Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
&YFA CUMHURİYET 30MART1999SALI
HABERLER
BUGÜN
(Lt SİRMEN
fiıgüı Bayram ya, Mesela...
3u yıl bir hafta arayla kutladık ikı bayramı. Önce
pganist dönemden kalma, eski Türklerde de kut-
tefân ve bölgemizde birçok ülkede sevinçle karşı-
laan, aslında doğanın bahar uyanışını kutsayan
Nvruz'u yaşadık. Tam tamına bir hafta sonra da
Krban Bayramı'nı.
aüzeldir bayramlar. Her topluma da gereklidir.
KırıJik, birlik duygusunu pekıştırir, arındınr insanla-
n,3İreyleri birbirine yaklaştırarak güçlendirir top-
lunlan.
^ağdaş, ırkçı olmayan, sübjektivist (öznelci) ulus-
çujğun kuramcısı Ernest Renan, ulusun düşün-
sebir olgu olduğunu, bir ulusun ana öğesinin bir
anda yaşama isteğinde bulunduğunu, varsayılan
orak geçmişten yönelinmek istenen ortak gelece-
gegiden yolun ulusun süreci olduğunu söyler.
Ulusun da geçici bir olgu olduğunu vurgulamayı
unrtmayan Renan ıçin önemli olan, gerçek geçmiş
dejil, varsayılan geçmiştir. Ve zaferler kadar yenil-
gilff. bayramlar kadar acılarpekiştirirler, harcını ulu-
suı.
Bayramlar ulus varlığmın önemli öğeleridir.
hedeni ne olursa olsun, güzeldır bayramlar. Ço-
ğunuz bayramın kökenıni bıle unuturuz, imajı kalır
aklmızda.
Eızde bayramlar, hoşgörü, yakınlaşma, banşma,
se\gi günleri olarak somutlaşmışlardır. Yani şu sı-
ral<rda toplumca en fazla gereksınim duyduğumuz
şe^ler.
Lçüncü günunü yaşadığımız şu Kurban Bayra-
nn'ida acaba kaçımız öfkelerimizi geçici birsüre için
de olsa bir yana bıraktık? Kaçımız içımizi anndırdık?
Kaumız, karşımızdakıne kırgınlığımızı unuttuk, dost-
lukelini uzattık? Oysa, dedığim gibi, şu sıralarda
topumca en çok gereksınim duyduğumuz şeyler
burlar. Hatta bunlan kışisel davranış biçimı olmak-
tançıkarsak, genelleştirsek, kurumsallaştırsak, ku-
rurrlan, kuruluşlan da böyle davranmaya zorlasak
nefcadariyi olur.
Bayramın şu kalan bölümünde, mesela diyorum,
göaeri yapan ANAP'lılann seçim otobüsüne, DYP
binasının balkonundan çiçek atılsa, ANAP'lılar on-
lan, onlar da ANAP'lılan selamlasa...
Bayramın şu kalan iki gününde, diyorum, politi-
kadar, basketbol oyununda mola alır gibı, kısa bir
süre için birbirlerine çatmayı ve yermeyı bıraksalar,
yainzca yapacaklannı anlatsalar da eleştin sınınnı
aşıp sovgü alanına giren oklannı birbirlerine yönett-
meseler...
Nasıl olurdu acaba?
Bır kez düşünmeye başlayıncâ ınsan, duramıyor,
akla olur olmaz şeyler gelıyor.
Ben de "Bugün bayram ya, mesela..." diyorum.
Evet, mesela Deniz Baykal, yanına eşinı alsa ve
"Eskidava arkadaşım, genelsekreterim, genelbaş-
kanımdır" dese ve çat kapı, Oran'da Bülent Bey'e
gitse. Eh bayram ziyareti bu, Bülent Bey de onu red-
dedecek değil ya! Sonra Rahşan Hanım elıyle Ece-
vjtler"in o nefis çaylarından birini demlese....
"Ohhh", dese Deniz Bey, "nasıl da özlemişim bu
çayı..."
Tansu Hanım, Çankaya'ya çıksa, kendisini poli-
tikaya sokan eski genel başkanı Süleyman Bey'in
elinı öpse, "Bak Nazmiye!" dese Süleyman Bey,
"tdmler gelmiş" vo konuçeerfar Kosova'nm ahvatt
ni...
Sonra,. dönse eve Tansu Hanım, bayramlıklannı
giymiş, Ozer Bey'i de alsa yanına, çalsa kapılannı
Yılmaz Bey ile Berna Hanım'ın, kısa bir bayram
sohbeti yapsalar, sonra da iyi şanslar dileseler bir-
birlerine...
"Bugün bayram ya, mesela..." diyorum. Mesela
sadece iki güncük ıçin....
Bunu düşündükçe gidiyor içım.
N'o, siz neden öyle gülüyorsunuz mirim?
13 komisyon calısacak
Yolsuzlukta
hesaplaşma yeni
Meclis'e kaldı
• Geçen dönem kunılan 13 soruşturma
komisyonu 21. dönemde çalışmalannı
sürdürecek. Komisyonlardan 7'si Mesut
Yılmaz, 1 'i Tansu Çiller, 5'i de eski
bakanlarla ilgili savlan inceleyecek.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yeni Mec-
lis, siyasi partiler arasm-
da geçen dönem günde-
me gelen. ancak seçim
nedeniyle sonuçlandın-
lamayan "yolsuzluk he-
saplaşmalanna" sahne
olacak.
20. dönemde kunılan
13 soruşturma komisyo-
nu çahşmalaruu yeni dö-
nemde sürdürecek. Ge-
çen dönemde süreleri so-
na erdiğı halde raporlan-
nı TBMM Başkanlığı'na
sunmayan 3 soruştunna
komisyonunun raporu da
21. döneme kaldı.
19. dönemde olduğu
gibi geçen yasama döne-
minde de TBMM'de bü-
yûk tartışmalara, suçla-
malara neden olan ve se-
çim öncesi parlamento-
daki sayısal dengeler ne-
deniyle liderleri için Yü-
ce Divan riski ortaya çı-
kmca ANAP ve DYP
arasında "aklama anlaş-
malannı" gündeme geti-
ren soruştunna komis-
yonlan, 18 Nisan seçim-
lerinden sonra oluşacak
yeni Meclis'in de önce-
İikli konulan arasında
yer alacak.
7'si ANAP lideri Me-
sut Yılmaz, l'iDYPlide-
ri Tansu Çiller ve 5'i
ANAP, DYP, CHP ve
FP'li eski bakanlarla il-
gili olmak üzere, geçen
dönemde kunılan 13 so-
ruşturma komisyonunun
kaderini. seçimlerde or-
taya çıkacak tablo belir-
leyecek.
Mesut Yılmaz hakkın-
da tstanbul Kurtköy Ha-
vaalanı ihalesi ve İstan-
bul'da yeni tunzm alanla-
nnın belirlenmesiyle il-
gili savlan. ANAP'Iı Ba-
yındırlık ve tskân Baka-
nı YaşarTopçu hakkmda
da Karadeniz sahil yo-
luyla ılgilı usulsüzlük
savlannı ınceleyen ve
Yüce Dıvan'a sevk yö-
nünde karar veren, ancak
raporlannı TBMM Baş-
kanlığı'na sunmayan üç
komisyonun raponı da
TBMM Genel Kuru-
lu'nda önümüzdekı dö-
nemde oylanabilecek.
Seçımlerden sonra
gerçekleşecek hükümet
modelıne göre yeni dö-
nemde de yeni "aklama
anlaşmalannın" günde-
me gelmesi bekleniyor.
TBMM'de 20. dönem
kunılan ve büyük çoğun-
luğu henüz görev bölü-
mü bıle yapmayan soruş-
tunna komisyonlannda
Yalını Erez, Burhan Ka-
ra, Necati Çelik, Işın Çe-
lebi, Mustafa Kul Meh-
met Ağar, Eyüp Aşık.
Necdet Menzir ve Gfi-
neş Taner hakkında gö-
revi kötuye kullanma ,
usulsüzlük, ihaleye fesat
kanştırma ve çetecılik
suçlamalan yer alıyor.
İnebolu Azize Ana Yatılı îlköğretim Bölge Okulu, öğrencilerini geleceğe güvenle taşıyor
Eğitimtutkusunun öyküsü• • ğretmen ve öğrencıleri
Obirlikte kucaklayan eğitim
tutkusu, okulun duvarlannı
aşarak Kastamonu'ya kadar
uzanıyor. Kenetlenen dostluklann
tiyatro kulübünde somutlandığı, an
arda gelen Kastamonu Voleybol
Şampiyonluğu'nun bırliktelik
duygusunu tazelediği okulda, iş
atölyelerinde yükselen yetiler sergi
salonlannda görülüyor.
Başanyı paylaşma duygusunun müdür,
öğretmen, öğrenci, tüm personeli
sarmaladığı okul, koleji andıran
yapısıyla özel okullan aratmıyor.
"Azize Ana" adıyla örtüşen eğitim
kadrosu, öğretimde sürekliliği
aşılarken, hüzün ve acılann da
yalnızca bir deneyim olarak geçmışte
bırakılmasını küçük beyinlere
ışlemeye çalışıyor.
120 yatılı, 6O'ı taşımalı, 81 günduzlü
olmak üzere toplam 261 öğrencinin
öğrenim gördüğü Azize Ana Yatılı
îlköğretim Bölge Okulu (YİBO),
Inebolu'dan 5 kilometre uzaklıkta.
Okulda lojman bulunmaması
nedeniyle öğretmenlerin gece
nöbetlerinin ardından ilçedeki
öğretmen evine ulaşmalan için
yaklaşık yanm saat süren riskli bir
maratona girmesi gerekıyor. Geç
saatlerde araç bulunmaması nedeniyle
yürümek zorunda kalan öğretmenleri
sokak köpeklerinin saldınlan bile
yıldırmıyor.
En önemli sorunlanmn lojman, spor
salonu, sağlık personeli ve rehber
öğretmen sıkıntısı olduğunu anlatan
YİBO Müdürü Necmi Mankaloğlu,
devletten gelen yardımlarla
yetinmeyerek, sivil loplum örgütlerini
de okula çekmeyi başaran bir eğitim
savaşçısı. lstanbul'daki Köy
Öğretmenlen Yardımlaşma Derneği
ile bağlantı kurarak, okuluna büyük
bir kütüphane kazandırmış.
Hollanda'ya yerleşen Kastamonulular
tarafmdan kunılan Hollanda
K.astomonu Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği ile düzenledikleri
gecede de 1 milyar lira gelir elde
etmeyı başarmış.
Dernek ile yapılan anlaşma sonucu
kardeş okul projesı uyguianmış.
Mankaloğlu, çalışmalanndan her
geçen yıl bir bir ürün alıyor ve bu yıl
başanlı ögrençileri bjr hafta
Hollanda'ya göndererek ,
ödüllcndıreceğinı açıklıyor. Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği ile
yapılan görüşmeler sonucunda da
okula çok amaçlı bir konferans salonu
yapılarak, eğitim yelpazesıni
genışleteceklerinı anlatıyor heyecanla.
Okulu kültür merkezine dönüştürerek,
eğitim nabzmın Inebolu'dan atmasını
ısteyen Mankaloğlu, öğrencilenn
etrafindaki kuşku sisıni de dağıtmayı
amaçladıklannı vurguluyor.
Yoksul köylü aılelerden gelen
çocuklann geçim sıkıntısı nedeniyle
kısa yoldan yaşama atılmak istediğinı
aktanrken. gözlemlennı sıralıyor:
"Oğrenciler. geleceğe karsı oknıkça
kararstz. Bunda ailelerinin dunımu da
etken. Ailelerinin onlan
okutamayacağı düşüncesi ile kısa
yoldan hayata anlmak istiyorlar. Biz bu
düşüncelerini yavaş yavaş kırmaya
başladık. Okula ilk başladıklannda
topluluk karşısında rahat
konuşamama. şheii konuşma, çekingen
\e içine kapanık olma gibi sorunlan
vaıtu. Tiyatro kulübünü, biraz da bu
sorunlara derman olmak amacryla
kurduk. Buradan mezun olan birçok
öğrencinin üni\ersite>i kazanması,
okulumuzun 3 yıl üst iiste Kastamonu
\ble\bol Şampiyonu olması onlara güç
verdi, moral doping etkisi >apb. İş
atöhesinde üren'lcn el işlerinin
İstanbul'da bile satılması, onlan
çahşmak konusunda daha çok teşvik
etti. İnebolu'daki hayırseverlerin okula
vönelik bağışlan, lstanbul'daki
Inebolululann bilgisayar hibesi bizleri
daha da > üreklendirdi. Arük,
İnebolu'nun kalbi bizim okuldan
atmava başladı. Okulumuz, ilçeye de
dinamizm getinfi."
YİBO'ların mlsyonu önemli'
Devletm aktardığı büyük kaynaklarla
yatılı okul öğrencilerinin eğitim,
gıyim. yemek, yatak tüm masraflannın
karşılandığına dikkat çeken
Mankaloğlu,"YİBO'lar kırsal
kesimden gelen öğrencilerin havata
kazandınlmasında çok önemli bir
misyon üstieniyor" diyor. Müdür
Mankaloğlu, köylerdeki birleştirilmiş
sınıf uygulamasının venmli
olamamasına. kendilerine kaydolan 6.
sınıf öğrencilen arasında okuma
yazma bilmeyenlerin bulunmasını
önıek gösteriyor.
Öğrencilerin YÎBO'larda arkadaşhk
ortamını genişlettiğine, kent havasını
solumaya, geleneksel yaklaşımlannı
kırmaya başladığına işaret ediyor:
"Köylerdeki birleştirilmiş sınıflardan
bize gelen birçok öğrencinin okuma
yazma bilmediğini >a da dört işiemden
habersiz olduğunu belirledik. Bu
öğrencilen özel \etiştirme kurslanna
aldık. Yaşadığımu ola\, YİBO'lann
eğitime ne kadar ateşli meşale
tuttuğunu, birleştirilmiş sınıflann da
ne denli başanlı olduğunu gosteriyor."
Çoğunun ılkokul mezunu bile
Bir kOİejİ andinyor Başanyı
paylaşma duygusunun müdür,
öğretmen, öğrenci, tüm personeli
sarmaladığı okul, koleji andıran
yapısıyla özel okullan aratmıyor. "Azize
Ana" adıyla örtüşen eğitim kadrosu,
öğretimde sürekliliği aşılarken,
hüzün ve acılann da yalnızca bir
deneyim olarak geçmişte bırakılmasını
küçük beyinlere işlemeye çalışıyor.
İnebolu Azize Ana Vaülı İlköğretim Bölge Okulu, eğitimi içsdleştiren kimliğiyle öğrencilen özenJe hayata hazırtıyor.
olmadığını söylediğı öğrenci
velilerinin ilgisizliğmden yakınıyor
müdür- "Oğrenciler. kalabahk
ailelerden geldikleri için anne
babalanndan da ycterli ilgi görmüyor.
Tatüde köye gönderdiğimiz
öğrencilerin bir kısmı tekrar bitlenerek
dönüyor. Bu çocuklann ailelerini
sürekli u\an\onız. Çocuklar,
ailelerinden görmedikleri sevgiyi
bizden bekliyoriar. Birivle özel olarak
Ogilenseniz. diğer oğrenciler de siri
kuşatma>a başlı>or."
Okuldaki öğretmenlenn özvenlı
çalışmalanndan övünç duyan
Mankaloğlu, ders anlatış tekniğiyle
müfettişlerin bile ılgisıni çeken Fen
Bilgisi Öğretmenı Engin Ozbek'in
özel okullardan gelen önerileri geri
çevirmesinin kendisini
gururlandırdığını vuı^uluyor.
'önce uyum'
Matematik öğretmeni Pınar Şentürk,
öğrencilerin genellikle ilk dönemde
uyum, ikinci dönemde derslere alışma
sorunu yaşadığını anlatıyor. Kımi
öğrencilerin ailelerinin kendilerini
aramaması nedeniyle derslerinde
sendeleyebildiğini söyleyen Şentürk,
sınıf mevcutlannın az olması
nedeniyle öğrencilerle birebir
ilgılenebilmelerini ise şans olarak
görüyor. Tarih öğretmeni Ramazan
Kısa, ilgi açlıfı çeken öğrencilerin
"aferinle ödüllendirildikjerinde" çok
mutlu olduklannı aktanrken, bazı
velilerin ilgısızlığine de yaşadığı bir
olayla örnek veriyor:
"Yaülı okuldaki bir çocuk hastalandı,
hemen hastaneye kaldırdık ve ailesine
haber verdik. Ancak ailesi hastane\e
geimek yerine bizim refakatçi olarak
kalmamızı istedL"
Yatılı okulda öğrencilerin rehber
öğretmene kaçınılmaz gereksinim
duyduğunu belirten Kısa, "Bu
çocuklar. ailelerindeki sorunlan da
beraberinde getiriŞorlar. Onlann
uzağında olnıalan da derslerindeki
başanlan etkiliyor. O nedenle > aülı
okuflara mutiaka rehber öğretmenler
verilmeti" önensınde bulunuyor.
Yatılı okulun sorumluluğu
Bölge müfettışı Fikret Pinüımetoğlu.
YlBO'dakı öğretmenlenn diğer
öğretmenlere göre daha çok
sorumluluk üstlendiklerini, gece
nöbetlen tuttuklannı. etütlere
girdiklennı \Tirguluyor. Önenlen,
genel gözlemle doğrulanıyor:
"Yatılı okul öğretmenlerinin maddi
olanaklan arttıninıalı. Koşullan ağır
olduğu için öğretmenler genelde
burada görev yapmak istemiyorlar. O
nedenle YİBO'lar, öğretmenler
açtsından cekki hale getirflmed."
Yatılı okullarda hemşıre, aşçı,
hızmetlı. rehber öğretmen sıkıntısı
yaşandığmı anlatan Pırahmetoğlu,
öğrencilerin de 3. sınıftan sonra
YlBO'lara alınmasını ıstiyor.
Ailelerinden küçük yaşlarda aynlan
çocuklann okuma yazma
bilmemelerinin etkisiyle büyük
psikolojik sorunlaryaşayabıldiğıne
işaret ederek. "Bu çocuklar sürekli
altına işiyor. Bu sorunlan çözmek,
öğretmenler için de çok zor oluyor. O
neâenfe YtBO'lara 3. sınıftan sonra
öğrenci alınmalı. Bu okullarda, ba>an
müdür yardınıcısı, psikolog ve rehber
öğretmen mutiaka olmalı" diyor.
Okuldald bütünleşme ruhu
Azize Ana okulu çatısında bütünleşen
oğrenciler, "şımank zengin çocuklann
okuduğunu" söyledıklen yanlannda
bulunan Çok Programlı Lise'ye karşı
topyekûn cephe almışlar. Yatılı
okullanndan mezun olduktan sonra
Çok Programlı Lise'ye devam etmeme
konusunda kararlı olduklannı
belirtırken günlük heyecanlannı
anlatıyorlar:
"Bu okulda sigara var, oğrenciler
bıçak. çakı taşı>oriar. Zaman zaman
öğretmenleri bile dö\ü\orlar. O
nedenle bahçede gruplar halinde
dolaşıyoruz. Bizi sıkışürdıklannda da
hemen öğretmenlerimize söylüyoruzT
Ergün ve Ersin Alagöz kardeşler. bir
aile facıası sonrasında yazılmışlar
okula. Anne ve babalan öldürülen
kardeşler, katillenn
yakalanamamasının da hüznünü
taşıyorlar yüreklerinde. Evin geçiminı
Küre'dekı köy kahvesinde çalışan
diğer kardeşlen sağlıyor. Ergün
doktor. Ersin ise ölen babası gibi
"şoför" olmak ıstiyor.
Tanık olduğu ve ömrii boyunca
gömemeyeceği acısıyla gözleri
Oğrenciler yaülı okullanndan mezun olduktan sonra çok programlı liseye devam etmeme konusunda kararular.
buğulanan Ergün, titrek sesiyle
anlatıyor öyküsünü:
-Babam 1991'de ökiürüldü. Bir
kamyon firmasmda çauşıyordu. Kara
Kernal adh bir patronu vardı. Babam,
kamyonuna kazara çarptığı sövlenen
bir çöp arabası ile öldü. \ncak biz
bunun kaza olmadığına inanıvorduk.
Bu nedenle annenı kövden İstanbul'a
gifti. kara Kemal'den babamın
ehli>etmi istedi. Ancak Kara Kemal'in
adamlan annemi orada dövmüsler.
Annem. her şeye rağmen bu olajın
peşini bırakmadı. Bunun üzerine Kara
Kemal'in adamlan annem İnebolu
çarşısuıdan köyümü/e giderken onu
sıkıştırdılar. zoria araca bindirdiler,
daha sonra da tenha bir yerde ağzına
M1
başına vura vııra tornavida ile onu
öldürdüler. Sonra da su birikintisine
attdar onu. Ben olayı uzaktan gördüm
ve kaçtım. Babam ve annemin
katfllerinin bulunmasını istryonım!"
Davanın devam ettığıni söyieyen
Ergün, kımi zaman uzaklara dalıyor ve
ıssız bakışlar yöneltıyor çevresine.
Ailelerinden geriye sadece ağabeyleri
kalan kardeşler, sıcak bır ev ortamının
özlemıni çekıyorlar. "Okulda koltuk,
halı istiyoruz" diyen kardeşler, müdür
ve öğretmenlerin özel ilgi gösterdiği
oğrenciler arasında yer alıyor. Ergün,
lstanbul'daki teyzelerinın kendilerine
düzenli olarak para gönderdığini
vurgularken. "ADah, devletimizdende
öğretmenlerimizden de razı olsun. Her
şeyimizi karşıuyorlar" diyor
mınnetarhk duygusuyla. Okumak
istedıklennı anlatan Ergün,
"Bilgisayar istiyoruz, tngilizce dersini
de çok se\iyoruz. Ama bazdanna
akhmız ermiyor. O zaman arkadaşlar
yardımcı oluyor" diye özetlıyor
derslerindeki başan durumunu.
Suyla çalışan otomobll
Babası köyde sınıf öğretmeni olan
Vedat Ikizoglu ise öğrencilerin ağırlıklı
olarak imam, öğretmen. polis,
jandarma olmak ıstedığı okulda farklı
bır portre çizerek, bilim adamı olmak
ıstedığıni vurguluyor. Fen bılgısi
dersini ve öğretmenini çok sevdiğıni
söyleyen Ikizoglu, "Burada okuyah 3
>ıl oldu. Çok memnunum. İnebolu'yu
da çok seviyorum. Benim amaam,
bilim adamı olmak. Yenilikleri çok
seviyorum. Suyla çalışan bir otomobü
yapmayı düşünüyonım" diyor. Fen
liselerine hazırlandığını belırten
Ikizoğlu, okullanna bılgisayar
getirilmesinı ıstiyor.
Okula venı başlayan 10 yaşındaki
Toker Ünal ise baba özlemı çekıyor.
Annesi Bakırköy Akıl Hastanesi'ne
kaldınlmış. ne zaman ailesiyle ilgili
konu açılsa ağlamaya başlıyor. Ablası
Kastamonu Kız Yetiştirme Yurdu'na
gıtmış. Okuma yazmayı da
kardeşinden öğrendığıni söylüyor.
Yaşamın yiikünü kaldıramayan
-annesinın sonradan "akıldan
hastalandtğuu", kendisini sürekli
dövmeye başladığını anlatırken.
sözcükler yeniden boğazında
düğümlenmeye başlıyor:
"Babam onu Bakırfcöy'e >atirdı.
Babanu çok seviyorum. Ama babam
da fakir. Babamın işi yokru. Bana
verdiği parayla çikolata. bisküvi aldım.
Bu okuldan memnunum, çünkü bizim
evde teievizyon yoktu, teiefon da
yoktu."
'Koy sıkıcı'
13 yaşındaki Erdal Ustaoğhı ise imam
olmak istiyor 5 kardeşi olduğunu
söyleyen Ustaoğlu, hıçbinnin
okumadıgını belirtiyor. Babası
süreklilik taşıyan bir ış bulamamış,
büyük ağabeyı de bacaklan yandığı
için çalışamıyor. Evin gelirini bu
okulu bitiren su tesısatçısı diğer
kardeşi sağlıyor. Ağabeyinin ayda 500
bin lıra gönderdiğinı, çok programlı
lısedeki imam-hatip bölümüne
yazılmak istediğinı yıneliyor. Köyden
sıkıldığını, burada okumaktan çok
mutlu olduğunu söylüyor.
"Köyün havasını, suyunu sevdiğin
için
köy imamı olmak isteyen Sinan Aydm.
bu okula Inebolu'da devam ettiği
Kuran kursu imamının önerisı ile
yazıldığını aktanyor. "İslam dinini çok
sevijorum" diyen Aydın, devlete
yararlı olmak ıstedığıni vurguluyor.
Sağ ayağı. sol parmaklan bulunmayan
Hasan Arç, yatılı okul sayesinde
öğrenim görebildiğini anlatırken,
üniversite düşünün "proteze baglı
olduğuna" dikkat çekıyor.
"Dünyayı dolaşmak, röportajlar
vapmak istediği için" gazetecı olmak
ısteyen Tuncay Tirzik, babasmın iş
ıçin İstanbul'da yaşadığını söylüyor.
Babasının kerestecılik, annesinin
köyde çiftçihk yaptığını anlatıyor ve
özlemlerinı dinlemek için soruya
gerek bulunmuyor: "İstanbul'da
yaşamak isthonım. Bu okuldan
memnunum, bize takun elbise verdiler.
Ama laboratuvann genişlerilnıesi de
gerekiyor. Köyde canım sıkıldığı için
oraya gitnıek istemiyorum. Ama
tatillerde kö> çok güzel oluvor. Burayı
bitirdikten sonra düz lisevt gideceğim.*'
Yarın. Boyabat Yajar Topcu
Yatılı İlköğretim Bölge
Okulu