22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z<ŞUBAT 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Erzincan'da Erzincan'daki Hukuk Fakültesi'nde ikinci yarı yılla birlikte cuma günkü ders programlannda değişiklik yapıldı. Artık, cumaları sabah saat 09.00-12.00 arasında yapılan ders ikiye ayrılıp cuma namazına gidilmesi için saat 11 'de bitiriliyor; dersin geri kalan kısmı saat 13.00-14.00 arası yapılıyor. Hukuk Fakültesi ' Dekanı Prof. H Dr. Recai Çınar'ı bu hayırlı karanndan dolayı tebrik eder bundan sonrasında da cuma namazına gitmeyen öğrencileri tek tek belitieyip haklarında gerekli işlemleri yapmasını dileriz! Gelişmişler Sigara içen insantan evrimini tamamlayamamış yaratıklar sınıfına sokan 1 dakika 42 saniyelik propaganda fılminin yapımı için Sağlık Bakanlığı'ndan 1 milyar 700 milyon lira verilmiş. Ihale açtlıp açılmadığı belli değitmiş. Belli olan bir şey varsa o da, kimilerinin insanlara hakaret ederek para kazanacak denli geliştiği! Tei: 0.212.512 05 05 FafcK 0.212.512 44 97Elektronik posta: someposta.cumhuriyetcom.tr - Necmettin Erbakan bağımsız aday olmuş... "Milletvekilliği bağımlılık vapmış anlaşılan!" artiler, genel başkanları tarafından belirle- nen milletvekili adaylarını açıkladı. Listeye giremeyen, girip iyi bir yer kapamayan adaylar arasında sıkıntı başgösterse de millet çok rahatladı. Bundan sonrasında millet, va- atleri dinleyerek günlerini geçirecek ve ardından sandık başına gidip önüne konan "mönü"ye göre seçimini yapacak. Büyük kolaylık... Demokrasi bu işte... Gönlündeki partinin adayı, genel başkan kon- tenjanından liste başı olmuş ve mahallenin yolunu bilmeyen biriyse o zaman seçmen öteki partilerin adaylarına bakacak... Tam 20 parti var... Adaylann hepsi birbirinden de- ğerli, hepsi vatan-millet için yanıp tutuşuyor. Bakın... Büyükdüşünce ve sanat adamıZütfüLi- vaneli düşün-sanat işlerinin yoğunluğu nedeniyle adaylıktan çekilmişti ki, üç gün boyunca canını di- şine takıp çalıştı ve bütün işlerini halledince CHP Ge- nel Başkanı Deniz Baykal tarafından Istanbul 1. Monu bölgeden ikinci sırayayerieştirildi. Inşallah CHP ba- rajı aşacak ve Livaneli milletin sesini parlamentoya taşıyıp yeni bestelere imza atacak. Zülfü Bey olur ya da olmaz ama milletimiz bir hu- kuk adamı olan kardeşi Ömer Asım Livaneli yi mut- laka milletvekili seçecek. Değerli işadamlanmızdan Özer Çiller'in ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in avukatı olan Livaneli, Yozgat birinci sıradan DYP adayı olarak şimdiden Meclis'te gibi. Çetelerle mücadelede büyük başarı gösteren ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın yeraltı dün- yasının ünlü isimlerinden Fevzi Öz'ün yakın dostu EnisTütüncü'yüTekirdağ'dan birinci sıraya, "Kürt Ahmet"in oğlu Özdemir Turgut'u Ankara'dan lis- teye alması ayrı bir sevinç nedeni oldu. Çünkü demokrasi bu işte... Demokrasi aynı zamanda tarikatların sesini duyu- rabildiği, aşiretlerin varlığını sürdürebildiği ortamla- n yaratmaktır. Herkes milletvekili olabilir ama her- kes şeyh olamaz. Şeyhlerin sözünü dinlemeyen par- tilerden de memlekete bir hayır gelmez. Fazilet Partisi'nin türbanı Meclis'e sokmak iste- mesi ise demokrasinin geleceğini parlatan önemli unsurlardan biri. Parlak sarı zemin üzerinde bordo şal desenli türbanlı milletvekili hanımlar parlamen- toda gözleri kamaştıracak. Demokratik Sol Parti'ye gelince... Rahşan Ece- vit ve Bülent Ecevit çifti, baş başa verip kendi el- leriyle seçtikleri adaylarla milletimizin gönlündenşim- diden taht kurdu bile. Düşünsenize, bir lokantaya gi- diyorsunuz, yemek seçmekte zorlanıyorsunuz. Şe- fin önerilerini dikkate almayacak mısınız! Zaten ne demişler; misafır umduğunu değil bul- duğuna yer! SESSİZSEDASlZ(l) NVRİKURTCEBE <f PKKliler ve Bediüzzaman ve hoşgörü Bir süredir Med TV'yi izliyorum... Aynlıkçı terör örgütü PKK'nin yayın organı olan bu televizyon, eskiden ne yapardt bilmiyorum ama Abdullah Öcalan yakalandığından beri her tür- lü şiddet eylemi için bir "organizas- yon bürosu" gibi çalışıyor. Med TV'nin yayınlannda bir başka gerçek daha ortaya çıkıyor: Irkçılık... Aynen Adolf Hitier'in Nazi Partisi gibi Abdullah Öcalan'ın PKK'sinin de azılı ve azgın bir ırkçı olduğu görülü- yor. Avrupa merkezli Med TV yayın- lannda "komünist" çizgiden "şeriat- çı" söyleme kadar geniş bir yelpaze- de her şey "ırkçı" bir şemsiye altında toplanıyor. Demokrasinin ise esami- si bile okunmuyor. Geçen gün, canlı yayın sırasında bağlanan bir telefonla "Bediüzza- man Hazretleri "nin ruhu şad edilin- ce insanın aklına hemen Türkiye'de- ki "Nur Talebeleri" geliyor... Nereden nereye... Irkçılar ve ümmetçiler aynı kefenin içine giriyor. PKK'nin de ipine sarıldığı Kürt Sa- it'in ya da yandaşlarınca kullanılan adı ile Said-i Nursi'nin muritlerinden birinin Türkiye'de hocaefendi olduğu ve son yıllarda "hoşgörü" şampiyon- luğuna soyunduğu bıliniyor... Abdullah Öcalan Yunanistan'dan destek alırken, Yunanlılar'ın desteği- ni esirgemediği Patrıkhane ile Kürt Sait'in müridi hocaefendinin de pek sıkı fıkı olduğu ve Patrik'le el ele tu- tuştuğu anımsanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Be- diüzzaman'ın Türkiye'deki "hoş- görü"lü müritleri karşısında, Med TV'de Bediüzzaman'ın ipine sa- nlan PKK'liler daha "dürüst" gö- rünüyor! Jenkins Türkiye'yi örnek gösterdi 'Yazıın çarpıtıldıy Dış Haberler Servisi - Ingilte- re'de yayımlanan The Tımes gaze- tesınin yazarlarmdan Simon Jen- kins, geçen hafta yazdıgı "Tür- kiye'yi hemen bombalayın" baş- lıklı makalesınin Türkiye'de büyük tepkiyle karşılanmasının ardından önceki gün köşesinde yaptığı açık- lamadavyazısmın çarpitılarak çev - rildiğini belirtti. Jenkins açıklamasında, yazısı- nın asıl hedefinin Dışişleri Baka- nı Robin Cook'un dış politikası- nı yermek olduğunu söyledi. Jenkins. "Yazımdaki ironi, kö- tü nivetli bir çevirivle yok edil- miş. İroni yansıtılmadığı için >a- zıya Türkiye'den büyük tepki geldi. Ben özellikle a\ rılıkçı ha- reketler yaşayan egemen ülkele- rin içişlerine karışılmasına ke- sinlikle karşi) ını. Bunu pek çok yaıımda da ifade ettim" dedi Bir Batılı dıplomat da Tımes'a verdığı demeçte. Jenkıns'in u Tür- kiye'yi bombalayın demediği- nin \e tam tersini dile getirdiği- nin" Türkler tarafından anlaşıl- madığmı söyledi. Jenkins'in yazısının ılk parag- rafı bazı gazetelerde şöyle yer al- dı: "Türkiye'yi hemen bomba- layın. Ankara'yı dümdüz edin, Boğaz'a Tomahawk yağdırın. İzmir'i alın. Koso>alılar için Yu- goslavya'yı, Irak Kürtleri için Saddam'ı bombalayabiliyorsak onların dağlardaki kardeşleri için elbette Türkiye'yi de bom- balanz." Oysa yazının girişi şöyle de- \am ediyor: "Neden 'daha fazla insan ölene' ya da 'Robin Co- ok'un sabn taşana kadar' bekle- yelim ki. Yeni Işçi Partisi hemen bombalar. Barıs, için bombalar. Thatcher bombalamıştı ama Bla- ır'in bombaları daha büyük." Jenkins'in olay yaratan maka- lesi aslında, ABD \ e Ingiltere'nın dış politikasını, Batı'nın egemen devletlerin içişlerine kanşmasını eleştiriyor. Yazar Türkiye'yi ör- nek göstererek "Sizin aklınızla yola çıkarsak herkesi bombala- mamız gerekir" diyor. Yazar. ge- nel olarak Batı'nın uluslararası bir politıka oluşturmakta zorlandığı- nı, iş ışten geçtıkten sonra da as- keri müdahale gibi kestirme çözümlere başvurduğunu belır- tıyor. Adnan Polaftan spor-cafe Spor Servisi - Yıllarca Galatasaray Kulübü'nde yöneticilik yapıp asbaşkanlık görevini sürdüren ve 18 Nisan seçimleri öncesinde de Istanbul Büyükşehır Belediye Başkanlığı'na CHP'den aday olan Adnan Polat'ın, sahibi bulunduğu Champions adlı cafe- bar dün gece düzenlenen törenle açıldı. Spor. polıtika ve sanat dünyasının önde gelenlerinin katıldığı gecede bir konuşma yapan Polat. "Siz sporcu Adnan Polat'ı tanıdınız. Şimdi ise Atatürk'ün partisi CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olarak karşınızdayım. Spor camiasının desteğini bekliyornm" dedi. Geceye Galatasaray Kulübü Başkanı Faruk Süren, eski F. Bahçe Kulübü Başkanı Ali Şen, G. Saraylı yönetici Mehmet Cansun, teknik direktör Fatih Terim, kaptan Bülent Korkmaz, Basketbol Milli Takım oyunculan, \oleybolcular ve sanatçılardan İbrahim Erkal, Metin Şentürk ve çok sayıda davetlı katıldı... ANKARA 27. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997410 Yıldızevler 4 Cad. 23'4 Çankaya-Ankara adresınde bulunan Velı Adı- güzel'e Enka-Bectel MTO tarafından Velı Adıgüzel ve müştereklen aley- hıne açılan rücuen 414.050 000 TL alacak davasjmn yapılan yargılaması sonunda davanın kabulü ile 165.620.000 TL'nin 124.215.000 TL'sinin da- valı Özdoğukan lnş Taah. Tic. Ltd. Şti'den 20.702.500"er TL'sinin dava- hlar Meraduh Dınçer ve Velı Adıgüzel'den 6.1.1997 ödeme tarihınden baş- layıp 31 12.1997 tarıhıne kadar yüzde 30, 1.1.1998 tarihinden itıbaren de senehk yıizde 50 nıspette yasal faizi ile birlikte, aynca davacı yan vekille temsil olunduğundan 12.421.500 TL nisbi ücreti vekâletin davalı şirketten, 2.070.250'şerTL nısbi ücreti