10 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4NİSAN1999PAZAR 14 KULTUR Metin And, Osmanlı Tiyatrosu ve Güllü Agop'un bilinmeyen yönlerini gün ışığına çıkanyor 'Gerçek bir tiyatro adamıydı'FECtR ALPTEKtN Araştırmacı. eleştınnen, yazar Metin And'ın ilk kez 1976 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınlan'ndan çıkan 'Osmanh Tiyatrosu' adlı ki- tabının ikinci baskısı Dost Kitabevi tarafindan ya- yımlandı. Türk tiyatrosunun miladının Muhsin Er- tuğrul'la değil, Ermeni asıllı GüHü Agop'un kur- duğu Osmanlı Tiyatrosu'yla başladığma inanan And. bu kitapta Osraanlı Tiyatrosu ve Güllü Agop'un bilinmeyen yönlerini gün ışığına çıkanyor. Osmanlı Tiyatrosu'nun, yazarlan kucaklayışı, profesyonel oyunculannın sanata adanmışlığı ve repertuvar zenginliğıyle günümüz tiyatrosuna ör- nek olması gerektiğini savunan And, kitabın içe- riği, Güllü Agop. Muhsin Ertugrul ve yayıma ha- zırladığı yapıtlanna ilişkin sonılanmızı yanıtladı. Osmanlı Tiyatrosu adlı bir tophıhık - Osmanh Tiyatrosu'nun 23 yıl sonra yeniden ya- yunlanmasına karar sermenizde rol oynayan etken- İer nelerdi? 1950'lerden günümüze degin kırkın üzerinde kjtabım yayımlanımştı. Bunlann hemen hepsi yıl- larca önce tükenmış, bir daha da basılmamışlardı. Birkaç yaymevı bu kitaplann yeni baskılannı yap- mak için başvurmuşlar. ancak bu kitaplann yeni baskılan için ek çalışmalar yapmak gerekiyordu. Ne var ki günümüzde çalışma konulanm değişti- ği için bunlara dönmek konusunda isteksizdim. Şimdilik bunlardan yalnız 1976'da ilk baskısı ya- pılan Osmanlı Tiyatrosu'nun yeni baskısının ya- pılmasını kabul ettım. Bunun üç nedeni var. Önce bu bir monografıydi, herhangi bir ek çalışmayı ge- rektirmiyordu. İkinci neden, bu bir fakülte yayı- nıydı, çok az sayıda basılmış, onlann çoğu da el- den dağıtılmış, hemen hemen hiç satışa çıkanlma- mıştı. bu bakımdan da konuyla ilgihlerin gözün- den kaçmıştır. Üçüncü neden en önemlisidir: 1999 yılı Osmanlı devletinin kuruluşunun 700. yıldönü- müdür. Bu kitabın başlığında da Osmanlı sözcü- ğü bulunduğu için bu yılda yayımlanması uygun düşmektedir. Her ne kadar kitabın adı Osmanlıla- nn tiyatrosu anlamında olmayıp, daha çok adı Os- manlı Tiyatrosu olan bir tiyatro topluluğunun üze- rine olsa da. - Osmanlı Tiyatrosu kitabının ikinci baskısında herhangi bir değişiklikya da ek çalışma yapıldı mı? Bu kitap kendi içinde yeterii olduğundan ek ça- • Türk tiyatrosunun miladı Güllü Agop'un Osmanlı Tiyatrosu'yla başlar. Eğer biraz ilgilenselerdi göreceklerdi ki Osmanlı Tiyatrosu günümüzdeki tiyatronun çok ilerisindedir. hşmalar yapılmamış, ancak çok uzun bir önsözde Osmanlı Tiyatrosu'nun günümüz tıyatrolannda bile eksikliği duyulan çağdaş özellikleri göstenl- miştir. Bir de kitabın sonuna uzunca 'Ermenfler ve Ermeni Sorunu' başlıklı bir ek bölüm konmuştur. Metinde bir iki yerde değişiklik yapılmıştır. An- cak en önemli fark, ilk baskıda hiç resim yokkeıi bu baskıya fotoğraf ve el ilanlanndan oluşan uzun bir albüm eklenmiştir. En büyük değişiklik de bu albümdür. Güllü Agop tiyatro için çok yönlü çalışfa -Güllü Agop ve Osmanh Tiyatrosu'nun, Türkti- yatrosunun gelişim sürecindcki önemini ve katkı- lannı değerlendirir tnisiniz? Güllü Agop. her bakımdan gerçek bir tiyatro adamıydı. Bir Osmanlı tiyatrosu kurmak ıçın çok yönlü bir çalışma yapmıştır. Devlet adamlanna yaklaşmış, onlann yardımlannı sağlamış, basınla ilişkilere ve yazarlarla sıkı işbirliğıne girişmiş, ka- dın ve erkek oyunculan tiyatrosuna çekmiş, ayn- ca gazetede duyuru ile Müslüman oyunculan da tiyatroya kazandırmıştır. En önemlisi seyırci çek- mek için abone yöntemi kullanmış, devlet ileri ge- lenlerinin hazır bulunduğu gala gösterimleri düzen- lemiş, aynca Müslüman kadınlann erkeklerle ay- nı zamanda göstenmleri izlemeleri için kafesli böl- meler yaptırmıştı. Aynca seyircinin tiyatroya ya- bancılık duymaması için yazarlarla ışbirliği yapa- rak halkın yakından tanıdığı Binbirdirek, Leyla ve Picasso 'nun adı bu kez Citroen 'in 2000'depiyasaya çıkacakyeni ürününe veriliyor 1944 yılında Paris'te arkadaşı Picasso'yu görüntüleyen Bresson, ünlü sanatçının adının görüşkrinin tersine ticari bir amaçla kullanılmasına karşı çıkıyor. 'Picasso'yu pervasızca kullanmak' Mecnun, Tahir ve Zühre gibi popüler halk hikâye- lerini oyunlaştmp oynattı. -Osmanh Tiyatrosu'nun, Bab tiyatrosuna pekta- nıdık obnayan bir toplumda kısa sürede büyüme- sinin sım neydi sizce? Aslında bunun yanıtı bütün kitap boyunca ve- rilmektedir. Yalnız Batı ile tanışıklık eksikligi de- ğil, fakat bu toplumda oyun yazan, seyirci, oyun- cu ve sahne teknikerleri yokken kısa sürede bun- lann hepsinin yokluğu giderilmiştir. Dünya tiyat- ro ve gösterim sanatlan tarihini çok iyi bilen biri olarak belirtiyorum; hiçbir dönemde, hiçbir top- lumda bunun bir benzeri yoktur. Denilebilir ki hiç yoktan çok yetkin bir ulusal tiyatro yaratılmıştır. - İki toplumun birden insaru olmak, tiyatro adı- na >erdiği mücadelede Güllü Agop'un önünene gi- bi engeller çıkardı? Güllü Agop bir denge ustasıdır. Kendi Ermeni toplumu onu Türkçe oyun oynadığı için dışlamış- tır. Ancak Türkçe oyunlar oynamak üzere rakip ta- nımayan tekel imtiyazınm yanı sıra Ermenice oyun- lar da oynuyordu. Müslüman kesim için en önem- li tiyatro mevsiminın ramazan olmasına karşm Er- meni yortulannda da Ermenice gösterimler veri- yordu. Bu arada Osmanlı Tiyatrosu'nda Bulgarca ve Rumca gösterimler de verilmiştir. Güllü Agop böylece iki toplum arasında bir denge cambazı gı- biydi. Yaşamının son yıllannda saraya alınmış, ay- nı yıllarda Müslüman olmuş, adı Agop'un Türk- çesi Yakup olmuştur. Yannın tiyatroculannı korumak için.» - Türk tiyatrosunun mttadnun Muhsin Ertuğrulia değü. Güllü Agup'unkurduğuOsmanb Tiyatrosu'yla başladıgını belirtiyorsunuz. Peki Güllü Agop'un ti- yatroya katkılarının bugüne dek göz ardı edilmesi ve Muhsin Ertuğrul'un ön plana çıkanlmasuu han- gi nedenlere bağlıyorsunuz? Aydınlanmız ne yazık ki eskiyle pek ilgilenmi- yor. Eğer Osmanlı Tiyatrosu ile biraz ilgilenseler- di, göreceklerdi ki Osmanlı Tiyatrosu günümüz- deki tiyatronun çok ilerisindedir. Ödenekli tiyat- rolara göre çok daha ilerde bir durumdadır. Özel- likle aydınlanmızın çok tuttuğu Muhsin Ertuğ- rul'un da ilerisindedir. Nedense aydınlanmız Muh- sin Ertugrul'u tek adam kabul etmişler. her şeyin ondan kaynaklandığına inanmışlardır. Oysa Os- manlı Tiyatrosu her bakımdan Muhsin Ertuğrul'un çok önündedir, onun düşünemediği pek çok şeyi gerçekleştirmiştir. - Muhsin Ertugrul üzerine bir monografi yayımlamaya ha- zırlanıyorsunuz. Bu monogra- fiylt aydıniatmayı amaçladığı- nız noktalardan kısaca söz eder misiniz? Bırtakım yanlış yorumlar ol- muştur. Muhsin Ertuğnıl be- nim çok eski bir dostumdur. Nitekim bende bir dosya var: Muhsin Erruğrurun bana yaz- dığı mekruplar, bunlann hepsi 'Sevgili Metin' diye başhyor. 'Sevgili Metin' olmak başka. Muhsin Ertuğrulun Türk ti- yatrosuna en zararlı kişi oldu- ğuna inancım başka bir olay. Bu ikisini bırbırine kanştırmı- yorum. Ne var ki Muhsin Ertugrul hayranlanna gelince, onlannki duygusaldır. Çoğunun yazdığı oyunu ya da çevirisini sahneye çıkarmış, oyunculara ilk sah- neye çıkma firsatını tanımış. bu gibi bireysel yakınlıklarla Muh- sin Ertuğrul'u eski esnafta ol- duğu gibi kendilerine pîr seç- mişlerdir. Tiyatroda her şeyin onunlabaşladığına inanmışlar- dır, tiyatroya bir çeşit milat ol- muştur. Oysa onun getirdiği ti- yatro ömeğinde seyirci günü- müzde moda olan deyişle inte- raktiflikten yoksun pasif bir se- yirci, oyunlar bellı kanıksan- mış modeller üzerine oyunlar- dır. Sesinden başka bedeninin dilini kullanamayan modası geçmiş bir oyunculuk anlayışı, mekânı ve tiyatronun 13 dilini kullanamayan bir sahne esteri- Kültür Servisi -Geçen ağus- tos ayında fotoğrafın büyük us- tası Henri Cartier- Bresson, Le Monde gazetesinin sayfalannı açtığında gördükleri karşısında hayretler içinde kaldı. Gazete- nin sayfalannda yer alan iki re- simdi Bresson'u şoke eden. Fo- toğraflardan bıri ünlü ustanın yakın arkadaşı Pablo Picas- so"nundu; digeri ise son model bir arabanın... Citroen' m Xsara Picasso adlı yeni modelı. büyük sanatçının sadece admı değil imzasını da taşıyor. Citroen firmasmın Pi- casso'nun oglu Claude'a, her ne kadar miktan açıklanmasa da yüklüce bir telif verdiği her- kes tarafindan bilinen bir gerçek. Henri Cartier-Bresson. Le Monde'un sayfalannda yer alan bu fotoğraflar üzerine Claude Picasso'ya 'özel' bir mektup göndermiş olsa da henüz bir ce- vap alabilmiş değil. Bunun üze- rine ünlü fotoğrafçı, oldukça sivri dille yazılmış bir mektubu Guardian'dayayımladı. 'Sevgi- fi Claude' diyebaşlayan mektup, Picasso'nun oğlunu azarlaya- rak sürüyor, onun Picasso gibi dahi bir ressama yakışan bir ev- lat olmadığını dile getirerek so- na enyor. Birçok kişi Bresson'un mek- tubunun çok sert bir dille yazıl- • Citroen'in yeni modelinde Picasso'nun hem ismi hem de imzası yer alacak. Firma ünlü sanatçının oğlu Claude'a yüklü bir telif ödedi. Picasso'nun arkadaşı Henri Cartier-Bresson da sivri dille yazdığı ve Guardian gazetesinde de yer alan mektubunda Claude'u eleştirerek babasına yakışmayan bir evlat olduğunu belirtti. mış olduğunu düşünüyor. Citro- en firması ise Picasso'nun adı- nm araba dünyasında yer alma- sını oldukça doğal olarak kar- şı lıyor. Citroen'in Picasso'nun adını verdiği yeni ürünü, 2000 yılında firmanın sergi mekânla- nnda yer almaya başlayacak. Görüşlerinin tam tersi Picasso, özel teşebbüse inan- mayanbirkomünistti. Kuşkusuz adının son model bir arabaya verilmesi, ünlü sanatçının ke- miklerini sızlatıyor mezannda. Picasso ile aynı politik görüşle- ri savunan Henri-Cartier Bres- son için Claude'ın bu son numa- rasıyeniliryutulurcinsten değil. Picasso'nun adının, onun fikir- lerinin tam karşıtı bir biçimde, ticari bir amaçla kullanılması- na gönlü razı olmuyor Bres- son'un. Ünlü fotoğrafçı. Cla- ude'u. Picasso'nun kim oldu- ğunu bilmemek ve anlamamak- la suçluyor. Claude Picasso'nun yaptık- lan sadece Bresson tarafindan eleştirümıyor. Picasso'nuntoru- nu Marina; amcasınrn yaptıkla- nru rezalet olarak nıtelendiri- yor: "Büyükbabamın adının sı- radan bir arabanın sanlmasına aracılık etmesini kesinlikle ka- bul edemhorum.'" Picasso'nun erkek torunu Bernard Ruiz Pi- casso da Picasso'nun haklan- nın yönetimini elinde tutan Cla- ude'u onaylamıyor. Picasso'nun Françoise Gi- lot'la yasak ilişkisınden dünya- ya gelen Claude ve Paloma Pi- casso'nun babalanyîa hayli kar- maşık bir ilişkileri vardı. Claude Picosso, babasının isminın hak- lannı gelişigüzel dağıtırken Pa- loma, Picasso imzasıyla moda dünyasının ikonu durumunda. Picasso'nun Claude ve Palo- ma'dan başka iki çocuğu daha bulunuyor. İlk eşi Rus balerin Ol- ga'dan Paulo ve Marie-Therese Watter'la ıhşkisinden dünyaya gelen Maya... Picasso'nun ölü- münden iki yıl sonra. 1975'te si- rozdan ölen Paulo'nun ise Ma- rina ve Bernard adlı iki çocuğu bulunuyor. Claude ve Paloma Bu kadar çok mırasçınm, 260 milyon dolarhkmirasın ve 35 bin dolardan fazla değerbiçilen re- simlerin, çizimlerin, baskılann, heykellerin ve keramiklerin yer aldığı bir miras söz konusu ol- duğunda tartışmanm olmaması da elbette mümkün değil. Pi- casso'nun mirasından en büyük pay dul eşi JacqueKne'e gittiy- se de bu girişim çocuklan ve torunlan tarafindan engellendi. Picasso'nun torunu Marina ve Bernard, mirasın yüzde be- şıni almaya hakkazanırken Ber- nard, sanatçunn heykel stüdyo- sunun \e Normandiya'daki şa- tosunun. Manna ise Fransa'nın güneyindeki evinin sahibi. Ma- ya, Claude ve Paloma ise mira- sın yüzde onunu ellerinde tutu- yor. Fakat Claude ve Paloma Pi- casso'nun diğer mirasçılardan farklı olarak ünlü sanatçının is- mini finansal bir kaynak olarak kullanıyor olmalan herkes ta- rafindan eleştiriliyor. Claude ve Paloma ise her firsatta Picas- so'nun çok özel bir baba oldu- ğunu dile getiriyor. Claude ve Paloma, Picas- so'nun adını onun ölümünden bu yana kullanıyor. Claude. bü- yük ustanın imzasının 140 ülke- de kullamlabilmesi için onay vermiş durumda. 1995 yılında Chicago'da golf giysileri üre- ten bir firma ile anlaşarak Picas- so'nun imzasını tekstil sektö- rüne sokması. büyük sanatçı- nın çoğu hayranı tarafindan hoş karşılanmadı. Claude Picasso, sanınz her geçen yıl Picasso admı taşıyan 'garip' üriinlerle ünlü sanatçının hayranlannı şaşutacağa benzi- yor. g Bu yaratıcı olmayan tiyatro anlayışından da kişiliksiz, kim- liğini bulamamış bir tiyatro. Aslında kitabımda bütün bun- lardan Muhsin Ertuğrul'un ne- den sorumlu olduğukanıtlany- la gösterilecektir. Aslında ki- tabım, kendi kuşağım ve bana yakın kuşaklar için yazılmıyor. Onlann inancı değişmez, de- ğişse de bundan sonra bunun pratik bir yaran da yoktur. Ki- tabın gerçek okuru, Muhsin Er- tugrul efsanesinden korumak istediğim yannın genç riyatro- culandır. Kitabın adı da Muh- sin Ertugrul ya da Türk Tryat- rosunda Tek Adam Sendromu olacak. - Osmanlı Tiyatrosu, bu yıl yayuniayacağınızserinin beş ki- tabuıdan biri. Serideyw alan di- ğer yapıtiarhakkında biraz bil- gi verir misiniz? Geçen yıl Akbank Yayınla- n'ndan çıkan 300 renkli min- yatürlü Minyatüıierie Osman- h-İsiam Mitokıgyası, Şakir Ec- zacıbaşı'mn destek verdiği hem lngilizce hem Türkçe Osman- h Minyatürierinden Seçmeler Albümü, Iş Bankası Kültür Ya- yınlan için Osmanh Tasvir Sa- natları ve Çarşı Ressamları, Kreativ Yayınlar'dan KırkGün KırkGece. Osmanlı'da Şenlik- ler-Törenler-Düğünler- Geçit Alayian, bir de hem Fransızca hem Türkçe Operada, Balede, Tiyatroda Kanuni Süleyman İmajı. İstanbul'da napoliten ezgtter • Kültür Servisi - Figli Di Un re Minore (Küçük Kralm Çocuklan) topluluğu yann akşam saat 19.00'da Italyan Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda bir konser verecek. Italyan Kültür Merkezi ve Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin desteğıyle gerçekleşen konserde napoliten müziğinden örnekler yorumlanacak. Kültür ve edebiyat dergisi( E' çıktı • İSTANBUL (A.\) - Ayhk kültür ve edebiyat dergisi " E " yayın dünyasına katıldı. Genel Yayın Yönetmenliği'ni şair Âdnan Özer'in yaptığı derginın sloganı "Önce yaşama hakkı, sonra edebiyat" olarak belirlendi. tlk sayısına genç kuşak yazarlanndan Aslı Erdoğan'ı kapak yapan " E " dergısinde. Cahit Tanyol, Hilmi Yavuz, Mehmet H. Doğan. Özdemir Ince, Emin Karaca, Necati Güngör, Tuğrul Tanyol. Adnan Özer, Semih Gümüş, Metin Celal, Oktay Taftalı, Hasan Öztoprak, Salih Bolat, Sarp Bengü ve Serdar Çelik yazılanyla, Nihat Behram, Tuğrul Tanyol ve Uğur Akteş şiirleriyle, Hasan Uygun da bir öyküsüyle yer alıyor. Derginin ismi E harfinin çağnştırdığı edebiyat, eleştiri, estetik, entelektüelizm vb. bütün değerlere dayanıyor. Derginin ilk sayısında, "Ahmed Arif'in Bilinmeyen Mektuplan", "Yazann Meclis'te îşi Ne?", "Türkçede Kirlenme". "Edebiyatta ldeolojik Egemenlik Kurmaya Çalışanlar" ve "Orhan Pamuk Okunmadan mı Yargılanıyor?" başlıklı yazılar yer alıyor Emin İgüs Grup Konseri • Kültür Servisi - Emin İgüs Grup Konserleri sürüyor. Emin İgüs (vokal, bağlama), Ahmet Y. Özbilen (vurmalı çalgılar. vokal) ve Tugay Başar'dan (vurmalı ve nefeslı çalgılar, vokal) oluşan topluluk 10 Nisan Cumartesi günü saat 19.00'da Ortaköy Afıfe Jale Sahnesi'nde müzikseverlerle buluşacak. (260 09 35) Şehir liyatroları'nda Huzur'un son temsilleri • Kültür Servisi - fstanbul Şehir Tiyatrolan'nda sahnelenen Huzur adlı oyun son kez 7-11 Nisan tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertugrul Sahnesi'nde izleyicilerle buluşacak. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yazdığı ve Kenan Işık'ın yönettiği oyun 2. Dünya Savaşı öncesi Istanbul'unu ve insanlann yaşamlanndaki değişımleri konu alıyor Sanatçı portreteri sepgisi • Kültür Servisi - Yapı Kredı Kâzım Taşkent Sanat Galerisi 7-28 Nisan tarihleri arasında Sanatçı Portreleri sergisine evsahipliği yapacak. Sergi, sanatseverleri Türkiye'nin kültür ve sanat yaşamında iz bırakmış yüzler arasında bir bellek yolculuğuna çıkartıyor. Izleyiciyi sanatçılar arasındaki dostluklara ortak eden sergide Cahide ^ Sonku, Ibrahim Çalh'nın; Ahmet Haşim, Namık Ismail'ın; Aşık Veysel, Avni Arbaş'm; Sabri Berkel Mehmet Güleryüz'ün çizgileriyle ulaşıyor günümüze. CRR'de oda müziği konseri • Kültür Servisi - Tanınmış akademisyen ve sanatçılardan Çiğdem lyicil (keman) ve Dilek Yonat Batıbay (piyano), Cenevre Solistleri'nin kurucusu ve şefi Daniel Grosgurin'in eşi Ferhan Grosgurin (viyolonsel) yann akşam CRR'de bir oda müziği konseri verecekler. Yann saat 19.30'da gerçekleşecek olan konserde Haydn, Faure ve Mendelssohn'un yapıtlan yorumlanacak. Nurdan Gürbilek'ten 'Ev ödevr • Kültür Servisi - Nurdan Gürbilek'in yeni kıtabı 'Ev Ödevi' Metis Yayınlan'ndan çıktı. Defter ve Virgül dergilerinde çıkan yazılanyla tanınan Gürbilek, daha önce yayımlanan 'Vitrinde Yaşamak' ve 'Yer Değiştiren Gölgesinde' adlı yapıtlannda olduğu gibi, Türkiye'nin son 20-30 yılı içine alan dönem boyunca geçirdiği kültürel değışim ve Türkçe edebiyat konulan üzerinde duruyor. Oguz Atay. Latife Tekin, Tezer Özlü. Yusuf Atılgan, Bilge Karasu, Vus'at O Bener gibi Türkçe edebiyatının önemli eserlerinin yer aldığı kitapta denemelerin ilgi alanı edebiyat eleştirisinin sınırlannı aşıyor. Gürbilek, bu isimlerin yazdıklanna bakarken onlann öykü, roman ya da anlatılannın satır aralannda dolanırken aslında Türkiye'de birbirini takip eden birkaç kuşağın evle, ana-babayla, dil ve yazıyla ilişkisini anyor, bu yolla bir öykü oluşturmaya çalışıyor. Horeal 1 sergisinde 8 sanatçı • Kültür Servisi- Nelli Sanat Evi, yüzyıllardır evrensel bir dil olan çiçek temasından yola çıktığı Floreal 1 sergisinde 8 sanatçının apıtlannı bir araya getiriyor. Nellı Ga\riyeloğlu'nun küratörlüğünü üstlendiği sergide Bilge Alkor, Mustafa Altıntaş, Tomur Atagök, Nurullah Berk, Abidin Dino, Suzy Hug-Levy, Zeki Faik tzer ve Yavus Tanyeli çiçek temasını değişik yöntemlerle ele alıyor. Sergi 6 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında görülebilir. Özkan Meıfin kendi sesinden şürler • Kültür Servisi - Yeni Dünya Müzik ve Yayıncılık tarafindan yayımlanan 'Kendi Seslerinden Şiirleriyle Şairlerimiz' dizisine Isveç'te yaşayan Ozkan Mert'in kendi şürlerinden oluşan •Dinle Ey Kalbim' adlı kaset de katıldı. 1968 kuşağının en çok beğenilen şairleri arasında bulunan Özkan Mert'in okuduğu şiırler arasuıda "Diren Ey Kalbim', 'Işte Hayat. Işte Ölüm ve Tanh'. "Kalbim. Ateş Altında', 'Düşlerinı Masmavi Yüreğini Ateşli Tut', 'Ben Savaşçı Değil Gül Yetiştiriciyim', 'Sevgilim Lund' ve 'Bir Dünyalının Notlan' yer alıyor. Nurullah Berk'in yapıti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear