25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 1999 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN DamarlapımızdaMAsil Kan Gafletin de bu kadarı olurmuş meğer. Hepimiz de bu işe ucundan bucağından bu- laşmışız da ayırdında değilmişiz. Herkes atlamış, ama herkes... Bırakın birya- na basını ve kamuoyunu, ama Genelkunmay bile farkına varmamış bu işin. Oktar Babuna için ilik bankasına kan örnek- leri verenler ve de buna göz yumanlar, hatta bi- zim gibi, arka çıkanlar gaflet ve dalalet içindey- mişiz de haberimiz yokmuş. Bu kanlann yurt- dışına gitmesiyle Türk insanının genetik yapısı- nın çözülmesi riski varmış. Yeni Sağlık Bakanı Osman Durmuş söylü- yor bunu. Üzerinde ciddi ciddi duralım bu uyannın. Ve titreyip kendimize dönelim! Damarianmızdaki asil kana ve onun sakladığı büyük sırra sahip çıkalım! • • • Bir düşünelim. Türkiye'de yabancı kökenli hastanelerde, hiç kan vermedik mi şimdiye dek? Şimdiye dek, çeşitli vesilelerle yurtdışına şu ya da bu tahlil için kan gönderilmedi mi? Yurtdışında kaç milyon Türk yaşıyor, onlar hiç bulundukları ülkelerde kan vermediler mi? Hele hele Almanya'da, kan verenler olmadı mı? "Ari ırk" görüşünün ülkesi değil miydi birza- manlar Almanya? Almanlar aldıklan bu Türk kanlarını şimdiye dek tahlil etmemişler midir dersiniz? Almanlar genetik yapımızı ve bizi üstün kılan sırn şimdiye dek merak etmemişler midir? Ne dersiniz? ••• Globalleşiyoruz, hep birlikte güle oynaya glo- balleşiyoruz... Başını sokacak damı, ayağında pabucu, heybesinde azığı ekmeği olmayanlar, elbiıiiğiyle şenlik yapıyoruz, çünkü globalleşiyo- ruz. Seviniyoruz, dünya büyük bir köy oluyor di- ye. Artık Walt Street'teki banker, Long Is- land'dakı milyarder ile bizim Hasan Emmi ay- nı köyün insanları, ikisinin de ortak içkisi renkli gazozları... Globalleşiyoruz ve biliyoruz ki globalleşme, özveri ister. Globalleşebilmek için, gümrük birliğine giri- yoruz. Biz karşıhğında hiçbir şey almadan, gümrük birliğine girdiğimiz örgüte üye olmadan, bu an- laşmayı imzalayan tek ülke oluyoruz. Enerji gelsin diye, egemenliğimizin bir bölü- münden vazgeçmeye razı oluyoruz, yargı erki- nin kimi yetkilerini yabancılara veriyoruz. Bunun önünde engel oluşturan anayasamızı değiştir- meye hazırlanıyoruz. • • * Globalleşme deyince akan sular durur. Yerii sermayemizi korumaktan vazgeçebiliriz, gere- kirse üs, gerekirse güç verebiliriz, gümrük du- varlarını indirebiliriz, yargı erkimizden fedakâr- lık edebiliriz. Ama kan ömeklerimizi gönderemeyiz dışan. Işte orada dururuz. Ya maazallah, genetik sır- lanmızı çözerlerse, ya damarlanmızdaki asil ka- nı, şer emellerine alet ederlerse? Hiç de ırkçı olmayan kendi ulus kavramını ırk- çılık temeline oturtmayan O Adam, bir gün bi- ze "Muhtaç olduğun kudret damarlannda- ki asil kanda mevcuttur" demişti. Ama O, damarlanmızdaki asil kandaki kuvve- tin istiklal ve cumhuriyetimizi korumaya yara- dığını söylemişti. Bağımsızlık, şiarıydı O'nun. Şimdi globalleşiyoruz ve günde on kez ba- ğımsızlık kavramını yeniden gözden geçirmek gerektiğini söylüyoruz. Buna kimsenin itirazı yok. Ama asil kanımızı yad ellerde tahlile göndermek, işte o olmaz. Vatandaş, bağımsızlık kavramını yeniden gözden geçir! Ve damarlanndaki asil kana sahip çık! Tankus'a tazminat davası 'îddialarm gerçekliği tek tek ortaya çıkıyor' İstanbul Haber Servisi - Işadamı Yılmaz Kat- merci'nin, kendisini "Kardeşi eroin kaçakçısı olan kara para aklayıc*- sı" sözleriyle suçlayan eski istanbul Narkotik Şube Müdürii Ferruh Tankuş aleyhine açtığı 2 mılyar liralık manevi taz- minat davasının görül- mesine başlandı Tankuş. "Benim 6 ay önce ortaya koyduğum iddiaların gerçekliği birer birer or- taya çıkıyor" dedı. Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki du- ruşmaya, görevinden ih- raç edilen eski İstanbul Narkotik Şube Müdürii Ferruh Tankuş katıldı. Gazetecilerin ahnmadığı duruşma. delillenn top- lanması \e dosyadaki ek- sikliklerin giderilmesi için ertelendi. Duruşma sonrasında adliye binasınm alt katın- dakı bir kafeteryada ba- sın açıklaması yapan Tankuş. "Yılmaz Kat- merci. polis gecesinde Emniyet Genel Müdürii Necati Bilican tarafin- dan onıır plaketi verilen bir insan. Türk milleti, geçmişi kara bir insana. hakkmda Antalya 2. Sulh CezaMahkemesi tara&v- dan gıvabi tutuklama ka- ran verilmiş bir insana nasıl onur plaketi verildi- ğini merak ediyor" dedi. tstanbul polisinin ken- di sine baskı yaptığını da iddia eden Tankuş, evine polisin izinsiz girmesinin ardmdan yapılan arama- da dinleme cihazı bulun- duğunu ve bu konuda savcılığın inceleme baş- lattığını anlatarak "Be- nim 6 ay önce ortaya koy- duğum iddiaların gerçek- liği birer birer ortaya çı- kıyor. Temiz toplum açı- sından bu önemli bir ge- lişmedir" diye konuştu. Işadamı Yılmaz K.at- merci tarafından açılan davamndilekçesinde, es- ki polis müdürünün ha- karet unsurlan içeren ve gerçeği yansıtmadığı öne sürülen açıklamalan ne- deniyle, Tankuş'un 2 milyar lira manevi tazmi- nat ödemesi talep edi- livor. Gülen'in kaseti, Işık Tarikatı'nm şeriat hedefini, devleti içten ele geçirme amacını açıkça ortaya koydu 'Boşluk buhınca maratona geçeriz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Fet- hullah Gülen'in İçışleri Bakanlığı ve yar- gı bünyesindeki müritlerine seslendiği vi- deo kaseti, Işık Tarikatı"nm devleti içten fethederek "şeriat" hedefmı açıkça ortaya koydu. Sistemi dini düzene dayandırmak için takıyye yaptığını üstü kapalı olarak kabul eden Fethullah Gülen, laik düzeni bir "cephe" olarak tanımlıyor ve tarikat üye- lerine. "Bizim cepheyi öğrenmeleri lazım arkadaşiann. Hâlâ bu sistem devam ediyor ve bu sistem içinde arkadaşlanmız istikba- le yürüyecekierdir. BöyieHkle o sistemin püf noktalannı bilmeleri lazundu-, kesfetmele- ri laam. açmalan lazun. hava boşluğu gibi. Yani siz hâkim değflsiniz, başka ku\ vetler var bu ülkede. Değisik kuvvelieribesap ede- rek dengeii, dikkaÜL tedbirli. temkinli yü- rümekte yararlar var. Bakanz ki okanma- lar var, bir defada aplanz, yerünizde zıp- lanz. hayır durma yok bizde. \'e haanz, ge- rilimdeyiz, tam bir metafizik gerilim için- de. Bir boşluk bulunca yeniden maratona geçeriz. Nabız tuttuk, kalp dinledik. baknk ki geriye adım atbracaklar, ben de o adunı hiç atmam. Beklerim.firsatkoUanm yani" diye seslendi. Fethullah Gülen. •'IşıkEvle- ri"ni, "Ferman devletlerden çıkmadu dev- letkr bukukundan çıkmadı, sizi idare eden insanlardan çıkmadi. Bu izni Allah wrdi" diye anlattı. Şu anda "tedavi" gerekçesiy- le ABD'de bulunan Gülen. zor durumlar- da yurtdışma çıkışını da şöyle anlatıyor: "Ben şunu tercih etmişimdir. bir an ev- vel dışanya çıkar ne yapacaksam bırako- ğun yerden devam ederim diye düşünmü- şümdür. Ba/j arkadaşlanm cesaredendir- mek için kahramanca tavırlara da ihtiyaç vardır diye düşünebilirler. Fakat yine ben kuvvet dengesi olmadığı için onun yerine böyle kendi düşüncemi yayma, kendi dü- şünce sistemim aduıa varhğı,her tarafı fet- hetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim." Fethullah Gülen, bürokıatik kadrodaki ve Işık Evleri'ndeki öğrencilere seslendi- ği anlaşılan iki kasetinde şunlan söylüyor: # Adfiye ve mülkiyede arkadaşlanmı- zın mevcudiyeti. İslamın gelecegi adına o işin garantisidir yani. Ben adliyede. mülki- yede veya başka hayati bir müessesede bi- zim arkadaşlann mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetier şeklindeeleahnıpöyle defer- lendirilmemeüdir. • Bunlar gelecek adına bizim o ülke- lerde garantimizdir. Bizim varhğımızın bunlarteminatıdırbir ölçüde. Mevcut olan- lann mevcudiyetini koruyamazsak aıka- dan gelenlerin mevcudiyetini koruyamayız veya korumakta şimdi onlan korumaya ça- lıştiğımız gibi zorlanınz bir ölçüde. Ve ge- leceğe de o müessese ile beraber, adliye ve mülkiyede imkânı olduğu şekilde yürüye- meyiz geleceğe. Mevcut muhafaza edil- meli, bunatasavvufi ifadeyle diyelim, mef- kut aranmalı yani. Hep mefkutu avlama peşinde olmalıyız. Bu nasıl takviye edil- meli denmeli. Bu araştınlmalı, daha bir takviye edilmeli. Fakat mevcuttan dabir öl- çüde taviz verilmemelidir. Bunlar fevkala- de korunmaya alınmalı. Katiyen zayiata gidilmemeli, zayiata meydan verilmeme- lidir. # İster o dairede. ister diğer dairede ar- kadaşlanmızuı korunması çok önemüdir. Bu korunma me\7uunda da ifade ettiğun gibi belki işin esnekliğinden istifadc edebi- Brlerorada. Hukuki kurallanyumuşatabi- lirler. Bu her zaman vanür. yani kanun ya- nltdır. hâkimi n vicdanı \e takdir hakkı on- lan ynmuşaör. insani hale geü'rir. # Bu açıdan bir taraftan o kanun ve ku- rallan kullanma biraz evvel arz ettiğim es- neklik içinde. Diğer taraftan kanun ve ku- ral adamı olma imajını uyandırma. Yani harfiyen riayet ediyorlar bunlar denmeli. Denmeli ki, mümtazen terfilerin mümkün ölçüde arkasında bu vardır. Ve sizdn iler- deki dönemde daha önemli. daha hayati yerlere gelmenizin arkasında da bu vardır yani. Sizinle ben mevcudiyetimizi hisset- tirmeden çok ilerilere gihne, işte bu iki müessesede olduğu gibi hayati dinamik bir kısım müesseselerde de söz konusudur. Ta ilerlere gitme, böyle can damarlan içinde dolaşma. Ve sonra eğer dönülüp geline- cekse, yara alınmadan hissedilmeden dö- nüp geriye gelme meselesıdir. # Bidm cepheyi öğrenmeleri lazun ar- kadaşlann. Yani bizim hukuk sistemimizi didik didiketmelidirter. Biz bir taraftan ça- hşıponlann istifade edebüecekkri şeklege- tirmeüyiz. öyleformüleetmeüyiz, öyle ter- tip ve tefrike tabi tutmalıvız. Dİğer taraftan da onlardinkrinin dilini i>ğrenmeliler%« ay- m zamanda bunu bir köprü yaparak bizim Islami ilimleri çok iyi bilmeu'ler. # Hâlâ bu sistem devam ediyor ve bu sistem içinde arkadaşlanmız istikbale yü- rüyecekierdir. Böylece o sistemin püfnok- talannı bilmeleri lazım, keşfetmeleri la- zım, açmalan lazım, hava boşluğu gibi. Bu da meselenin bir diğer yanıdır. Bir diğer yani da ister adliyede, ister Mülkiye'de ar- kadaşlanmızın daha rahat iş yapmalan. tutunmalan. büyümeleri, kaymakam iseler vali olmalan, sıradan bir hakim iseler şa- yet, takdir toplayan bir hâkim olmalan. # Mesela diyelim ki bir kaymakam bir yeregittiğinde biryerdekumaroynamyor- du. Ounaz yuni. yasaksa şayet Hatta böy- le bir durumda ne kadar şart istiyorsa. o şartlan sen haarla yani. O şartian gerçek- leştirdikten sonra.oraya ruhsat vennek bir esassa.o mevTudaküı kırk >ararcasına has- sasiyet göstermelL Öyle bir yerin. öyle bir mekânuı açümasma firsat ve imkân \tr- memetiler. Ama nasüsa açıhnış, senden ev- vel birikri açmış orayı. o mesdeyi Hemen gider ghmez gün görmüşüm. mün görmü- şüm ben bunun canına okurum dememe- Hler bence. Nabız tutmahlar. Oradaki siya- sfler ne diyor oraya. O güne kadar orada o işedevam eden adliyeden, mülkiyeden kün- seter vardır, bunlar ne diyor acaba. ne dü- şünüyorlar? Çok iyi, temkinli yürü melidir ki,o me\zuda bir fabo yaşamasın ya da yü- züne çarpıtanasm. Kapatuğı o mekânı ona rağmen yeniden açmasuılar. Ve bu da ora- da droJog içinde o meseleyi çözmekle an- cak mümkün olabilir. O kapar. arkadan bir bakarsın orada iktidardaki partinin teş- kilat başkanı gekii karşısuıa dikikü. Vaüyi de ikna eder, '"Alın bu yaramaz kaymaka- mı buradan" derler. Bu defa siz orada çok İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Emniyet Genel Müdürlüğü'nün başına Doçent Doktor Turaıı Genç getirfldi BV CJİN PR0FE5ÖRP OLMU$UZ~RA$IMIZA VOÇBHT TBMM'de yapılan oylamayla anayasa değişikliği referandumsuz gerçekleşti DGM'lerde arbk asker üye yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DGM'lerin sivilleştırilmesiyle ılgıli ana- yasa değişikliği önerisi 40 ret oyuna kar- şılık, 423 oyla kabul edildi. Önerinin re- feranduma gerek kalmaması için gerek- li olan 367 oy aşılarak kabul edilmesi, FP ve DYP'nin desteğiyle gerçekleşti. Cum- hurbaşkanı Süleyman DemireL "Meclisi- miz ülkenin önemli bir sıkıntısını orta- dan kaldınyor" diyerek değişikliği on- ayladı. Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksei ise askeri hâkim ve savcılann DGM'lerden aynlmasının Türkiye için büyük kayıp olduğunu savunarak "Deği- şikliği benimsemiyorum. Askeri hâkim ve savcüarla yaklaşık 18 yıkür çaüşıyo- ruz. Onlann yargıya çok değerli hizmet- leri \ıu"" açıklamasını yaptı. DGM'lerde değişiklik getiren 4388 sayılı kanun Demirel'in onayından son- ra Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında da yayımlanarak yürürlüğe girdi. Anayasa değişikliğinin onaylanıp yü- rürlüğe girmesınden sonra, AbduÛah Ocalanm 23 Haziran günü devam edi- lecek davasında mahkemedeki asker üye- nin çekilmesi ve duruşmalan başından beri izleyen yedek üyenin geçmesi bek- leniyor. Anayasanın 143. maddesinin de- ğiştirilmesine ilişkin önerinin dün yapı- lan ikinci tur görüşmeleri sırasında mad- delerle ilgili değişiklik önergesi verihne- diği için doğrudan oylamalara geçildi. DGM'lerdeki asker üyenin yerini sivil üyenin almasını öngören birinci madde, yürürlükle ilgili ikinci madde ve öneri- nin tümü gizli oya sunuldu. Birinci tur- da 375 oya ulaşan kabul oylan, ikinci tur- da çok yükseldi. Birinci madde oylamasuıa katılan 497 milletvekilinden 431 *i kabul, 42'si ret oyu kullandı. 8 milletvekili çekimser kal- dı, 15 oy boş çıktı, 1 oy da geçersiz sa- yıldı. Önerinin yürürlük maddesinin giz- li oylamasında kabul oylan 432'ye yük- seldi, ret oylan 19'a indi. 8 milletvekili çekimser kaldı, 14 boş, 2 de geçersiz oy kullanıldı. Önerinin tûmünûn oylamasm- da katılım düştü. 483 milletvekilinin ka- tıldığı oylamada 423 kabule karşılık, 40 ret oyu kullanıldı. 5 milletvekili çekim- ser kaldı, 14 boş, 1 de geçersiz oy kulla- nıldı. Anayasa değişikliği Cumhurbaş- kanı Demirel tarafından onaylanarak yü- rürlüğe girdi.Değişikliğin ardından Ab- dullah Ocalan'ı yargılayan Ankara 2 No 'lu DGM heyetinde yer alan asker üye Abdulkadir Davarcıoğlu heyetten çekile- cek. Yerine dunışmalan başından bu ya- na izleyen yedek üye Mehmet Maraş ge- çecek. Maraş, Öcalan hakkmda verile- cek kararda oy kullanacak. FP destekledi FP Genel Başkan Yardımcısı AbduOah Gül ile grup başkanvekili Büknt Annç dün, oylamadan önce parlamentoda dü- zenledikleri basm toplantısında, anayasa değişikliği önerisine destek verecekleri- ni açıkladılar. Gül. "1. tur oylamada FP de katkıda bulundu. Bugünkü (dün) oy- lamadadakatkunızısürdürecegiz"dedı 14 sanık hakkmda dava acıldı Nesim Malki cinayeti soruşturması tamam Deri işçüerinden tepki Tuzla'da 8 aydır direnen deri işçileri, iş\erenin, jandar- nıanın ve polisin baskılanna ve keyfı uygulamalara son veriimesini istediier. Tuzla Organize Deri Sanayii Btilgcsi'ndeki 58 işyerinden son 9 ay içerisinde 2 binin üzerinde işcinin işten atıldığmı vurgulayan Türkiye Deri-İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Ce- mal Taşkın, İHD İstanbul Şubesi'nde yapûğı açıklamada, "tşverenin keyfi tutumlan nedeniyle hakn 10 işyerinde 315 işçi, işyerierinin önünde beklemektedir. Devletin jandarmısı ve polisL çaduian yıkarak işçileri sürekli karakola çekmektedir. 15-16 Haziran Büyük Işçi Direnişi'nin yıMönümünde sendikamızın şube sekreteri Hasan Sonkaya'nın tutuklanması tesadüfı değildir. Bir kez daha devlet yetkililerini, işçilere yönelik baskı, sindirme tutumundan \e keyfi da\ ranışlardan kaçmmay a çağıny- oruz" dedi. İHD tstanbul Şubesi Çalışma Yaşamı Komisyonu ise işçiler üzerindeki baskının son bul- masını ve özel Jandarma Komando Birtiğinin 1 uzladan bir an önce çekümesini istedl tstanbul Haber Servisi - Bursa'da 3.5 yıl önce öldürü- len işadamı Neam Malki ci- nayeti ile ilgili soruşturma tamamlandı. tstanbul DGM Başsavcılığı"nca açılan da- vada tetikçi olduklan iddia edilen Mehmet Sünbül ve Şükrii Eh'erdi ile ünlü işa- damlan Hayyam Garipoğlu, MehmetEmin Cankurtaran ve Yüksei Çağlarm da ara- lannda bulunduğu 14 sanık hakkında "Cürüm işlemek için kurulan teşekkülün üye- si olmak ve çete üyelerine yardım eönek" suçlanndan dava açıldı. Firari sanıklar- dan. cinayeti azmettirdiği öne sürülen işadamı ErolEv- cil ile ülkucü mafya lideri Alaattin Çakıa Mustafa Ke- feü ve 2 tetikçinin dosyası ise aynldı. tstanbul DGM Cumhuru- yit Başsavcılığı'nca yapılan yazılı açıklamaya göre, Mal- ki cınayetinin tetikçilerinden olduğu gerekçesiyle yakala- nan Mehmet Sünbül hakkın- da, "cürüm işlemek için ku- rulan teşekkülün üyesi ol- mak, bu teşekkülün tehdit gücünü kullanarak menfaat temin etmek, sahte kimlik kullanmak ve 6136 sayıb ya- sayamuhalefet" suçlanndan dava açıldı. Ömer Eker ve hhan Oztürk'ün ise "çete üyesi olmak" suçundan ce- zalandınlmalan istendi. tşadamlan Hayyam Gari- poğlu, Mehmet Emin Can- kurtaran ve Yüksei Çağlar ile Yusuf İlhan, Mine Sün- bül, Nazlı Canan Yakar ve Ahmet Rtfik Bulutçu hak- kında da "cürüm işlemek için ohışturulan teşekkül üyelerine yardım ve yatakhk etmek" suçundan 1 yıla ka- dar hapis istemiyle da^ açıl- dı. Haklannda takipsizlik karan verilenler de şunlar: "Fazlı Taştan. Bayram Bozdemir. Eyüp Garip. AtD- la Yılmaz, Cenk Ahmet Er- söz, Cengiz YükseL Arif İr- fen Eker, Erol Erkohen. Sab- ri Köroğlu, Seher Elal, Kür- şat Yılmaz, Ahmet İnal Yü- ce, CihatAlkanh, Muammer Kömürcü, Esin Umağ, Mu- harrem Kutay. Mehmet Ge- dik, Şükrii Karahasanoğlu, Sema Cuıgıfiıoğlu, Halit Cuı- gılboğlu. Aydoğan Semizer, Mehmet Hanefl Kaya. Mus- tafa Büke. Esat Ozger, Esat Kaya. Serkan Gökalp. Zeki Kaya, Meri Malki, Melitsa MalkL" hayırhgüzd işleryapacaksanız siziahr atar- lar oradan. Oraya da şer bir adam getirir- ler. Gelen adam da mecburen onlara uyar. Oysa usulünce gkülebilirdi. onlann hissi- y^aüan ahnabilirdi.Onlara sorularak,onla- n arkanuza alarak yapabilirdik onu \e yü- rürdük orada. Bir şerri aşardık Allah'ın inayetiyie, geriye dönmezdik. falso yaşan- mazdı. arkadan gelecek adamı da zor du- rumda bırakmazdık. Bu adliye için de ay- nen söz konusudur. Yani siz hâkim değilsi- niz. başka kuvvetler var bu ülkede. # Sırada önünüzü kestiler. yürüyemi- yorsunuz, orada durdurdular bizi. Durma- yacaksın, zıplayacaksın yerinde. Yürüyor gibi yapacaksın. Çünkü durmak hem de duıgunluk paslanma meydana getirir. Ya- ni zamanda Müslüman durmaz yani. hep akar çağlar. Klbe'de tavaf ederken bile tı- kandın orada, topluluğa takıldın. yerinde zıplayacaksm. Koşacaksın, baktın İcı koşa- mıyorsun yerinde zıplayacaksın. Ben bu- radan, yani bu mesele İslamın bu yoldaki temel düşünceleriyle irtibatlandınyonmı genelde. O açıdan hiç durmamalı. tşler öy- le hesap edilmeli ki, en kötü duruma göre. en handikaphale göre hesap edilmeli. Ger- çekten adımlanmızı atarak, iyi bir mara- toncu gibi koşahm. 9 Bazen bu adamlar bizden endişe edi- yorlar şunu bunu yapıyorsunu/ diye, yalan çıkarmamak için bunlan yurt mu açıyor- sun, pansiyon mu açıyorsun. e> mi açıyor- suo. okul mu açıyorsun ne yapacaksan, a- ma bunlarbütün içeride yapılıyor yani. tn- san onu mu yapmalı y ani, orada bu adam- lara karşı inat edip, yani bir inat görünme- nin bir yani da böyle mert görünmedir, ke- sin görünrae. Kahramanhk y^pma. Öyiesi mi iyi yttksa böyiesi mi? Ben şunu tercih et- mişimdir, bir an evvel dışany a çıkar ne ya- pacaksam bıraktığım yerden devam ede- rim diye düşünmüşümdür. Ban arkadaş- lanm cesaredendirmek için kahramanca tavırlara daihtiyaçvardır diyedüşünebür- ler. Fakat yine ben kuvvet dengesi ofanadı- ğı için onun yerine böyle kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına var- hgu her tarafı fethetme. ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim. Tenkit edikbilen yan- lar olabilir bu meselenin. Fakat bu mesele mülkiyede ve adliyede çahşan arkadaşlan- mız için çok önemlidir bence. Hususi böy- le devlet memuru olarak çahşan arkadaş- lanmız kahramanhk yapamazlar. Fuzuli kahramannkolur. Bu sahada daha verim- linasıldacaksa dinimiz adına. şanh düşün- cemiz adına, milli derken ne kasediyorsak yani, kadimden bu yana de\ am edegelen bir yapının temel esaslannı hayatımıza taşuna, hayaü hayat kılma istikametinde ne yapa-, bttiyoriarsa bence onlan yapmahduiac, , # Bir sistem geliştirdi, bu sistem için- de milletin dinine imanına hizmet ediyor. Ne zaman bu? Başına koyduğu takkeden dolayı bile Türkiye'de bir insanın karakol- da can verdiği dönem. Camiden çıkmış, unutmuş, başında takke \ar diye derhal bu karakola götürülüyor ve orada ölüyor ve bir daha gelmiyor evine. # Arnk medrese yoktur. Tekkenin ka- pısma kiljt vuruhnuştu. kapılan açmak ve o kapılardan içeriye girmek mümkün de- ğildL Bu çok agır vazife \e mükellefiyetleri bu evier yürütecektL Bütün bu işlerona dü- şüyordu. Ev mektep olacakb, ev medrese obcakn ve tslamiyeti öğretecekti. Ev tekke olacakn, zaviye olacaktı. \e zannediyorum Kuran bu hususlann hepsine işaret ediyor. # Öyle bir kısım meçhul e\ ler kı... Ku- ramkerim'de iki yerde zannediyorum mes- citlerin dışmda bu evler mescitlerin dışın- daki binalardır. tki yerde mescidin dışında- ki bazı şeyler kasdedilir. Bu evler ki mina- resi olan ezan okunduğunda herkesin içi- ne girdiği malum evler değildir. Meçhul ev, kelime karakteristik olarak seçilmiştir... Belirsiz evler, gelinen zaman itibariyle ne zaman ortaya çıkacaklan belirsizdir bun- lann. Bu talihsiz tarihe yeniden şeref ka- zandıracaklardır. tşte o yönüyle belirsizdir. Bunlar belirii olamazlar. çünkü bu evlere girip çıkacak insanlar yakın takiptedır. El- den geldiğince evler kamufle edilmelidir. Öyle ki o evlere kimse e\ demez... O ka- dar belirsiz evler, itimat edilmeyen. itibar edilmeyen, bakıhp geçılen basit e\lerdir. Ama o dönemde mescitte ezan okunamaz denmiştir. Minarenin sesi kesilmiştir. Ma- bede giden yollar kapanmıştır. Cumalarbi- le mescidin dışında kılınmaktadır. Bura- . larda izin verilmediği için tslami ilimlerin * okunmasma, tekke ve zaviyenin misyonu- nun eda edilmesine. Allah bu evlerde bi- zimle. Ferman devletlerden çıkmadı, dev- letlerhukukundan çıkmadı. sizi ıdare eden insanlardan çıkmadı. Bu izni Allah verdi. Camiyi kapatan zihniyete rağmen mescit- lerde namazın kılınmasına müsaade etme- yen zihniyete rağmen, Allah şimdilik be- nim adun bu evlerde yükselsin ve benim adım bu evlerde anılsın, kitapiar okunsun, benden bahisler açılsın geçmışte camiler- • de yapılan müzakereler kollektıf şuurun müzakereleri bundan sonra bu evlerde bir araya gelinerek müzakere edilsin. Faik Bulut gözaltında Haber Merkezi - Fethullah Gülen'in konuşma kasetinin atv 'de yayımlanmasuı- dan sonra Siyaset Meydanı adh program- da konunun aynntılanyla ele alınacağı du- yuruldu. Programa katılacaklar arasında adı geçen araştırmacı-yazar Faik Bulut, atv'nin kapısında polis tarafından gözal- tmaalındı. Polisler.Bulut'aDGM'de hak- kında bir soruşturma yürütüldüğünü bu nedenle gözaltına alındığmı söylediler. Siyaset Meydanı'nın yöneticisı AliKır- ca Fethullah Gülen'e defalarca programa kahlması için çağn yaparken Bulufun gö- zaltına alınması olayı da program sırasm- da gündeme geldi. 68'liler Birliğı Vakfı Başkanı HaşmetAtahan. Bulut'un at\ ka- pısından gözaltına ahnmasını Gülen yan- lılanmn bürokrasideki örgütlülüğünün boyutuna örnek olarak gösterdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear