22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 HAZİRAN 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Evpim Kamuoyunda "Adnan Hocacılar" olarak bilinen grup, valilerden aldığı izinle "Evrim Aldatmacası" kitabını sokaklarda bedava dağıtıyor. Milti ^Eğitim Bakanlığı'nın karşı çıktığı bu kitap Istanbul Kayışdağı'ndaki Celal Yardımcı llköğretim Okulu'nda karşımıza çıkıyor. Fen Bilgisi öğretmeni Idris Mutlu'nun bu zırva kitabı öğrencilerine önermediği antaşılıyor. Ancak, öğrenci velileri çocuklarının bu kitabı okumak için aradığını söylüyor. Bu kez ortaya bir başka öğretmenin adı çıkıyor. Dışandan Türkçe dersine giren Idris Tuna. Okul Müdürü Serdar Avşar, konuyu araştırmaya devam ettiğini ve mutlaka bir sonuca ulaşılacağını bildiriyor. Ya kamuoyuna yansımayan okullardaki "Evrim Aldatmacası"nda sonuca nasıl ulaşılacak? Ö M Ü R İ L İ K Telefonda yemek tarifi: Kulaktan doima! Ömür E. Kurum Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ücret sistemi adaletsizmiş... "N'olacak vani... Adalet sistemi de ücretsiz!" A raştıımacı yazar Faik Bulut'un "tarikat ser- mayesi"ni konu alan kitabı "Yeşil Serma- ye Nereye" 28 Şubat Kararları sonrasında- 1 kı gelışmeleri de içenr biçimde Su Yayın- ları'ndan çıktı. Faik Bulut, kitabının genişletilmiş dör- düncü baskısında 28 Şubat Kararlan'nın "yeşil ser- maye"yi nasıl etkıledıği sorusuna şu yanıtı veriyor: "Yeşil sermaye çıplak değıldir; vakıf, dersane, okul, tarikat, cemaat, yurtıçi ve yurtdışı kaynaklar- la adeta delınmez bir zırha bürünmüştür. Kökü, de- rinlerdedir; yurtdışına kadar uzanmaktadır. Bu ba- kımdan, yeşil sermayenin sonbahannı ilan etmek için vakit erkendir; ama 'Islamcı sermaye dört mevsimi birarada yaşamaktadır' teşhisi konulabilir." Islamı kullanarak trilyonlarla oynayan bu şirketler ne kadar Islami'dir? Sorunun yanıtı: "Gerçekte akabe, biat, hicret, hakk, enes, furkan, nur, server, ihlas, sayda, tesettür, tekbir ve benzeri isimleri koymak, şirket amblemlerinde Islamı ru- Yeşil Sermaye muzları kullanmak, Islama uygun kıyafetler giymek, üretimi arttırmak gayesiyle çalışanlara ilahi dinlet- mek, dini münasebetlerin ticari amaçlara hizmet et- mesini sağlamak ve Müslümanlar arasında gelişti- rilen 'bismillah', 'inşallah', 'maşallah', 'sevap', 'gü- nah', 'ahirete hazırlık', 'manevi hamle' türünden söy- lemleri sıkça tekrarlamak gibi davranış biçimlerini say- mazsak, bu şirketlere Islami denebilecek herhangi bir taraf yoktur." O zaman bu şirketler Islam'ı neden kullanıyor: "Siyasal düzlemde 'Islam' kazanılan ekonomik güce paralel biçimde iktidar veya muhalefet olma- yayönelik 'araç' olarak kullanılmakta; bu manevi 'araç' kısa ve uzun erimli 'siyasi' amaca hizmet eder du- ruma getirilmektedir. Ekonomik düzelme 'Islam' ser- best piyasada avantaj sağlayacak bir silah işlevi görmek üzere metalaştırılmıştır. Rekabetin savun- ma ve saldırı silahı haline getirilmiştir." Boşuna, paranın dini imanı yoktur, dememişler! Bu şirketlerdeki paranın miktarı nedir ve nerelere harcanıyor: "Islamcı sermaye, Türkiye'nin ihracat rakamlarıy- la boy ölçüşecek rakamlara ulaşmıştır. Yılda 15 mil- yar dolar gelir sağlayan şeriatçı sermaye; bunun 5- 6 milyar dolannı kentierdeki varoşlara dağıtıyor. 4 mil- yon aileyi 1O'ar milyon hrayla kendine bağlayabili- yor. 3-4 milyar dolannı kamuoyu oluşturma yönün- deki faaliyetlere (örgütlenme, seçim, 20 televizyon kanalı, 19 gazete, 110 dergi vasıtasıyla basın-yayın organlarına) harcıyor. 5 milyar dolarını ise, yurtiçi ve yurtdışındaki eğitim-burs harcamalan biçiminde sar- fediyor." Ve kökü derinlerde "delinmez bir zırh" gibi "mal"ı götürmeye devam ediyorlar. SESSÎZ SEDASIZ (tt^, y/Â/ Z4MAMPA NURİKVRTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Futbolculann gözlennın transFERİ parlıyor. Mervecik'e ABD'den destek isteniyor TBMM'ye türbanı sokmakla görevli ABD vatandaşı Merve Kavakçı için memleketindekı destek çalışmaları resmi düzeyde sürüyor. Amerikan Islam llişkileri Konseyi (CAIR), Amerikan Müslüman Konseyi (AMC), Müslüman Halk Işleri Konseyi (MPAC), Kuzey Amerika Müslüman Kadınlar Konseyi (NACMVV) ve Amerikan- Arap Ayrımcılık Karşı Komitesi (ADC) gibi Islamcı gruplann Washıngton'da yaptığı toplantıya ABD Hükümeti'ni temsilen Uluslararası Din Hürriyeti Bürosu, Türkıye Masası, Demokrasi ve Insan Haklan Bürosu yetkilılerınin katıldığı belirtiliyor. CAIR yöneticısi Nihad Awad, ABD yetkililerinin katıldığı toplantıdan sonra yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Türkiye'deki din ve insan haklarının durumunu izlemeyi sürdüreceğiz ve Amerikan resmi makamlarının somut etkinlikler göstermesinı bekliyoruz." "Mervecik "e destek sağlaması istenen Uluslararası Din Hürriyeti Bürosu'nun başında büyükelçi olarak görev yapan Robert Seiple'ın bir dönem World Vision yardım örgütünün başkanlığını yapmış olması ilişkileri ilginç boyutlara taşıyor. Protestan Kılisesi'nin desteği ile dünya çapında faaliyet gösteren Wor1d Vision örgütü, CIA'in örtülü bürosu olarak tanımlanıyor. Kartal-Cevizli'deku- ruhı Akpolimer işçi- lerinden 15'inin sendikalaştıkları gerekçesiyle işten atıldıkları be- lirtildi. Petrol-tş Sendikasf ndan verilen bilgiye göre, Akpolimer iş- yerinde çalışan toplam 52 işçiden 31 'i geçen günkrde Petrol-lş'e üye oldu. Ancak, sendikalaşmaya tepki gösteren işveren, 6 sendi- kalı işçiyi baskı uygulayarak sendikadan isrifa ettirdi: avrıca sen- dikasız işçilere zam yaptı %e Bölge Çahşma Müdürlüğü'ne \etki iti- razında bulundu. tşçilerin buna tepki olarak fazla mesai yapma- ması üzerine ise 15 işçi>i tazminatsı/ işten attı. 15 kişi gözaltına alındı Polis'ten 2.5 trilyonluk uyuşturucu operasyonu İstanbul Haber Servisi - Is- tanbul 'da gerçekleştirilen operas- yonlarda, toplam değeri 2 tnlyon 555 milyar lirayı bulan 58 kilo 990 gram eroin, 35 kilo 500 gram esrar ve 100 gram kokain ele ge- çırildı. 15 kişinın gözaltına alın- dığı operasyon sırasında bir kışı- nin aşın heyecandan ölmüş olarak bulunduğu belirtildı. îstanbul Emniyet Müdürü Ha- san Özdemir. düzenlediği basın toplantısında İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekıplerinın son düzenledikleri uyuşturucu operas- yonlanna ilışkin bilgi verdi. Öz- demir. yurtdışına uyuşturucu gön- dermek amacıyla oluşturulan or- ganizasyonlar ile okullan ve genç- leri hedef alan sokak satıcılanna yönelık çalışmalann sürdüğünü söyledi. tstanbul Narkotik Şube Müdür- lüğü'nden yapılan açıklamaya gö- re, bir ıstıhbaratın değerlendirilme- si sonucu, Afganistan'dan getin- len yüklü miktarda eroinin. Irak üzerinden Türkıye'ye sokulduğu tespit edildi. Bunun üzerine 14 Haziran günü Maltepe FCüçükya- h'da gerçekleştirilen seri operas- yonlarla 57 kilogram eroin ele ge- çirildi. Olayla ilgilen görülen 5 kişi, 4 adet tabancayla yakalandı. Operasyonlar sırasında. Hollan- da'yagötürülmek istenen uyuştu- rucunun nakliye organizasyonunu, 1993 yılında 63 kilogram eroinle yakalanan ve 12 yıl hapıs cezası- na çarptınldıktan sonra ınfazını tamamlayarak cezaevınden çıkan AhmetOzdemir'ın yüruttüğube- lirlendı. Bunun üzenne Özdemır'in Küçükyalı'daki evine giden poliş- lere, kapı geç açıldı. Daireye gi- ren polis, Ahmet Özdemir'i bula- madı. Yapılan araştırmada, Özde- mır'in polisin kapıya vurması üze- rine yan dairenın balkonuna geç- tığı ve burada kalp damarlannın sıkışması sonucu heyecandan öl- düğübelırtildi. Bağcılar'dabireve düzenlenen operasyonda da 35 ki- logram esrar ele geçırildı. Olayla ilgilı bir kişi gözaltına alındı. Sokak satıcılanna yönelik Be- yoğlu"nda düzenlenen 2 ayn ope- rasyonda, 1 kilo 140 gram veBağ- cılar'da 850 gram eroin ile Fatih'te 500 gram esrar ve 100 gram ko- kain maddesı ele geçırildı. Bu olay- larla ilgili toplam 9 kişi daha, 1 adet tabancayla birlikte gözaltına alın- dı. K a l P V a k f l v e K c m e r G o l f untry Club'ın birlikte düzenledi- ği "Ikinci İstanbul Lezzet Festivali" birbirinden değişik ve lez- zetli yemekleri buluşturdu. Toprakbank sponsorluğunda önce- ki akşam gerçekleştirilen festivale 54 firma katıldı.Istanbul'un bazı otelleri ve restoranlarının şefleri bir araya gelerek hünerle- rini sergilerken yerli ve vabancı içecek fîrmaları da en kaliteli ürünlerini lezzet meraklılarının beğenisine sundu. Avrıca, festi- valde tstanbul Gelişim Orkestrası konuklara bir konser verdi. Festivale Sakıp Sabancı, Güler Sabancı, Levent Kırca-Oya Ba- şar, Sevinç Erbulak'ın da aralarında bulunduğu kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. (Fotoğraf: SAADET USLU) HAYVANLAR İSMAİL GÜLCEÇ KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACI BULUT BEBEK NVRAYÇÎFTÇI TARİHTE BLGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Haziran MENDES-FRANCE BASBAKAN 19S4- "T£ 8UGÜU, PIEBRE M£*t>£S-&ZANCE FBAUSA 8AŞ8AKAMIOCDU- 1932'oe i Pen MlLLBTVeKiU SEÇIieREK POUTrM&l Gf*eV FRAHC£,[T.C>ÜAJm SAyAÇI SH&SfUM AlMANLAe TBgfl- FINDAN K(/2£y AftÖKA'DA YAKALAHM<$',PAHA SONBA HAPtCTEH KAÇABAK GEN€&U. P£ QVJO£ KUVVETLBKJ- LMlÇT7. SAVAŞTAN SONBA, D€ GAUUE ZAMANN- PA BAKANLIK PA VAPtotÇTl- MEKIPİS-F4SANGE 'IN BAÇ- BAKAMLIĞI S1RASINPA FRANSA'PA ÖNeMLİ P€- GIÇHeLİKL£/Ç OLACAKnK: FRANSIZ A£K£ L£GİNİN VIETM4MPAM ÇE/Cil-MESl KASABI AVKUPA SAVLMMA giEJ-lğt 'K1E KA/SÇI ÇltüLA- CAKT/f?. ANCAK, AAEUOES-FeANCE, 2SO GÛN İKTlDAROA KALABİLECJEK.T/R.. Menks-franA ?% 'Cr^ct,ChurckiHHt. ANKARA... ANKA... MUŞERREF HEKİMOĞLU Çaldırmıyorlar! Yıllarca önce, Sovyet ozan Yevtuçenko geldi Ankara'ya. Onuruna verilen öğle yemeğinde yan ya- na oturduk Devlet Konukevi'nde. Akşam üstü de 'KinderGarden'aö\\ filmini ızledim Sovyet Elçiljğı'nde. Kimi sahneleri acıyla anımsarım her zaman. Ikinci Dünya Savaşı'nda yaşanan bir olay bu; Mosko- va'dan Sibirya'ya giden bir çocuğun öyküsü. Bel- ki de Yevtuçenko'nun öyküsü. Bir subayın oğlu, yedi yaşında, keman çalıyor, kucağında kemanıy- la gidiyor Sibirya'ya- O yolculuk süredursun, subay babasını tutsak alı- yor Âlmanlar. Bir Sovyet subayı ile Nazi subayı ara- sında ilginç bir konuşma başlıyor karargâhta. Oğul- ları nedeniyle. Sovyet tutsağın cebinden çıkan res- me bakarken dalıyor, gülümsüyor Nazi subayı. - Benim de bir oğlum var, diyor, o da keman ça- lıyor. Belki de aynı yaştalar ve aynı melodiyi çalı- yorlar. Daha önce de yazdım galiba, filmin sonunda gör- kemli bir barış sahnesi var. Savaş geride kalıyor, ba- nş şarkısı söylüyor insanlar, keman çalıyor yüzler- ce çocuk; Avrupalı, Asyalı, Amerikalı çocuklar, be- yazlar, karalar, çekik gözlü sarılar, hep birlikte aynı melodiyi çalıyor. Yevtuçenko şimdi nerede, ne yapıyor acaba? Küçük kemancılar da çoktan büyüdü, ama aynı melodiyi çalamıyor. Çünkü çaldırmıyorlar! Savaş bitmiyor, kan ve gözyaşı dinmiyor dünya- mızda. Bombalar patlıyor, kentler yıkılıyor, savaşın acımasızlığını yansıtan olaylar yaşanıyor birçok ül- kede. Akıl almaz biçimde gelişiyor savaş teknolo- jisi. Ama neye yarar! Daha çok yıkmak, yoketmek, daha çok öldürmek yarışı var ülkeler arasında. Bir silah gösterisi sergilenir gibi acımasız deneyler ya- pılıyor, yeni pazarlar oluşuyor, kimi kazanıyor, kimi de her şeyini yitiriyor. Açıklamam gerekir, ekranda baştan sona izledim, izliyorum Kosova'da yaşa- nan olayları, yorum yaparken zorlanıyorum doğru- su. Antik hantanın yeniden çizileceğini söylüyor bir arkadaşım, belki de hakkı var, ama kanlı bir harita. Başta Belgrad, Tıto doneminde gittiğim kentleri, kı- yıları hayal de edemıyorum şimdı. Taş taş üstünde kalmadı. Evler yıkıldı, ocaklar söndü, dağlan aşa- rak savaş ateşinden kaçtı insanlar. Bir ölüm yolcu- luğu yaptı, kaç kişinin yaşamı dalgalandı yollarda. Kimi direndi, kimi carnnı, soluğunu yitirdi. Geride ka- lanlar da banş umudunu yitirdi bence. Geleceğe gü- venle bakamıyor insan. Silahlanma yarışı nasıl so- na erebilir, erebilir mi, kestiremiyor. Kalıcı banşın ger- çekleşebileceğine inanamıyor. Kavramlar değişi- yor durmadan. Bakın NATO'ya, nereden nereye geldi, Kosova'ya giren birliklerin başında Ruslar gelıyor şimdi. Soru- lara, yorumlara açık bir geliş, ama olay bitmedi he- nüz. Bölgemizde daha neler yaşanacak kimbilir! Düşünürken ürperiyorum, dahası utanıyorum, boy- num bükük bakıyorum çocuklara. Teknolojik geliş- melere karşın insan sevgisini geliştirememenin ezik- liğini duyuyorum. İnsan olarak, yazar olarak, daha- sı 1920'lerde doğan biri olarak, "yurtta banş, dün- yada banş" sözleri doğrultusunda yetişen bir ku- şağın bireyi olarak barışa katkıda bulunamamanın utancıyla kızarıyoryüreğim. Biz geldik, gidiyoruz; güzel günler de gördük, umudun yeşermesini de yaşadık, ama çocuklar?.. Onlara ne veriyor, nasıl bir yaşam hazırlıyoruz, na- sıl bir gelecek?.. Kimi açmadan kapıyor gözlerini, kimi açlıktan, kimi ilaçsızlıktan ölüyor, yardım eli uzanamıyor. Kimi soykırımıyla diri diri mezara gö- mülüyor, kimi de din kıyımıyla. Toprak yeni kıyım- lara gebe kalıyor, bir savaş sona ererken başka sa- vaşlara tırmanıyor insanlar. Sözün kısası, aynı melodiyi çalamıyor çocukla- rımız! Banş özlemi dinmiyor, buruk bir acıya dönüşü- yor her gün, her yerde. Güçbirliği de güçsüzlüğe! NATO'nun Avrupalı üyeleri 1950'lerde nerde, 2000'lerde nerde. Dahası, NATO'nun gücü kanrt- lanırken güçsüzlüğü de sergilenmiyor mu acaba! Gü- ney kanadındaki çatlaklar derinleşmiyor mu gide- rek? Ege'nin banş gölüne dönüşmesine yönelik çabalarda ilerleme değil geriieme var! Okyanusun ötesinden uyanlar da kuşkuyu dağıtamıyor doğru- su. Çünkü önünü de ardını da şaşırıyor insan! Yö- nünü, yöntemini bulamıyor, dahası vaıiığını hisse- dememenin hüznüne kapılıyor giderek, yalnızlığı derinleşıyor, yaşama sevınci de soluyor. Karamsarlığı içime sindiremiyorum, ama bugün iyimser bir yazı beceremedim. Belki de havadan ötü- rü! Haziranı ortaladık, ama baharı yaşayamıyoruz başkentimizde. Güneş açarken yağmur boşanıyor. Kan ve gözyaşı, kir ve pas akar, dünyamız annır gibi umutlanıyoruz ama gökyüzü yeniden kararıyor. Çocuklanmız da aynı melodiyi çalamıyor bu karan- lıkta. BULMACA SEDAT YAŞAYA1V SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 1/Bırhalkınbü- tün dünyaya ya- yılması. 2/"Şe- 2 rif—": Bestecı- miz... Bir giye- ceğın göğüsle omuz arasında kalan bölümüne 5 eklenen parça. g 3/ Bir soru sö- zü...Tütünyap- 7 rağı dizisı. 4/ _ Çarşılarda aynı " ışı yapan esna- g fın bulunduğu bölüm... Olumsuzlukbe- lirten bir önek. 5/ Duy- -) gu ve düşüncelen behr- tecek bıçunde yüzde be- lirenkımıldanışlar...Es- 3 kı dilde kapı. 6/ Yapma. 4 ehne... Karakter. 7/ Na- zi partısının hücum kıta- sıru sımgeleyen harfler... Ikı büyüklük, iki nıce- lik arasındaki bağmtı. 8/ 8 Almangümüşü... Pey- g gamberlen Hudu dınle- medıklen için Tann tarafından yok edılen kavım. 9/ Ba- kır, nıkel ve çinkodan oluşan gümüş görünüşünde bir alaşım. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Canh bir varlığın etkın gücü. 2/ Bir anlatımda veril- mek istenen öz... Bağişlama. 3/ Aldatma işi, hile... Bir ılimiz. 4/ Zurnamn dudaklara gelen kamış bölümü... "— gelicek cümle eksikler bıter" (Yunus Emre). 5/ Ekın de- metlerini yükseğe atmaya yarar yaba... Trabzon'un bir il- çesı. 6/Geminin rüzgâralan yanı... Bir tür deniz taşıma- cılığı... 7/ Motorlu taşıtlarda dıreksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil... Hava basıncı birimı. 8/ Kastamonu'nun bir ilçesi... Bir haber ajansının sım- gesi. 9/ Aydın ılinde ünlü bir antık kent.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear