Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1999 PA2AR
12 PAZAR KONUGU
Yeni CHP Genel Başkanı Altan Öymen, kurultay sürecini ve CHP'nin geleceğineyönelikprojelerini anlattı
'Sağlam bir temel var, yükseleceğiz'
Ceniş
bir ekibim
yok'
- Günlerdir, son kurultayınızdaki
görüntüler konuşuluyor. Bunlann
sorumlulart hakkmda ne yapacaksuuz?
- Ben gazetelerden bazı isimleri okudum.
Betı o gece dengeli bir liste yaptnaya
çalışıyordum. Öyle geniş bir ekibim falan
da yok, sen şurda bekle. sen şurda bekle,
diyebileceğim. Bu arada o liste
hazırlanmış. Araştınyorum. Hem hukuki
hem de siyasi açıdan gereken yapılacak.
Bunun sonuçlan olacaktır. Hukuki
sonucu olmasa bile, siyasi sonucıı
olacaktır. Burada hukuka aykın bir şey
bulunamaz. Burada geleneklere,
sağduyuya aykm bir şeyler vardır.
Gelenekler şu: Birkaç liste olursa, o
listelerin sonuncusu gelene kadar
mûhürlenmiş oy pusulalan dağıtılmaz.
Bu bazen çok uzun sûrer. Burada ise
zaten bir tek liste gelecek, genel başkanın
listesi. Bir kısım arkadaşlar zaten
çekilmiş, başka liste de yok. genel
başkanın listesi bekleniyor. Ben mümkün
olduğu kadar kapsayıcı liste olsun
istiyorum. Hasan Fehmi Güneşle
görüştük kurultaydan sonra. Müştereken
çalışabilir miyiz, derken olmadı. Ben yine
de mevcut imkânlarla kapsayıcı bir liste
yapmaya çahşıyorum. O sırada bu hadise
oldu. Bu arkadaşlar. "Liste genei
başkanın" demediklenni söylüyorlar.
Dememiş de olabilirler. Ama zaten bir
liste bekleniyor. o liste ortada yokken
bunlar oluyor. Gerisi malum. Şimdi çok
iyi bir gelişme oldu. seçildiği tartışmalı
olan arkadaşlann bûyük kısmı da
istifalannı verdi.
Türkiye'nin
gerçekleri
var
- CHP'liler arasında bir dil birtiğiyok.
Neredeyse her CHP'li, özelleştirmeden
Kürt sorununa dek her konudafarkü
görüşler dile getiriyor...
- Hakhsınız. Fakat bunlar ortak bir
zeminde tartışılmamış. Herkesin bir
görüşü var. Bunlar televizyonlarda
tartışıhyor, ama o arkadaşlar bir araya
gelip tartışmamışlar. Tartışılsa
farklar azalacak, parti doğrultusunda
söylenen sözler esas alınacak. Ben bu
tartışmalara girmiyorum. Parti neoliberal
mi oldu, eski sol çizgide mi kaldı? Bu
tartışma hızlı, programlı bir süreç içınde
içerde yapılmalı. Bir hafta bir yere
kapanılarak, uzmanlarla birJikte bunlar
tartışılsın. Avrupa solu şöyle yaptı, böyle
yaptı, onlar tamam, ama Türkiye'nin
gerçekleri var. Her ülkenin kendine göre
realiteleri var. Alman. Fransız
sosyalistlerinin politikalan aynı ıra, değil,
Her partinin kendi ülkesindeki şartlan
göz önüne alması lazım.
- Biryandan küreseUeşmenin getirdiği
baskılar, diğer yandan ulusal vurgularot
öne çıkanlması istekleri çeşitli arayışlan
gündeme getiriyor. CHP çizgisini nastl
netleştirecek?
- Türkiye gerçeklerini göz önüne alarak,
fanatizmden, sloganJardan uzak bir çizgi
oluşturmamız lazım. Sloganla ne
ekonomi yürütülür. ne sosyal sorunlara
çözüm bulunabilir. PM oluşur oluşmaz
bir seçim tahlili yaptırmak istiyorum.
Komisyon halinde olabilir, konferans
şeklinde olabilir. Teşhis yapılsm ki reçete
yazılsın. Ona paralel olarak bir tüzük
çalışması yapılsm. Bir de program ve
politika, diyorum. Çünkü bizim
programımız aslında fena bir program
değil. Ama ortak söylem sıkıntısı var.
PORTRE /ALTAN ÖYMEN
TÜREYKÖSE Cumhuriyetle yaşıt, "devleti kuran parti" CHP, 18 Nisan seçimlerinde barajı geçemeyerekparlamento dışında kalınca, Genel
Başkan Deniz Baykal istifa etmek zorunda kaldı. Kurultay yaklaşırken adaylığa hazırlanan, ancak 9. olağanüstü kurultayın yapıldığı Atatürk Spor
Salonu 'ndaki "olağanüstü gergin havayı görünce " vazgeçen Baykal, siyasalyaşamına "ara " vermek zorunda kalırken gazeteci Altan Öymen
partinin 6. genel başkanı oldu. Baykal'ın ekibi daha ilkgünden "korsan liste " darbesiyle Öymen 7 sarsınca, sandalyelerin, pet şişelerin havada
uçuştuğu bir kurultay rezaleti yaşandı. Şimdi
Öymen 'i zor günler bekliyor. Önünde hem
' kuşatılma " çabalarına karşı direnerek
partiye damgasını vurma hem de "Atatürk'ün
partisini" toparlayıp etkin bir muhalefet
partisine dönüştürme görevi var. Öymen,
"Davul bende, tokmak başkasında olmaz "
sözleriyle "kuşatmaya " izin vermeyeceğini
ortaya koyuyor. Hatta, "Hazırlanan liste
kazansaydı, yetkimyar, yeniden kurultayı
toplardım " diyor. Öymen, partinin
geleceğinden de umutlu. CHP'nin "sağlam
temeline" ve "kendisine" güveniyor.
Altan Öymen 1932 doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra Ulus, Yeni Ulus,
Tercüman, Yeni Gün, Öncü, Milliyet, Akşam,Cumhuriyet
gazetelerinde çalıştı, ANKA ajansını kurdu. Öymen,
gazetecilikle birlikte aktif politika dayaparken Turizm
Bakanlığı, CHP Genel Sekreter Yardımcılığı ve Grup
Başkanvekilliği görevlerini yürüttü. Bonn
Büyükelçiliği'nde basın ataşesi olarak da görevyapth
Milliyet gazetesinde yazarlığını sürdürüyor.
- YakJaşık SOyıidır CHP içindesiniz. Bunun öyküsünü saürbaş-
lanyla özetleyebilir misiniz?
- CHP, 14 Mayıs 1950'de iktidan kaybettiğınde 27 yıldır iktidar-
daydı. Son dönemlerine doğru, gençlerin çoğu CHP'ye muhalifti.
Ben o zaman SBF'de öğrenciyim, babam da CHP milletvekili, ama
ben bile CHP'yi tutamıyorum, işte "babasının partisi" denecek dı-
ye. CHP yenilince ben hemen partiye üye oldum. O zaman 18 ya-
şında üye olunabiliyordu. Gençlik Ocağı'na kaydoldum. Orada, po-
litikanuı manevralanyla, taktikleriyle tanıştığım bir olay vardır. Be-
ni, "Seni başkan yapacağız" diye atlattılar. Çankaya Gençlik Oca-
ğı'na başkan olmak istiyordum. Atlattılar, diyorum; daha doğrusu
benden faydalandılar. Ben Ulus gazetesinde muhabirdim. Sanıyo-
rum, 1952 yılı falan olması gerekir. 3 arkadaşım geldi masamın ba-
şına, 2 tane aday var, birinin adı Nahit, digerinin Nejat bu ikisi çar-
pışıyor, ama "Delegefer asıl seni istiyor" dediler. Kongreye gittim,
adaylığım kondu, ben 4 oy aldım. Adaylardan biri 37, diğeri 40 oy
aldı. Meğerse o 37 oy alanın oyunu bölmek için beni çıkarmışlar.
Öğrendik ki politikada böyle şeyler oluyor. Ondan sonra ben de ge-
rekeni yaptım. Bir sonraki seçimde kazandım. Poiitikanın o zaman-
ki taktiklerini öğrendim. Ama tabii o zamanki taktikler şimdi daha
geliştirilmiş, aklurun ermediği şeyler uygulanır hale geldi.
- Ecevit'i de siz kaydetmişsinizpartiye, değil mi?
- Evet. O zaman zaten aynı gazetede çalışıyorduk. 1953'te parti-
nin mallan müsadere edildi, Ulus gazetesinin mallan da alındı. O
zaman Yeni Ulus adında bir gazete başladı. Biz de o gazetenin mu-
habir kadrosu olarak çalışmaya başladık. Evlerimiz de Ecevit'le
Bahçelievler'de. O zaman böyle, eve giderken arabaya bin, falan yok.
Gece otobüs falan yok. Gece 02.00'de çıkardık. Yürüyoruz. Bazen
kar falan da olurdu. Kendimizi teselli ederdik. Ecevit benden daha
iyimserdi. "Karda >ürümek daha saglıkbdır'" derdi. Öyle giderken
konuşurduk tabii, sanattan, kültürden, politikadan. Onun CHP'ye
üye olma karan oluştuğu zaman, ben de ocak başkanı olduğum için
üye formunda benim imzam bulunur.
Deniz Gezmiş'in idamına yakın günlerde Sofya'ya bir uçak ka-
çınldı. Şöyle olmuş hadise: Bazı insanlan yakalamışlar, kimler var-
dı falan diye. Benim adımi vermışler. Binne herhalde elektrik, fa-
laka falan fazla olmuş, o da bir senaryo yazmış. "Altan Oymen de
vardı. efendim hava meydanında hostes olan bir Leyla \ardu onu ta-
nırdı. o Leyla ona yardımcı oldu. Diyarbakıriı Mahmut vardı kargo
servisinde de" diye ifade vermış Hatta bir de silah kaçakçısı var-
mış, ben onunla hapısteyken röportaj yapmışım, silah temin ermiş
bıze... Bunun üzerine bizi yakaladılar.
»
- Yamlmıyorsam, bu olay için Örsan Öymen, "Altan uçak kaçı-
rır, kaçırır amma yetişemediği için " demişti...
- Evet. rahmetlı öyle söylemişti. Sorguya çektıler beni 8 saat. Sor-
gunun beşte biri uçak kaçırmayla. gerisi imza toplamayla ilgili. Uçak
kaçırma işine fazla girmiyorlar. sonra öğrendim, THY'ye gıtmışler,
o sıralarda orada ne Leyla, ne Diyarbakıriı biri ne de Mahmut diye
biri varmış. Biri gözüm kapalıyken bunu söyledi. "O zaman beni
bırakacasınız" dedim. "*Yok, ilan ettik artık, biraz kalacaksın" dedi.
Çıkınca gördük, bütün gazetelerde manşetteymişiz. Onu açıkladık-
tan üç-beş gün sonra adamı bırakmak komik olacak. Üç aya yakın
yattım. Sonradan gördük, bazı arkadaşlanmız makale bile yazmış-
lar, "işte uçak kaçıranlar" diye. Takipsizlik karan aldım, haber ola-
rak çıksın istiyordum. Çıktı, ama küçücük...
- Bugünlere gelirsek, siz son seçimlerden önce aday olmayacağı-
nızı açıkladınız. Aktif politikadan uzaklaşmaya başladığınızı düşü-
nürken birdenbire partinin başına geldiniz. Bu süreç nasd gelişti?
- Istanbul'a gidip eve yerleşeceğim, kitap yazacağım, diyordum.
Çekilirken. kadınlar gelsin demiştim. Hoş, pek olmadı. Yenilgıden
sonra oturdum, bir dızi yazdım: "Barajın albndakiCHP" diye. Bir-
lik içinde kurultaya gidilsin, tek aday olsun. diye yazdım. Konsen-
sus olmayınca, ben uzlaştıncı aday şu olsun, bu olsun. diye yazıyo-
rum. Hatta mevcut adaylardan bazılannı da yazdım. Bazılan da
- "Baykalctlar" diye anılan gruptayer alanlar, sizi kendilerinin
genel başkan seçtirdiğini, bu nedenle de listeniz üzerinde söz sahi-
bi olmalarının doğal olduğunu söylüyorlar. Bunu nasıl karşUıyor-
sunuz?
- Baykal '!a beraber politika yapmış arkadaşlann beni destekledik-
len doğru. Bu beni memnun etti. Ama bana bu desteği vermiş ol-
mak, sonunda kımseye kontrol hakkı vermez. Orada dağıtılan liste-
de öyle arkadaşlar var ki ben listeme girmesi için teklif götürmü-
şüm. Onlan da almışlar. Arkadan öyle bir şey yapmışlar ki sayı he-
sabı, 35 arkadaş nasılsa bızimle oy kullanır diye. Bu olmaz. Insan
kendisini kuşatılmış bir biçimde hissedemez. Davul bende, tokmak
başkasında olmaz. Oy vermek başkadır, bunlar başka. Zaten hiçbir
zaman bu tür şeyleri kabul etmezdım. Böyle bir şey olsaydı, diye-
lim bunlar kazansaydı, yetkim var. partiyi yeniden kurultaya götü-
rürdüm. Bu listeyi yapan arkadaşlar çok az sayıdadır.
- Bu olaylar belki de sizin önünüzü açü, sizi rahatlatti...
- Aslında tabii, her yanlış işte bir olumlu şey vardır, anlamında
atasözierimiz var. O şartlarda hazırlanmış liste ıdeal olmaktan uzak
olacaktı.
- CHP, tarihinin en kötüyenilgisialdu Ve "Atatürk'ünpartisi21.
yüzyıla ulaşamayacak, misyonunu doldurdu "yorumlan yapılma-
ya başlandu Bunları nasd değerlendiriyorsunuz?
- Şimdi öyle diyenler benim görebildiğim kadanyla hayli azaldı.
Daha çok umut var. Umudun güvene dönüşmesi de sanıyorum geç
olmayacak. CHP'nin öyle bir duruma düşmesi kolay bir şey değil.
•CHP'nin temell sağlam'
- Bir anlamda enkaz devraldınız...
- Enkaz benzetmesi ne ölçüde geçerli, bir şey söyleyemem, ama
CHP'de çok sağlam bir temel var.
- Sonra da aynı kabinedeyer aldınız, genel sekre-
ter yardımcılığı yaptımz...
- 1961'de kurucu mecliste de beraberdik. 1977'de
bana milletvekilliği önerdi, Meclis'e girdim, grup
başkanvekili oldum, genel sekreter yardımcılığı yap-
tım.
- Bülent Bey kuruHayınızdan sonra sizi arayıp kut-
ladı mı?
- Mesaj geldi, cevap verdim. Bu binada (CHP'nin
Çevre Sokak'taki genel merkezi) genel sekreter yar-
dımcısı olarak görev yaptım. 12 Eylül'den sonra as-
kerler geldi. Bir deniz binbaşısıydı sanınm. gayet ki-
bar bir zattı. Benim alanıma giren. dış ilişkiler, basın-
la ilişkilerdi. Bizim sosyalist partilerle ilişkilerimizi
sağlayan adresler falan var, bu adreslerbize lazım. Bi-
ze, geçmiş olsun, diyorlar. Cevap verilecek, sonra yi-
ne ilişkiler sürecek. Onlan muhafaza etmek istiyorum.
Bi.nbaşı anlayış gösterdi.
'Uçak korsanı' (!) öymen
- Sizin 12 Mart döneminde bir de "uçak korsanlı-
ğımz(!)"var...
- 12 Mart döneminde ben iki defa gözaltına alın-
dım. Biri Madanoğlu davası 1971'de, öbürü 1972'de bu uçak kaçır-
ma işi. Doğan Avcıoğlu ile biz çok iyi arkadaşız. Benim kanm, ço-
cuklanm o zaman Paris'te. Kanm OECD'de ekonomi müşaviri. Ev-
de yalnızım, Doğan da yalnızdı, bende kalmaya başladı. Ben daha
çok Paris'e, lstanbul'a gidip geliyorum. Evimde toplantılar yapılı-
yormuş, diye suçladılar. Gclen ziyaretçilerimle haber gönderdim, pa-
saportum geldi, Istanbul'daki Park Otel faturalanm da geldi. Böy-
lece, o toplantılarda bulunmadığımı kanıtlama olanağım oldu. 17.
günü mahkemeye çıkardılar. Mahkeme Başkanı Ali Elverdi'ydi ga-
liba, tahliye etti.
Yapacak başka bir şey yok. Uçak hadisesine gelince. 1972'de ol-
du. Biz o sırada Deniz Gezmiş'lerin idam edilmesine karşı imza
kampanyası başlattık. Ankara'da ben yürütüyorum, Istanbul'da Onat
KurJar yürütüyor. Onat Ankara'ya geldi. Anayasal bir şekilde, di-
lekçe hakkımızı kullanarak konuyu Meclis'e götürdük. Bu öyle bir
hak ki buna dayanarak bir şey yapınca sizi hapse atamazlar. 10 bi-
ne yakın imza topladık. Ben bunlan aldım, çoğalttım. Meclis Baş-
kanlığı'na. bilgi için Cumhurbaşkanlığı Özel ÎCalem'e. Başbakan-
lık'a götürdüm, bir de basın toplantısı yaptım. 12 Mart dönemi ol-
masına rağmen kimse bir şey yapmadı. O arada ziyaretlerde bulun-
duk. CHP'nin muhalefetiyle belki önleyebiliriz, diye düşündük. Ni-
tekim ilk aşamada İsmet Paşa'nm tavnyla önlendi, ikinci aşamada
önlenemedi. Bu arada tabii biz şüpheli şahıs olduk.
''Sen ol" dediler. Deniz Bey de öbürlerine karşı olduğunu söylerken
"Ha, Altan başka" deyince o zaman başladılar "emanetçi" diye...
• - O süreçte Deniz Baykal'lagörüştünüz mü?
- Seçimden sonra konuştuk. ne yapılabilir diye. HikmetÇetin. ben,
Deniz Be>. O zaman benim adaylığım söz konusu değildi. Sonra te-
lefonda konuştuk, iyi gidiyorsun, falan dedi. tyi gitmeye devam
ederken Deniz Bey'in adaylığı gündeme geldi. Bence yanlıştı. De-
niz Bey'ın adaylığı söz konusu olduğunda da ben tabii "Aday ola-
cağım" dedim.
Baykalın dahli yoktur'
- Deniz Baykal, seçildikten sonra sizi aradı mı? Bu korsan liste
konusunda bir açıklamayaptı mı?
- Kutlamak için aradı. Ben kendisinin bu işte dahli olduğunu zan-
netmiyorum. Haberi olduğunu zannetmiyorum. Bazı arkadaşlar sa-
nınm böyle uygun görmüşler.
- Adnan Keskin, "Altan Öymen 'e destek vereceğimi söyleme-
dim " dedi. Kurultaydan önce görüşmüş müydünüz?
- Söylemedi, doğru. Verip vermeyeceğini ben de kendisine sor-
madım. Park Otel'de. gelen delege arkadaşlarla çalıştık.
- Ydlardır solda bitmez tükenmez bir "birleşme"
tartısması vardı. DSP-CHP ilişkileri de hep gergin-
dl Önümüzdeki dönem DSP'ye yaklasımmız nastl
olacak?
- Aslında resmi işbirliği olmuyordu, ama yan yana
milletvekilleri arasında birçok konuda işbirliği yapı-
lıyordu geçen dönem. Temel eğitimde bir fiili işbirli-
fi ortaya kondu. DSP'lilerkonuşunca bizalkışhyoruz,
ben çıkınca onlar alkışlıyor. Işçi haklanyla ilgili bir
mesele, yahut laiklikle ilgili bir mesele çıkınca müş-
terek hareket edilebiliyordu. Kavga çıkınca bırbiri-
mizi koruyorduk. Bu dönemde bizim eksikliğımiz his-
sedilecek. Otomatik olarak bazı şeyleri aynı söylüyo-
ruz. Ben "birleşme" lafını kullanmıyorum. Artık çok
kullanıldı. ondan bir şey çıkmadı. Onu bırakalım, so-
mut şeylerde işbirliği imkânı her zaman vardır. Res-
men olmasa bile, fiilen vardır. Meclis dışında olsak
da bu işbirliği sürer.
- Yeni hükümet olusumunu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
- Ben hükümet kurulurken ilk günden itibaren kö-
tümser bır yorum yapmak ıstemiyorum. Bir kere kur-
sunlar bakalım.
- Ecevit, MHP'den kaynaklanan "kaygılannı" sık
sık dile getirdi. Siz de bu kaygüarıpaylaştyor musunuz?
- Terörün tırmanması döneminde rahmetli Gün Sazak öldürüldü-
ğünde genel başkan yardımcısıydı. Ben de genel sekreter yardımcı-
sıydım. bizde genel başkan yardımcılığı olmadığı için onun muka-
bili genel sekreter yardımcısıydı. O dönemde çok sıkı koruma altın-
daydık. Yani bunlan hep biliyorum. Bir hükümet kuruluyor, hemen
bir önyargıyla gitmemek lazım. Herhalde ikisi arasında bütün bu iş-
leri konuştular. O dönemin hortlamaması için herhalde karşılıklı
tedbirlerdüşündüler. Onlann sonuçlannı görmek lazım. Yoksa. ma-
ziye saplanıp kalmak doğru değil.
'6 ok tartışılmaz'
- CHP'nin çizgisi de tartışma konusu. "6 oka sahip çıkalım ", "2
oku atalım "ya da ne olduğu pek tarif edilmeyen "yeni sol çizgi"
önerileri var. Sizce CHPprogramı "geride" mi kaldı?
- 6 ok tartısması tamamen yanlış. 2 defa program değişikliği ge-
çirdi bu parti. 6 ok baştan beri sembolümüz. Sonra bütün o kavram-
lar çağın gereklerine göre yorumlanmış, yerli yerine oturmuş.
- Gazeteciliğe devam edecek misiniz?
- Evet. Yazarlık yapan bakanlar var. Başbakan da vakti olsa yazar.
Biz Meclis dışında olduğumuz için daha rahat vakit yaratabiliriz.
YANKI KOLEJI
ÖĞREINCİLERİNİ SIOAVSIZ ALIYORf
Bütün çocuklanmız seçkin bir okulda eğitilmeye layıktır.
1999 - 2000 Öğretim Yılı Yıllık Eğitim Ucretlerimiz:
İlköğretim 1,2,3,4,5 :
1.080.000.000 TL + %8 KDV
1.350.000.000 TU%8KDV
1.440.000.000 TL + %8 KDV
85.000.000 TL + %8 KDV
öğretim 6,7,8
Lise Hazırhk, 1,2,3
Anasınıfı aylık ücreti
Not: Hazırlık okumuş öğrencilerden orta 2. Sınıfa 8.
orta 3. Sınıfa 11, lise l'e 14. lise 2ye 9 öğrenci
görüşme (mülakat) yoluyla alınacaktır.
E - 5 YANYOL ÜZERİ, ŞÜKRÜBEY DURAĞI - AVCILAR/ İSTANBUL
Telefon: (0212) 676 47 17 ( 4 HAT ) Faks: (0212) 676 47 24
ANKARA 28. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999'172, KararNo: 1999-228
Davacı Kayahan Türkmenoğlu vekilince
davalı Nüfiıs Müdürlüğü aleyhine açılan isim
tashihi davasında: Kayseri ili, Yahyalı ilçesı.
Yenice Mah. 011 cilt, 46 sayfa. 56 kütük sıra-
da nüfusa kayıtlı Kayahan Türkmenoğlu'nun
isminin Kayhan olarak 5.5.1999 tarih ve
99^228 sayılı kararla değıştirilmesine karar ve-
rilmiştir. Hüküm ılan olunur. Basın: 24026
SIVAS 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1998/91
Davacı Ömer Özbay tarafmdan davalı Dur-
sun Sağdıç aleyhine açılan tazminat davasında
venlen kararda, Tüm aramalara rağmen adresi
tespıt edıleme>en davalı Dursun Sağdıç'ın du-
ruşma günü olan 01.07.1999 günü saat 9.00'da
mahkememizde hazır bulunması veya kendisi-
ni bir vekille temsıl ettırmedıği takdırde
HUMK.nın 213 ve 337. maddeleri gereğınce
vokluğunda karar venlecektir, ılan olunur.
Basın: 23913
ANAMUR ASLhT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
. DosyaNo: 1997,394
Davacı Ahmet Bılin tarafindan mahkememıze açılan gaiplik
davasında tçel ıli Anamur ilçesı Kılıç köyü 26 hanede nüfusa ka-
yıtlı bulunan Mehmet ve Havva'dan olma 1297 d.lu tbrahim ile
aynı anne \ e babadan olma 1307 d.lu Abdulkerim'uı yapılan tüm
aramalararagmaıyıilardır buJunamadığı ve kendilerinden haber
alınamadıgı, mahkememızce gaıpliğine karar venlmesı talep
edilmış olmakla, Gaıpler yukanda isımleri yazılı kışılen tanıyıp
bılenlenn mahkememızın duruşmasınuı atılı bulunduğu
16.6.1999 günü saat 9'da yapılaeak olan 1997 394 sayılı dosya-
sına müracaat etmelen ilan olunur 105.1999 Basın: 23942
İLAN
Davacı Türkiye Halk Bankası AŞ tarafindan davalı
Mustafa Gümüş ve Metin Kefkir aleyhine mahkeme-
mize açılan tasarrufun iptali davasının yapılan duruş-
masmda verilen ara karan uyannca. Davalı Mustafa
Gümüş"ün tüm araştırmalara rağmen adresi tespit edı-
lemediğınden adına ılanen teblıgat yapılmasına karar
verilmiş olup, Davalı Mustafa Gümüş'ün yargılamanın
yapılacağı 29.06.1999 günü saat 09.50'de mahkeme-
mizde hazır olması veya bır vekılle temsil olunması,
aksi takdırde yargılamanın yokluğunda yapılarak karar
verileceği ilan olunur. Basın: 23943
ACI KAYIP
Istanbul il Sağlık Müdürlüğü Teknik Büro Şefi
Mimar AHMET DAĞISTAN
29.5.1999 tarihinde Hakk'ın rahmetine
kavuşmuştur. Cenazesi 30.5.1999 Pazar günü
öğle namazını müteakip Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastalıklan Hastanesi Camii'nden kaldırılacaktır.
AİLESİ
EYÜP 1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997/620 / Karar No: 1999017
Karar tanhi: 4-5-1999 Davacılar Melek Boztekin,
Mahittin Kafadan ve Emine Elemek vekili tarafindan
mahkememize ikame ettığı gaiplik davasının yapılan
açık yargılaması sonunda. Istanbul Eyüp Yeni Mah. C-
021/09 s-^2 k-514'de nüfusa kayıtlı olan Hasan ve Sa-
diye'den olma 1344 (1926) doğumlu tsmaıl Boztekin'in
gaıpliğine karar verilmiştir. Ilan olunur. Basın: 23637