25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetroeni Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkay» • Yazıışleri Müdürü: tbrahim Yıldız • Sonunlu Müdür Fikret Ükiz 0 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Istıhbarat CengizYûıbnııı©Ekonomi: Öıkm Yüzak • Kültür Handan Şenköken 6 Spor. Abdölkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdallah Yazıcı 9 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Meiunet Faraç Vayın Kımılu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, OkU> kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. tbrahim Yıldız, Orhan Bursah. Mustafa Balba>, HakanKara. AnkaraTemsücısı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • tzmirTemsilcisı: Serdar Kmk. H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks:4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S.No:lKat:l,Tel:363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Mûdûrü. Cstfin Akmen # Koordınatör Ahmet Korulsan • Mubasebe: Bülent Yener• lda- re HûseyİD Güror» Bılgı-tş- lenr Nail inal • Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür Cfilbin Erduran • Koordınatör Rcha işıtman # Genel MüdürYaniımcısr. SevdaÇoban Tel. 514 (F 53 - 5U95 80-5138460-61,FaVs.5138463 \ayımlsyan %e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş Türitocap Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbul. PK. 24« - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0,212)51205 05 (20hat) Faks. (0.212)513 85 95 www.cumlıuriyet.com.tr 8 ARALIK 1999 Imsak. 5.36 Güneş. 7.09 Öğle: 12.03 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11 Bizrtettı Hurley göz kamaştırd. • NEVV YORK (Reuters) - New York Metropolitan Museum of Art'ta düzenlenen Kostüm Galasrna davetli olarak katılan Elizabeth Hurley hayranlannın yoğun ilgısi ile karşılaştı. Şeker hastalan için yeniiik • GATTHERSBURG (AA) - Şeker hastalannın artık kol saati şeklındeki bır cihazla kanlanndaki şeker oranını acısız bir şekilde öğrenebilecekleri bildirildi. Amerikan Gıda ve Ilaç Yönetimi (FDA) danışma kunılu kol saati şeklinde olan ve kandaki şeker oranının ölçülmesine olanak sağlayan Glucowatch adh cihazı FDA'ya tavsiye etme karan aldı. Her 20 dakıkada bir deriye küçük elektrik akımlan göndererek kandaki kan şekeri seviyesini ölçen Glucowatch adh cihaz, hastanın kan seviyesi tehlikeli duruma geldiği zaman hasta uykuda bıle olsa alarm çalarak uyanyor. OÖSYS'ye başvurular • ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanlığf nca fen liseleri ile Anadolu unvanlı liselere yerleştirmeler için düzenlenen Ortaöğretim Kunımlan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OÖSYS) için başvurular bugün başhyor. Fen lisesi tercihi yapacak adaylann, 6 ve 7'ncisınıfTürkçe, matematik ve fen bilgisi derslerinin yıl sonu not ortalamasının en az 4 olması gerekecek. Ilköğretimin 8'inci sınıfındaki öğrenciler bu sınava girebilecek. Adaylar kılavuz ücreti olarak 500 bin, sınav ücreti olarak da 4 milyon lira ödeyecek. MPL ile bağlantı kuruiamıyor • PASADENA(AA)- Mars'a giden Amerikan uzay aracı Mars Polar Lander (MPL) ile iletişim kurmak için önceki gece yapılan 7. girişim de sonuçsuz kaldı. Çalışmayı yürüten NASA'nın Pasadena kentindeki Jet Propulsion Laboratory'den (JPL) yapılan açıklamada, neredeyse son şans olarak düşünülen denemenin de başansız olduğu belirtüdi. JPL mühendisleri, bir deneme daha yapılacağtnı, ancak çok fazla şans olmadığını kaydettiler. 'Çarşamba Sohbetterr • tstanbul Haber Servisi -Halklallişkiler Danışmanlar Demeği'nin (HDD) başlattığı "Çarşamba Sohbetleri"nin ikincisi bugün Armada Otel'de gerçekleşiyor. Aylık dergilerin yayın yöneticılerinin konuk olacağı toplantıyı HDD Başkanı Avniye Tansuğ yönetecek. Sohbetin Birgül Gündaş, Leyla Melek, Nuray Yavuzer, Hakan Özenen, Deniz Alphan, Ayfer Karataş ve Volkan Akı konuşmacı olarak katılacak. AstnııHar lıastabğuu bünüyor Hacettepe Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıklan Anabilim Dalı Oğretim Uyesi Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, astım hastalığının Türkiye'de özellikle sahil şeritlerinde görüldüğünü ve 1 milyon 500 bin hasta olduğunu tahmin ettiklerini söyledi tstanbul Haber Servisi - Gelişmiş ülkelerde giderek artan astım hasta- lığını hastalann yeterince bilmedıği ortaya çıktı. Bir araştırmaya göre, hastalar, hekimin dedığıru yapmala- naa karşın iyileşemediklerıni belir- tirlerken hekimler yüzde 80 oranın- da kontrolü sağladıklannı düşünü- yorlar. Prof. Dr. Fuat Karyoncu, ara- da bir kopukluk olduğunu belirterek hekimin ve hastanın bu konuda eği- tilmesi gerektiğini vurguladı. Toraks Demeği tarafindan Türki- ye genelinde başlatılan "Bir nefes bir insan" başhklı astım araştırmasının ılk sonuçlan açıklandı. Hacettepe Tıp Fakültesi Göğüs Has- talıklan Anabilim Dah öğretim üye- si Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, astıma yeterince önem verilmediğinin altıru çizdi. Kalyoncu, "EMn ayağın yedeği var.Ancak nefesnrüzin yedeğiyok" de- di. Hastalığın tedavisinin yaşam bo- yu sürebileceğini belirten Kalyoncu, hastalann yansının bu gruba girdiği- ni kaydetti. Astıma gelişmiş ülkelerde daha sık rastlandığıru söyleyen Kalyoncu, has- talığın Türkiye'de özellikle sahil şe- ritlerinde görüldüğünü ve 1 milyon 500 bin hasta olduğunu tahmin ettik- lerini söyledi. Merc Sharp Dohme tarafindan des- teklenen çalışma hakkmda bilgi ve- ren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıklan Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Bilun Gemicioğhı, 11 ilde 3 bin 300 hekim ve hastaya ulaştık- lannı söyledi. Hastahğrn görülme sık- hğını "6-14 yaşlarda yûzde 33,15-20 yaşlarda yûzde 30 ve 21 yaş üstünde yüzde3T' olarak belirledıklerini söy- leyen Gemicioğlu şöyle devam etti: "Özellikle 21 yaş üstü hastalar as- ümın günlük yaşanülannı etkflediği- ni düşünüyor. Hastalardan yüzde 20- 40arasında bir kjesim tedavidensonuç almadığını düşünüyor. Yüzde 70'in üzeri ise hekimin dediklerini yapüğı- nı ve ilacuu düzenli aldığuu söylûyor. Hekûnlerin yûzde 80'i de hastatağm kontrolûnü sağladığuu düşünüyor. Rakamlann bu kadar eelişkili olma- sı, hekim ve hasta arasında bir ko- pukluk olduğunu gösteriyor. Hastalar kendileriniiyi hissettiklerinde üaa bı- rakma eğüiminde. Astım ilaçlaruun kullanımı zor. Tedavinin istenDen dü- zeye ulaştınlması için hastalannbu ko- nuda bifinçlendirümesi şart" Sansüre takdan eski fijtioğmflar Çeviri Servisi -Tarih ük kez 20. yüzyılda fotograf makınesi aracılığı ile belgelendı. Ancak pek çok görüntü, zamanında toplumun bakış açısını olumsuz yönde etkileyeceği gerekçesiyle gazete editörlen tarafindan hasıraltı edildi. Bır zamanlar yasaklı olan fotoğraflann bazılan, son günlerde 20. yüzyıla ışık tutması amacıyla "Indeı of Censorship - Sansûr rıhristi" isimli yayın organı tarafindan bır kitapta toplandı. Körfez Savaşı sırasında Ingıltere'nın önde gelen gazetelennden The Observer'da kamyonunun içinde yanıp kül olmuş bir Irakhnın resmi yayımlandı. Eleştiri yağmuruna tutulan gazetenin yayın yönetmeni kendini şöyle savundu: "Körfez Savaşı dünya kamuoyuna temiz bir savas olarak gösterilmek isteniyor. Lazer teknoktjisiyle kunsenin canı yannıadan ka/anılm>^ bir sanal savaş rzlenimi yaranbyor. Oysa gerçek bunun tam tersi." Basında sansûrün sınırlan konusu bugün hâlâ sert tartışmalara yol açıyor. Örneğin trajik bir trafik kazasında yaşamını yıriren ünlü fılm yıldızı Jane Mansfıekiın kopan kafasının fotoğrafı veya John Kennedy suikastımn önde gelen ısımlennden Lee Harvey Oswald'ın otopsi sonucu parçalanmış cesedınin fotoğrafı, basın etiği açısından sakıncah bulunmuştu. Bugün pek çok gazetenin yayın müdürü fotoğraflann yayımlanıp yayımlanmamasına karar venrken. sergilenen şiddetin veya müstehcenliğin sosyal veya tarihi bir önem taşıyıp taşımadığına bakıyor. Fotoğrafin böyle bır işlev >Tiklenmesi durumunda şoke edıcı aynnnnın yaran tarnşmaya açılıyor. Eğer bu aynntı olayın anlamına açıklık getiriyorsa veya bir çelişkiyi sonuçlandıracak son noktayı koyuyorsa resmin yayımlanması gerekli görülebilir. Hider bır sonraki konuşmasına hazırlanıyor. Kanzmatik bir lider olarak tanınan Hitler'in konuşmalannı doğaçlama yaptığı sanılırdı. Oysa Hitler prova yapmadan kesinlikle halkın önüne çıkmazdı. Hitler, resmi fotoğrafçısı Heinrich Hofmun'a negatifleri imha etmesıni söylemesine karşın, Hoffman tehlıkeyı göze alıp negatifleri sakladı. Diğer fotoğrafta ise Dorchester Oteli'nde Joan Cnwford ve bir hayranı görülüyor. Ne bu fotograf ne de bu fotoğrafla ilgili yazı yayımlandı. Fako firmasımn ürettigi südegra aynı etken maddeyi iceriyor Türk Viagrası piyasaya çıkıyor tstanbul Haber Servisi - Erkeklerde 65 yaş üzerinde sıkhkla rastlanan erek- til disfonksiyon tedavisi için bir Türk fırması ilaç geliştirdi. Çıktıgj günden bu yana erkeklerin yoğun rağbet etti- ği yabancı bir fırmanın ürünü olan "Vîagra"yarakip olan "Sidegra", onü- müzdeki hafta piyasaya çıkıyor. Fako tlaçlan tarafindan üretimi ger- çekleştirilen ilaç, Sildenafil etken mad- desini iceriyor. Fako llaçlan Genel Müdür Yarduncısı Tunç Turgut, ilacın Pfızer fırması tarafindan üretilen Vi- agra ile aynı etkiye sahip olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı tarafindan alınan yeni bir kararla bu tür ilaçlann artık bütun uzman hekimler tarafin- dan yazılabildiğıni de kaydeden Tur- gut ilacın kullanımuun sakıncalı ol- duğu durumlan ise şöyle sıraladı: "Kadmlarve 18>aşata erkekler,ka- radğer veböbrekyetmeziği obnbr, nü- rat içeren ilaçlan kuUananlar, gözde atrofiâolanlarr Turgut, ilacın Viagra ile aynı etken maddeye sahip olmasının 1 Öcak 1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren llaçta Patent Yasasf nı ihlal etmediği- ni de kaydetti. TürkAndroloji Derneği Genel Sek- reteri Doç. Dr. AteşKadıoğiu, ülkemiz- de 5 milyon civannda erektil disfonk- siyonlu erkek olduğunu söyledi. Erek- til disfonksiyon sıkhgınm40 yaş altm- da yüzde 2 olmasına karşın 65 yaşın- da >üzde 25-30'a. 75 yaş üzerinde ise yüzde 50'yeyükseldiğıne dikkat çeken Kadıoğlu. "Ulkemizdeisetoplamonuı yüzde 65 olarak tespft edildi" dedı. Doç. Kadıoğlu, sildenafilın eticisi- ni ise şöyle sıraladı: "Organiksorun- da yûzde 68. psikojenik kökenh sorun- da yüzde 84,omuriiikyaralanmalann- da yüzde 80, depresyonda yüzde 76, tansrvon>ükseküğjnde yüzde 68, diya- bette yüzde 57, prostat kanseri nede- niyle prostatçıkanlan hastalarda yüz- de 47 oranmda başanh." Ramazan etldıılikleri e-posta : tan @ prizma. net tr tstanbul Haber Servisi - Ramazan ayı nedeniyle be- lediyeler çeşitli etkinlikler düzenliyor. Çok sayıdabe- lediye iftaı çadnian açar- ken, Zeytinburnu Belediye- si bu yîl çadır kurmayarak yardımlan deprem bölge- sine gönderme karan aldı. Balat'taki tarihi Feshane Festival Sarayı'nda rama- zan süresince iftar yemek- lerinin ardından eğlence pTogramlan düzenlenecek. Feshane Genel Müdürü Si- nan Bilsel, iftar saatlerinde fasıl heyeti ve semazen gös- terisinin yer alacağıru be- lirtti. Iftardan sonra, her ak- şam 20.00-24.00 saatleri arasında direklerarası eğ- lence düzenleneceğini söy- leyen Bilsel, direklerarasın- da Hacivat-Karagöz, kuk- la, fasl-ı şahane, sazende ve hanendeler, ortaoyunu, ka- \-uklu, pişekâr, meddah, sı- hırbaz, ateş yutan, akrobat, çiftetelli grubu, illüzyonist, kantove halk tiyatrosu gös- terilerininyer aîacağmı kay- detti. Verandah evler, fayton- lar, tramvaylar, muhallebi- ci, salepçi ve mantıcısıyla 19. yüzyıl Istanbulu'nun canlandınlacağı 3 bin kişi- lik salonda, kışi başı yemek ücreti 9 milyon lira. İftar çadırian îstanbul'daki ilçe beledi- yeleri bu yıl da iftar çadır- ian kurarken Zeytinburmı Belediyesi, yardunlan dep- rem bölgesine göndermek amacıyla bu yıl iftar çadın kurmayacağını açıkladı. Zeytinburnu Beledıye Baş- kanı Murat Aydın, Beledi- ye Aşevi'nin faaliyete de- vam edeceğini ve ilçedeki ihtiyaç sahibi ailelere erzak yardımı yapılacağım kay- detti. HASTANELERDE ANKET En sık rastlanan ev kazasıyanık Ekonomi Servisi - Ev ka- zalanna trafık kazalanndan daha fazla kurban veriliyor. Yalnızca tstanbul'da 11 has- tanenin acil servislerine ev kazalan nedeniyle başvuran- lann sayısmın, ydhk acil va- kalann üçtebirini oluşturdu- ğu vurgulanırken, toplam baş- vuru sayısuım yaklaşık 15 bine ulaşnğı ifade ediliyor. Özellikle ev kadınlan ile 7 yaş altı çocuklann ve yaş- lılann maruz kaldığı ev ka- zalannın önlenmesiyle ilgi- li bilinçlendirme yolunda cıd- di bir anm aülmadığını göz önüne alarak başlattığı "Ay- gazEvKazalarna Karşı Lya- nyor" kampanyasını 2 yıldır sürdüren Aygaz, en sık rast- lananev kazalan; yanmalar, haşlanmalar, elektrik çarp- malan, düşmeler ile kınlma- lar, kesıcı ve delici yaralan- malar, şofben kazalan, bo- ğulmalar. böcek sokmalan ve ısırmalan, zehirienmele- ri ele alıyor. tki yıldır, çeşitli illerde bil- gilendirme toplantüan dü- zenleyen Aygaz"uı kampan- yası, Halk Eğitim Merkezle- ri'nin işbirliğiyle sürüyor. Kampanyaya ıhşkin anket sonuçlannda, kauhmcılann yüzde 99'unun seminerleri yararhbulduğu ortaya çıkar- ken, bugüne kadar çok sayı- da ilde seminer esnasında da- ğıülan bilgikitapçıklanndan faydalanma oranının da yüz- de 89 olduğu anlaşdıyor. Kampanyanın önümüzde- ki yıllarda da sürdürûleceğı- ni açıklayan Aygaz Genel Müdürü YavuzVeysioğhı, dü- zenlenen toplantıda, ıkı yu süresince ve ağırlıkla saha- da olmaküzere 400 binev ka- dınına doğrudan ve dolaylı eğitim verdiklerini belirtti. Aygaz Genel Müdür Yar- duncısı SinanOzman da ya- zılı basın yansunalanyla 20 milyon kişiye ulaştıklannı dile getirerek kampanya çer- çevesinde gelecek yıl yapıl- ması planlanan etkınliklere ortalama 3 trih/on Ura civa- nnda kaynak ayırdıklannı duyurdu. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Yoksa, Rüya' mıdıp? (Hayirdırinşallah! 'Bebekyüzlü'Başkan Clinton, Ana- dolu'yıı 'fethederken', garip bir rüya gördüm; fena halde asâbımı bozdu; unutmak istediğim bazı şeyleri hatırlattı, kan ter içinde uyanmışım; içine yuvariandı- ğım çağnşımlar zincirine; işin erbabının, 'olayı' nasıl değetiendirdiğine, lütfen bakar mısınız?) Blz ne Clinton'lar gördük!.. ^ ağnşım/1. Devlet-i Âliyye'nin ietret' devri: Sul- ^ j ' tan, Abdülhamid-i sâni'nin devr-i saltanatı: Hün- kar J ın, Alaman Imparatoru Kayzer Wilhelm'le, içtiği su ayn gitmiyor, çünkü Berlin, Fransız/lngil'ız aleyfıta- n temel stratejisi'nden dolayı, 'Islâm'dan yana görü- nüyor; Emperyalizm'in 'tutsağı' Müslümanlan 'kurta- racağını' iddiaediyor; o kadar ki, Kayzer VVIIhelm, Os- manlı 'mülkünü', komşu kapısına çevirmiş: birisi 1889'da, diğeri 1898'de olmak üzere, ayağına üşen- meyip, buralara gelmiş. Işte o, Kudüs'te tnşa edilen Alman Luther'ci kilise- sinin resmî küşâdı dolayısıyla, yaptığı seyahat! Aynca, Katolik Almanlara, Meryem Ana Evi inşâı için, arsa satın alıyor; dahası, şeyhlenn libâsını kuşanıp Selâhid- din-i EyyûbF nin mezanna çelenk bıraktığı gibi; Şam- ı Şerifte irad eylediği nutukta, Hârun-ür-Reşid ile Chariamagne arasındaki dostluğu hatıriatarak, '300 milyon Müslümanın Halifesi, Sultan Abdülhamid'in. can ciğer dostu olduğunu' açıklıyor. Dersaadet'le Berlin, son derece Hjdışlı olmuşlardır, her ziyaret, bir kermes atmosferi içinde geçiyor. Bütün bunlann, bir anlamı olmak lâzım, ama ne? Bir'seyahat'ln anlamı... Tanık/1. Şevket Sûreyya Bey, eski bolşevik, Kad- ro'cu Solcu 'Kemalist', ciddi birçok çalışmanın sa- hibi. "...bütün bunlar, AbdCHhamid'in arkasını Alman- lar'a vererek, IngiKere ve Rusya'ya karşı cepheler alması gibi, aktif hareket şeklinde yorumlanmış- tr, ama, Alman Imparatoru'nun yanında, Abdülha- mid'in fotoğraflanna bakıhnca, yalnız bu resimler bile, bu ziyaretlerin havası hakkında, bir fikir ve- rirter»." "..^Vlrnan Imparatoru Ikinci Wilhelm, uzunca boylu, dimdik, çelik miğfer hissini veren sivri uç- lu şapkası ve çeşitli nişanlan ile, bir Sezar azame- tiyle dimdiktir. Yanında Padişah, sırtndan akan birtakım strmalar, madalyalar arbnda ezilmiş gibi- dir. Bir taraftan Kayzer'in koluna girmiştir. O ufak tefek görünüşü, bükûlmüş beli ve şaş- kın yüzünün rfadesi ile, Alman Imparatoru'na ade- ta stğınmıştır. Ama Kayzer'in seyahati boş geçme- miştir. (Buraya dikkat!) Anadolu/Bagdad Demiryo- lu imtiyazı başta olmak üzere, ordunun Alman si- lahlan ile silahlandınlması işi ve bir sıra borçlan- dırmalar, bu seyahatin sonuçlanndan bazılandır..." (Enver Paşa, Cilt 1, s. 200. Remzi Kitabevi, 1970). 'Seyahat'ln perde arkası (Başkan Clinton'un 'ziyareti' son derece usturup- lu olarak, AGh"Zirvesi'nin öncesine rastlatılmıştı; ön- cesinde, Moskova'da imzalanması beklenilen 'Mavi Akım Projesi' -ne hikmetse- ertelendi; buna mukabil, Türkmenistan, Azerbaycan, Gûrcistan, Türkiye ve Birleşik Amerika başkanlannın katılımıyla, Bakû/Cey- han Petrol Boru Hatb projesinin anlaşması, Anka- ra'da imzalandı. Iddiaya göre bu anlaşmayla Türkiye Asya ve Kafkasya petrollerinin handiyse 'vanası' olu- yor; bu da, gelecek için lyimser ihtimaller doğuruyor.) Bilirkişi/1. Niyazi Berkes, Profesör Doktor, 'Millî Şef döneminde 'tasfiye edilen' 'Solcu' profesörler- den, 'mütefekkir". "...Türkiye'nin, *nüfuz bölgelerine' bölünmesi- nin dışında kalan ABD'nin, bir teşebbüsü' belirtil- meüdir. ABO, ashnda tam bir sömürge tipi olan Ches- ter Projesi ile, biraz geç olarak kervana kablmış- ttr. Görünüşe göre amacı, Doğu Anadolu'nun Do- ğu ve Kuzey Doğu vilâyeöerini demiryolu ile be- zemekti. Irak petrol hisselerinin İngiliz, Fransız ve Alman sermayeleri arasında paytaşma zamanla- nnda ortaya çıkan bu proje, geleceğin 'bağımsız' Ermenistanı'nı haarlayacağına inanan Ermeni mü- teşebbisleri, Dr. Pastırmacıyan, Narodongiyan, Nâzır Hallaçyan etendiler gibi zatiar vasıtasıyla, Tür- kiye'de reklâm ediliyordu; fakat Birinci Cihan Har- bi, projenin gerçekleştirilmesine mâni oldu..." "...Lausanne müzakereleri esnasında, yani ge- ne, Ingitiz ve Fransızlar arasında, Alman hissele- rini paytaşma dolayısıyla müzakereler cereyan et- tiği sıralarda, Chester Projesi tekrar diriltildi. Ta- raftarlanna göre, bu, çok avantajlı bir işti. Memle- ket, demiryollan, koprüler, ormanlaria, limanlarla süslenecek; kartpostallarda gördüğümüz Ameri- ka'ya benzeyecekt". Hele projenin ardındaki gru- bun Amerikalı oluşu, işe idealist bir 'hayırseverlik' çeşnisi katryor. Türkiye'de Amerikalı diye tanınan 'misyonerier' gibi hayırsever sanılan sermayedar- lann, sırf Türkiye kalkınstn, 'medenf olsun diye mil- yonlar dökeceği sanılıyordu; fakat sermayesever- liğin, hayırseverlikten önce geldiği, bir daha mey- dana çıkt. Büyûk Millet Meclisi'ne sunulan Proje kabul edildiği halde, Chester'in sermaye grubu harekete geçmedi, proje başka gruplara satkjı, el- den ele geçt, sonunda unutulup gitti..." 'Küçücük bir $art konmuçtu..' "...sebep neydi acaba? Projenin aslında çok avantajlı görünen tarafı, 99 yıllık imtiyaz isteğin- de, demiryollan için hükümet tarafindan kilomet- re garantisi istemeyişi idi. Bağdat Hatb imtiyazı- nın zıddına, hiçbir mükellefiyetyüklenmeden, de- miryollan ve bunlaria ilgili istasyon, liman, köprü vs. tesisler bedavadan yapılacak, 99yıl sonra bun- lar Türk malı olacakt. Ancak bu projenin, üzerin- de dunJmayan küçücük bir şart vardı... (Buraya dik- kat!) hatlann geçeceği yerlerin iki yanında, kırk ki- lometrelik yerlerdeki bilinen bilinmeyen bütün mağden kaynaklannm işletilmesi tekeli imtiyaz sahiplerinin olacakt. Ve bunun da hiç bilinmeyen yanı, aranan mağdenin petrolün ta kendisi oldu- ğu idi. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, Ermeni mese- lesi suya düştuğü gibi, OsmanJı tmparatorluğu'nun zengin petrol kaynaklan da dısarda kalmışt, mu- azzam petrol yatnmlan şimdi dışarda cereyan ediyordu. Bu yüzden, 'Kemalist' Türkiye'nin kal- kınması, artık kimseyi ilgilendirmiyordu...'' ('İki Yüz YıklırNeden Bocaiıyomz?' S. 90/92, Yön yayınlan, 1963.) (tyi de, beni uykumda Abdülhamid-i sâni'nin, devr- i sattanatına gönderen, acaba hangi dürtüdüri Baş- kan Clinton ile, bazı siyasetçilerimizin, 'algülûm, ver gülüm' samimiyeti mi; Bakû/Ceyhan Boru Hatt'nın alay-ı vâlâ ile irrizalanması mı? Yoksaartık 'devletada- mı' tipimizin, 'Kemalist' Cumhuriyet'in 'erken' döne- mindekinden çok; 'Koca' Reşit Paşa 'ekolü 'nden, Ke- çecizâde Fuat, Âli, 'İngiliz' Sait Pasalar gibi 'dev- let adamlan'r», andınr olması mı?) http-7/www.prizma.net.tr/AILHAN http7/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailnan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear