25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 MAYIS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Yann başlayacak 2. Uluslararası Kukla Festivali'nde 10 ayn mekânda 12 gösteri sunulacak Her yaşa ktdda ve gölge oyunu estivale katılacak yabancı topluluklar arasında Fransa'dan Velo TheatTe Tostacı", Japon kukla-gölge tiyatrosu Akebi 'Taro. Japon Halk Öyküsü". 'Yengeç. Bir Zamanlar". 'Japon- Türk Şarkıları, Portekizlı topluluk Trule 'Müzik ve Kukla Üzenne Çeşitlemeler'i sunacak. Kültür Servisi - Kukla ve göl- ge oyunu devınce küçük portatıf bır sahnenın karşısına toplanmış küçuk cocuklar gelır akla ilk ön- ce. Kukla oyunlanyla cocuklar özdeşleştınlır. Karagöz'lerİbiş'ler. ellere geçınlen havvan kuklalan hep cocuklar ıçındır. Oysa yetış- kınler de kukla ve gölge oyunla- rını ızlerler; üstelık bundan zev k de alırlar. C'engiz Özek \e Selen Korad Birkiye'nm kışısel cabala- rıyla bu yıl ıkıncısı duzenlene- cek olan l luslararası İstanbul Kukla Festivali kuklanın cocuk- lar içın olduğu kadar büyükler içın de bır sanat olduğunu anlat- mayaçalışıyor. Yann başlayacak festival. her ülkenın gösten sa- natları geleneğınde çok önemli bıryen olan kukla \e gölge tıyat- "Postacı" (Velo Theatre), Fransa. rosunun farklı ülkelerdeki tek- niklerini ve lezzetlerini buluştu- racaksanatseverlerle. 12Mayıs'a kadar sürecek festivalde on ayn mekânda toplam on ıkı gösteri sahnelenecek. 'İçindeki İçindedir' Festıvalın ılk gününde ızleyıci karşısına çıkacak olan oyun Fran- sa'dan gelen VetoTheatre'ın 'Fos- tacı" adlı oyunu. Saat 19.00'da Fransız Kültür Merkezı'nde -Kül- tür Merkezi'nin katkılanyla- sah- nelenecek olan oyun. bırpostacı- nın çantasından fışkıran orman- lar. vanardağlar. denızler. gemi- ler ve sırkle egzotik bır serüvene sürüklüyor ızleyıcıyı. Velo The- atre, 5 Mayıs günü 15.00 ve 19 00"da vıne avnı verde ovunu- *Üç kısa öykü", (Akebi Gnıp), Japonya nu sahneleyecek. Festivaltn resmi açıhşı 5 Ma- yıs günü Mehpare Aksoy Yiğit Gölge Tiyatrosu'nun sunacağı 'İçindeki İçindedir' adlı gölge oyunuyla gerçekleşecek., Saat 21.00'de Kenter Tiyatrosu'nda iz- leyici karşısına çıkacak olan oyun, grup üyelerinin kendi geliştirdik- leri birteknikle sunuluyor. Çok bo- yutlu izlenimler bırakarak dönen renkli ve resimli gölgeler ve göl- gelere eşlık eden renk denizleri kullanılarak Akdeniz. Ortadoğu ve Balkan kültürlerinin bileşke- si olan Osmanlı sanatından bir çeşitleme sunuluyor oyunda. 'İçindeki İçindedir'de Mehpa- re Aksoy Yiğit'ın yanı sıra Gûlin Hayat. Halil Kınş. Serdar Aksoy, Fahreddin V iğit. Yavuz Göktürk ve Güneş AvniYiğit görev alıyor. Mehpare Aksoy Yiğit'in 7 Ma- yıs'ta açılacak olan 'SonOsman- hlar' adlı gölge sergisı ıse, festi- vahn en ilginç bölümlerinden bi- rini oluşturuyor. Sergi, festivalin dığer günlerinde 9.00-17.00 ara- sında görülebilecek. 12 Mayıs'a dek sürecek Festivalin üçüncü günü, 6 Ma- yıs"ta, Japon kukla-gölge tiyat- rosu Akebi saat 11. 30'da Yunus Emre Kültür Merkezi'nde 'Taro, Japon Halk Öyküsü'. 'Yengeç, Bir Zamanlar' ve 'Japon-Tiirk Şarkılan" olmak üzere üç kısa oyun sunacaklar küçük izleyici- lere. Müzik ve dansın çok önem- li bir yertuttugu oyunlanndarenk- li gölge kuklalan kullananan Ja- pon grup, 8 Mayıs'ta 14.00'te Arel Koleji'nde oyunlannı tek- rarlayacak. 6 Mayıs'ta izlenecek diğer iki gösteriden biri 5TaşÇocukTîyat- rosu'nun 'Hact- vat-vat ile Kara- gözüm" adlı oyunu. Saat 13.00'te Bahçelievler Belediyesi Tiyatro Salonu'nda sahnelenecek göste- ride Karagöz'ün ortaya çıkış ef- sanesi anlatılıyor. Saat 19.30'da Muammer Karaca Tiyatrosu'nda ise Portekizli topluluk Trule'nin Müzik ve Kukla Üzerine Çeşit- lemeter'i sahnelenecek. Sözsüz ve müzikli oyananacak olan oyun ipli kuklalann değişik teknikler- le oynatılmasına dayanıyor. Por- tekizli grubun gösterisi her yaş- tan izleyiciye yönelik olarak ha- zırlanmış. 8 Mayıs'taki ilk gösteri saat 12.00'de Banş Manço Kültür Mer- kezi'nde sahnelenecek olan 'Bü- yücü'. Kara Tiyatro'nun sahne- leyeceği oyun, gülmece motifle- ri taşıyor. Festivale Nâzım Hikmet ve Nasreddin Hoca'nın kültür dünyamıza kazandırdığı zengin- likleri aktaran bir programla ka- tılan İzmitŞehir Tiyatrosu 8 Ma- yıs'ta 12.00'de Yunus Emre Kül- tür Merkezi'nde 'Sevdah Buhrt' adlı oyunu sahneleyecek. İzmit Şehir Tiyatrosu aynca 9 Mayıs'ta saat 12. 00'de Banş Manço Kül- tür Merkezi'nde 'Nasrettin Hoca" ve 12 Mayıs'ta 19.30'da Küçük Sahnede 'Kuvayı Milliye' adlı göstenlerini sergıleyecek. 9 Mayıs'ta sahnelenecek bir di- ğer oyun ise Tiyatro Tempo'nun 'Cadûar ve Hint Fakiri" adlı gös- tensı. Geçen yılki festivalde bü- yük ılgi gören Tiyatro Tempo bu yıl farklı bir tarzı deniyor. Gele- neksel gölge tiyatrosu Karagöz'ün ipli kuklaylabirleştirilerek sunul- masına dayanan oyun, Deniz Bank'ın katkılanyla gerçekleşe- cek. 11 Mayıs Pazartesi günü saat 12.00"de Show Tiyatrotarafından sahnelenecek olan 'ÇöpCanava- n' ise. çevre kirlıliğını konu alan modern bır Karagöz uyarlaması. Aynı gün saat 19.00"da Küçük Sahne'de izleyici karşısına çıka- cak oyunun adı 'Çizdüşüm: Fer- had Ue Şirin'. Feyza Zeybek'in yetişkinlere yönelik hazırladığı oyun, camaltı çalışmasını sahne- ye taşıyor. Suzy? Hug Levi 'Gazeteden' sergisinde İstanbul 'un dünü, bugünü ve geleceğini sorguluyor Çarpıkkendeşme ve kcıos Levi. galeri mekânınıntarihi dokusunu dasergisinekatmış. ESRA ALİÇAV UŞOĞLL 198O'lı yıllardan itıbaren çalışmalannı de- neysel çerçevede sürdüren Suzy Hug Levi'nın son işleri Galeri Apel'de sergılenıyor. Sanatçının 'Gazeteden' başlıklı sergisinde gazete kâgitla- nndan gerçekleştinlmiş bazı eskı ve yenı yapıtlar yer alıyor. Galennın üst kat ginşınde sergilenen eski iş- ler. tuval etkılı... Gazete kâğitlanndan, boyakul- lanılmadan gerçekleştinlen ışler, sanatçının o dönem etkilendiğı olaylarla baglantılı olması bakımından önemli. Yenı çalışmalardan daha mımmal özellık taşıyan bu ışlerde. tükehlmiş nes- nelere yeniden yaşam verme amacı da güdülü- yor. Tüketılmış nesnelere yeniden hayat veren. bunlan metal ışlerindede sürdüren sanatçı, baş- langıç noktasmı atık malzeme olarak belırliyor. Sergınin bu bölümünde Lev i. bir dönem Hürri- yet v e Millıy et gazetelen arasında sayfalanna da yansıyan 'savaş'ı. sanatın dıliyle. onlann mal- zemelerinı kullanarak ele alıyor. Suzy Hug Levı bu süreci "Gazeteler arasın- daki savaş, onlan okunmaz hale getirmişti. Eve giren gazeteler. yığılı bir biçimde dumyordu. Kimse okumuyordu, çünkii onlar kendi arala- nnda konuşuyorlardı. Gazetesayfalannı keserek onlan birer sanat yapıtı haline getirmeyi amaç- ladım. Sonra düşündüğümde gazetenin aslında ne kadar çok anlam ifade ettiğini gördüm. As- lında gazete çok çabuk tüketiliyor. Hepsi geçen zamaın gösteriyor. Bugünkü gazeteyi eiinize al- • Sanatçı, Galeri Apel'de gazete kâğıtlanndan gerçekleştirdiği işleriyle İstanbul'un kozmopolitliğini ve karmaşasını yansıtıyor. Gazetelerin baskıdan önceki sayfalannın yer aldığı albüm, çanak içine yerleştirilmiş harfler ve rakamlarla sergiye gelenlerin îstanbul'un geleceği için düşünce üretmesine olanak veriyor. dığuıızda da dünün haberleriniokuyorsunuz. Ve giderek olaylan anımsamaz oluyorsunuz. Bel- lekten hemen siliniveriyor r şeklınde açıklıyor. Suzy Hug Levi'nın 1999'da mekânı gördük- ten sonra gerçekleştirdiği işler ise İstanbul te- ması üzerine odakJanıyor. Galeri Apel'ın tarih- sel dokusu da serginin içeriğine katılarak İstan- bul'un geçmişi, bugünü ve geleceğe bakışı sor- gulanıyor bir anlamda. Kalan güzel mekânlara gönderme Büyük salonda her bıri rengârenk, adeta to- temleşmiş. gazete işlerle karşılaşıyoruz. İstan- bul silüetinın renkli bir betimlemesi, kavramsal birmanzarası olan bu çalışmalar, mekânın cam- la aynlmış bölümüne yerleştinlen yıne gazete- Bizim Tiyatro, Zafer Diper'in oyunlaştınp yönettiği 'Yitik'i sahneliyor Eğitiııı emekçîsi Nasreddin Hoca NLRDAN CİR\NŞÜMtL Bizim Tiyatro. Zafer Diper'in oyun- laştınp yönettiği Yitikadlı oy unu her cu- martesı saat 18 00 ve her pazar saat 15.00'te Beyoğlu Muammer Karaca Ti- yatrosu'nda sahneliyor. Oyunda Nazan Di- per. Zafer Diper v e Ali Rıza Özfoilgiç rcl alıyor. Zafer Diper'in uzun süredir üzennde ça- lıştıği 'Yhik* bır yol öyküsünü anlatıyor. Siyasal nedenlerden dolayı Hoca (öğ- retmen) v e Hatun (eşu uzak bir köy e sür- gün edılırler. Ağır yaşam koşullan nede- niyle ek ış. yapmak zorunda olan Hoca. elinde kalan mallan büyük bir kasabada oturan arkadaşlanna birakmak üzere eşıv- le birlikte yaya olarak yola çıkar. Hatun ıse bu olaylann etkisivle Hoca'yla aynı görüşlen paylas^a da yol boyunca sürek- lı sorun çıkanr. Oyun içinde oyunlarla hem geçmışte hem de günümüzde yaşa- nan çarpıklıklar. tanık olduğumuz ancak müdahale edemediğimız yanlışlıklar su- nuluvor seyırcıye. Hoca ve Eşı birbirle- rine küçük oyunlar oynayarak aslında içinde bulunduklan durumun acizlığıni yansıtıyorlar Yoi boyunca Hoca ile Hatun'un karşı- sına süreklı kılık değıştıren bır Adam çı- kar. Hoca ile Eşı varmak ıstediklen yere asla varamazlar. Hoca ile Hatun'un o>- nadıkJan oyunlara Adam da katılır bır su- re sonra. Gerçekte kım olduğunu bılme- dığımiz Adam. Hoca ve Hatun'un kade- rinı belirler Gelışen olaylar sonunda Adam eşyala- nnı tek başına kasabaya götürmeye karar *Yitik'te Nazan Diper. Zafer Diper ve Ali Rıza Özbilgiç ovmıyor. verir. Hatun evıne dönerken yine Adam'la karşılaşır \e ortadan kaybolur Hoca ise bu kayboluşun bir oyun olduğuna inanır önceleri ve eşıni aramaya başlar. Oysa eşı artık bir yiriktır. Zafer Diper bu yol öv - küsünü anlatırken geniş bir alanda dön- meleri kullanmayı tercih ettiklerini ve sahnenin bir köşesinde duran ağacın ama- ca uygun süreklı yer değıştirdiğinı söy- lüyor Zafer Diper, bu kez Yargı'dan farklı bir oy unculukla çıkıy or izleyıcinin karşısına Yitik'in çıkış noktası Zafer Diper'in bundan yillar önce sahnelediği 'Nasred- din Hoca ve Eşeği' adlı çocuk oyunu. Ge- leneksel Türk seyirlik sanatı öğeleri kul- lanılarak sahnelenen oyun büyüklerden de çok fazla ilgi görmüş. ancak kısa bır sü- re sonra komünızm propagandası yapıl- dığı gerekçesiyle engellemelerle karşı- laşmış. Benzer öğeleri ele alan bir oyun yapmayı uzun süredir düşündüğünü be- lirten Zafer Diper bireysel çalışmalan- nın yanı sıra Nadire Mater'in 'Potansiyel İtirafçıÇantam' adlı yazısından yararla- narak 'Yitik'i oyunlaştırdı: "Bu kez Nas- reddin Hoca bir eğitim emekçisi oldu. Ha- tun ise yaşam koşuUanmn ağırlığıyla Ho- ca'yla birlikte sürgüne gönderilerekbir şe- kilde ödüllendirilİNor. Hatun, Hoca'dan daha bilinçli olsa da sürekli Hoca'ya lo- zan ve sorun çıkaran biri." Oyun sırasında seyirciyle bire bir ile- tişıme geçiliyor ve oyunun bazı bölüm- leri seyırcilerin arasında geçiyor. Diper en çok seyırcinin tepkisini merak ediyor: "İkinci sahnede Hoca politikacı kılığına girerek bir konuşma yapıyor ve konuş- mada "Demokrasi nedir" sormunuyöneİ- tryor.'Demokrasiyı bilmeyenlerel kaldır- sm, şimdi de bilenler' diyor. Sonra da 'Evet evet siz demokrasiyi bilenlerden- siniz. biraz anlatır mısınız, demokrasiyi' diyor. İşte burada seyirci nasü tepki vere- cek bilmiyorut Buna benzer çok fazla sahne var. Her şey inee bir çizgjde." Aslında hepimizin bildiği öyküleri ye- niden bir araya getirerek yeni bir çerçe- veye yerleşürdiğinı söylüyor Zafer Di- per. Böylelikle yeni ilişkiler ve bağlantı- larla öykülere yeni boyutlar ekleme ola- nağı yaratıyor kendisine. Oyunun gelenek- sel ortaoyunu biçimiyle sahnelendiğim ve 'güncelden evTensele ulaşdğuu' söylü- yor Diper. Zafer Diper'in 'kara güMürii' olarak ta- nımladığı oyunda hem günümüze hem degeçmişegöndermeleryapılıyor •'Oyun- da toplumun yozlaşan yönleri, ezilenle ezen,haklıyla haksız bazen Hoca'nuı yap- nğı esprilerde bazen de kadın erkek iliş- kisi çerçevesinde Hatun'un davranışla- nnda ön plana çıkıyor. Toplumsalçarpık- lıklar,günümüze uyartanarak anlatılıyor. Hatun değişik kdıklaragiriyor. Bazen eşek oluyor bazen padişah." den, ay ve yıldızlarla tstanbul'un kozmopolitli- ğini ve karmaşasını gözler önüne seriyor. Şehir maketinin elemanlan tek tek, İstanbul silüetinin vazgeçilmez görüntüleri olan minareleri ve gök- delenleri anımsattığı kadar karmaşıkhğı da vur- guluyor. Galerinin diğer bir salonunda ise Peter Elsen- mann'ın felsefi içerikJi, dikey ve yatay çizgile- rin dışındadiagonelleri de kullanarak gerçekleş- tirdiği mimari yapıtlanndan ve 'BlurredVision' teorisinden yola çıkılarak gerçekleştinlen çalış- malar yer alıyor. Perspektife aykın bır mimari tasanm uygulayan Elsenmann'ın teorisi, Le- vi'nin bu salondaki ışini yakından ilgilendiriyor. tnsanlar arasındakı ilişkiler, iç ve dış mekân kavramlanna değinen bu yerleştirmede, günü- müz metropollerinde birbirinden habersiz. ko- as içinde yaşayan insanlann hayatı sorgulanıyor. Bundan önceki birçok işinde de kaos olgusunu irdeleyen sanatçının, salonda yer alan aynanın hemen önüne yerleştırdiği çalışmasmda da iz- leyicinin kaotik labirentte kaybolması amaçla- nıyor. Bu bölümdeki çalışmaya tstanbul'un geç- mişini düşünerek başlayan sanatçı. elimizde ka- lan sınırlı 'güzel' mekânlaragöndermelerdebu- lunuyor. "Günümüzde bozulmadan kalan yer- ler çok kısrtlı. Bunlann dışında kalan yerler hep bir labirent, karmaşıkhk ve kaybolmuşluk hissi uyandırryor. İnsanlann bugün apartmanlannda tek tek hücrelerde yaşıyorolmalanıu. hiç kimse- den haberdar olmadan kendi iç dünyalanna ka- panmalannı. bu pencerelerie ve aynalaria sağla- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ma> a çahştun.'" ^"~^"~"^"™ Elsenmann'ın tstanbul'da kendiliğinden gelişen bu kar- maşıkhğı ve asimetrikliği bi- linçli bir biçimde. şehirlerinde yaşanan düzeni bozmak için yapmış olduğunu söyleyen Suzy Hug Levi, 'aranan' ve 'olan' karrnaşaya dikkat çekıyor. tstan- bul'daki çarpık kentleşmeyi ve kaosu ayna yardımıyla destek- leyen sanatçı, izleyiciye de için- de bulunduğu durumu göster- miş oluyor böylelikle. Gazeteyi, zaman kavTamını ele almak amacıyla kullanan sanatçı, aynca bıraktığımız iz- ler üzerinde de özelhkle duru- yor: "Okuduğumuz yazarlar, okuyanlann el izkri, okurken düşündükkrimiz, kaüama bi- çimlerimiz - hemen herkesin kadamabiçimifarkb- bunlann hepsi benim için çok önemli. Bu sergide kullandığım bütün ga- zeteler tanıdıklanmdan toplan- dLBOiyorum ki sevdiğirn ve oku- duğum pek çok yazı bu işlerin içinde ölüntsüzleşryor.'' Galerinin alt katı izleyici için özellikle önemli... Çünkü bura- da tstanbul'un geleceği 'yara- tdıyor- 'Gizemü Yazı Tabteti' ad- lı yerleştırrne. Freud'un 'Mystic Writing Tablet' adlı kitabına gönderme yapıyor. Gazetelerin baskıdan önceki sayfalannın yer aldığı albüm. çanak içine yerleştirilmiş harfler ve rakam- larla sergiye gelenlerin İstan- bul'un geleceği üzenne düşün- celer üretmesine olanak veri- yor. Suzy Hug Levi bu bölüm- de ortaya çıkan çalışmanın da- ha sonra aynca sergileneceği- ni ve tstanbul'un geleceğinin bu katılımla sağlanacağını be- lirtiyor. BUA$AMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Milliyetçi Akımın Öncüleni: Yusuf Akçura (I) Çöküş dönemınde imparatorluğu kurtamna olanak- lan arayan "Osmanlı münevverieri" Batt'dan da esin- lenerek yeni akımlann oluşumuna katkıda bulunacak düşünsel hareketlere öncü oldular. Bu akımlann ikisi günümüzde de etkilerini sürdü- rüyor: Milliyetçilik, Islamcılık... Yüzyılımızın başında çoğu, gizli Ittihat ve Terakki Cemiyeti'nin üyeleri olan kimi düşün adamlan, ülke dışında çıkardıklan gazete ve dergilerde "millet, mil- li, milliyet" kavramlan üzerinde görüşlerini yazdılar Hüseyinzade Ali Turan (1864-1942), Yusuf Akçu- ra (1876-1935). Necip Türkçü (1871 -1951), II. Meş- rutiyetten sonra Ahmet Ağaoğlu (1869-1939), Zi~ ya Gökalp (1876-1924) bu alanda ilk akla gelen dü- şün adamlandır. "Türk kültürünün kaynağını, hümanizmadan aldı- ğt için, yirminci yüzyılda da çağdaşlaşmanın gerek- tirdiği koşullara uymakzorunda" olduğunu yazan Hü- seyinzade, II. Abdülhamid döneminde memleketi Azerbaycan'akaçarak "Hayat" ve "Füyuzat" (1906) dergilerini çıkarmıştı. Tevfik Nevzat'ın Izmir'de yayımladığı Hizmet ga- zetesinde (1901) çıkan dizi yazılanyla Necip Türkçü, Ittihat ve Terakki ıdeolojısine temel olan "Birey yok, toplum var" ılkesine karşı çıkarak Durkheim'cı ulus anlayışından aynlır. Andığım düşün adamlan arasında milliyetçi akıma sistem gücü kazandırmaya çalışan ilk önemli isim Yu- suf Akçura'ydı kuşkusuz. II. Abdülhamid döneminde Harp Akademtei'nde oğrenciyken Ittihat ve Terakki Cemiyeti'yle ilgisi po- lisçe saptandığı için Fizan'a sürülen Kazanlı Yusuf Akçura, üstlerinin yardımıyla Fransa'ya kaçma ola- nağı bulmuştu. Göçmenlik yıllannda Pariste Ecole des Sciences Polıtique'de okudu. II. Meşrutiyetin ılan edildiği 1908'e kadar Rusya'da öğretmenlik, ga- zetecilik yaptı. Şarkıyatçılar arasında tanınmasını sağlayan Turk gazetesınde yayımladığı (Üç Tarzı Si- yaset- Kahire, 1904) başlıklı yazılandır. Amerikalı tarıhçi Charies W. Hostler'ın "Türk mil- liyetçi çevrelerinde, Komünist Manifestosu'nun Marksçılar üzerinde yarattığı eskiye benzer rol oy- nadığını" belirttıği bu yazılarda (Turkism and the So- viets Londra, anan Doç. Dr. Ercüment Kuran, Türk Kültürü Dergisi, Nisan 1966) Ahmet Rıza ve yandaş- lannın Osmanlı Birliği (Pen-Ottomanizm), Mehmet Murat'ın Islam Birliği (Pan-lslamizm) görüşlerine kar- şı Türk Birliği (Pan- Türkızm) ülküsünü savundu. Çağdaş Türk Edebiyatı Meşrutiyet Dönemi'nde Yusuf Akçura'nın eleştiri ve önerilerini şöyle özetle- miştir: "1- Islamhk ve Hıristiyanhkarasında önlenemezdüş- manlıklar belirmiş, daha önemlisi Osmanlı İmpara- torluğu bünyesindeki azınlıklarözellikle 1870 'lerden sonra Almanya'da güçlenen ulusçu akımın (Pan- Germanizm) etkisinde kalmışlardır. Bu nedenle pa- dışah II. Mahmud'un özlediği Ali ve Fuatpaşalann da yandaş olduklan bu görüşe dayanarak Hıristiyan öğelerin Amerika Birieşik Devletleri'ndekigibi bir si- yasal birliğe kendi isteklehyle katılmalan olasılığı beklenemez. Zortama ise XX. yüzyılm güçlü Avru- pasının tepki ve müdahalesini doğurvr. Yeni çağ Osmanlı Imparatortuğu'nun elinden Müslüman ol- mayan uluslann özerklik ve bağımsızlık kazanma/a- rını önleme gücünü aldığına göre Osmanlı Biriiği'nin pratik bır değeri düşünülemez. 2-1. Abdülhamid'in de benimsediği Islam Birliği ülküsünün de Islam dinine bağlı kavimlerin kendi 'mil- liyetleri'n/ duymalan nedeniyle hocalan, şeyhleri, es- ki tarikatlan desteklemekle gerçekleştirme olanağı yoktur. 3- Türkleri aynı amaç ve ü/kü evresınde biıieştir- me sorunuysa imparatoriuk sınırian içinde ırk ve din birliği olduğu için kolay çözülecektir. Sınıriann dışın- da kalan Türklerin birieştırilmesinde de Din Birii- ği'nin rolü olabilir." Bir yönüyte ırkçı veTurancı ideolojiye kaynaklık ede- bileceğini düşündüren bu görüşlenn Ziya Gökalp, Ah- met Ağaoğlu gibi kendisinden sonra gelen milliyet- çilen dennden etkilediğini biliyoruz. Mehmet Emin (Yurdakul), Ahmet Ağaoğlu, Hü- seyinzade Ali Turan, Dr. Âkil Muhtar ile birlikte ör- gütlediği Türk Yurdu Cemiyeti'nin organı olarak çı- kan derginin amaçlannı belirten yazısında Yusuf Ak- çura "Türk ırkının muhtelif kavimlerden doğan ede- biyatlannın tanıtılması, Türk âleminin siyasal ve eko- nomik çıkahannın savunulması" gerektiğini vurgu- layarak iktidardaki Ittihat ve Terakki Fırkası'nın ide- olojisine yandaş tutum alır. Ama aynı dergide çağ- daş devletlerin bağımsızlığının önkoşulu olarak "Mil- li Iktisat" politikasının vazgeçilmezliğini savunmuş ve Batı ülkelerinin toplumsal/siyasal yapılannm analizi- ni başarmıştır. Akçura'ya göre Türkiye'nin çağdaşlaşması için bi- rincil koşul yerii bun'uvazinın oluşmasıdır. Çünkü çağ- daş devletler, sermaye adamlannın, burjuvazinin omuzlannda yükselmiştir. I. Dünya Savaşı yenilgisınden sonra birtür "durum muhakemesi" yaparak kendıni eleştiren Akçura, bu ırkçı ve Turancı ideolojinin "Osmanlı emperya/ızm/" hevesi olduğunu ileri sürerek savaşa karşı olduğu- nu belirtmiştir. Gelecek hafta Yusuf Akçura'nın 1915ten sonraki çalışmalannı sergileyerek yazıyı sürdüreceğim. Hüpmüz Aslantürk'ün bakır rölyef sergisi • Kültür Servisi- Hürmüz Aslantürk'ün bakır rölyef sergisi Pimapen Kültürevi'nde sürüyor. Duvar rölyeflerinin yanmda mutfak gereçleri de yapan Aslantürk. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Grafik Bölümü mezunu. Sanatçının 1994 yılından beri sürdürdüğü bakır rölyef çalışmalan daha çok Osmanlı-Selçuk ağırlıkh. (296 90 36) John Ash yazdı, Petep Hristoff resimledi • Kültür Servisi - Şaır John Ash ile ressam Peter Hnstoff'un ortak kitabı "The Anatolikon' (Anatolikon) YKY''den çıktı. tstanbul'da yaşayan John Ash'in İstanbul ve Türkiye konulu şiirlenni resımleyen İstanbul doğumlu Hristoff, böylece ilginç bir işbirliği örneğı sergüiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear