Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4NİSAN1999PAZAR
14 KULTUR
Metin And, Osmanlı Tiyatrosu ve Güllü Agop'un bilinmeyen yönlerini gün ışığına çıkanyor
'Gerçek bir tiyatro adamıydı'FECtR ALPTEKtN
Araştırmacı. eleştınnen, yazar Metin And'ın ilk
kez 1976 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Yayınlan'ndan çıkan 'Osmanh Tiyatrosu' adlı ki-
tabının ikinci baskısı Dost Kitabevi tarafindan ya-
yımlandı. Türk tiyatrosunun miladının Muhsin Er-
tuğrul'la değil, Ermeni asıllı GüHü Agop'un kur-
duğu Osmanlı Tiyatrosu'yla başladığma inanan
And. bu kitapta Osraanlı Tiyatrosu ve Güllü Agop'un
bilinmeyen yönlerini gün ışığına çıkanyor.
Osmanlı Tiyatrosu'nun, yazarlan kucaklayışı,
profesyonel oyunculannın sanata adanmışlığı ve
repertuvar zenginliğıyle günümüz tiyatrosuna ör-
nek olması gerektiğini savunan And, kitabın içe-
riği, Güllü Agop. Muhsin Ertugrul ve yayıma ha-
zırladığı yapıtlanna ilişkin sonılanmızı yanıtladı.
Osmanlı Tiyatrosu adlı bir tophıhık
- Osmanh Tiyatrosu'nun 23 yıl sonra yeniden ya-
yunlanmasına karar sermenizde rol oynayan etken-
İer nelerdi?
1950'lerden günümüze degin kırkın üzerinde
kjtabım yayımlanımştı. Bunlann hemen hepsi yıl-
larca önce tükenmış, bir daha da basılmamışlardı.
Birkaç yaymevı bu kitaplann yeni baskılannı yap-
mak için başvurmuşlar. ancak bu kitaplann yeni
baskılan için ek çalışmalar yapmak gerekiyordu.
Ne var ki günümüzde çalışma konulanm değişti-
ği için bunlara dönmek konusunda isteksizdim.
Şimdilik bunlardan yalnız 1976'da ilk baskısı ya-
pılan Osmanlı Tiyatrosu'nun yeni baskısının ya-
pılmasını kabul ettım. Bunun üç nedeni var. Önce
bu bir monografıydi, herhangi bir ek çalışmayı ge-
rektirmiyordu. İkinci neden, bu bir fakülte yayı-
nıydı, çok az sayıda basılmış, onlann çoğu da el-
den dağıtılmış, hemen hemen hiç satışa çıkanlma-
mıştı. bu bakımdan da konuyla ilgihlerin gözün-
den kaçmıştır. Üçüncü neden en önemlisidir: 1999
yılı Osmanlı devletinin kuruluşunun 700. yıldönü-
müdür. Bu kitabın başlığında da Osmanlı sözcü-
ğü bulunduğu için bu yılda yayımlanması uygun
düşmektedir. Her ne kadar kitabın adı Osmanlıla-
nn tiyatrosu anlamında olmayıp, daha çok adı Os-
manlı Tiyatrosu olan bir tiyatro topluluğunun üze-
rine olsa da.
- Osmanlı Tiyatrosu kitabının ikinci baskısında
herhangi bir değişiklikya da ek çalışma yapıldı mı?
Bu kitap kendi içinde yeterii olduğundan ek ça-
• Türk
tiyatrosunun
miladı Güllü
Agop'un Osmanlı
Tiyatrosu'yla
başlar. Eğer biraz
ilgilenselerdi
göreceklerdi ki
Osmanlı
Tiyatrosu
günümüzdeki
tiyatronun çok
ilerisindedir.
hşmalar yapılmamış, ancak çok uzun bir önsözde
Osmanlı Tiyatrosu'nun günümüz tıyatrolannda
bile eksikliği duyulan çağdaş özellikleri göstenl-
miştir. Bir de kitabın sonuna uzunca 'Ermenfler ve
Ermeni Sorunu' başlıklı bir ek bölüm konmuştur.
Metinde bir iki yerde değişiklik yapılmıştır. An-
cak en önemli fark, ilk baskıda hiç resim yokkeıi
bu baskıya fotoğraf ve el ilanlanndan oluşan uzun
bir albüm eklenmiştir. En büyük değişiklik de bu
albümdür.
Güllü Agop tiyatro için çok yönlü çalışfa
-Güllü Agop ve Osmanh Tiyatrosu'nun, Türkti-
yatrosunun gelişim sürecindcki önemini ve katkı-
lannı değerlendirir tnisiniz?
Güllü Agop. her bakımdan gerçek bir tiyatro
adamıydı. Bir Osmanlı tiyatrosu kurmak ıçın çok
yönlü bir çalışma yapmıştır. Devlet adamlanna
yaklaşmış, onlann yardımlannı sağlamış, basınla
ilişkilere ve yazarlarla sıkı işbirliğıne girişmiş, ka-
dın ve erkek oyunculan tiyatrosuna çekmiş, ayn-
ca gazetede duyuru ile Müslüman oyunculan da
tiyatroya kazandırmıştır. En önemlisi seyırci çek-
mek için abone yöntemi kullanmış, devlet ileri ge-
lenlerinin hazır bulunduğu gala gösterimleri düzen-
lemiş, aynca Müslüman kadınlann erkeklerle ay-
nı zamanda göstenmleri izlemeleri için kafesli böl-
meler yaptırmıştı. Aynca seyircinin tiyatroya ya-
bancılık duymaması için yazarlarla ışbirliği yapa-
rak halkın yakından tanıdığı Binbirdirek, Leyla ve
Picasso 'nun adı bu kez Citroen 'in 2000'depiyasaya çıkacakyeni ürününe veriliyor
1944 yılında Paris'te arkadaşı Picasso'yu görüntüleyen Bresson, ünlü sanatçının adının görüşkrinin tersine ticari bir amaçla kullanılmasına karşı çıkıyor.
'Picasso'yu pervasızca kullanmak'
Mecnun, Tahir ve Zühre gibi popüler halk hikâye-
lerini oyunlaştmp oynattı.
-Osmanh Tiyatrosu'nun, Bab tiyatrosuna pekta-
nıdık obnayan bir toplumda kısa sürede büyüme-
sinin sım neydi sizce?
Aslında bunun yanıtı bütün kitap boyunca ve-
rilmektedir. Yalnız Batı ile tanışıklık eksikligi de-
ğil, fakat bu toplumda oyun yazan, seyirci, oyun-
cu ve sahne teknikerleri yokken kısa sürede bun-
lann hepsinin yokluğu giderilmiştir. Dünya tiyat-
ro ve gösterim sanatlan tarihini çok iyi bilen biri
olarak belirtiyorum; hiçbir dönemde, hiçbir top-
lumda bunun bir benzeri yoktur. Denilebilir ki hiç
yoktan çok yetkin bir ulusal tiyatro yaratılmıştır.
- İki toplumun birden insaru olmak, tiyatro adı-
na >erdiği mücadelede Güllü Agop'un önünene gi-
bi engeller çıkardı?
Güllü Agop bir denge ustasıdır. Kendi Ermeni
toplumu onu Türkçe oyun oynadığı için dışlamış-
tır. Ancak Türkçe oyunlar oynamak üzere rakip ta-
nımayan tekel imtiyazınm yanı sıra Ermenice oyun-
lar da oynuyordu. Müslüman kesim için en önem-
li tiyatro mevsiminın ramazan olmasına karşm Er-
meni yortulannda da Ermenice gösterimler veri-
yordu. Bu arada Osmanlı Tiyatrosu'nda Bulgarca
ve Rumca gösterimler de verilmiştir. Güllü Agop
böylece iki toplum arasında bir denge cambazı gı-
biydi. Yaşamının son yıllannda saraya alınmış, ay-
nı yıllarda Müslüman olmuş, adı Agop'un Türk-
çesi Yakup olmuştur.
Yannın tiyatroculannı korumak için.»
- Türk tiyatrosunun mttadnun Muhsin Ertuğrulia
değü. Güllü Agup'unkurduğuOsmanb Tiyatrosu'yla
başladıgını belirtiyorsunuz. Peki Güllü Agop'un ti-
yatroya katkılarının bugüne dek göz ardı edilmesi
ve Muhsin Ertuğrul'un ön plana çıkanlmasuu han-
gi nedenlere bağlıyorsunuz?
Aydınlanmız ne yazık ki eskiyle pek ilgilenmi-
yor. Eğer Osmanlı Tiyatrosu ile biraz ilgilenseler-
di, göreceklerdi ki Osmanlı Tiyatrosu günümüz-
deki tiyatronun çok ilerisindedir. Ödenekli tiyat-
rolara göre çok daha ilerde bir durumdadır. Özel-
likle aydınlanmızın çok tuttuğu Muhsin Ertuğ-
rul'un da ilerisindedir. Nedense aydınlanmız Muh-
sin Ertugrul'u tek adam kabul etmişler. her şeyin
ondan kaynaklandığına inanmışlardır. Oysa Os-
manlı Tiyatrosu her bakımdan Muhsin Ertuğrul'un
çok önündedir, onun düşünemediği pek çok şeyi
gerçekleştirmiştir.
- Muhsin Ertugrul üzerine
bir monografi yayımlamaya ha-
zırlanıyorsunuz. Bu monogra-
fiylt aydıniatmayı amaçladığı-
nız noktalardan kısaca söz eder
misiniz?
Bırtakım yanlış yorumlar ol-
muştur. Muhsin Ertuğnıl be-
nim çok eski bir dostumdur.
Nitekim bende bir dosya var:
Muhsin Erruğrurun bana yaz-
dığı mekruplar, bunlann hepsi
'Sevgili Metin' diye başhyor.
'Sevgili Metin' olmak başka.
Muhsin Ertuğrulun Türk ti-
yatrosuna en zararlı kişi oldu-
ğuna inancım başka bir olay.
Bu ikisini bırbırine kanştırmı-
yorum.
Ne var ki Muhsin Ertugrul
hayranlanna gelince, onlannki
duygusaldır. Çoğunun yazdığı
oyunu ya da çevirisini sahneye
çıkarmış, oyunculara ilk sah-
neye çıkma firsatını tanımış. bu
gibi bireysel yakınlıklarla Muh-
sin Ertuğrul'u eski esnafta ol-
duğu gibi kendilerine pîr seç-
mişlerdir. Tiyatroda her şeyin
onunlabaşladığına inanmışlar-
dır, tiyatroya bir çeşit milat ol-
muştur. Oysa onun getirdiği ti-
yatro ömeğinde seyirci günü-
müzde moda olan deyişle inte-
raktiflikten yoksun pasif bir se-
yirci, oyunlar bellı kanıksan-
mış modeller üzerine oyunlar-
dır. Sesinden başka bedeninin
dilini kullanamayan modası
geçmiş bir oyunculuk anlayışı,
mekânı ve tiyatronun 13 dilini
kullanamayan bir sahne esteri-
Kültür Servisi -Geçen ağus-
tos ayında fotoğrafın büyük us-
tası Henri Cartier- Bresson, Le
Monde gazetesinin sayfalannı
açtığında gördükleri karşısında
hayretler içinde kaldı. Gazete-
nin sayfalannda yer alan iki re-
simdi Bresson'u şoke eden. Fo-
toğraflardan bıri ünlü ustanın
yakın arkadaşı Pablo Picas-
so"nundu; digeri ise son model
bir arabanın...
Citroen' m Xsara Picasso adlı
yeni modelı. büyük sanatçının
sadece admı değil imzasını da
taşıyor. Citroen firmasmın Pi-
casso'nun oglu Claude'a, her
ne kadar miktan açıklanmasa
da yüklüce bir telif verdiği her-
kes tarafindan bilinen bir gerçek.
Henri Cartier-Bresson. Le
Monde'un sayfalannda yer alan
bu fotoğraflar üzerine Claude
Picasso'ya 'özel' bir mektup
göndermiş olsa da henüz bir ce-
vap alabilmiş değil. Bunun üze-
rine ünlü fotoğrafçı, oldukça
sivri dille yazılmış bir mektubu
Guardian'dayayımladı. 'Sevgi-
fi Claude' diyebaşlayan mektup,
Picasso'nun oğlunu azarlaya-
rak sürüyor, onun Picasso gibi
dahi bir ressama yakışan bir ev-
lat olmadığını dile getirerek so-
na enyor.
Birçok kişi Bresson'un mek-
tubunun çok sert bir dille yazıl-
• Citroen'in yeni
modelinde Picasso'nun hem
ismi hem de imzası yer
alacak. Firma ünlü sanatçının
oğlu Claude'a yüklü bir telif
ödedi. Picasso'nun arkadaşı
Henri Cartier-Bresson da
sivri dille yazdığı ve Guardian gazetesinde de yer alan mektubunda
Claude'u eleştirerek babasına yakışmayan bir evlat olduğunu belirtti.
mış olduğunu düşünüyor. Citro-
en firması ise Picasso'nun adı-
nm araba dünyasında yer alma-
sını oldukça doğal olarak kar-
şı lıyor. Citroen'in Picasso'nun
adını verdiği yeni ürünü, 2000
yılında firmanın sergi mekânla-
nnda yer almaya başlayacak.
Görüşlerinin tam tersi
Picasso, özel teşebbüse inan-
mayanbirkomünistti. Kuşkusuz
adının son model bir arabaya
verilmesi, ünlü sanatçının ke-
miklerini sızlatıyor mezannda.
Picasso ile aynı politik görüşle-
ri savunan Henri-Cartier Bres-
son için Claude'ın bu son numa-
rasıyeniliryutulurcinsten değil.
Picasso'nun adının, onun fikir-
lerinin tam karşıtı bir biçimde,
ticari bir amaçla kullanılması-
na gönlü razı olmuyor Bres-
son'un. Ünlü fotoğrafçı. Cla-
ude'u. Picasso'nun kim oldu-
ğunu bilmemek ve anlamamak-
la suçluyor.
Claude Picasso'nun yaptık-
lan sadece Bresson tarafindan
eleştirümıyor. Picasso'nuntoru-
nu Marina; amcasınrn yaptıkla-
nru rezalet olarak nıtelendiri-
yor: "Büyükbabamın adının sı-
radan bir arabanın sanlmasına
aracılık etmesini kesinlikle ka-
bul edemhorum.'" Picasso'nun
erkek torunu Bernard Ruiz Pi-
casso da Picasso'nun haklan-
nın yönetimini elinde tutan Cla-
ude'u onaylamıyor.
Picasso'nun Françoise Gi-
lot'la yasak ilişkisınden dünya-
ya gelen Claude ve Paloma Pi-
casso'nun babalanyîa hayli kar-
maşık bir ilişkileri vardı. Claude
Picosso, babasının isminın hak-
lannı gelişigüzel dağıtırken Pa-
loma, Picasso imzasıyla moda
dünyasının ikonu durumunda.
Picasso'nun Claude ve Palo-
ma'dan başka iki çocuğu daha
bulunuyor. İlk eşi Rus balerin Ol-
ga'dan Paulo ve Marie-Therese
Watter'la ıhşkisinden dünyaya
gelen Maya... Picasso'nun ölü-
münden iki yıl sonra. 1975'te si-
rozdan ölen Paulo'nun ise Ma-
rina ve Bernard adlı iki çocuğu
bulunuyor.
Claude ve Paloma
Bu kadar çok mırasçınm, 260
milyon dolarhkmirasın ve 35 bin
dolardan fazla değerbiçilen re-
simlerin, çizimlerin, baskılann,
heykellerin ve keramiklerin yer
aldığı bir miras söz konusu ol-
duğunda tartışmanm olmaması
da elbette mümkün değil. Pi-
casso'nun mirasından en büyük
pay dul eşi JacqueKne'e gittiy-
se de bu girişim çocuklan ve
torunlan tarafindan engellendi.
Picasso'nun torunu Marina
ve Bernard, mirasın yüzde be-
şıni almaya hakkazanırken Ber-
nard, sanatçunn heykel stüdyo-
sunun \e Normandiya'daki şa-
tosunun. Manna ise Fransa'nın
güneyindeki evinin sahibi. Ma-
ya, Claude ve Paloma ise mira-
sın yüzde onunu ellerinde tutu-
yor.
Fakat Claude ve Paloma Pi-
casso'nun diğer mirasçılardan
farklı olarak ünlü sanatçının is-
mini finansal bir kaynak olarak
kullanıyor olmalan herkes ta-
rafindan eleştiriliyor. Claude ve
Paloma ise her firsatta Picas-
so'nun çok özel bir baba oldu-
ğunu dile getiriyor.
Claude ve Paloma, Picas-
so'nun adını onun ölümünden
bu yana kullanıyor. Claude. bü-
yük ustanın imzasının 140 ülke-
de kullamlabilmesi için onay
vermiş durumda. 1995 yılında
Chicago'da golf giysileri üre-
ten bir firma ile anlaşarak Picas-
so'nun imzasını tekstil sektö-
rüne sokması. büyük sanatçı-
nın çoğu hayranı tarafindan hoş
karşılanmadı.
Claude Picasso, sanınz her
geçen yıl Picasso admı taşıyan
'garip' üriinlerle ünlü sanatçının
hayranlannı şaşutacağa benzi-
yor.
g
Bu yaratıcı olmayan tiyatro
anlayışından da kişiliksiz, kim-
liğini bulamamış bir tiyatro.
Aslında kitabımda bütün bun-
lardan Muhsin Ertuğrul'un ne-
den sorumlu olduğukanıtlany-
la gösterilecektir. Aslında ki-
tabım, kendi kuşağım ve bana
yakın kuşaklar için yazılmıyor.
Onlann inancı değişmez, de-
ğişse de bundan sonra bunun
pratik bir yaran da yoktur. Ki-
tabın gerçek okuru, Muhsin Er-
tugrul efsanesinden korumak
istediğim yannın genç riyatro-
culandır. Kitabın adı da Muh-
sin Ertugrul ya da Türk Tryat-
rosunda Tek Adam Sendromu
olacak.
- Osmanlı Tiyatrosu, bu yıl
yayuniayacağınızserinin beş ki-
tabuıdan biri. Serideyw alan di-
ğer yapıtiarhakkında biraz bil-
gi verir misiniz?
Geçen yıl Akbank Yayınla-
n'ndan çıkan 300 renkli min-
yatürlü Minyatüıierie Osman-
h-İsiam Mitokıgyası, Şakir Ec-
zacıbaşı'mn destek verdiği hem
lngilizce hem Türkçe Osman-
h Minyatürierinden Seçmeler
Albümü, Iş Bankası Kültür Ya-
yınlan için Osmanh Tasvir Sa-
natları ve Çarşı Ressamları,
Kreativ Yayınlar'dan KırkGün
KırkGece. Osmanlı'da Şenlik-
ler-Törenler-Düğünler- Geçit
Alayian, bir de hem Fransızca
hem Türkçe Operada, Balede,
Tiyatroda Kanuni Süleyman
İmajı.
İstanbul'da napoliten ezgtter
• Kültür Servisi - Figli Di Un re Minore
(Küçük Kralm Çocuklan) topluluğu yann akşam
saat 19.00'da Italyan Kültür Merkezi Tiyatro
Salonu'nda bir konser verecek. Italyan Kültür
Merkezi ve Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin
desteğıyle gerçekleşen konserde napoliten
müziğinden örnekler yorumlanacak.
Kültür ve edebiyat dergisi(
E' çıktı
• İSTANBUL (A.\) - Ayhk kültür ve edebiyat
dergisi " E " yayın dünyasına katıldı. Genel Yayın
Yönetmenliği'ni şair Âdnan Özer'in yaptığı
derginın sloganı "Önce yaşama hakkı, sonra
edebiyat" olarak belirlendi. tlk sayısına genç kuşak
yazarlanndan Aslı Erdoğan'ı kapak yapan " E "
dergısinde. Cahit Tanyol, Hilmi Yavuz, Mehmet H.
Doğan. Özdemir Ince, Emin Karaca, Necati Güngör,
Tuğrul Tanyol. Adnan Özer, Semih Gümüş, Metin
Celal, Oktay Taftalı, Hasan Öztoprak, Salih Bolat,
Sarp Bengü ve Serdar Çelik yazılanyla, Nihat
Behram, Tuğrul Tanyol ve Uğur Akteş şiirleriyle,
Hasan Uygun da bir öyküsüyle yer alıyor. Derginin
ismi E harfinin çağnştırdığı edebiyat, eleştiri,
estetik, entelektüelizm vb. bütün değerlere
dayanıyor. Derginin ilk sayısında, "Ahmed Arif'in
Bilinmeyen Mektuplan", "Yazann Meclis'te îşi
Ne?", "Türkçede Kirlenme". "Edebiyatta ldeolojik
Egemenlik Kurmaya Çalışanlar" ve "Orhan Pamuk
Okunmadan mı Yargılanıyor?" başlıklı yazılar
yer alıyor
Emin İgüs Grup Konseri
• Kültür Servisi - Emin İgüs Grup Konserleri
sürüyor. Emin İgüs (vokal, bağlama), Ahmet Y.
Özbilen (vurmalı çalgılar. vokal) ve Tugay
Başar'dan (vurmalı ve nefeslı çalgılar, vokal) oluşan
topluluk 10 Nisan Cumartesi günü saat 19.00'da
Ortaköy Afıfe Jale Sahnesi'nde müzikseverlerle
buluşacak. (260 09 35)
Şehir liyatroları'nda Huzur'un
son temsilleri
• Kültür Servisi -
fstanbul Şehir
Tiyatrolan'nda
sahnelenen Huzur adlı
oyun son kez 7-11
Nisan tarihleri
arasında Harbiye
Muhsin Ertugrul
Sahnesi'nde
izleyicilerle
buluşacak. Ahmet
Hamdi Tanpınar'ın
yazdığı ve Kenan
Işık'ın yönettiği oyun
2. Dünya Savaşı öncesi Istanbul'unu ve insanlann
yaşamlanndaki değişımleri konu alıyor
Sanatçı portreteri sepgisi
• Kültür Servisi - Yapı Kredı Kâzım Taşkent
Sanat Galerisi 7-28 Nisan tarihleri arasında
Sanatçı Portreleri sergisine evsahipliği yapacak.
Sergi, sanatseverleri Türkiye'nin kültür ve sanat
yaşamında iz bırakmış yüzler arasında bir bellek
yolculuğuna çıkartıyor. Izleyiciyi sanatçılar
arasındaki dostluklara ortak eden sergide Cahide ^
Sonku, Ibrahim Çalh'nın; Ahmet Haşim, Namık
Ismail'ın; Aşık Veysel, Avni Arbaş'm; Sabri Berkel
Mehmet Güleryüz'ün çizgileriyle ulaşıyor
günümüze.
CRR'de oda müziği konseri
• Kültür Servisi - Tanınmış akademisyen ve
sanatçılardan Çiğdem lyicil (keman) ve
Dilek Yonat Batıbay (piyano), Cenevre Solistleri'nin
kurucusu ve şefi Daniel Grosgurin'in eşi
Ferhan Grosgurin (viyolonsel) yann akşam
CRR'de bir oda müziği konseri verecekler.
Yann saat 19.30'da gerçekleşecek olan konserde
Haydn, Faure ve Mendelssohn'un yapıtlan
yorumlanacak.
Nurdan Gürbilek'ten 'Ev ödevr
• Kültür Servisi - Nurdan Gürbilek'in yeni kıtabı
'Ev Ödevi' Metis Yayınlan'ndan çıktı. Defter ve
Virgül dergilerinde çıkan yazılanyla tanınan
Gürbilek, daha önce yayımlanan 'Vitrinde Yaşamak'
ve 'Yer Değiştiren Gölgesinde' adlı yapıtlannda
olduğu gibi, Türkiye'nin son 20-30 yılı içine alan
dönem boyunca geçirdiği kültürel değışim ve
Türkçe edebiyat konulan üzerinde duruyor. Oguz
Atay. Latife Tekin, Tezer Özlü. Yusuf Atılgan, Bilge
Karasu, Vus'at O Bener gibi Türkçe edebiyatının
önemli eserlerinin yer aldığı kitapta denemelerin ilgi
alanı edebiyat eleştirisinin sınırlannı aşıyor.
Gürbilek, bu isimlerin yazdıklanna bakarken
onlann öykü, roman ya da anlatılannın satır
aralannda dolanırken aslında Türkiye'de birbirini
takip eden birkaç kuşağın evle, ana-babayla, dil ve
yazıyla ilişkisini anyor, bu yolla bir öykü
oluşturmaya çalışıyor.
Horeal 1 sergisinde 8 sanatçı
• Kültür Servisi-
Nelli Sanat Evi,
yüzyıllardır
evrensel bir dil
olan çiçek
temasından yola
çıktığı Floreal 1
sergisinde 8
sanatçının
apıtlannı bir
araya getiriyor.
Nellı
Ga\riyeloğlu'nun
küratörlüğünü
üstlendiği sergide
Bilge Alkor,
Mustafa Altıntaş,
Tomur Atagök,
Nurullah Berk,
Abidin Dino,
Suzy Hug-Levy, Zeki Faik tzer ve Yavus Tanyeli
çiçek temasını değişik yöntemlerle ele alıyor. Sergi
6 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında görülebilir.
Özkan Meıfin kendi sesinden şürler
• Kültür Servisi - Yeni Dünya Müzik ve Yayıncılık
tarafindan yayımlanan 'Kendi Seslerinden
Şiirleriyle Şairlerimiz' dizisine Isveç'te yaşayan
Ozkan Mert'in kendi şürlerinden oluşan
•Dinle Ey Kalbim' adlı kaset de katıldı. 1968
kuşağının en çok beğenilen şairleri arasında bulunan
Özkan Mert'in okuduğu şiırler arasuıda "Diren Ey
Kalbim', 'Işte Hayat. Işte Ölüm ve Tanh'. "Kalbim.
Ateş Altında', 'Düşlerinı Masmavi Yüreğini Ateşli
Tut', 'Ben Savaşçı Değil Gül Yetiştiriciyim',
'Sevgilim Lund' ve 'Bir Dünyalının Notlan'
yer alıyor.
Nurullah Berk'in yapıti.