22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
umhuriyeC tivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmeni. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatöru Hikmet Çetinknyn# YazıışlenMudurü İbrahim Yıldız • Sonımlu Müdur: Fikret llkiz 9 Haber Merkezi Mudüru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Istıhbarat: Cengiz Yıldırım • Ekonomr Özlem Yüzak • Kültur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman # Makalcler: Satni Karaören 0 Duzcltme. Abdullah Yazıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgi-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberlcn: Mehraet Faraç Ya\ın Kurulu llhan Selçuk (Başkan), Ortaan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkata. Şükran Soner. Ergun Bakı, ibrahim Y ıldız, Orhan Bursak, Mustııfa Balbav, Hakaa Kara. AnkaraTemsilcısi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat-4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Fakv 4195027 • lzmirTemsilcisr Serdar Kınk, H ZıyaBK 1352 S i3Te1:44l 1220, Faks 4419117 • AdanaTemsılcısi Çetin Yiğenoğlu, inönüCd. 119 S. No:l Kat.l,Tel:363 12 ll.Faks. 363 12 15 Muesscse Muduru CsJün Akmen # Koordınator Ahmci Korukan • Muha- sebe Bülenl Yener#Idarc HİBe>üı Gürer* Bılgı-tjlenı Nail tnal^Bılgı- sayaı Sıslem Mürihtt ÇÜCT • Saöş Fxrik*Kuza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür. Gülbia Erduran # ICoordınator Reha Işıtınan # Genel MüdürYarduncisı. SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-51384#>*I.Faks:513S463 U>an \e Baun: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Ya\]ncıhk A S csğı C a d 39 4 Cagaioglu 34334 Isl. PK.246 Sırkeıı Is'tanbul Tcl (0 2I2l 512 05 05 120 hat) Faks 10 212) 513 ts5 «5 29MART1999 İmsak: 5.19 Güneş: 6.47 Öğle: 13.16 Ikindi: 16.45 Akşam: 19.32 Yatsı: 20.54 ıter'e tupistik PtlZE(AA)-Rize'nin i AyderYaylası'nda, lıcalann bulunduğu na, proje bedeli lasık 3 milyon dolar ı turistik tesis yapımı ilandı. Rize Valisi al Ata, "Yap-Jşlet- Tet Modeli" ile ıltnası planlanan tesis talep çıkmadıği iirde projenın tl Özel resi imkânlan ile ;ekleştirileceğini rterek "Yörenin en ök turistik tesisini jacağız. Doğal jellikkri ve şifalı Üıca sulan ile rantabl Q bu tesise talip ücağını düşünüyoruz. tA tarafından yeni sıcak saynaklannın ortaya ftnlması için de sondaj Çşmalannı bu yıl >ıden basjatacağız" ÖL. ftara tehdit eiyor İUSKARA(AA)- Tıciye'debiryılda 160 briryakinin, pasif içılerden ise 40 kişinin sıradan dolayı hayatını knettiği bildirildi. Dünya Sdık Örgütü'nün (WHO) artırmasına göre, Tkiye'de devamlı sigara iç< insan sayısı 22 nvonun üzerinde. Yıne ültmizde duman altında ol» 20 milyon civannda paf içici bulunuyor. Tûciye'de kişi başına 15 kilgram tütün tüketilirken süıüketimi ise kişi başına bitaç litreyi geçmiyor. Zeki Triko güzetleri • Haber Merkezi - Yuıtiçinde \e yurtdışında yapcığı moda şovlan ve maıken seçimiyle admdan sözettiren Zeki Triko 1999 K.auloğu"nun çekimi için Meısika'nın Cancun böljesini seçti. Anverikalı moda fotoğrafçısı Marc Kajne'ın gerçekJeştirdiği çekmlerin ilk bölümünde Rus Tatiana Zavialova ve Çek Simona Krainova görcv aldı. Siipücüye tralfk oteli • SAMSUN(AA)- Samsun Trafik Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, yol kontrolleri sırasında uykusuz olduklan tespit edilen ağır vasıta sürücülerine "zorunlu uyku" cezası uygularken. bazı sürücüler de "Trafik Oteli" adını verdıkleri dinlenme salonunda uyuduktan sonra yola devam ediyor. Samsun Emniyet Müdürü Ömer Sağırkaya. bazı sürûcülere zorunlu olarak yapılan uygulamaya, çok sayıda sürücünün de kendiliğinden uyduğunu belırtti. Tuz Gölü kurtuhıyor • KONYA (AA) - Konya Çevre Müdürü Mehmet Bilgiç, Tuz Gölü kapalı havzasını kurtaracak projenın ilk etabını oluşturan dış kredinin temin edildiğinı, ikinci adımın ise projenin hayata geçırilmesi olduğunu söyledi. Bilgiç, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile lspanya hükümeti araMnda, çevre sorunlannda kullanılmak üzere 450 milyon dolarlık kredi anlaşması imzalandığını -\e bunun 87 milyon dolannın Tuz Gölü havzasının kurtanlması için harcanacagını ifade etti. Kâhta'daki tek derslikli okul binasmda elektrik, telefon, su ve tuvalet yok Güneydoğu ldtap bekliyor• Kâhta'da taşımah eğitimin uygulandığı okuliar da bulunuyor. Bu okullara çevredeki köy ve mezralardan yüzlerce öğrenci minibüslerle taşınıyor. YUSUFZİVAAY ADIYAMAN-Adıya- man'ın Kâhta ılçesinde- ki Kilisik Köyü îlkögre- tim Okulu'nun 200 öğ- rencisi, elektrik, su, tu- valeti bulunmayan tek derslikli okulda derse gir- mek için sıra bekliyor. Minik öğrenciler, yolu çamur kaplı okula girer- ken birbirlerinin ayak- kabılannı yıkıyor. Minik öğrencilerin çi- lesi her sabah erken sa- atte okula gelirken baş- lıyor. Okulun batakhğa benzeyen çamur içinde- ki yolunu, çoğu çıplak ayaklarına giydikleri ayakkabılarla aşan çocuklar, çamurlu ayakkabılannı, okulun kapısına konulan bir kova suyla temizledikten sonra ders- liğe giriyor. Tek derslikli, derme-çatma okul bina- smda elektrik, telefon, su ve tuvalet bu- lunmuyor. Minik öğrenciler tuvalet için evlerine ya da okul çevresinde açık alan- daherhangi biryeregidi>or. Pencereden sızan gün ışığıyla ders yapmaya çalışan çocuklar, sınıfın ortasına kurulan, odu- nunu evlerinden getirdiği ve öğretmen- lerin yaktığı sobayla ısınmaya çalışıyor. Çoğunlukla yakacak odun bulunamadı- ğı için sobanın yanmaması nedeniyle öğ- renciler soğukta ders dınlemek zorunda kalıyor. Genç kadın öğretmenler, okulun te- mizlik işlerini öğrencilerle birlikte yapı- Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde, Kilisik tlköğretim Okulu'na giden öğrenciler zor koşuDarda derslere gimorlar. yorlar. 24 >aşındaki Gazıantepli Birde- sen Saman. 24 yaşındaki Izmirlı Nuray E>erici, 26 yaşındaki Karamanlı Senem Eren de özveriyle sürdürdükleri görev- lenni sevdiklerini ve çocuklann kendile- nne gereksinimi olduğunu belirtiyorlar. Okula tuvalet yapılmasını ve elektnk bağ- lanmasını isteyen öğretmenler, İstan- bul'daki hayırseverkuruın \e kuruluşlar- dan öğrencileri için kitap ve kırtasıye yardımı bekliyor tyi bir geleceğin ıyi eğitimle gerçekleştirileceğıne inanan bu öğretmenler, umut dağıtan birer anne gi- bi bilgiyi, sevgiyi ve yaşamın zorlukla- nyla başa çıkma yollarını çocuklarına öğretiyor. Çocuklann Türkçeyi ıyi konuşamama- sı, öğrenmelerinı güçleştirırken. vetkıli- ler Güneydoğu Anadolu'daki öğrenciler için voğun Türkçe eğıtimı verilmesi ge- rektiğini belirtiyor. Kâhta'da taşımalı eğitimin uygulandı- ğı okullar da bulunuyor. Bu okullara çev- redeki köy ve mezralardan yüzlerce öğ- renci minibüslerle taşınıyor. Taşıma üc- retinı karşılayan devlet, ögrencilere öğ- le yemeği de veriyor. Oğretmen açığı Narince llköğretim Okulu ve Kâhta Lisesi daha iyi koşullarda öğretim verme- sine karşın zorunlu hizmetlerini tamam- layan ya da askere giden öğretmenlerin aynlmalan nedeniyle ögretmen açığı bu- lunuyor. Adıyaman'daki okullardatoplam 1620 oğretmen açığının acil olarak gide- rilmesi isteniyor. Öğrenciler, kütüphane- lerin yetersiz olduğunu belirterek, Istan- bul'dan kitap yardımı bekliyor. Bu okullarda zaten yetersiz olan kü- tüphaneler öğrencilere kapalı tutuluyor. Nüfusu 690 bin olan Adıyaman ilinde yıllık nüfus binde 39.40 ora- nıyla artıyor. Merkez il- çede213bin, kentte401 bin, kırsal alanda 288 bin insan yaşıyor. Yüzölçü- mü 7 bin 614 kilometre- kare olan Adıyaman'da 9ilçe, 19belde,394köy, 629 mezra yer alıyor. Adıyaman'daki okul- larda 59 anasınıfı, 769 il- köğretim okulu, 4 Yatılı Bölge llköğretim Oku- lu, 43 lise ve dengi okul, tüm bu okullarda 2 bin 674 derslik bulunuyor. tldeki anasımflannda 1586,ilköğretimokulla- nnda 110 bin 476, lise \e dengi okullarda 17 bin 220 öğrenci öğrenim gö- rüyor. Anaokullannda 72, ilkögretim okullann- da 3 bin 847, lise ve den- gi okullarda 1003 oğret- men görev yapıyor. Yetkililere göre, sekiz yıllık eğitime geçilme- siyle birlikte ilde 90 derslik yaptınldı. Her yıl 6 bin çocuğun okula başladığı il- de gereksinim duyulan 500 dersliğin tü- mü yapılamıyor. Derslik yapımında ha- yırseverkişi ve kuruluşlann katkısına ge- reksinim duyuluyor. Milli Eğıtım >etkılilerine göre, ildeki 4 imam-hatip lisesinde birkaç yıl önce- sine kadar kız ve erkek öğrenciler aynı sınıfta öğrenim görürken, bugün kız ve erkek öğrenciler ayn binalarda öğrenim görüyor. Milli Eğitim Bakanlığf nın Kı- Iık-Kıyafet Genelgesi'ne karşın imam-ha- tip liselerinin kız öğrencileri, tüm ders- lere türbanla giriyor. Yetkililer, gelenek- sel toplum yapısına uygun olarak politi- ka yapan siyasilerin müdahalesi nede- niyle, türbanla mücadele ermekte başa- nsız oluvorlar. Türkiye, sağlık harcamalannda Angola'nın bile gerisinde Sagbl^ta sınıfta kaldık ENVERSEVtŞ DİYARBAKIR - Türk Tabipleri Birliği'nce(TTB) hazırlanan ve ön- ceki gün yayımlanan "Birrvıl Kapa- nırken Türkiye'de Sağlık Sektörii- nün Durumu" adlı raporda. Türki- ye'nin sağlık harcamalannda, ulusal gelirleri Türkiye'den çok daha düşük olan Angola, Arnavutluk, Benin, Bo- livya ve Burkına Faso gibi ülkeler- den daha geri bir durumda olduğu be- Urtildi. Raporda, ABD'de kişi başı- na düşen sağlık harcamalan 3 bin 708 dolar iken bu rakamın Türkiye"de yalnızca 108 dolar. Angola'da ise 410 dolar olduğu kaydedildi. Türkiye'de genel bütçeden Sağlık Bakanlığı na aynlan payın yalnızca yüzde 3 olduğu ve Cumhuriyet tan- hi boyunca sağlık bakanlıklannın bütçelerden aldığı payın hiçbir zaman yüzde 5 ve yüzde 6"yı geçmediğı belirtilen TTB raporunda, Dünya Sağlık Örgütü'nün Türkiye gibi ül- keler için önerdiği oranın her dö- nem yüzde 10 olduğu anımsatıldı. Genel bütçeden Sağlık Bakanlığı için aynlan paya Avrupa ülkeleri açı- sından bakıldığında, Yunanistan'da yüzde 7, Almanya'da yüzde 17, A\us- turya'da yüzde 14. Çek Cumhuriye- ti'nde yüzde 17, Fransa'da yüzde 16. Hollanda'da yüzde 15. lspanya'da • Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan rapora göre, ABD'de kişi başına düşen sağlık harcamalan 3 bin 708 dolar iken bu rakam Türkiye"de yalnızca 108 dolar, Angola'da ise 410 dolar. yüzde 6, Portekiz'de yüzde 9 ve Ro- manya'da yüzde 8 olduğu anlatılan Türk Tabipleri Birliği raporunda. Avrupa ülkeleri içinde Sağlık Ba- kanlığı'nın payının en düşük oldu- ğu ülkenin halen Türkiye olduğu be- lirtildı. Kişi başına harcamalar Raporda bazı ülkelerde kişi başı- na yapılan sağlık harcamalan dolar bazında şöyle sıralandı: -\lman\a'da kişi başına >apüan sağlık harcaması 3 bin 36, Avustur- >a 2 bin 225, Avustraha 1873, ABD 3 bin 706, Fransa 2 bin 550, HoUan- da 2 bin 150. İngiltere 1365, ttaha 1597, Kanada 17%, Macaristan 306, Norveç 2 bin 848, Portekiz 873. Yu- nanistan 693, Türkhe 108-." ABD ve Almanya'da sağlık hiz- metleri için harcanan para miktannın Türkiye'nin toplam gelirinden daha fazla olduğu vurgulanan TTB rapo- runda, ulusal gelirleri Türkiye'den çok daha düşük olduğu halde sağlık için daha fazla kaynak ayırabılen ül- kelerin de bulunduğu belirtıldi ve bu ülkeler ile bu ülkelerdeki kişi başına yapılan sağlık harcamalan şöyle sı- ralandı: "Angpla 410 dolar, VrnaMit- luk 670 dolar, Benin 370 dolar, Bhu- tan 420 dolar, Bolivya 800 dolar, Bur- kina Faso 230 dolar." Türkiye'nin. Sağlık Bakanlığı için ayırdığı bütçe açısından geliriyle orantısız bir yerde bulunduğu ve Tür- kiye'nin şu anki ulusal geliriyle Sağ- lık Bakanlığı'na daha çok kaynak aktarabileceğinin altı çizilen TTB raporunda şöyle denildi- "Sağlık Bakanlığı, kaynaklannın yctirsi/Iiğine bağlı olarak,yataklı te- da\ i kurumlan giderek daha fazla bir oranda gelirlerini döner sermayeye dayandımıak zorunda kalınaktadır. Bunun anlamı a^ıkça, kanıu kurum- lanndaki hizmetin de daha fazla oran- da paralı duruma ^lmesi demektir. Bu uygulamanın sağlıktaki eşitsiz- likleri arrtıncıbir etkiyaratması bck- lcnmelidir. Aynca pek çok kamu ku- nımu temel görevi olan ücretsiz has- ta bakma, eğitim yapına gibi önce- likleriortadan kaldırmaktadır. 1989 yılında toplam Sağlık Bakanlığı has- tanelcrinin \ ü/de 58.5'i döner serma- yegeüri elde ederken, 1998 y ılında dö- ner sermayeli hastane oranı yüzde 74.4'e yükselmiştir." Hindistan bitkisel üaçta umutanyor e-posta : tan (a prizma. net. tr YENİ DELHİ (AFP) - Hindistan'da.vüzyıllarön- ce kullanılan bitkisel ilaç- lar yeniden ortaya çıkıyor. lktidarsızlık, utangaçlık, stres gibi sorunlann tedavi- sinde şifalı otlardan elde edilen ilaçlar kullanılıyor. Bitkisel ilaç endüstrisinin yılda yüzde 20 büyüme ora- nıy la 541 milyon dolarlık bir pazar oluşturduğu belirti- liyor. Geçen yıl yalnızca cinsel gücü arttıran (arrodiz- yak) ürünler4.7 milyon do- lar kazanç sağladı. Kelliği önleyen bitkisel yağlar üreten bir aile şirke- tinin başkanı GurudasRam Saini, "Basında Magra'yla ilgili çıkan haberler insan- ları bitkisel ilaçlara yönelt- ti" dedi. Saıni"nin şırketi ik- tıdarsızlığa karşı yüzyıllar- dır kullanılan Ashwa (Ay- gır)adlı bir bitkisel ilacı da geliştirdi. Ashwa'nın bü- tün dünyada Viagra'y a kar- şı rakip olacağı belirtiliyor. Hong Kong'daki uluslarara- sı Rainbovv şirketiyle an- laşma yaptıklannı belirten Saini, Çin'e her ay 60 bin kutu Ashwa satmay ı öngör- düklerini söyledi. Çin'e sa- tışlann başlaması için ilgi- li makamlann iznini bekle- diklerini söyleyen Saini, In- temet aracılığıyla Alman- ya'da da ilacın satışını yap- tıklarını belirtti. Hindistan'da eczanelerin raflannın, çok eski reçete- lerle ginsengbitkisinden ya da altın kullanılarak üreti- len geleneksel afrodizyak- larla dolu olduğu gözleni- yor. Yeni bir ilacın gelişti- rilmesi 15 yılı bulurken bit- kisel ürünler 12 ay gibi kı- sa bir süre içinde satışa ha- zır hale geliyor. Hillaıy Clinton deve turunda HiUary Clinton, Kuzey Afrika'da Cezayirve Tunus'u kapsayaniyi niyet gezisine devam ediyor. Clinton. Fas'ın Cezayir sunrma yakuıotan Merzuga kum tepelerinde kıa Chekea ile deve turuna kaOkfa. (Fotoğraf: REUTERS) Cüneydoğu eğitim vakfı kurulacak 'Bölgenin en önemli sorunu eğitim' tstanbul Haber Servisi - Memleketı Adıyaman'ın Kâhta ilçesinde. geliri kız meslek lisesi yapımında kul- lanılacak bir Ingilizce kursu açan English Fast Eğitim Ku- rumlan sahibi Narif Ülgen. Güneydoğulu ışadamlanna bölgede mesleki eğitim sefer- berlıği başlatma çağnsında bulundu. Adıyaman Valisi KadirÇalışjcı, Adıyaman'ın Türkiye'de nüfusu en hızlı artan il olduğunu belirterek. bu tür girişimlerin yaygın- laştınlması gerektığinı söy- ledi. Yenı Ufuklar Koleji'nin de sahibi olan Nazif Ülgen, ki- şi başına aylık 3 milyon lira olan Ingilizce kursundan el- de edilecek gelirle Kâhta'da bir kız meslek lisesi yaptın- lacağını söyledi. Başlattık- lan kursta öğrenci ve öğret- menlerden oluşan 200 kışi- ye Ingilizce öğrettiklerini be- lirten Ülgen, dünyanın 8. ha- rikası olarak nitelenen Nem- rut Harabeleri'nin bulundu- ğu Kâhta ilçesinde turizm sektöründe çalışacek genç- lere yabancı dil öğretmek is- tedıklerinı söyledi. Ülgen, uygulamanın ışadamlanna örnek olmasmı dilediklerini söyledi. Ülgen, Güneydoğu Anado- lu Bölgesi'nin en önemli so- rununun eğitim olduğunu vurgulayarak. bölgede eği- tim kalitesinin yükseltilerek yaygınlaştınlması amacıyla "Güneydoğu Eğram Vakfi" kuracaklannı söyledi. Ülgen, vakfın seminer ve konferans- lar düzenleyip öğretim ûye- lerine araştırmalar yaptıra- cağını belirterek, Güneydo- ğu Anadolu kökenli varlıklı işadamlannın buradaki öğ- rencilerin eğitimine katkıda bulunmasını amaçladığını söyledi. Ülgen, bölgede küçük ve orta ölçekli sanayinin gerek- sinimi olan nitelikli işgücü- nün yetiştirilmesi için mes- leki eğitime ağırlık verilme- si gerektiğini söyledi. SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN 'Yanlış Yolu', Bilerek Seçmek! Belki de gençler bılmez:Türkiye Cumhuriyeti, 'çok partilipariamenterdüzene', 'uzaktan kuman- dalı' geçmiştir: 'muhalefet' (DP) önce insafseca eleş- tireceği, sonradan yerini alacağı 'iktidar'ın (CHP), bütün 'icraatına' ortaktı; çünkü onun içinden çıkıyor, yâni 'eleştirilerinin' çoğuna, kendisi de 'muhatap'! O yıllan hatırlarım, bizim için heyecan yıllan: 'Tek Parti, Tek Şef, Tek Millet' sloganı çöplüğe atılıyor; Cumhuriyet, 'muhafefef/n/'yaratıyor; VW/dar'serbest seçimlerle, partilerarasındaoluşturulacak! Fakatmu- halefetin ağzında bir lâf: l Devr-i sâbık yaratmaya- cağız!', ne demek yâni? Aslında bu, 'geçmişin he- sabını sormayacağız' anlamına geliyor ki, sebebi, tam da az önce söyledığim; hesabı sorulacakçok şey var, ama soramıyorlar, sorarlarsa 'okkanın altına on- lar da gidebilir.' O 'okka', pek çok şey arasında, çiçeği bumunda- ki Türkiye demokrasisinde, 'Sosyalist Sol'un, elbir- liğıyletasfiye edilmesi günahını da içenyordu: konuş- muştuk, sosyal demokrat ve sosyalist partilerle, sen- dika ve gazeteler, daha ilk adımda, yasadışı sayıldı- lar: pek çok Türk aydını, parmaklıkların arkasını boy- ladı! Gerçekte bu, 'bilinçli' bir 'tercih' sayılabilirdi. Cöstermelik 1 demokrasî!.. 9 ünkü, klâsik toplumsal gelişme şemasına uygun 'Ulusal Demokratik Devrim'; -bu arada 'Fran- Ihtilâl-i Kebiri-, 'monarkh'a ve toprak sahibi soylulara (zadegân) karşı, 'liberal' burjuvazinin, işçi sınrîı ve köylülüğü de yanına alarak, yaptığı bir dev- rimdir; sonucu belli. burjuvazi, onu temsil eden par- tiler, 'ıktidar'; işçilik ve köylülük ise 'muhalefet' olur; yâni kimler, sosyal demokrat, sosyalist ya da komü- nist partiler! Inönü 'totaliter' Cumhuriyeti, 'çok par- tilı pariamenter düzen'e yatay geçişi denerken; ön- ce 'Sosyalist Sol'u -yâni işçı muhalefetini- tasfiye ederek; hem 'Soğuk Savaş'a yaman bir başlangıç yapmış; hem de ülkemızde 'demokras/'nin Batı Av- rupa cumhuriyetlerindeki gibi 'sahici' değil, ABD'de- ki gibi 'göstermelik' olacağını göstermiştir. Böylece, Türk'ün 'Soğuk Savaş'lalmtihanı başlamış oluyor- du. 'Danışıklı dövüş'ü. ömrünü bu işlerin içinde geçir- miş bir 'tanıktan' dinlemek ister miydiniz? Bakınız, kimler hâlâ yerii yerine oturtamadığımız 'demokra- simizi'; nasıl, ne türlü ilişkilerle, nereden yola çıkar- mışlar: "... Köprülü bir gün sonra, bir parlamento he- yetinin üyesi olarak Ingiltere'ye gidiyordu. DP, heyete üye vermekte önce çekingen davranmış- ta. Hem, meşhur 'muvazaa' söylentilerinden kor- kuyordu, hem de dışarıya karşı rejimi fazla des- tekler gorünmek istemiyordu. Fakat Ingittere Bü- yükelçisi, DP liderlerinin, bilhassa Köprülü'nün kulağını bir kokteylde bükmüş, Ingittere hüküme- tinin heyette Demokratlar'ı görmekten memnun olacağını söylemişti..." "... o günler, yabancı devletlerin, bilhassa Ame- rika ile Ingiltere'nin demokrat büyüklerle tema- sı vardı ve bunlar, onlan 'ciddi bir alternatif' gö- züyle görüyorlar, ilgilerini onlardan esirgemiyor- lardı. Ingiliz Büyükelçisinin temennisine uyan DP, heyete Köprülü ve Akaygen'i verdi..." (Metin To- ker, 'Tek Parti'den Çok Parti'ye', 3. Basım, s. 178, Bilgi Yayınevi. 1990) Bu kadar mı, hayır: bir de işin 'ticari' ya da 'eko- nomik' yanı var: "... buzlar çözülmeye yüz tutmuştu. 'Ankara'lı arabulucular'a biryenisi katldı: Vehbi Koç! Koç, o zaman da Türkiye'nin en büyük işadamıydı. Yeni gelişmelere hemen teşhis koymuş, doğru- ca Amerika'ya gitmişti. Amerikalılarla îş imkam- nın ne derece artacağını göruyordu. Liberal Ame- rika 'devletten deviete' yardımlan bile mutlaka özel sektörden geçirecekti..." "... fakat Vehbi Koç görmektedir ki Amerika si- yasi hayat sâkin ve normal gelişen bir Türkiye istemektedir. Partilen birbirinin boğazına sanlmış bir Türkiye ise Amerika'ya fazla güvenlik verme- yecektir. Hele Amerikan firmalanna hiç! Koç ile Avunduk el eie verdiler. Ikisi de kendi partilerin- deki nüfuz ve kudret sahiplerini 'spektaküler bir banşma' için seferber ettiler." (Aynı eser, s. 180) Regis Debray ne demışti: "Cumhuriyet'te, siya- set ekonomiye egemendir, -Luther coğrafyasında- ki- demokrasi deyse, ekonomi siyasete egemen!"; buradatabiı, 'göstermelik'demokrasi sozkonusu idi, ilk adım işte böyle, bu istikamette atılıyordu. iktidar' değişir. düzen' de^ijmez! Nasıl 'göstermelik'?Meraklısıbilir, ABD'de 'sistem', yerleşık ekonomik düzeni korumak üzerine ku- rulmuştur; bu bakımdan, halkın seçımlerde verece- ği oy, sececegi taraf (parti) hangisı olursa olsun; ne 'iktidar' degişir, ne 'hâkimiyet'; çünkü her ikisi de, ül- kenin ekonomisine el koymuş, egemen çıkar grup- lanna aittir; onlar, halkın seçeceği sıyasi kadrolan, çı- karları doğrultusunda yönlendirirler; yâni halk, kime oy verirse versin, aslında, kendi aleyhine oy ve- rin sonuçta, Lampedusa'nın o çok sevdiğim 'özde- yişi', bir kere dahadoğrulanır: "Hiçbir şeyin değiş- memesi için bazı şeyler değişir", o değişenler de 'birkaç resim'\e 'birkaç isim'den ibarettir. O kadar! Böyle bir 'demokrasi', anti/emperyalist bir kurtu- luş savaştyla, hem monarkh'ı deviren, hem 'Ulusal Demokratik Devrimi'ni yapmış, bir 'Cumhuriyefin özlediği, 'geçerli' demokrasi olmayacakt. Olsa olsa, Sâmir Amin'in sözünu ettiği 'düşük yoğunluk- lu demokrasi' olabilirdi ki, ülke 'sıstem'in 'otomatik pilotuna' bağlandığı için, sonuçta seçimler, milletin ulusal çıkarianna ve profeksiyon tercihlerine değü; Lam- pedusa'nın özdeyişine hizmet edecekti. Ne diyordu Sâmir Amin: "... neo/liberalizm, 'düşük yoğunluklu demok- rasi' diye nitelendirebileceğimiz, tehlikeli bir gi- dişi beslemektedir. Tehlikeli bir gidiştir bu, çün- kü ister beyaz, ister yeşil, mavi ya da kırmızıya oy vermiş olunuz; kaderiniz seçtiğiniz hüküme- te bağlı olmayacak; piyasanın dalaveralanna, oli- gopollerin (gizlı") stratejilerine; -halktan kopma an- lamında 'bağımsız', ama para piyasalanna 'ba- ğımlı'- merkez bankasının kararlanna bağlı ola- caktır..." (Sâmir Amin, Mondialisation des Luttes Sociales, s. 4-5) Şimdi elinizi kalbinize koyup söyleyiniz: 1946'dan beri, bu böyle olmamış mıdır? Seçmen, ülkesinin geleceğine ilişkin, 'altematif gelişme olanağı suna- bilen, toplumsal/sınrfsal partilere oy veremiyor; çün- kü o partiler, ya yok, ya 'sulandınlmış', ya 'evcilleş- tirilmiş'; o partilerin yerine 'geleceği' aralannda as- la tartışmayan, asla yeni bir kalkınma tasanmı, ya da dış politika projeksiyonu sunmayan; sade- ce nasıl yaparsa 'malı kendisinin götürebitece- ğini' hesaplayan, 'çıkar gruptanna' veriyor; üs- telik, bunu demokrasi sanıyor. Türkiye'nin kaderine hükmeden üç beş adam, daha başlangıçta -bilerek- bu yolu seçmişti: yanlış yolu! http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear