25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 1999 PAZARTESİ HABERLER Orgeneral Ateş israil'de • ANKARA (AA) - Kara İCu\-vetlen Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, resmi ziyaretlerde bulunmak üzere lsrail'e gitti. Davetli olarak lsrail'e giden Ateş'e bir askeri heyet eşlık ediyor. Heyet, temas \e incelemelerini (tamamladıktan sonra 12 Ma>ıs Çarşamba günü geri dönecek CHP ileMHP ittifak yaptı -U ANTAKYA (Cumhuriyet) - Seçimlerin ârdından yeniden oluşan Antakya Belediye Meclısi'nin ilk toplantısında CHP- MHP 'ittifakı kuruldu ve organlar bu iki partinin üyelerince paylaşıldı. Meclis toplantısının açıhş konuşmasını yapan Belediye Başkanı lris Şentürk. tüm üyelerin sorumluluk bilınciyle görev üstlendığini belirterek şunlan söyledi: "Bırlik, dayanışma. dostluk. hoşgörü. toplumsal banş konulannda bir arada şehnmize en iyiyi, en güzelı verebılmek ve zevkle çalışma koşullan yaratmak hepimizin temel görevidir" Danıştay'ın yıldonumu • ANKARA(AA)- Danıştay Başkanı Erol Çırakman. üyeler, tetkik Mkımten ve savcılar. Danıştay'ın 131. kuruluş yildonümü nedeniyle önce Anıtkabir"ı ziyaret ederek lAta'nın manevi huzurunda saygı duruşunda bulunacaklar. Daha sonra düzenlenecek törende, Danıştay Başkanı Erol Çırakman ıle Türkiye Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen bırer konuşma yapacak. 1868'de "Şurayı Devlet" adıyla oluşturulan Danıştay. bugüu idari uyuşmazlıklann çözümünde ilk ve son derece mahkemesi olarak görev yapıyor. Yüksek Mahkeme'de, 10'udava dairesı olmak üzere toplam \2 daıre bulunuyor Kurtuluş Savaşı rotasında • ANKARA (AA) - Bilkent 6. Anadolu Müzik Festhali. konserlerinde bir ilke ımza atacak. Bu yıl Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın rotasını izleyecek olan Bilkent Anadolu Müzik Festivali, Samsun'dan başlayarak Milli Zafer'e kadar uzanan yolu takip edecek. İlk olarak 19 Mayıs Çarşamba günü Samsun'da konser verecek orkestra. Havza'ya geçecek ve 20 Mayıs Perşembe günü Havza Stadyumu'nda müzikseverlerle birlikte olacak. Amasya Tamimi'ne ev sahipliği yapan ilde 21 Mayıs Cuma günü şanatseverleri selamlayacak olan orkestra, 22 May'ıs'ta Tokafta. 24 Mayıs'ta Erzincan'da, 25 Mayıs'ta Bayburt'ta sahne alacak. Yaralı bombacı ilade verdi • İZMİR (AA) - lzmir'ın Kadifekale semtindeki evinde, dün el bombası imal ederken meydana gelen patlamada sol kolu kopan Şehmuz Bilen, nöbetçi DGM savcısına ıfade verdi. Evinin teras katında, 33 santimetre uzunluğunda ve 3.5 santimetre çapındaki boru bombanın patlaması sonucu yaralanan ve lzmir Atatürk Eğitım Hastanesi"nde tedavı altına ahnan Şehmuz Bilen'in ifadesınde imal ettiği bombayı. ''Devlet yanlısı olarak kabul ettiği, ancak henüz keşfinı yapmadığı bir kişınin arabası ya da işyerine atacağını" söylediği ileri sürüldü. IGDAŞ'ta trflyonhık \olsıızhık Yüksek birim fiyatlanyla FP yanlısı şirketlere verilen ihalelerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin trilyonlarca lira zarara uğratıldığı öne sürüldü. CHP inceleme istiyor. AYŞE YILDIRIM Cumhurbaşkanı SülcyTnan Demirelin, u ucu bucağı beüi değü" diyerek eleştırdiği büyükşehir belediyelerinin yan kuruluşla- n ile ilgili yolsuzluk iddialannın arkası ke- silmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye- si'nin yan kuruluşu olan İGDAŞ'ın, fahış birim fiyatlan üzerinden verdiği ihaleler nedeniyle belediyenin sadece 1999 Mart- Nisan aylannda uğradığı zarann 2 milyon dolar olduğu ileri sürüldü. CHP İstanbul ll Başkanı Mehntet Bölük. FP yandaşlanna verilen ihaleler nedeniyle belediyenin iki ay içerisindeki toplam zarannın 20 milyon dolar civannda olduğunu söyledi. IGDAŞ hakkında savcılığa suç duyurusunda bulu- nacaklannı belirten Bölük, "Beiediyenin BİT'ler olarak tanımlanan Belediye tktisa- di Teşekkulleri'nin kamu kuruluşu kapsa- mında Saytştay tarafindan denetienmesini isteyeceğU" dedı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yan kuruluşu olan BELBlM'de CHP'nin orta- ya çıkardığı Akbil yolsuzluğuyla başlayan soruştıırma sürerken bu kez İGDAŞ 'ta tril- yonluk yolsuzluk yapıldığı iddia edildi. İs- tanbul halkının ve belediyenin yan kuru- luşlan olan BİT'ler aracılığıyla soyulduğu- nu söyleyen GHP İstanbul 11 Başkanı Meh- met Bölük, iGDAŞ'ta yapılan yolsıazluk iddialannı şöyle sıraladı: Malatya • Mart-Nısan 99'da açılan 15 ihale par- çalanarak 500 mılyar-1.5 trilyonluk paket- ler halıne getirilmiş, bu nedenle yıllara sa- rih kapsamı dışına çıkartılarak müteahhıt- lerin stopaj ödemesi engellenmiş ve dev- let zarara uğratılmıştır. • Parçalı ihaleler, tecrübesi olmayan fir- malara davet usulü venlmiştir. Davete sa- dece 15 firma çağnlmış ve hepsine birer ihale venlmiştir. • Davet usulü ahnan tekliflerin fiyatla- n birim fiyatlarla kıyaslanmamıştır. Aynı ayda BOTAŞ Bursa ihalesi, toplam 15 iha- le kapsamına yakmdır. BOTAŞ Bursa iha- lesi ile dolar bazında kıyaslandığtnda sa- dece Sultanbeyli ihalesınde fark 2 milyon dolardır. • Tüm ihalelen aynı şekilde değerlen- dirmek gerekir. DiğeT ihalelertoplandığın- da 99 yılı Mart-Nisan aylan ihalelerinde 20 milyon dolar kamu zaran tahmin edilmek- tedir. • Ayrıca her bölge ıçin bölge zorluk zammı uygulanarak ikinci bir kamu zara- n söz konusudur. • Ihalelerde yüzde 30 avans uygulama- sı kamunun zaran açısından ikinci bir ko- nudur. Daha önce ihalelerdeki avansın yüzde 10 olduğunu anımsatan Bölük, İGDAŞ'tan iş alan firmalann muhasebe ve nakit akış- lan incelenerek avanslann lcullanımının ortaya çıkanlmasını istedi. İş alan müteah- hitlerin de işleri yan fiyatına taşerona ver- diklerine dikkat çeken Bölük, "İGDAŞ'ta geçmişe dönüktüm ihaleler incelenmelidir. 1998 yıhnda çok daha yüksek bedeOeıie iş yapünlmışur'* dedi. BOTAŞ'ın birim fiyatlanyla İGDAŞ'ın birim fiyatlan arasındaki farka dikkat çe- ken Bölük. şunlan söyledi: "İki kuruluşun birim fiyatlannı karşüas- nrdığımızda korkunç farkulıklarla karşüa- şıyonız. Çok basit bir örnek \ereyim. BO- TAŞ'ın 'Servis Hattı Inşası" na ko> duğu bi- rim fîyatı 13 dolar, İGDAŞ'ın birim fıvatı ise9755 dolar. AradaJd fark yüzde 650. İG- DAŞ, bu fahiş birim fiyatlanyla ihalelen kendi yandaşlanna verdi. Boylece, beledi- ye trilyonlarca lira zarara uğraOldL" tGDAŞ tarafından mart aymda Sultan- beyli Afetevleri ihalesinin "Nazartnşaaf* adlı bir firmaya verildiğını anımsatan Bö- lük, bu ihalenin birim fiyatlanyla aynı dö- nemde BOTAŞ Bursa ihalesinin birim fi- yatlannı karşılaştırdıklannda İstanbul Be- lediyesi'nin sadece bir ihalede ödediği faz- la para miktannm 2 milyon dolan geçtiği- nı söyledi. Bölük, şöyle devam etti: "Nazar tnşaat'a verilen ihale BOTAŞ'ın birim fiyatlamla yapılsa\dı ihale bedeli 419.301 dolaredecekti. Oysa İGDAŞ'ın iha- lesinin bedeli2.430.060 dolar. Mart avmda- ki dolar kuru 358 büı TL." Bölük, ihalelerin FP yanlısı şirketlere verildiğine dair ellerinde örnekler de bu- lunduğunu belirterek. bazı şirketlerin FP ile ilişkilerini ortaya koydu: "Bevtikdüzü 1. Etap PE, SH tnşaan Mut- lu tnşaat Ticaret ve Sanayi AŞ'ye verildi. 417 miryar 514 milyon 150 bin TL'lik ihale- yi alan Mutlu tnşaat'm sahibi İGDAŞ Ge- nelMüdürYardımcLsı Raci Badaloğlu'nun eniştesidir. Cstelik Mutlu tnşaat aldığı bu ihaleyi yüzde eOi daha ucuza taşeron olarak Erşen İnşaat'a desTetti. Erşen tnşaat da başka bir firmaya devretti. Avcılar Deniz- köşkler PE.SH inşaatırun ihalesi de Ağus- tos 98'de tGDAŞ tarafindan DEMARS ad- h şirkete verildi. DEMARS'ın işlerini FP Biüis MiUetveldli Zekı Ergezen'in akraba- sı olan Osman Ergezen yürütüyor. DE- MARSda 312 mihara aldığı ihaleyiyine ya- n fiyatına 160 mitvara Erşen tnşaat'a dev- retti. Ocak 99'da İstanbul Dağınık SH in- şaaütun ihalesi Binkar Teknik Yapı San. ve Tıc. Ltd. Ştf ye verildi. 23 mihar 665 mil- yon bedelle ihaleyi alan Bınkar'ın ortakla- n da FP yanhsı olarak tanınıyor. Bir başka nokta ise daha önce ihaleyi alan şirkete öde- nen avans miktan yüzde 10'dan yüzde 30'a çıkanldı. Bunlar da yetmiyor gjbi Anado- lu Bölgesi'ne yüzde 15, İstanbul Bölgesi'ne yüzde 25, Beyoğlu Bölgesi'ne ise yüzde 35 'Bölge Zorluk Zammı' adıalnndaekzam- lar verildL" Şeriatçı kalkışmaya 28 tutuklamaM\LATYA (Cumhuriyet) - lnönü Üniversite- si'ndeki kılık kıyafet genelgesini protesto için Ak- pınar Meydanı'nda izinsiz gösteri yapan ve güven- lik güçleriyle çatışanlar arasında yer alan 28 ka- dın tutuklandı. 192 erkek göstericinin sorgusunun sürdüğübildirildı. Malatya Valisı AtiDaVuraL ken- tin sokakta çözümleyeceği bir sorunu olmadığını belirtirken Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Ma- latya Merkez, Yeşilyurt ve Hekimhan şubeleri adı- na yapılan açıklamada. "tnönü Ünh'ersitesi Sena- tosu'nun kılık kıyafet genelgesinin takipçtsi olaca- ğız" denildi. Malatya'da meydana gelen gerici kalkışmanın ardından ilk tutuklamalardün gerçekleştirildi. Gö- zaltındaki 44 kadından 28'i Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet ettikleri gerek- çesiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesi tarafından tu- tuklandı. Göstericilerden 16'sı ise yaşlan küçük ol- duğu için tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Gözaltındaki 192 erkek göstericinin sorgulamala- nnın da sürdüğü bildirildi. Gergjnük sona ermedi Gergınlığin henüz tam anlamıyla sona ermedi- ği Malatya'da Vali Atilla Vural, hoşgörü ve sev- giyle her sorunun üstesinden gelinebileceğini söy- ledi. Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Vakfi tara- fından muharrem ayı dolayısıyla düzenlenen tö- rende konuşan Vali Vural, "Makrtya'nın sokakta çözümleyeceği sorunu yoktur" dedi. Vakıf Başka- nı Hasan Meşeli ı se Türkiye üzerinde büyük oyun- lar oynandığını belirterek "Malarya'da da bu tür oyunlan oynamak isteyenler var. Bizler bin yıidır birlikte yaşayan, mezarianmız bile bir olan kardeş- teriz'" diye konuştu. ADD'nin Malatya Merkez, Yeşilyurt ve Hekim- han şubeleri adına yapılan yazılı açıklamada, lnö- nü Üniversitesi'nin kılık kıyafet ile ilgili karannın takıpçisi olunacağı \xırgulandı. Açıklamada, "Ma- latya'da son iki haftadır sokağa da taşan ve kamu düzenini ağır bir biçimde ihlal eden olaylar İnönü Üniversitesi Senatosu'nun ne denli haklı olduğu- nu n kanıOdır 7 " denildi. Işçi Partisi Adana ll Başkanı EmflhanGüçlü de Malatya olaylannm irticaya hoşgörülü davTanıla- mayacağını gösterdiğini belirtti. Güçlü, "Seçim- ler nedenh le baltalannı gömen irticacılar, Mer\% ve tnönü Üniversitesi'ndeki eylemleriyle yeniden sahneye çıkmışlardır. Bu eylemkrin devamı gele- cektir" dedi. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Kesici, sağdaki bölünmüşlüğün giderilmesi gerektiğini söyledi 'Merkez sağyenidenyapüanmalı* BARIŞDOSTER Adı ANAP'ta lider adaylan ara- sında geçen eski milletvekili llhan Kesici, Türkiye'nin bugünkü siyasal yapıyı mutlaka aşması gerektiğini belirterek, merkez sağın yüzde 4O'ı \e hatta daha üstünü amaçlayarak yeniden yapılanmaya yö- nelmesi gerektiğini söyle- di. 27 Mart 1994yerelse- çimlerinde ANAP'ın İs- tanbul Büyükşehir Bele- diye başkan adayı olan, seçimleri yitirmesine kar- " şın partideki gücü artan ve 24 Ara- lık 1995 seçimlerinde aynı partiden milletvekili seçilen Kesici, merkez sağdaki bölünmüşlüğün giderilmesi için mevcut yapının bütünüyle de- ğişmesi gerektiğine dikkat çekti.' 1995 seçimleri sonrası ANAP'ın y- er aldığı hükümetlerde "görev alma- ması" ile dikkat çeken ve bu duru- mu parti kulislerinde farklı değer- lendırmelere yol açan Kesici, ANAP'ın da değişim yolunda belli birkulvaragirdiğinikaydetti. 18Nİ- san 1999 seçimlerinde bazılanna gö- re "aday ounayan". bazılanna gore ise "aday gösterilmeyen" Kesici. xlhan Kesici: Tek başına Mesut Yılmaz'ın ya da Tansu Çiller'in liderliğinde merkez sağın bütünleşmesi ve arzulanan oy oraruna ulaşması söz konusu olamaz. "Merkez sağ buRdan sonra en az yüzde 40 oy oranını amaçlamak ve btınusağlayacakyeni bir yapı>ı oluş- turmak zorunda. Tek başına Mesut Yılmaz'm ya da Tansu Çiller'in li- derliğindemerkezsağın bütünleşme- si ve arzulanan oy oranına ulaşması söz konusu olamaz'" diye konuştu. ANAP ve DYP'nin şimdiki yapıla- nyla siyaset yapmalannın giderek güçleştiğini, yüzde 15 dolayında oy alan partilerin siyaset yapmalannın oldukça zor olduğunu vurgulayan Kesici, Türkiye'nin ya sorunlannı çözeceğini ya da ciddi şekilde sistem değişikliğine gideceğini ifade etti. •~~^™" "Bana göre, cumhurbaş- kanını pariamento. başba- kanı ise halk seçmelL Bu öneri kabul edilmese bile mutlaka tartişümah ve üzerinde kafa yorulmata" dıyen Kesici, Türkiye'nin —^~— özellikle dış politika ve ekonomıde çok ciddi sorunlarla kar- şı karşıya olduğunu anımsattı. ANAP tabanından kendisine yöne- len genel başkanlık baskılanna iliş- kin yonom yapmaktan kaçınan Kesi- ci, haftanın birkaç günü Ankara'da siyasi çalışmalannı sürdürdüğünü vurguladı. BÎZBÎZE... ERDAL ATABEK TBB Genel Kurulu: Avukatlara yapılan baskılar durmadan yargı bağımsız olamaz 6 DGM'lere yeni düzenleme getirflsin 9 • Genel kurulda TBB'nin çalışmalan da eleştirilerek hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelendiği vurgulandı. Başbakan Bülent Ecevit'in hükümet kurma çalışmalannda temel koşul olarak saydığı DGM'lerin hukuki yapısı konusunda mutlaka yeni düzenlemeye gidilmesi istendi. ÖMERYTJRTSEVEN DENİZLİ - Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) 15. Genel Kurulu'nda. yeni hükümet kurulması çalışmalannda temel koşul sayılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin hukuki yapısı ile ilgili olarak Avnıpa tnsan Haklan Mahkemesi kararlan dogrultusunda düzenleme yapılması gerekliliği dile getirildi. Genel kurulda aynca istanbul Barosu delegeleri tarafından a\ukatlara yapılan baskılar karşısında gelinen nokta, "savunmanın sa\unması" olarak nitelendirildi. Avukatlara yönelik baskılar son bulmadan yargı bağımsızlığının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı ve hukukun üstünlüğü ilkesinin işletilemeyeceği ifade edildi. Pamukkale'de yapılan TBB'nin 15. Genel Kurulu'nda başta laikliğin korunması olmak üzere, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığına ilişkin önemli mesajlar çıktı. Başbakan Bülent Ecevit'in hükümet kurma çalışmalannda temel koşul olarak saydığı DGM'lerin hukuki yapısı konusunda mutlaka yeni düzenlemeye gidilmesi istendi. lzmir Barosu avukatlanndan Güney Dinç. bu konuda mahkemelerin Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi kararlan dogrultusunda yeni bir düzenlemeye tabi tutulması gerektiğini belirterek. "Aksi halde Türkiye aleyhine çıkacak olan karariarda yine tazminat ödemeye mahkûm olacağız" dedi. Dinç aynca "tncal" karanna değinerek. Barolar Birliği tarafindan bu karann özelliğinin kamuoyuna yeterince anlatılamadığmı, oysa görevin TTB'ye düştüğünü vurgulayarak, günlük basında yer alan açıklamalara göre hareket edilmemesinı istedi. TBB Genel Kurulu'nda bir başka tartışma konusunu ise avukatlara yönelik baskılar oluşturdu. İstanbul Barosu Başkanı Av. Yücel Sayman, baskılar yüzünden savunma görevini üstlenen avukatlann kendilerini sa\unmaya başladıklannı dile getirerek şöyle konuştu: "Avukat sanıkla özdeşleştirUiyor. Oysa a^ııkat hak arama ve müvekkilini savunmakla görev lidir. Kamuoyunda yaraülan yanlış izlenimle sanıgı savunan avukat suçun suçlusu kabul ediliyor. Bu konuda medyaya büyük görev ler düşüyor. Herkesin savunmaya ve savunulmaya hakkı >ardır. Bu unutulursa hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden söz edilemez." Genel kurulda TBB'nin çalışmalan da eleştirilerek, hukukun üstünlüğü ilkesinin zedelendiği vurgulandı. Bursa Barosu avukatlanndan Av. Çetin Göz, bu konunun göz ardı edilemeyeceğini bildirerek, uygulamalara somut kanıt olarak şunlan söyledi: "tnsan haklan ve düşünce özgürlüğü ilkesinden söz ediliyor. Diz bo\Ti ihlaller içindeyken, emniyetin şube müdürleri birbirlerini mafyaya satümakla suçlarken, önemli konularda bilgi verecek bazı kişiler ne hikmetse emniyet nezarederinde olmadık biçimlerde kendini asarken ne yapıldı? tki cümlelik bir açıklama ve kocaman bir hiç. Ülkede yaşanmayan olay kalmadı. Bu ülkenin en büyük meslek örgütünün toplumda insanlara reva görülen hukuk dışı uygulama ve reziOiklere tepldsinin çok daha güçlü olması gereldrdi. Yani bir - iki müdahale dilekçesi veya cıüz kamuoyu açıklamalan ciddi çahşmalar olarak nıteienemez." Siyasal Cihat?.. Merve Kavakçı'nın çeşitli basın organlannda ya- yımlanan ve ne kendisi ne de bağlı olduğu siyasal parti tarafından yalanlanan, bu nedenle de yurtdışın- da söylediği anlaşılan sözleri arasındaki "Ben siyase- ti cihat alanı olarakseçf/m" sözleri, birstratejinin açık- lanmasıdır. Buradakı strateji, "herülkenin kendi koşullanna gö- re uygulanacak, her alandan, her fırsattan yarahanı- larak yürütülecek köktendinci (radikal) Islam ilkeleri- nin egemen kıhnması planlaması"dv. Bu planlama, yurtiçindeki merkezler kadar yurtdışındaki merkezler- de de oluşmakta, çeşitli bilgi ve düşünce alışverişleri yapılmakta, kuruluşlar birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmayı hedeflemektedirler. Merve Kavakçı, bu stratejiyi uygulamakla yükümlü bir militandır. Özellikle seçildiği doğrudur. Çağımızın yüksek prestijli bir mesleğine sahiptir, bilgisayar mü- hendisidir. Mesleğini kendisi için sadece prestij ola- rak kullanması olasıdır. Kendisine "cihat alanı olarak siyasetı seçmiş", bu seçimi ilgili merkezler tarafından onaylanmış olmahdır. Recai Kutan'dan daha yüksek yetkide olduğu anlaşılan Necmettin Erbakan'ın özel isteği ile seçim listesine konulmuş ve seçılmiştir. Ken- disinden beklenen hareketi yapacak özellikler taşıdı- ğı bilindiği için bu göreve seçilmiş olmalıdır. Menajeri rolündeki Nazlı llıcak'a belki de hiç gereksinmesi ol- madığı halde, türbanlı birinin yanında türbansız biri- nin de bulunması plana uygun bulunmuş olacak ki yıl- lann Nazlı lltcak'ı da bu oyunda rol ajrrnştır. Burada kişisel bir inancın gereğinin yapılması söz konusu değildir, uzun erimli bir stratejinin uygulanma- sı için seçilmiş bir militantn önceden belli hareketi ger- çekleşmiştir. Artık yemin edip etmemesinin de bir öne- mi kalmamıştır, önemli olan, türbanla Meclis salonu- na girip oturmaktır. Köktendinci siyaset, böylece büyük bir başan ka- zandığını düşünmektedir, çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bu hareket Atatürk e ve cumhu- nyete yapılmış açık bir saldındır. Cihat, din uğruna yapılan savaştır. (Türkçe sözlük.) Burada da "cihat" bu sözcük anlammda kullanılmış- tır. Yani, Büyük Millet Meclisi'ne girmek, türbanlaotur- mak, türbanla yemin etmek "cihadın gereğidir". Böy- lece, dinsizlere, dinin emirlerini mutlak kabul edip her alanında uygulamak istemeyenlere karşı verilen sa- vaşta bir adım atılmış, bir zafer kazanılmıştır Türban takmayı, türbanla yaşamayı "demokratik birhak", "kişisel seçime dayalı birgiysi olayı", "insan- lann hakkı olan birgiyim modeli" sananlar temelden yanılmaktadırtar. Kişilerin elbette bu haklan vardır. Türkiye'de bu hak- lannı kullanmaktadıriar, kımse de onlara hiçbir biçim- de müdahale etmemektedir, doğaısu da budur. An- cak, türbanla üniversite yönetimlerinin zorlanmasın- da, türbanla kamu kurumlannın zorlanmasında, tür- banla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin zorlanmasın- da "kişisel birgiyim seçimi" değil, köktendinci şeriat ideolojisinin stratejisine davalı planlı bir "cihat bayra- ğı saldınsı" vardır. Türbanın stratejik bir cihat sembolü sayılması da, başörtüsüne bizim toplumumuzun duyduğu saygının başka bir amaçla kullanılışı, duygulann sömürülerek hedefe ulaşmanın yumuşak kamının seçilmesidir. Köktendinci şeriat örgütlenmesinde defneklerin, vakıflann, siyasal partilerin arasında ideoloji farkı yok- tur, işlev farkı vardır. Değişik alanlarda çalışmalan on- lann farklı yanını yansıtmaktadır, yoksa yaptıklan iş- lerte amaçladıklan hedefler arasında hiçbir fark yok- tur, zaten olamaz da. Refah Partisı'yle Fazilet Partisi arasında da hemangı bir fark olamaz. İnancın yapısı gereği herhangi bir fark olamaz. Eğer böyle bir fark olursa o zaman da inanç birliği kalmaz. Referansı Is- lam olanlann ortak dokulan buradan kaynaklanmak- tadır. Onun için de 'sorun', Merve Kavakçı değildir. Mer- ve Kavakçı'nın, bir seçilmiş militan olmasının ötesin- de önemi de yoktur. Eğer liderlik özellikleri varsa, ka- dınların gelebileceği yerier içinde bir yeri olabilir. So- run Merve Kavakçı değildir Nazlı llıcak hiç değildir. Ha- yatlarındaki çeşitli sorunlardan kaynaklanan kin ve nefreti sosyal bir ideotojinin arkasına gizleyerek ken- dilerine yol açmalan da üzerinde durulacak bir konu değildir. Ama büyük 'sorun', köktendinci ideotojinin 'sosyal cihaften sonra 'siyasal cihat' aşamasına gelme ka- randır. Bu karar, artık bir dizi sorun çıkarmanın baş- langıcı kabul edilmelidir. Malatya'da çıkan olaylar, bel- ki genel bir stratejinin değil de, yerel bir çalkantının so- nucu olabilir. Ama şurada burada bundan sonra çıka- cak olaylar 'münferit olaylar' kabul edilmemelidir. Bugüne gelen yola taş döşeyen eskinin, yeninin sağ partileri, sağ partilerin liderteri çok iyi bilirler ki 'kendileri, hiçbirzaman işlerin buraya varacağını tah- min etmemişlerdir'. Hep dinsel duygulan okşarken, insanlann inanç yanlannı gıdıklarken, gidip şeyhlerin elini öpüp icazetlerini alırken, amaçlan seçim kazan- mak olmuştur. Ama şimdi artık bıraktıklan partiler se- çim kazanamamakta, seçimleri 'din duygulan' ile 'mil~ liyetçilik duygulan' kazanmaktadır. Cumhuriyetin kazanımlannı cömertçe sağa saçarak seçim yatnmlan yapanlar, aslında şeriata giden kal- dınmlan döşemişlerdir. Şimdi yapılacak olan, yetkin bir süreç analizi, son- ra da buna dayalı bir stratejidir. Geri yani ise bütün güçleri harekete geçiren büyük bir karariılıktır. Bircok iddia yanıtsız kaldı ISKÎ'den açıklama tstanbul Haber Serv isi- istanbul Büyükşehir Be- lediyesi'ne bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon tda- resi'nden (İSKİ) yapılan açıklamada, 5.5.1999 gü- nü gazetemizde yer alan iddialara net yanıtlar veri- lemedi. Bir grup İSKİ çahşanı- nın iddialannın yer aldığı haberde. "FP'li olmayan- lar ya işten atüıyor ya da ikamet adreslerine çok ters bir tSKİ birimine sü- rüierek işten istifa etmeye zorlanıvor'' denilmişti. İSKİ* Basın Büro- su'ndan iddialara yanıt olarak yapılan açıkamada, ÎSKl'de personel alım iş- leminin İş ve Işçi Bulma Kurumu'na yapılan talep- ler neticesinde yapılan sı- navda başanlı olanlann alınması şeklinde gerçek- leştiği, yeni işyerlerinin açılmasıyla hizmet du- rumlanna göre personel ataması yapıldığı savunul- du. İSKİ açıklamasında ça- lışanlann ileri sürdüğü ba- zı ıddialar ise yanıtsız kal- dı. Kurum kondorlannda dolaşan silahlı sivillerden bahsedilmeyen açıklama- da, tSKl'ye bağlı birimle- rin girişlerinde kurumun parasıyla ahnan şeriatçı gazetelerin beda^ dağı- tıldığı iddiasına da deği- nilmedi. Kurumun personel taşı- ma ihalesine, ihaleyi her yıl alan Albayrak firma- sından başka fırmanın ka- tılmadığı savunulurken servis konusunda perso- nelden gelen şikâyetlerin nasıl değerlendirildiği ve firmaya nasıl yaptınmlar uygulandığı belirtilmiyor. Aynca, fırmanın sözleş- meye aykın olarak 15-20 yaşında araçlar kullandı- ğı iddiasına da bir yanıt verilmedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear