25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 1999 ÇARŞAMBA 14 KULTUR 16. UL USLARARASI ANKARA MÜZİK FESTlVALİ BUGÜN BAŞLIYOR -Fantastîk Konser'le açıbş• Festival Fazıl Say'ın şef Dennis ^.Davies'in /öneteceği Fransız Ulusal Orkestrası cşliğinde seslendireceği Saint Saens'ın 2. piyano konçertosu ile açılacak. Idil Biret'in katılacağı Orchestre Philharmonique de Liege'in konseriyle sona erecek. Şef Pierre Bartholomee Şef Dennis Russell Davies Finlandiyah çellist Arto Noras Aterbaleuo IKI tarklı program sunacak. ANKARA (CumhuriyetBürosu)- Sev•- da-Cenap And Müzık Vakfı'nca gele- neksel olarak düzenlenen 16. Uluslara- rası Ankara Müzik Festıvali. bugün baş- lıyor. Fransız Ulusal Orkestrası'nın eş- lıginde ünlü piyanist Fazıl Say'ın vere- cegi konserle başlayacak olan festivalin buyılkibütçesi 1 milyon dolara ulaşıyor. SCA Müzık Vakfı Başkanı Mehmet Başman. vakfın Ankara "da 50 yıldan bu yana çoksesli müzigin geliştirilmesi için çaba gösterdiğını belirterek müzik fes- tıvalinin, geride bırakılan 15 yıl içinde 44 ülkeden 8 binden fazla sanatçıyi ko- nuk ettiğini ve 500 bini aşkın sanatse- vere ulaştığını söyledi. Müzik Festivali Destekleme Kurulu Dönem Başkanı gazeteci-yazar Şefik Kahramankaptan. yalnızca klasik mü- zik ile sınırlı kalmayan etkinlikte, deği- şik kesimlerin beğenisine seslenebilmek amacıyla caz. bale ve koro topluluklan- na da yer verildiğine işaret etti. Kahra- mankaptan, vakfın bu yıl yeterli spon- sor desteği bulmakta zorlandığına değin- di. Uluslararası Ankara Müzik Festivali, bu akşam "Fantastik Konser"de Fran- sız Ulusal Orkestrası ile piyanist Fazıl Say'ı bir araya getırecek. Şef Dennis R Davfes' in yönetecegı orkestra. konserde H. Berfioz'un "FantastikSenfoni"sınin yanı sıra F. Liszt ve C. Saint-Saens'in yapıtlannı seslendırecek. Orkestranın yann verecegi konserde yer alması bek- İenen piyanist FrankBraley'ın rahatsız- lanması nedeniyle bu konserin solistli- ğıni de Fazıl Say üstlenecek. Mendds- sohn, Beethoven ve Stravinsky'nin ya- pıtlannm seslendirileceğı kosere Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'ın de ka- tılması beklenıyor. Fransız Ulusal Orkest- rası'nın ikı konsen de Beşevler MEB Salonu'nda gerçekleşecek. Fazıl Say, 30 Nisan'da Bach'ın yapıt- lanndan seçmeleri sunacak. Festival, 1 Mayıs'ta Finlandiyalı çellist Arto No- ras ve piyanist Fügen Serbest'i konuk ede- cek. Konserde, Beethoven, Kokonen, Debussy ve Brahms'ın yapıtlanndan olu- şan program sunulacak. Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Milli Reasürans Oda Orkestrası'nın 2 Mayıs'taki konse- rinin solıstı de Arto Noras. Konserde. El- gar, Haydn ve Strav insky'nin yapıtlan ses- lendirilecek. Beyaz Rusya'dan başken-. te konuk olan Kamepata toplulugu, 3 Ma- yıs'ta, Italya'dan dans topluluğu Aterba- letto 4-5 Mayıs'ta iki farklı programla gösteri sunacak. Ankara'da Akdeniz esintileri Festival programında en fazla dikkat çeken isün olan, Akdeniz müziğinin dün- yaca ünlü temsilcilerinden Enrico Ma- das'ın konserinin biletleri satışa çıkanl- dığı ilk gün tükendi. Beşevler MEB Şû- ra Salonu'nda 6 Mayıs'ta gerçekleştiri- lecek konser, diğer etkinliklerde olduğu gibi, dışanya yerleştirilecek bir ekran- dan da izlenebilecek. Sibd ve Anatol Jagoda. "Chopin Re- sitaü" ile 7 Mayıs'ta sanatseverleri se- lamlayacaklar. Klasik parçalara yeni bir yonım getiren lspanyol kardeşler Fran- dsco-ManueiCuenca'nın konseri 8 Ma- yıs'ta izlenebilecek. Şef Robert King yönetimindeki In- giliz "Kings Consorfun 10 Mayıs'taki ilk konserine trompet sanatçısı Cristian Steele Perkins eşlik edecek. Konserde, HandeL Biber. PurcelL, Schemehzer ve Oarke'ın yapıtlan yorumlanacak. Orkest- ra, harp sanatçısı King, soprano L. An- derson, trompet sanatçısı Perkins, vıyo- lonsel sanatçısı A. East ve obua sanat- çısı K.Spreckebeninkatılırnıyla 11 Ma- yıs'ta bir konser daha verecek. Bu kon- serde Finger, Handel, Purcell, Melani ve Vîvaldi'nin yapıtlan seslendirilecek. Geçen yıl yitirdiğimız soprano Zeb- ra Yıküz anısına piyanist Sergei Gauri- tov eşliğmde Mesut Iktu bir şan resitali verecek. İsrail Balesi. 13 ve 14 Mayıs'ta vals ve tangolarla sanatseverlerin karşı- sına çıkacak. Akbank Oda Orkestrası, şef Cem Mansur yönetiminde 15 Mayıs'ta Schnittke, Mozart, Usmanbaş ve Haydn'ın yapıtlannı seslendırecek. Kon- serde keman sanatçısı Nicola Loud da yer alacak. Aziza Mustafa Zadeh gelemiyor Ünlü keman sanatçısı Uto Ughi ve pi- yanist Alessandro Speechi, bir süre ön- ce yaşamını kaybeden CSO sanatçısı Ayhan Erman anısına 16 Mayıs'ta, Au- dio Fact 17 ve 19 Mayıs'ta, Arthur Gnı- miaıuL Üçlüsü 18 Mayıs'ta konser vere- cekler. Orchestre PhUarmonique de Li- ege, şef Pierre Bartholomee yönetimin- de Trio Arthur Grumiaıu'un katılımıy- la Beethoven'ın üçlü konçertosunu 20 Mayıs'ta yorumlayacak. Festival, ünlü piyanist Idil Biret'in aynı orkestra eşli- ğinde C. Franck'in yapıtlan seslendiri- leceği konserle sona erecek. Azeri caz sanatçısı Aziza Mustafa Za- deh'in rahatsızlığı nedeniyle festivale katılamayacağı bıldirildi. Zadeh'in 9 Mayıs'taki konseri iptal edılirken, sa- natseverlerin bu etkinliğe yönelik bilet- lerini yalnızca vakıf gişesine iade ede- bilecekleri ya da değiştirebilecekleri kay- dedildi. Festivalin 28 Mayıs'taki açılış konseri, Fazıl Say konserlen, Israil Ba- lesi ve kapanış konserinin de biletleri- nin tükendiği belirtildi. Bütçesi 1 milyon dolara yaklaşan Ulus- lararası Ankara Müzik Festıvali'nin bu yılki sponsorlan arasında Age Inşaat ve Ticaret AŞ, AND TTS, Ankara Hilton SA, Emsel Dış Ticaret Ltd. Şti., EMT- Aydıner Ortaklığı, Gama Endüstri Tesis- leri tmalat ve Montaj AŞ, Kayhan Gi- yim San. ve Tic. Ltd. Şti., Metiş Holding, Milli Pıyango Idaresi. Milli Reasürans AO, Setkomnet Trunk Haberleşme lşlet- meciliğı AŞ, Tofaş-Fiat Fonu ve Türk Traktör. TRT, Türk Dış Ticaret Banka- sı, Türkiye Emlak Bankası. Türkiye Halk Bankası ve Türkiye Vakıflar Bankası yer alıyor. Festivale Cumhuriyet, NTV, Radikal, Sabah ve Yeni Yüzyıl gazete- leri de medya sponsorluğu yapıyor. KurJug Ataman'ın Beriin ve Torino'dan odül alan filmi tstanbul'da da iddialı. Lola & Bilidikid, Altın Lale'nin peşinde CUMHUR CANBAZOGLL Uluslararası Yanşma Altın Lale'nin fiimleri bugünün programının önemli bir bölümünü kaplıyor. Emek'in iki Altın Lale filminden birisi, Kutluğ Ataman'ın Türkiye'yi temsil ettigi Lola & Bilidikid Almanya'da Türk gettosunun dışında ken- dilerine yer arayan Murat ile Lola'nın ayakta kalma çabasını yansıtan, Beriin ve Torino'dan ödüllü fılm, Istanbul'da da iddialı. Altm Lale'de ttalya adına yanşan Ma- rio Martone, Saraybosna'da sahneye ko- nulacak bir oyunun provalannı Napoli 'de yapan tiyatro kumpanyasında yaşanan- İarı yansıtıyor. Napolifi Matematikçinin Ölümü adlı filminden tanıdığımız Mar- tone, filmde aynı oyunu iki yıldır gerçek tiyatro ^ j ^ sahnesinde canlandıran HlJrrTB ISTAMBUI oyuncularla çalışmış... HBJSİ8 fİUM FİSTİVALİ Emek'in diğer filmi, 78 yaşındaki Rohmer Usta'nınl989'datlkba- harÖyküsü'yle başlat- tığı ve sekiz yıl sonra bitirdiği 'dört mevsim serisi'nin son ya- pıtı GüzÖvküsü'. Rohmer. 45 yaşında- ki şarap üreticisi dul Magali'ye dostlan- nın bir erkek arkadaş aramasını anlatıyor. Atlas'ta ise Italyan usta Mario Moni- ceUi'nin iki yapıtı var. Bunlardan Vene- dik'ten Altm Aslan ödüllü BüvükSavaş. Monicelli'nin Maupassant'ın öyküsün- den yararlanarak cepheden kaçmalanna karşılık ilahlaştınlıruş iki kafadann kişi- liğınde kahramanlık kavramını sorgulu- yor... Monicelli'nin ikinci filmi Yoldaşlar ise 19. >-üzyıhn sonunda Torino'da bir profesörün önderliğinde greve giden ış- çilerin traji-komik öyküsünü anlatıyor. Atlas'ın son yapıtı Şarkımla Dans Et, festivalin belgesellerköşesinde Heather Rose Cannes'a Gidiyor adlı yapıtla ya- şamöyküsü anlatılan özürlü Heather Ro- se'un o>^ınculuk yanını sergilediği, ka- çınlmayacak bir A\ıısturya filmi (yön: RolfDeHeer)... Alkazar'ın Hitchcock Kuşağı'nda us- tanın Sahne Korkusu adb filmi yer alıyor. Hayran olduğu aktnsin kocasının ölü- münden sorumlu tutulan gencin eski sev- gilisinin evine sığınmasıyla gelişen film, polisiye ve gerilim açısından Hhchcock'un en zayıf yapıtlanndan biri kabul edıli- yor. Hitchcock sokakta kendi kendine konuşan Jane Wyman'ın yanından geçerken gözüküyor filmde. Alkazar'da yer alan AJtın Lale filmle- rinden Geçti Gibi Rüzgâr. tanımadıgı bir yörede çalınmış taksisini ararken kaza geçıren ve en yakın yerleşim merkezin- de bambaşka bir gerçekle karşılaşan ka- dın şoför Soledad'ın öyküsü. Fögi Ser- serinin Tekkör ise rock yıldızı Fögi'ye kö- rü körüne âşık genç Be- ni'yi bu tutkunun nere- lere sürüklediğini anla- tıyor... Beyoğlu Sinema- sı'nda ulusal yanşma filmlerininin ikinci gös- '. % >. M M İ terimlen sürüyor. Ser- dar Akar'ın bu yıl Can- nes Film Festivali Eleştirmenler Hafta- sı'na davet edilen Gemide'si ile Sinan Çetin'ın Propaganda'sı var programda. Beyoğlu'nun üçüncü filmi Kasabamda tlkbahar. Koreli yönetmen Kvvangmo Lee'nin çocuklann gözüyle savaşın ge- tirdıği ahlaksal >ıkımlan incelediği, 1998 Tokyo Festivali birincisi yapıtı... Moda Sıneması. güne Fransız Yeni Dalgasf nın en önemli ısimlerinden Ag- nes Varda'nın lcürtajı sorguladığı yapıtı Biri Şarkı Söylüyor, Digeri..'yle başlı- yor. Joe Tynan'ın Baştan Çıkışı ise Beyaz Saray'a oynayan senatörün bir avukatla girdiği yasak ilışkinin politik kariyerine verdiği zaran görüp çark etmesinden yo- la çıkan Jerrv Schatzberg, ABD'nin sağ- lıksız ahlak yapısını sorguluyor. Moda'nın son iki filmi Millenium Pro- jesi'nden Tamas ve Juli (yön: tkliko En- yedi) ile IssızAda (yön: LaurentCantet). Kaosa karşı savaşım Mustafa Şener 'in dinamik resimleri sergileniyor SUNGUÇAPAN 30 yıldan beri yaşadığı Amster- dam'da çalışmalannı sürdüren res- sam Mustafa Şener'in resimleri, lş Bankası Parmakkapı Sanat Galeri- si'nde sergileniyor. 1963-68 yıllan arasında, şimdiki adı Mimar Sinan Üniversitesi Gü- zel Sanatlar Fakültesi olan Istanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademi- si'nde Bedri Rahmi Eyuboğlu Atöl- yesi'nde resim öğrenımi gören, 1945 Samsun doğumlu Şener, akademi- den mezun olduktan sonra 1969'da Hollanda'da Haarlem-Atelier 63'e devam etti. 1969'dan bugüne kadar havasmı soluduğu Van Gogh Us- ta'nın memleketinde, ondan bekle- nen egzotik bir kültürün aktarmacı- sı rolüne ısmamayarak bu kalıpla- nn dışında kalmayı yeğledi. Fırçasmı, Dogu ve Batı kültürle- rinin etkilerine açık bırakarak lirik ve soyut titreşimler yayan resimler yaptı; Amsterdam, Haarlem, Ut- recht, Den Haag, Ottowa, Istanbul vb. kentlerde sergıler açtı. Mustafa Şener'in resimleri, 19401ı yıllardan başlayarak Avrupa ve Ame- rika'da yayılan soyut dışavTirumcu akımgeleneğineyerleştirilebilir. Er- babınca Yeni Dışavurumcu (New Expressionist) olarak kategonze edi- len Şener, soyutu benimsemiş çoğu çağdaş ressam gibi, resimde hikâye anlatmaktan, nesneleri resmermek- ten kaçınarak, kendi sezgisiyle he- saplaşan, salt biçimsel ve öznel bir çözüme yöneliyor. Tıpkı Amerika- lı "action-painter'Jackson PoDock gi- bi, tuvalını-kâğıdını yerlere serip çalışıyor, boyaya daha iyi söz geçi- rebilmek ve fırçasına daha fazla ha- reket özgürlüğü sağlayabilmek için. Ressamın iç dünyasını, olanca fantezisi ve duyarlıhğıyla yansıt- masına olanak sağlayan soyut res- me yönelmesi okul yıllanna daya- nan Mustafa Şener, kendini soyut dı- şavurumcu, çağnşımcı, renkçi, li- rik ve devingen olarak tanımlıyor. He\ ecan ana ögesi ve konusu Parmakkapı Sanat Galerisi'nde- ki son sergisinde, soyut sanata olan bağlıhğını bir kez daha kanıtlayarak (ama henüz ortalara pek çıkarmadı- gı, fıgüratif denen türde de resim- ler yaptığını biz biliyoruz), yağlıbo- ya ve akrilik kullandığı son 'iş'leri- ni izleyiciye sunan Şener, kesinlik- le önceden tasarlanıp planlanmış, 'kafada bftmi;' resim yapmıyor. He- yecan onun için resmin ana öğesi ve belki de tek konusu. Resmin işlevi, çalışırken duyulan bu heyecanı izleyicide de uyandır- mak. Olabildiğince özgür ve 'şim- diki an'a gömülmüş olarak, konu seçimiyle, ön taslaklarla filan hazır- lanmadan tuvalin (ya da kâğıdın) karşısına geçiyor. Yol, ilk çizgi ya da renkle açılıyor. Kimi zaman re- • Soyutlamanın ifade köklerini yıllardır arayan Şener'in resimlerindeki dünya, sadece bugün yaşanan zamanı-mekânı çağnştırmıyor, 'mistik ve kozmik yoğunluktaki bir düşsel canlandırmaya' davetiye çıkanyor aynı zamanda, hayal gücünü de seferber ederek. sim ressamı, kimi zaman ressam resmi yönlendiriyor ve bilinenden bi- linmeyene uzayan, çok aşamalı ve katmanh, resim denen bir yolculuk- tur başlıyor. Kat edilen bu yolcu- lukta, bilinçaltının kendisidir yol- cunun azığı. Çarpıcı bir renk dokusu Uçmak, yükselmek, boşluğa düş- mek vb. gibi heyecan v erici duygu- lanımlar çağnştırdığı izleyicide gi- derek somut algılamalar uyandıran kompozisyonlarbanndıran Musta- fa Şener sergisinden "Soyutun bizi mekân-zaman ve duygu ortamın- da, böylesine canu. renkli deneyim- lere çekmesi kadar somut ne olabi- lir" diyerek aynlıyor resimseverler. Hollandalı sanat eleştirmeni D. Schmu)ow'un. sergi kataloğundakı yazısında belirttiğı gibi. Şener'in tuvallerinde 'önümûzdeki dünya, sanld bir uçurumdan yükselen anıt- sal mekânlara açıb>T)r\ıe ferahhk. en- dişe, zaman-mekânın insanın üsrü- ne üstüne gelmesi. sevinç vb. gibi karşıt ve karmaşık duygular san- yor' izleyiciyi. Mustafa Şener im- zalı bu 'boya tarlalan'na bakarken, aynca 'boşluk korkusu, başdönme- si, nefes daralması ya da havada ası- h kalıvermek' gibi birbiriyle iç içe. karmaşık duygular da yaşanıyor. Soyutlamanın ifade köklerini yıl- lardır arayan Şener'in resimlerin- deki dünya, sadece bugün yaşanan zamanı-mekânı çağnştırmıyor. 'mis- tik ve kozmik yoğunluktaki bir düş- sel canlandırmaya' davetiye çıkan- yor aynı zamanda, hayal gücünü de seferber ederek. Tıpkı kahve falın- Kâğıt üzerine akrilik, 19%. daki gibi zaman zaman figüratif nesneler keşfedilen Mustafa Şe- ner'in resimleri, kaosa karşı bir sa- vaşımı sergiliyor. Boyayı kullanışı hırçın, kuvvetli firça darbeleri, sıç- ratmalar ve çarpıcı bir renk dokusu öne çıkıyor. Yeğlediği renkler genellikle koyu, daha çok mavı beraberliginde top- rak renkleri. Resimlerdeki dina- mizm, bir noktaya yönelik olmayıp bir kasırga hortumu gibi bütün tu- val yüzeyini dolaşıyor. Tüm bu re- simsel karmaşa ve renk şiddetinin ortasında bellı belırsiz formlar boy gösteriyor. Çizgi lerin keskınliği tör- pülenipkimi alanlan sinirli tarama- lar bürüyor. Bilinçaltının en derinlerdekı kat- lanyla iletışim kuran, ressamının ruhunu açık seçik ortaya döktüğü bu resimlerde, artık sadece ön ve arka planlar fark edilmiyor, bazı manza- ramsı çağnşımlar da olası kılınıyor. "Resim > apmak benim için başlı ba- şına bir macera ve ajıu macera res- me bakan için de geçerii" diyen Şe- ner, her seferinde 'görmesini bilen' izleyiciye yeni tatlar verip farklı dürtüler uyandırmayı. bir çeşit ye- nilenmeyi sağlamayı amaçlıyor re- simleri nde. Uzun süre ve tekrar tekrar 'bak- ünyor', izleyiciyi sanki 'alümızdan kayrveren kozmik kanyonlara" doğ- ru çekiveriyor bu resimler. Özetle, kaosa karşı savaşımını sürdüren Mustafa Şener'in 'heyecanı'nı yan- sıtan. ilgisız kahnamayacak nitelik- teki bu son sergisi, izlenmeyi-görül- meyi bekliyor Parmakkapı Sanat Galerisi'nde. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Kültüp Çadıplam Başka kentlerimızde de örnekleri var mı bilmiyo- rum, ama Antalya'da, büyükşehir belediyesince ge- çen yıl kurulan iki kültür çadın örnek bir girişim ola- rak duruyor önümüzde. Kent merkezinin dışında kalan ve yoksul insan- lann yaşadığı Çamlıbel ve Ermenek mahallelerinde kurulan çadıriar sekiz yüzer kişilik. Şehir Tiyatrolan oyunlannı bu çadırlarda da ser- giliyor. Film gösterileri, konserler, tartışmalı toplan- tılar düzenleniyor. Gençler ve yetişkinler için tiyat- ro, masatenisi, satranç, biçki-dikiş, okuma-yazma, halkoyunlan, el sanatlan, nesim-heykel, yabancı dil, müzik, bilgisayar kurslan sürekli yineleniyor. Çevre halkına, görevli bir uzman doktor, bir diş hekimi ve bir veteriner tarafından sürekli ve ücret- siz sağlık hizmeti yine küttür çadıriannda sunuluyor. Çadırlann sürekli açık kütüphaneleri de var. Kültür çadırlannın bir yılı aşkın çalışmalanndan, çevre halkıyla çok yakın ilişkiler kurabildiği, neredey- se kentin kıyısında kendi yazgılanyla baş başa in- sanlan ortak bir kent yaşamına kavuşturduğu gö- rülüyor. Cumhuriyetimizin kuruluşyıllannda Halkevlerinin üstlendiğine benzer bir işlev görüyor kültür çadır- lan. Kıyıdaki insanlara, yaşadıklannın dışında da ye- ni, yararlı bir hayatın olabileceğini gösteriyor. Onla- n daha uygar bir yaşam bıçiminin gerekleriyle do- natıyor. Bu girişimin gösterdiği bir başka gerçek, kültürel çalışmalarda yerel yönetimler aracılığıyla daha ba- şanlı olunabileceği. lllerde bulunan merkezi yöne- timin temsilcisi kültür müdürlüklerinin onca kadro- lannın neler yaptıklannı dogrusu bilmiyorum. Bir il halk kütüphaneleri var çalıştırdıklan. Oysa, yukanda saydım, iki küttür çadınnda yinmi- ye yakın türde etkinlikler sürüyor. Böyle olması da doğal. Birsemtin gereksinimlerini oradakilerden da- ha iyi kim bılebılir? Böylelikle diyelim, tiyatro, müzik gösterileri için kur- duğunuz bir merkezin etkinlıkleri, bakmışsınız, kan grubu saptamasından kedi-köpek aşılamaya, oku- ma-yazmadan bilgisayar öğretmeye dek çeşitleni- vemniş. Uçurtma şenliği de düzenliyor, patyaço gös- terisi de: Yaşar Nuri Oztürk, Tayfun Talipoğlu da gelip konuşuyor, Akdeniz anemisi hastalığı da tanı- tılıyor. Günlük gazeteter de okunabiliyor, Karagöz gös- terisi de izlenebiliyor. Nevruz da burada kutlanıyor, 23 Nisan da. Bir çadıra gelip gidenlerin sayısı günde bin kişiyi aşıyor. Tam bir yerel kültür hizmeti buluşması. Böylesi bir canlı deneyimin kalıcı sonuçtan ola- cağı da ortada. Bütçe harcamalan içinde Kültür Bakanlığı'na ay- nlan pay, uluslararası alanda kabul edilen yüzde bi- rin altında. Bakanlığın, halkın kültür hayatıyla ilgili ça- lışmalan son derece sınırlı. Oysa yerel yönetimler farklı. Kültür hizmetini de tıpkı temizlik, imar vb. öteki hizmetlerden biri kabul edebilir, yurttaşlanna bu hizmetleri kolaylıkla suna- bilirter. Şu yukandan beri sözünü ettiğimiz şeyler ne mas- raf ister ki! Birkaç salon, birkaç heyecan dolu insan. Karşılığında halkın yaşam kalitesini yüksettecek hfz-' metîer. Antalya'da gerçekleşen uygulamanın, başka kent- lerimize de örnek oluşturmasını diliyorum. Arkadaş Z. Özger Şiip Ödühi sahibini buldu • Kültür Servisi - Mayıs Yayınlan'nca bu yıl dördüncüsü düzenlenen Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü'nün sonuçlan açıklandı. Seçici kurulun yaptığı değerlendirme sonucunda ödül "Ben Eskiden Çocuktum' adlı dosyasıyla Kuvvet Yurdakul'a verildi. Mehmet Atilla'nın 'Şimdiye Dek Sağ Kaldım' ve Emel Güz'ün 'Zühre'nin Boyama Kitabı' adlı dosyalanna ise Jüri Özel Ödülü verildi. Arkadaş Z.Özger Ödülü'nü kazanan dosya bu yıl içerisinde kitap olarak basılacak. Ödülün töreni ise Özger'in ölüm yıldönümü olan 9 Mayıs'ta saat 20.00'de Izmir Fuar Ada Restaurant'ta yapılacak. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ'NDE 6UGUN • EMEKStNEMASI'nda 12.00 ve 18.30'da 'Güz Ö>küsü', 15.00'te 'Savaş Tiyatrosu', 21.30'da ' Lote & BUİdkid' adlı fılmler izlenebilir. (293 84 39) • ATLAS StVEMASI'nda saat 12.00'de Büyük Savaş', 15.00 ve 21.30'da 'Şarkımla Dans Et', 18.30'da 'Yoldaşlar' adlı filmlergösterilecek. (252 85 76) • ALKAZARSİNEMASI'nda 12.00'de 'Geçti Gibi Rüzgâr', 15.00 ve 21 30'da 'Sahne Korkusu', 18.30'da 'Fögi Serserinin Tekidir' adlı filmler izlenebilecek. (293 24 66) • BEYOĞLU StVEMASInda 12.00'de 'Gemide', 15.00 ve 21.30'da'Kasabamda Ükbahar', 18.30'da 'Propaganda' adlı filmler gösterilecek. (251 32 40) • MODA StNEMASI'nda 12.00'de 'Biri Şarkı Söylüyor Digeri Söylemiyor', 15/ 00 te 'Koş Lx)la Koş'. 18.30'da 'Joe Tjnan'uı Baştan Çıkışı'. 21.30'da 'Tames ve Juli + Issız Ada' adlı filmler izlenebilir. (33 7 01 28) K Ü L T Ü R I Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear