14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul'da Urfa etkinlikleri • Yurt Haberieri Servisi - Şanlıurfa Valiliğı ve îstanbul'dakı Şanlıurfa Dayanışma Derneğı'nce organize edilen"Şanlıurfa Kültûr Sanat Etkinlikleri" bugün İstanbul'da başhyor. 19-25 Haziran arasında Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayesi'nde, Şanlıurfa konulu resim ve fotoğraflar, el sanatlan ürünlen sergilenecek. Bu akşam saat 21 .OO'de aynı salonda, "Dırilen Şehir Şanlıurfa" konulu belgesel gösterilecek. "Sıra Gecesi"nde ise Kazancı Bedih ve Grubu eşliğinde otantik Urfa mûziği sergilenecek. tkinci bölûme THM sanatçılan da katılacak. TAIVTdan konferans • Haber Merkezi- Türkiye Araştırmalar Merkezı (TAM), Türkiye'de ve Almanya'daki Tûrk gençliğinin sorunlannı tartışmaya acıyor. Konrad- Adenauer Vakfi ile ortaklaşa düzenlenecek konferansta, Türkiye'deki ve Kuzey Ren Vestfalya örneğı üzennde Almanya"dakı Türk gençlennın sorunlan ele alınacak. TAM Direktörü Prof Faruk Şen ve Konrad-Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Dr. Wulf Schönbohm'un açılış konuşmalannı yapacağı toplantı, Istanbul'daki Alman Kültürevi'nde düzenlenecek. Türk Yıldızları'nın gösterileri • ANKARA (AA) - Türk Hava Kuvvetleri akrobasi timi "Türk Yıldızlan" Malatya ve Erzurum'da halka açık gösteri uçuşlan yapacak. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan verilen bılgiye göre Türk Yıldızlan, Malatya- Erhaç'ta 7. Ana Jet Os Komutanlığı'ndaki gösten uçuşlannı bugün saat 13.00-13.30 saatleri arasında gerçekleştirecek. Erzurum'da Havameydanı Komutanlığı'ndaki gösteri uçuşlan ise 20 Haziran Pazargünü 14.00-14.30 saatleri arasında yapılacak. Karne ve diploma paraları • İZMİR(AA)-îzmir Tüm Öğrenci Velileri Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğı (İZ- ÖVDER) Genel Başkanı Hasan Hüseyin Evın, ögrenci velilerinden zorla "karne ve diploma parası" adı altında para toplandığını söyledi. Izmir Valiliği'nın yayımladığı eğitime katkı payı genelgesinde "aylık 200 bin lira ile 1 milyon lira" denılmesine ragmen birçok okulun kame ve diploma parası adı altında velilerden 2 ıla 10 milyon lira arasında para talep ettiğini öne süren Evin "Tehditle, zorla karne ve diploma parası toplanamaz" dedi. Evin, Izmir'deki birçok lısede, okul dışından gelen birtakım gruplann öğrencileri sindirmek amacıyla bıçaklı. sopalı saldınlar düzenlediklerini de iddia etti. ÇHD: Yasadan çıkarılsm • (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Ali Ersin Gür. İHD Genel Başkanı Akın Birdal'ın salt düşüncelerinden ötürü cezaevinde olduğunu belirterek "Bunca hak ihlallerinin yaşanıldığı günümüzde. Birdal'ın şahsında cezalandınlmak istenilen, insan haklan ve düşünce özgürlüğüdür" dedi. Çağdaş toplumlarda düşünce suçunun tarihe kanştığmı vurgulayan Gür, "Ülkemizde onlarca insan haklan savunucusu, aydın, yazar ve avukatın sırf düşündüğü ve düşüncelerini açıkça ifade ettiği içın cezaevlerine konulmalan, hukuk sistemimızin bir kara lekesidir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TEMA Vakfı'nın etkinliklerine katıldı 'Tiirldye çöl olmasın'ERKANTUYSAL KARAPEVAR - Köy Hızmetleri Genel Müdürlüğü ile TEMA Vak- fi'nın Konya'nm Karapınar ilçesin- de düzenlediğı "Dünya Çölleşme Be Mücadele Gûnü" etkinliklerine ka- tılan Cumhurbaşkanı Süley man De- mirel. "Türkiye çöl olmasın. Bunu dünyaya haykırmaya geldik" dedi. Karapınarîdakı törene kanlan Cum- hurbaşkanı Demirel, Köy Hızmetle- ri Araştırma Tali lstasyonu Hizmet Binası'ndakı "Fotoğraflarla Yeşeren Çöl: Karapınar" sergisinı gezdık- ten sonra Karapınarlılara seslendi. Genç neslin, Karapınar'daki fela- ketın ne olduğunu tam bilemeyece- ğini. ancak bir nesil öncesinın bunu # tnsanlığın uyanık olması gerektiğini belirten Demirel, 'Eğer doğayı tahrip ederseniz doğa ölmeye yüz tutar. Onun üzerinde yaşayan insanlar da evvela göçmeye, sonra da açlığa mahkûm olurlar. Böyle olmaması için mücadele etmek gerekir' dedi. çok ıyı aramsayacagını i&de eden De- mirel, Karapınarlılann yıllar önce yaşadığı tehlikenın şimdi dünya ta- rafindan kabullenildiğıni anlattı. Bu- na karşı ınsanhğın uyanık olması ge- rektiğini belirten Demirel, "Eğerdo- ğayı tahrip ederseniz doğa ölmeye yüztutar. Onun üzerindeyaşayan in- sanlar da evvela göçmeye, sonra da göçecek yer bulamadıklan için açlı- ğa mahkûm olurlar. Böy le olmama- sı için mücadele etmek gerekir'' de- di. Demirel, toplannyı düzenleyen ku- ruluşlan kutladıktan sonra sözlerinı şöyle sürdürdü: "Buradan dünyaya mesaj veriyo- ruz: 'Dünya çöl olmasın. Onun ıçın- deki Türkiye çöl olmasın." TabtLbiz dünyanın mesetesini kaldıramayız. Herkes, kendi kaptsmın önünû te- mizteyecek. 'Türkiye çöl olmasın' diyenlere, 'Türkiye çöl olmayacak' diyeceğiz. Nedendirderseniz, bu mu- kaddestopraklan biz. ecdadımızdan şehitlerin kanlanylayoğnılarak dev- raldık. Biz emanetçhiz ve bekçrviz. Bu topraklann emanetçisi ve bekçi- siyiz." TEMA Vakfi Başkanı Hay- rettmKaraca'ya "ToprakBaba" di- ye seslenen ve bakanlarla birlikte platformun gensinden yanına çağı- ran Demirel, "BüyükAtatürkCum- huriyeti kurmuş, size emanet etmiş. TürtdyeCumhuri\«ti, aslında yoksul- hığa karşı zengiıüiğin müeadelesini yapu. Karanbga karşı ışığm mücade- lesiniyapü. TürkiyeCumhuriyeti ne- yi yapü. bozkıra karşı yeşilliğin mü- cadelesini yapn. Sizin hayalinizde olan günkr gelecek. Bu topraklar da yeşerecektir" dıye konuştu. TEMA Vakfı Başkanı Karaca, Ka- rapınar'daki çevre mücadelesinı Tür- kiye Cumhunyeti tarihinde bir dev- rim olarak nıteledı. Kraliçenin doğum günü Ingiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in 73. resmi doğum günü nedeniyle istanbul'da tngütere Başkonsolosluğunda resepsiyon verildi. İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Pcter Hunt ile eşi Ann Hunt tarafından başkonsolosluk bahçesinde \erilen nesepsivona, aralannda Türkiye Ermenikri Patriği Mesrob Mutafyan (II. Mesn>b), İstanbul ll Turizm Vlüdürü Yalçuı Manav, Cem Vakfi Başkanı Prof. Dr. tzzettin Doğan, işadamlan Üzeyir Garih, Ishak Alaton ve tiyatro sanatçısı Haldun Dormen'in de buiunduğu çok sayıda davetji kadkfa. (Fotoğraflar: LĞUR GÜNYÜZ) ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kim Kazandı... Kosova "macerası" şimdilik nokta- landı. Bizim yazılı ve görüntülü basın or- ganlan, genellikle Miloşeviç'in kay- bettiğini düşünüyorlar ama, doğrusu benim ciddi kuşkulanm var. Zira bu tür olaylarda, "savaş suçlu- su" durumundaki insanlar hesap ver- medikçe ya da hesap "sonılmadıkça" sorun bitmez. Bugün brtti gibi görü- nen sorun, yann bir başka biçımde ye- niden gündeme gelir. Ve "Kosova Ola- y»"nda, kimin kazandığını ve kimin kay- bettiğini anlamak için, her şeyden ön- ce taraflann "amaçlannın" saptanma- sı ve bu amaca ne denli yakın olundu- ğunun belirienmesi gerekir. Kosova sorunu, Yugoslavya'nın par- çalanması ve bir anlamda paylaşılma- sıyla başlayan sürecin dışında değer- lendırilemez. Ve bu işte; taraflann NA- TO ve Yugoslavya olduğunu düşün- mek, çok kısır bir değeriendirme ol- maktan ileri gıtmez. Yugoslavya'nın parçalanması, Sov- yetler Birliği'nin çökmesinin bir uzantı- sıdır ve Yeni Dünya Düzeni'nin dayattı- ğı, uluslararası düzenin bir parçastdır. Ve bu "oyunda"; öylesine aktörter, öylesi- ne "roller üstlenmişlerdir" ki, değil Ko- sova, Yugoslavya bile "gariban birfigû- randan" daha fazla bir şey değildir. Bu oyunun baş aktörieri; Almanya, Rusya ve ABD'dir. ABD ile birlikte "ku- zen" Ingiltere'yi de işin içine sokmak yanlış olmaz. Ama "sosyal demok- rat"(!) Blair'e, akılfikirerdirmek de çok zor... Almanya; Avrupa Birtiği'ni de peşi- ne takarak, "büyûk oynamak" istryor ve bir anlamda, ABD'ye meydan okuyor. Rusya; tüm yaratanna karşın hâlâ bir 'sû- pergüç" ve ABD'nin kendine "biçtiği" role, asla razı olmadığı gibi, Dogu Av- rupa ve özellikle Balkanlar'dan vaz- geçmesı mümkün değil. ABD; Orta ve Latin Amerika'yı nasıl "arka bahçesi" gibi görüyorsa, Rusya da Balkanlaı J ı kendi arka bahçesi olarak görür. Rusya'nın Balkanlar'da, iki önemli "kartı" vardır. Bunlardan biri Bulgaris- tan, öbürü Sırbistan ya da şimdiki zor- lama adıyla Yugoslavya'dır. Slovenya ve Hırvatistan, Rusya'nın birinci dere- ceden etki alanı ıçinde degildi. Hele Siovenya'ya, yaklaşması bile zordu. Ama gerek Bosna ve gerekse Kosova, birinci derecede etki alanı içindeydi. Bosna'da insanhk tarihinın en utanç verici göruntüleri yaşanırken, "Batılı- lann" müdahale edememesinin ardın- da; Rusya'yı, "karşıya almak" endişe- si yardı. Ve Avrupalılann "hassas mide- leri", bir Bosna daha yaşamak isteme- diği için, Kosova'ya "göstermelik" bir müdahale yapmak zorunda kaldılar. Miloşeviç'in sınırsız saldırganhğı ve utanç verici şovinizmi, ABD'nin ve Ba- tılılann işini kolaylaştırdı. Kosova'nın özerk yönetimini, tek taratlı bir tasar- rufla kaldırdığı andan itibaren, başına gelebilecek hertüriü "soruna" davetı- ye çıkartmıştı ve bu kez, Moskova bi- le destekleyemedi. Kendine, "Kosova Kurtuluş Ordu- su" adını layık gören UÇK'nın yapısı ve "amacı" hakkında, hâlâ net bir fıkirsa- hibi değilim. Fakat Miloşeviç'in Koso- va politikası, UÇK'nın çok işine geldi- ği gibi; UÇK'nin politikalan da, Miloşe- viç'in işine geldi. Biri<aç yıl önce Arnavutluk'taki bir gösteride, ABD bayraklannın çıkanldı- ğını görmüş ve bu konuda bir de yazı yazmıştım. Benzerbırgörüntüyü, Priş- tine'deki bir gösterinın filminde de gör- düm. Ne beklerler bu "garipler" ABD'den? Bizim basının birbölümü, Kosova'da bağımsız bir Müslüman devlet kurula- cağını umut ediyorlar. Umanm kurulur. Ama pek ihtimal vermemekle birlikte: eğer bağımsız bir Kosova devleti ku- rulursa, bunun özelliği, "Müslüman ol- mak" değil, Balkanlar'a ABD'nin sesı olarak gelmek, ya da Balkanlar'da ABD'nin sesi olmaktır. Aylarca süren bombardımanlann so- nunda vanlan uzlaşmayla, kim ne ka- zandı acaba? Doğrusunu istersenız, "kimin kazandıgı" konusunda bir şey- ler söylemek için çok erken. "Insani yardım "ı çok başanîı bir biçimde örgüt- leyen ve büyük özveride bulunan Ma- kedonya'nın, çok parlak bir sınav ver- diği ve prestij düzeyinde de olsa, bu iş- ten kazançh çıktığı konusunda kuşku duyulmaması gerekir. Fakat evinden barkından olan ve ge- ri döndükleri zaman ne bulacaklannı bıl- meyen Kosova halkının "kazançlı çık- tığını" söylemek, sanıyorum pek müm- kün değil. Miloşeviçve etrafındaki "çetey/"bı- lemem ama, üç aylık bir bombardıma- nın sonunda, Yugoslavya halkının ka- zançlı çıktığı da elbette söylenemez. Rusya NATO'ya bir "feyk" atarak, "Sırplann kurtancısı" rolüyle Kosova'ya girerek, şimdilik belli çevrelerde pres- tij sağladı. Ama uzun dönemde ne ola- cağı. elbette belli değil. Aynı şey: şim- dilik, "istediklenni almış" gibi görünen ABD ve müttefikleri için söz konusu. Bu arada Yunanistan çok zorda kaldı. He- le Makedonya'nın prestij sağlaması, Atina'yı çıldırttı. Ama fazla bir "manev- ra alanı" yoktu. Ne "kazananın", ne kazandıgı belli; ne "kaybedenin", ne kaybettiği belli. Pe- ki, bütün bunlar neden yapıldı?.. Sendika içerikli konusması sakıncalı bulundu Öğretmenevinde Dinçer'e gözalb AYKUT KÜÇÜKKAYA Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Ala- addin Dinçer'in "sendika" içerikli ko- nuşması. polıs tarafindan "sjyasi" ve "sa- kıncalı" bulundu. Altunizade Polis Karakolu'nda ifade- si alman Dinçer, eğitimcilere hitaben yap- tıgı konuşmada "sendikah otanaiangerek- tiğini'' söylediğiru belirterek "Türki>B'de yemck vermek de suç, bir araya gel- mekde suç, konuş- mak da suç. Sen- dikalıysanız bu da- ha da büyük bir suç" dedi. Eğitim-Sen 2 No'lu Şubesi'nce her eğitim yılı so- nunda geleneksel olarak gerçekleşti- rilen "Dostluk ve Dayanışma Yeme- ği"nın önceki gece Koşuyolu'ndaki Validebağ Öğret- menevi bahçesin- de düzenlenen ge- cesinde konuşan Alaaddin Dinçer. polis tarafından, konuşmasının so- nunda yemeği "izinsiz" düzenle- dikleri gerekçe göstenlerek Altu- nizade Polıs Kara- kolu'na götürüldü ve ıfadesı alındı. Konuşmasında, Türkiye'de hükü- metlerin değiştiği- ni, ancak çalışanlar ve emekçi insan- lar için hiçbir şe- yin değişmediginı söyleyen Dinçer, eğitimcilere "sen- dikalıolmalan gerektiğini" söyledi. Din- çer'ın, polıs tarafından "sjyasi" ve "sa- kmcah" bulunan konusması özetle şöy- le: "Çetin bir süreçten geçiyoruz. Bu sü- reçte sendikal haklanmız tehdit altında- dır. Siyasal iktidar: demokratik haklan- mızı ve ekonomik haklanmızı gasp etme- nin, görmezden gelmenin çeşitli biçimler- de,çeşitli araçlar kullanarak yollannı an- Tüm-Emekli-Sen i JMFreçetesi uygulanmasın' İstanbul Haber Servisi - DlSK'e bağlı Tüm Emekli-Sen Genel Baş- kanı İbrahim Şahin, 57. hükümetin IMF reçetelerrne değil, halkın istem- lerine uyması gerektiğini söyledi. Şahin, hükümete emeklilerin ta- leplerini duyurmak amacıyla Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) önünde yaptığı basm açıklamasın- da, hükümet yetkilileri tarafmdan emekülere ve çalışanlara yapılacak zamrrunyüzde 15 veyayüzde20'yi aşmayacağınm ifade edildiğini be- lirtti. 'SSK gözden çıkanlıyor' 57. hükümetin önde gelen hedef- lerinden birinin özerklik adı altın- da SSK yükümlülüklerinden sıynl- mak olduğunu savunan Şahin, ama- cm SSK'nin gözden çıkanlması ve emeklilik yaşınm yükseltilmesi ol- duğunu kaydetti. Şahin, emeklile- rin sendikal örgütlenmelerini dü- zenleyecek ve emeklileri güvence- ye kavuşturacak yasa teklifınin de bu yasama döneminde Meclis'ten geçirilmesi gerektiğini vurguladı. yor. Böy lesi önemli günlerde haklanmızı mücadeJey le, örgütlüJüğümüzle koruma- lıyız ve güçlendirmeliyiz." Dinçer. Altunizade Polis Karakolu'nda ifadesinin alınmasından sonra serbest bı- rakılırken karakoldan Ögrenci Aileleri Dayaruşma Derneği üyesi avukat Gürsan Atar'la birlikte aynldı. Dinçer hakkında Osküdar Cumhuriyet Savcılığı da yaptı- ğı konuşma gerekçesiyle inceleme baş- latabilecek. Dinçer, konuyla ılgili yaptığı değer- lendirmede, önce- ki gece yaşadığı ge- lişmeyı "UgMç" bulduğunu kayde- derek bu yıla ka- dar tertipledikleri yıl sonu yemekle- nnde böyle bir so- run yaşamadıklan- nı söyledi. Emniyet men- suplannın tutum ve davranışlanna da bir anlam vereme- diklerini belirten Dinçer şöyle de- vam etti: "Validebağ Öğ- retmenevi, öğret- menin doğal bir kurumudur. Yap- nğun konuşma, öğ- retmenevinin bah- çesindeki polisler tarafından siyasi buhınmuş \v bu ne- denle ifademi aldı- lar. Benyann (dün) karakola, yemek yapabileceğimizi gösteren karar ör- neğini de verece- ğim. Ancak artık anlaşılıyor ki Tür- kiye'de yemek ver- mekde suç, bir ara- ya gelmek de suç, konuşmak da suç. He- le sendikahysanız bu daha da büyük bir suç," Geceye katılan, Kamu Emekçileri Sen- dikası Konfederasyonu Merkez Yönetim Kurulu üyesi Ataman Oğuz da, Dinçer'in yemeği "izinsiz" düzenlemek gerekçe- siyle polis tarafindan gözaltına alınarak yaptığı konuşma nedeniyle ifadesinin alınmasını kınadıklannı belirtti. lusJ.ızıa en sonne zaman... alısverise cıktınız? B i r y a ş a m k l a s i ğ î Osmanbey Merkez: (0 212) 247 48 68 Fabrika (satiş) Topçular: (0 2)2) 613 66 24 Erenköy Bağdat Cad.: (0 216) 410 34 67 Beylikdüzü Mgros; (0 212) 852 02 37Meâdiyeköy Protöo: (0212)216 39 52 Çorfu OuÖet C&tter: (0 282) 676 44 62 bmAkancak: (0 232) 463 39 42
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear