Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 MART 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Yen) gümpiik
tarttesi
• Ekonomi Servisi -
Türkiye ile Avnıpa
Topluluğu gümrük tarifesi
arasında yapılması
gereken yûzde 15
oranmdaki üçüncü
gümrûk vergisi uyumuna
ilişkin karar Restni
Gazete'de yayımlandı.
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanan
Bakanlar Kurulu karanna
göre, Tûrkiye ile AT
arasında geçiş, dönemini
düzenleyen Katma
Protokol listesinde yer
alan eşyalann üçüncü
ülkelerden yapılan
ithalatinda. ortak gümrük
tarifesi çerçevesinde
gereken yüzde 15
oranındaki üçüncü
gümrük vergisi uyumu 1
Ocak 1999tarihinden
itibaren
gerçekleştirilecek.
Mutıasebeciler
Haftası
• ANKARA (AA)-
Ankara Serbest
Muhasebeci Mali
Müşavirler Odası Bas,kanı
Mehmet Çelik, siyasi
partilerden peşin verginin
yumuşatılmasını istedi.
Çelik, 'Muhasebe
Haftası' nedeniyle
düzenledıği basm
toplantısında, seçimlere
girecek siyasi partilerden
mesleki ve toplumsal
isteklerde bulunurken
'kulak tıkanması'
durumunda oy
vermeyeceklerini söyledi.
Serbest bölge
Ekonomi Servisi -
tstanbul Deri Serbest
Bölgesi'nın isım
değişikliğine ilişkin
Bakanlar Kurulu karan
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Böylece, tstanbul Deri
Serbest Bölgesi'nin adı,
Istanbul Deri ve Endüstri
Bölgesi olarak değişti.
' Isim değişikliği şirket
unvanma da yansıyarak
Istanbul Deri Serbest
1
'•BçHge Kurucu v
"
f
Monim Şirketi
' yöfeSBAŞ), Istanbul Deri
ve Endüstri Serbest
Bölgesi Kurucu ve
lşleticisi Anonim Şirketi
(DESBAŞ)oldu.
Süt alımı dolara
bağlanıyor
• ANKARA (AA)-Tanm
ve Köyişleri Bakanı
Mahmut Erdir, süt
alımlannın dolar bazında
yapılması için çalışmalara
başlandığını söyledi.
Eskişehir'in ilçe ve
köylerinde incelemelerde
bulunan Erdir. Çifteler
ilçesinde de inceleme
yaptı. Bakan Erdir, "'Süt
üreticileri artık
kandınlmayacak. Büyük
süt şirketleriyle anlaşma
sağlanarak üreticinin
mağdur olmaması için süt
ahmlannı dolar bazında
yapacağız" diye konuştu.
LastflrteY
belgesi
• ANKARA (AA)-
Binek otomobil
lastiklerinin üretiminde
'Büyük E belgesi'
verilmeye başlandı.
Belgeyi ilk olarak Brisa
alırken Petlas da almak
için başvurdu. Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı Sanayi
Genel Müdürü Bülent
Esinoğlu, Birleşmiş
Milletler Avrupa
Ekonomik Komitesi
mevzuatının ilgili
düzenlemeleri
çerçevesinde,
kalite ve standart
konusunda kendini
ispatlamış sanayi
mallanna bu belgenin
verilmesinin zorunlu
oldugunu bildirdi.
Doğalgaz
tiiketimi artıyor
• ANKARA (AA)-
Türkiye'de hızla artan
doğalgaz tüketimi ve buna
bağlı olarak yürütülen
uluslararası gaz temin
projeleri çerçevesinde
elektrik üretimi üniteleri
de her geçen gün
büyütülüyor. Doğalgaz
arzından fazla büyüyen
yatınmlar sonucunda
geçen yı\ 2.9 müyar
metreküpe ulaşan
doğalgaz açığının, bu yıl
3.4 milyar metreküp
olarak gerçekleşeceği
tahmin ediliyor.
Yeni yasayla getirilen düzenlemeler nedeniyle bu yıl 145 bin yeni ev sahibi devlete gelir bildirdi
Ceza ev salupleriın ürküttüEkonomi Servisi - Vergı Yasası'yla
getirilen düzenlemeler ve ağırlaştınlan
cezalar nedeniyle bu yıl 145 bin yeni ev
sahibi gelir büdıriminde bulundu. Ev
sahiplerinin ocak ayında vergi
dairelerine verdikleri kira
beyannamelerine göre. Türkiye'de
kiracılar ayda ortalama 61 milyon 659
bin lira kıra ödüyor.
Gelirler Genel Müdürlüğü'nün IRS
sisteminde değerlendırmeye alınan vergi
beyannamelerine göre. yeni Vergi
Yasası"yla getirilen ağır cezalar
• Türkiye'de kiralann en düşük olduğu il Bingöl olurken
İstanbul'da kiracılar ev sahiplerine 1998 yıhnda 81.3 trilyon
lira ödedi. Ev sahipleri geçen yıla ilişkin kira gelirleri için
ülke genelinde 44 trilyon lira vergi ödeyecekler.
nedeniyle gelir bildiriminde bulunan ev
sahibi sayısının arttığı görüldü.
147 trüyon lira gelir elde edildi
Yasanm yaşama geçmesiyle bidikte
beyanname veren 294 bin mükellefin,
geçen yıl 146 trilyon 961 milyar
tutanndaki gelirleri nedeniyle
ödeyecekleri gelir vergisi 44 trilyon 170
milyar 555 milyon lira olarak belirlendi.
Kira geliri beyanname sonuçlan
üzerinde yapılan değerlendirmelere
göre, ev sahiplerinin 1998 yılındaki
ortalama kira geliri 499 milyon 866 bin
Piyasalanda durgutüuğa çcareindvrim
Piyasalarda giyecek fiyatlan
Ertek'ak.Ti elbisesL... 78 milyon lira 38mılyonlıra
Bayan Tanto 85 mıtyon lira _» 45 milyon tea
Bayan ceket _ 56 mıtyon lira ^ 29 milyon lira
Ba>arstek, 10 milyon lira 5 milyon lira
iJJayan pantolon 13 5 rruiyor. lira „ * 7.5 nmfyon lira
tkaban 48mi(yont!ra .... 29mılyonlira
! Erkekgomiek 6 mtlyon lira 4 milyon Bra
Erkek pantdon t9 mılyon lira .„«, 12 milyon Bra
ErKek palto 62 milyon iıra 40 milyon Bra
«jşitk ayakkabt 22 milyon lira 10 milyon lira
Ktşlik ayakkabı „.. 9 mılyon lira 5 milyon fra
Çocuk kazağı „ 10 mıtyon lıra 8 milyon lira
Çocukpattotonu ^ Ömılyon lira 6 5 milyon lıra
ANKARA (AA) - Kış sezonunun bitimine
doğru. magazalarda yüzde 30'lardan 60'lara
varan ındınmler. piyasalarda bir süreden beri
durgun giden saüşlan bıraz olsun
hareketlendirdı. tndirim öncesi 85 milyon
lıra olan bır bayan mantosunun fiyatı
ucuzlukla bırlikte 45 milyon liraya düşerken,
78 milyon liralık takım elbıseler 38 milyon
liradan satılıyor.
Ankara'daki mağazalann çoğunda paltodan
kabana, bay ve bayan takım elbiselerinden
ceket ve ayakkabılara kadar her türlü giyim
eşyasında ortalama yüzde 50 oranında
yapılan ındirimler, talebı arttirarak piyasanın
hareketlenmesini sağladı.
Yüzde 60'a varan indirim
Farklı magazalarda yüzde 30-60 arasında
değişen ındirimlerin yant sıra özellikle mont
ve kabanlarda "1 tane alana 1 tane bedava"
ve "etiketin yan fiyatuıa" yapılan satışlar da
dıkkatı çekıyor.
Indınmlı satılan ürünler arasında. bahar
avlannın yaklaşmasının da etkisiyle kaban ve
mantolar başı çekiyor. 56 milyon liralık
bayan ceketlerinin fiyatının 29 mılyon liraya
kadar düştüğü piyasada, 10 milyon liraya
satılan bayan eteklerinin fiyatı, indırimle 5
milyon liradan tüketiciye sunuluyor.
856 lira oldu. Bu durumda kıracılann
ödedikleri yıllık ortalama kira tutan da
61 milyon 659 bin lira olarak
hesaplandı.En fazla kira geliri 91 bin
494 ile İstanbul'da beyan edilirken, bu
ilde kiracılann ödedikleri para da 81
trilyon 352 milyar 374 milyon lira
olarak bildirildi. tstanbul bu rakamlar
ile kiralann en yüksek olduğu il olma
özelliği de gösterirken aylık ortalama
kira tutan 57 milyon 346 bin lira oldu.
Toplam 41 bin 328 kira geliri beyanında
bulunulan Ankara'da toplanan kira 18
trilyon 521 milyar olarak
beyan edilirken
başkentteki ortalama kira
tutan da 57 mılyon 346
bin lira oldu. tzmir'de de
28 bin 154 kira bildirimi
yapılırken, kira tutan 13
trilyon 925 milyar 116
milyon lira, aylık
ortalama kira tutan da 61
milyon 217 bin lira olarak
gerçekleşti.
En düşük kira
Bingöl'de
Şırnak 8 bildirim ile
kiracılann en az olduğu
merkez olarak görülürken
Mus'ta 44. Siirt'te 49,
Bitlis'te de 50 beyanda
bulunuldu. Bingöl. aylık
ortalama 24 milyon 592
bin lira ile kiralann en
düşük olduğu il olurken
Osmaniye. Kilis, Sıirt ve
Adıyaman da kira
sıralamasında bu ili takip
ettı. Trabzon'da 39
milyon 281 bin lira,
Manisa'da 33 milyon 213
bin lira olan aylık
ortalama kira tutan.
Hakkâri'de 40 milyon 345
bin lira olarak hesaplandı.
Uzmanlar, sektöre eleman yetiştirecek bir yüksekokulun açılmasının zorunluluğuna dikkat çekiyor
Bankacılığın 'bir okulııbttey
yokHAZALATEŞÇAK1R
... ..Bankalar Yasası seçim sonuna
•ertelenırkert, Banjtacıhk ve Sigor-
tacılıkYüksekokulu Mezunlan Der-
neği (BANKSİYODER) Baskanı
Faruk Güçlü, yasayla birlikte ülke
ekonomisine yön veren bankacılık
sektörüne personel yetiştirecek bir
yüksekokulun kurulmasmın zorun-
lu oldugunu söyledi. Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirei'in bu ta-
leplerine sıcak baktığmı belırten
Güçlü, *Bugün\iş,nerilik>ükseko-
kulu bfle var. Bankacılık sektörüne
insan yetiştirecekbirokuhın önentf-
niYÖkhâlâanlanuşdep" diye ko-
nuştu.
Son on yılın en hızlı gelışen sek-
törlennden biri olan bankacılığın
"bir okulu bile yok* diyen BANK-
StYODER Baskanı Güçlü, "Vq-
necilik. kalorifercilik vüksekokulu
açılmasına karşın I ürkişe ekono-
misine yön veren bankacılık sektö-
rii ünrversiteden mahrum bırakıl-
dı. Ziraat mühendisi banka müdü-
rü otu>-or.Bankaeılar kendialaıüa-
ndışındavetişhor. Bugün birçoközei
banka de\ lerJe ilişkilerini sıcak tut-
mak için jönetim kurulu üyelikle-
rinesiyas'ıkri.emekligenerafieri ge-
tiriyor. Kamu bankalan da siyasi-
lerin arpalığı durumunda. Sektörü
bankacdann yönetmediği ortada"
diye konuştu. Ankara lktisadi ve
Ticari llımler Akademısı'ne bağlı
olarak 1974 yılında kurulan Ban-
kacılık Yüksekokulu'nun 1982 yı-
lında YÖK tarafindan "gerekçegös-
terümeden" kapatıldığını anımsat-
tı.
Türkiye genelinde Bankacılık
Yüksekokulu'ndan mezun 6 bin
kişinin bulunduğunu kaydeden Güç-
lü, "YÖKbövtebirokıdun hilindn-
de dcğil. Cumhurbaşkanı Süle>-
man Demirel 30 Ocak 1999 günü
BANKStYODER yönetim kurulu
üyekrinikabuletti. Demirel. bugü-
ne kadar bö>le bir okulun açılma-
nuşolmasına hayret ettığını" vebu-
güne kadardüşünmediğiniso\'leye-
rek, konu\a ilişkin olarak\ ÖK'ten
bilgi istedi" diye konuştu.
Konuya ilişkin olarak YÖK Bas-
kanı'ndan rande\ıı talebinde bu-
lunduklannı anlatan Güçlü. ancak
bugüne kadarkabul edılmedikleri-
nı kaydetti.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA .uk
Geçen hafla ABD yönetimi Avrupa
kaynaklı 15 malın ithalatına yüzde 100
gümrük vergisi koydu. Avrupa Birliği,
ABD'yi "Ciddi bir ticari çatışma nskı ya-
ratmakla" suçladı (Le Monde 6/03) ve
konuyu Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ)
götüreceğini açıkladı. (Jnternational
Herald Tribune 5/03/99). Wall Street
Journal ABD yönetiminı "Muz Cumhu-
riyeti kafasıyla" hareket ederek küresel
bir ticaret savaşı tehlıkesi yaratmakla
suçladı. VVSJ'nin başyazısınagöre. böy-
le giderse, dünya ekonomisı yeni yüz-
yıla bir "Büyük Depresyon'Ma girebilir-
di (Wa« Street Journal 5/03/99).
Bu kadar gürultuye ve korkuya yol
açan sorun, ilk bakışta oldukça garip. Ani-
den herkesın sözünü etmeye başladığı
bu ticaret savaşı tehlikesı topu topu 530
milyon dolarlık bir muz ticareti anlaş-
mazhğından kaynaklanıyor.
17 ay önce DTÖ, Avrupa Biriiği'nin, es-
ki sömürgelerinden ithai ettiği muza uy-
guladığı tercihli fiyat ve kota politikası-
nın, Avrupa'ya Latin Amerika ülkelerin-
den muz getiren ABD şırketlerine karşı
haksız rekabet oluşturduğunu saptadı.
Bunun üzerine Avrupa Birtiği uygulama-
lannda bazı değişıklikler yaptı. ABD ise
bunlan yetersiz buldu. Avrupa Birliği,
ABD'ye, istiyorsa tekrar DTÖ'ye başvu-
rabileceğıni hatırtattı. Geçen hafta sab-
n taşan ABD, daha DTÖ karar verme-
den, tek yanlı olarak misilleme yaptı,
kaşmır kazaktan, kahve makinesine,
peynirden kâğıda. pil ve piastik çanta-
lara kadar, Avrupa kaynaklı 15 malayüz-
de 100 gümrük vergisi uygulayacağını
açıkladı.
Işin ilginç tarafı, muz ticareti söz ko-
nusu olduğunda, Dole Food Company
ve Chiquita Brands International gı-
bi muz ihracatçısı ABD şırketleri Avru-
pa piyasasının 3/4'ünü zaten kontrol
ediyor. Kayınldığı ileri sürülen Karayib
Adalan bölgesi muz üreticilerinın, dün-
ya muz ticareti ve Avrupa piyasası için-
deki paylanysa sırasıyla yüzde 3'ü ve
yüzde 7'yı geçmiyor. Buna karşılık, muz
bu yoksul ülkelerin neredeyse tek ihraç
maddesi; bu kapı kapandığında bir eko-
nomik kriz ıçine girmeleri kaçınılmaz.
Nihayet, şimdi ABD korumacılığına
kurban giden mallarla, ömeğin Iskoç-
ya'daki kaşmir üreticisiyle muz ticareti
arasında hiçbir mantıksal bağlantı yok
(The Guardian 5/03/99). Tüm bu garip-
liklere ve görünüşteki önemsizticari hac-
mine rağmen, nasıl oluyor da bu muz sa-
vaşı, bu kadar korku yaratıyor? The
Economist, "Dünya Ticaret Orgütü'nü
işlevsiz hale getirebilir", "Küresel tica-
reti serbestleştirme eğiliminı tersine çe-
virebilir" derken abartıyor mu? (6/03/99).
Atlantik'te Gerginlik
Anlaşmazlığa yol açan malın ticaret
hacmi ufak olmasına rağmen birdenbı-
re ortalıkta "ticaret savaşlan" söylemı-
nin patlak vermesinin arkasında bir pa-
ranoya değil, ilk kez 1930'larda ortaya
çıkmış olan önemli bir tarihsel gerçek,
deflasyon, depresyon ve ticaret sa-
vaşlan arasındaki içsel bağlantı var. Gü-
nümüzde de dünya ekonomisi, bu içsel
bağlantının bir kez daha kendini hısset-
tireceğini düşündüren gelişmelerle do-
lu.
Dünya ekonomisınin büyük bır kısmı.
Japonya, Doğu Asya, Rusya, Latin Ame-
rika sert bir resesyon ve mali istıkrarsız-
lık içinde. Bu hafta Euro bölgesi ulkele-
rinin ekonomik durgunluğa, belki de bir
resesyona girmek üzere olduğuna iliş-
International Herald Tribune'deki ma-
kalesinde de dile getirdiği gibı bu fazla
kapasite ortamında rekabet giderek kes-
kinleşıyor, fiyatlar gerileme eğilimi gös-
teriyor. Özetle deflasyonist bir ortam
var. Bu, şirketler açısından bakınca so-
run piyasanın daralması. ülkeler açısm-
dan bakınca, ıç piyasada ekonomi ya-
vaşlarken ihracat olanaklannın azalma-
sı olarak kendini gösteriyor. Bu koşullar-
da eldeki piyasalan korumak, yenilerinı
açmak büyük önem kazanıyor. Yine bu
ortamda, 1920'lerde Lenin'in Emper-
yalizm kıtapçığında vurguladığı ve 30.
ciltte etraflıca ömeklediği gibi, büyük
şirketler, diğer bir deyişle tekeller dev-
letlen ekonomik rekabette bir araç ola-
rak kullanmaya başlıyortar. ABD ve Av-
Muz konusu, ABD ile Avrupa arasındakiticaret savaşmda tek anlaşmazlık değil.
kin bir seri gösterge açıklandı. Dünya eko-
nomisinde metafiyatlannda, 1930'lardan
bu yana ilk kez ciddi gerilemeler var. Ör-
neğin The Economist meta indeksı ge-
çen 12 ay içinde, dolar bazında. bütün
mallarda yüzde 17, besin mallarında
yüzde 22, tüm sanayi mallarında yüzde
11 geriledi. Dünya ekonomisinde ege-
men sermaye biriktm rejiminin temel
enerji kaynağı, petrolün varil fiyatı da
geçen yıla göre yüzde 22 daha düşük
bir düzeyde fThe Economist 6/03/99).
Gerek geçen sene dünyayı sarsan
mali krizi, gerekse de genel olarak dün-
yaekonomisinin durumunu tartışırken bir-
çok kez dile getirdiğimiz gibı, dünya eko-
nomisinde, 1980'lerde gelışmeye baş-
layan ve 1990'larda giderek ağırlaşan
birfazla kapasite ya da daha bilimsel bır
dille söylersek aşın üretım sorunu var. Ro-
bert J. Samuelson'un cumartesi günü
rupa Birliği arasında çıkan ve ilk anda
önemsiz gibi duran muz savaşlan işte bu
ortamın tüm özelliklerinitaşıdığı için hem
tarihsel bir anlam taşıyor, hem de geniş-
leme eğilimi taşıyor.
Muz savaşlan ve ötesi
Asya krizinden bu yana, dünya eko-
nomisinde en güçlü büyüme odağı ola-
rak ABD diğer ülkeler açısından bir ih-
racat pazarı olarak önem kazandı. An-
cak bu arada ABD dış ticaret açığı re-
kor düzeyde artarak 300 milyar dolan
geçti. ABD iç politikasında bu, küresel-
leşmecilerle, iç pazara öncelik verme
eğiliminde olan sanayiciler, sendikalar,
korumacıltğı siyasi ekmek kapısı yapmış
Buchanan ve Ross Perot, Senatör
Trent Lott gibi politikacılar açısından
önemli bir kampanya konusu. ABD baş-
kan aday adaylannın teker teker piya-
saya çıkmaya başladığı şu sıralarda ise
bu konu ister istemez giderek önem ka-
zanıyor. ABD, Avrupa'dan, ekonomisi-
ni Keynesgil politikalarla canlandırma-
sını ve ABD'nin ithalat yükünü paylaş-
masını istiyor. Ne ki tam bu sırada Eu-
ro, dolar karşısında değer kaybederek
Avrupa'nın ithalat değil, aksine ihracat
kapasitesini arttırryor. Euro'yu güçlendir-
mek için faizterin yükseltilmesi olasılığı
ise, ekonomik durgunluk kapıda oldu-
ğu için söz konusu olmuyor. Avrupa
Merkez Bankası hareketsizliği tercih
ediyor (WSJ 5/03).
Tam bu sırada Latin Amerika'dan muz
getiren ABD şırketleri, Avrupa pazannı
daha fazla açması için ABD hükümeti
üzerinde baskı yapmaya başlıyoıiar. ABD
hükümeti ve senatosu, yaklaşan seçim-
leri de göz önünde bulundurarak, her iki
partiye de yardım yapan bu iki şirketin
istekleri doğrultusunda harekete geçiyor
(Ljberatjon 6/03). Clinton yönetimi Chi-
quita Yönetim Kurulu Başkanı'nın De-
mokrat Partiye 500.000 dolar bağış
yapmasının üzerinden 24 saat geçme-
den, Avrupa'ya karşı, DTÖ'ye başvuru-
yor. Avrupa Komisyonu görevlisi Sir Le-
on Brtttan da BBC'de yaptığı konuşma-
da, Chiquita'nın başkanının senatör
Trent Lott'a yakınlığına dikkati çekiyor.
Diğertaraftan, muz ABD ve Avrupa ara-
sındaki, tek anlaşmazlık konusu değil,
Avrupa'nın ithal etmek istemediği hor-
monlu sığır, genetik değişime uğratılmış
besin maddeleri gibi ekonomik ve siya-
si olarak çok daha önemli konular da var
sırada.
Üstelik, Avrupa, ABD'nin çatıştığı tek
blok da değil. ABD, rakip ülkelere yap-
tınm uygulamasına olanak veren 301.
maddeye dayanarak Japonya ve Bre-
zilya gibi demir ihracatçısı ülkelerin mal-
lanna da gümrük vergileri uygulamaya
hazırlanıyor. özetle, "muzsavaşlan" ya-
yılma eğilimi taşıyor.
Tüm bunlara ek olarak ABD ve Avru-
pa'dabasının sorunu birbirine karştt açı-
lardan görmesi de anlaşmazlıklann kes-
kinleşeceğini düşündürüyor. Örneğin
New York Tımes Avrupa'yı pazarlannı
ABD'ye kapamaya çalışmakla suçlar-
ken (6/03) Liberation, Brüksel'e atrfla
"ABD çokuluslu şirketlerinin Avrupa pi-
yasalannı açmak için siyasi araçlan ha-
rekete geçirmesinden" yakınıyor. Eu-
ropean Voice dergisi "ABD'nin ama-
cının muz satmak değil, DTÖ'nün gü-
cünü denemek oldugunu" ileri sürü-
yor. Bu arada dünya ekonomisi, muz
kabuğuna basmış bir çizgi film karakte-
ri gibi, yavaşlatılmış hareketlerie tepe
takla düşmeye devam ediyor.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Fiyat
Ekonomi ders kitaplan ne yazarsa yazsın, bizim kül-
türümüzde fiyat kavramı bır türlü gerçek yerine otur-
muyor. Fiyat-değer bağı kurulamıyor. Kapitalizmın
azgelişmişliğinin, kuşkusuz, bunda bir payı var; bu-
na bağlı olarak tarihsel ve toplumsal gelişme süreç-
leriyle ilişkili görünüyor.
Hızla büyük paralar kazandığı anlaşılan ve senrna-
yesinin kaynağı tartışma konusu olan bir holding sa-
hibi, bir milletvekili 25-30 milyara alınıp satılıyor an-
lamınageleceksözlersöyledi. Bunun üzerineTBMM
yönetimi harekete geçti; bu sözleri Meclis'in tüzelki-
şiliğine ve onuruna hakaret sayarak yargıya gitme gi-
rişiminde bulundu. Milletvekili adaylannın harcama-
lannın bu fiyatın birkaç katı olduğu ve TÜSlAD'ın
bunlar zengin olmak için milletvekili oluyoriar açık-
lamasını yaptığı bir ortamda, TBMM yöneticileri. hol-
ding sahibinin açıkladığı bu fiyatı az mı buldular so-
rusu haklı olarak sorulur. Aslında, varolan siyasal fi-
yatlama ortamında, holding yöneticısi, indinmli fiyat
söylemiş olabılir.
Milletvekitleri, topluma hizmetlerini, aylık net 1 mil-
yar iiranın üzerinde bır maaş karşılığında veriyoriar.
Ya seçenlerin, ışçilerin ve memuriann fiyatı. yani uc-
ret ve maaşlann durumu?.. Örneğin aylık net 60 mil-
yonun altında kalan asgari ücretle mılletvekillerinin ma-
aşı arasındaki uçurum, hangi fiyatlama mantığına sı-
ğar? TBMM'nin onuru bu bağlamda düşünülürse.
çok daha onurlu bir davranış sergilenmiş olur.
Aynca, TBMM'nin ilgilenmesi gereken, ancak hiç
ılgilenmedıği fiyatlar var. Bunun en somut örneği,
özelleştirilen kamu ekonomik kuruluşlannın (KİT) na-
sıl fiyatlandınldıklandır. Ülke sanayiinin belkemiği
olan işletmeler, çoğu kez gerçek değerierinin çok al-
tmda, halkın deyimiyle sudan ucuza ve milletvekille-
rinin gözleri önünde yağmalandı; yağmalanıyor. Bu
yağmaya göz yuman ya da yer yer katılanlann ger-
çek fiyatı nasıl yüksek tutulmak istenir?
•*•
Fiyatın bir de salt ekonomik olmayan anlamı var.
Toplumsal değişimde, üst noktalara ulaşmanın bır fi-
yatı oluyor. O fiyat ödenmedikçe, kazanımlann ger-
çek değeri bilinmiyor, algılanamıyor. Ömeğin. kimi top-
lumlar, ırk aynmcılığının ortadan kalkması için büyük
uğraş vermişlerdir. Bunun gibı, toplumlar kendi dil-
lerinde dua edebilmek için yıllarca çaba göstermek
zorunda kalmışlardır. Ya asıl savaşım; insanın insanı
sömürüsünû ortadan kaldırmak amacıyla verilen bu-
yüksavaşımlar...
Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'dür. Kadın-
erkek eşitliğı için verilen savaşımlar yine sürüyor...
İşte yeni bir örnek. Fransa'da, 1789 Büyük Devri-
mi, tüm insanlann doğuştan eşıt oldugunu, üstelik tüm
dünyaya, duyuruyor; bu gerçekten ileri aşamanın
bayraktariığını yapıyordu. Ancak bu yetmiyordu. Dev-
rimden yaklaşık yüz yıl sonra, 1877'de, kadın-erkek
eşitliği sağlanması amacıyla yapılan bir gösteri son-
rasıncla, Fransa'nın ünlü sağcı gazetesi La Fıgaro, alay-
lı bir dille, kadınlardan sonra inekler de mi oy vere-
cek diyeyazmış (The Economist, 27 Şubat 1999. s.15)
Dergi bu noktayı belirttikten sonra, Fransa'da kadın-
lann 1944'te, oy hakkını elde ettıklerini; Fransız yar-
gı sisteminde yer almak için daha on yıl bekledikle-
rini ve 1954'te Fransa'nın bir yüksek mahkemesinin,
kadınlann yargı gücünü yetkin bir biçımde kullana-
mayacaklan ve yargıç olmalannın, yargının saygınlı-
ğına zarar vereceği biçiminde görüş açıkladığını ya-
zıyor. Taröşma şu sıralarda. Fransız meclislerinde gö-
rüşülmekte olan bir yasa ile ilgili; solcu hükümet, se-
ç/m/e gelinen yerlerde de kadın-erkek eşıtliğinin bir
anayasa hükmü olmasını öneriyor; daha sağda yer
alan Senato ise, seçımle gelinen yerler ıçın, kadınla-
ra erişim eşitliğı sağlanmasını yeteriı buluyor. Kısa-
ca, eşitlik savaşımı sürüyor.
Ulkemizde kadınlar, kitlesel bır hak edinme uğra-
şı ya da savaşımı vermeden, seçme ve seçilme hak-
kını, Cumhuriyetin devnmci kazanımlannın bir par-
çası olarak 1935'te elde ettiler. Ancak. yasal olarak
elde ettiklerini hakkıyla kullanabıldıkleri söylenemez.
Siyasal partilerin aday listeleri, bunun çok somut
göstergesidir.
Aslında bu sonuç kadınlann, ekonomiye kablma du-
rumunun bir aynasıdır. Türkiye'de kentlerde kadın-
lann işgücüne katılma oranı yüzde 15 dolayındadır;
çalışma çağındaki heryedi kentli kadından yalnızca
biri çalışma olanağı buluyor. Kırsal kesimde mi?..
Kadınlann işgücüne katılma oranı rok yüksek, tıpkı
Avrupa ülkeleri gibi, çağ nüfusu kadınlann yarıya ya-
kını (yaklaşık yüzde 45'i) çalışıyor. Ancak bunlann fi-
yatı yok; ücretsiz aile işçisi olarak ömür tüketiyoriar;
sömürünün en acımasızını yaşıyorlar. Buna karşın
Türkiye kadınlannın bir bölümü, onuriu bir biçimde
çağdaşlaşma savaşımt veriyor. Bır de öbür kısım var.
Onlar, öğrenci, yargıç, doktor ya da öğretmen ola-
rak, başlannı tüihanla sarmak için uğraşıyon tarikat-
lann oyuncağı oluyor; kendini köleleştirmeyı, sözüm
ona, dinin bir gereği sayıyor, dini siyasallaştırmak gi-
bi bir ilkelliğin, bağnazlığın savunucusu kesiliyor.
Kısaca. ekonomik fiyatlar alanında olduğu kadar,
siyasal ve toplumsal fiyatlar da sağlıklı bir durumu yan-
sıtmıyor.
e-posta: yakup@rorqual.cc.metu.edu.tr
En çok belge Karadeniz'e veriidi
KOBİ'lere teşvik
1998'de azaldı
ANK.4RA (AA) -Eko-
nominin isimsiz devleri
olarakkabul edilen Küçük
ve Orta Boy Işletmeler'e
(KOBİ) 1997 yıhnda 56
trilyon liralık teşvik bel-
gesi veriliıken, 1998>ılın-
da bu oran 15 trilyon lira-
ya geriledi. Yaptıklan ya-
tınrrüarla, Türk ekonomi-
sinin canlanmasmdaönem-
li birrol üstlenen KOBİ'le-
re 1997'de 2 bin 249 teş-
vik belgesi verilirken, bu
oran 1998 yılında 904'e
düştü.
Hazine Müsteşarhğı \e-
rilerine göre, geçen yıl en
fazla KOBİ teşvik belgesi
alan (3 tnlyon 707 milyar
lira) bölge Karadeniz olur-
ken, en az alan ise (792
milyar lira) Ege Bölgesi
oldu. Aynca. Marmara
Bölgesi'ne 2 trilyon 475
milyar, tç Anadolu Bölge-
si'ne 2 trilyon 572 milyar,
Akdeniz Bölgesi'ne 845
milyar. DoğuAnadolu Böl-
gest'ne 2 trilyon 147 mil-
yar, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ne ise 2 trilyon 690
milyar liratutannda teşvik
belgesi verildi.
Birönceki yıla göre, bel-
ge tutan en fazla düşenböl-
ge Ege Bölgesi olurken,
en az gerileme ise Güney-
doğu Anadolu'da görüldü.
Istanbul ilk sırada
En fazla KOBİ teşvik
yanrım belgesi alan il, 1997
yılındaolduğu gibı 1998'de
de Istanbul olurken, bu ili
Ankara takıp etti. Istanbul
KOBl'len. 129 adet bel-
geden 1 trilyon 870 mil-
yar lıra tutannda, Anka-
ra dakı KOBİ "lerde 71 bel-
geden 1 trilyon 159 mil-
yar lira tutannda teşvik al-
dılar. Geçen yıl 4 milyar
800 milyon liratutannda en
az yatınm teşvik belgesi
alan il de Hatay oldu.