Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20TEMMUZ1999SALJ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab(S cumhuriyet.com.tr 11
Banş Harekâtı'nın 25. yıl kutlamalan çerçevesinde Türkiye'den üst düzey temsilciler ve çok sayıda yabancı konuk Ada'ya geldi
Kıbrıs'a siyasi çıkarma
Harekâta
gidenyol
İstanbuIHaberServi-
si - Yunanistan, 2. Dün-
ya Savaşı'nın sona er-
mesinin ardından Kıb-
ns'ı ühak etmek (Enosis)
için çaba göstermeye
başladı.
Kıbns tarihinin en
önerrdi dönûm noktala-
nndan bıri, Başpiskopos
Makariosun 15 Ocak
1950'de düzenlediği,
Kıbns Rumlannın yüz-
de 96"sının "evet" oyuy-
la sonuçlanan Enosis ple-
bisitioldu. 15-16Ağus-
tos 1960'ta Londra'da
Türkiye, Yunanistan ve
lngiltere'nin katılımıy-
la imzalanan anlaşma-
larda Kıbns Cumhuri-
yeti resmen ilan edildi.
Rumçeteteri
21Aralıkl963'te.si-
lahlı Kıbns Rum çetele-
ri. Lefkoşa'nın Türk ke-
simindeki evlere saldır-
maya başladı. Makarios
ise 22 Aralık'ta garanti
anlaşmalannı tanımadı-
ğını açıkladı. Türki-
ye'nin saldınlann önlen-
mesi için Yunanistan ve
Ingiltere nezdinde yap-
tığı girişimler de sonuç
vermedi. 25 Aralık
1963'te Türk HavaKuv-
vetleri'ne bağlı savaş
uçaklan Lefkoşa ûzerin-
de uyan uçuşlanna baş-
ladı. Bu gelişmelerin ar-
dından Makarios'un gi-
rişimleriyle tngiliz Yük-
sek Komiserliği'nde "\e-
;B HatAnlaşmasT imza-
landı. Adanın taksımatı
fıilenbaşlamıştı. Bu gö-
riişmeler yapılnken Rum
çeteleri de Ayvasıl Türk-
lerini topluca katlederek
toplu mezariara gömü-
yordu. Kanh Noel olay-
lan sonucunda 146 Türk
hunharca öldürûldu. Ma-
karios'un 1 Ocak 1964
tarihinde Zürich ve
Londra antlaşmalannı
feshettiğini ilan etme-
siyle Kıbns Cumhuriye-
ti ortadan kalktı ve Rum
yönetimi Türklerin hak-
lannı gasp ederek Kıb-
ns Cumhuriyeti'ni ele
gectrdi.
Inönü'ye mektup
ABD Başkanı John-
son,Kıbns sontnuna ba-
nşçı bir çözüm bulun-
ması için 6 Haziran
1964'te tsmet tnönü'ye
bir mektup göndererek
Washington'a davet et-
ti. Ardından Amerikan
Dışişleri Bakanlığı'nın
hazırladığı plan da so-
nuçsuz kalınca Erenköy
ve Mansura bölgelerin-
de Türklere karşı girişi-
len katliam hareketleri-
ne misüleme olarak Türk
Hava Kuvvetleri'ne ait
jetler 8-9 Ağustos'ta
Rum mevzilerini bomba-
ladı.
1967de SiüeynıanDe-
mird ve Koüians arasın-
da yapılan görüşmeler-
den de sonuç çıkmayın-
ca, 15 Kasım'da Gnvas
komutasındaki Rum-Yu-
nan askeri birlikleri, Ge-
çitkale ve Boğaziçi köy-
lerindeki savunmasız
Türk köylerine saldırdı.
Bunun üzerine TBMM,
Kıbns'a müdahale ka-
ran aldı. 28 Aralık
1967'de ise Kıbns Türk
toplumu 19 maddeden
oluşan. anayasal bir dü-
zenedayanan Kıbns Ge-
çici Türk Yönetimi'ni
ilan etti. Başkanlığına
Dr.FaalKüçük,başkan
yardımcılıgına da Türk
Toplumu Meclis Başka-
nı Rauf Denktaş getiril-
di.
15 Temmuz 1974 sa-
bahı, Makarios'a karşı
birdarbe grrişiminde bu-
lunuldu. Aynı gün fana-
tikbirTürk düşmanı olan
EOKAliderlerindenNi-
kosSampson. devlet baş-
kanlığına atandı. Türki-
ye, 16 Temmuz 1974'te
fngiltere ve BM nezdin-
deki girişimlerinden bek-
lediği ilgiyi göremeyin-
ce adada yasal düzeni
yeniden tesis etmek için
20 Temmuz 1974'te Ba-
nş Harekâtı'nı başlattı.
REŞAT AKAR / SERKAN DEMİRTAŞ
LEFKOŞA-Türkiye ile KKTC arasında-
ki 3. Ortaklık Konseyi, Avrupa Birliği ile güm-
rük birliğine karşı ortak ekonomik alan oluş-
turulmasını kararlaştırdı. Anlaşmayla iki ül-
ke arasındaki eümrüklerin birleştirilmesi ön-
görülmekte. Iki ülke arasındaki ticaret, an-
laşmanın uygulamaya girmesiyle tek güm-
rük ilkesine göre gerçekleştirilecek.
25 yıl önce Türk askeri birliklerince ger-
çekleştirilen Kıbns çıkarması dün Türki-
ye'den gelen birçok üst düzey devlet temsil-
cisi tarafından siyasi açıdan gerçekleştiri-
ldi. Türkiye. Başbakan Bülent Ecevit baş-
kanlığındaki kalabalık bir heyetle temsil edi-
lirken, Romanya, Bulgaristan. Azerbaycan
ve Amavutluk'tan da 1 OO'e yakın parlamen-
ter geldi. Ortakhk Konseyi de dün yapıldı.
3. Ortakhk Konseyi Bildirisi özetle şöy-
l
• Türkiye - KKTC Ortakhk Konseyi toplantısı dün
yapıldı. Toplantıda, AB ve gümrük birliğine karşı ortak
ekonomik alan oluşturulması kararlaştınldı.
kilerde serbest ticareti esas almakta olup,
ikili ticarette karşılaşılan güçlüklerin gide-
rilmesi sonucunu verecektir. (Anlaşma Av-
rupa Birliği ile 1996 yılında gerçekleştirdi-
ği gümrük birliği anlaşmasına karşı. GB Tür-
kiye'nin üçüncü taraflara karşı gümrük uy-
gulamalanna da kısıtlama getıriyor.)
Yatırımlarda devlet yardımı anlaşması
KKTC'de yatınm ortamının teşvik edilme-
sini KOBl'ler ile sanayi, tanm. turizm, hiz-
met ve eğitim alanlannda girişimcilerin des-
teklenmesinin ortak yatınmlann gerçekleş-
tirilmesini amaçlamaktadır.
Boru hatnyla su taşıma: Balonlu su
taşıma projesine ek olarak alternatif içme-
suyu taşıma olanaklan üzerinde duruldu.
Devlet Bakanı Şükrü Staa GüreL balonla su
taşıma projesıne ek olarak boru hatlanyla
KKTC'nin hem içme suyu hem de tanmda
kullanmak amacıyla su gereksiniminin gi-
derilmesirjin öngörüldüğünü bildirdi.
Enerjİ v a ü n m i : KKTC'nin elektrik
enerjısı sorununun çözümü için öncelikle 4
milyon dolar tutanndaki onanm ve yenile-
megereksinimi karşılanacak.
Turizme destek: KKTC'nin turizm
alanında tanıtılması yönündeki faaliyetlere
Türkiye tarafindan gereken destek sağlana-
cak ve Türkiye'nin bu konuda yürüteceği
projelere KKTC'nin dahil edilmesi için ge-
rekli önlemler alınacak.
Konsey toplanösınınardından Devlet Ba-
kanı Gürel ile KKTC Başbakanı DervişEroğ-
lu iki ülke yurttaşlanna çalışma ve ıkamet
açısından kolaylıİdar sağlayacak bir anlaş-
ma imzaladılar. Bu anlaşmaya göre iki ül-
ke yurttaşlan Türkiye ve KKTC'de ikamet
ve vatandaşlık kazanma konusunda birçok
kolaylıklara sahip olacaklar. Derviş Eroğlu,
bu anlaşmanın iki ülke arasındaki bütünleş-
menin sağlanması açısuıdan önemli biradım
olduğunu bildirdi.
Ecevit, bugün Denktaş ile görüştükten son-
ra resmi geçit törenine katılacak. Ecevit ve
Denktaş'ın öğleden sonrayapacaklan basın
toplantısı ile ortak bir deİdarasyon yayım-
lamalan bekleniyor. Deklarasyon, ABD, G-
7 ve BM gıbi uluslararası kunıluşlardan Kıb-
ns'ta önkoşulsuz görüşmeler yapılmasına
yönelik baskılara bir yanıt olacak.
y mesaj: Taraflar vanlan aşama-
da ıkı taraf arasında statü eşitliğı sağlanma-
dan Kıbns"ta birbirlerine eşit egemen iki ay-
n devletin mevcut olduğu. bu iki devletten
birinin diğerinin üzerinde egemenlik ve oto-
rite iddiasında bulunamayacağı. hukuki ve
diplomatik açıdan açıkhkla ortaya konul-
madan başlatılacak bir müzakere sürecinin
başarı şansı olmayacağı hususunda görüş
birliğine varmışlardır. Kıbns'ta sürekli bir uz-
laşının ancak adadaki gerçekler üzerine bi-
na edildiği, üçüncü taraflann baskı ve zor-
lamalanyla değil, Kıbns'taki iki eşit devlet
arasında müzakere edildiği, Türkiye ile Yu-
nanistan arasındaki dengeyi koruduğu ve iki
taraf arasındaki sorunlara kapsamlı çözüm-
ler getirdiği takdirde kalıcı olabileceğinin
altını çızmişlerdir. Tüm ilgili taraflan KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın 31 Ağus-
tos 1998 tarihinde vaptığı konfederasyon
önerisini dikkatle. ciddiyetle değerlendir-
meye davet etmişlerdij.
O r t a k ekonomik alan: Ortak eko-
nomik alan ticaret v e ekonomik işbirliği an-
laşması ve yatınmlarda devlet yardımlan
anlaşması ve iki ülke menkul kıymetler bor-
salan arasındaki organik bağlann korunma-
sı ile gerçekleşme imkanı bulacak. Ticaret
ve ekonomik işbirliği anlaşması, ticari iliş-
Denktaş Cumhuriyet'e konustu
25 yıl önce Türk askerinin çıkOğı ada>a bu sefer Türk sa\aş gemilerinin yamsıra çok sayıda yabancı siyasetçi akın ediyor.
w w
Once eşit statü, soııra müzakereDış Haberkr Servisi - Kıbns ko-
nusunda. G-8 ülkeleri (ABD. Ingil-
tere, Fransa, Almanya, Italya, Ka-
nada, Japonya ve Rusya) son Köln
zirvesinde bir çağn yapmışlar, BM
Güvenlik Konseyi (BMGK) de bu
çağn doğrultusunda 29 Haziran
1999 tarihinde bir karar kabul et-
miştir.
Bu çağn ve karar çerçevesinde
Kıbns Türk \e Kıbns Rum tarafı-
nın şu dört ilkeye göre muhteme-
len ABD'de bir yerde eylül'ekim dö-
neminde müzakere masasma otur-
malan ve bir çözümle sonuçlanın-
caya kadar müzakerelere devam
etmeleri istenmektedir:
1. Önkoşulsuz,
2. Masaya bütün sorunlann ko-
nulması.
3. Sonuca vanncaya kadar mü-
zakerelerin iyi niyetle sürdürülme-
si.
4. İlgili BM kararlannın ve ant-
• "BM Güvenlik Konseyi'nin G-8'lerin çağnsı doğrultusunda kabul
ettiği önkoşulsuz müzakere karan, asıl olarak Rum kesiminin işine
laşmalannın dikkate alınması.
Bu ilkeler ne anlama gelmekte-
dir?
Önkoşulsuzluk Ukesi: Öneriyi
yapanlara göre, 'önkoşulsuzhık'ta-
raflardan her birinin masaya iste-
dikleri öneriyi ve sorunu götürebil-
meleri, ancak masaya oturulma-
dan önce hiçbirinin belli bir çö-
züm ya da koşul için dayatamama-
lan demektir.
Oysa. me\'cut durumda, önkoşul-
suzluk, Kıbns Rum tarafı ile Yu-
nanistan lehine olan bütün unsur-
lann peşinen benimsenmesi anla-
mına gelmektedir. Bügünkü koşul-
larda masaya oturduğu takdirde,
Kıbns Türk tarafi asgari şu husus-
lan peşin olarak kabul etmiş ola-
yaramaktadır."
caktır:
• Kıbns Cumhuriyeti'nin var-
lığı,
• Anılan cumhuriyetin Kıbns
Rurnlan tarafından temsilinin meş-
ru olduğu,
• Anılan cumhuriyetin tek ege-
menliği, tek uluslararası kişiliği ve
tek vatandaşlığı olacağı.
• Bulunacak çözümün federas-
yon esasına dayanacağı.
• Kıbns Rum tarafmın uygula-
dığı ambargolann kaldınlmayaca-
ği-
• Kıbns Rum tarafının silah-
lanmasına ve Yunanistan'la aske-
ri bütünleşmesine itiraz edilemeye-
ceği,
• Kıbns Rum tarafinın AB'yle
sürdürdüğü katılma müzakereleri-
nin kesilmeyeceği,
• Kıbns Rum tarafinın Türkiye
aleyhine Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nde açtığı davalann
aynen süreceği.
Bugün geçerli olan uluslararası
ortamda önkoşulsuzluk, Türk tara-
fını fevkalade dezavantajlı bir ko-
numda bırakmaktadır.Gerçek ön-
koşulsuzluk ancak iki tarafın ma-
saya eşit statüde oturmalan ve ma-
sadan aynı koşul lar altında kalma-
landır.
Masa>a bütün sorunlann konul-
ması ilkesi: Önerivı yapanlara gö-
re bu ilke. taraflara istediklen so-
nınlann hepsini masaya getirme
imkanı tanımaktadır. Oysa, ger-
Denktaş, kutiama
törenleri öncesinde
"Özgürluğümüzün
25. yılını kutlarken
mutluyuz. Hiç kimse
bizden 1974 öncesi
şarHarageri
dönmemizi
bekkyemez" cüye
konuştu. Türk
askerkri Ada'da
Kıbnsh Türklerin
25 yıl önce sevinç
gösterileriyle
karşılanmışü.
Kıbnslı Türkler, 20
Temmuz'u,
Özgürlük ve Banş
Bayramı olarak
kurJuyoriar.
çekte durum yine farklıdır. Zira
GKRY BM kararlanna da dayana-
rak, Türk tarafi masaya getirse bi-
le, egemenlik tasarruflan olduğu-
nu iddia ederek. bazı sorunlan tar-
tışmaktan kaçınacaktır.
Söz konusu ilkenin eşit ve adil
olarak işleyebilmesi için Kıbns
Türk tarafinın masaya eşit 'devtet'
sıfatıyla oturması gerekir.
Sonuca vanlıncaya kadar mü-
zakerelere devam ohınması ilkesi:
Öneriyi yapanlara göre, bu ilke
çerçevesinde, taraflar bir çözüme
ulaşmadan masadan kalkmayacak-
lardır.
Bu ilke, Kıbns konusunda şim-
diye kadar uygulanan ve taraflann
özgür iradelerini esas alan yöntem-
lerin inkâr ve reddi anlamına gel-
mektedir.
İlgili BM karariannı ve ajnüaş-
malan dikkate aima ilkesi: Öneri-
yi yapanlara göre, taraflar, il-
gili BM kararlannı ve antlaş-
malannı tam olarak dikkate
almalıdır.
'tlgili antlaşmalar'a yapı-
lan atıfla Türk tarafi elinde ol-
mayan bir şeyi kazanıyor ol-
mamaktadır. Oysa bazı karar-
lar, Kıbns Rum tarafını hak-
sızca 'Kıbns hükümeti' olarak
kabul etmektedir.
Ne yapılmalıdır?
Taraflar müzakereye eşit
zeminde davet edilmelidir. Bu-
nun için taraflann eşit statü-
de olduğu kabul edilmelidir.
AB katılma müzakereleri as-
kıya almmalı, GKRY'nin Tür-
kiye aleyhine açtığı davalar
geri çekilmeli ve Rum silah-
lanması ve PKK'ye verdiği
destek sona erdirilmelidir.
Müzakereler taraflann ser-
best iradesine göre yapılmalı
ve sürdürülmelidir. Müzake-
re yerinin Kıbns olması daha
uygundur.
'Geriye
• Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 'KKTC
en az GKRY kadar meşru bir devlettir.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın' dedi.
LEFKOŞA (Cumhu-
riyet) -KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş,
dünyanın "arnk adada
iki devletin bulunduğu
gerceğini görmek zorun-
da" olduğunu söyledi.
Cumhuriyet'e konuşan
Rauf Denktaş, "Uyuş-
mazhğı bu noktaya biz
getirmedik, onlar gerir-
dfler. Biz hep sa\ unmada
kakuk,kendimiziyokol-
maktan kurtardık" diye
konuştu.
Adada Türklerin de,
en az Rumlar kadar hak-
lan olduğunu savunduk-
larrnı ifade eden Denktaş,
bunu yaparken. "bephu-
kukun, uluslararası an-
laşmalann sınırian için-
de kanndığınr ifade et-
ti. Denktaş şöyle konuş-
tu:
U
1974'te Kıbns Banş
Harekâb ile Enosis'i en-
geüedik. 25 ydda adada
iki devlet meydana geldL
Uluslararası camia biri-
ni tanıyor, diğerini ise ta-
nımıyor. Bunun ne hu-
kukla nede insanhkla bir
ügisi var. Bazıbfiyük dev-
letler >v AB, Kıbns uyuş-
mazkğını sona erdirmek
için yardım etmek isti-
yoıiarsa herşeyden önce
KKTCnndeĞKRY ka-
dar meşnı bir devlet ol-
duğunu görmetidirter. Sa-
dece bir tarafi tarumanın
bir tek sebebi olabilir;
Kıbns uy uşmaznğmı so-
na erdirmek istememe-
leri."
Yunanistan' ın Rumla-
nn arkasında bulunması-
nm uyuşmazlığın çözü-
müne yardımcı olmadı-
ğı, aksine yeni sorunla-
nn doğmasına sebep ol-
duğunu kaydeden Rauf
Denktaş, "Bunun her-
halde farkındalar" de-
di.Bugün gelınen nokta-
da artık "konfederasvo-
nun tekçıkıs yolu" oldu-
ğu görüşünü dile getiren
KKTC Cumhurbaşkanı,
görüşmelerin ancak iki
eşit devletin görüşmesi
şeklinde olabileceğini
vurguladı.
Denktaş şunları söy-
ledi : "Bu konuda Türki-
ye ile tam bir görüşbirli-
ği içinde bulunuyoruz.
Bu ortak tutumumuzu
bütün dümava ilan crtik.
Masada bir tek konu gö-
rüşülebilir; o da konfe-
derasyondur. Bizi cema-
at statüsünde masaya
oturtmakisteyenler hayal
kmkuğına u^-avacaklar-
dır. Türkiye \e KKTC,
ortak turumu ile bunun
böyle olması gerekrjğini,
başka bir çıkış yolunun
bulunmadığını tüm dün-
yaya göstermişlerdir.
T
'
Türkiye'nin içinde bu-
lunmadığı AB"ye Rum-
larla birlikte girilmesi-
nin, ne tip bir güvence
verilirse verilsin, Kıbrıs
Türklerini azınlık starü-
süne düşüreceğini belir-
ten Denktaş, öncelikle
KKTC'nin ayn bir dev-
let olduğunun kabul edil-
mesi gerektiği görüşünü
yineledi.
'KKrC'yitanıyuı'
Denktaş. "Kıbns uyuş-
mazlığının çözütmesini
isthwrlarsa KKTC'yi ta-
nımalüar" dedi. Denk-
taş konuşmasını şu söz-
lerle_tamamladı:
"Ozgürtügümüzün 25.
yılını kutlarken mutlu-
yuz. Hiç kimse bizden
1974 öncesi sartiara geri
dönmemizi bekleyemez.
KKTC enaz GKRY ka-
dar meşnı bir devlettir.
Onlar tanımasalar bile,
biz vanz ve varhğımızı
sürdûreceğiz. Bundan
kimsenin kuşkusu ol-
masm."
SIN1RDA GÖSTEBİLER
Rumlar öfkeli
LEFKOŞA (Cumhu-
riyet)-Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti, 20 Temmuz
1974 Kıbns Banş Hare-
kâtı'nın 25. yılını coşku-
ya kutlarken, törenler,
Rum kesiminde kızgın-
lığa neden oldu.
3 bin Rum, önceki ge-
ce geç saatlerde smırbo-
yunda protesto gösterile-
ri düzenledi. Gösterilerin
bugün de yoğunlaşarak
sürmesi bekleniyor. İki
ülke arasındaki yeşil hat-
tı kontrol eden BM Banş
Gücü yoğun güvenlik ön-
lemi alırken, Türk aske-
ri birlikleri de güneyden
gelebüecek tehditlere kar-
şı gerekli önlemleri aldı.
Başpiskopos Hrisosto-
mos, Rumlann önceki ge-
ce Ledra Palas sınır kapı-
smın Rum tarafinda dü-
zenlediği eylemde yaptı-
ğı konuşmada, Rum hal-
kını ortakmücadeleyeça-
ğırdı. Hrisostomos, ada-
da coğrafik ve demogra-
fık taksimi öngören bir
çözümü. siyasi liderliğin
ve halkın reddetmesini
isteyerek böyle bir dü-
zenlemenin haksız oldu-
ğunu ve yaşama şansı ol-
madığını savundu.
Hrisostomos, iki böl-
geli bir federasyon için
adanın küçük olduğu gö-
rüşünü ileri sürerek Rum
halkından "gelişmetere
seyirci kalmamasınr is-
tedi.
OR UŞ / EROL MANİSALI
ABD'nin ve AB'nin Kıbns yaklaşımlan
gerçekte onların Türkiye'ye "bakış açılan-
nı" da beliriemektedir. AB Kıbns'ın tama-
mını Türkiye'nin etki alanından çıkarmak,
koparmak, adayı AB'nin Doğu Akdeniz'de-
ki bir stratejik üssü yapmak istiyor.
ABD ise Kıbns ve Ege'de iç politikanın
esiri olmuş, altı sakal üstü bıyık misali meh-
ter yürüyüşü içinde.
Türkiye'nin tezi çok sağlam.
Banş mı, daha ne istiyorsunuz; siz de-
ğil, ama 25 yıldır bunu ben sağladım, şim-
di kalkıp bunu bozmak, adayı kan gölüne
çevirmek için mi baskı yapıyorsunuz, de-
diğinde AB ve ABD'nin verecek yanıtı bu-
lunmuyor.
Adada ve bölgede sizin 1960'tan beri
sözünü ettiğınizTürk- Yunan dengesi bun-
dan daha iyi nasıl sağlanır? Yunanistan'a
kredi açarak Türk-Yunan savaşını mı kö-
rüklemek istiyorsunuz, dediğinde AB'nin ve
ABD'nin yine verecek bir yanıtı bulunmu-
yor. Ne diyebilirier ki?
Türkiye artık KKTC'den vazgeçemez.
Bu Defa Çizmeyi Fazla Aştılar
1963'ten beri bize başka bir seçenek bı-
rakmadınız, dendiğinde yine verecek birya-
nıtlan olamaz.
Konfederasyon 1963'ten beri meydana
gelen gelişmeler karşısında tek gerçekçi se-
çenektir. dendiğinde AB ve ABD, mantıklı
bir karşı görüş öne süremiyoriar. Nedeni-
ni söyleyemeden sadece "olmaz" diyoriar.
Ancak iş işten çoktan geçmiş bulunuyor.
AB ve ABD artık adada "Rumlann hâkimi-
yetine yol açan" kapıları aralayamayacak-
lardır.
AB'nin ve ABD'nin önerdikleri bütün for-
müller şu sonuçlan doğuruyor:
1 - Adada yeni ve kanlı iç sorunlar doğa-
bilecektir.
2- Adanın Türkiye ile "ilişkilerinin kesil-
mesi" söz konusudur.
3- Adada Rum hâkimiyeti öne çıkacak-
tır.
4- Yunanistan, ada ile AB şemsiyesi al-
tında bütünteşmiş olacaktır.
Türkiye'nin bu sonuçlan doğuracak "ara
formüllere" evet demesini beklemek ola-
nak dışıdır.
Ecevit'in çok açık olarak ortaya koydu-
ğu gibi,
- 1974'te adaya banş gelmiştir.
- Türk-Yunan dengesi kurulmuştur.
Bütün bu gerçekleri göz ardı edip G-
8'lerin ve bazı büyüklerin güdümündeki
Güvenlik Konseyi'nin yeni sorunlar yarata-
cak ve ada Türklerini (KKTC'yi) zaman için-
de "eritecek" formülteri öne sürmek demek,
nehri tersine akıtmaya çalışmak demektir.
Kıbns Türkleri KKTCçattsı attında, özgür-
lüklerinin 25. yılını kutlarken, TBMM'nin ve
KKTC Cumhuriyet Meclisi'nin dünyaya ver-
dikleri mesajlar iyi anlaşılmalıdır. Bu iş çok-
tan brtmiştir.
Artık adada iki devletin yan yana banş
ve işbirliği içinde yaşamalannın koşullan-
nı araştjrma zamanıdır. Bunun için de AB'ye,
ABD'ye ve Yunanistan'a düşen önemli gö-
revler bulunmaktadır.
ABD ve AB artık, nehri tersine akrtma ça-
balanndan vazgeçmelidirier. Eğer kafala-
nnda, "Kıbns bahane, bizim Türkiye ile da-
ha başka hesaplanmız var" gibisinden dü-
şünüp, bunu bir baskı aracı olarak hâlâ
kullanmak istiyoriarsa, bu kendi sorunlan-
dır. Kendi "hesaplannın" bir sonucudur.
Ama biz bunu kabul edemeyiz.
Yunanistan "Türkiye karşıtı ulusal poli-
tikasını" düzertmelidir. Hayır düzeltemem,
çıkarianm bunu sürdürmemi zorunlu kılryor,
diye düşünüyorsa bu daYunanistan'ın ken-
di sorunudur, Türkiye'nin yarattığı bir uyuş-
mazlık değildir.
AB'yi anlamak kolay; Türkiye'yi gelece-
ğin Avaıpa devletı dışında tuttuğu için Tür-
kiye'nin ada ile ilişkisini kesmek istemek-
tedir. Ama ABD'yi anlamak zor; eğer bir sü-
per güç uluslararası ilişkilere ve dengete-
re bakarken "içerdeki azınlıklann esiri olu-
yorsa" o zaman o süper gücün üzerinde
kara bulutlar dolaşıyor diyebiliriz.
Kim ne derse desin, Türkiye bölgenin en
önemli ekonomik, siyasal, sosyal ve aske-
ri gücüdür. Dışardan hesap yapanlar ve
politika belirleyenler Türkiye'yi "bir kena-
ra itmeye" çalışırlarsa bu hesaplar sonuç
vermez. Hem bizim hem de onlann gerek-
siz yere başlanmız ağnmış olur, hepsi bu.
Geçen 25 yıl, AB'nin ve ABD'nin akıl al-
maz tek yanlı yaklaşımlanna karşın Türki-
ye'nin ne kadar haklı ve gerçekçi olduğu-
nu ortaya koymadı mı? Hâlâ gerçek dışı ve
tek yanlı formülleri nasıl öne sürebiliyoıiar?
Tahkimi geçirebilirter. 6 Mart 1995 Güm-
rük Birliği belgesi ile Türkiye'yi kandırabi-
lirier, ama Kıbns konusunda çizmeyi öyle-
sine aşıyoriar ki içerde güvendikleri dağlar
bile Türkiye'nin bunu kabullenmesineyet-
meyecektir.
işte bu noktada fena halde yanılıyorlar,
sonunda bu gerçeği de görecekler.