25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkav a 0 Yazıişleri Müdüru: Ibrahim YıJdu • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdurü' Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Isühbarat: Cengiz Yıldırım 0 Ekonorru: Özlem Yüzak 0 Kühür Handan Şenköken 0 Spor. Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. .Mehmet Faraç Yayın Kunılu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinkaja, Şükran Soner, Ergun Balcı, Ibrahim V ıldız, Orhan Burs»ll, Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsücisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kaf.4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4195027#tzmırTemsılcısi SerdarKınk, H.ZıyaBlv. 1352 S.2OTel:4411220. Faks.4419117 0AdanaTemsilcisı:ÇetinYifenoğlu, tnönüCd 119 S.No:lKat.l,Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdünı Lstün Akmen # Koordmalor Ahmet Konıkan • Muha- sebe BOIent Y'cner # Idare Höstyin G û r t r » Bılgı-Işlem N«iJ tn»l»Bı1gı- sayarSıstem Mürüvet ÇUerOSanş FmdktKaza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel MüdürYardımcısı. SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-5138460-61,Faks.513S463 \ atimlavan \e Basan: \ em Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A Ş Türkocagi Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Isl PK 246 Sırkecı lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 ı ZOhatl Faks (0 212)513 85 95 5NİSAN1999 Imsak: 5.05 Güneş: 6.35 Öğle: 13.14 lkindi: 16.48 Akşam: 19.39 Yatsı: 21.03 THY ve Avrupa havayolları • LONDRA (AA) - Avrupa Havayollan Birligi'nce (AEA) Avrupa'nın tamnmış 22 ha\ayolu şirketinin uçuş programlannı zamanında uygulama başanlan üzerinde yapılan araştırmada. Türk Hava Yolları (THY) üçüncü oldu. Irlanda havayollan şirketi • Air Lingus, •'zamanında kalkış" konusunda ilk sırayı alırken, geçen kasım ayında düzenlediği 4 bine yakm kısa menzıllı uçuştan yüzde 89'unu ve 456 uzun mesafeli uçuştan da yüzde 91'ini zamanında gerçekleştirdi. Listede ikinciliği ise yine aynı dönemde yaptığı 23 bin uçuşta yüzde 8l'likbir "dakiklik başansı" yakalayan Iskandinav Havayollan (Scandinavian Airvvays) alırken. Türk Havayollan da söz konusu dönemde uçaklannm sadece yüzde 23'ü gecıkmeli kalkan bir havayolu şirketi olarak üçüncü oldu. Emniyet kemeri hayata bağlıyor • tZMİR(AA)-Trafik kazalannda emniyet kemeri kullanımının ölüm ve ciddi yaralanmalan büyük ölçüde azalttığı bıldırildi. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Adlı Tıp Anabılım Dalı öğTCtim üyesi Doç. Dr. Hamit Hancı, kazalann 40 yaşm altındakiler için en önemli ölüm nedenlerinden biri olduğunu belirterek emniyet kemeri kullanımının trafik kazalanndakı ölüm oranım yüzde 50. ciddi yaralanmalan yüzde 60, hastaneye başvurulan ise yüzde 64 oranında azalttığının belirlendiğıni ifade etti. Türk ayı' kutlanacak • NEWYDRK(AA)- Birleşik Türk-Amerikan Dernekleri (BTAD), New York'ta mayıs ayının "Türk ayf olarak kutlanmasını kararlaştırdı. BTAD tarafından hazırlanan programa göre, mayıs ayı boyunca New York'ta yapılacak kültürel ve sanatsal etkinlikler arasında. Türkiye'den gelecek gruplann verecekleri konserler ile ilk kez düzenlenen bir "Türk filmleri haftası", müzik şovlan ve açılacak sergiler bulunuyor. Geleneksel mimari • TRABZON (AA) - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Ertürk, Karadeniz Bölgesi'ndekı geleneksel konut mimarisinin giderek yok olduğu. yapılan yeni konutlann eskileri ile benzerliğinin bulunmadığı bildirildı. Trabzon'un Sürmene \ e Akçaabat ilçelerinde bölgenin konut mimarisi özelliklerini taşıyan 77 konutta inceleme ve araştırma yaptıklarını bildiren Prof. Dr. Ertürk, "2-3 katlı konutlann yanında çok katlı apartmanlar yer alıyor. Adeta bir kimliksizliğe doğru gidiş var. Artan nüfusa cevap verebilmek için inşa edilen apartmanlar. kişiliksiz bir görüntünün ortaya çıkmasma neden oluyor'" dedi. Mutlu olmanın sırları • İSTAıNBUL (ANKA) - Sorunlara umutla yaklaşılması halinde her şeyin çözülebileceğini bildiren uzmanlara göre, insanın önce kendishle banşık olması gerekıyor. 1Ü Çapa Tıp Fakültesi Psikiyarri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan. "Önce var oluşumuz hayata bağlar her birimizi. Kendi var oluşumuza anlam katmak zorundayız" dedi. Özkan, insanlann yaptıklan ya da yapmadıklanyla. kişılik ve benlikleriyle kendilerini var ettiklerini sövledi. YÖK, Türkiye'nin iki uydusundan eğitim alanında da yararlanmasını istedi 'Uydular değerlendîrilenıiyor' YÖK, sistemini savundu Başan puanına yeni düzenleme ANKARA (ANKA) - Üniversiteye giriş siste- minde yapılan değişikliklere öğrenci ve velilerin tepkisi sürerken YÖK. yeni düzenleme ile getiri- len "ağıriıklandınlmış ortaöğretim başan puanı'* (AOBP) vönteminin. fırsat eşıtlıgıni bozduğunu itiraf etti. YÖK, AOBP ile ÖSS başansı yüksek okullarda okuyan, ancak diploma notu düşük olan öğrencilere "katkı" sağlanacagını bildirdi. Bu doğrultuda, fen ve Anadolu üseleri ile özel lise- Ierde okuyan, ancak diploma notu düşük öğren- cilerin üniversıte şansı artacak, genel liseler ile taş- radaki liselerde okuyan öğrencilerin başansı ise düşecek. YÖK tarafından hazırlanan raporda, universi- teye giriş sisteminde yapılan düzenlemeler savu- nuldu. AOBP yönteminin, özellikle fen ve Ana- dolu liselerinden nakillerin önlenmesi için geti- riküği vurgulaıurken, bu sistemin ÖSS başansı yük- sek okullarda okuyan öğrencilerin şansını da art- tıracağı belirtildi. Raporda. "Yenigeliştiriknyön- tem, riim ortaöğretim kurumlanmı/daki başan- b öğrencilerin ortaöğretim basansmı en > üksek dü- ze> olan 80 bine getirmekte, ÖSS'de yüksek puan ortataması tutturmuş okullarda oku>an yetenek- li öğrencilerden diploma notu düşük olanlara da bir ölçüde katkı sağtamaktadır'' denildi. YÖK. ye- ni sistemle ÖSS başansı yüksek okulda öğrenim gören başansız öğrenciye ek puan saglarken. ÖSS ortalaması düşük olan okulda okuyan ve diploma notu yüksek olan öğrencileri ise "es" geçtiğini iti- raf etti. Bedavadan ek puan EBRUTOKTAR ANKARA - Farkh mekânlardaki öğrenci, öğretmen ve eğitim araçlan- nı buluşturan uzaktan eğitimin dünya- da hızla yaygınlaşmasına karşm Tür- kiye'de yeterince değerlendirilemedi- ği vurgulandı. Yüksek Öğretim Kuru- mu (YÖK) tarafından yapılan araştır- mada, iki uydusu bulunan Türkiye'de eğitim kurumlanmn uzaktan eğitim olanağmdan yoksun olduğu vurgula- narak. "Türldye, iki uydusundan yer- li-yabancı pek çok özel kuruluşun ya- rarianmasınakarşm kendi eğitimi için bu uydulann hiçbirini yetkili eğitim kunımlanna tahsis etmemiştir'' eleş- tirisine yer verildi. YÖK tarafından hazırlanan rapor- da, Türkiye'nin uydulanndan tam ka- pasite ile yararlanmadığı ortaya kon- du. Mevcut sisteme eleştiriler getiri- len raporda, uydulann eğitimin hizme- tine sunulamadığına dikkat çekildi. Türklerin yaşadığı Avnıpa ve Örta As- ya ülkelerine de uzaktan eğitimin ulaş- tınlması açısından uydulann önemi- ne dikkat çekilen raporda, "TürkTe- lekom'un uydulanndan Anadolu Üni- \vrsitesi'ne, Avrupa ve Asya*>ı da kap- • YÖK tarafından hazırlanan raporda, uzaktan eğitimin dünyada hızla yaygınlaştığı vurgulanarak Anadolu Üniversitesi'ne uydulardan eğitim yayını yapma yetkisi verilmesi istendi. sayacak aktancılann kira karşıhğı is- tenmcksizin tahsisL özeDeştirilme ha- linde tahsis edilen aktancının aynı şe- küde Anadolu Üniversitesi için güven- ce alüna aluunası sağlanınalı"' denil- di. Bilimsel alışveriş Raporda, uydulann eğitim kurum- lanndan birine tahsisi halinde Ana- dolu Üniversitesi'nin canlı yaymda soru- yanıt alışverişi içine girerek da- ha verimli progTamlar yapabileceğine değinilerek şu görüşlere yer verildi: "Telekonferans ve simültane tercü- me yöntemi kullanılarak, bazı konu- larda diğer ülkelerdeki otorite bilim adamlannın derslerinin öğrenciler ta- rafından izlenmesi sağtanabilir, hatta ülkemizdeki öğretim üyelerryie diğer ülkelerdeki öğretim üyeleri ortak kon- ferans, seminer ve paneUerde bir ara- ya getirilebilirdL Bu imkânın var oldu- ğu halde kullanılmamasuun nedeni, mevcut uydulardan Anadolu Üniver- sitesi'nc bedelsiz aktancı tahsis edihne- mesi ile 3984 sayılı Radşo ve Televiz- vonlann Kuruluş ve Yavınlan Hak- kuıdaki Vasa'nın Anadolu Ünhersi- tesi'ne yayın yetkisini vermemesidir." Uydulann eğitim kurumlan tara- fından kullanımı için mevcut engelle- rin kaldınlması istenilen raporda, şu önerilerde bulunuldu: • 3894 sayılı Radyo ve Televizyon- lann Kunıluş ve Yayınlan Hakkında- ki Yasa'da Anadolu Üniversitesi'ne ulusal düzeyde açık yayın yetkisi, ka- nal ve frekans bandı tahsisi ile sınır- larötesi eğitim yayınlan yapabilme yet- kisi verilmesi yolunda değişiklik ya- pılmalı. • Hükümet nezdinde YÖK temsil- cilerinin de katılacağı birkomisyon ta- rafından ilgili yasadayapılması gere- ken değişiklikler tasan olarak hazır- lanmalı ve mümkünseTBMM'de ive- dilıkle görüşülmesi sağlanmalı. MİLLİ EĞlTtM'DEN ÖZEL DERSHA1NELERE TJYAR1 'Dershanesömürüyuvası olmasın* AOBP yöntemi ile öğrencilerin kişisel başan- sı değil, bir okulda okuyan öğrencilenn grup ba- şansı ön plana çıkıyor. Bu doğrultuda da ÖSS'de eşit sayıda soru yanıtlayan ve diploma notlan da aynı olan öğrencilerden, ÖSS ortalaması yüksek okulda öğrenim gören öğrencinin üniversiteyi ka- zaruna şansı artarken, diğerierinin şansı azalıyor. Yeni sistenu illerin ve bölgelenn sınav başan- lannı da etkıleyecek. Gelişmiş illerin başanlan ar- tarken, geri kalmış illerde öğrenim gören öğren- cilerin üniversite başanlan azalacak. ANKARA(ANK\)-Öğ- rencilerin test çözme yete- neğini geliştırmeye ağırlık veren ve her yıl tnlyonlar- ca lira gelir elde eden ders- hanelere, "Sömürû yuvası olma>m" uyansı geldı. Mil- li Eğitim Bakanhğı Özel Öğretim Kurumlan Genel Müdurü Güngör Kıfanç, ders hanelerin "tfcari kimlikle- ri"ni öne çıkardıklan süre- ce "sömûrü yuvası'' olmak- tan öteye gidemeyecekleri- ni belirtti. Güngör Kılınç'ın, ders- hanelere yönelik uyanlan, ÖZDEBÎR dergisinde ya- yımlandı. Özel dershanele- rin ihtiyaçtan doğduğunu ancak bunun eğitim siste- mindeki yetersizliğe bağ- lanmaması gerektiğini kay- deden Kılınç. "Herokulge- reken çabayı gostererek öğ- rencilerinin başanh olması yönünde gerekli tedbirleri alacaknr. Ancak bu konuda ne kadar ga>Tet gösterilirse gösterilsin öğrenci ve veli- lerdeki daha fazla başanh oJ- ma arzusu veya tam tersine başanh olamama endişesi her zaman dershanelerin varlıgını orta>a koyacakur'" dedi. Dershanelere, kuru- luş gerekçeleri ile yapılan- nın "ticari müessese" olma- lanna karşın, ticari kaygıla- nnı ön plana çıkannamala- n uyansı yapan Kılınç şöy- ledevametti: "Dershaneler ticari kimliklerini öne çıkar- dıklan ölçüde amaçlann- dan o derece uzaklaşmış ola- caklardır. Bu nedenle so- rumluluklannın bilinci içe- risinde olmalan gerekmek- tedir. Aksi halde,çocuklan- mız, gençfcrimiz, aUeierimiz ve eğitim sistemimiz için sö- mürii >ııvası ohnaktan ile- riye gideme>eceklenUr. r "Dershaneler. sadece bil- gryiezberleten, test ahşkan- hğı ve yeteneğini geüştiren kurumlar olmamaudır" di- yen Kılınç. dershanelerde de öğrencileri analiz ve sen- tez yapmaya yönelten, sağ- lam kişilik özelliklerini ge- liştiren etkinliklere yer ve- rilmesi gerektiğini söyledi. Dershanelerin bu işlevi sı- nıf ortamı içinde yerine ge- tiremeyeceğini kaydeden Kılınç, öğrencilerin sınav kaygısından kurtanlmasına yönelik olarak ders dışında spor, gezi, sosyal ve kültü- rel etkinlikler düzenlenme- sini önerdi. Şeker kapma heyecam ABD'nin Detroit kentinde, dün çocuklar şeker için yanşü. Paskarja nedeniyle Detroit Belediyesi'nce duzenlenen geleneksel şeker toplama yanşuıa >üzlerce çocuk kaüldı. Helikopterden atılan şekerlerden en fazla toplay an çocuklann ödülü ise yine şekerdi (Fotograf: AP) Kültür Bakanhğı, yönetmeliği değiştirmeye hazırlamyor 6 Arkeolojik eser' için baskı nat bahçesine hareket getirdi. Bahar turizmini geliştir- mek amacryla iki haflahğma Tok>o'>B getirilen Yume- ko, akvaryumu zn-aret edenlere ilginç pozlar Meriyor. (AP) SÖYLEŞİ ATTİLÂ JLHAN Bu Meş'ale Sönmez, Çünkü••• ASUMAN ABACIOĞLU İZ3VÜR-Kültür Bakanlığı, kolek- siyonerlikle ilgili yönermelikte. ar- keolojik eserlerin de alınıp satılabi- leceği yönünde bir değişikliğe hazır- lamyor. Bir süre önce çıkanlan yö- netmelik. arkeolojik eserlerin alınıp satılmasını yasaklıyordu. Bakanlı- ğın, özel koleksiyonerlerin baskısıy- la, kendi Hukuk Müşavirliği'nin kar- şı görüş bildirmesine kar- şın yasağı kaldırmaya ha- zırlandığı öğrenildi. Eski eser kaçakçılığmı ve kaçak kazılan teşvik ettiği görüşüyle arkeolog- lar ve müzecilerin şiddet- le karşı çıktığı arkeolojik eserlerin alınıp satüması, 18.5.1998 tarihve 23346 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan bir yönetmelik değişikliğiyle yasak- landı. Yönetmelikteki bu değişikliğe, Kültür Bakanlığı Hukuk Müşavirlı- ği'nin, "Koleksiyonculann üçüncü kişilerden tasnif %e tescile tabi korun- ması gerekli taşınır kültür \e tabiat \ariigi satın almalan mümkün gö- riUmemektedir" görüşü dayanak oluşturdu. Hukuk Müşavırliğı, arke- olojik eserlerin almıp satılmasının yasaklanması gerektiği görüşünün gerekçesinı şöyle açıkladı: "2863 sayıh kanunun 24/1. madde- sinde. 'Devlet malı niteliği taşıyan ko- runması gerekli taşınır kültür ve ta- biat \arhklannm devlet elinde ve müzelerde bulundurulması ve bun- lann korunup değerlendirilmesi dev- lete aittir. Bu gibi varlıklardan ger- çek ve tüzelkişilerin ellerinde bulu- • Koleksiyonerlerin "arkeolojik eserlerin" de alınıp satılabilmesi için yaptıklan baskı meyvesini veriyor. Kültür Bakanlığı tarihi eserlerin satışını yasaklayan yönetmeliği değiştirmeye hazırlamyor. nanlar, değeri ödenerek bakanlık ta- rafından satın alınabilir' hükmüyer almaktadıı. Bukanun hükümlerinin birlikte vtırumlanmasından. 'tasnif ve tescile tabi' korunması gerekii kül- tür vetabiatvarhklannın sadece'Dev - let müzeleri' tarafından alınabilece- ği sonucu çıkmaktadır." Hukuk Müşav irhgi'nin bu görüşü doğrulrusunda yapılan "arkeolojik eserlerin aunıp satılamayacağı'' yo- lundaki yönetmelik değişikliğinin ardından. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü de, ilgili kurumlara gön- derdiği yazısında, 2863 sayılı yasa- da belirnTmiş olan korunması gerek- li kültür ve tabiat varlıklanndan. "devlet mah nheiiğj" taşıyanlardan "arkeolojik nitelikli" görülenlerin, "bulana veya sahibi olduğunu iddia edene" birbelge ile iade edilmesinin mümkün olmadığını bildirdi. Genel Müdürlük, yazısında, yö- netmelik değişikliği sonu- cu, koleksiyonculann "ar- keolojik nitelikli" kültür varhklannın koleksiyomı- nu yapamayacaklannı ve Hukuk Müşa\nrliği görüşü doğrulrusunda, üçüncü ki- şilerden "tasnif ve tescile tabi" korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlığı satın alamayacaklannı vurguladı. Ancak geçen yıl yapılan bu yö- netmelik değişikliğinden hoşnut ol- mayan özel koleksiyoncular, Kültür Bakanlığı üzerindeki baskılanm yo- ğunlaştırdılar. Bakanlık, şu sıralar. kendi çıkardığı yönermelikte. arke- olojik eser alınıp satılmasına olanak sağlayacak yeni bir değişikliğe ha- zırlamyor. Nerede kalmıştık? 'Uluslararası Tahkim' (MAI) 'numarası' yüzünden 'adlîkapitülasyonlar'm, nasıl hortlatıldığında mı? De- mıştim ki, 'burada hiç akıldan çıkanlmaması gereken en önemli şey, 'müteahhitfırmalar'm, 'ecnebi serma- yeii 'çokuluslu şirifetler" olacağı, dolayısıyla 'adlika- pıtülasyon'un 'hortlatılması'ön, bir; Lausanne'de, Türkrye Cumhuriyeti'nin ölümüne mücadele ederek elde ettiği 'adlî istiklâl-i tam'ın hırpalanmasıdır, iki; ve eklemiştim: '... yine de geriye, mûcib-i merak iki nokta kalıyor: al'Bu soygun ve yağma çan\ının nasıl işlediği?' b/ 'Bu anti/emperyalist tavn, hangi kalemin ortaya koyduğu?' Son cümle aynen şu: 'Ikincisi, birindsini açıklaya- caktır'; şimdi ister misiniz, önce 'ikincisi' 'birindsini açıklasın', sonra da ben, birincisi'n\ açıklayayım. 'Bu bir aldatmaca ve yutturmaca...' "... bu soygun ve yağma çarkı, bakınız nasıl iş- Ityon müteahhitJer, sözîeşmeye uysun veya uyma- sın, birtakım parasal taleplerde bulunuyorlar, ki bu tatepler bazen ihale bedelinin iki üç misline kadar varabilmektedir. Bu talepler üzerinde uyuşmazlık söz konusu oluyor ve sözleşmeye göre, tahkim'e gidilryor..." "... fakat bundan sonrası, tam bir 'danışıklı dö- vüştür. Idare bir hakem(!) seçiyor, müteahhrt bir hakem(!) seçiyor, sonra bu iki hakem, birlikte, üçüncü bir 'tarafsız' hakem seçiyorlar. Işte böyle seçilen ve ne hikmetse, kararlannı hep idâre aley- hine veren hakem heyetinin kararlanna, daha ön- ce belirtilen içtihadı birieştirme' karanna kadar, her iki tarafın da usulî itirazlar dışında uymak ve bunlan uygulamak mecburiyeti bulunuyordu..." "... ne zaman ki Yargıtay bu oyunu bozdu, işte o günden beri hırstz ve soyguncu müteahhitler ile işbirlikçi bakan ve bürokratlar, önceden tezgâh- lamış olduklan ve kimin alacağı çok önceden bel- li olan ihaleteri, müteahhrt lehine ve ıdare aleyhi- ne sonuçlandırmak için ihale sözleşmelerindeki tahkim maddesi'ne, 'uyuşmazlık halinde ulusla- rarası tahkime gidilir' ibaresini koymak suretiyle, Yargrtay'ı devre dışı bırakıyorlar..." "... oysaki, bütün ihalelerde ve uluslararası Mü- teahhitler Birliği'nin (FDIC) 'İhale Esaslan' krtabın- da da, 'hakem kararlannın, bulunduklan ülkenin kanunlanna uymak mecburiyeunde olduğu' kabul edilmektedir..." "... bu utanç verici hırsızlık, arsızlık ve yolsuz- luğu 'kapatmak' için de, bahane olarak, güyâ mü- teahhrt firmalannın ve onlann ortağı olan yaban- cı şirketlerin, bu projeler için yabancı dış kredi bu- labilmeferinin 'uluslararası tahkim' şartna bağlı ol- duğu, yalanı ortaya sürülüyor. Gerçekte ise, bu tam anlamıyla bir aldatmaca ve yutturmacadır. Çün- kü bugüne kadar, 'uiuslararası tahkim şart hiç aran- maksızın, yabancı şirketler ihalelere girmişlerdi. Söz gelimi 1. ve 2. Boğaz köprüleri ile otoyollar bu şart olmadan kredisi temin edilmiş ihalelerdir..." (Yeni Hayat. Mart 1999, sayı 53.) Nasıl, beğendiniz mi? şasırtıcı olmayan şudur... Tabıi, bu arada, "Hırsızlığı 'Tahkim' Etmek/Ad- lî Kapitülasyonlann öteki Yüzü" başlıklı yazı- nın, "Yeni Hayat" dergisinde yayımlandığını açıkla- mış oldum; yazan Hanitl Attaş! Herhangi bir 'ulusal' sosyalistin. hatta komünistin gözünü kjrpmadan altı- na imzasını atabilecegi, bu 'yurtsever' yazının yaza- n, Türkçü' bir aydındır, 'Yeni Hayat' ise, bildiğiniz gi- bi, 'Türkçü' bir dergi! Bu tavır, geleneksel Türkçülü- ğün, 'Mazlum MilletlerEntemasyonal'\ ve 'Müdafaa- i Hukuk Platformu' ile 'kaynaşmış', anti/emperyalist tavndır ki; 'Sistem'in, gün geçtikçe, içine bir yılan gi- bi daha çok çöreklenmeye çalıştığı, ülkemizdeki; 'Ulu- sal Solculuğun' ya da 'Ulusal Güçbirtiği'nin, açık se- çik -ve ınkârı ımkânsız- bir örneği olarak beliriyor. Bu, 'Ulusal Savunma'nın, hem zorunlu geregi, hem ka- çınılmaz sonucudur. Gâzi, 'Kuva-yı Millrye' ve 'Müdafaa-i Hukuk' te- rim ve kavramlannı açıklamaya çalışırken; son dere- ce etkileyici ve aydınlatıcı konuşmuştur. Anadolu Ih- tilâl ve Inkılâbı'nın, koşullannı ve aşamalannı kurca- larken, EnverZiya Bey'in (Karal) yaptığı derlemede. o metinleri bulmuş, bir söyieşı yazmıştım; başlığı, şuy- du: "Ulusal Savunma Kavramı: Müdafaa-i Hukuk!" (Dünya, 18 Ocak 1979). Gâzi'nin o açıklaması, bu ya- zıda yer alıyordu: "...milletin birliğini yaratan ve istanbul'un için- de bulunduğu koşullara (işgal) rağmen bu birliği dahilde ve haricte göstermeye yönelik bir amaç- la yapılan örgüttenme, yalnız Kuva-yı Milliye'den ibaretdeğildir...' 1 "...Tam tersine, bütün memlekette, memleke- fn en uzak köşelerinde bile, meydana gelmiş; doğrudan doğruya yasal ve uygar bir örgüttür ki, ona Müdafaa-i Hukuk Örgütü (Teşkilâtj) diyoruz. Onda silâh söz konusu değildin belki uygar, top- lumsal ve genel bakımdan sh/asal bir dernek (ce- miyet) demektir..." "...işte merkezde (tstanbul'da) merci bulamayan ordu da, elbette bir taraftan korunmak, yönetil- mek, yöneylendirilmek (sevk-ü-idare) gereğini du- yuyordu ve böylece Müdafaa-i Hukuk Örgütü, Si- lahlı Kuvvetleri de içine almış bulunuyordu..." (Ma- yıs 1920). Şasırtıcı olmayan şudur: Türkiye, son elli yılın gir- dabına kapılmış, inançsız politikacılann elinde, Sev- res sath-ı mailine, her gün biraz daha sürükleniyor- du; aralanndaki uyuşmazlıklar, fikir aykınlıklan ne olur- sa olsun, bu toprağın çocukları; günün birinde mut- laka, 1919'un ateşli dürtüsünü içlennde duyacak, ona uyacaklardı: gündelik siyaset soytanlan, havanda su döverek, milleti nasıl gargaraya getireceklerini düşü- nedursun; farkında mısınız, memleketin dört bir ya- nında, oyılların büyüleyici 'bağımsızlık gülleri' açıyor: 'Ulusal Sola Katkı' dergisinden söz etmiştim; gör- düğü ilgi, beni de şaşırttı; 'Yeni Hayat'ın göreceği il- gi, daha aşağı olmayacaktır; ya 'Kuva-yı Milliye' der- gisine ya 'Müdafaa-i Hukuk' dergisine ne dersiniz? Bu dergiler, 'Yıldız, Hilâl ve Kalpak' aydınlannm, ta- rihi görevlerine sahip çıktıklannı; 'Kemal'in ve 'Gali- yefin meş'alesini devraldıklannı göstermiyor mu? Bu meş'ale sönmez, çünkü 1917'de ve 1919'da baş- lamıştır, her iki tarafta, 'ateşi ve ihaneti görmüstür1 ; elbette, ebediyete kadar sürecek!.. Meraktısı için not: Kitaplığımızda Mir Seyit Sul- tan Galiyef rafındaki eserler, çoğalıyor. Yayıncılann bu ilgisi, hiç kuşkusuz, okuriann ilgisinden doğmaktadır. Bu ilginin, gün günden yoğunlaşıp artması, sevinile- cek bir şey! Son kitap, Oğuz Şaban Duman'ın eseri, adı 'Do- ğu/Batı Meselesi ve Surtan Galiyef, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı tarafından yayımlanmış; 'Sultan Galiyef ve Bizdeki Takipçileri' başlıklı, ilginç bir bö- lümü var; ayrıca, Galiyef'in makalelerinden ve sa- vunmalanndan, hayli uzun ve etraflı örnekler veriliyor... http:// www. prizma.net tr/ AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear