07 Ocak 2025 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1999 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL AIU Ok'a Sarılmak... Cumhuriyet Halk Partisü.. Adın- dan da belli. Cumhuriyetin ve hal- kın partisi... Cumhuriyet ilke ve dev- rimlerini korumakla, sürdürmekle, geliştirmekle görevli... Herşeyin ba- şında halkın, emegiyle geçinenlerin yararını kollamak ve daha iyiye gö- türmekle... Bugün TBMM'de bir tek temsil- cisi yok! önce, bu gerçek'ten yola çıkma- malı mı? Son on yılda adım adım ge- rileyiştn, seçmenin gözünde say- gınlığını yitirişin hesabı sorulmama- lı mı? Neden beş yıl önce yüzde on buçuk oyia barajı kıl payı geçmesi- nin, 1999'dayüzde sekiz buçukla saf dışı kalmasının nedenini, niçinini araştırmamalı mı? Bir takım yöneticiler, sorumlu ola- rak basını, yazarları göstermeye kalktılar! En kolayı bu. Suçu başka- sınayükle, rahatla, yine bildiğin yol- da sürdür davranışlannı!. Yaptığın yanlışlan, seçmeninden kopuşunda- ki yanılgıları düşünme, yine aynı kadrolaria, aynı anlayışlarla CHP'yi yeni bozgunîara sürükle!.. CHP'nin scn on yılda kişiliğine damgasını vuran neydi? Hizipçilik degil mi? Ansiklopedilere Ömek ola- rak geçen hizipçiliğin, dar kadro- culuğun, tabandan uzaklaşışın so- nu ister istemez çıkmaza varacak- tı!. Yine dar kadro, yine hizip inadı'n sürdürecekler iyi bilsinler, beş yıl sonra şimdiki yüzde sekiz buçuğun da altına düşürürler koskoca CHP'yi... Şimdi kurultay toplanacak. Ama eski delegelerle, CHP'yi yanlışlıklar ortamında yenilgiye götüren kad- ronun destekçisi delegelerle!.. Alı- nacak sonuç eskisinden çok farklı mı olacak? Zorlukla görevinden ay- nlmış genel başkana ve çevresinde- kilere bir kez daha şans mı verecek delegeler?.. CHP'yi içine itildiği çıkmazdan kurtarmanın yolu, partinin tabanın- dan yükseten sesiere kulak vermek- tir. 22 Mayıs'ta toplanacak kurulta- ya bütün il başkanları, eski millet- vekilleri, eski parti meclisi üyeleri çağnlmalıdır. Sorunlar bütün aynn- tılarıyla tartışılmalıdır. Tabandan gelen uyanlar, partinin temelinde yer alan Âltı Ok'la belir- tilen ilkelere sanlmanın gerekliliğini duyuruyor. Son genel seçimlerde CHP'nin Attı Ok'u bir yana iter gö- rünmesi, Blair'le, yok Jospin'le benzerlikler kurmaya kalkışması çok yanlış bir tutum olmuştur. CHP, ta- rihsel kökenine uzaklaştıkça seç- meninden kopacağını anlamalıdır. Bakın Bursalı bir partılı, Hasip Öztürk ne diyor: "CHP'nin modaya uygun yeni sol diye bir şey aramasına gerek yok, CHP'nin Aftı Ok'unun içindeyeni sol da mevcuttur." Türban ve Türk Kadını Prot Dr. NUR SERTER K ılık-kıyafetin bireysel bir tercih oldugu ve türbanla Tûrkiye Bü- yük Millet Meclisi'ne, üniversitelere girtne- nin ya da devlet me- muru olmanın engellenmesinin demok- rasi ile bağdaşmayaeağına ilişkin siya- sal Islamcı söylemlerin ne derece inan- dıncı oldugu uzun zamandır tartışıla- gelmektedir. Tûrkiye Büyük Millet Meclisi'ne ba- şı örtûlü olarak girmenin bireysel bir tercih olmanın çok ötesinde anlam ta- şıdığı açıktu. Amaç, siyasal Islamın bayrağı olan türbanı ve onun temsil et- tiği radikal Islamcı görüşleri Meclis'e taşımak ve ardından da üniversiteler- deki ve devlet memuriyetindeki türban yasaklannı kaldırmaktır Kamuoyunda bu konuda oluşan tep- kinin yersiz olmadığı, türbana ve onu Millet Meclisi'ne taşımak isteyenlere sahip çıkan kesimlerin niteliği ile gide- rek daha da açıklığa kavuşmaktadır. Bunun en somut kanıtlannı yine Is- lamcı medyanm yayın organlannda görmek mûmkündür. Federatif yapılı bir tslam devletinin kurulması amacıyla faaliyet gösteren ve bu amaç dogrultusunda silahlı müca- dele yöntemini benimseyen tBDA-C (Islami Büyükdoğu Akıncılar Cephe- si) Merve Kavakçı'ya sahip çıkan ör- gûtler arasında yer altnaktadır. Tûrki- ye Cumhuriyeti'nin gayri meşru oldu- ğunu iddia ederek devlete karşı müca- dele eden, PKX dahil tüm terör örgüt- lerini desteklemekle tanınan ve bun- larla ortak mücadele ortarm arayısını sûr- düren İBDA-C'nin, bir tslamcı gaze- teye verdiği ilanda "Merveler dik du- run, 1999 kurtuluş yıhnız" ifadesini kullanması, tûrbanın basit bir kıyafet ter- cihi olmanın çok ötesinde anlam taşı- dığını ortaya koymaktadır. Siyasal Islamcı yazarlann, tslam dev- letine özlemlerini ifade eden ve şeriatı savunan, Islam devleti ile demokrasi- nin bağdaştınlmasının mümkün ola- mayacağını açıkçabelirten yazılannda. 28 Şubat sürecinden sonrabüyük bir de- ğişim meydana gelmiş ve tüm Islamcı kesim, demokrasinin amansız savunu- cusu kesilmiştir. Ancak bu demokratik- leşıne girişiminin ne kadar içtenlik ta- şıdığı, bunalım (kriz) anlannda ortaya çıkmaktadır. "Biz kadınlann kıyafetine kanşmıyo- nız, isteyen, istediği gibi giyinebilir. İs- teyen minietek giyer, isteyen türban ta- kar" iddialannın gerçeği yansıtmadı- ğı ortadadır. Bir Islamcı gazetenin, ADD toplan- tısına katılan ve "Atatürk Ükefcrinin Bekcisiyiz" pankartı önünde oturan la- ik cumhuriyeti benimsemiş Türk kadı- nına "Analar ve Mamalar" manşeti ile hakaret etmesi, çağdaş Türk kadınının siyasal Islamcılara hangi gözle görül- düğünü sergilemektedir. Aynı yazıda- ki"Başortiisünekarpçıkankokonalar'' söylemi de örtünmeyen kadınlara yö- nelik kin ve nefret duygulannın haka- rete varan bir örneğidir. Bir başka demokrasi örneğini(!) Kalbimizi zaten biliyorsunuz. • * — • • • .- >•/-. <b Şimdi gelin, beynimizi keşfedin. İspanya Sanayi Fuarı 1-6 Haziran 1999. Dünya Ticaret Merkezi, İstanbul Bildiğiniz İspanya: Yapttğı her işe kalbini koyan, tutku dolu bir ülke. Bir de keşfedilmeyi bekleyen İspanya var: Yaptığı buluşlar ve keşiflerle önder, güçlü, yaratıcı, zeki bir ulus; tıp alanında en ileri düzeyde teknoloji geliştiren bir ülke. Expotecnia 99, size ispanya'nın bilmediğiniz yönünü, modern imajını göstermek için düzenlendi. Expotecnia 99'da 300'den fazla İspanyol firması; tarım, endüstriyel üretim, elektronik, mühendislik, sağlık ve hizmet alanlarında sundukları teknolojik çözümleri sizlerle paylaşacak. Orada; bildiğinizden farklı, rekabetçi, dışa açık ve herkesin yararlanabileceği ortak projeler üstlenecek bir İspanya göreceksiniz. Gelin ve bu İspanya'yı keşfedin. İsme özel giriş kartınızı (0212) 280 81 51 numaralı telefondan isteyebilirsiniz. Expotecnia 99 hakkında her türlü ayrıntılı bilgiyi www.expotecnia99.com adresinden alabilirsiniz. Bilmediğiniz İspanya'yı keşfedin. "Dünkü Cariye Kryafeti" başlıklı kö- şe yazısından izleyelim: "Bu asnn ilk çeyreğine kadar bütün tsiam dünyasında hür kadınlar,çarşaf- lanndan soyunmamışlarcLL Zaten köle- lik mefhumu da ortadan kalkmayB baş- ladığı için, sokakta örtüye dikkat etme- yen kadın kalnıamıştı. ,\snn ilk çeyre- ğinden itibaren bu anlayış değişmeye başladL Cahiliye de\Tinin köle kadını- nın kıyafeti Müslümanlar içinde de re- vaç bûlmaya başladL Asnn yansından itibaren cariye kıyafeti yer tuttu, son çeyTeğinden itibaren her şey avanadan çıkü. Değmemankenleretaş çıkartacak kıyafet ve makyajla sokağa çıkan hatun kişiler, kendilerini örtülü sayıyor, dü- nfin cariyelerinden daha fazla tahrik- kâr halleriyle sarkıntılık yolunu clleriy- k açıyortar. Yani uzun lafuı kısasL, çıkın, sokak- lara bir bakın: Cariye kı\-afetine bü- rünmiiş kadınlara sarkıntılık yapıhyor mu, yapılmıyor mu? El kadar bebekle- rebUe tecavüz furyasj başlamış nu, baş- tamamış mı? Aflah aşkına, 1400 sene önce'cilbab" emrine bugün, o günden daha fazla muhtaç degil miyiz? O gün sadece kö- le kadınlar bu kıyafctle sokağa çıkıyor- larmış, bugün ise kendisini hür kâbul eden kadınlar. aynı kıyafete bürünmek- te beb görmüyoriar... Neden hür ka- dınlar kendilerini köle yapnıak istiyor- lar? Beşerin hürriyvtini muhafaza etme- si gereken devletier, niçin cariyelik yx>- lunuaçjyorlar?" Yukardaki satırlar, çağdaş kıyafet içindeki Türk kadınına hangi gözle ba- kıldığını ve devletin bu konudaki tutu- muna yönelik eleştiriyi açıkça ortaya koymaktadır. Bu yazıdan çıkan sonu- ca göre iktidar gücü ele ge- çirildiğinde devlet, tüm ka- dınlann kıyafetlerini. on- lan cariyelikten uzaklaştı- racak biçimde yeniden dü- zenlemeye adeta zorunlu kılmmaktadır. "Kıyafet kadının Idşisel tercihidir" ıddıalannın sa- dece laik devlet düzeninde türban takanlar için bir öz- gürlük istemi (talebi) oldu- ğunu, siyasal tslamcı bir iktidarda ise kadının öz- gürleşmesi için "örtünıne- sinin" gerekeceğini Türk kadını yukardaki satırlar- dan en açık biçimde anla- mış bulunmaktadır. Tûrkiye Cumhuriyeti'nin devleti bir ulus devlet'tir. Tüm ulus devletlerde ol- dugu gibi "ulusal kimlik" birleştirici, bütünleştiricî bir üst kimlik olarak kabul edilmiştir. Türban ise din- sel kimliği öne çıkaran ve toplumu "dindar", "din- sâz" ayınmcıhğına sürükle- meyi amaçlayan bir simge (sembol) durumuna dönüş- türülmüştür. Türban kulla- narak Büyük Millet Mec- lisi'ne gelmeyi amaçlayan bir milletvekilinın amacı, çok açık bir biçimde "din- sel kinüiği'' vurgulamak ve dinsel referanslara öncelik verildiği mesajını topluma iletmektir. Oysa TBMM yasama or- ganı olarak görevini, dine dayalı bir hukuk anlayışı ile degil. akla, bilime ve anayasanm laiklik ilkesine dayalı bir hukuk anlayışıy- la yerine getirmektedir. Ki- şilerin iç dünyasına ait ol- ması gereken dinsel inanç- lann çeşitli simgelerle Mec- lis'etaşınması girişimi. ya- sama organını, dinsel inanç- lan kendisine öntanıtım (re- ferans) almak gibi anaya- sanın sözü ve ruhuyla çe- lişen bir baskı altına sok- maktadır. Yükseköğretim kurum- lannda başörtüsü ve türban takan öğrencilerin Atatürk devrimleri ile laik cumhu- riyet ilkelerine aykın dav- randıklan ve dine dayalı devlet düzenini benimse- diklerini kabul eden Da- nıştay 8. Dairesi'nin 1984, 1987.1988 yıllanndaaldı- ğı kararlar ve 1994 tanhli Danıştay Idari Dava Daire- leri Genel Kuıul karanna ve Anayasa Mahkemesi'nin 16 Ocak 1998 tarihinde, başörtüsünün kamusal ku- ruluşlarda ve öğretim ku- rumlanndakullanımını "sç 1 - nmcıhk" olarak niteleyen kararlanna karşın tûrbanın Millet Meclisi'ne taşınmak istenmesinin, ülke huzuru- nu bozmaya yönelik bir gi- rişim olduğu açıktır. Dinsel kimliği öne çıkar- mayı hedefleyerek toplu- ma iletilmek istenilen ileti (mesaj), çağdaş, laik cum- huriyete yönelik bir baş- kaldın iletisidir. Türk ulu- su bu iletiyi almış ve hak- lı tepkisini sivil toplum ör- gütleri. kadın kuruluşlan ve yükseköğretim kurum- lanyla en etkin biçimde di- le getirmiştir. Türk kadını, kendisine yönelik her türlü aşağılayı- cı söz ve davranışa karşın laik cumhuriyete sahip çık- maktaki kararhlığını sür- dürecektir. PENCERE Toptan Tırlatnk mı?.. Ortalık tozdan dumandan görülmüyor, Merve Kavakçı adlı Amerikan vatandaşını türbanla Mec- lis'e sokup Türk milletvekili gibi ant içirmek isteyen irtica tezgâhının gürültüsü ayyuka çıktıkça, insan bu ülkede Müslümanlığın yasaklandığını sanır; üm- meti Muhammet sanki ibadetini yapamıyor. Islamın şartı kaç?.. Bir Bu ülkede kelime-i şahadet getiren yurttaş alkışlanmıyor da içeri mi atılıyor?.. Iki: Namaz kılana yan gözle bakan mı var? İster beş vakit kıl, ister on vakit, ister yirmi vakit.. Uç: Oruçtutmakyasakmı?.. YoksaTV'lerden mi programlanıyor... Dört: Müslüman zekât verdi de devlet yakasına yapışıp hesap mı sordu?.. Beş: Hacca gidenlere ceza mı veriliyor?.. Yoksa 'hacıyım' diyen itibar mı görüyor?.. 21 'inci yüzyıla 7 ay kalaTürkiye'de ibadet özgür- lüğü yok mu?.. Yobazlann çıkardıklan gürültüye bakarsanız, sanırsınız ki ibadetini yapanın canına okunuyor; sanırsınız ki yetmiş bin caminin minare- lerinden ezan okunmuyor. • Demokrasinin beşiği Avrupa değil mi?.. Avrupa'da demokrasi, Hıristiyan şeriatına karşı savaşımla kurukju. Biz tarihi tersyüz ettik. Her şe- yi kıçından anladığımız için Islam şeriatçılığını -gün- cel deyişle köktendinciliğini- ülkede egemenleşti- rirsek demokrasiyi kuracağımız sanısına kapılıyo- ruz. El âlem kadın özgürlüğünü insan haklanndan sa- yarak erkekle eşitlik istiyor... Biz kadını örtüp çuvala sokarak sözde kadın öz- güriüğü savaşımı veriyoruz. Kafayı mı yedik?.. Tırlattıkmı?.. Batı'da dinci devlete karşı laik devlet savaşımıy- la demokrasi oluştu... Bizde demokrasi laik devlete karşı dinci savaşım- la mı oluşacak?.. Tımarhanenin kapısında yazar: "En büyük hazinemiz aklımızdır." Kırk haramiler en büyük hazinemizi yağmalayıp bizi tığteber şahı merdan ortada mı bıraktılar?.. Bir gram aklımız kalmışsa onu da popomuza sürüp ken- dimizi kara sakallı yobazla siyah çarşaflı cariyesi- ne mi emanet edeceğiz?.. Müslüman, bu ülkede ibadetini sonuna dek yapamıyor mu ki dinci savaş başlatıkJı?.. • Daha dün bu ülkede 37 aydın cayır cayır yakıl- madı mı?.. Insanlar ortaçağdaki gibi yakılırken ke- yrfle seyrine bakılmadı mı?.. Sıvas'ta yobazlann yaktığı aydınlann ağzından yapılan uyanyı bir da- ha okuyalım: önce ezanı Arapçaya çevirdiler.. Dinlediniz. Sonra 'Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz' den- di.. Demokrasi sandınız. Sonra çığ gibi Kuran kurslan, imam-hatip okul- lan açıldı, din dersleri anayasal zonınluluk oldu.. Kabutlendiniz. Tesettür arttı, cami sayısı okullan geçti.. Inanç özgürtüğü saydınız. Oruç tutmayanı öldürdüler.. K Şaşırdınız. Daha sonra bilim adamlannı ve yazarlan vurdu- lar; şairieri, dansçılan yaktılar.. Kimin yaptığını düşünüp durdunuz. En sonunda kapınızı çalacaklar.. Size kendinizden başka yardım edecek, Kimse kalmayacak. KAYBETTİK Mevsimsız oldu gidişin Ne olurdu bir yaz daha bekleseydin... Çok sevgiü eşim, biricik babamız, kıymetli dedemiz Sosyalist gerçekçi şair ve yazar. değerli büyüğümüz ZtHNİ T. ANADOL'u 11 Mayıs 1999 tarihinde yitirdigimizi derin bir üzüntü ile bildirir, Allah'tan rahmet dileriz. Cenazesi 13 Mayıs 1999 Perşembe gûnü ikindi namazını müteakip Şişli Camii'nden kaldınlacak, Feriköy Mezarlığı'na deftıedilecektir. AİLESİ Tarihimizin Çınarlarından, Mütevelli Heyeti Üyemiz Değerli insan, Yazar ZİHNİ ANADOL 1918 - 1999 Dipdiri inançlarıyla gözlerini yaşama yumdu. Başımız dik olsun. uTÜSTAV YOrabm Kuulu Cenassı 13 05 99. UnĞ romsntm som ş$t CamH'nden Fenköy MoaHığm tilüınlacattır ÖLÜM ve BAŞSAĞUĞI Tûrkiye Yazarlar Sendikası Disiplin Kurulu Üyesi Edebiyatımızın çınarlanndan Toplumcu gerçekçi yazar ZÜENİ ANADOL'u 11 Ma>ıs 1999 Salı günü yitirmış bulunmaktayız. Acımız sonsuzdur. Cenazesi 13 Mayıs 1999 Perşembe günü (bugün) Şişli Camii'nden ikindi namazından sonra kaldınlacaktir. Yazar arkadaşlanna, dostlanna. yakınlanna başsağlıgı dıliyoruz. TÜRKt\T YAZ.\RLAR SENDİKASI Toplurncu mücadelenin onurlu ismi, derneğimizin onur üyesi ve Onur Ödülü Altın Madalyası sahibi ZtHNİ ANADOL'un ölümünü üzüntûyle öğrendik. Ailesine, dostlanna ve edebiyat dünyamıza başsağlıgı diliyoruz. EDEBİYATÇILAR DERNEĞ1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear