25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
îSAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 1999 PAZARTESİ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER2 Ölümsüz Ulysse TEVFİK ÜNAYDEV Emekli B u başlık Fransız yazarı Je- an Leune tarafından Yu- nanlılarhakkında 1923 yı- hnda yazılan kitabın adı- dır. Fransızca adı: L'Eter- nel Ulysse. Jean Leune. 20. yüzyıhn başlannda "L'niustration" adlı dergide yayımlanan roportajlan veyazılanylatanınanbirya- zardır. Yunanlılarla yakın ilışkiler ıçen- sınde olmuş. onlan çok iyi tanımıştır. J. Leune, Balkan Savaşlan esnasında, Yu- nanıstan'damuhabirhkyapmış. 1911 yı- lında Atina. lstanbul.tzmırveGiresun'u zıyaret etmış. buralarda araş.tırma ve in- celemelerde bulunmuş, Balkan Savaşla- n'nda Yunan ordusunu ızlemiş, I. Dün- ya Savaşı'nda Itilaf De\letlen"nın "Do- ğu Ordusu"nda subay olarak görev yap- mıştır. Leune (Lön), bu görev leri nedeniyle Yu- nanlılarla ıç içe yaşamış. onlann özel ve resmi yaşamlanndan Türkler aleyhinde- kı propagandalanna kadar her şeyi çok yakından ızlemiş ve Yunan karakterini bü- tün açıklığıyla ortaya koyan bu kitabını yazmıştır. J. Leune. kitabına neden "'Ölümsüz Ulysse" adını vermiştir? Bilineceğı gibi Ulysse. cesaretı yanı sıra kurnazlığı, ent- rikacılığı ıle ünlü bıreski Yunan mitolo- jı kahramanıdır. Bu mıtolojı kahramanı entrikacı, kurnaz ve hilekâr yönleriyle de Fransızcada hilekâr kişileri tanımla- mak için kullanılırdı. Leune, kitabına "Ötümsüz Ulysse" adını vermekle eskil (antıkt çağlardan süregelen "Yunan hi- lekâriığının her zaman geçerii olduğunu, şimdiki Yunanistan'ın bagımsızlığıtu el- deeönesTnde başrolu oynamış olan Fran- sa"ya karşı Yunanlılann gösterdiğı nan- körlüğu \xırgulamak ıstemıştır. Kitap ilk olarak 1923 yılındatanhçı AliReşatBe) tarafından "Daima Hilekâr" adı altında Türkçeye çev irilmıştir. Aynca Yunan va- tandaşlığından çıkanlmış bulunan. Batı Trakyalı soydaşlanmızdan SaiahattinGa- lip tarafından 1995 yılında "Megali tde- anın Yalancı Cenneti" adıyla günümüz Türkçesıne uyarlanmıştır. Yunan karaktenni tanımak, Türkiye ve Eüyükûlçi Türklere karşı öteden ben var olan Yu- nan kompleksini (paranoyasını) göste- ren ıbret dolu bu "traji-konnk'' kitabın okunmasının biz Türkler için yararlı ola- cağını. aynı zamanda bızi epeyce eğlen- direceğıni düşûnüyorum. Yunanlı karaktenni bütün açıklığıyia ortaya seren bu kitabı burada özetlemek olanaksız. Ancak yazann vurgulamaya ça- lıştığı Yunan karakterinden bazı çizgıle- ri aktarmak, sanınm yazann gözlem ve düşünceleri hakkında yetennce bilgı ve- recektır. Kitabın kahramanı Pans"te ya- şayan. sonralan her yerde ve her çevre- de görünen Periklis Psefto'dur ve yazann sözde dostudur. Kıtapta anlatılanlar ço- ğunlukla bu kişinın etrafında döner. Pe- riklis, mıtolojik Ulysse'in zamana uygun kişiliğidir. Periklis kendısıni başlangıçta yazara Rumen diye tanıtmıştır. Daha son- ra Yunanlı olduğunu öğrenince kendisi- ne sorar: "Ben seni Rumen diye tanıyor- dum. şimdi ise Yunanh olduğunu söylü- yorsun, ııiçin?" Penklis yanıt \ enr. *Evet fisede Rumen kfim, o zaman öyle gereki- yordu. Şimdi özüme döndüm." O sıralar Fransa'da, özellikle Pans'te eskil Yunan hayranlığı birmoda idı. Kur- naz Yunanlılarbu hayranlıktan azami öl- çüde yararlanmayı bilirler. Yunanlı Ma- dam Lavsamaki nın salonu, Yunan dost- lannın sıkça toplandığı yerdir. Madam Lavsamaki, Penklis'ı yazar Leune'e şöy- le anlatır "O ünlü,asfl bir FeneriiaOeden- dir. Ailesi yok olmuştu. Ama o atalanna yaraşır bir evlat olmak için bir köşe bası- nı ele geçirmek gerektiğini düşündü. Is- tanbul'da Katolik papazlann okulunda okudu. KatolikJiği benimsemek ve daha sonra Katolik papazj olmak için Katolik papazlanna bağhiık sözü vermek zorun- da kaldı. Paris'e gelince Rum Ortodoks Idlisesine gjtti. Sonra Katolik papazlan- na gereksinimi kalnıadığı için Ortodoks mezhebine döndü. Onun bu davranışı bü- yükbirkumazlığı veuyanıklığı(!) göster- mez mi? Kaldı ki bir kimsenin adı Perik- lis Ulysee olur da kendisi tam bir Yunan- lı, uj anık, son derece kandıncı ve aynı za- manda inandıncı olmaz mı?" Yazar Le- une sorar: "Ben onun ikinci adının L'Ks- se olduğunu bilmivordum.*' Madam ya- nıt verir "Fransa'da Ul> sse adı pek mak- bul olmadığı için kendisi burada o adı kullanma/." J. Leune, kitabımn bir yerinde şu gö- riişü belirtır: "Fransız okullannda Yu- nan-Latin kültûrünün aşıladığı art dü- şüncesiz Elenseverlık. Yunan propagan- dası sayesinde yavaş yavas. yeni Yunanh- lann bağımsızlık savaşı sırasında ulaşöğı bo\utlara. neredeyse siyasal-yazuısal bir Yunan >ardakçılığuıa kayıyordu. Bu yak- laşım biçimine göre yeni Yunanistan'a dostluk, Türk'e düşnıanlık denıekti. Bu yakiaşun biçimine göre Yunan dostu olan- laryeni Yunanistan'ı hiç tanımazlar. Bun- laryeni Yunanistan'm Paris'te oturan bir- kaç temsikisinden başka kimseyi görme- mişlerdir. Dotaytsıyla onlann Yunan dost- hığu için harcadığı çabalar bilgisizlikleri oranında artardı." J. Leune, Pans'te kendısınde uyanan ye- ni Yunanistan merak ve heyecanıyla gıt- tiğı Atına'da Yunanlıyı tanımaya başlar. Bir saptaması şöyle: "Atina sıra düzeni içerisinde, basamak basamak yüksettr- ken üstaşamalara çıkükça insanlann da- ha az sevimli ve daha az açık vürekli a\- duklaruu görüvordum." Yazann bir başka saptaması "Albay Yennadis veliaht Konstantin (Alman yan- lısı) \enidcn giiclü duruma gelinceje ka- dar Fransız askeri özgörevine (misyonu- na) bağbydı. Konstantin eski gücünü ka- zanınca Yennadin general oldu ve bu kez gerçek bir Konstantin yanhsı otmayı çok doğal buldu. Bir Yunanh. bizkrin düşün- ce değiştirmek dediğimiz şeyi, bizûn algı- ladığımız şekiide anlavamaz. Bizce ayıp- lanacak olan bövle bir davranış, bir Yu- nanh için sadece yeni durum ve koşulla- ra uymakûr!" J. Leune, tstanbul'ugönmek ve barbar Tûrklerin acımasız baskısı altında bulu- nan Rumlarla temas etmek üzere tstan- bul'a bir sürü tavsiye mektubuyla gıder Ancak orada, kendisine söylenenin ter- sıne, Türk zulüm ve baskısı yerine kili- selenyle. papazlanyla, okullanyla, has- tanelenyle, doktorlanyla Rumlann ne tür baskı yaptıklannı hayretle görür. Yazar, kendisine söylendıği gıbi, Ka- radenız kıyılannda yaşayan baskı altın- da dedikleri Rumlann yaşamlannı gör- mek için Giresun'a gitmeye karar verir. Kitabın kahramanı Periklis'in kardeşi N>- kola Sokratis orada bir banka müdürûdür. Yazann hemen gözüne çarpan şey, ora- dakı Rumlann zengınhk içensinde yaşa- dıklandır. Oysa Rumlar, neredeyse açlık- tan öleceklenni söylüyorlardı. Gıresun'da tanıdığı bir Rum. kendisine Napolyonun özbeöz Yunanlı olduğunu söyleyecek ka- dar da densizliğı ılen götürür. Bu arada Trabzon Valısı Giresun'a gelir. Oradaki Rumlar, daha önceden hanrladıklan prog- ramın tersıne, yazan valiyle görüştürme- mek ıçın bir başka program hazırlarlar ve onu Giresun'dan uzaklaştınrlar. Daha sonra öğrenır ki Rumlar vali için hazır- ladıklan davette valiye ne kadar mutlu ol- duklanm, Osmanlf nın sayesınde müref- feh olduklannı ve Osmanh'nın ne kadar güçlü olduğunu överek söylerler ve bu ha- va içensinde sevinç gözyaşlan dökerler... Yazar, bir ara Rum Sokratıs'ten kurtu- lup Fransız okuluna gider. Papaz, yazan sevinçle karşılar, Türklen son derece över v e "Her yerde olduğu gibi bizim düşma- nınuz, sanıldığı gibi Müslümanlar değiL Huistiyan Rumlardır" der. Yazar, Gire- sun 'dan Istanbul'a dönerken gemide çok sayıda Rumla tanışır. Hemen hepsi bir odaktan yönetılıyormuş gibi hep Türkle- nn baskılanndan yakınır. lstanbul'a gelince, Fransız okullannın hemen hepsinde öğretmenlik yaptığı için doguyu çok iyi tanıyan bir papazla tanı- şır. Papaz, J. Leune'e şöyle der: "En az Türklerle ilgih' konularda vanıldım. Ama Hıristiyanlara gelince... tki örnek vere- yinr. Zeki bir Rum çocuğu buradaki ttal- yan papazlann okuluna gitti. İtalva'da papaz eğitimi gördü. Bir ara ortadan kav- boldu. sonra ortava çıktı. Şimdi ise İstan- bul Ortodoks Vletropoliti'dir. tkincisi, bu- rada fakir bir Rum çocuğunu ahp okut- tuk. Katolik oldu. Paris'e gönderdik. Son- ra öğrendik ki Paris'te kendisine Yunan- lı hamiler bubnuş, bu Idmse kendisinin ih- tilalin öncülerinden Fenerii soylu bir ai- leden geldiğini yayı>ormuş orada. Oysa ba- bası pis bir kulübede öliimü bekUyor, an- nesi ise deli... Çocuklan kendileriyle hiç ilgüenmezler." Yazar sorar: "Bu kimsenin adı Ulysse Pseftopulos