve Tiyatro Stüd- yosu ("Bağla Şu tşT) olaylanna kısaca ba- kacakolursak, bu esef verici olaylan ya- ratan kuruluş ve kişilerin ahlak bekçiliği adına sansürü destekleyen bir zihniyetin uzantılan olduğunu görürüz. "Faust Sü- rüm 3.0"ı pornografik bir ucuzluğa dö- nüştürme yolunda harcanan çabalarda dikkat çeken husus, bu oyunun Atatürk Küllür Merkezi 'nde oynanıyor olmasınm Tiyatro Stüdyosu'nun 'Bağla Şu lsi' ve Tiyatro FestivalTnde sahneienen 'Faust Sürûm 3.0'da yaşanan olaylar sansürü destekleyen bir zihniyetin uzanülan. vurgulanmasıdır. Daha da vahimi AKM Müdürlüğü'nün adı geçen oyunu önceden izleyerek denetleyip denetlemediğinin sorgulanmasıdır. Aynı şey "Bağla Şu tşp için de söz konusudur. Tarsus Belediye Başkam'nın imzasmı taşıyan basın bül- teni sansürü desteklemektedir. "Başkan Kocamaz, yetkilileri göreveçağırarak top- luma mesaj vermedeetkin bir yeri olan ti- yatrotarm külrür merkezmdeoynanmadan önce,en aandan senaryotannmgözden ge- çirilmesinin faydalı oiacağuuL." Tarsus Kültür Merkezi'nde oynanacak her met- ni (Kocamaz'ın tanımıyla senaryoyu) bir kurul okuyarak sansürleyecek. Olabilir mi böyle bir şey? Hangi devirde yasıyo- ruz? Sansürcü zihniyetin bir başka örnegi Kültür Bakanlığı bütçe görüsmeleri sıra- smda yaşandı. Işte bu görüşmelerden özet alıntılar: "...Osmanlı oyunu diye, eşcinsel- lerin anlatıkhgı Pera Palas'ı Devlet Tryat- roian'nda oynatmaksuretiyle gündeme ge- tirilmek istendiği haberini ahyoruz. Bu çok korkunç ve acıkiı bir durumdur. Bu- nun nnıtkka önüne gecümesini talep edi- yoruz_ Sayın genel müdürümüzün, An- kara Sanat Tryatrosu'nda, yakını olduğu söylenen Eşber Yağmurdereli'nın hayatı- ru oynamasını biz şıddetle kınıyoruz... Bu konuda duyarlılık talep ediyoruz... Dev- let Tiyatroİan, bugün öyle sanıyorum ki birtakım ideolojik oyunlar sergıliyor. Bu- nun toplumumuzun tamamını kaplaya- cak şekilde, kültürel oyunlar sergileme- sini talep ediyoruz (Mehmet Altan Kara- paşaoğlu)" "_ Mesela, Günes Çocuklan gibi, bil- mem ne gibi Amerikan veya Ingiliz eser- lerL. OGüneş Çocuklan tamamen Ame- rikan küKürünü Hgilendiren ikiemekünin hayao_ Tîyatroda konularuı seçüninde- bu dikkatin faydas olabiir (Oya Akgönenç Muğısuddm)" Bakanhğın yeni nygıılaması Kurullar, denetimler. dar bakış açıla- n... Sanatçılar, "Türldyeözgüriüklerela- yıknr" başlıklı bildirilerinde sanatsal ıfa- de yollanna ve yaratıcı zengınliğe hoşgö- rüsüzlükle direnilrnemesi gereğini tekrar tekrar vurguluyorlar. Sanatın özgürlüğüy- le örtüşmeyen davranışlar, öneriler, uygu- lamalar elbette geleceğe olan inançlan karartmıyor, ama bu anlamda artık buJut- lara hiç yer olmamalı. Bu noktada Kültür Bakanlığı 'nın yeni bir uygulamasına ya da bu husustaki gi- rişimlerine kısaca değinmek gereğini du- yuyorum. Çünkü Devlet Tiyatrolan'nın ve- ya Devlet Opera ve Balesi'nin ulusal ve- ya uluslararası feso'vallerden çağn alan ya- pıtlannın, bu yapıtlar "mutat yülık prog- ramlar dışında" olsa da Kültür Bakanlı- ğı bünyesınde oluşturulacak bir kurul ta- rafindan denetlenmemesi gerektiğine ina- ruyorum. Ne var ki Kültür Bakanlığı Müs- teşar Yardımcılığı tarafından "bakanhkma- kamuuT sunulan ve "olur" alan 2.6.1999 tarihli yazı böyle bir mekamzmanın ge- reklıliğıni savunuyor ve özetle diyor ki: "Bakaıdığunıza bağh DevletOpera ve Ba- lesi Genel Müdürlüğü ve Devlet Tıyatro- lan Genel Müdürlüğü'nün mutat yılhk programlan dısuıda çeşitti kurum ve ku- ruhışlardanyada ulusal ve uluslararasj fes- tival yönetimlerinden vald talepler üzeri- ne tume yapma. temsil verme ya da festi- vale katılma amacıyla bakanhğımızca ya- pdan göre> lendirmelerin çok >önlü bir değeriendirmeje tabi hıtulduktan sonra ka- tılımın uygun olup olmadığı hakkında, makam onayına sunulmasının uygun ola- cağıdüşünütmektedhf Bu değerlendirme- lerin bir laırul tarafından yapılmasının öngörüldüğü yazı şöyle devam ediyor: "Makamlanncada uygun görüklüğü tak- dirde söz konusu değeıiendirme kurulu- nun, bakanhğımız ilgili müsteşar yardım- cısı başkanuğında, ilgili kurum (Devlet Operave Baksi ya da Devlet Tıyatrosu) Ge- nel Müdürü, Dısişleri Bakanhğı Kültür Isleri >~a da Yurtdışı Tanıtma Genel Mü- dürü'nden oluşmasını ve gerekli görülen hallerde ITI Türkiye Merkezi Başka- m'ndan ya da kurul başkanınca uygun görülecek uzmanlardanda görüş alınma- suu oluriannıza_" Bu hususta Devlet Opera ve Balesı Ge- nel Müdürü ya da Devlet Tiyatrolan Ge- nel Müdürü ne düşünüyor bilemem, ama bir değerlendirme lcurulu, bir sansür ku- rulundan başka bir şey değildir. Bir öne- riye sanatsal anlamda olurnlu ya da olum- suz yarut vermek o kurumun basındaki ki- şinin ve birlikte çahştığı sorumluluklan paylaştığı sanatçı meslektaşlannın yü- kümlülüğü altında olmak durumundadır. Aslında sistemin temelinden sorgulan- ması gerekmektedir. Merkeziyetçi yapı ve politikalar değişmediği sürece, sade- ce sansürü uygulayan mercileT değişe- cektir. Sanat, ancak özgür ve evrensel bir çizgisi olduğu ve değişik bakışlardan et- kilenmediği sürece kendi dinamiği için- de gelişecektir. Annie Lennox ile Dave Steward 10 yıl sonra Teace' adlı albümle yeniden bir araya geliyor Eıırythmics sahneye geri dönüyor GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Eurythmics hay- ranlarına müjde! Annie Lennox ve Dave Steward 10 yıl sonra yeniden bir araya geldi. Londra'nın Crouch End semtindeki stüdyolannda hanl hanl "Peace" adlı yeni albümlerini hazırlamaktalar. Albümden bir "süıg- le" ağustos ayında satışa çıkanlacak. Albümün kendisi de ekimde piyasa- ya sürülecek. Aynı zamanda Euryth- mics Avrupa turnesini baslatacak. Annie Lennox ile Dave Steward, 19701i yıllarda 4 yıl süren bir aşk ya- şamışlardı. Daha sonra bera- berliklerini stüdyo ve sahne hayatında sürdürdüler. An- nie, Israilli film yönetmeni Uri Fruchtmann'la evli. Lo- la ve Tali adlı iki çocuklan var. Dave ise Bananarama grubundaki şarkıcı Siobhan Fahey'le evliliğini sona erdir- di. Halen Anouchka adlı bir kadınla birlikte. Annie Lennox. Euryth- mics'in yeniden doğuşunu Is- veç gazetesi Dagens Nyhe- ter'e şöyle anlattı: - Farklı koşullar bir araya gelerek bizi yeniden buluşturdu. Ortak dostu- muz Ruth Picardie'in aniden kanser- den ölmesinden sonra açılan yardım kampanyasına katılmamız istendi, biz de geri çevirmedik. Derken bir ödül aldık. 0nun galasında sahnede şarkı söyledik. Bir de baktık, kısa sürede or- taya dört şarkı çıktı. Yeni albümdeki parçalardan biri- nin adı "Seventeen Again". - Otobiyograf ik bir şarkı, diyor An- nie. Bu parçada "Sweet Dreams"den tonlar kûllanarak Eurythmics'i amm- satıyoruz. Ben 17 yaşındayken Aber- deen'de bir yatılı kız okuluna gidi- yordum. Saçım uzundu ve flüt çalıyor- dum. Geceleri dans etmeyi çok sevi- yordum. Sonra Kraliyet Müzik Aka- demisi'ne alındım. O yıllar çok ma- sumdum. - Ben hiç masum değildim, diye araya giriyor Dave. Sunderland'deki okul danışmamna giderek "Ben pop artisti olacağrnı" demek verimli sonuç getirmemişti. Beni derhal bir fabrika- nın personel bürosuna gönderdi. Da- ha 17 yaşındayken evden defalarca kaçmış, çeşitli uyuşturucu maddele- ri denemeye başlamıştım. Ikisi de kırsal kesimden bıkmıştı. Birbirleriyle tanışmadan önce Lond- ra'ya taşınmışlardı. Annie'nin gar- sonluk yaptığı restorana bir gün Da- ve gelmişti. Geliş o geliş. Çıktığmda • 'Faridı koşulîar bir araya gelerek bizi yeniden buluşturdu. Ortak dostumuz Ruth Picardie'in aniden kanserden ölmesinden sonra açılan yardım kampanyasına katılmamız istendi, biz de geri çevirmedik. Derken bir ödül aldık. 0nun galasında sahnede şarkı söyledik. Bir de baktık, kısa sürede ortaya dört şarkı çıktı.' artık bir çift olmuşlardı. The Tourist adlı grubu kurdular. DustySpringrıeld'ın "IOnly WantTo Be WWı You" adlı parçasıyla listele- re girdiler. Ardından Eurythmics'i oluşturdular. Artık liste başı parçalar peşpeşe geliyordu: "Sweet Dreams", "There Must Be An AngeJ", "Thorn InMySide"vs. Dave anlatıyor: - Biz aslında müzik dünyasmda şar- kılanmızla hep vardık. 16-17 yaşm- daki gençler sokaklarda şarkılanmı- zı söylüyorlar. Yeni nesillere ulaşmak çok güzel bir şey. Biz şu anda yalnız- ca kendi tarihimizi geliştirmekteyiz. Müzikal bakımdan "HereComes The Raln Again"den başlayan çizgi, yeni albümümüzdeki "I Saved The W9rid Today"e kadar uzanıyor. Yani ortada yeni ya da değişik bir Eurythmics yok. Eskilerden derlenmiş bir albüm hazır- lamıyoruz. llle de kulağa modern gel- sin diye de uğraşmıyoruz. lkimizin de kulüplerde basanh olma derdi yok. Ama birer insan olarak çok geliştik. Dave ile Annie, şarkılan, sahnede biri gitarlı iki kişinin icra etmesi için yazıyorlar. Çoğunlukla beste Dave'in, sözler Annie'nin: - Herkes en iyi bildiği ışi yapıyor, diye'ekliyor Dave. - Yalınlık temel olan öğe, diyor An- nie. "Peace Is Just A Worid" ve "I Sa- ve The World Today" parçalan Koso- va trajedisi ve NATO müda- halesi öncesı yazılmış. Dave anlatıyor: - Annie, neyin haklı, neyin haksız olduğuyla çok ilgileni- yor. Çok klealist ve inançlı. 01- dukça çekingen biri. Konu- munun bilincine sahip ve onu korumaya özen gösteriyor, hiç ıstısmar etmiyor. Annie de David'i anlatiyor - Sınırsız enerjiye sahip çok özgün bir insan. Müthiş yara- tıcı. Her şeyleuğraşıyor: Mü- zik, fılm, teknolojik yenilikler. Ya- nındakileri güldürmeyi biliyor. Son derece güvenilir ve cömert. Oldukça da komplike. Dave, înternet aracıh- ğıyla Kosovalı mültecilerin birbirle- rini bulmalanna yardımcı olunabile- ceğini düşünüyor. Annie ile Dave birbirlerini 30 yıl- dır tanıyorlar. Aşklan bitince aralan- mn bozuldugu söylenmişri. Şimdi ise son derece yakın arkadaşlar. Arka- daşlık aşktan uzun ömürlü oluyor di- yorlar. Son söz Annie'nin: - Dave benim bir parçam. Eskisin- den daha fazla eşitiz artık. Onunla birlikte çalışmaktan çok hoşlanıyo- rum. Çok iyimser, benim kötümser- liğimi yenmeme yardımcı oluyor. Hiç kuşkusuz, başanlı olfliam tamamıyla kendi vereceğim uğraşa bağh, ama Dave bu uğraşı kolaylaştınyor. Eurytbmics, ekimde pi>asaya sürülecek albümünün ardmdan Avrupa turnesine çıkacak. İstunbulbienalindeTürk sanatçılarKültür Servisi - 6. Uluslararası Istanbul Bienali, eylül ayında farklı coğrafya ve kültürlerden gelen sanatçılan Istanbullularla bulusturacak. Bienalde bu yıl 10 Türk sanatçı yer alacak. Bienal, çağdaş Türk sananndaki dönüşümleri ve yeni eğilimleri 'Tutku ve Dalga' başlığıyla yansıtmayı amaçlıyor. Bienalde yapıtlan sergilenecek Türk sanatçılar şöyle: HalukAkakçe, Sami Baydar, Aydan Murtezaoğlu. Füsun Onur. Ebru Ozseçen, Neriman Polat. Sefa Sağlam. Güneş Savaş, Murat Şahinler ve Omer Uluç. Türk katılımcılann çoğunu yeni • kuşak sanatçılar oluşturuyor, ancak aralannda Füsun Onur ve Ömer Uluç gibi deneyimli ustalar da var. Aydan Murtezaoğlu, Füsun Onur, Ebru Özseçen, Sefa Sağlam ve Haluk Akakçe Türkiye'de yetişip, sanat çahşmalannı yurtdışında sürdüren sanatçılar. Bu yıl küratörlüğünü Paolo Colombo'nun üstlendiği bienale Aydan Murtezaoğlu, Füsun Onur, Ebru Özseçen ve Sefa Sağlam yerleştirmeleriyle, Neriman Polat, Güneş Savaş video çalışmalanyla, Haluk Akakçe, Sami Baydar ve Murat Şahinler resimleriyle, Ömer Uluç ise duvar resmiyle kahhyor. YAZIODASI SELİM ÎLERİ Romanlarımızı Seviyorum! Istanbul'dan yazan Sn. Nerime Başar, Reşat Nu- ri'den veAkşam Güneşi'nöen söz açıyor "(...) Sizin de romanlannızın birkaçı bana pek ka- nşık geliyor. Kısacası günümüz Türk yazaıianndan, bilhassa günümüzün romancılanndan yeterince bes- lenemiyorum. Yıllar önce okuduğum Akşam Güne- şi'nin hatırası nerede?! Reşat Nuri Güntekin'in bü- tün eserierini bir solukta okurdum. O nasıl akıcı bir Türkçeydi! Akşam Güneşi'ni kaç defa okuduğumu artık hatıriayamıyorum. Zaten arada bir Akşam Gü- neşi'nin, Dudaktan Kalbe'n/n, bir Yaprak Dökü- mü'nün, Acımak'/n nostaljisine kapılarak bu eserie- ri tekrar okurum. Artık niçin böyle romanlaryazılmı- yor Selim Bey? Cumhuriyet'tekiyazılannızı severek okuyorum. Hassas bir insansınız. Fakat romanlan- nızdaki anlatım beni çoğu kez zoriuyor. (...)" Evet, böyle yazmış Sn. Başar. Akşam Güneşi'ni dü- şündüm. Bir adada geçer Akşam Güneşi; galiba M. Adası'ydı. Ya da (M...) Adası. Bu (M...) Adası, impa- ratorluk dönemindeki Midilli olabilir mi? Akşam Güneşi'ni srtmalı saatler içinde, bir buçuk günde, kendimden geçerek okumuştum. Nazmi ve Jülide. Nazmi'nin ileri yaştaki aşkı beni o zamanlar niye öylesine etkilemiş? On dört, on beş yaş, yeni- yetmelik. Ömrün son aşklanndan o kadar uzak... Yine kalbim trtreyerek okuyordum. Nazmi'nin bir yaşam boyu süren yalnızlığı vardı. Kansının -Adı ney- di bu genç kadının?- akrabası Jülide, M.'ye geliyor ve Nazmi, Fransız Konsolosluğu'ndaki 14 Temmuz balosunda çok genç Jülide'yle bir vals 'yapıyordu'. Türk kadınının erkek içine çıkamadığı dönemde, bu vals, konsolosluğun üst katında, aşağıdaki salonu, dans edenleri kuşbakışı gören, kafeslerle çevrili bir galeride yapılıyordu galiba. Niye Akşam Güneşi gibi romanlar yazamadım? Yaz- mak ister miydim? Isterdim, yalan söylemeyeyim. Ama olmadı. Her dönemin bir yazış tarzı var, bel- ki o yüzden. Sonra, Reşat Nuri çapında akıcı, Nerime Hanım'ın da vurguladığı gibi, öyle alıp götüren kaç romancı bu- labilirsiniz? Benimkiler tutuktur, ürkek ürkek gelişir- ler, gelişmeye çalışıriar. Türkçelerinde ince bir çapak gezinsin istemişimdir. Başardım başaramadım, o aynkonu. Üstelik etkisi altında kalmışımdır Akşam Güne- şi'nin, Reşat Nuri'nin. BirKadın Düşmanı, EskiHas- talık, Kavak Yelleri, elbette Çalıkuşu... Sn. Başar'ın andığı romanlardan başka, işte şu Reşat Nuri roman- lan da unutamadığım yapıtlar. Gökyüzü de, Kızılcık Dallan da. Bir Reşat Nuri'miz yok bugün. Hep söylediğim gi- bi, bir Orhan Kemal'imiz de yok. Refik Halid yok. Kemal Tahir yok. Isteyen istediği kadar küçümse- sin, Kerime Nadir'imiz yok. Romanımızın geniş yel- pazesinin kapanmaya koyulduğunu saptayabiliyo- rum. Yeniden okumak istediğimiz romanlar: Bakın, bu da başlı başına araştırma alanıdır. Çağdaş Türk edebiyatından birçok romanı yeni- den okudum. öncülerin yaprtlanndan Aşk-ı Mem- nu, Eylûl, Kiraiık Konak, Hep O Şarkı, Handan, Kalb Ağnsı ilk aklıma gelenler. Melih Cevdet imzalı Aylaklar, Oktay Akbal'dan Suçumuz İnsan Olmak daha yakın dönemin roman- lan. Attilâ llhan'ın romanlannı mutlaka ikinci kez okumalar... Oktay R'rfat'ın Bir Kadının Penceresin- den'i... Gelişigüzel sıralıyorum. Tanpınar'ın romanları, Abdülhak Şinasi'nin "hi- kâye" dediği üç romanı daima başucumdadır. Pe- yami Safa, Kemal Blbaşar'dan Denizin Çağnsı, Su- at Derviş'ten Çılgın Gibi. Yusuf Atılgan, Leylâ Er- bil. Bu yazarlan, bu yapıtlan yeniden-yeniden oku- dum. Şu an dilimin ucuna gelmeyen daha niceleri. Beni sarsan Kürk Mantolu Madonna... Hakkı yen- miş Üç Istanbul. Nahid Sım. Bende roman coşku- lan uyandıran Peride Celal.. Gelecek yüzyılda ki- şileri yaşayacak Hüseyin Rahmi... Iç burkan Ferrt Edgü... Ben romanlanmızı çok seviyorum. Aslında her okurun üç beş romancısı vardır. Faz- lasını ummayalım. Sn. Başar, Reşat Nuri'yi seviyor. Bir başkası, Tan- pınar'ı. Bana gelince, benim çok romancım var, hem edebiyatımızdan, hem dünya edebiyatından. Hep- sini seviyorum! Takvimde tz Bırakan: "Kır çiçeklerini bir araya topluyorum..." Lawren- ce Durrell, Justine, (Ülker İnce çevirisi), Can Ya- yınlan, 1984. Stantey Kuörtek'in son filmi I Kültür Servisi- Mart ayında ölen ünlü film yönetmeni Stanley Kubrick'in son filmi 'Eyes Wide Shut'(Gözleri Sımsıkı Kapalı), Amerika'da gösterime girdiği ilk hafta sonunda gişe rekoru kırdı. Başrollerini Tom Cruise ile Nicole Kidman'ın paylaşuklan erotik gerilim niteliğindeki fılmin hafta sonu 22.8 milyon dolarlık gelir elde ettiği bildirildi. Eyes Wide Shut, hafta sonunda Amerika'da en çok izlenen film oldu. Oyımcu Donal McCaım öMii • Kültür Senisi- trlandalı oyunculardan Donal McCann 56 yaşında yaşama veda etti. Uzun bir süredir hasta olan McCann çok sayıda tiyatro oyunu, tv ve sinema filminde rol alıruşo. Son olarak Sebastian Barry'nin 'The Steward of Christendom' adh oyunuyla Dublin, New York ve Londra'da sahneye çıkmıstı. McCann, John Huston'ın James Joyce'tan sinemaya uyarladığı 'The Dead' ve 'Out of Africa' firmlerinde rol almışti. Dublin'deki Gate Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni Michael Colgan, McCann'ı büyük bir yetenek ve ülkede yetişen en iyi sahne oyuncusu olarak nitelendiriyor. Banş, Makedonya'da oynanacak • Kültür SenisJ- Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan, 1998-99 tiyatro sezonunda Fransa'ya yaptığı turneden sonra ikinci turnesini Makedonya'nın Ohrid kentinde düzenlenecek olan Yaz Festivali'nde gerçekleştiriyor. Şehir Tiyatrolan, Aristophanes'in 'Banş" adlı oyununu 22-29 temmuz tarihleri arasında Ohrid'de sahneleyecek. Çevirisini Azra Erhat ve yönetmenliğini Kemal Kocatürk'ün yaptığı oyunda başlıca rolleri Engin Alkan, Arif Akkaya, Murat Bavli paylaşıyor. Oyun, 2500 yıllık süreçte banş ülküsünün hiç bitmeyeceğini anlatıyor. Şehir Tiyatrolan geçen yılki Ohrid Yaz Festivali'ne ise 'Bir Ata Kırallığım' oyunuyla katılarak en iyi oyun ve en iyi kadın oyuncu 'Şebnem Köstem Kocatürk' ödüllerini almışti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear