Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 MART 1999 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Alman Kültür Merkezi'nde 'Globalleşme Döneminde Kültür Politikalan' tartışıldı
Kültiir pazarmda yerel tatlarKültür Servisi - Istanbul Alman Kül-
tür Merkezi, etkinliklerini Galatasa-
ray'daki yeni binasında sürdürüyor. Asıl
ismi Istanbul Goethe Enstitüsü olan Al-
man Kültür Merkezi'nde cuma akşamı
'Globalleşme Döneminde Kültür Politi-
kalan' konulu bir açikoturum düzen-
lendi. Başkanlığını Ali Sirmen'in yap-
tığı açıkoturuma, Goethe Enstitüsü Ge-
nel Sekreteri Dr. Joachim Sartorius. Av-
rupa Üniversitesi Viadnna'dan Prof. Dr.
KarlSchlögeL Prof. Dr Erdal tnönü ve
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi Genel Mü-
dürü Meüh Fereli konuşmacı olarak ka-
tıldılar.
Açıkoturum, Prof Dr. Karl Schlö-
gel'in tstanbul üzerine övgü dolu söz-
leriyle başladı. Ancak teknik aksaklık-
lar nedenıyle anında tercümenin izleyı-
ciye verilen kulaklıklara net olarak ula-
şamaması, Schlögel'in konuşmasının
Almanca bilmeyen konuklartarafından
takip edilememesine neden oldu. Schlö-
gel, küreselleşmenin bır 'gerçek' oldu-
ğunun altını çizdigi konuşmasında bu-
gün dünyada bir kültür pazan oluştuğu-
nu ve farklı kültürlerin bu pazarda kar-
şılaştıklannı: ancak pazarın kültürel bir
fakirleşmeye yol açabıleceğini dile ge-
tirdı.
Açıkoturumda SchlögeFden sonra söz
alan Prof. Dr. Erdal Inönü. "Teknik ile-
tişim ve globalleşme güzel şeyler; ama
bunlann. insanın kendi akıl \e becerisi-
nin yerini tutamayacakianm düşünüvo-
rum" diyerek başladığı konuşmasında
globalleşmenin kültür politikalannı na-
sıl etkileyebileceğı sorusu üzerinde dur-
du:
u
Bu konunun, büyük devletler ve
küçük-orta devletler olmak üzere iki
cephesi var. Büyük de\ letler zaten daha
önceleri de kültür emperj ali/nıi olarak
adlandırdığımız. dünya> ı hedefalan, ev-
rensel kültür politikalan izliyorlardı.
G' loballeşmenin sağladığı olanaklann, büyük bir gücü de beraberinde getirdiğini dile
getiren Erdal tnönü, yanlış imajlar yaratmak gibi tehlikeli bir duruma da yol açabileceğine
dikkat çekti. Melih Fereli, küreselleşmenin ne yönde gelişeceğini tahmin etmenin güç
olduğunu vurguladı. Globalleşmenin. türdeşleşme tehlikesini de beraberinde getirdiğini
anımsatan Sartorius, ancak bunun dramatize edilmemesi gerektiğini belirtti.
GlobaUeşmenin bu devletler için yarat-
nğı fark, öteki büyük devletlerle yakın
olma dunımu. Bu durumda ya bir mü-
cadele içerisine girecekler >a da ortak kül-
türe katkıda bulunacaklar; inşallah ikin-
cisi olur. Peki globalleşme küçük ve or-
ta d^ letleri nasd etkiler? Bu devletierin
bilim adamlanna ve sanatçılanna ya-
pıtlannı dünyaya yayma oianağı, açıhm
olanağı sağJar."
İletişim teknolojisindeki gelişme
Globalleşmenin sağladığı olanakla-
nn, büyük bır gücü de beraberinde ge-
tirdiğini dile getiren Inönü, bu gücün in-
sanlar arasında sevgiyi, anlayışı ve be-
raber yaşamayı özendirecek şekilde de
kullanılabileceğini. ama tam tersinin de
mümkün olabileceğini ve aynmcıhğa
yol açabileceğmi belirtti. Globalleşme-
nin, soğuk sa\ aş sonrasında uluslar için-
deki insanlann tek tek önemlerinin far-
kına varmalanndan doğduğunu, sonuç
olarak da ırk ve mezhep aynlıklannın
ortaya çıktığını söyleyen Inönü, sevgi ve
anlayışı destekleyen kültür politikalan
izlenmesinin şart olduğunu vurguladı.
Inönü, globalleşmenin, yanlış imajlar
yaratmak gıbı tehlikeli birdurumada yol
açtığını ve açabıleceğini de dile getir-
di.
Açıkoturumda Inönü'nün ardından
konuşmasına başlayan Melih Fereli, kü-
reselleşme tehlikelerinin temelinde, akıl-
dışılığa ta\ iz veren bir yaşam düzenine
yol açan kültürsüzlüğün yattığını be-
lirtti. İletişim teknolojisindeki gelişme-
nin gittikçe ıvme kazandığını ve ivme-
nin, beraberinde bazı şoklan da getirdi-
ğini söyleyen Fereli, bu noktadan hare-
ketle küreselleşmenin ne yönde gelişe-
ceğini tahmin etmenin güç olduğunu
vurguladı.
Fereli, küreselleşmenin getirebilece-
ği fırsatları 'kolay erişim.bilim kültürü-
nün gelişebilmesi, ortak insanlık mira-
sının pa\laşımı. evrenseli vakalama ça-
balannın sonuç verebilmesi ve bireyciü-
gin özgüriüğü ile başkaktınlann gerçek-
leşebilmesi': küreselleşmenin yarattığı
kaygılan ise 'kültürel saklın mekaniz-
masu antropolojik kültürün yitirilişi, kit-
lesel tüketim kültürü, savunma amacıy-
la yerel kültürlerin dınarlar arkasına
sığınma gereği du\ması ihtimali, türdeş-
leşme eğilimi ve duyarsızlaşma noktası-
nagelmeolasıhğı' olarak özetledi. Fere-
li konuşmasının sonunda UNESCO ta-
rafından belirlenen çoğulcu, paylaşım-
cı, katılımcı polıtikalar, kültür mirasının
korunması, kalkınma stratejileri geliş-
tırilmesı gibi hedefleri anımsattı.
Yerel kültürler direnirse...
Açıkoturumda son olarak söz alan
Dr. Joachim Sartorius verdiği çeşitli ör-
neklerle. globalleşen dünyada üretim
ağının tek bir merkezden denetlendiği,
yalnız bu ağdaki hisse sahıplerinin ege-
menlik kazanabileceği ve bu ortamda fi-
nans piyasalannı kontrol eden egemen
güçlerin önem kazandığının altını çiz-
di. Globalleşmenin, türdeşleşme tehli-
kesini de beraberinde getirdiğinin söy-
lendiğini anımsatan Sartorius, ancak
bunun dramatize edilmemesi gereken
bir durum olduğunu dile getirdi: "Tür-
deşleşme, kültürün kendi özüne terstir.
Bu, ince bir tabakadır; tabakanın geri-
sinde yerel kültürler kendilerini zengin-
lestirmeyi sürdüreceklerdir. Yerel kül-
türler direnirlerse kendilerini koruya-
biBrkr."
Bu çerçeve içinde devletin rolünün
ne olacağı üzerinde de duran Sartorius,
ulusal devlet rolünün küreselleşme ile
birlikte genlediğini belirtti. Kültürü,
kimliği oluşturan kaynak olarak tanım-
layan Sartonus, bu nedenle de kültür
politikalannın çok önemli olduğunu ve
devlet tarafından desteklenmesi gerek-
tiğini söyledi.
'Fujifilm WorldMusic Days Volume 5', Hangar Maslak'ta başhyor
BrezHya1dan Asya 'ya müzikşöleni
Kültür Servisi - "Fujifilm WorM
Music Days Volume 5" 19-20 Mart
tarihleri arasında Hangar Maslak'ta
Pozıtıf ın organizasyonuyla gerçek-
lefrfrîlecek. Fujifilm World Music
Davs kapsamında 19 Mart Cuma
günü Brezilya müziğinin önemli
isimlerinden Daude ve Chico Ce-
sar'm sahne alacağı "Brasil Nova
Gecesi", 20 Mart Cumartesi akşamı
ise hıp-hop ve Asya etkili müzikle-
nn grubu Fundamental'in yer ala-
cağı "London l'nderground" gece-
si gerçekleştırilecek. Her gece için
5 miKon ve ikı gece için 8 milyon-
dan satışa sunulacak olan konser bi-
ietleri Istanbul Vakkorama mağa-
zalanndan satın alınabilecek.
Yeni nesil Brezilya pop müziği-
nin en yenilikçi isimlerinden biri sa-
yılan Daude 19 Mart Cuma akşamı
Staras Stüdyolan'nda sahne alacak.
Topluluk, Daude (solist). Ricardo
Feijao (bas), Cesar Bottinha (gıtar),
EduardoConstant(davul). Rober-
to Araujo (klavye), Emiüo Martins
ı vurmalı sazlar), Caria Aleıander
(vokal), Marianna Baltar'dan (vo-
kal) oluşuyor. tlk albümünü 1995
yıltnda çıkaran Daude, prodüktörlü-
ğünü Celso Fonseca ve Soul II Soul
grubunun yeni üyesi Wül Mowat' ın
üstlendiği son albümü "Daude Num-
ber2" ile büyük ilgi topluyor. Top-
luluğun son albümü tanınmamış
Brezilyalı bestecilerin şarkılan ile
uluslararası hitler ve eski Brezilya
şarkılannınyeni uyarlamalannı içe-
ren bir repertuvardan oluşuyor.
Brasil Nova Gecesi'nde aynca ca-
rimbo, reizado, coco gibi Brezilya
ntmlenni pop müzik kalıplanyla ka-
nştırarak yeni bir stil yaratan Chı-
co Cesar müzikseverlerle buluşa-
cak. Konserde Cesar'a vurmalı çal-
gılarda Simone Soul, gitar ve viyo-
lonselde Mario Manga. bas ve gitar-
da Sawami Jr. saksafonda Simon
Julian. akordiyonda Ofivio de So-
uza ve geri vokalde Tata Kcrnandez
eşlik edecek. CusCuz Clan ve Be-
leza Mano adlı albümleriyle tanı-
nan Cesar, şıirleri ve parçalan ses-
lendirme tarzıyla CaetanoVeloso ve
GilbertoGü ile karşılaştınlıyor. Ge-
cenin sonunda ise Ingiltere'nin en
önemli DJ'lerinden biri olan Dave
Hucker ile Latin ve Afrika müziği-
nin geniş kitlelere ulaştıran DJ Mar-
tin 'GtobalocaT Moralesyer alacak.
20 Mart Cumartesi akşamrgercek-
leştirilecekolan London Undergro-
und gecesinde, geleneksel teorilere
karşı çıkarak birbirine zıt farklı gö-
rüşleri parçalannda işleyen ve tari-
hi kişilerin konuşmalanndan yarar-
lanarak parçalannda çeşitli rapçi,
şair ve vokalistlere yer veren Fun-
damental. ünlü Bhangara davulcu-
lanndan oluşan dhol foundation ile
müzikseverlerle buluşacak. Sürek-
li değişen bir kadro ile sayısız fes-
tivalde konser veren grubun değiş-
meyen iki üyesi Asya kökenli yapım-
cı PropaGhandi ile Impi-D Toplu-
luk 1994 yılında çıkardığı ilk al-
bümleri Seizethe Tüne'in ardından
Dog Tribe ve Gold Burger adlı iki
CD ile müzikseverlerin karşısına
çıktı. Aynı gece konser sonrasında
DJ'ler AkiNavvaz ve lmpi-D "prog-
resstve global dub chaos" adını ver-
diklen müzıkleriylegeceyi renklen-
dırecekler.
8 Mart Dunya Kadınlar Cünü kutlanıyor
Devlet Tiyatrosu'nda
'Portekiz Mektuplan'
Kültür Servisi - 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü bugün çeşitli
etkınliklerle kutlanıyor. Istanbul
Devlet Tiyatrolan saat 19.30'da
Aziz Nesin Sahnesi'nde 'Pbrtekiz
Mektuplan' adlı oyunu
sahneleyecek. Ayşen Gür'ün
çevirdiği oyunda H. Merih Atalay,
Hanife Şahin, Zeynep Erkekli,
Özden Çiftçioğlu. Özlem Güveli
ve Özgür Erkekli rol alıyor.
Oyxından sonra 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü nedeniyle
izleyicilerle bir sohbet de
gerçekleştirilecek.
Tlyatro Özgün Denenıe ise
Ankara'da 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü'nü 'Doğmamış Çocuğa
Mektup* adlı o>oın ile
kutluyor. Oyun,
Kültür Bakanlığı'nın
Mithatpaşa Caddesi
No 18'de yer alan 75.
Yıl Tiyatro
Salonu'nda saat
20.30'da başlayacak.
Tiyatro Özgün
Deneme, kadını, farklı
smıf ve statüleriyle
konu edinen oyunlan
ile dikkat çekiyor.
Yönetmenliğını Yeşim
Eyüboğlu'nun yaptığı
oyun, Oriana
Fallaci'nin aynı adlı
kitabından sahneye
uyarlandı.
Dünya Kadınlar Günü
nedeniyle Beşiktaş
Belediyesi de bir karma resim
sergisi açıyor Ortaköy Kültür
Merkezi Sergı Salonu'nda açılan
sergi 26 Mart'a dek devam
edecek.
Baraka'da ise 8 Mart Dünya
Kadınlar GünJ nedeniyle Asü
Erdoğan'ın katılacağı bir etkinlik
düzenlenecek. Etkinlik saat
20.30-22. 00 saatleri arasında
gerçekleştirilecek.
Aynca Cumhurıyet kadınlan ve
Türk Tiyatrosu'na katkılanndan
dolayı Suna Pekuysal, Ayla Algan
ve Birsen Kaplangı'ya ödül
verilecek. Ödül töreni bugün saat
14. 00'te Akatlar Kültür
Merkezi'nde yapılacak.
Üç gün sürecek etkinlik AKM Konser Salonu'nda yapılacak
Leyla Gencer Şan Semineri
Kültür Servisi - Kültür Ba-
kanlığı 'nın düzenlediği ve Ya-
pı Kredı Sanat Festivali'nin
organizasyonu üstlendiği 'Ley-
laGencerŞan Semineri'bugün
yann ve Çarşamba günü Ata-
türk Kültür Merkezi Konser
Salonu'nda gerçekleştirile-
cek.
'Bel canto' ve şan teknik-
lerini içeren seminer yalnız
opera sanatçılanna. opera öğ-
rencilerine değil, tüm sanatse-
verlere açık yapılacak. Dün-
yanın neresinde olursa olsun,
Leyla Gencer'in verdiği ko-
nuşma ya da seminerlerin, yal-
nız uzmanları değil, müzik
dınleyicilerini de büyülediği,
bilinen gerçekler arasında.
Halen Scala Operası Mü-
zik Akademisi baş eğitmeni
olan ve yönetici kadrosunda
da görev alan Leyla Gencer,
'misyonum' dediği müzik ve
opera tutkusunu daha geniş
kitlelere yayma çabasını bu
tür seminerlerle sürdürmekte-
dir.
Sanatçıyı yaşarken onur-
landırmak ilkesinden hareket
eden Kültür Bakanlığı, bu se-
minerle eşzamanlı olarak Zey-
nep Oral'ın yazdığı 'Tutkunun
Romanı-Levla Gencer' kıtabı-
nın büyük forma yeni baskı-
sını gerçekleştirdi. 'Kültür
Bakaniığ) Yaymlan'ndan çıkan
kitap, semıner boyunca satı-
şa sunulacak.
Bugün saat 15.00'te, AKM
Küçük Konser Salonu'nda
Leyla Gencer Şan Semine-
Gencer 'bel canto' şan tekniği atöKe çalışması yapacak.
ri'nin açılışmda, Leyla Gen-
cer'in seslendirdiği Verdi'nin
'Aida' ve 'II Trovatore' ope-
ralanndan aryalar eşliğinde
bir multıvizyon gösterisi, sa-
natçıya ait CD dinletisi yer
alacak. Kültür Bakanı İstenû-
han Talay'ın açış konuşması-
nı, Ozalp Birol'un sunuşunu,
Leyla Gencer" in yöneteceği
'bel canto' şan tekniği atölye
çalışması izleyecek.
Üç gün boyunca saat
15.00'te başlayacak semine-
re. Istanbul, Ankara. tzmir,
Mersin devlet operalanndan,
CRR Operası'ndan sanatçılar
ve çeşitli konservatuvarlardan
öğrencilerkatılacak. Etkinli-
ğe ginş tüm sanatçı, öğrencı
ve sanatseverlere açık olacak.
Leyla Gencer Şan Semine-
ri'nin ilkinin gerçekleşeceği
bugünkü etkinlikte 'bel can-
to' şan tekniği atölye çalışma-
sına Istanbul Devlet Operası
sanatçısı Ayfin Ateş (mezzo-
soprano) ve Istanbul Mimar
Sinan Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Şan Bölümü
öğrencisi Burak Bilgili (bas
bariton) katılacaklar. 9 ve 10
Mart günlerinde ise Mersin
Devlet Operası sanatçısı Çiğ-
dem Tesişçi (soprano). lzmir
Devlet Operası sanatçısı Le-
vent Gündüz (tenor), CRR
Operası sanatçısı Hande So-
ner (soprano). Istanbul Mi-
mar Sinan Üniversitesi Dev-
let Konservatuvan Şan Bölü-
mü öğrencisi Murat Güney
(bariton) ve Istanbul Üniver-
sitesi Devlet Konservatuva-
n'ndan Ari Edirne'nin (tenor)
katıhmıyla 'bd canto' şan tek-
niği atölye çalışması gerçek-
leştirilecek.
tki yıldabirdüzenlenen, il-
ki 3-9 Eylül 1995'te, ikincisi
31 Ağustos-6 Eylül 1997'de
gerçekleştirilen ve artık gele-
nekselleşen Yapı Kredi Ulus-
lararası Leyla Gencer Şan Ya-
nşması'nın üçüncüsü ise bu yıl
29 Ağustos-4 Eylül tarihleri
arasında yapılacak. Yanşma-
nın amacı, genç kuşaklara ye-
ni olanaklar tanımak, gelece-
ğin sanatçılannı keşfetmek,
onlara yeni yollar açmak, o
yolda ilerlemelerini sağlamak
ve onlan yeryüzünün ortak
kültür ve müzik dünyasının
bir parçası kılmak. Yanşma,
bugünle yann arasında genç
sanatçılar aracılığıyla bır köp-
rü kurarak önemli bir görevı
yerine getiriyor.
BUA^AMADA
ŞÜKRAN KLRDAKUL
Ölümü de Alaya Alan Şair
Can Yücel son şıirlerinın birinde ölümü de ala-
ya alıyor. Doğanın bildik gidişatına kafa tutar gi-
bi...
Çağdaş şiirimizde ölüm gerçeğinin korku, bo-
yun eğme, kurtuluş umudu, diriliş gibi değişik ruh-
sal kabullerı yansıtan dizelerle verildiğini biliyoruz.
Yahya Kemal bu gerçeğin yarattığı değişik du-
yarlıklara ve diriliş varsayımına bağlı pek çok dize
yazdı. Münir Nurettin'ın çoğunu bestelediği için
orta tabaka okumuşlannın belleğınde yer alan ki-
mileri ahret kokulu dizelerdir onlar. Kimi zaman da
okuyacağımız dizelerde görüldüğü gibi Islam oğ-
retisiyle ters düşenleri de var aralarında.
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihâna bir daha getmek hâyâl edilse bile.
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
İlk kitabı Sebil ve Güvercinler'de (1943) topladı-
ğı şiirlerden çoğu, kurtuluşu ölümde arayan bir
şair kimliğinde gösterir Ziya Osman'ı Yaşam -kı-
sa da sürse uzun da- bir misafirlik geçiciliğinde-
dir onun için. Kimi şiirlerinde ise bir an önce bu dün-
yadan, varsaydığı dünyaya geçmek için sabırsız-
lanır gibidir.
Geç kaldık, Yarab geç kaldık
Bırakıp fazlasını ömrün
Koşup sükûnuna ermeğe
Koşup sana hesap vermeğe
Geç kaldık, Yarab geç kaldık.
Necip Fazıl ise -sonradan yadsıdığı- Kaldınm-
lar döneminde de "ölüme ıbadet eden" bir şair kim-
liği ortaya koydu genç yaşlarında bile. "Tabut, me-
zar, kefen vb." öğelerle çalışarak ölüm korkusunu
duyarlık durumuna getirdi.
ölenler yeniden doğarmış, gerçek
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek.
Çakılır çakılmaz üstiıne kapak?
(Tabut)
Nâzım Hikmet'in uzun hapislik döneminde an-
jına pektorıs ve karacığerinin bozulması nedeniy-
le kırklı yaşlarda ölüm korkusuna kapıldığını bili-
yoruz. "Nâzım Hikmet Şiirinde Ölüm" adlı yazım-
da (Şairce Düşünmek, 1990) şu satırlar vardı:
Nâzım Hikmet'in şiirinde ölüm, var oluşa -has-
talık nedeniyle- ilk uyanlannı gönderen birgerçek-
tir. 1948'de Adalet Cimcoz'a mektuplanndan bi-
rinde "Karaciğerim fena halde azdı. Yeni muaye-
neoldum, ikiparmak daha büyümüş. Sancıyorda
mübarek..." dıye yakınması gibi önce yaşamsa) uyu-
munu sarsan somut değişme karşısında duydu-
ğu üzüntü yansır dizelerine. Giderek dünyayı sor-
gulamaya dönüşür. Rubailer'de yer alan küçük şi-
irlerinde belirgin biçimde kendini gösterir bu he-
saplaşma. Ve Nâzım ilk kez "Paydos diyecek bir
gün toprak anamız" dizelerinde gördüğümüz gi-
bi, dünyada misafir olma duygulannı simgşleyen
sözcükleri kullanmaya başlar. Ama düşünsel ya-
pı değişmemiştir. Dünyaya, evrene ve insana ba-
kışı "idealizm" kokmaz.
Bu bahçe, bu nemli toprak, bu yasemin kokusu,
bu mehtaplı gece
Panldamakta devam edecek ben basıp gidince de.
Çünkü o ben gelmeden, ben geldikten sonra da
bana bağlı olmadan vardı
Ve bende bu aslın bir sureti çıktı sadece.
1950'den sonra elinde kalan zamanını hapisha-
neden getirdiği hastalıklarla birlikte geçirdi Nâzım.
Dostlannın yazdığına göre "ölmekten korkuyorve
gizlemek gereğini duymuyordu." (Ekber Babayef)
Can Yücel ölümü de alaya alıyor. Tepkilerine, öf-
kesine, yaşama doymamışlığına, us gücüne tutu-
narak.
Mehmet H. Doğan'ın "Adam 1999 Şiir Yıllı-
ğı"na aldığı REQUIEM adlı şiirindeki şu dizelere ba-
kın:
Boynum kıldan ince ölüme,
-Değilmikişolilletten iğne-ipiiğe dönmüş bedenim-
Ve ölüm ki benim bu ölümlü dünyaya gelmemle
Beraber dünyaya gelen maşallahı var oğlum,
Ona ben analık ettim, onu ben elimde büyüttüm
Onu şu kadarcıktan bu boya ben getirdim
Yedim yedirdim, içtim içirdim, kustum kusturdum
Onu sûtümle, onu kanımla, onu aklımla besledim
Nereyegittiysem, ölümüne kadar, yantmdagötürdüm
Ne zaman aşkımı öpsem, ona da öptürdüm
Ben gençken o da gençtı, ihtiyanm o da ihtiyar
Siperierde omuz omuza döğüştük o diyar bu diyar
Ne güzel, Can Yücel ölümü de alaya alıyor.
e-posta:skurdakul(a superonline.com
Aktör Richard Kiley öldü
• NEW YORK (AA>ABD'nin sahne, fılm ve
televizyon oyuncusu Richard Kiley, 76 yaşında öldü.
Kiley'in menajeri Arthur Kennard, ünlü aktörün bir
kan hastalığı olduğunu ve New York'taki evinde
öldüğünü bildirdi. Broadway'de bir numara olan
'Man of La Mancha' oyununda romantik idealist
Don Kişot'u oynayan Kiley, güçlü sesi ve
endamıyla Broadway'de çok sayıda oyun ve müzikal
ile televizyon filmlerinde, dizılerinde ve
Hollyvvood filmlerinde rol almıştı. Kiley, 1959'da
Gwen Verdon ile oynadığı "Redhead'deki rolüyle,
sonra da 1965'te 'Man of la Mancha'da oynadığı
rolüyle ikı kez Tony Ödülü almıştı. Chicago'da
doğan Kiley. sahneyi denemek için New York'a
taşındığında, 'A Streetcar Named Desire' adlı
oyunda üstlendiği rolü almıştı. Kiley, 1983'te
'The Thornbirds'. 1988'de 'A Year in the Life' ve
1994'te 'Picket Fences' televizyon oyunlanyla 3
Emmy ödülü kazanmıştı. Kinley, halen
sahnelenmekte olan ve başrolünü Robin Williams'ın
o>Tiadığı 'Patc Adams'da bir doktoru oynuyordu.
İsrail'de Osmanlı Türk Halı
Sanatı Sergisi'
• Kültür Servisi -Istanbul Türk islam Eserleri
Müzesi'nden secilen tarihi halılardan oluşan
'Osmanlı Türk Halı Sanatı Sergisi' 16 Mart'ta
israil'de açılacak. Açılışını Kültür Bakanı tstemıhan
Talay'ın yapacağı sergı, 6 Haziran'a dek Kudüs'teki
Israil Müzesi'nde açık kalacak. Türk halı sanatının
önemli örneklerini oluşturan sergide, 51 halı ile
rahle, kandil, şamdan gibi yapıtlar yer alıyor.
Toplam 56 parçadan oluşan sergide, 13. yüzyıldan
19. yüzyıla değin halı sanatının seçkin örnekleri
bulunuyor.