mı?" Papaz hay- retler içensinde, "Evet ama nereden ta- nıyDrsunuz" diye yanıtlar. Her zaman, her yerde, her koşulda, kurnaz, hilekâr Ulysse!.. Yazar I. Dünya Savaşı esnasında Sela- mk'tekı Fransız tümeninde görev lıdir. Bir sabah bir Yunanlı yanına gelır, karargâ- hın yanmda kantin açmak istediğini söy- ler ve "Patronum sizjn en iyi dostlaruuz- dandır, eğer kantin açıbnasına izin verir- seniz kârdan sizede pay verflecektir" der. Gelen Yunanlı aynca îngılizlerle de böy- le çahştıklannı belirtır. Leune'un tepesı atar ve şu yanıtı verir: "Eğer siz ve orta- ğınız Periklis, 5 dakikaya kadar buradan çıkıp gitmezseniz sizi tutuklatüracagım.'' Pışkin Periklis bir süre sonra Leune'un yanına gelir ve şunu söyler: "Sen bu ka- fayla biçbir zaman başanh olamayacak- sın. Biliyorsun ben az zamanda enikonu varhkh bir adam oldum." Leune kitabını adadığı Fransız deniz- cilennuı Yunanlılar tarafından hunharca öldürülüşünü şöyle anlatır: "1 Aralık 1916'da Konstantin'in asker- leri yani Fransa'yı çok sevdiklerini söy- leyen Yünanlıiar,Âtina"ıun ortasında Za- pi\T>n parkında birkaç haftadan beri ora- da konaklayan Fransız askerlerini hain- ce ve barbarca boğazlayarak öidürdüler. Akropolis tepesine, Tannça Athena'nın kutsal kayahğının eteklerine gizledikleri makineli rüfeklerk kenti gezmeye çıkan öteki Fransız denizcflerinin canlanna da alçakça laydılar." Katlıamın ertesinde 3 Aralık 1916 ta- rihli "Mea Iroera" gazetesınde ise şu sa- tırlarokunuyordu: "Büyükbirövünçlebe- lirtirizki 1 ve 2 Arahktarihkri Yunan ta- rihinin en büyük, en kutsaL, en parlak ve en şanslı günleri olmuştur." Kıtabından vukanya alabıldığim bazı bölümlerin dışında da baştan sona Yunan kurnazlığını, hılekârlığını, nankörlüğünü, nyakârlığuu sergileyen J. Leune, kitabı- nı şu sözlerle bitırir: "Ölümsüz LTysse'e dikkat!" Binlerce yıl geçse de karakteri değiş- meyen bızim çok iyi tanıdığımız Yunan- lıyı bir de bır Fransızın kıtabından öğren- mek çok ilgınç olsa gerek. Geçmışin Ulys- se'ı bugün Papandreu'larla, Simitis'ler- le. Pangalos'larla hâlâ yaşıyor. KULTUR • SANAT (0212) 293 89 78 (3 HAT| Fransız Kultur Merkezi Salonu-Taksim Ilal\an Kullur Merkezi Salonu-Tepebaş SES-1885 ORTAOYUNCULAR tSTİKLAL CAD. N0:1« THJ (0 212) 25118 65-66 FAX: (t 212) 244 «3 27 »»».»rtaoYuncul3f.com Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYUR Ferhan Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN 14NisanÇan}afnba: 21. FERHAN ŞENSOY'un YAŞAIMAK PAHALI PefşembeveCuma:?1.00 Ferhan Şensoy'un ÇOK TUHAF SORUŞTURMA Cumartesi: 18.30 ve 21.00 TCKOHOr Bakort^'nn katktonYta HŞILIK GÜLDÜRU Derya Baykal ŞU AN MUTFAKTAYIM >bmn-Yân«t*n. F«l»n ŞENSOY Mûzft Fknt KISIOK Salı: 21.00. Pazar 15.30 ve 18.30 T C KûnÜT Sdıcrtıjı «• KX0 nun koltalanyla K]KElNTOYUlNCULARI 246 35 89İ 247 36 34 I Anton çehov MARJ1SON 2 OYUN l Josni Rıkh*lgıoaz Cırkf OHnr tmS Dana SljıroJI» Stvlm Çıvdat ı Tıldi2 Kınttr, MOffik Kıottr. Şüknıt GungOr M.hmtl Brtıyt, Kulnyı Kınltr Tılbı Sırın, KSksal En)ür, Aytun Kmı, Mılıra »ıntıt, Dunıl S u u 10 NisanSaat 21.15 11 Nisan Saat 15.00 EFES Pdsen'in kultur Tt suıata kalkıluı artarak smrccek. Bilet Satış Yerleri: Ortaoyııncular Gişesı: 251 18 65-66 VAKKORAMA-Taksım. Suadıye. Akmerkez ETİLER Ulusoy Travel Center Tel: 283 40 83 SERDAR SAMANCIOGLU Resim Sergisi 2-16 Nisan'99 TAKSIM SANAT GALERISt - A SALONU - Cumhunyet Cad. No 23 Taksnn Tel: 245 20 68 ÎSTANBUL BÜYÜKŞEHÎR BELEDÎYESÎ KÜLTÜR ÎŞLER1 DAÎRE BAŞKANLIGI Kültür EtkinlikleriI A R I K i A F h K TVNAV A K ü I. T Ü R M F. R K E /. I TüneL Bojraglu • Tel: (0 212) 293 12 70 Mete Cd No- 45. Tıksim »Tel (0 212) 249 09 45 Sergi Scrgi 20 Mın -14 Nteıa 1999 •Osmarj, Cjf^ı I M « r>r. 700 Vıtnıla "Üç KJO B. OndC Cnvvderlc tstaabul •Oangı* Civm D9*mnn 70C vrfmıja ijç K* Orhın Kurt'ua Kıngoz Tipleri Scrgisl Söyleşi - Miizik 7 Ntun Çarfimba. »ı»t: 19^10 SEMAH •Semah Gostefia" DCzenleyen TaşKın Savaş ve Topiuluğu 8 tfttıaPeıreml», Suf ıg 00 SOSYALB1LIMLER "Iletışım Dılı ve Geleceğımız" Prol Dr. Duralı Yıltnaz Söyleşen: Ohan Oğuz Düzenleyen VeysetYapar 10 Nfcıa Cuaınni. Sut: 14.00 MUZDAK TOPLANT1LARI Tûrtaya'de MOzik Araştırmacılığının ve Deriemecihğnm Bugunkü Durumu" Işık Tabar Gencer. M Alı Özdemif, Gursel Yurtseven Melıh Duygulu Yöneten Vural Ylidınm '• Düzenleyen GöktanAy ' 3 10 Nfcıa Cuaurtui, lut: 19.00 TÜRK HALK MÜZIĞI EZGILERİ "Rüstem Avcı'dan Rumeli Türkülert* Düzenleyen. Serdar Tunalı Söyleşi - Gösteri 6 Natn»»lı. Iâ»l 19 00 SINEV1ZYO\ •BhV(1984) YSn- Alan Parkef Oyn: Matthev» MocSne Nıctw)as Cage J I t a l Çuyımb». lul 14 00 CL'N-CELKONULAR -K Jtûphanecnığe Gmş- Hazırtayan: Ayşe Kasap Suran' Setçuk Ayaın Düzenleyen FerdaMazak 10 Hoas Cunurt^i, »ul 16 00 ÇOCUKOMJVL •Bıcır \n 23 Nısan Rüyası" Düzenleyen' Hatıce Begüm Yazıcı lONüıııCıurttnSu: 1»OO SIVEV1ZYON •Spartatos"(1960) Yon Stanley Kubnck Oyn-. Kırk Dougias, Laurence Otıver Sinema 2-11 Hisıa. Slıt; 1530 - 19.00 "Çakal" (1997) Yön Mlchael Caton Jones Oyn BruceVVİIlıs, Rıchard Gere "Üç Kıta Bir Devlet" "Padışah Portreleri" "Osmanlı Esnaflarf Osrranlı Cıhan Devletmın 700. Yıiıda "Üç Kıta Bir Devlet" SERGİLERİ IİSTANBUL BÛYÜKŞEHİR BELEDİYESİ J ı JBUL BUYÜKSEHİR BELE A.Hamcll 7-8-9-1O-11 NİSAN fATlHl ;ATNÜRI SAHNESn KTÎSÎÎlîjr Bahtryjr VAHABZADE Yoneten Haşmet ZEYBEK 7-8-9-10-11 NISAN Şınası EKlNdOGLU HOŞU-NUN UTANCI (Ç.O.) YSoeten Zunal ERCEN 10-11 NISAN OrhanASENA HÛRREM SULTAN Yöneten Encm ULUDAĞ 7-8-9-10-11 NİSAN FOTOĞRAFÇI 'ORTAOYUNU) Yöneten YKenün IŞIK-Haşmet ZEYBEK 7-S-9->0-l I NISAM Mam*A.GAYlV A I A D D İ N İN SİHİRLİ LAMBASI (Ç.O.) 10-11 NİSAN Z AKDEN1ZLI ÇELENK • F OZŞENER OYUNCAKTAKİ S1R (Ç.O.) v crerer Şevket AVŞAR 10-11 »IS« Necati CUMAL1 DERYA GÜLÛ Yöneten: Nedret DENİZHAN 7- 8- 9-10-11 NİSAN Mûnevver KJRMîZI ARKADAŞARAtANKA»GA(ÇO.) Yöneten. Mûnevver KIRMIZI 10-II ' SÖNMLZ ^tasoy KENDİ GÖK KUBBEMİZ Yöneten tngn ULUDAĞ 6-S-f NİSAN y ş S U BİR AVUÇİNSAN MİNSAN (ÇO) Yöneren ^yşeSOİN 10-11 MİSAH CtP TlMntOSC OYUN CÜN vt SAATUKİ SALI. 15 00-2030 / KR$EMK<UMA. 15 00 OYUN GÜNLERİ ÇARŞAMBA: 15.00-20 30 / PERŞEMBE 20.30 CUMA 20.30/CTEaa00(i;O(-15.00-20.3O/f*ZAR 11.00C.OH5 00-19 00 BÎIETUR ŞİHIR TIY«IROL««I CİŞEltRİNDE SMIS» SUNULMIŞTUII. PERŞEMBE GUMEH1OÛSTEBİM YOOUİ1 ERESİNHOTEE 'Osmanlı Kıyafetlerı" Tarihten Tablotar" • "Kuş Köşkleri' Ytr. CMt KONSEH SALONU FUAYELER1 HARBIYE "Osmanlı Istanbulu" YEft TAKSIU UeYOAM- SELSEBIUN ÖHÜ TZT Sinemıtı hıriç bütûn etlinliklcr Ocrcnizdir. Bilgi içiar KOltOr Etkinliklcri KoordİBUTon Mcrtcıi (0 212) 227 33 90 (3 b.) llanlarınız için: 0212. 293 89 78 t. ARGUVAN ASLtYEHUKUK MAHKEMESİ'- NDEN EsasNo: 1996/63 Davacı Köy Hiz- metleri Genel Mü- dürlüğfi tarafından davahlarTamam Gü- ven ve arkadaşlan aleyhıne mahkeme- mize açılan tescil da- vasının yapılan açık yargılaması sonunda; Mahkememizce davanın kabulüne, dava konusu Argu- van ilçesı, İsa köyü 1647 parsel nolu ta- şınmazın davacı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü adına ta- pu kütüğüne kayıt ve tesciline karar veril- miş. verilen karar da- vah Hüseyin Gü- ven'm adresleri tüm aramalara rağmen tesbit edilemediğin- den yukanda özetle- nen karann iş bu ila- mn yayuı tarihinden 15 gûn sonra tebliğ edilmiş sayılacağı hususlan 7201 sayılı kanun hükümlerine göre ilanen tebliğ olunur. 29.1.1999 (Basın: 4690) AKÇAKOCA ASLİYEHUKUK MAHKEMESİ 1998/119 Davacı Fatma Amuca tarafından davah Emin Amuca aleyhine açılan şid- detli geçimsızlik ne- deni ile açılan boşan- ma davasmın verilen ara karan uyannca; Davah Emin Amu- ca adına tebligat çı- kartılmasuıa rağmen tebligat adresi tesbit edilemediğinden, hakkında boşanma davası açıldığının, dava hakkında varsa diyeceklerinin duruş- manın atılı bulundu- ğu 15.4.1999 günün- den evvel mahkeme- mize bildirmesi ge- rektiği ilanen tebliğ olunur. 6.11.1998 (Basın: 2768) B u g ü n l e r e k ı i ç ü k ö d ü n l e r l e g e l d i k . . . D A Ş E Ğ t T İ M V A K F 1Ç A Ğ Tel: 0212-2'6 28 99 Fuks: 0212-286 13 54 Vakıfbmk EülerŞb. ÇevBoğif Hesap \o: 20I2V6 yr A O O (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi ı\MrO Bilgi Hattı: 212-257 06 46 KDV FİŞİISTEMEK YUFfTTAŞUK GÖREVİDİR. OTOKONTROLÜ SAĞLAMAK İÇİN FİŞİNİZİ MUTLAKA AUNIZ. KİTAPÇILAR DERNEĞI CUMHURİYETTEN OKURLARA ORHAN ERtNÇ Yasalar Yapılır Delip Geçmeye.. Aralannda bızım de bulunduğumuz kimi yurttaş- lar yasaların uygulanmak için yapıldığına ınanmak gibi yanılgıyı yaşam boyu taşımak saflığında dire- nirler. Oysa ülkemızde yasalar delinmek için yapılır, de- linir ve hıçbir yetkili de "Yahu ne oluyor" demez ya da diyemez. Son ve en güncel ömek seçim propagandalan ne- deniyle yaşanıyor. "Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru" olan siyasal partiler, biryandan Seçimlerin Temel Hüküm- leri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa'nın yasak- lannı gözlerımizin içine baka baka deliyor, bir yan- dan da kurallara uygun bir yönetim biçimi izleyecek- lerine söz veriyorlar. Anılan yasanın 60'ıncı maddesi, "Duvar ilanı ve afişle propaganda yapmak yasağı" başlığını taşı- yor. Madde şöyle başlıyor: "Propaganda için afiş ve duvar ilanlan iie her boyda parti flamaları, propaganda bayraklan ve benzeheh şehir, kasaba ve beldelerde ilçe seçim kunıllannca gösterilecek yehere asılır." Tek ayncalık, partı yönetim yerlerinin çevresi ile adaylann araçlanna, konvoylara, toplantı yerterine tanınmış. Ancak o ayncalık da oy verme gününden öncekı 20'nci günün akşamından başlayarak kullanılabili- yor. İlçe seçim kurullannın beliriediği yerlenn dışında ve kura ile belirienen sıraya aykırı olarak afiş ve ben- zerleri asıhrsa, ne olacak? Bunların ilçe seçim ku- rulu karan ile kaldırılması ve kaldırmak için yapılan masraflann art olduğu partiler ve bağımsız adaylar- dan alınması ilkesi de izleyen maddede yer alıyor. Yasak propagandanın aynca cezası da var. 151 'in- ci madde "Yasaklara aykın hareket edenler hakkın- da, altı aydan bir yıla kadar hapis ve bır milyon li- radan beş milyon liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur" diyor. Yasa koyucu görünürde bu işi o kadar sıkı tutmuş ki, sanıklann ön ödeme ile kurtulmasını önleyerek mutlaka yargılanacaklarını da vurgulamış. Ama sokağa çıktığınızda gördüklerinız hiçbir bi- çimde yasa ile bağdaşmıyor ve yasaklar, rüzgâr yırt- masın diye bez afişlere delinen delıklerin arasından hıçbir zorlama ile karşılaşmadan geçip gıdıyor. Siyasal partilerimız böyle de medyamız başka tüıiü mü? Kültür promosyonlan dışındakı promos- yonlar 28 Ocak 1997 günü yürüriüğe giren yasa ile yasaklandı. Ama yasaya uymayan kitle ıletişim or- ganları tarafından hergün yeniden deliniyor. Bunun yanında devletin de yasaya aldırdığı yok. Olsaydı 25 Aralık 1995 günü yürüriüğe giren Katma Değer Ver- gisi Genel Tebliği'nı yasaya uygun biçime getirir, "Yasak promosyonlann KDV'sinı mahsup et, ede- mezsen kurumlar vergisi matrahından düş" öfr mezdi. -< . • • ., •?• ı r v i " Bir başka örneği de dokuz günlük bayram tatilin- de paralı yollar ve köprüler konusunda yaşadık. Beledıyeler, politik güç merkezlerı durumuna dö- nüştüğünden bu yana bayramlarda bedavatoplu ta- şıma araçlan çalıştınlır oldu. Bedava ekmek de ca- bası. Hadi, belediyeyi yöneten partinin kendineöz- gü demokrasi anlayışı olduğunu, türban yasağını in- san hak ve özgürtüklerine aykın bulurken "Benim yönetimimdeki yerterde içki içilmez" demeyi ken- di inancına göre yorumlamayı haklı saydığını bile- rek söylenmesi gerekeni söylemeyelim. Ama Kara- yollan Genel Müdürlüğü'ne ne demeli. Özel yasaya göre otoyollann ücretlerının belirlen- mesi "zanırihallerdeücretsizolması"genel müdür- lüğün teklifi üzerıne Bayındırlık Bakanlığı'nın yetki- sine verilmiş. Bayram tatili nasıl bir "zaruri hal"d\r anlamak zor. Gişelerde birikimi önlemek için denirse normal gün- lerde de bazı bölümlerde kilometrelerce kuyruklar oluşuyor. Hastalarla çocuklar saatlerce araçlannda mahsur kalıyor. Cankurtaranlar da yaşama savaşı verenler de demek ki "zaruri hal"6e sayılmıyorlar. Karayolları yönetimi, nedendır bilinmez, 216 sa- atlik bır sürede on para almadan hizmet verıyor da çalışanlanndan 7 saatlık eylem süresı için 22 milyar lira tazminat istiyor. Çalışan başına ıstenen para 431 milyon lira. Tam bıze özgü bir tutum, "Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa kabahat" deyışınde ol- duğu gibi. • Kırsal kesim çocuklarına çağdaş bir geleceğe adım atmalan için fırsat yaratan Yatılıllköğretim Böl- ge Okullan'nın kapısı Ebru Toktar'ın yazı dizisıyle aralandı. • Avrupa ve Balkanlar'daki son gelişmeter konusun- da Rusya, Makedonya ve Amavutluk büyükelçile- riyle Serkan Demirtaş görüştü. • Jet-Pa'nın Almanya'da kuruluş sözleşmesini ha- zıriayan avukat Sedat Sezgin'in hacizle tahsil etti- ği paralan alacaklı bankaya vermediğini Celal Yıl- maz duyurdu. • Türbanda direnen üç öğretmenin meslekten atıt- masıyla ilgıli dosyanın beş aydır MEB Üst Disiplin Kurulu'nda bekletildiğinı, "Türban dosyasını ba- kanlık savsaklıyor" başlığıyla Necati Aygın haber- leştirdi. • Sırplardan kaçan Kosovalıların yaşadıkları dramı ve Kosova Cumhuıiyeti Türkiye Temsilcisı Enver Ta- li'nin son gelişmelere ilişkin görüşlerini Ipek Yez- dani habeıieştirdi. • Güneydoğu Anadolu'daki okullarda verilen eğiti- min içinde bulunduğu olumsuz koşulları, Adıya- man'ın Kâhta ılçesindeki köy ilköğretim okuliannı ge- zen Yusuf Ziya Ay duyurdu. • Turizm sektörünün terörden etkilenmesinde med- yanın meslek kurallanna uymamasının rol oynadı- ğını Nilüfer Şensöz yazdı. • Henüz yasal çerçevesi beliıienmeyen sigortacı- lık sektörünün 1998 yılını karamsar kapattığını Ha- zal Ateş Çakır haberleştirdi. • Çokuluslu Yatırım Anlaşması'nın (MAI) 21 'inci yüz- yıldaki rolünü, çokuluslu şirketlerin çizdiği yeni ha- ritada ulusal sınııiara yer olmayacağını Mutlu De- mirkan araştırarak gündeme getirdi. • önümüzdeki pazartesiye kadargönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla. oerinc(a cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear