Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 NİSAN 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
Hitadıi işçi
çıkaracak
• TOKYO(AA)-
Japonya'nın önde gelen
elektronik firmalanndan
Hitachi. işçi çıkarmayı
planlıyor. Hitachi
firmasından yapılan
açıklamada. maliyeti
düşürme planı
çerçevesinde. 2000 yılı
mart ayına kadar, mevcut
personelin yaklaşık yüzde
IO'uolan6bin500
kişinm ışten çıkanlacağı
bildinldı. Hitachi'de
halen 67 bin kişi
çalışnor.
Bisikletçiler
lobi oluşturdu
• İZV1İR (AA) - Bianchi
Bisiklet Sanayi ve Ticaret
AŞ Yönetım Kurulu
Başkanvekili Önder
Şenkon, Türkiye'de
bisiklet pazarını
hareketlendirmek için
lobi çalışması yaptıklannı
söyledi. Şenkon.
Bianchi'nin Türkiye
pazanna girmesiyle
altyapı ve bu konudaki
kültür yetersizliğine
rağmen bisikletın
oyuncak olmaktan
çıktığını, yediden yetmişe
herkesin tutkusu haline
geldiğini söyledi.
Japonya'da
işsizlik
sigortası
• TOKYO(AA)-
Işsizlikle tanışmaya
başlayan Japonya'da, bir
şirket ilk kez işsizlik
sigortası uygulaması
başlatacağmı açıkladı.
Mitsui Marine and Fire
adlı sigorta şirketi.
Japonya'da ilk kez işsizlik
sigortası uygulaması
başlatarak. sosyal
güvenlik sistemine bir ilki
getirmeye hazırlanıyor.
Yenı uygulamaya göre,
ilkyıl 126 dolar (47.2
milyon lira). takip eden
yıllar içın ise yılda 149
dolar (55.8 milyon lira)
ödemeyi kabul eden
müşterinin, işten atılması
ya da çalıştığı işyerinin
kapanması durumunda,
sigorta şirketi her yıl altı
ay boyunca belirli oranda
maaş verecek.
Şeker fabrikası
su satacak
• KAYSERİ(AA)-
Kaysen Şeker Fabrikası,
bahçesindeki kaynak
suyunu değerlendirmek
için su şişekme tesisi
kuruyor. Kayseri Şeker
Fabrikası Yönetim
Kurulu Başkanı Lütfü
Yüksel. fabrika
bahçesinde saniyede 5
litre kapasiteli kaynak
suyu bulunduğunu, boşa
akan suyu
değerlendirmek için
şışeleme tesisi lcurmayı
kararlaştırdıklannı
kaydetti.
Tekstilciler
çıkış arıyor
• İZMİR(AA)-Ege
Giyim Sanayicileri
Derneğı (EGSD) Başkanı
Sabri Cnlütürk, ihraç
pazarlanndakı daralma ve
dolann sürekli değer
kazanması nedeniyle
ihraç fiyatlannın düşüş
eğiliminde olduğunu
ifade ederek "Ihracatta
son 10 yılın en sıkıntılı
dönemını yaşıyoruz"
dedi. Ünlütürk, Türk
tekstil ve konfeksiyon
sektörûnün 1980"li
yıllardan itibaren ülke
ekonomısınde yatınm,
üretim. istihdam ve
ihracatta önemli pay
sahibi olduğunu. bugün
ise sektörün var olma
savaşımı verdiğini
kaydetti.
Kilis'eiObin
zeytin fidanı
• KİLİS(AA)-Kilis
Valıliği ve Tanm ll
Müdürlüğü tarafından
ortaklaşa yürütülen
"Meyvecıliği Geliştirme
Projesı" kapsamında 10
bın zeytin fidanı dikıldi.
Türkiye'nin önemli
zeytin üretim
merkezlerinden olan
Kılis'te yeni dikilen
Gemlik çeşıdi zeytin ile
ömek bahçeler
oluşturuldu. Tanm 11
Müdürü Fıkret Coşkun,
üreticilere fidan başına 1
milyon 500 bın lira
venldiğinı söyledi.
Görevini bırakan Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Argüden, gelişmeleri Cumhuriyet'e anlattı
6
Siyasfler benden rahatsız oldu'
Hurda bitti, demir-çelik nefes aldı
Ekonomi Servisi - Yurtdışmdan çok
düşûk fiyatla gelen hurda marnule
karşı savunmasız durumda kalan
demir-çelik sektörü Avrupa'da
hurda buhmamaması ve
piyasadaki hareketlilikle nefes
almaya başladı. Maliyetinin
yansına sa&ş yapmak zorunda
kalan tsdemir, f:\ atlannı bir miktar
yukanya çekerken, sorunlanni
Başbakan Bütent Ecevit'e
dosyalarla sunan sektör
temsilcilerinın umudu ise yine
seçimden sonraya kâldı.
Kardemir. Erdercir ve Isdemir gibi
cevher işleyen entegre tesisleri
zorda bırakan hurda demir
ithalatındaki düşüş üç dev tesisi
rahatlattı. Dışandan ucuza getirilen
ve entegre tesısleri fiyat kınnaya
ıten hurdada azalma olduğunu
belirten Özçelik-lş Sendikası
Başkanı Recai Başjkan sektörün
yeniden toparlandığmı kaydederek
" tsdemir, yurtdısuıdan gelen hurda
yfizfinden maliyetinin yansına üriin
satmak zorunda kalıvordu. Son
dönemde naddehaneler v urtdtsmda
hurda bulamaz hale geldiler.
Piyasada da baharla birtikte bir
hareketlenme gözleniyor. Tüm
bunlar bizier için olumlu
geüşmeter" dedi.
Bu arada yaklaşık bir ay önce
Başbakan Ecevit'e sunulan
sorunlara yönelik rapora bir yanıt
alamadıklannı da dile getiren
Başkan. seçimlerden sonra gelecek
hükümeti de rahat bırakmamakta
kararlı olduklannı söyledi.
HACERGEMİCİ
Erdemir'de toplam kalite anlayışını yer-
leştirmesiyle ön plana çıkan Yönetim Kuru-
lu Başkanı Yıhnaz Argüden, uzun bayram ta-
tilinden önceki son işgünü hem Yönetim Ku-
rulu Başkanlıgı'ndan hem de üyelikten ay-
nldığını açıkladı.
Genel kurul sonrasında seçilen yönetim
kurulunda oluşan muhalif grubun oylan ile
Argüden'in yerine Hazine kökenli emekli
bürokrat AsafGirven'in geti-
rilmesi üzerine Erdemir ile
tüm ilişkisini koparan Argü-
den'in özellikle bazı siyasi-
ler tarafından istenmediği ile-
ri sürülüyor.
Eski başkanın rolü
Halen yönetim kurulu üye-
si olarak görev yapan eski
başkanın da genel müdürlük-
te gözü oldugu ve bu son ge-
lişmelerde parmağı bulundu-
ğu söylentiler arasında. Ge-
lişmelerle ilgili yorum yap-
maktan kaçman ve sadece "Ben zaten bu gö-
revimernlefcfithavTiııajaprvonhınrdıyen Ar-
güden, Cumhuriyet'in sorulanru şöyle yanıt-
ladı:
-Bu görev de0şikligindc siyasilerin rolü ol-
duğu söv lenivor. Sizin bu konudaki yorumu-
nuznedir?
- Bu konuda çok fazla yorum yapmak is-
temıyorum. Ancak birilerinin benden rahat-
sız olduğu bir gerçek. Şunu belirtmek iste-
rim ki ben bu görevde memleket haynna ça-
lışıyordum.
Bazı kişiler gibi kaygılanm yok. Olmadı-
ğı için de hemen gittim. Siyasilerin ne dü-
şündüğü beni pek ilgilendirmiyor. Ancak bir
süredır siyasilerin de etkisi ile küçük de ol-
sa bir muhalif grup oluşmusru. Dünya çapın-
daki birtesise muhalefet yakışmıyordu.
-Erdemir 1998yıh büançosundazarar açık-
• Genel kurul
sonrasında seçilen
yönetim kurulunda
oluşan muhalif grubun
oylan nedeniyle
Erdemir ile tüm
ilişkisini koparan
Yılmaz Argüden'in
özellikle bazı siyasiler
tarafından istenmediği
ileri sürülüyor.
ladı. Bunun bir etkisi olmuş olabiür mi?
-Biz her zaman şeffaf bir yönetim örneği
verdik. Zarar açıkJamasında Yönetim Kuru-
lu Başkanf nın bir sorumluluğu olamaz. So-
nuçta tüm dünyada demir-çelik sektörü zor
bir dönemden geçiyordu ve zaten söz konu-
su zarar fiktif bir zarardı. Olsa olsa bu baha-
ne olabilir.
-Erdenür'ibn-akngmızda Buigaristan'da bir
tesis alınması çahşmaları sürüyordu, en son
hangi asamaya geİinmişti?
-Erdemir'i dünya şirketi
yapmak yolunda önemli
adımlar attığımıza inanıyo-
rum. Umanm bu adımlar
bundan sonra da devam ede-
cek. Tanju Argun'un halen
gene! miidür olarak Erde-
mir'de görev yapması bu
yöndeki ümitlerimi arttın-
yor.
Hedef üretim
Biz yönetimdeyken Bulga-
ristan'ın Kremikovtzi Çelik
Entegre Tesisleri'ni almak
üzerebirtakımgirişimlerdebulunmuştuk. 1
dolara alacağımız bu tesiste taahhüdümüz
yatınm yapmak ve istihdam yaratmakti.
Önümüzdekı bir kaç gün içerisinde bu ko-
nudaki son karar verilecek. Hedefimiz Erde-
mir'de üretimi arttınp A\Tupa'dakı ilk 10'a
sokmaktı. Umanm bu yöndeki çalışmalar
devam eder.
-Erdemir ÖzeDeştirme kapsammdaki Isde-
mir ile de ilgjleniyordu. Bu konuda siyasfler-
den olumsuz bir tavır gözlediniz mi?
- Hayır herhangi bir olumsuz yanıt gelme-
di. Ancak lsdemir'in özelleştirilmesinde iş-
ler çok ağır gidiyordu. Yaşanan global kri-
zin de etkisiyle dünyada bu tür birleşmeler
gözleniyor.
Ömeğin son olarak Almanya bunun örne-
ğini verdi ve hükümet bu birleşmeyi destek-
ledi. Bizde neden olmasın ki.
Oto satıslamıa vergi dopingi
• Ek Taşıt Alım Vergisi'ndeki
6 puanlık indirimle birlikte
otomobil fiyatlannda 127-314
milyon arasında değişen
tutarlarda ucuzlama olacak.
Ekonomi Servisi - Motor silindir
hacmi 1600 cc'yı geçmeyen•'••''•"'<'>'* "•"
araçlar için yüzde 12 olan ' '
Ek Taşıt Alım Vergisi'nin 3 ay
süre ile yüzde 6'ya düşürülmesi
karanyla birlikte. otomobil
fiyatlannda 127 milyon ile
314 milyon lira arasında değişen
tutarlarda ucuzlama olacağı
bildirildi. Vergi indirimi
tutannın en az olacağı
otomobil, 127 milyon 365 bin
lira ile Tofaş'ın Şahin 1.4 HD
modeli olarak belrlendi.
Satışlar artacak! ~
Renault'nun Torcs modelinde
indirim tutan 130 milyon 974 bin
lirada kalırken, Toyota
Corolla 1.3 Eko nodelindeki
vergi indirimi 18t milyon
269 bin lira olarak saptandı.
Buna karşılık, Renault'nun
Megane Scenic 1 6 AC modelinde
indirim tutan 314 milyor/68 bin lira
olarak belirlendi. Opel'in Vectra 1.6
GL modelinin vergi indirimi 293
milyon 491 bin lira olurken, Ford
Escort'un Ghia 1.6 i lüx modelinde
indirim tutan 27S milyon 334 bin lira
olarak hesaplandı
Bu arada otomobJ acenteleri, vergi
indiriminin satışlann artmasında
önemli rol oyna>acağını belirterek
karan olumlu bulduklannı
ifade ettiler.
Cazipkampanyalaria müşteriçekmeyeçahşanotomotivcişimdi mutiu.
Otomobillerin ek taşıt alım vergileri (B
Otomarka
Tofas
Şahın1.4HD
Tıpo1.6lEAC
Sıenna1.6lEAC
RENAULT
TX Toros
Broadway 1 4l
Megane Scenıd .6AC
Toyota Corolla
1.3 EKO
16LUNA
Hyundai Accent
1 3LS
1.5 GLS
FORD
KA1.3J
EscortGH!A1.6İL
OPEL
Astra1.6lHB
Eski Ek TAV.
254.730
428.129
476.777
261.947
329.160
628.136
372.738
529.722
328.714
412.590
335.040
556.668
499.714
Yeni Ek TAV.
127.365
214.065
238.389
130.974
164.580
314.068
186.369
264.861
164 357
206.295
167.520
278.334
249.857
Vergi ind.
127.365
214.065
238.389
130.974
164.580
314.068
186.269
264.861
164.357
206.295
167.520
278.334
249.857
Vectra 1.6 QL 586.982 293.491 293.491 I
VergitstihbaratMerkezi'ne bügiyağıyor
Ekonomi Servisi - Vergi kayıp ve kaça-
ğını ördeme amacıyla faaliyete geçirilen Ver-
gi Istihbarat Merkezi'ne yılda 2 milyon
392 bindosyageldıği bildirildi. Servetha-
reketleriyle vergi kayıp ve kaçağını takip
için oluşturulan merkeze gelen bilgilerin
bir milyonu aşkm kısmını gayrimenkul
ahm-satımlannın oluşturduğu belirtildi.
Maliye Bakanlığı 'ndan edinılenbilgiye
göre. 50 bin dolar veya daha üstü dövizi
yurtdışına çıkaranlara ilişkin olarak da
merkeze yılda ortalama 149 disket girişi
olduğu kaydedildi. Sahte fatura düzenle-
yen ya da kullananlardan "fişjenenkrur
sayısmm da 1200'ü aşuğı bildirildi. Vergi
numarasuun da yardımıyla tapu müdür-
lüklerinden Istihbarat Merkezi'ne bildiri-
len gayrimenkul hareketleri sonucunda,
servet hareketleri yakından takip edilebi-
liyor. Merkeze gayrimenkul ipotek işlem-
leriyle ilgili olarak da yılda 11 bin 491 bil-
gi girişi yapılıyor. Serbest rneslek sahiple-
ri ile işletme hesabı esasına göre defter tu-
tan 674 bin 963 bildirim de aynı şekilde Bil-
gi Bankası'ndadeğeriendinlerek. vergi de-
netim elemanlannın kullarumına hazır ha-
le getiriliyor.
Merkez Bankası'ndan 50 bin dolar ve-
ya buna eş değer yabancı parayı yurtdışı-
na transfer edenlerde Vergi lstihbarat Mer-
kezi'ne işleniyor. BilgiBankası'na,eoksa-
yıda döviz hareketini içeren, yılda ortala-
ma 149 disket girişi oluyor. Sahte belge dü-
zenleyen ve kullananlara ilişkin 1228 kişi
ve kuruluş da lstihbarat Merkezi'nde fiş-
lenmiş durumda bulunuyor.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Yanlış Hesap
Kafalarda soru işaretleri artıyor...
NATO, Sırplan bombalarken Arnavutlar Kosova'yı
terk etmek üzere neden yollaradüşüyor? "Sırplann aa-
masızlığı, katliamlan tamam da.. Her yerden destek
gören Kosova Direniş Örgûtü UÇKne yapıyor?"
Ulus devlet olabilme koşulları ile Sam Amca ve Av-
rupalı ağabeylerin üzennde çok fazla oynadıklan yapay,
kendi başlanna ayakta duramayacak devletçikler yarat-
ma arasındakı büyük çelışkı gözden kaçıyor.
Isterseniz sayılarla düşünelim.. Devlet oluşturmalan
beklenen Kosovalı Arnavutlann tümü 2 milyon. Yıllar-
dır Sırp zulmü nedeni ile illegal ev üniversitelerine bel
bağlayamayan, çok daha önemlisi işsiz, Sırp ordusun-
da asker, bir biçimde ölüme hedef olmayı göze alarna-
yan gençler dünyanın her ülkesine siyasi sıgınmacı ola-
rak kaçıyortardı.
Batı kaynaklanna göre halen 500 binin üzerinde Ko-
sovalı göç yollannda. Bizım Kosova bağlantılı aldığımız
bilgilere, daha doğrusu boşaltılmaya zorianan kentle-
rin nüfus dağılımına göre yollarda olanlann sayısı çok
daha fazla. Yani ağırlıklı olarak yaşlı, çocuk, kadın 2 mil-
yon nüfusun en az dörrte bıri hatta yansına yaklaşan bir
oranını da saymamak gerekıyor.
UÇK var olmasına var da gücü ne? Üstelik tek sorun
genç insan sayısının yetersizliği değil. En büyük destek
olabilecek Arnavutluk'taki Arnavutlann kendileri, Ko-
sovalılardan çok daha ağır yoksulluk içinde ve silahsız.
Avrupa'nın PKK'ye verdiği maddi-manevi desteğin,
UÇK açısından esamesi okunmuyor. Para yok, silah
yok, örgütün silahlı eğitimden geçmiş dogru dürüst mi-
litanı bile yok.
Bosna'da o kadar çok insan öldü. Ama hiç değilse
daha önce ayrı devlet olmaktan kaynaklanan polisi ve
el koyabildigi askeri gücü vardı. Kosovalılann hiçbir şey-
leri yok.
Sam Amca veAvrupalı kardeşleryıllar öncesinden "Da-
yanın, direnin arkanızdaytz" diye kışkırtıyorlar. Koso-
va'nın bagımsıziığı için kesin söz vermeseier de en azın-
dan özerkligı içın yanlannda olacaklannı söylüyortardı.
Son aşamada insani kaygılarla!.. Sırplara savaş ilan
ettiler. Sırbistan ve Kosova, havadan bombalanıyor.
Sırplar artan bir öfke ile Kosovalılann üzerine Nazi'leri
aşan bir vahşetle yürüyorlar. Kosovalılann saklanacak-
lan yerieri yok. Her şeylerini bırakarak yollara düşüyor-
lar.
Hiçbir bağlantı kuramadığımız akrabalann, günler ön-
ce Priştıne'den yola çıktığını duyuyoruz. Priştine ile Üs-
küp arası ikı saat. Daha oraya bile varamadıklanna gö-
re.. Kaç kişi, nere^e hangi koşullarda vanyor?
Kurtulanların sonrası ne olacak? Makedonya hem
gelenlerie Arnavutlann çoğunluğa geçmelerinin kaygı-
sından tepkılı, hem de kendine bakamayacak durum-
da. Yugoslavya'nın parçalanması ile iki ayağı üzennde
duramayan devletçiklerden biri olarak, ABD'nin yardı-
mına muhtaç olmanın çaresizliğinde. Amavutluk dün-
yanın en yoksul, çaresiz ülkelerinin başında.
En şanslı sayılan Türkıye'ye gelebilenlen nelenn bek-
lediğinı, eski bir göçmen olarak deneyimimle çok iyi bi-
liyorum. Yeni gelenler içın her şey daha da kötü. Hazır-
lıksız, çınlçıplak geliyorlar. Türkiye'de çok daha büyük
bir yoksullaşma, işsizlik var. Akın karşısında kolay ko-
lay vatandaşlık, çalışma, eğitim haklan da verilmeye-
cek.
Sam Amca ve Avrupalı kardeşler Kosova üzerinden
güçlennı gösteriyoriar. Uçağı düşîen pilot bombardıman
yapılan yere ınilerek kurtanlıyor. Esir alınan üç Amerika-
lı, Amenkan hükümetini kara kara düşündürüyor. Bir in-
san canı elbette çok değerli. Ölen binlerce, on binlerce
Kosovalının canlan patlıcan mı ki?
Ama Sam Amca veAvrupalı kardeşler, onlara "Bizsi-
zin dûşmanınızın gücünü havadan bobardıman ile kı-
nyoruz. Siz de bağımsıziıkkavganızı verin" diye buyu-
rurlarken, onlann bunu yapacak koşullan oimadığını, çok
daha fazla kınma uğrayacaklannı bilmiyor olabilir miy-
diler?
Üçüncü dünyanın lideri, dünyada süper güçlere kar-
şı durmuş, azgelişmiş ülkelerin bağımsıziık simgesi Yu-
goslavya'da şu gelinen noktaya bir bakın? Eğitimde, mil-
li gelirde, refah düzeyınde Batı'yı yakalamış, halklann
özgürlükleri en geniş kullandıklan ülkede, şimdi ırklara
ve dinlere göre bırbinni öldüren, işkence yapan, sava-
şan, hepsi de yoksul, hepsi de bağımlı devletçikleroluş-
muş ya da oluşmasının kavgası venlmekte.
En son Sayın Ecevit'le birlikte 1977'de gazeteci ola-
rak gitmiştim. Trto, Türkiye ile dayanışma içinde Bal-
kanlar için kalıcı banş, çok daha bağımsız, güçlü üçün-
cü dünya ülkeleri rttifakı düşlüyordu. Hasta yatağında
görüştüğü Ecevit'e bir oğul gibi yakınlık gösteriyordu.
Geçmiş deneyimlerini aktararak, Müslümanlara öncü-
lük yapacak bir ülkenin olmamasının eksikliğini çekti-
ğini anlatıyordu.
Tito Hıryat, kurduğu Yugoslavya'nın resmi dili Sırp-
ça.. Bana iki liderin baş başa görüşmesıni olduğu gibi
aktaran Türkiye Büyükelçısı Kosovalı dayımın yurt ar-
kadaşı Müslüman Arnavut. Türk gazetecilerin telefon-
lannı öncelikle bağlatmak içın çırpınan Sırp görevli, şe-
hirlerarası santral görevlisine, "Lütfen ihtiyann oğlunun
gazetecılerine ayncalık yapın" diyericaediyordu.
"Ihtiyar" Sırplar arasında en sevilen yaşlılar için kul-
lanılır. Herkesfito'nun ölümü sonrası, öncelikle Batı'nın
kışkırtması, içerde de özgürlükle aynmcılığın birbirine
kanştınlm&sından çıkabilecek kötülüklerden korkuyor-
du.
Ama Yugoslavya'da yaşayan her ırk ve dinden vatan-
daşlar hâlâ çok mutlu, çok iyi koşullardaydılar. Yugos-
lavya'nın her yerinde, üçüncü dünyanın liderlığinden
de kaynaklanan gelişmişlik, güzellikler fışkınyordu.
Düşlerimi yok etmemek için bir daha hiç gitmedim...
G Ö R Ü Ş / OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Görünen bir şey var: Av-
rupa ekonomılenrde işsizlik, kabul edilebilir
bir olumsuzluk aiık ve yerini de her geçen
gün sağlamlaştınyor.
Belkı şu soruyaöncelik veımek daha doğ-
ru olur: Avrupa e<onomisinin en önemli so-
runu gerçekten işsizlik mi?
Istifasıyla Alman siyasetinde küçük bir dep-
rem etkisi yaratar SPD Genel Başkanı ve
Federal Maliye Bakanı Oskar Lafontaine'in
'ifade etmekten ısraria kaçındığı' saptama-
lara rağmen böyle bu. Eğer bir sorun varsa,
hükümetler ve ışverenler, neden üstesinden
gelmek için gerekfi önlemleri almakta bu ka-
dar çekingen davranıyortar? Sonuç olarak, or-
tada, son 20 yıldır çapı sürekli büyüyen bir
'dert' duruyor.
Avrupa ekonorr isinin yapısal sorunları bir
yana, ekonominin yönetici katmanları da, si-
yaset sınıfı da, galioa pek öyle ağır ve çözül-
mesi elzem bir sorunla karşı karşıya olduk-
lannı düşünmüyohar. En azından işsızliğin ge-
nel dengede kısa vadede çok önemli sorun-
lara yol açmayacağı görüşünü taşıyorlar. Bu,
son çeyrek yüzyılın 'bilgisi' olmalı.
Korku ve iktisat
Genlere gıderek cüşunülebilır 1970'lerin ba-
şında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Pom-
pidou "Eğer işsiz sayısı 1 milyon sınınnı ge-
çerse bu ülkede ihtıial çıkar" demişti. O, bun-
ları söylerken Frarsa'da 900 bin işsiz vardı
ve işsizlik oranı yüzde 4 cıvanndaydı. 9O'lı yıl-
ların ikinci yansında bu oran yüzde 10 sının-
nın üzerinde seyretti. Fransa, böyle.
Durum Federal Almanya için çok daha sı-
k-ntı'ı bır seyir izliyor. Ocak ayı sonu ıtibariy-
'Bereketli Topraklar Üzerinde'
ekonomismde cıurum
le yayımlanan tablolara bakılırsa, SPD- Ye-
şiller koalisyonu iktıdar sorumluluğunu üst-
lendiğinden bu yana işsiz sayısında yaklaşık
yanm milyonluk birarttş 'sağlandı'. Gerçi sert
geçen kışın da etkisi var, ama Schröder hü-
kümetınin bu konuda pek öyle 'acul' davran-
dığını söylemek de doğrusu kolay değil.
Bunun nedenleri var.
Alman Başbakanı, iktidaragelmeden ön-
ce, işsizlik sorunu çözme sözü vermiş, ye-
ni iktidann yaşama şansının da bu alanda
atılacak adımlara bağlı olduğunu ilan et-
mişti. Bunun kolay bir seçim vaadi olduğu
düşünülebilir. Ama Schröder gibi 'pragma-
tik' bir siyaset adamının 'mezhebi' işsizliğin
aslında pek o kadar büyük bir tehlike olma-
dığını da düşünebilecek kadar 'genıştir'. Bu
ne demektir?
Son 20 yıldır yüksek enflasyonla yaşa-
maya alışmış bir Türkiye ekonomisi ile yük-
sek işsizlikle yaşamaya alışmış bir Alman eko-
nomisi arasında hiç mi benzerlik yok?
Alışkanlıklar farklı sadece.
John Major işsizlikte genleme sağlamış-
tı, ama doğrusu pek hayrını görmedi ve
Londra'da hükümeti Blair'e devretti. Fran-
sa'da ise geçen yıllardaki işsizlerin göste-
rileri belki Jospin iktidannı hazırladı, mil-
yonlarca işsize rağmen ihtilalden kimse söz
etmedi.
Avrupa hükümetleri, yüzyılın son çeyre-
ğinde, deflasyon sinyalleri vermeye başla-
yan fiyat artış oranlanna da yüksek işsizli-
ğe de alışmış görünüyor.
Belki de Gerhard Schröder'i rahatlatan
budur.
Işin başka yanları da var ve bunlardan bi-
ri, Almanya'daki Türkiye kökenli insanlar
topluluğu. Bu kesim, ülke ortalamasının 2
kat üzerinde bir işsizlik oranına sahip. Hat-
ta Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin yaptığı
son araştımnalara göre bazı bölgelerde Türk-
ler arasındakı işsizlik oranı yüzde 27'lere
bile çıkıyor'.
Peki, hiç mi çözüm aramıyorlar? Anyor-
lar. Kendilennce de buluyorlar. Türkiye kö-
kenli Almanyalılar, örneğin yıllar içinde bi-
riktirdikleri paralan, belki de Türk siyaset sı-
nıfına artık güvenmedikleri için çok kolay 7s-
lamcı' kuruluşlara elden ve sıradan bir mak-
buz karşılığında verebıliyorlar. Güya 'faiz'
değil, 'kârpayı' alıyorlar. Bu tür kuruluşlar
da giderek büyüyor.
Bunlann, bır gelir kapısı olarak, önemli
gedikler kapattığı söyienebtlir. Mark cinsin-
den sunulan olanaklar, SPK'nin bile tüyle-
rini diken diken edecek boyutlarda. Ama
bir güven sorunu var.
Yeni rant şebekeleri, önce toplumun bir
kenara itilmiş kesimlerinde ortaya çıkıyor. ör-
neğin Türkiye kökenli bir topluluk içinde.
İşsizlik, gelir düşüklüğü bu insanlan yeni
kaynaklar aramaya itiyor. Çalışabilir durum-
daki her 4 Türk'ten birinin işsiz olduğu ilan
edilen bir ülkede, bu kaderin hemen deği-
şebileceğine pek inanan kalmayınca da 'de-
nenmemiş yollar' gündeme geliyor.
Kombassan, Jet-Pa tipi çözümler işin bir
yüzü. İnsanlar başka yollar da anyorlar. Ör-
neğin, Türkiye'nin Euro cinsinden çıkardığı
yüksek faizli tahvillerin Frankfurt başta ol-
mak üzere Avrupa mali piyasalannda bek-
lenenden fazla özel yatınmcı bulduğu çok
çabuk ortaya çıkıyor. İkinci ve üçüncü ku-
şak Türkler, artık bankalardaki özel kasala-
rını Türkiye'de yerieşik anne ve babalannın
adına açıyorlar. Değerli kâğıtlardan aldıkla-
rı faizlerin böylece Almanya'da vergilendi-
rilmesini önlemiş oluyorlar.
Euro tahvilleri, Türkiye kökenli tasarrufçu-
nun sıcak ilgisiyle karşılaşıyor. İşsizlik yayı-
Iryor. Alman hükümeti, kısa vadede pek öy-
le büyük adımlar atabilecek gibi görünmü-
yor.
Rant arayışlan da hep böyle 'bereketli
topraklar' üzerinde yükseliyor. Bir başka
ifadeyle bu tür 'topraklar' sadece Türkiye'de
değil, Almanya'da da bulunuyor.