vekâletın de diğeT davalılar Memduh Dinçer ve Velı Adıgüzel'den \e 3.481.500 TL yargılama gıderi ile 4.471.740 TL harcın da sızlerden alınarak davacıya venlmesine dair Ankara 27 Asliye Hukuk Mahkemesinın 1997410 esas 1998/773 karar sayılı ılamı ile karar verılmıştır. İş bu karann gazetede ilan tanhinden itıbaren 15 gün içinde iti- razınız varsa temyız edıleceğıne, temyız etmediğiniz takdirde karann ke- smleşecegıne. ilan ve davetıye yerıne kaim olmak üzere ılanen tebliğ olu- nur. Basın 6492 KİM KÎME DLM DLMA BEHIÇAK behicak(cı turk.net fjişf. elinî auît 1 1 / . } i ı W I } - : * J i İ >'•'. - ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI fiit MIRMIRLAR LĞVR DLRAK TARİHTE BUGÜN MİJMTAZARIKAN 26 Şubat LMUSTAFA'NIN HALLL (E38SLÛ 1618'De BU&ÜN, 15. OSMANLI PADİŞAHIT- MUSmFA, SAL- TANATINIH ÜÇÜNCÜ AYINDA 7Xff7TAH IHCHKİLÛİ. KAROeŞl , I. AHMBT tiaİOAKMVKBN ONU ÖLDUBTA1£Mİ$I Y/UABG4 SA6AYOA B/R Mİ8£V£ KAP*rrt*Mf$r/.SüR£MU OOV& ÖLDÜflÜL£C£&Uİ OÜ$ÜMM£KTE*l MUSTAFA'UIN AK1L CESİ aaZJJLAAUŞTU.I.AUUET'İU SEAIÇ YAŞTA ÖCLM4ÛYLE TAHTA GEÇİRİt-bİĞİUOE, TUHAF DAVRAMŞLAR/ /LE DİKjeATİ Ç£K/YORDU. DGA1İZOEKİ 8AU*uA&> ALTfN ££&PMEK Gİ- i ' i& 'Ç C , , OSMANLI TAHT7NOA KAi-AMIYACA&INA KARAS 14 YAŞINOA OLMASINA KARŞIN JT. OSMAN'/ (6eNÇ~) İKTİOARA GeTİRDİLER. I. MU£77HFA İSE YİNE SABAYA KAPATILOI. ANCAK,1T.OSMAN'IN KATVİNOEN SONOH İKJHCİ KE2. -mHTA ÇlKACAK, BİR BUÇtlK YtL 0AMA OEVLETİN BA$INDA KALACAKTTte. GTRlnZENASIM BEY.. 1329'DA 8L/&ÛHJ,eeSTECJ GİRİPT2£NAStMSEY 7? rAŞ/MDA İSTAMSUL'CA ÖU>İI-££MÇl.l6JhlC£ OKDUOA soeev YAPMIÇ, YÜZ8A$I /tûrsesime PS6İM YÜK££LMİŞTİ. t8**'0£Kİ TÛBK-8USSA- VAÇIMA DA KATttAti ASlM BEY, 'NEY'lH KÜÇÜ&Ü OLAN '&8i£f SA2IAIA O StRALAKMEBAK SAKt». SAI/AŞ77WSOVKA İSTANBUL 'A DÖNDÜ6ÛNOE A/entc 8u SAzt VİRTVOZLUK PGBECESİN- D€ ÇAUYOK, Bu AeAûA 8ESTEl£K VMPt- YOeDU. ANCAK, BAZI OEVLETAOAMLARIY- LA POSrUJK KUOMAÇI &MATSIZL/K Y/VSA- TtNCA.AMASyA'YA SÛR6ÛN EDİLECEK, U2L1H YILLAR. ORAPA YAŞIYACAKTflZ.. 8ESTBCİ, "CÂ/V KAKJYBİ HANCÂN EPE£SİN'6İ- '(, Bİ ÖLÜMSÛ2 ŞARK/LAR ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1998/II49 Davacı Seher Baş tarafindan mahkememizde açılan vası tayini davası sonunda; Okmeydanı Gürsel Mahallesi, Kuzulu Sok. No: 26 Kâğıthane-tstanbul adresinde ikamet etmekte olan mahcur Sadettin Baş'a mahkememizin 4.2.1999 tarih ve 1998/1149 esas, 1999'49 karar sayılı ilamı ile anne- si Seher Baş'ın vasi tayin edildiği ilan olunur. 15. 2.1999 Basın: 6417 ANTALYA 6. AŞLİYE HIJKUK MAHKEMESİ HAKİMİLĞİ'NDEN 1998/659 Esas Davacı Zülfıye Kaya tarafından hasımsız olarak Şırnak ıli Uludere il- çesi C.00/ 02 K. 94, sıra no: 2'de nüfusa kayıtlı Ahmet ve Puri'den olma 1949 doğumlu eşi Sıtkı Kaya'nın 15 yıldan fazla Uludere DSl'de sigor- talı olarak çahşırken 1991 yılından beri kayıp olduğunu, bu nedenle ga- ıplığine karar verilmesinı ıstemış olmakla; Gaip Sıtkı Kaya'nın yenni bılenlenn veya görenlenn 1 yıl içerisinde mahkememizin yukanda dosya numarası yazılı dosyasına bilgi verme- leri, aksi takdirde gaipliğine karar verileceği hususu ilan olunur. 8.2.199 Basın: 6088 ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKtMOĞLU Haklılığı Güzel Taşımak Geçen cuma bu köşede yayjmlanan yazım ne- deniyle ilginç olaylaryaşadım. Önce birtelefon Is- tanbul'dan, Cumhuriyet okuru bir doktordan, yıl- lardır iş bekleyen Doğulu genç, Hasan'a yardım etmek istiyor. Nasıl ulaşınm, diye soruyor. Bu so- ru umut verdi bana. Güneydoğu'yu kalkındırmak için vergi gereğinden söz edenler haklı görünüyor. Bu okurumuzun ilgisi genelleşir, örgütlenir, boyut- lanabilir. Durumu Hasan'a anlattım sonra, elbet duygu- landı, sesi de güldü ama.. sözleri bıçak gibi sap- landı yüreğime. - Para değil, iş istiyonım ben, karşılığını vereme- yeceğim bir yardım alamam. Oysa çok kişi karşılığını vermeden milyarlar alı- yor ülkemizde! Somut ömek de sayın milletvekil- leri! Hesabını iyi bilmiyorum ama, çalışmadıklan ay- lann ücretlerini de rahatça alabiliyorlar! Pişmanlık tasansının yaşama geçmesini de gelecek döne- me erteliyortar! Isteseler kısa sürede gerçekleşir bu yasa! Peki, istemedikleri söylenebilir mi? Elbet söyte- nemez. Çünkü dağdakiler de bizim çocuklanmız. Öfkeyle, kinle değil, hoşgörüyte yaklaşabiliriz on- lara. Banşı yaşamak umuduyla, umuda, banşa yö- neltebiliriz, başka bir geleceğe yönlendirebiliriz. Kimi politikacılar sessiz çoğunluğun sözcüsü ol- maktan söz ediyor ama, seslenen bektentilere du- yarlı değil yeteri kadar. Seçim öncesi üç günlük bir çalışmayı göze almadan pişmanlık yasasını ge- ciktirmek duyartı politikayla bağdaşmıyor. Ancak sözterve davranışlar da bağdaşmıyor.. da- hası savunmalar ve olaylar da. Toplumun belleği yok sanıyor kimi politikacılar, olaylan istedikleri doğrultuda biçimlendirerek yansıtıyor. Nalıncı ke- seri türü davranışlar sergiliyor, ancak inandırıcı olamıyoıiar! Sözler de, davranışlar da gerçeğe çar- pıyor, etkisini yitiriyor biranda. Bakın Apo olayı ner- den nereye geldi? Nicesenaryolaryazıldı, polisro- manlanna benzer öyküler anlatıldı. Hayal gücü de aşıldı ama, gerçeği yansrtan belgeler, görüntüler- le balonlar sönüverdi! Yapay balonlarla yol almak olanağı yok hiçbir alanda. Öte yandan balon şişirmeye gereksinim de yok. Haklılığımız en büyük gücümüz değil mi? Haklı ol- mayanlann ne durumlara düştüğünü görüyoruz her gün. Görmeyenler, görmemeyi bir politika ola- rak saptayanlar da görecek hiç kuşkusuz. Birgerçeğin attını çizmek gerekiyor. Haklılığımı- zı güzel taşımak da çok önemli yaşamımızda. Taş- kınlık değil, olgunluk yaraşır bugünlere. Başka bir deyişle, ölçüyü kaçırmamak, her olayı düzeyini yi- tinmeden yaşamak gerekiyor. özellikle ekranlarda yayımlanan haberler ve resimler için çevremden de çok tepki alıyorum. Belki de boşluklar nedeniyle durmadan yinelenen, abartılan sahneler var. Yeni bir şey söylemiyor, bilineni, görülenı tekrarlıyor, ama dallandırarak, budaklandırarak. Sevindirici bir olay, abartmalardan hoşlanmıyorhalkımız, sağ duyulu, ağırbaşlı, sade davranışlardan hoşlanıyor. Başbakan Ecevit'in izlediği politikaya da bu ne- denle ilgi duyuyor. Birkaç sözcükle çok şey anlat- tığı söyleniyor. Devlet yaşamında çok önemli bir özellik bu. Söz- lerdeğil, davranışlar önem taşıyor. Akılcı, serinkan- lı davranışlar duygusal tepkilerden daha etkili olu- yor. Ancak, çok deneyli devlet adamları da duy- gusal davranabiliyor kimi zaman. Sayın Demirei'in Manila'dan, ya da Filipinler dönüşü uçakta yaptı- ğı konuşmalan da böyle yorumluyor kimi kişiler. Öy- le bir konuşmaya neden gerek duyduğunu merak ediyorlar. Iç politika mı diye yorumlayanlar da var ama.. son dönemde her şey çok kanştı. Tarih de coğrafya da iç ve dış politikalar da. Yalnız ülkemiz- de değil, bölgemizde de komşulanmızda da... 1970'li yıllarda Sayın Ecevit'in bir banş gölüne dönüştürmekten söz ettiği Ege'nin öteki kıyısında da neler oluyoıi Kalıeı banşa giden yollar açılabi- lir mi, bu koşullarda. Gerilim tırmanıyor ama yu- muşatmak gerekiyor. Örneği tarihimizde var. Komşular için de ülkeler için de yangını körük- lemek değil, söndürmek, söndürmek karannı ke- sin politikalarla kanıtlamak gerekiyor yaşadığımız dönemde. Kesin kararlılık olmadan banş da oluş- muyor, umut da yeşermiyor. Dahası yaşam anla- mını yitiriyor. Ufukta bir ışık yakalamadan karanlı- ğı aşamaz insan, yanna umtrtla bakamaz. Insan- lığın ortak değerierini yüceltmeyi amaçlayan ku- ruluşlara güven duyamaz. Ama bu kararma, çal- kantı anını da yakalamak gerekiyor galiba. Sonra her şey yenien başlayabilir, banşa giden yollar ye- niden açılabilir. Doğal yapım ya da doğal görevim nedeniyle ka- ramsar olmayı içime sindiremiyorum. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA: 1/ Baklagiller familyasından, beyaz çiçekleri olan ve nohuta benzer meyve- leri yenilen bir 4 bitkı. 2/ Hav- va'mn Batı dil- lerindeki adı... Nohut. patates, tahin ve sogan- la yapılan bir tür meze. 3/ Oni- versite ve yük- sekokullarda yarı içinde yapılan sınav... Türk müziğınde bir ma- kam. 4/Bir tür bağımsız- 2 lığı olan büyük il... Ya- 3 bancı. 5/ Yigit, cesur, 4 bahadır... Israil yapımı bırtabanca. 6/ llaç... Na- zi partisirun askeri p»lıs örgütü. II Tek parçalı kadın giysisi... Bırgıda 8 maddesi. 8/ Bir nota... 9 Japon lırik dramı... Kü- çük çocuklan korkutmak için uydurulmuş yaratık. 9/ Es- ki Mısır'da güneş tannsı... "Uzayacağa benzer / Tutuş- tuğumuz —" (Behçet Necatigil). YUKARIDAK AŞAĞIYA: 1/ Her şeyi oluruna bırakan. II Bulaşık yıkanan musluk teknesL. Bir meyve. 3/ Toplumun duygulannı inciten olay ya da durum. 4/ Bir toplulukta çalışan insanlann her bi- ri. 5/ Köpek... Hayat arkadaşı... Yapmacıkh davranış. 6/ Başı boş hayvan... Bir nota. 7/ Eskrimde kullanılan üç silahtan biri... Akıl... Güzel koktuğu için tütsü olarak kullanılan bir ağaç. 8/ Bir cins sinek... Güzel kadın. 9/ Toprağın suyunu çekerek yerin bataklık duruma gel- mesini önleyen ve boyu yüz rhetreyi aşabilen bir ağaç.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear