Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 MART1999 PAZAR
HABERLER
Rusya'dan
ilişkilen
yumuşatma
çabası
• Rusya Dışişleri Bakanhğı
Asya Dairesi Genel Müdürü
Büyükelçi Aleksi Alekseev,
tarihsel süreçte oluşmuş sımrlara
saygı duyduklannı belirterek
'aşın akımlara, terorizmin her
şekline ve saldırgan aynlıkçılara'
karşı olduklannı söyledi.
AYÇAATAY
Rusya, PKK'ye verdiği destek ve
Kıbns Rum Kesimi'ne S-300 satışı yü-
zünden Türkiye ile gerilen ilişkilerini
dûzeltme çabasına girdi. tstanbul Bil-
gi Oniversitesi'nde önceki gûn düzen-
lenen 'Türk-Rus İlişkileri Masaya YaO-
nhyor' adlı panele katılan Rusya Dışiş-
leri Bakanhğı Asya Dairesi Genel Mü-
dürii Büyükelçi Aleksi Alekseev, "tarih-
sel süreç içinde oluşan sımrlara saygı
dıryduklannr belirtti. Ankara'da Dışiş-
leri Bakanlığı yetkilileri ile yapılan bir
görüşmenin ardından toplantıya katılan
Büyükelçi Alekseev, Türkiye ile Rus-
ya'nınyaklaşımlannmbenzediğini söy-
ledi. Alekseev, "Türkiye ile aşm akım-
lara, terorizmin her şekline, saldırgan
aynlıkçılara karşı çabalarunızdan söz
edilebiUr" ifadesinı kullandı.
Türkiye ikinci ülke
Rus büyükelçi, Rusya'nın Türki-
ye'nin en fazla ihracat yaptığı 2. ülke ol-
duğunu belirterek Türkiye ile ülkesi ara-
sındakı ticari ilişkilerde bir dengesizlik
oldugunu söyledi. Hükümetinin görüş-
lenni diplomatik bir dille ifade eden
Alekseev, Türkiye, Rusya'ya mal sat-
mak istiyorsa, bunun karşılığında da
mal almalı, mesajını verdi.
Büyükelçi Alekseev, Türkiye taraftn-
dan açılan, Rusya'nın da teklif sundu-
ğu helikopter ihalesine gönderme yap-
tı. Alekseev, Türkiye ve Rusya arasın-
da yürüyen diğerprojelerle birlikte iha-
lenın ıkı ülke ticaretindeki "muazzam
dengesizliğT azaltacağını söyledi.
Hükümetinin çok yönlü ilişkilerle ya-
pıcı ve gerçek bir ortaklığın sağlam te-
mellerinin atilmasını arzuladığını belir-
ten Büyükelçi "tkio'ıttşki)er, her zaman
iki yönlü bir sokakür" diye konuştu.
Panele katılan eski Hava Kuvvetleri
Komutanı Emekli General Ahmet Çö-
rekçi, emekli Büyükelçi Gündüz Ak-
tan, Türk-Rus Iş Konseyi Başkanı Ya-
vuzKıbç da iki taraf arasmdaki ilişkile-
rin Türkiye'den bakıldığmda nasıl gö-
ründüğünü anlattılar.
Ihale arahkta sonuçlaıuyor
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı
Emekli General Ahmet Çörekçi'nin
verdiği bilgiye göre, Rusya, Türkıye'nin
açtığı ihaleye KC-50 tipi helikopterler-
le katılıyor. Çörekçi, ihalenin bu yılın
aralık ayında sonuçlanacagını belirtti.
Bilgi Oniversitesi'ndeki panele katı-
lan konuşmacılardan eski Rusya Genel-
kurmay Başkanı ve Savunma Bakan
Yardımcısı Emekli General VTadimir
Lobov ise NATO'nun Türkiye'nin Rus-
ya'dan askeri teknoloji satın almasına
engel oldugunu ileri sürdü. Aynı zaman-
da Varşova Paktı'nın fesh edilmeden ön-
ceki son genelkurmay başkanı olan Lo-
bov. NATO ya da savaş dönemi ideolo-
jilerinin temel ahndığını belirterek "Ar-
ük SSCB de yok Varşova Paktı da. Rus-
ya artık farklı" diye konuştu. NA-
TO'nun ekonomik gelişmeyi frenlediği-
ni ıleri süren Lobov,
u
Bu Mok kendisini
degistirmdiyadasahnedençıkıpgitme-
ITdedi.
Lobov, ülkesinin Kıbns Rum Kesi-
mi'ne S-300 fuzelerini satmasını ise
"bir iş" olarak değerlendirdi. Panele,
Alekseev ve Lobod'un yanı sıra Rusya
Kültür Bakanhğı Avnıpa ve Amerika
Ülkeleri Araştırma Merkezi Başkanı A.
S. Parastayev, Rus-Türk Araştırmalar
Merkezi Başkanı Aslarabek Mozloyev
ve Türkiye Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Ni-
kolai Kireev katıldı. Kattlımcılar. bir dö-
nemin bittiğini belirterek 'Rusya'ya ön
yargılı bakılmaması' gerektiğini vur-
guladılar.
-gŞ**-1
Türkiye, Irak ve Suriye'nin terör örgütüyle bağlantılarmm devam ettiğini bildirdi
PKKVe desteksürüyorSERKAN DEMİRTAŞ / ALPER BALL1
ANKARA - Türkiye; Irak ve Suriye'nin
PKK'ye desteklerinin sürdüğünü belirterek
komşulannı teröre karşı işbirliğinde "daha
samimi davranmava'" çağırdı. Şam yönetimi-
nin "Ankara'nın zortadığı ölçüde samimi ol-
dugunu'' belirten Dışişleri Bakanhğı, çok sa-
yıda teröristin Bağdat yönetiminin deneti-
mindeki bölgeye sığındığının saptandığını.
ancak Irak'ın Türkiye ile işbirliğine sıcak
bakmadığını bildirdi. Adana uzlaşmasınaka-
tılmak istemeyen Lübnan'a da, iki ülke ara-
sında güvenlik işbirliği yapılmasına yönelik
taslak merin sunuldu.
Cumhuriyet'in, Dışişleri Bakanlığı'ndan
aldığı bilgilere göre PKK'nin Türkiye'nin
komşulanndaki yeni konumu ve Ankara'nın
gelişmelere vaklaşımı ana hatlanyla şöyle:
Irak'ın terör desteği onaylana-
I1UZ: Sunye'den çıkanlan bazı terörist un-
surlann bir bölümü gemilerle Güney Kıbns
Rum yönetimıne taşındı. Örgütün. eskiden
zayıf ilişki içinde olduğu Irak'ta da üslendı-
ği yolunda kesın bilgiler var. Bu bilgi Anka-
ra'yı ziyareti sırasında Irak Başbakan 1. Yar-
dımcısı Tank Aziz'e aynntılı olarak verildı.
Azız, önce 'Öyle bir şey yok' dedi, ancak bi-
zım dosyamızdaki kesin aynntılı bilgiler üze-
rine araştıracağını söyledi. Artık olduğu bir
gerçek, onaylayamayacağımız da ayn bir
gerçek. PKK'nin yurtiçindeki faaliyetlerine
karşı verilen mücadele. dış desteklerine kar-
şı da aynı şekilde verilecek. Özellikle kom-
şulanmızın örgütün unsurlanna vereceği des-
teğe göz yummayacağımızı her platformda
dıîe getırdik ve getirmeye devam edıyoruz.
Surlyedeki PKK varlıty sona er-
medl:Şam>önetımınınörgüte\erdıği des-
tek çok köklü. Kazımak, ortadan kaldıımak
çok kolay değil. Adana mutabakatı çerçeve-
sınde Sunye'yle iki temel mekanizma oluş-
turuldu. Birincısi, 2. Ordu Komutanı Orge-
neral Aytaç Yalman ile Suriyelı komutan
Bedr Hasan arasında oluşturulan doğrudan
telefon hattı. Bu hemen hemen her gün kul-
lanılıyor. Diğeri de Türkiye'nin Şam'a gön-
derdiği iki görevli. Bu mekanizmalar işliyor.
$am, zorladıftınız ölçüde saml-
ml: Suriye'nin örgüte yönelik desteğinı bir
anda kesebilmek kolay değıl. Desteğin nite-
lıği konusunda uyarıyorsunuz, "Öyk bir şey
yok" diyorlar. Aynntılı bilgi veriyorsunuz,
yanıt: "Gittik baknk, böyle bir şey yok, ama
bundan sonra ounayacak."
Ifadeler çelışki içeriyor, ama sonra ger-
çekten sözünü ettığinız yerde benzer bir şey
ohnuyor. Biz bunlan kaynaklanmızdan teyit
ediyoruz. PKK varlığının sona erdıği nokta-
ya gelmış değiliz. Zorladığımız ölçüde sami-
miyet görülüyor. Ama bu büyük bir gayret
gerektiriyor.
Likbnan mutabakata soğuk: Bü-
yükelçi Aydan Karahan, Cumhurbaşkanı Sû-
leyman Demirel'ın özel temsilcisi sıfatıyla
Lübnan'a gıderek cumhurbaşkanına ve baş-
bakana ayn ayn mesaj götürdü. Bu ülke bir
iç savaş geçırdi. Merkezi otorite ortadan
kalktı, ortaya çıkan boşluğu Suriye doldur-
du. Topraklannın bir bölümü tsrail'in, bir bö-
lümü de Suriye'nin işgalinde. Karahan'ın te-
maslan sırasında Lübnan'a, Adana mutaba-
katında vanlan uzlaşma konusunda bilgi ve-
rildı. Lübnan yönetımi bu gelişmeleri sıcak
karşıladı, ancak Adana mutabakatınuı 3. aya-
ğı olmak istemediklerini dile getirdiler. Her
alanda işbirliği yapmaya ve her türlü talebı-
mızi de memnuniyetle karşılamaya hazır ol-
duklannı beyan ettiler. Onlara güvenlik ve iş-
birliği konusunda bir taslak sunduk. lncele-
yeceklerini belirttiler. Bu konuda tamamen
kendi iradeleriyle sonuç alacak durumda de-
ğiller. Serbest iradeden söz etmek mümkün
değil. Türkiye'ye sıcak bakıyorlar. Bölgenin
süper gücü olarak görüyorlar. Ekonomik
alanda işbirliği söz konusu olabilir.
Kafkaslar
Dışişleri yetkililerinin Kafkaslar'daki
son gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri
de şöyle:
Ermenistan silahlanıyor: çok has-
sas bir bölge. Istikrar çok önemli. Çünkü bu
yol Türkiye'nin Orta Asya'ya geçiş yolu, ay-
nı zamandaOrta Asya ülkelerinın Rusya'nın
kontrolü olmadan Batı'ya çıkmalan için tek
yol. Ama maalesef burada büyük sorunlar
var. Abhazya sorunu, Yukan Karabağ soru-
nu gıbi. Bu sorunlann çözülmesı konusunda
bir gelişme yok. Özellikle Karabağ sorunu,
istıkran ve bölgedeki geniş ekonomik prog-
ramlan olumsuz etkiliyor. Buna artı olarak
Ermenistan'ın yoğun silahlanma gayretleri
var. Ermenistan son bir yılda 1 milyar dolar-
lık silah alımı yaptı. Bu ülkede Rusya'nın
üslen bulunuyor. Mig 29 ve S-300 rûze sis-
temleri son dönemde almdı. Yeni silahlanma-
nın bölgedeki istıkran zedeleyeceğine inanı-
yoruz. Biz de Azerbaycan'a destek olmaya
çalışıyoruz.
Azerbaycan'a ÜS yok: Azerbaycan'a
üs, Cumhurbaşkanı Haydar AByev'in danış-
manmın oluştuıduğu bir fikir. Bu fıkri ABD
ile de değerlendirdik, bu aşamada sadece bir
fıkir olarak kaldı. Kökten reddetmedik, tar-
tışök. Azeriler de Rusya ve Ermenistan teh-
didine karşı bir güvence istiyorlar. Türki-
ye'nin Ermeni smınna üs kurması gibi birdu-
rum yok. Ancak oralarda zaten yeterli aske-
ri birliklerimiz var. Türkiye-Gürcistan ilişki-
leri zaten çok iyi bir aşamada. Askeri eğitim
işbirliği anlaşması da bu kapsamdadır. Tür-
kıye'nin birçok ülkeyle Azerbaycan'la da
benzer bir anlaşması var. Bunu gruplaşma
diye değerlendirmek doğru olmaz.
Diyarbakır. Terörün
en çok etldlediği
illerin başında
geüyor.
Son beş yıl içinde
300 bin olan nüfus
1 miryon 300 bine
çıknuş.
Köylerinden ve çevre
Ulerden geien
yüzbinlerce kişi
işsizlikve
yoksulluğun
pençesinde
kıvranıyor.
Terörün
etkisizleştirilmesinde
geiinennokta
hükümetin
1 ;
; \ ekonomik
'
!
paketierryk
desteklenirse bu
görüntüier geçmişte
kalacak.
Sınır ticareti ve etküeriSADULLAH USUMİ
Sınır ticaretı kaldınlırsa Doğu ve
Güneydoğu ekonomisı darbe yiyor,
izin verilirse yasalara uyulmadığı için
Türk tanmı batıyor.
Yasal ölçüler içinde kalmak kaydıy-
la sınır ticaretine karşı olan yok. Doğu
ve Güneydoğu illerimizde yaşayan
yurttaşlanmızın geçimine katkıda bu-
lunacağı için destekleyenler bile var...
Yasalanmız, sınır ticaretinin nasıl
yapılacağını çok açık biçimde tarif et-
miş. Ömeğin, sınır illerimiz ile lran, I-
rak, Suriye, Gürcistan, Bulgaristan ve
Yunanıstan arasında alışvenş serbest
olacak.
Ancak sınır ticaretine de sınır geti-
rilmiş... Bu yolla ülkemize sokulan
ürünlerin alım satımı sadece o ilin sı-
nırlan içinde yapılabilecek... Başka ıl-
lere ve ilçelere gönderilemeyecek ve
satılamayacak...
Hükümetler ya göz yumduğu ya da
yerel yöneticiler yasalan uygulamak-
tan kaçındığı için sınırlanmız yol ge-
çen hanına döndü... Üstelik, hallerde ve
pazar yerlerinde yeterince denetim ya-
pılamadığı için piyasalanmız nereden
getirildiği belli olmayan yabancı ürün-
lerle doldu... Üstelik çoğu da kalitesiz
ve sağhksız...
Bu kargaşaya Tanm Bakanı Mab-
mut Erdir bile dayanamadı ve tran'dan
her gün iki ile üç bin civannda hayva-
nın smırlanmızdan kaçak olarak yur-
dumuza sokulduğunu açıklamak zo-
runda kaldı... Bu yolla giren hayvanla-
nn yansından fazlasının da sağhksız
olduğu ileri sürülüyor...
Önceki yıl pazarlanmız kaçak veya
sınır ticareti yolu ile girdiği iddia edi-
len şekerlerle doldu taşti. ŞekeT şirke-
Antalya. Eskişehir. Konya ve hatta
Edirne pazarlannda satışa çıkanldı.
Üstelik, Iran'dan çok ucuza alınan kar-
puzlar, Türk halkına en azından beş ve-
ya altı kat fazla fiyatlarla satıldı... Böy-
lece, tüketicilerimız soyuldu...
Buna karşılık, halkımız doyuma u-
laştığı için mayıs ayında piyasaya çıkan
yerli karpuzlar çaresizlik içinde kısTa-
nan çiftçimizin elinden 15 bin, hatta 10
bin liraya aldı. Aynı karpuzlar, büyük
ğer kaçakçıhk önleneraezse, sınır ticaretine açtklık ve
ciddi bir denetim getirilemezse bu kargaşa devam edip
gidecek... Çiftçilerimizin hakta olan trilyoniarca lira,
yabancı ülkelere ve kaçakçılann kasalanna akacak ve
sonuçta Türk tanmı ve çiftçisi de yok olacak...
ti ile PANKOBİRLİK şeker satamaz
hale geldi. Bu yüzden devlet, pancar
üreticilerimize hâlâ 250 trilyon liraya
yakın borcunu ödeyemedi. Ureticileri-
miz parasızhktan kıvranıyor...
Geçen yıl mart ayından itibaren
lran'dan trilyoniarca liralık kaçak kar-
puz yurdumuza sokuldu. Iran'a sınır
olan illerimizin dışına çıkanlması ke-
sinlikle yasak olan karpuzlar, iki ay sü-
re ile Ankara, Izmir, Istanbul, Adana,
kentlerde 100 bin ile 150 bin lira ara-
stnda satıldı.
Kavun ve karpuzdan geçimini sağ-
layan 20 milyona yakın çiftçimiz bu
yüzden milyonlarca, milyarlarca lira
zarar etti. Sonuçta karpuzlann bir kıs-
mı tarlada, bir kısmı da toptancı pazar-
lannda çürüdü...
Çiftçilerimiz bu yıl da aynı tehlike-
lerle karşı karşıya. Zira, bir hafta önce
Brezilya'dan getirilen karpuzlar Istan-
bul'da satışa çıkanldı... Kilosu iki mil-
yon hradan kapış kapış gidiyor...
Mart ayı sonuna doğru da lran kar-
puzlan gelmeye başlayacak... Son de-
rece kalitesiz ve tatsız olduğu bilındi-
ği halde bu karpuzlar da bol müşteri
bulacak...
Böylece yerli karpuz üreticilerimi-
zin hakkı olan trilyoniarca lira, iraıüı
üreticilerin ve kaçakçılann cebine gi-
recek... Türk çiftçisi gene batacak ve if-
laslarbirbirinı kovalayacak...'
Aynca 10 gün kadar önce, güney il-
lerimizde şımdilik hangi yolla girdiği
belli olmayan tran patlıcanlan da satıl-
maya başlandı.
Ucuz olduğu için toptancılanmız
tranpathcanlannı tercih ediyor... Ama,
bu ucuzluk iç pazarlanmıza yansımı-
yor... Paralan Iranlı üreticilerle, kaçak-
çılar ve toptancılar kazanıyor.
Buna karşılık, yerli üreticilerimiz de
bin bir emek ve masrafla yetiştirdikle-
ri pathcanlannı sarmakta zorlanıyor...
Eğer kaçakçıhk önlenemezse, sınır
ticaretine açıkhk ve ciddi bir denetim
getirilemezse bu kargaşa devam edip
gidecek...
Çiftçilerimizin hakkı olan trilyoniar-
ca lira, yabancı ülkelere ve kaçakçıla-
nn kasalanna akacak ve sonuçta Türk
tanmı ve çiftçisi de yok olacak...
ŞIFI^NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR
Seçimler yaklaşıyor, arenada Türkiye'yi yö-
netecek adaylar birer birer boy gösteriyor.
Görüntülere, yaşlı ve yorgun erkek çehreleri
yansıyor. Parti aday listelerinde seçılme şan-
sı olan bütün yerleri onlar doldurmuşlar.
Gençlere ve kadınlara onlardan yer kalma-
mış. içinde bulunduğumuz siyasi ortama çok
uygun bir tablo. Görünen o ki, erkekler ve
yaşlılar, 2000 yılının Türkiyesi'ni de yönet-
mek için yeniden Meclis'i dolduracaklar.
KADER (Kadın Adaylan Destekleme Der-
neği), listeler yapılırken büyük bir çaba gös-
terdi ve kadınlann siyasi yaşamımıza daha et-
kin bir şekilde katılmasının gerekliliğini anlat-
maya çalıştı. Bu çabanın boşa gittiği inancın-
dadeğilim. En azından, seçilecek yerlerdeki
sayıları artmasa bile bu seçimlerde çok sa-
yıda kadın, siyasi yaşama katılmak içfn mü-
cadele etti. Listelerde eskisinden daha çok
kadın aday yer aldı.
Kendisini ilerici ve solcu sayan bazı erkek-
ler, "Kadınlar siyasete girsin" çağnsının boş
bir çağn oldugunu düşünüyoriar. Bu hedefin
gerçekleşmesi halinde bile bir şeyin değiş-
meyeceğini söylüyoriar. Diyoriar ki, Tansu
Çilİer de kadın, onun gibi kadınlar Meclis'i
doldursa ne değişir?" Böyle söyteyen erkek-
Yaşlı, Yorgun ve Erkekler, öncelikle düşünmeliler ki, bugüne kadar
Türkiye'yi hep erkekler yönettiler. Erkeklerin
yönettiği bu ülkede kan ve gözyaşı bir türlü
dınmedi. Toplumsal adaietsizlik aşın ölçüde
yaygınlaştı.
Demokrasi, banş gibi sözcükler erkeklerin
yönettiği dünyada boş bir laf olarak kaldı.
Kadınlar hiç yönetmediler ki, erkekler, "On-
lar yönetse ne değişecek?" deme hakkına
sahip olsunlar.
/ Kaldı ki Tansu Çiller, erkek egemen bir si-
yaset arenasında, erkeklerin yöntemiyle si-
yaset yapıyor. Çiller'in tarz-ı siyaseti tam an-
lamıyla erkek. Zaman zaman da, erkeklerin
istediği "ağlayan kadın" rolünde sahneye çı-
kryor.
Kadınlann ağıriığının artması, yönetmetar-
zını değiştirecek önemli bir birikimi içinde ta-
şıyor. Çünkü kadınlar, "egementik" kavramı
ve "yönetme" anlayışını farklı kavrayıp fark-
lı uyguluyoriar. Siyaseti bir yönetme sanatı rjl-
maktan çıkanp bir paylaşma ve demokratik-
leşme olarak yaşama geçiriyorlar. Çokça ör-
neğini verdiğim Isveç'te bunu pratik yaşam
içinde gözleme olanağı bulmuştum. Isveç'te
hükümetin yansı kadınlardan oluşuyor; par-
lamentonun ise yüzde 40'tan fazlası kadın.
Isveç hâlâ erkek egemen bir ülke, ancak
kadınlann ağıriığı artmış durumda. Kadınla-
nn ağırlığı arttıkça, siyasete banş ve olgun-
luk egemen olmaya başlıyor. Isveç, günü-
müzün en uygar ülkelerinden biri. Yönetim
anlayışı, kadınlar sayesinde giderek sivilleşi-
yor.Yine, çok verdiğim bir örneği burada tek-
rar anlatmak istiyorum.
Üç yıl önce Isveç'e gittiğimde "Eşitlikten
Sorumlu Kadın Bakan " Marita Utvskog'dan
randevu almıştım. Bakanlık binasına gittik ve
aşağıda adımızı yazdırarak beklemeye baş-
ladık. Bir süre sonra bir bayan geldi, bizi alıp
asansöre bindirdi ve Bakan'ın odasından içe-
riye buyur etti.
Aynı kadın, foto muhabiri arkadaşımla ba-
na bir şey içip içmeyeceğimizi sordu. Kah-
veleri hazır ettikten sonra da gelip karşımıza
oturdu: "Buyrun ben Bakan Marita Ulvskog"
dedi. Şaşırmıştık. Alışık olmadığımız bir du-
rumla karşılaşmıştık. Ne kapıcıya rastladık,
ne özel kalem müdürü odasından geçtik.
Bakan, konuğunu aşağıya inip kendisi karşı-
lamış ve kahveyi de kendisi hazırtamıştı. Iş-
te, siyasete kadın katkısının önemli ölçülerin-
den birisi buydu. Siyaset kadınlaria sivilleşi-
yordu. Isveç'te başka benzer örnekler de ya-
şadım.
•••
Yann, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Ka-
dınlar hâlâ siyasi yaşamımızda geri planda.
Yani demokrasi geri planda, eşitlik geri plan-
da. Bu kez listeler yapılırken kadınlar daha
atak davrandılar. İyi bir başlangıç yaptılar.
Önümüzdeki dönemde, bu çabalann daha
da artacağına inanıyorum.
Tün\iye'nin demokratik, banşçı bir ülke ol-
masının en önemli yollanndan biri kadınlann
ağıriığının artması. Türkiye'nin yaşlı, erkek
yöneticilerden kurtulması, yorgunluktan kur-
tulması, kadınlann vegençlerin önünün açıl-
masına bağlı.
Erkekleri ve iç kavgadan yorulmuş bu ül-
keyi canlandıracak dinamizm kadınlar tara-
fında. Gelecek 8 Mart'larda kadınlann zen-
ginlik, banş, yumuşaklık ve sivilleşme kata-
cakları Türkiye özlemimi dile getiriyor, Ka-
dınlar Günü'nü kutluyorum.
Cüvenlik önlemleri arttırıldı
İmralı'da iç denetim
Adalet'e devredüdi
• Adanın kara bağlantısıyla güvenliğini askeri
birlikler, adadaki cezaevi güvenliğini jandarma,
iç güvenliği ise Adalet Bakanhğı sağhyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AbduDah Öca-
lan'ın tutuklu bulunduğu İm-
ralı Adası'nda cezaevi iç gü-
venliği Adalet Bakanlığı'na
devredildi. Öcalan davasın-
da tüm aşamalan olağan
mevzuata göre işletmeyi ta-
sarlayan hükümet, soruştur-
manın ilk bölümünde tama-
men askerlenn denetimınde
tutulan tmralı'dakı koruma
düzeninı diğer cezaevlerin-
dekiyle aynı konuma getirdi.
Alınan bilgiye göre,
Apo'nun banndınldığı bö-
.ltejletdeki güVenlîk görev-
liferi Adalet Bakanhğı'nın
kolluk hizmetinde çaltşıyor.
Adanın kara bağlanhsındakı
güvenlik polis ve askeri ekıp-
lerce sağlanırken, İmralı Ce-
zaevi'nin dış güvenlik hiz-
meti diğer cezaevlerinde ol-
duğu gibi jandarma tarafın-
dan yürütülü)t>r.
Duruşma salonuna basın
ve diğer ziyaretçilerin alınıp
alınmayacağı ise mahkeme
başkanınm karanna göre be-
lirlenecek. Davayı izleyecek-
lerle ilgili düzenlemeyi Ge-
nelkurmay Başkanlığı değil
Adalet Bakanhğı yapacak.
Duruşmaya basın çalışanla-
nntn girebileceği kararabağ-
lanırsa Mudanya'ya basın
merkezi kurulacak.
Dışişleri ve Adalet Bakan-
hğı yetkililen, duruşmaya
"gözİemci aknmaması w adfl
yargılama" konusunda şu
değerlendırmeyı yaptılar:
"Bu yargılama ile ilgili her
şey hâkim karanna bağhdn'.
Dunışmalar hâkimin karar-
lan doğrultusunda gerçekle-
şecektir. Mahkeme salonuna
gözlemci olarak degil, ancak
seyirci olarak girUebilir. Bu
seyirciler deAhmet, Mehmet
gibi kişiler olur, yani omuzla-
rmda herhangi bir kurulu-
şun unvanuu taşıyarak du-
ruşmasakmundaoturamaz."
Yetkılıler, yargı sürecınm
uluslararası sözleşmelere uy-
gunluğu konusunda da şu
gö_rüşleri dile getirdiler:
"Ocalan'ın vargdanması ile
Ugjien«oemli husus yargıla-
manın kendisinin başlamış
otmasıdır. Bu sürece müda-
hale doğru olmaz. Adalete
yarduna olmak bütün dev-
let kurumlannın görevidir.
Avnıpa Konseyi îşkenceyi
Önleme Komitesi'nin ziyare-
ti oldu. Temaslan son derece
gizli oldu. Basına sadece
programlannuı iceriğini be-
lirten programlannı açıkla-
dılar. Bugezikrinin ardından
gizli bir rapor hazırlayacak-
lar. Bu rapor A>rupa Konse-
yi'ne sunulacak- Blrim deya-
nıt hakkımız sakh tunılacak
bu rapora. A\rupalı insan
haklan kuruluşlannın >anp-
lama île ilgîli sorulan ohıyor.
Daha çok mahkeme ne ka-
dar sürecek, kimler duruş-
mayiizkyebüecek gibiteknik
sorular. Şu anda Ocalan'm
ifadeleri var ancak bunlann,
teröre destek sağlayan dış ül-
keiere karşı kuüanilmaküze-
re hukuki bir değeri yok.''
Berlin lcisleri Bakanı VVerthebach
'Genç PKK'lUer
sınır dışı edilmelV
BONN / MOSKOVA
(Cumhuriyet)- Almanya'da
Berlin lçişleri Bakanı Ec-
kart VVerthebach (CDU).
faalıyetleri yasaklanan terör
örgütünün genç yaştaki
mensuplannın daha seri bir
şekilde sınır dışı edilmesini
istedi. PKK. yandaşlanrun
dün Moskova'da düzenle-
dikleri gösteri yürüyüşü ve
mitinge, aşın milliyetçi li-
der VTadimir Jirinovski de
katılarak Türkiye aleyhinde
konuşmalar yaptı.
Ocalan'ın yakalanmasın-
dan sonra Almanya'da şid-
det olaylanna girişen örgüt
mensuplannın çoğunun
gençler olduğuna işaret
eden VVerthebach yaptığt
açıklamada, "Talebim genç
yaşta olanlar için geeerh
olan sınır dışı konunası uy-
gulamasının asgari dii/eye
indirilmcsidir. Böyleükle bu
insanlann hukuki statüleri-
ni sağlamlaşörma imkânı
kahnayacaknr" dedi.
Mevcut yasalara göre an-
cak 3 yıl hapis cezasına
çarptınlan bir yabancının
sınır dışı edilebileceğıni
anımsatan VVerthebach, bu
ceza yasasının kapsamının
genişletilmesini ve buna,
yasaklanan gösterilere işti-
rak edenlerin, hüküm giy-
meden de 'dahil' edilmesi-
ni talep etti.
Bu arada. başkent Ber-
lin'de Israil Başkonsoloslu-
ğu'nu işgal etmek isterken
Israil güvenlik görevlileri
tarafından açılan ateş sonu-
cu ağır yaralanan ve geçen
cumartesi günü kaldınldığı
hastanede ölen 26 yaşında-
ki PKK yandaşının cenaze-
si, dün Berlin Tegel Hava-
alanı'ndan Türkiye'ye gönr
derildi.
Alman Demokratik Sos-
yalizm Partisi (PDS) eyalet
milletvekili Gıyasettin Sa-
yan'ın verdiği bilgiye göre,
cenaze Siverek'te toprağa
verilecek.
17 Şubat tanhinde mey-
dana gelen olayda Israil gü-
venlik görevlilerinin açtığı
ateş sonucu olay yerinde
ölen 3 PKK militanının ce-
nazesi geçen hafta cuma gü-
nü Türkiye'ye gönderilmiş-
ti. Moskova'da terör örgütü
yandaşlannın, haftalardır
hazırhklan süren ve tüm
Rusya çapında ve diğer
BDT ülkelerinde yaşayan
bütün Kürt kökenlilerin da-
vet edildiği yürüyüş ve gös-
terisi sönük geçti. Gösteriye
katılanlann sayısı 300-400
civannda oldu.
Gösteriye katılan aşın
milliyetçi lider Jirinovski
ise konuşmasında, terör ör-
gütü PKK'ye her türlü des-
teği vermeye devam edece-
ğini sık sık yineledi, Jiri-
novski, Türkiye'yi bölme
amacı taşıdığını ıfade eden
sözler kullandı.