Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 MAYIS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ /ekonomio cumhurryet.com.tr 13
Riizgâr
santrallanna
yasa taslağı
• ANKARA (AA) - Rüzgâr
Enerji Santrallan Sanayii
Işadamlan Derneği
lRESSİ4.D)tarafindan
Rüzgâr Enerjisi Santrallan
Yasa Taslağı hazırlandı.
Başbakanlık. Enerji ve Tabii
Kaynaklar ile Orman
bakanlıklanna gönderilen
taslakla. "Yap-lşlet" modeli
ıle üretim şirketlerine.
rüzgâr enerjisinden elektrik
üretecek santral kurma ve
işletme ızni \erilmesi ile
enerji satışına dair usul ve
esaslar belirlenıyor.
Cep'te vipüs
endişesi
• Ekonomi Servisi -
Çernobıl vıriisünün
bilgisayarlan tahrıp
etmesiyle yaşanan endişe
şimdi de cep telefonlanna
sıçradı. Cep telefonlanna
bugün virüs bulaşacağı
söylentileri üzerine yazılı
bir açıklamada bulunan
Telsim yetkilileri, Telsim
kullanıcılan için böyle bir
riskin söz konusu
olmadığını söylediler.
ADB'nin knedi
politikası
• MANİLA(AA)-Asya
Kalkınma Bankası (ADB)
Başkanı Tadao Chino,
Asya'da yaşanan mali krizın
ardından ADB"nin kredi
politikasınm gözden
geçirilebileceğini söyledi.
ADB Başkanı Chino,
bankanın Asya mali krizi
içindeki rolünü savunarak
Uluslararası Para Fonu'nun
(IMF)krizin sona
erdirilmesi konusunda çok
fazla sorumluluk
yüklendığini söyledi.
Chino, " Yeni bir tür acil
krediler konusunda
çalışmada bulunabiliriz"
dedi.
2. Teknoloji
Kongpesi
• İSTANBUL(AA)-
Sanayileşme yolunda büyük
adımlar atan Türkiye.
1 Haziran'da bütün
yönleriyle teknolojiyi
irdelemeye hazırlanıyor.
Türkiye Bilimsel ve Teknik
Araştırma Kurumu
(TÜBÎTAK). Türkiye
Teknoloji Gelıştirme Vakfı
(TTGV)ileTürk
Sanayicileri ve Işadamlan
Derneği (TÜSİAD)
tarafından ilki geçen yıl
düzenlenen Teknoloji
Kongresi'nde bu yıl,
Türkiye"de ve dünyada
teknolojik gelişmeler, başan
öykûleri ile eğitim ve
yaratıcılığın önemi
anlatılacak.
Şirketler, küresel bunalımı atlatmak ve ayakta kalmak için bilgi teknolojisine yöneliyor
Sağduyunun adı doğrubilgiNİLÜFERŞENSÖZ
Küresel bunalımm sürdü-
ğü günümüzde, şirketlerin
ayakta kalması için kısa sü-
rede doğru bilgiye sahip ol-
ması gerekiyor. 20O0'e bir
kala şirketler, bilgi teknolo-
jisine yatınm yaparak can ya-
kan rekabet ortamında mü-
cadele ediyor. Türkiye"de dün-
ya çapında oynamak isteyen
şirketler, diğer dünya şirket-
ieri ile aynı dili aynı anda ko-
nuşmak için kunımsal iş ya-
zılımı çözümlerine yöneli-
yor. Kurumsal işyazılımı çö-
zümlerinde dünyada en yay-
gın olarak kullanılan SAP.
Türkiye'de de şirketlerin tek-
nolojik altyapılannı inşaed'-
yor.
SAP Türkiye Genel Mü-
dürü Behçet Yanmaz.
SAP'nin problem başlamadan
önlemeyi sağlayan bir yazılım
paketi olduğunu belirterek "SAP,
şirketlerin karar mekaniznıasını
\erimli kılnor. Üretim aşaması-
nın her noktasında kontrol olana-
ğı veriyor'" açıklamasını yapı-
yor.
2000"li yıllarda Türkiye en-
düstrisinin standardı olmayı he-
deflediklerıni ifade eden Yan-
yerini almıyor ama karar me-
kanizmasını verimli yapıyor.
Şirket yöneticisinin en yeni
verilerle karar alması ile iki
ay öncesinin bilgileriyle ka-
rar alması çok farklıdır. Na-
sıl biryönetici olursanız olun
sadece altıncı hissinizi kul-
sektöriere çözüm ve servisi ve-
riyoruz. Koç, Sabancı, Borusan,
Anadolu. Zorlu gibi birçok hol-
dinge çözüm sağlıyoruz.
- Krizdöneminin yaşandığı bir
siireçte SAP'nin şirketlere sağla-
dığı artı değerler nelerdir?
• Türkiye'de dünya çapında oynamak isteyen
şirketler, diğer şirketler ile aynı dili aynı anda
konuşmak için kurumsal iş yazılımı çözümlerine
yöneliyor. Yaygın kullanılan SAP, Türkiye'de de
şirketlerin teknolojik altyapılannı inşa ediyor.
maz, SAP çözümlerini ve şirket-
lerin krizden çıkmalannın nasıl
mümkün olduğunu Cumhuri-
yet'e anlattı.
- Teknoloji ilerledikçe insan
faktörü karar mekanizmasının
dışında kahyor. SAP vazılımlan
şirketlerin karar mekanizmalan-
nı etkiliyor mu?
- SAP. karar mekanizmasının
lanıp bir şeyler yapamazsı-
nız. Stratejikkararlan verme-
ye kalktığmızda belirli bir
göriiş zenginliğiniz önemli.
Ama harita olmadan general
olamazsınız; önce haritanız
olacak ki üzerinde planınızı
yapacaksmız. Ondan sonra or-
dunuza hükmedeceksiniz.
- Şirketler sizden nasıl çözüm-
ler bekliyor?
-Artık standart çözüm teknik-
leri yeterli gelmiyor. Şirket han-
gi sektörde aktifse o sektör için
hazırlanmış çözümler standart
çözümün üzerine ekleniyor. SAP
olarak 18 sektörü seçtik ve bu
-Krizdöneminde şirketler yap-
tıklan üretim, satış ve maliyetle-
rin verimli olması için en duyar-
lı zamanlannı yaşıyorlar. Kriz
kendiliğinden bitip giden bir şey
değıl. Eğer krizden önce yaptığı-
nız üretimle, verilerle krizden
sonra da devam edeceğinizi dü-
şünüyorsanız yanıhyorsunuz.
SAP öncelikle şirket içerisinde-
ki bütün verileri ve akışlan gör-
meyi sağlayan gerekli altyapıyı
oluşturuyor. Ikincisi de daha ön-
ce denenmiş çözümleri sunuyor.
SAP'yi bir sözlük veya ansiklo-
pedi gibi düşünürseniz o ansik-
lopedi içerisinden şirket için ge-
rekli olanlar almıyor.
- Bugünkü çözüm, teknoloji-
nin arkasında kalırsa ne oluyor?
Çözümler ne kadara mal oluyor?
-Yapılan yatınmın uzun vade-
li olması çok önemli. Biz de ge-
rek eğitim merkezi gerekse des-
tek birimimizle devamlılığı sağ-
lıyoruz. SAP'ye başvuran şirket-
lerin hemen hemen hepsi bizden
önce öyle veya böyle kendi prob-
lemlerini çözüyorlardı. Ancak
daha iyiye gitme ve dünya ile ay-
nı dili konuşmak için SAPalrya-
pısını oturtuyorlar. Büyük şirket-
ler projelerini 6 ayla 13 ay ve kü-
çük şirketlerse 4 ayda tamamla-
yabiliyorlar. Çözümün maliyeti
ise şirketlerin büyüklüklerine ve
istediklerine göre değişkenlik
gösteriyor.
- Şirketlerin verimli çalışması-
nı sağladıgını söylediginiz SAP
çözümlerini şirketlerdışında uy-
gulamak mümkün mü?
- Birkaç belediyeye bu çözüm-
lerin kullanılması için teklifte bu-
lunduk. Belediyelerin üretim ya-
pılan. satın alma. bakım onanm
organizasyonlan bulunuyor. En
önemlisi de belediyelerde mali-
yet kontrolü, bütçe kontrolü var.
Bunlann hepsini SAP çözümle-
ri ile manipülasyondan uzak ta-
kip etmek imkânına sahipsiniz.
ATLAR SON 50 YILIN EN DÜŞÜK SEVÎYEStNDE
Tarımda tarihiçöküştSTANBULjAA)-Ekonomik lşbirliği
ve Kalkınma Örgürü'nün (OECD) 'Ta-
nma Bakış 1999-2004' Raporu'nda, tanm
sektörünün fiyatlardaki aşın düşüş ne-
deniyle larihi bir çöküş' yaşadığı bildi-
rildi. Raporda. sektörde ürün fiyatlannm
son 50 yılın en düşük seviyesinde oldu-
ğu vurgulandı.
Sektörde yaşanan krizin iki temel ne-
deni olduğu belirtilen OECD raporunda,
birçok ülkede geçen yıllarda verilen yük-
sek fiyatlara bağlı olarak
•aşui' üretim sonrası stok-
lann oluştuğu kaydedil-
di. Raporda. ithal pazar-
lanndaki talebin aşın dü-
şüşünün de sektörde fi-
yatlarm aştn gerilemesi-
ne neden olduSu ifade
edıldi.
Talebin azalmasının
bazı durumlarda ithalat-
çı ülkelerdeki iç üretimin
artmasından kaynaklandığı vurgulanan
raporda, ancak temel nedenin, tanm sek-
törünün büyümesinin asıl iticı gücü du-
rumundaki Asya'nın hızh sanayileşen ül-
kelerinde yaşanan finansal kriz olduğu-
na dikkat çekildi.
Bazı OECD ülkelerinde tanm sektörü-
nü koruma ve desteğin sürdürüldüğu an-
latılan raporda, hükümetlerin müdahale
etmeme konusunda dirençli davranmala-
n ve üretim ayarlamalan yapılması halin-
• OECD raporunda,
fiyatlardaki düşüşün
nedeni, geçen yıllarda
'aşın' üretim sonrası
stoklann oluşması ve
ithal pazarlanndaki
talebin azalması
olarak gösterildi.
de sorunun geçici olduğu belirtildi.
Rusya'da yaşanan kriz ve Brezilya'da
yapılan devalüasyonun da sektördeki ta-
lebi düşürdüğüne dikkat çekilen raporda,
tanm sektöründeki fıyatlann, 2000 yı-
lından sonra talebin artması durumunda
toparlanabileceği kaydedildi.
Raporda, OECD üyesi olmayan ülke-
lerdeki büyüme oranının düşmesinin. en
azından önümüzdeki 2-3 yıl için OECD
ülkelerinde de ticaretin azalması ve fıyat-
lann düşmesi yönünde
etkili olacağma dikkat
çekildi.
'Ümut2004'te'
OECD üyesi olmayan
ülkelerin ekonomilerin-
deki gelişmeyle birlikte
tanm ürünlerine talebin
artacağı kaydedilen ra-
porda, bunun, 2004 yı-
lında fiyatlarda istikrar
saglanmasma yolaçacağı ifade edildi.
Ürün kalitesi ve gıda güvenliğinin, sağ-
lık riskini azaltmak ve müşteride güveni
saglamak açısından önemli olduğuna dik-
kat çekilen raporda, bu konuda yapılacak
düzenlemelerin üretim maliyetini değiş-
tirecegi ve rekabet ortammı da belirleye-
ceği vurgulandı.
Raporda. ülkelerin iç üretim ve ihraç
ürünleri konusunda uluslararası kriter-
lere dayanacaklan da vurgulandı.
MUDUR AKBAY: ORTAKLIKLAR ASKIDA
TEKEL debeklemedeEkonomi Servisi- Devletin her yıl trih/on-
larca lira kâr elde ettiği TEKEL'in özelleş-
tirilmesine yönelik çalışmalar başta sendi-
kaiar olmak üzere birçok kesımin tepkisi-
ne neden olurken, şirketin ortaklık proje-
lerinın de yeni kurulacak hükümeti bekle-
dıği belirtildi. TEKEL Genel Müdürü Meh-
met Akbay. içki ve sigara üretiminde yerli
ve yabancı şirketlerle ortaklık kurulması-
na yönelik projenin yeni hükümeti bekle-
diğini söyledi. Devletin her yıl trilyonlar-
ca lira kâr elde ettiği TE-
KEL'in özelleştirilmesine
yönelik çalışmalann dur-
duğunu kaydeden Akbay,
"Konu astada, iptal edilmiş
değil. Kısaca muallâkta"
diye konuştu.
TEKEL Genel Müdürü
Akbay. seçim nedeniyle
bekkmeyegiren özel sek-
törlerle ortaklık projesi
çerçevesinde bugüne ka-
dar kuruma 30 yerli ve yabancı kuruluşun
başvuruda bulunduğunu belirtti. Akbay,
"Hükümetin gündeminde olmayan bir ko-
nuda idarenin kendi kendine bir çaüşma
içinde olması mümkün değil" dedi. Proje-
nin Yüksek Planlama Kurulu ve Bakanlar
Kurulu karan ile kabul görmesı halınde so-
nuçlandınlabileceğıne dikkat çeken Ak-
bay. "Yenihükümetin kurulmasından itiba-
ren bu konuda o hükümetin politikalan
doğrultusunda bir şeyler yapılacakveya ya-
• Aralannda BAT,
IDV, Segram, Pemo
Rickards, Efes Pilsen
ve Kavaklıdere'nin de
bulunduğu 30 yerfi ve
yabancı firma,
TEKEL ile ortak
üretim için bekliyor.
pdmayacak" diye konuştu. Yerli ve yaban-
cı şirketlerle ortaklık çalışmalannda en bü-
yük aşamanın Akhisar Sigara Fabrikası'nda
kaydedildiğinı öne süren TEKEL Genel
Müdürü, burada British American Tabac-
co (BAT) ile ortak üretime mahkemeden de
onay çıktığını söyledi. Mehmet Akbay,
"Mahkeme, bilindiği gibi sendikanın yü-
rütmeyi durdurma talebini reddetmişti.
Şimdi ise davayı kökünden reddetti. Bizim
idare olarak yaptığımızın doğru olduğu.
idare mahkemesi karany-
la da teyit edUdi" görüşü-
nü savundu.
Efes Pilsen, TEKEL bi-
rasının ortak üretimi, Ka-
vaklıdere ortak şarap üre-
timi önenstnde bulunur-
ken, Limak ve Çolakoğlu
gibi firmalar da kuruma
ortaklık önerisinde bulun-
du. Aynı şekilde Ingiliz
IDV, Kanadalı Segram.
Fransız Perno Rickard gibi kendi alanlann-
da söz sahibi şirketler de Türkiye'de TEKEL
ile ortak alkollü içki üretmek istediklerini
bildirdi. Türkiye'de üretim yapan Philıp
Morns ve R.J Reynolds dışında Akhisar
Sigara Fabrikası için ortaklık karan çıkan
BAT ile birlikte Imperial da bu alanda ya-
tınma soyunurken. tzmir Çamaltı Tuzla-
sı'nı ortak işletmek için de dünyanın tuz ve
kimya devi Hollandalı Akzo Nobel ile niyet
mektubu imzalandı.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Küçülen Ekonomi
Ekonominin en önemli ya da temel göstergelerin-
den biri, toplam yurtiçi üretimin yıllık değişimidir. Eko-
nominin üretim ve hizmet a(t sektörterinin yarattıklan
katma değerin toplamından oluşan yurtiçi üretime, ül-
ke dışından sağlanan gelirler de eklendiğinde, katkılı
toplam ulusaJ üretime ya da yaygın kullanımıyia gay-
ri safi milli hasılaya (GSMH) ulaşılır. Yıllık değişimleröü-
yüme hızı olarak adlandınlır.
Türkiye ekonomisınin 1998 yılında, katkılı yurtiçi üre-
tim olarak yüzde 2,8; GSMH olarak da yüzde 3,8 ora-
nında büyüdüğü en son verilerden anlaşılmaktadtr.
Geçen yılın ekonomik büyümesinin kimi önemli özel-
liklerine değinilmesi gerekiyor.
Önce, 1998 ekonomik büyümesi, eğerüçeraylık dö-
nemler gözönüne alınırsa, giderek azalan bir eğilim gös-
teriyor. Bir başka anlatımla ekonomi, 1998'in ilk çey-
reğindeki üretkenliğini, son çeyreğinde gösteremiyor;
son üç ayda ortalama olarak, yurtiçi üretim olarakyüz-
de 1,7 oranında küçülmüş, GSMH olarak da yalnızca
yüzde 0,7 bir büyüme oranı yakalamıştır. Kısaca, üre-
tim ve gelir yönünden ekonomi, 1999'a hiç de sağlık-
lı büyüyen bir yapı ile girmemektedir.
Sonra, ekonominin giderek daha az büyümesinin sek-
törel durumu da oldukça ilgınç ipuçlan veriyor. Verile-
re göre inşaatsektörü, en canlı olması ya da büyüme-
si gereken Nisan-Eylül altı ayında, sırasıyta yüzde 2,0
ve yüzde 2,5 oranında eksi değer alıyor, yani küçûlü-
yor. Yani bir önceki yılın aynı üçer aylık dönemlerine
göre daha az üretimde bulunuyor. Son çeyrekte ise
asıl küçülme, yüzde (-) 5,4 ile sanayi sektöründe ya-
şanıyor.
Gerek inşaat, gerekse sanayi sektörieri, ekonomi-
nin, büyüklükveekonomiye etkileri açısından önde ge-
len sektörleridir. İş bulma olanaklan ve sektörierarası
mal ve hizmet aktmlan gözönüne alınırsa, bu iki sek-
törde üretim gerilemelerinin dogrudan iki sonucu ola-
cağınakesin gözüyle bakılabilir. Bunlardan birincisi, in-
şaatn ve sanayinın, ürün ve hizmet aldığı sektörierde
satışlann azalacağı ve bunun o sektörierde de durgun^
luk yaratacağı; ikincisi de, ışsizliğin daha da artacağı-
dır. Kısaca ekonomi, eğer yüzde 2,8 ya da 3,8 gibi bü-
yüme oranlan durgunluk sayılmazsa, çok daha düşük
oranlı üretim arnş ya da düşüşlerine, daha açığı, zîn-
cirieme ve daha ağır bir durgunluk sürecine girebilir.
önümüzdeki günlerde kurulacak olan hükümetin önün-
deki en büyük sorunlardan biri budur.
• • •
Anımsanacağı gibi, Türkiye ekonomisini yönetenler,
1980 öncesinde, ekonominin yıllık büyümesinin yüz-
de 7-8 dolayında olmasını amaçlıyor; pian ve program-
lan buna göre hazırlıyor ve tüm kamu ve özel sektör
birimlerinin bu amacın gerçekleşmesi doğrultusunda
çalışmalannı istiyordu. Kısaca ekonomi, 1980 önce-
sinde yüksek büyüme oranına ulaşılmasını, ekono-
mik ve toplumsal sorunlann çözümünde temel betir-
leyici etken sayıyordu. 1980 sonrasında büyüme ora-
nının yüksek tutulması amacı, büyük ölçüde bir yana
bırakıldı. Özellikle IMF'nin önerileriyle, plan ve prog-
ramlarda amaçlanan yıllık büyüme oranı yılda yüzde
4,4 dolayına indirildi. Geçen yıl (1998) ulaşılamayan,
işie bu amaçlanan yüzde 4,4'lük büyüme oranıdır.
Büyüme oranının düşük bir düzeyde amaçlanma-
sının ana nedeni, ekonomik büyümenin yüksek olma-
sı durumunda fiyat artışlannın da yüksek olacağı, kı-
saca, enflasyon korkusudur. Oysa ne ekonomi kura-
mında ne de pek çok Uzakdoğu ülkesinin uygulama-
da kanrtJadığı gibi, yüksek büyüme oranı, zorunlu ola-
rak yüksek enflasyona yol açar gibi bir bağımlılık iliş-
kisi kurulamaz. Pek çok ülke yüzde 4-5 dolayında
ekonomik büyümeyi yüzde srf/rya da 2-3 gibi enflas-
yon oranıyla gerçekleştirmektedir.
Kaldı ki, bu olgu 1998 verilenyle de kanıtlanmakta-
dır; ekonomik büyümenin, amaçlanan düzeyin altın-
da kalmasına karşılık enflasyon oranı hemen hiç düş-
memiş, tüketici fiyatlanyla 1998'de, yani bir yıl önce
yüzde 85,7,1998'de de buna çok yakın, yüzde 84,6
olmuştur. Bu nedenle, enflasyonun düşürüleceği an-
layışıyla ekonominin daha çok durgunluğa ya da da-
ralmaya sürüklenmesi çok yanlış olur. Yapılması ge-
reken, ekonominin yapısal olarak düzelmesinin plan-
lı ve programlı bir biçimde yollannı bulmaktır.
e-posta: yakup@metu.edu.tr
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ/ ERGIN YILDIZOĞLL LONDRAerginfrı ergin.demon.co.uk
Japonya hâlâ krizde. Avru-
pa'da ekonomik büyüme yavaş.
Brezilya ve Rusya'da resesyon
var (VVashington Post 27/04). Kâr olmadığı
için yabancı yatırımcılar Çin'den kaçıyor (In-
ternational Herald Tribune 27/04). ABD
ekonamisi büyümeye devam ediyor, ama
ABD, Almanya ve Japonya'ya, dünya ekono-
misinin daha uzun süre tek bir motorla gir-
meye devam edemeyeceğini söyledi. ABD Ha-
zine Sekreteri Rubin, "ABD'deki bu geniş-
leme, ekonomik ve siyasi olarak, sonsuza
kadarsürmez" dedi. (New York Times 27/04)
Gerçekten de ABD ekonomisinin performan-
sı dünyanın geri kalanı açısından kılit birnok-
taya gelmiş durumda. iyi ki savaş var!
ABD bu işi nasıl yapıyor?
Dünya ekonomisinde, ekonomisi yavaşla-
makta olan ülkelerde talep daralması yaşa-
nırken ABD ekonomisinin büyümeye devam
ediyor olması, dünyanın geri kalanına bir ih-
racat pazan sunuyor. Bu, dünya ekonomisi-
nin daiha fazla daralmasını ve hatta bir reses-
yona düşmesini engelliyor. Ancak ABD siya-
si ve ekonomik olarak sonsuza kadar büyü-
meye devam edemez diyor Rubin.
Rubin haklı! Her ne kadar son IMF raporu,
dünya ekonomisinin bir resesyon tehlikesini
atlattığını söylüyorsa da geçen dönemde ma-
li krizlere yol açan temel sorunun, kredi piya-
salarını şişmeye zoriayan kapasite fazlasının
hâlâ etkisinı sürdürdüğünü görüyoruz. Mor-
gan Stanley Dan Witter ekonomistieri tara-
fından yayımlanan Global Report'un 23 Ni-
san sayısındaki bir çalışma, ABD ekonomi-
sinde kapasite kullanımının son 7 yılın en dü-
şük düzeyine inmiş olduğuna dikkatleri çek-
ti. Buradan hareketlede, haklı olarak, ABD'de
böyleyse dünyanın geri kalanında sorun ol-
duğu gibi duruyor diyor yazar.
Oyleyse ABD ekonomisi nasıl oluyor da
hâlâ büyümeye devam ediyor? Daha önce de
birçok kere verilerini aktardığımız gibi iç ta-
lebe dayanarak! Özellikle de tüketici talebi-
ne dayanarak. Bu tüketici talebini destekle-
yen kredi mekanizmasının arkasındaki en
önemli kaynak ise borsa. Borsada kâğıtlar yük-
seldikçe ABD orta sınıfı kendisini zenginleş-
miş hissediyor, kredi kartını daha kolay kul-
lanıyor, eli cebine daha kolay gidiyor. Tüke-
tici harcamaları ekonomiyi büyütüyor, bu da
borsayı destekliyor. Borsa ve ekonomi ilişki-
Bu Savaşlar Bir Harika!si bir devr-i daim makinesi olmadığına gö-
re, bu 'saadetzinciri'ne dışarıdan eklenen bir
şeyler olmalı. Son iki aylık gelişmeler, bunlar-
dan en azından birinin ne olduğunu bize gös-
teriyor. Bu Kosova savaşıdır!
Bu savaşlar bir harika!
Geçen yılın ikinci yarısından bu yılın mart
ayına kadar ABD borsasında adeta bir dur-
gunluk içinde dalgalanma vardı. Dow Jones
Sanayi indeksi günlük degişme hızı yüzde
2-3 ile yüzde -2 arasında gidip geliyor, genel-
de düz birtrend çizgisi sergiliyordu. Rambo-
uillet görüşmeleri tıkanıp da, Kosova'da bir
NATO müdahalesinin gündeme geleceği an-
laşılınca indeks bu ataletten sıyrılmaya baş-
ladı, mart başında tırmanışa geçti, savaş çı-
kana kadar yaklaşık yüzde 6 deger kazandı.
Savaş başladıktan sonra da, nisan sonuna ka-
dar yüzde 12 yükseldi. (Bloomberg-Charts).
Böylece ABD ekonomisine tüketici talebini
destekleyen, buradan da hareketle dünya
ekonomisine taze kan gırmiş oldu.
Bu, sürecin bir yani. Diğer yanın-
da da bu savaş sayesinde açılan
kapılardan ABD silah sanayiine akıtılmaya
başlanan milyariarca dolar var. Bu, ABD si-
lah sanayiine ve buna bağlı yüksek teknolo-
ji, elektronik vb. diğer sanayilerin kapasite
fazlasını azaltmaya yönelik bir sübvansiyon
demektir. Bu sübvansiyonun etkileri de ister
istemez bu şirketlerin hisse senetlerine yan-
sıyacak.
Clinton yönetimi bütçe komisyonu Mec-
lis'ten 5.8 milyardolarek kaynak istemişti. Mec-
lis'te egemen olan Cumhuriyetçi (muhafa-
zakâr) parti grubu bu savaş harcamasının 13
milyar dolara yüksettilmesine karar verdi. Clin-
ton bütçe komisyonu başkanına göre bu ek
kaynağın Kosova'yia bir ikjisı yok. "KosovaV
abartıp silah sanayiine ek kaynak yaratı-
yorlar" diyor (New York Times 30/04).
Bu arada Pentagon, tanesi bir milyon do-
lara malolan Cruise füzeleri stoklannın azal-
makta olduğundan (Wall Street Journal'a,
30/04, göre yalnızca 1 milyon Cruise füzesi
kalmış) bu koşullarda ABD'nin bir başka böl-
gede savaşa girebilme kapasitesinin zayıfla-
dığından şikâyet etmeye başladı (Washing-
ton Post 30/04).
ABD hızla silahlanma harcamalannı arttınr-
ken, Rusya da eli boş durmuyor. Nisan'ın
29'unda Kremlin Güvenlik Konseyi çok
önemli birtoplantı yapmış ve Yeltsin dört ye-
ni karar imzalamış. Dışişleri Bakanı Putin'in
açıklamalanndan anlaşıldığına göre bu karar-
lar, Rusya'nın kısa menzilli taktik nükleer fü-
zeler stoklannın güçlendirilmesini, uluslara-
rası anlaşmalara ters düşmeden, bilgisayar
simülasyonuyla nükleer deneme yapmayı,
bir de "çok gizii" bir karan içeriyor (WP 30/04).
ABD silah harcamalarının arttınlması, Yelt-
sin'in imzaladığı yeni karariar, Çin'in balistik
füze kapasitesini geliştimnesi, yeni bir silah-
lanma yarışının da başlamakta olduğunu da
bize haber veriyor.
Rubin haklı. ABD ekonomisi sonsuza ka-
dar büyümeye devam edemez. Ama belli ki
Clinton yönetimi elinden geleni yapıyor. Bu
savaşlar bir harika doğrusu, yoksa, bu kadar
sorun hâlâ ortada dururken dünya ekonomi-
si nasıl toparianmaya başlardı.
Yatıp kalkıp savaşlara şükredelim ve bu
arada Adriyatik'ten atılan bir Tomahawk'ın
da yanlışlıkla kafamıza düşmemesi için dua
etmeyi unutmayalım.
FİYAT DUYURUSU |
Ürünlerimizin perakende satış fiyatları 3 Mayıs 1999
Pazartesi gününden itibaren aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
CAMEL UZUN
CAMEL KISA
SALEM UZUN
SALEM KISA
VVINSTON UZUN
WINSTON KISA
MONTE CARLO UZUN
MONTE CARLO KISA
EGE UZUN
EGE KISA
YENİ FİYAT
450.000.-TL
425.000.-TL
450.000.-TL
425.000.-TL
300.000.-TL
275.000.-TL
225.000.-TL
200.000.-TL
185.000.-TL
175.000.-TL
ESKI FİYAT
425.000.-TL
400.000.-TL
425.000.-TL
400.000.-TL
275.000.-TL
250.000.-TL
210.000.-TL
185.000.-TL
160.000.-TL
150.000.-TL