25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 AIALIK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Seks ve Fazilet Fazilet Partisi Sakarya Niltetvekili Cevat .Ayhan, âlem adam cbğrusu... 61 yaşında ama aklı fikri sekste! Meymiş, depremzedeler için yaptnlan tek odalı prefabrike konutlarda yaşamak, Islam şeriatına aykınymış. Neymiş, kan-koca cinsel ilişkiye girdiğinde aynı odada çocuklann bulunması sakıncalıymış... Depremzedeler canının derdine, malının peşine düşmüş Cevat Bey'in aklı yatak odasında... i Sanki, Bedevi çadırlan üç oda bir salon! Sanki Cevat Bey ve Faziletli arkadaşlannın oy topladığı büyük kentJerin varoşlanndaki gecekondular tek göz oda değil... llahi Cevat Bey... Istersen, depremzedeler için hazırlanan yardım paketlerinin içine birer kutu da Viagra koysunlar! Ö M Ü R I L I K Doğalgaz sıkıntsı gündemde; kurtar bizi kurufasulye! Ömür E. Kurum Elektronik posta: som@posta.cumhuriyeiconi.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ulaştırma Bakanı, nükleer santrala karşı çıkanlara geri zekâlı demiş... "Her verde sivri zekâlılar vardıri" anm Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, muz it- halatını yasaklamak istiyor, dış ticarete ba- kan Devlet Bakanı Tunca Toskay ise küçük bir üretici gruba rant saölamak için ithalatın yasaklanamayacağını söylüyor. 6te yandan muz üre- ticileri kamuoyuna seslerini duyuramamanın sıkıntısı- nı yaşıyor. Türkiye'de muz, Akdeniz Bölgesi'nin belli bir kesi- minde yetişiyor ve yerii üretim Anamur'un A'sı, Gazi- paşa'nın G'si, Alanya'nın A'sını alarak "AGA MUZ" olarak tanımlanıyor. Muz ziraati Akdeniz'in kıyı bandında 25 bin dekar- lık bir alanda yapılıyor, yaklaşık 250 bin kişiyi istihdam ediyor. Ürün eylülle nisan arasında alınıyor. Yılda 60- 70 bin ton muz üreten Türkiye'nin tüketimi yılda 200 bin tonu buluyor. Tüketimin yüzde 65'i rthal muzla kar- şılanıyor. Türkiye ithal muzla 1983 yılında tanışıyor. Sı- nırsız ve kotasız ithal edilen "Çikita"lar "Anamur'un yerini alınca üreticiler 1991 yılında örgütlenip Akdeniz Milliyetçi Hareket Partisi'nden Konya Belediye Başkan adayı ol- duktan sonra Toplu Konut Idare- si Başkanlığı'na getirilen Kamil Uğuriu, "lojman keyfi"ne ilişkin açıklama yap- tı. Lojmana taşınıncaya kadarHâkim- («• lerevi'nde kaldığı süre içinde konak- lama bedelinin TOKl'den ödendiğini, 52 milyon liralık telefon ve yemek ücretinin de kendisi tarafından karşılandığını belirtti. Taşındığı lojmanın tefrişi konusunda ise şöy- le dedi: "Göreve geldiğimde benden önceki baş- kan arkadaşımızın lojmanı boşaltmaması dolayısıyla geçen sürede Hâkimlerevi'nde- ki bir odada kaldım. Başkanlık daha sonra şahsıma başka bir lojmanı boş olarak tahsis etti. Bu lojmana, demirbaş eşya ve mefruşat alımı yapılması gerekirken bu ihtiyaçlar TOKİ'nin atıl du- rumda bulunan eşyalan ile karşılandı. Kurumun kasastndan yeni eşya alımı için tekkuruşun çtkmasına müsaade edilmedi." Muz Üreticileri Demeği'ni kuruyor. Dernek Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Sipahioğlu, çar- pıcı açıklamalar yapıyor: "Ithal muzun 18 kiloluk kolisi Ekvador*da 9 dolar- dan satılmaktadır." Yani "Çikita"nın yerindeki kilo fiyatı 50 cent. Ya da 250 bin liradan biraz fazla. Prof. Dr. Sipahioğlu anlatıyor "Bu fiyata gümrük ve fon giderferi de eklendiğinde ithal muzun Türkiye'de kilosu 700-800 bin liradan aşa- gıya satılması asla mümkün değilken fiyatın 400 bin liraya kadar düştüğünü görüyoruz." Ya yerli muz? "Yerli muz bahçede 250 bin lira iken tüketicinin eli- ne ulaştığında fiyatı 750 bin lirayı buluyor." Bir çarpıklık var... Hem de nasıl? "İthal muz, gümrük ve fonu ile üstelik dolann yük- selişi karşısında yerli muza oranla düşük fiyattan sa- tılabiliyor ise, ülkemıze yasadışı yollardan muz giriyor mu sorusunu akla getiriyor..." Peki muz üreticileri ne istiyor? Prof. Dr. Hüseyin Sipahioğlu: "Muz ithalatına eylül ve nisan aylan içinde kota kon- malı, kota 50 bin tonla sınıriandınlmalıdır." Dünya Bankası'ndan 100 milyon dolar kredi aldığı zaman göbek atan Türkiye, "Çikita"ya yılda 100 mil- yon dolar ödüyor. Ayran ve tahtırevan hikâyesi! Alanya'daki Dim Barajı sulaması ile Türkiye'nin muz üretimini yılda 200 bin tona çıkarması da olası. Ama o zaman "tahtırevan"a kim binecek! Dünyada "muz savaşı" yaşanıyor... Yunanistan, muz ithal etmiyor... Türkiye ise kaçak muz cennetine dö- nüşüyor... Yoksa biz "muz cumhuriyeti"nin bir müs- temlekesi mıyiz? Ağaçlar Sıvas'taki Çumhuriyet Üniversitesi'nin kampusunda çam ağaçlan var... Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Daiı eski başkanı Prof. Dr. Suphi Münderris 'in de çiftliğinde 11 adet çam ağacı var. Ve bir de iddia var: "Münderris, Karayollan'nın araçlanyla •^kampustan 11 çamı söktörüp • çiftliğine diktirdi.' Okul adlarının pazarlanması üzerine Antalya Milli Eğitim Müdürü Süleyman Akyüz, kentteki "Atatürk" ve "Sakarya" okullarının adının bağış karşılığı satılması konusundaki yazımız üzerine diyor ki: "Kaleiçi'ndeki Atatürk llköğretim Okulu binası yetersiz kaldığı için Yeşilbahçe'de Atatürk'ün adına yaraşır yeni bir okul yaptık. Sakarya llköğretim okuluna da ek bina yapan bir yardımseverin adını vermekle biriikte adını yaşatmak için Varsak'taki yeni bir okula 'Sakarya' adını verdik. Sanıldığı gibi parayı veren isim hakkını almamaktadır." Biz aynı kanıda değiliz. Ankara'nın gözde okullarından "Bahçelievler llkokulu"nun adı önce "Ankara llköğretim Okulu" olarak değiştiriliyor. Sonra Ankara Valiliği okulu pazarlıyor ve ek bina yaptırma karşılığında okulun adı "Gülen - Muharrem Pakoğlu llköğretim Okulu" oluyor. Bitmiyor... "Hayırsever" vatandaş okulun açılışını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yapmasını şart koşuyor. Bitmiyor... Şimdilerde öğrencilerden 2 milyon 250'şer bin lira toplanıyor. Okulun kaloriferleri doğru dürüst yanmasa da toplanan parayla tören için kırmızı halı alınacak, ses düzeni kurulacak, tribün yapılacak... Ayıptır ayıp! Hükûmet ortaklan partizanca değil partiZAMca davranıyor! | Banş Ertürk | AYDINLANMA ATEŞİ fietişinı: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 ADD Öğrenci Yurdu için aydınlara destek çağrısı tO Kadın Sorunlan Araştırma Merkezi ve Kadın Araştırma- ları Derneği'nin düzenlediği "Karikatürierle Siyasette Ka- dın: 1923-1999" konulu sergi 12 Aralık'a kadar Çumhuriyet Kitap Kulübü Beyoğlu-Tak- sim'de sergilenecek. Birleşmiş MilletJer Tflrk Derneği Insan Haklan Evrensel Bildir- gesi'nin 51. yılı nedeniyle 10 Aralık'ta saat 15.00'te Türk Ida- reciler Derneği Genel Merke- zi'nde (tnkılap Sok. No:17 Kı- zılay / Ankara) bir panel düzen- liyoruz. Açış konuşmasını Rah- mi Kumaş'ın yapacağı panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Kork- maz Alemdar, Nurzen Amu- ran, Prof. Dr. Ioanna Kuçura- di ve Doç. Dr. Gencay Şaylan ka- blacak. Adana ADD Adana ADD'nin yaptırmak- ta olduğu "ADD Öğrenci Yur- du" inşaatı için aydın ve de- mokratlar yardima çağnldı. Geç- tiğimiz yıl içerisinde ınşasına başlanan yurdun inşaatının sür- düğünü belirten ADD yöneti- cileri, gelir sağlamak amacıyla özel kutlama ve anma günleri ve düğün törenleri için çelenk ve çiçek yerine pano hazırladıkla- nnı, dileyenlerin bu panodan belli ücret karşılığında yararla- nabileceklerini, böylece yurdun yapımına da katkıda bulunmuş olacaklannı açıkladılar. ADD, pano için derneğin 458 27 40 - 459 47 81 no'lu telefonlannın aranabileceğini belirtti. tstanbul Kadın Kuruluşları BirUği tKKB, Devlet Güvenlik Mah- kemesi Çumhuriyet Savcısı Sa- yın Nuh Mete Yüksel hakkın- da Merve Safa Kavakçı olayı ile ilgili olarak Adalet Bakan- lığı'nca açtınlan soruşturmayı ve soruşturma kapsamında ha- zırianan raporu büyük bir üzün- tü ve esefle karşılamıştır. Çumhuriyet Savcısı, hiç kuş- ku yok ki Cumhuriyet'in kaza- nım, ilke ve değerlerinden ya- na "taraftır" ve öyle olması gerekir... Istanbul Kadın Kuruluşları Birliği, ısrarla yasalara karşı ge- len, resmi çağnlara yanıt verme konusunda büyük bir duyarsız- lık sergileyen; olay cereyan et- tiği sırada "Türkiye Cumhu- riyeti vatandaşlığı" da tartış- malı olan bir "yabancı"yı salt ideolojik nedenlerle savunmak için dokunulmazlıklannın ar- kasına sığınan ve bu yabancı ile Çumhuriyet Savcısı arasın- da yasadışı ve yasaya karşı bir etten duvar oluşturan, (çoğu es- ki Refah Partili) Fazilet Parti milletvekillerini de parlamen- toda ettiklerı yemine rağmen başka bir "taraf" olmakla suç- lamakta ve şiddetle lonamakta- dır. Istanbul Kadın Kuruluşlan Birliği, aynca gerek Cumhurbaş- kanı 'nın gerekse Başbakan'ın ve Adalet Bakanı 'nın Merve Kavakçı olayında gösterdikleri "duyarülığı(!)'", örneği üniver- sitelerin önlerinde coplanan, saçlanndan sürüklenerek gözal- tına alınan üniversiteli genç kız- lanmız için de göstermelerini beklemektedir. 'Karikatürlerle Siyasette Kadın: 1923-1999' lstanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma Meıkezi ile Kadın Araştırmalan Derneği, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmalannın 65. yıl- dönümü nedeniyle 5 Aralık'ta "Karikatürlerle Siyasette Ka- dın: 1923-1999" konulu bir ser- gi açtı. 12 Aralık'a kadar devam ede- cek olan sergi Çumhuriyet Ki- tap Kulübü Beyoğlu-Taksim'de sergilenecek. ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACl €?. HARBt SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8AraJık POLICE NOTICE! STREET CROSSING SIGNALS Bridge Street,New PalaceYard. CAUTION STOP İLK TRAf/K S/NYALL 186B'PE 8U6ÜN, İUC TKAFİK SİHYALLERİÇlŞtKU) LONDRA'DA KUUANILMAYA gAÇLANDl. DAHA MOTORLU AMÇLAR/N OIMAD/SI BİR OBVİR- DE, TRA&K SİNYALLERİNİN HIZMETE SUfJUİ-- MASIUlN NEOENİ, AT AgASALARf OESİL, "ÖZEL' YAYALARPI.. ASIL AMAÇ, MECLİS ÜYE. LER.İNİ VE ASİLLEKİ KORUMAKTf. ÇÜNtOJ /ŞARETLER/M K.ONUUDUĞU KAVŞAK, WEST- MlMSTER SEMTİSJOEYCH VE İNGİLİZ PARLA- MEfi/rOSÜ'HA ÇOK YAK(U&. YANDA, YENİ TKAF'tC KURALISJI ANLATMAK İÇİM yHPlL- MIŞ BİR AFİŞ GÖRÜLÜYOR.. SOLOAKİ İŞARE- TİN KOLLARI PÜŞÜK VE GEÇ ANLAMtNA GE- LİYOK(GEC£l£AJ YEÇ/L IÇ/K rANIYOR^Pİ6E/İİ_ NİN KDLLARJ OIK VEDUR ANLAMUVA GEUYOIÎ. tLAN DİYARBAKIR ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'IVDEN Sayı: 1999/174 Davacı Mustafa Akın Atalay tarafından davalı Zülfiye Atalay aley- hine açılmış bulunan boşanma davasının yapılan açık dunışması sıra- sında; Diyarbakır ili, Hatboyu Cad. Yılmaz 2 Apt. Kat: 5'te ikamet eden davalı Zülfiye Atalay aramalara rağmen bulunamamış ve adresi de tespit edilemediğinden davalı hakkında açılmış bulunan ve halen Di- yarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam etmekte olan 1999/'174 esas ve 24.1.2000 tarihli duruşmaya kadar bu dava ile ilgi- li ibraz etmek ıstediği belgeleri göndermesi veya duruşmaya getirme- si, mahkemede hazır olmadığı takdirde ve kendisini bir vekille tem- sil ettirmemesi halinde yokluğunda HUMK'nun 509., 510. maddesı gereğince karar venleceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 33758 Cumhuriyef k ı t a p I a r ı Hiçbir zaman gercekleşmemesini dilediğimiz bir ütopya bu. Cumhuriyetimizin 76. yılında elbette acı verici bir ütopya. Ama düşündürücü. Romanı bitirdiğinizde, kesinlikle bir karabasandan uyanmış olacaksınız. Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 kitap kulübü (34334(CağaJoğlu-lstanbul Td: (212)514 01 96 Cumhuriyef k ı t a p I a r ı AY SALLANIYOR P.[.N.'hKpml •IP.E.N.'DEN TAVSİYELİ Depremden zarar görenlere, görrneyenlere,_görecek olaniara... Muzır Kuruluna. YÖK'e, RTUK'e, Talim ve Terbiye Kurulu'na... ^CumhurtyeC Çağ Pazarlama A.Ş Tûrkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kuKibü (34334)Cağaloğtu-istanbul Tet: (212)514 01 96 Bu kitabm tüm gelıri depreme uğrayaniara bağışlanrruştır. ANKARA ASLİYE 20. HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1998587 Da\acı Ramazan Esen Vekilı. Av. Hüseyin Çınar-Toros Sok. No: 17;23 Sıhhiye/ ANKARA *- " •' Tebliğ yapılacak Davalı Ayten Esen, 2. Cad. No: 25 Akdere ANKARA. Dava: Boşanma: 1998 58" esaslı mahkememızdekı ış bu dava ile davacı Ramazan Esen tarafından davalı Ayten Esen aleyhine acılan boşanma davasında, taraflann 1984 yılında e\lendiklen ve müşterek bir çocuklannm olduğu. davalının 1991 yılında evı terk edip gittiğı, bir daha da gelmediğı sebebijle boşanma davası açtığı duruş- masınuıda 1.12.1999 tanh saat 10 15"e bırakılrruştır. Bu ilanın gazete yayınlanhinı takıpeden 7 günü izleyen 10 giın ıçensınde davalı yan olarak varsa cevaplannı ve karşı delıllerinizi ıbraz etmeniz. karşı tarafa teblığe göndermenız, mazeret belirtmedığıniz ya da cevap vermediğinız takdirde davayı ınkâı etmış sayılacağınız hususu Teb- lıgat Yasası ile Usul Yasası'nın 195.215 ıle 377 maddesı geregınce ilanen teblıg olunur. 17 11.1999. Basın: 62249 PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Bir Transfer Olayı Geçerken şöyle bir uğradığım "Kaktüs"te en son bilgisayarmaceralarrmı anlatırken, heyecanımın do- ruk noktasında Savaş Dinçel'in söze girip "Neden bunun tüpgazla çalışanını almıyorsun?" diyerek ma- sayı kakara kikiriye boğmasına doğrusu için için bozulmuştum. Gülüşmeler kesilip, ortalık durulur gibi olunca bu kez Orhan Alkaya lafı almış, o her zamanki ağır ve öğretici üslubuyla gözlerini gözle- rime dikip, "Demek yazdıklannı hafızaya almıyor- sun?" diye bir not düşmüstü. Tiyatroculara dert an- latmak gerçekten zordu. Insanı dinler gibi yapıyor- lar, fakat dinlemiyorlardı. Dinlemedikleri gösterdik- leri bu tuhaf tepkilerden belliydi. Oysa her şey o ka- dar basit, o kadar anlaşılabilirdi ki... Bu ayın başında "Aktaş"\ar\ "Boğaziçi"ne trans- fer olmuştum... Benzerlerini ancak daha önce ya- şamış olanların bilebilecekleri gibi çeşitli uyum zor- luklarının üstesinden gelmeye, kendimi yeni koşul- lara alıştırmaya çalışıyordum. Istanbul'un Anadolu yakasında yıllardır bir "Aktaşlı" olarak yaşarken, bir- den "Boğaziçili" oluvermek hiç de kolay degildi. Bunun ne kadar zor bir şey olduğunu yeni taşındı- ğım Silivri'deki evimde kaldığım ilk gün fark etmiş- tim. Boğaziçi Elektrik, abonelerini çıldırtmak için o güne kadar tanık olmadığım yöntemler uyguluyor- du. Sizi, güne elektrikle başlatryor, bir süre sanki hep elektriğiniz olacakmış duygusunu veriyor, sonra bir- den kesiveriyordu... Hidroforonuz devreden çıkı- yor, kat kaloriferinize bağlı radyatörlerden "tilik, tu- luk" gibi garip sesler gelmeye başlıyordu. İlk koşu atlattıktan sonra, kendinize "Acaba hangi odada ışık yanıyordu?" sorusunu sorarak evin içinde ko- şuşturmaya, açık olduğunu sandığınız düğmeleri kapatmaya başlıyordunuz. Bir süre sonra, evinizin içine dağılmış "dijital" göstergelerin göz kırpmala- nndan elektriğin yeniden geldiğini anlıyor, sırasıyla fınnınızın, müzik setinizin, masa saatinizin zaman ayar- lannı yeniden yapıyor, çamaşır makinenizin yanm kal- mış programını başa alıyordunuz. Derken, cereyan yeniden kesiliyor, aynı "ritüel" yeniden başlıyordu. Çıldırtma dozu aynı olmakla biriikte Aktaş Elekt- rik'in uyguladığı yöntemler daha farklıydı. Yaşadı- ğınız şoklar genellikle akşam ve gece saatlerine ya- yıldığı için yıllar içinde geliştirdiğiniz reflekslerle "o/ay"ı daha kolay atlatabilme olanağına sahiptiniz. Yolda yürürken ortalık karanlığa gömülüverince ilk elektrik direğine toslayıp kafanızı gözünüzü yar- mak, takılıp yere kapaklanmak ya da kapıcının uyu- duğu saatlerde asansörde mahsur kalmak gibi ta- lihsizlikler biryana bırakılacak olursa, evinizde mum ışığı altında romantik, mutlu saatlergeçirebiliyordu- nuz. Başka bir odaya geçerek, televizyonun çıkar- dığı o tatsız çıtırtılardan kurtulma şansınız da var- dı. "Kaktüs"tek\ anlayışsız dostlanma işte bunlan anlatmaya çalışıyordum... Bir hafta önce üst üste tam dört "şok" yaşamıştım. Boğaziçi Elektrik coş- muş, cereyanı üç saat içinde tam dört kez kesmiş- ti. Işin tuhafı her kesinti iki, bilemediniz beş dakika sürüyordu. Ne var ki bu kısa kesintiler bilgisayarı- nızın çökmesi için yeterliydi. Tam yazınızı bitinmiş, sonunu nasıl bağlayacağım diye düşünürken, ek- ran kararıyor, yazılar bir daha gelmemecesine yok oluyordo. Yeni baştan yazıyordunuz! Aynı yazıyı üç kez, dört kez yazmak zorunda kalmak, yazı yazma keyfinizi kaçınyor, elektriğine de, özelleştirmesine de, enerji politikasına da lanetieryağdırıyordunuz... Çektirdikleri onca işkence, mallanna verdikleri onca zarar nedeniyle abonelerinden özür dilemeyi bir kez olsun düşünmeyen bu "özel elektrik şirket- teri'nin önceleri beceri, bilgi, yetenek, sorumluluk ve ciddiyet yoksunluklarından kaynaklanan kesin- tiler, son günlerde sanki sistematik bir uygulamaya dönüşmüştü. Size vermeye yükümlü oldukları ce- reyanı keserek, akılları sıra sizde yeni bir "enerji bi- lind" yaratmaya yönelik bir "strateji" uyguluyorlar, diye düşünüyordunuz. Bizler, bizleri yönetenlerce hep "ahmak" bellendiğimiz için, bizi zaman zaman ka- ranlıkta bırakarak, karanlıkla, soğukla korkutarak, evimizdeki elektrikli aygıtlan bozarak planladıkları ölümcül enerji politikalanna bizleri de ortak etmek istiyoriardı. Yırmi beş kilometre açığından fay hattı geçen Akkuyu'da inşa edilecek bir nükleer tesise "Evet!" diyecek kadar derin bir korkuya kapılmalıy- dık. On yıl içinde kendi topraklanndaki nükleer ener- ji tesislerini kapatma karan almış ülkeler nükleer enerji ihaleleri için Türi^iye'ye koşuyoriardı. Onlar pis- liklerden arınırlarken, bizler radyoaktif pisliğe gömü- lecektik. Bizden, bunlann nedenini artık soramaya- cak ölçüde aptallaşmamız bekleniyordu... İki gündür nedense cereyan kesilmiyor buralar- da. Belki de umudu kestiler bizden. Hep onlann bek- ledikleri olacak değil ya!.. Ama yine de belli olmaz. Sahi, bu bilgisayarların tüpgazla çalışanı var mıydı, allahaşkına? (Faks:0212-212 3198) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Çaykovs- ki'nin ünlü bir bale müziği. 2/ "Doğar — mi- delerdennurto- 3 pu ihtilaller" (F.N. Çamh- bel)... Umursa- 5 maz. 3/ Büyük _ kadın, hatun, " hanım . Orta J Anadolu'da bir göl.4/A6ika'da ° yaşayan bir an- g tilop. 5/ Daha çok boyunda göriilen, lenfdüğümlenmelerinin şişkinliğiyle belirgin tü- berküloz türü... Dani- marka'nın plaka işareti. 6/ Ekonomik alanda ken- 4 di kendine yeterli olma- ya yönelen bir ülkenin rejimi. 7/ Eski dilde 6 göz... Mozart'ın, Türk 7 müziğüıden esinlenerek g bestelediği ilk operası. g 8/ Anadolu halklaruun en eski ana tannçası... 1leri sürülerek savunulan düşün- ce... Yiğit. 9/ Güzelin ve güzel sanatlann doğasını uıce- leyen felsefe dalı. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Kûhıstan hükümdan Keykâvus tarafından yazılan ve Mercimek Ahmet tarafından Türkçeye çevrilen ünlü ya- pıt. 2/ Ele avuca sığmaz... Matem. 3/ Ünlü bir Roma im- paratoru. 4/ Marmara Bölgesi'nde birgöl... Bir cetve! tü- rü. 5/ Galyum elementinin simgesi... Izin, müsaade. 6/ Dâhı... Yer>Tizüparçası. 7/ Antalya yöresine özgü, kabur- ga ve pirinçle yapılan bir yemek... Bir nota. 8/ Herhangi birtopluluğu oluşturanbireylerden herbiri... "Erbâb-ı ke- mâli çekemez nâkıs olanlar ' Rencide olur i huffaş ziyâdan" (Ziya Paşa). 9/ Bü- film ya da oyunda teknik ustalıkla yapılan hile... Bir işi yaptırabilme gücü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear