Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç
0 Genel Ya>ın Koordınatorü Hikmet
Çetinka>a# Yazıişleri Müdünı İbrahim
Yıldız 0 Sorumlu Müdür Fikrct llkiz
9 Haber Merkezi Müdürü Hakan
Kara 0 Görsel Yonetmen: Fikret Eser
Istıhbarat Cengiz Vıldınm# Ekonomı: Özlem
Yüzak 0 Kültflr Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yüceloıan 0 Makaleler: Sami
Karaören 0 Düzeltme AbdulJab Yazıcı 0
Fotograf: Erdoğan Köseoğln 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yun Haberlen- Mehmet Faraç
Yavın Kurulu tlhın Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke, Hikm«t Çetinkava.
Şükran Soner, Ergun Baltu
İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı.
Vlustafa Balbay. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısi Mustafa Balbay Atatürk BuK an
No- 125, Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7
hat), Faks 4195O2"7 01zmır Temsılcısi: SerdarKıak,
H.ZiyaBlv. 1352 S. 2/3Tel:4411220, Faks.4419117
0AdanaTemsılcısi:ÇetinYiğenoğlu, tnönuCd 119
S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Mudurü Lstftn Akmen 0
Koonimaıor Ahmet Kondsan 0 Muha-
sebr Bülent Yeoer • Idare HÛM-ıin
Gûrer • lşleone Önöer Çeiik • Bıigı
tşlem Nail İnal # Bılgısavar Sıstem
Mürüvrt ÇOer • Sanş Fadkt Kuz»
MEDVA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Gûlbin
Erdursn # Koordınator Reha
Işıtman • Genel MüdürYaıdırocısı
SerdaÇoban Tel 514 07 53 -
51395 80-513846041. Faks: 5138463
Yavımlsvan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Ba>n \e Ya>"incıhk \ Ş.
T A İ d 39 41 Cağa,oglu 34334 ist PK.246 Istanbul Tel IO 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 2121 513 85 95 5ŞUBAT 1999 lmsak:5.36 Güneş: 7.05 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.06 Akşam: 17.32 Yatsı: 18.55
Ayasofya'ya 125
mityar ödenek
• ANKARA (ANKA) -
Hz. tsa'nın dogumunun
2000'inci yıldönümü
öncesınde Türkiye'nin en
çok tunst çeken
eserlerinden Ayasofya
Camiı'nin bakım ve
restorasyon ışlemleri içın
buyıl 125 milyarlira
aynldı. Kültür Bakanlığı
yetkjlileri. bakanhgın
Ayasofya için 1996'dan bu
yana ödenek ayırdığını
anımsatarak "Ancak
1998'deBasbakanlık'ın
tasarruf genelgesi uyannca
bakım ve onanm ışleri
yapılamadı, üstelik
Ayasofya gelirlennin
yûzde 4O'ı da Büyükşehir
Beledıyesi'ne
gönderiliyor. Buna karşın
Ayasofya'nın bakım ve
onanmında Büyükşehir
Beledivesfnin
sorumluluğu yok" dediler.
Kanada uzaydan
aydınlatılacak
• NEWYORK(AA)-
Kanada'nın Calgary,
Winnıpeg ve Quebec
şehirleri ve Rusya'daki
bazı kentler dün gece MIR
uzay aracındaki
kozmonotlar tarafından
yerleştirilen dev aynalar
aracıliğıyla güneş battıktan
sonra 10 dakika süreyle
aydınlatıldı. Yeryüzündeki
şehirleri uzaydan
aydınlatmak amacıyla 25
metre çapında dev
reflektörler kullanıldı.
Reflektörlerin vereceği
ışığın, ayın 14'ünden en az
5-10 kat daha parlak
olacağı ve hava bulutlu
olsa dahı gökyüzünün
aydınlanacağı ifade edildi.
TGC'den KKTC'de
seminer
• tSTANBUL (AA) -
Türkiye Gazetecıler
Cemiyetı (TGC) ve Kıbns
Türk Gazeteciler
Birliği'nin birlikte
düzenlediğı eğitim
semıneri, bugün
Lefkoşa'da başlayacak.
TGC'den yapılan
açıklamaya göre.
seminere. TGC'den Nail
Güreli, Nezih Demırkent,
Umur Talu ve Fikret llkiz
ile Kıbns Türk Gazeteciler
Birliği'nden Hasan
Kah\ecioğlu. Özer Kanlı,
Hüseyın Yaylalı ve Sami
Özuslu konuşmacı olarak
katılacak.
Nâzım'm şiiri
Chicago'da
• CfflCAGO(AA)-
Nazım Hikmet'in Kuvayi
Milliye adlı şiıri. mart
ayında, Chicago'da
Amerikahlara sunulacak.
Bozkurt Kuruç'un
yönettiği tiyatral şiir
etkinliğinin masraflannın
Chicago belediyesi
bünyesindeki sanat fonlan
tarafından karşılandığı
bildirildi. Etkinlik,
Chicago'nun ünlü kültür
merkezınde bulunan,
Claudia Cassidy adü
tiyatroda gerceİdeşecek.
'Şeker gibi'
sevgiliye...
• Haber Merkezi-14
Şubat Sevgıliler Günü için
firmalar sürpriz hediyeler
hazırlamayı sürdürüyor.
Mavi Jeans. 13-14 Şubat
tarihlennde alışveriş yapan
tüm müşterilerine
Se\gililer Günü kartı
armağan edecek. Kırmızı-
beyaz kalp şeklinde
şekerin bulunduğu bu
kartın mesajı 'Şeker
sevgilime...' Davıdoffise
hazırladığı kalp şeklinde
gümüş ambalajında
DavidoffCool Water
Woman kompakt
parfümlerin, sevgililerin
mutluluğunu ıki kat
arttıracağını belirtti.
UNICEF, 21. yüzyıl yaklaşırken dünya çocuklanyla ilgili olarak acı bir tablo ortaya koydu
1 milyar Idşi adını bfle yazamıyor
• UNICEF'in raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerdeki
okul çağındaki çocuklann yüzde 21 'i gitmiyor. UN1CEF
Genel Direktörü Bellamy'ye göre, gelişmekte olan ülkelerde
130 milyonu aşkın çocuk, temel eğitim olanaklanndan yoksun.
FİGENATALAY
• Rapora göre sanayileşmiş ülkelerde ilköğretim çağındaki
çocuklann yüzde 98'i okula kayıtlı bulunuyor. Ancak birçok
ülkede öğrencilerin yüzde 15-20'si bir iş bulup çahşabilecek
vasıflan kazanamadan okuldan aynlıyor.
Dünyada 130 milyon okul çağındaki ço-
cuk okula gitmiyor ve her yıl milyonlarca ço-
cuk okuma-yazma bilmeyenler arasına ka-
tılıyor. Dünyada 855 milyon insan okuma-
yazma bilmiyor.
UNICEF'ın hazırladığı " 1999 Dünya Ço-
cukUnDunımu RaponTna göre. gelişmek-
te olan ülkelerdeki okul çağındaki çocukla-
nn yüzde 79'u okula gidiyor, yüzde 21' ı git-
miyor. UN1CEF Genel Direktörü Carol Bd-
lum. "gefi$mekte olan ülkelerde. 73 milyo-
nu lazolmaküzere ilköğretim çağındaki 130
mihonu aşkın çocuğun temel eğjtim olanak-
lanndan voksun olduğunu" belirtıyor. Ra-
porda. "İnsan potansiyelinin bojlesine heba
edilmesi, dünya için arOk kaldınlamayacak
bir lükstür* deniliyor.
Rapora göre, üçte ikisi kadın olmak üze-
re hemen hemen bir milyar insan, bilgisayar
kullanmak ya da basit birbaşvuru formunu
anlamak şöyle dursun, 21. yüzyıla bir satır
okuyamaz. adlannı bile yazamaz durumda
girecek.
Bu insanlar. bugün olduğu gibi ilerde de
söz konusu becerilere sahip oianlara göre da-
ha derin bir yoksulluk içınde, daha olumsuz
sağlık koşullannda yaşayacaklar.
Dünya Çocuklannın Durumu 1999 Rapo-
ru, halen dünyada sürmekte olan "Eğitim Dev-
rimi''nin daha da yaygınlaştınlması çağnsın-
da bulunuyor. Raporda şu görüşlere yer ve-
riliyor:
"Bu devrimin iki standardı vardır: Vük-
sek kaliteli öğrenme olanaklanna erişim ve
çocuk haklaruu temel alan bir vaklaşım. LM-
CEF Raporu. gerek tek tek okuüarda gerek-
seulusal eğitim sistemlerinde bu iki standar-
dın nasıl yaşama geçirildiğine ilişkin örnek-
ler vermektedir. Rapora göre, eksik olan tek
şey, eğitimin yararlannı tüm dünva çocukla-
nnı kapsayacak biçimde ya\mak için gerek-
li sivasal kararulık vc kavnaklardır."
Okula başlayan çocuklann oranı
Sahra Göneyi Afrika
GûneyAsya
Ortadoğu ve Kuzey Afrika
Latin Amenka ve Karaytbler
^ J
Doğu Asya ve Pasrfik
i Sanayileşmiş Ülketer
130 milyon çocuğun eğitim göremediği dünyamızda, her yıl milyonlarca kişi okuma-yazma bilmeyenler arasına kanlıyor.
Eğitim devrimınin mutlak birzorunluluk
olduğu vurgulanan raporda. "Eğitim olma-
dan insanlar ûretken biçimde çalışamaziar.
sağhklanna özen gösteremezler, kendilerini
ve ailelerini gerektiği gibi kolla>amazlar \t
kültürel acıdan /tngin birvaşam sürdüremez-
ler. Okuma-yazma bilmemek. insanlann, ya-
şadıklantoplumlanlabüfünhalklarvegnjp-
lararasında anlmişı. banşı ve hoşgöriim iki
cinshet grubu arasında eşitiiği öngören bir
ruhla yer almalannı güçleştirir. Konu. top-
lumun bürünü açısından ele alındığuıda, eği-
tim hakkının inkân. demokrasi ve toplum-
sal ilerleme davasına, bö\lece uluslararası
banşa ve güvenliğe zarar verecektir
1
' denili-
yor.
Rapora göre, sanayileşmiş ülkelerde il-
köğretim çağındaki çocuklann yüzde 98'i
okula kayıtlı bulunuyor. Ancak birçok ülke-
de, öğrencilerin küçümsenmeyecek birazın-
lığı (yüzde 15-20 arası) bir ış bulup bu işte
kalabilecek vasıflan kazanamadan okuldan
aynlıyor. UNICEF Geneî Direktörü Carol
Bellamy. "Okula gidip buradan yaşama ha-
zuianmamış olarak çıkmak korkunç bir is-
rafhr. O> sa, düm adakiçocuklann pek çoğu
için durum budur" diyor.
Cüney kumsallarına yılda 200 bin yumurta bırakıyorlar
Dalymı'da Caretta^larla
birlikte denize girelim
OZAN YAYMAN
İZMİR - Ekolojik ortam ve coğrafi
yapı bakımından dünyanm en zengin
bölgelerinden olan Türkiye, deniz kap-
lumbağalannın da (caretta caretta) uğ-
rakyeri.
Caretta'lann Fethiye, Dalyan, Pata-
ra başta olmak üzere güney kumsalla-
nna yılda yaklaşık 200 bm yumurta bı-
raktıkfan belirtilıyor. Denize geri dönü-
şümün. bu sayının yüzde 30 ile 4O'ı ara-
sında kaldığını belirten uzmanlar. deni-
ze ulaşan kaplumbağalann da ancak
yüzde 3'ünün erişkin hale geldığini söy-
İüyorlar.
Türkıye'nin bu zengınliğini yeterin-
ce lehine çeviremediğini \urgulayan
Dokuz Eylül Üniversitesı Eğitim Fa-
kültesı Bivoloji Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. fbrahim Baran şunlan söyle-
di.
"Türkiye'de tüm bir Avnıpa kıtasın-
da bulunan hayvan ve bitki türii say ISH
na eşit oranda canlı bulunuyor. Türki-
ye, bu açıdan tüm bir kıtayla yanşıyor,
diyebüiriz. Deniz kaplumbağalannın
Akdeniz sahiilerini yer edinmesinin ne-
deni, bu sahillerin berrak bir suyunun
ve çok ince kumsalının olmasıdır. Yer-
yüzünü paylaştığımız sessiz dünyanm
canulannm da Akdeniz'i tercih ettiği
gerçeği, dünyaya duyurulursa ruristle-
rin tercih nedeni olabiliriz. Çunkü, dün-
yada kaplumbağalaria beraber denize
girilebilecek başka bir ülke yok."
Dalyan'dan bir örnek veren Baran.
bu yörede son yıllarda büyük bir deniz
kaplumbagası sektörünün oluştuğunu.
Dalyan'ın her köşesinde, "Caretta ca-
retta'larla birlikte denize giriyorsunuz"
aflşlerinin asılı olduğunu. tunstlerin de
bu duruma büyük ilgı gösterdiklerini
söyledi.
17 kumsalda araştırma
Dünya Tabiatını Konıma Vakfi'nın
desteğiyle 1989 yılından bu yana, Ak-
deniz sahilinin P ayn kumsalında de-
niz kaplumbağalan üzerine araştırma-
lar yaptıklannı belirten Prof. Dr. tbra-
him Baran. sadece Dalyan'da yılda 15-
20 bin arasında yumurta tespit ettikJe-
rini belirtti.
Baran, "Araştırmalanmız sonucu bu
canhlara gereken hassasiyetin gösterii-
mediğini tespit ettik. Elde ettigimiz ve-
rilerdogmhusunda. deniz kaplumbağa-
lannın en >oğun olduğu Dahan. Fethi-
ye, Patara ve Göksu Deltası özel koru-
ma alanı oldu" dedi.
Prof. Dr. ibrahım Baran. deniz kap-
lumbağasının neslinin devamı içın en
önemli unsurun insaniann bilinçlendi-
rilmesı olduğunu söyledi ve kitle ileti-
şim araçlannın konuyu sürekli gündem-
de tutması gerektiğini de sözlerine ek-
ledı.
7 milyar dolar ek harcama gerekli
'Beşinci sınıfa
ulaşamıyorlar'
Okula hiç gitmeyen
milyonlarca çocuğun dı-
şında, birçok çocuk da
okula başlıyor, ama be-
şinci sınıfa ulaşamıyor.
İlköğretim dördüncü sını-
fın tamamlanması, kabul
edilebilir asgan eğitim
süresinın bir göstergesi
sayılıyor.
Raporda, 2010 yılına
kadar herkesi ilköğretim
olanaklanna kavuşturmak
için önümüzdeki 10 yıl
boyunca yılda yalnızca
yedi milyar dolarlık ek
harcama gerektiğine dik-
kat çekiliyor. Yedi milyar
dolar. Avrupalılann don-
durma. Amerikalılann ise
kozmetiğe harcadıklann-
dan daha az bir tutar. Ra-
pora göre. Avrupalılar her
yıl dondurma için 11 mil-
yar dolar harcıyor.
Eğitime Sahra güneyi
Afh'kaiçin 1.9 milyar do-
lar, Güney Asya için 1.6
milyar dolar, Ortadoğu
ve Kuzey Afrika için 1.6
milyar dolar, Doğu Asya
ve Pasifik için 0.7 milyar
dolar, Latin Amerika ve
Karayipler için 1.1 mih/ar
dolar yıllık ek harcama
yapmak gerekiyor. Halen
eğitim için yapılan yıllık
harcama ise 80 milyar do-
lar. Dünyanın azgelişmiş
ülkelerinde erkek çocuk-
lann yalruzca yüzde 56'sı,
kız çocuklann ise yüzde
44'ü, Sahra güneyi Afri-
ka'da ise erkek çocukla-
nn yüzde 6O'ı. kız çocuk-
lann yüzde5l'i ilköğre-
tim kurumlanna kaydolu-
yor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAft
Zincirin 'Eksik' Halkası...
İntemette
tnoda
gösterisi
NewYork'ta düzenlenen
defilede önümüzdeki
yaz sezonunun piaj
modası tanıtıldi.
Gösteride Heidi Klum'un
sunduğu bikini büviik ilgi
topladı. Moda gösterisi.
İnternetten canlı olarak
yayımlandı.
(FÖtoğraf: REUTERS)
Çamlıhemşin raporu
'Enerjiye evet,
katliama hayır'
e-posta : tan (a prizma. net. tr
AHMET ŞEFİK
TRABZON - Kamu
Emekçileri Sendikalan Kon-
federasyonu'na (KESK) bağ-
lı Enerji-Yapı Yol Sen Trab-
zon Şubesı tarafından Çam-
lıhemşin'dekı Dilek-Güroluk
Hidroelektrik Santralı ile il-
gıli olarak hazırlanan birça-
lışmada, Türkiye'nin enerji
gereksiniminın olduğu. an-
cak santralm Türkiye ve böl-
genin gerçeklerine ujınadı-
ğı yurgulandı.
Ülkenin enerji gereksinı-
minı karşılayacak olan bü-
yük hidroelektrik satrallan-
nın yapımının desteklendıği
belırtılen raporda. "Itiraa-
mız enerjiye değü, yer seçi-
minc, ısmarlama ÇED'lere-
dir. Neden Kültür Barajı'na.
Torul, Deriner barajlanna.
Ikizdere üzerine kunılacak
ildnci sanrrala karşı değfliz
de Çamlıhemşin'deki katli-
ama karşı çıkryoruz" diye so-
ruldu.
Sendika bünyesindeki uz-
manlar tarafindan hazırlanan
ve kamuoyuna sunulan ra-
porda. bölgede enerji gerek-
sinmesi açısından bir sıkın-
tının yaşandığı vurgulandı.
Bu açığın ancak 2001 'de dev-
reye girmesi beklenen Kül-
tür Barajı. Çoruh Vadisı'nde-
kı potansiyellerin değerlen-
dirilmesi. Keban-Erzurum ve
Çarşamba-Tirebolu 380
kv'lik iletım hatlarının ta-
mamlanmasıyla kapanacağı
belirtildi.
Raporda, bu tür santral mo-
dellennin yatınm maliyetle-
rinin kilovvatta bin dolar ol-
duğu, ancak Çamlıhemşin'de
bu malıyetin 2 bin 200 dolar
olacağı belirtildi.
]/ itabı, 1950 ilkbahannda Paris'ten almıştım: 'Ge-
l A orges Plekhanof / l'Art et La Vıe Sociale'. Edi-
tions Sociales, 1949.' Önsozden sonra, Jean Fre-
ville'in, fevkalâde kapsamlı ve aynntılı, iki incelemesi
yer alıyordu. Okumaya yetse de, Fransızcam henüz,
kuramsal metinleri anlamama yetmıyor. Ancak epey-
ce sonra, istanbul'da, altını çize çize okudum; Pan-
galt'daki ünlü Hay/Layf Pastanesi'nde, Kurtuluş'a
dönen tramvaylann. önünden geçtiğı; hani tepeden
tırnağa cam, o bölme vardı ya, işte orada; iri çekirdek-
li bir yağmur yağıyor, camlarda onun gözyaşlan!
Jean Freville, o incelemelerin ikincisinde, bir ara
sözü nereye getirir, bakar mısınız?
"...o çok ünlü alt/yapı ile, ondan daha az ünlü
olmayan üst/yapı arasındaki bağlantılar konusun-
da, Marks'la Engels'in ne düşündüğünü, kısaca
açıklamaya kalkışırsak, önümüze şöyle bir şey
çıkar: 1/ Ûretim Güçlerinin durumu, 2/ Bu güçle-
re bağlı ekonomik ilişkiler, 3/ Bu ekonomik temel
üzerine kurulu sosyal ve siyasal düzen, 4/ Dolay-
sız olarak kısmen ekonomi, kısmen de sosyaf ve
siyasal düzen tarafından belirlenen, 'sosyal in-
san'ın ('birey'in) psikolojisi, 5/ Bu psikolojiyi yan-
srtan 'çeşitii ideolojiler'..." - tabiı, bu arada 'sanat'!
(Plekfıanov et Les Problemes de l'Art, s. 66/67.).
Çemişevskiy de, 'estetik oluşumu'açıklarken, sa-
nınm, benzerşeylersoylemiştir; Plekhanof, 'toplutv-
salpsikoloji'run insana, -dolayısıyla sanatçıya- yükle-
diği 'muhtevaya', çok daha fazla önem veriyor; soru-
na, iki ayn yerde değınmiş. dıyor ki:
"...tarih, toplumun anatomisiyle yetinemez; evet,
sosyal ekonominin, dolaylı ya da dolaysız olarak
beliriediği, olaylar topfamını hesaba katacaktır,
ama; şu ya da bu 'bilinç konumu'nun, önünde,
yanında ya da ardında bulunmadığı, tek bir tarihi
olayın bile mevcut ofmadığını söylemek, bundan
daha az doğru değildir. 'Sosyal psikoloji'nin öne-
mi buradan geliyor. Onu, sosyal kurumlann, ya da
Hukuk'un tarihinde, zorunlu olarak, ne kadar he-
saba katmak gerekirse; onsuz, onu hesaba kat-
maksızın, edebiyat, sanat, felsefe vs'nin tarihin-
de de, tek adım atılamayacağını söylemek, o ka-
dar gerekir..." (Les ûuestions Fondamantales du
Marxisme, s. 211. Editions sociales, 1947)
Romantik sacayağı'
"...Birdönemin Edebiyatını. Resmini, Musıkisi-
ni, o dönemin ortaklaşa psikolojisi; o dönemin
Edebiyatı, Resmi, Musıkisi de, ortaklaşa psikolo-
jisini etkiler..."
"...Victor Hugo, Eugene Delacroix ve Hector
Berlioz, birbirine taban tabana zrt sanat alanlann-
da çalışmaktaydılan birbirierine, hayli de uzak;
en azından, Victor Hugo, resimden hoşlanmryor-
du; Delacroix ise, 'romantik' bestecileri küçüm-
semekteydi. Buna rağmen, bu dikkate değer üç
adama, haklı olarak 'Romantik Sacayağı' adı ve-
rilmiştir; çünkü eserierinde, aynı dönemin (sosyaO
psikolojisi yansrtılıyor. Oenilebilir ki, Deiacroix,
'Dante ve Virgile' tablosunda, Victor Hugo'nun
'Hernanle'de, Berlioz'unsa Fantastik Senfoni-
si'nde sergilediği, ruh hâlini ifade etmiştir..." (Ay-
nı eser, s. 71/72)
Tuhaf değil mı? Bu satırfan okumadan çok önce, sa-
nınm 40'lı yıllarda, kendi kendime. şöyle bir fikre var-
mıştım: Osmanlı sanatında. Bâki'nin şiiri, Sinan'ın
mimarisi, Itrînin musıkisi, Nasreddin Hoca'nın mi-
zahı, Mevlânâ'nın felsefesi, galiba 'bir* ve 'aynı' dö-
nemin toplumsal psikolojisini' yansrâriar ki, bu
'psikoloji', kuşkusuz, toplumsal ve siyasal düzen üze-
rine; o düzen, üretim ilişkileri; üretim ilişkileri de, üre-
tim güçleri üzerine kurulmuştur. Yâni, sanatçının 'bi-
reyselliğini', döneminin 'toplumsallığından' çöze-
mezsin; çözdüğün an, sanat beslendiği 'özsuyu-
nu' yitrir; ortaya hiçbir 'hayâtiyeti' -dolayısıyla 'gü-
zellik heyecanı'- olmayan, 'cansız' bir 'geometrik' ya
da 'grafik' çalışma çıkar.
İşte yüzyıl sonunda, 'küreselleşmiş' 'finans aristok-
ras/s/'nin, sanatı ve sanatçıyı, düşünmek istediği -kıs-
men de başardığı- seviye budur. Nasıl mı, başanyor?
ömek, bizdeki gelişme...
Son 20 yıl, edebiyatımızda 'kayıp'...
Lisedeki Edebiyat hocamızZiya Bey'in ('Karamık^
o sözünü unutabtfir miyim? Dersten çıkmıştık, o 'Mu-
allimlerOdası'na gidiyor; koridorda konuşuyoruz. Se-
sinde, o zaman anlam veremediğim birdddiyetle de-
mişti ki:
"...çocuklar, sadece Yakup Kadri, Reşat Nuri
Bey'in, Hâlide Edip Hanım'ın romanlannı okuya-
rak; Imparatorluğun batışını, Istiklâl Savaşı'nı ve
sonrasını anlayabilirsiniz: Türk romanı, o devirde,
tarihi yazmıyor, yaşıyordu: memleket, anlattığı
memleketti; halk, anlattığı halk; ihtilâl ve inkılâp,
anlattığı, ihtilâl ve inkılâp!"
Seneler sonra, sanınm 60'lı yıllann ortasına doğru,
onun sözlerini şöyle mi tamamlamıştım; yoksa, bunu
şimdi mi, yakıştınyorum: Türkiye'de toplumsal geliş-
meyi adeta 'görsel olarak' izleyebilmek istiyorsanız;
30'lardan 60'lann sonuna kadarki dönem için, Peya-
mi Safa, Reşat Enis, Kemal Tahir, Sabahatt'n Aii,
Orhan Kemal, Samim Kocagöz ve yaşıtlarının ro-
manlanna başvurunuz: Devrim'in 'dondunılması' da,
'40 Karanlığı' da, savaş yıllannın tahrip ettiği toplum-
sal yapı da, 'demokrasiye geçiş' serüveni de, orada-
dır: hem de, yalın ve tek bir sosyal katmanda değil,
nice çevrede, nice çerçevede!
Peki, son yirmi yılın 'serüvenini' okumak için, aca-
ba hangi romanı okumalıyız? Yavaşyavaş, hikâyeci-
nin medyum'a dönüştüğü, ya da iflâh olmaz 'aşağılık
kompleksi'nı, bilinmez hangi 'yabancılaşmasını' an-
latmaktan başka şey yapmadığı, 'gıcınbükme' hikâ-
yecileri mi? Çoğu ülkesinden ve halkından çok, 'ec-
nebi' bir ülkeden ya da halktan söz etmeyi seven, bu-
nu da son derece sübjektif ve üstünkörü yapan ro-
manaian mı?
'Sosyal' makasın İki ucu...
ysa herkes biliyor, Türkiye bu sürede, bir yandan
inanılmaz birdinamizm kazanarak, nihayettake/off
noktasını geçmiş; öte yandan, 'sosyal' makasın iki ucu
fena halde açıldığı için, yürekler acısı bir gelişme bu-
nalımına girmiştir.
Önce, net bir 'tesbit': "...Türkiye'de 1987 yılında
yûzde 14.2 olan yoksulluk oranı, yüzde 21'e çıktı.
63 miryonluk nüfusun 13 milyonu, yoksulluk sını-
nnın altında yaşamaya çalışıyor. 1999 programın-
daki yaklaşık 205 milyar dolariık ulusal gelir he-
define göre, en üst yüzde 5'lik dilimde yer alan 3
milyon 175 kişiden her bin ulusal gelirden 19 bin
329 dolar pay alırken; en ajttaki yüzde 20'lik di-
limde, kişi başına düşen gelir, 25 kat azalarak 789
dolara kadar geriliyor..." (Cumhuriyet, 24 Ocak Pa-
zar)
Türk edebiyat ve sanatının gelişme zincirinde, 'ek-
sik halka', işte bu 'son dönemin' 'halkası'dır. Altta, -
llya Ehrenburg'un sözünü ettiği- 'dip dalgası', onun
üzerinde, 'dolce vita' yaşayan 'sosyal krema'! Bu 'di-
yalektiği', hangi 'genç' sanatçının 'eserinde' bulabt-
lirsiniz? Bildikleri bile şüpheli. Umursamıyorlar da!
Tarihe nasıl hesap verecekler!
http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm